g)- Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Mehmet Fikri KARADAĞ ; Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun derneğe üye olmak için dernek binasına geldiğini, ilk görüşmelerinde kendisini Nano teknolojisiyle uğraşan bir kişi olarak tanıttığını ve bazı projeleri kendisine anlattığını, kendisine Kuvayı Milliye Derneğinin Arge Şube Müdürlüğü görevini verdiklerini beyan etmiştir.
Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR; Recep Gökhan SİPAHİOĞLU' nun Kuvayı Milliye Derneğinin ARGE sorumlusu olduğunu ve ailece görüştüklerini, dernekte aynı duygu ve düşünceleri paylaştığı ve inandığı tek insan olduğunu, şahsın (1) adet kurusıkı tabancasının bulunduğunu, bir adet de ruhsatlı olup olmadığını bilmediği küçük bir silahı olduğunu bildiğini, , kendisine 21.10.2007 tarihli telefon görüşmesindeki ; Recep'in "Fırının yan camına bak. O yan camı ben deldim." "Mermiyle bak gel gel..." dediği, kendisininde "Tamam gördüm ... çakmadılar değil mi abi" dediği yine Recebin "Yok K... Pezevenk Onlar" şeklindeki görüşmenin sorulması üzerine ise ; görüşmeyi sonradan hatırladığını, 2007 yaz aylannda kendisi ve oğluyla Recep SİPAHİOGLU'nun Maltepe/İdealtepede bulunan evine ziyarete gittiklerini, ziyaret sonrası bir fmnm karşısında dolmuş beklerken Recep'in kendisine evinin birinci katından telefon ile "Arkandaki yere bak geçen gün oraya ateş ettim. Camı deldim. Onlan zaten sevmiyorum kürt p.. .nkler." diye bağırdığını, o geceden yaklaşık 2-3 gün sonra bunu neden yaptığını sorduğunda Recep'in yanlışlıkla oraya ateş ettiğini söylediği, bu konuyu ifadesinde Recep'in başının sıkıntıya girmemesi için söylemediğini, konuyu adli mercilere bildirmediklerini,beyan etmiştir.
Ali KUTLU ; Kuvayı Milliye Derneği genel merkezinde denetleme kurulu başkanı olarak çalıştığını, Recep Gökhan SİPANİOĞLU'nu demekten tanıdığmı,derneğin ARGE departmanının sorumlusu olduğunu, kendisi demekteki görevinden ayrıldıktan sonra yine demek üyesi olan Seda YİVLİ isimli arkadaşı ve Murat ZELYURT ile bu kişinin Kadıköy'deki Denge mühendislik isimli şirketinde 4-5 ay çalıştıklannı, kendisinin inşaat teknikeri olarak çalıştığını, şirketteki görevinin bu kişinin inşaat şantiyelerini denetlemek,şirketi tanıtarak yeni müşteriler bulmak olduğunu, kendisinin yanında çalıştığı sürede ailesi ile birlikte ikamet ettiği evde kaldıklannı, Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun yanından aynlnktan sonra bu kişinin aslında kendilerini çevresine karşı caydmcı olmak ve korku vermek için işe aldığını değerlendirdiğini,çünkü genelde anlaşmazlığa düştüğü yerlere kendilerini gönderdiğini, bu yerlerden bazılannm İTÜ Uzay Uçak Mühendisliği Bölümü, Hayrünnisa Hastanesi Yenibosna Şubesi,Koç Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Bölümü gibi yerler olduğunu, bu yerlerden birisinin avukatı ile telefonda taştıktan sonra avukatın Yenibosnaya geleceğini söyleyerek Murat ZELYURT'a bir silah verdiğini gördüğünü, bu olaylardan sonra kullanıldığını anlayarak yanından aynldığmı, beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17 , şüpheli ve bağlantıda olduğu kişiler hakkındaki ifadesinde aynısı ile ; " ALI KUTLU, Mersin ilinden demeğe gelmişti. Kendisinin VKGB oluşumunun başlangıcında yer aldığını anlatıyordu. Bu kişinin Mersinde VKGB tarafından organize edilen bayrak mitinginde yer aldığını, bu miting öncesi 2 adet Türk bayrağının VKGB tarafından
halkın galayana getirilmesi için özellikle yaktinldığmı bundan dolayı da 10.000 kişinin tepki amaçlı Türk bayrağı açtığını bizzat kendisinden duydum.
Murat ÇAĞLAR, Ali KUTLU ile birlikte derneğe gelmişti. Dernekte yatıp kalkıyordu. Mersedes marka bir aracı vardı. Çek senet tahsilatı işi yaptığını biliyorum. Bir seferinde, Hüseyin GÖRÜM' ün kendisine bağırarak adamları arabanın bagajında niye buraya getirdin dediğini duydum. Daha sonra alacaklı olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı olması için Hüseyin GÖRÜM' e müracat ettiklerini, Hüseyin GÖRÜM' ün de bu işin MuratÇAĞLAR' a havale ettiğini,MuratÇAĞLAR'm da borçlu olan kişileri bulup arabanın bagajına kapatıp derneğe getirdiğini öğrendim.MuratÇAĞLAR'm Pendik ve Bakırköy de ruhsatsız silahla yakalandığını, bundan başka Antalya' da bir yerde 80 adet mermi ve ruhsatsız silahla yakalandığını biliyorum.
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, derneğin ARGE biriminden sorumluydu. Kendisine bu görevi Mehmet Fikri KARADAĞ vermişti. Nano teknoloji ile uğraştığını söylüyordu. Koç üniversitesindeki laboratuarı yapmasından kaynaklanan alacağı için ilgili kişiler ile telefonda kavga ettiğini, alacağını tahsil için Kuvayı Milliye Derneğini kullandığını, Kahraman ŞAHİN ile bu için gidip görüşmeler yaptığını biliyorum.
Oğuz Alparslan ABDULKADİR, sonradan derneğe geldi. Hırslı bir yapısı vardı. Kısa sürede ilerleyerek yönetim kuruluna girdi. Kendisine dernek binasında oda yaptı. Kadıköy çevresinde emlakçilik yaptığı için çevresindeki kişileri derneğe getirip Kuvayı Milliyeyi, anlatıyor, vatanın elden gittiğini, halkın uyandınlması gerektiğini söylüyordu." şeklinde beyanda bulunmuştur.
h)- Hukuki durumunun değerlendirmesi;
Şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu, Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşlan alanındaki faaliyet şekil ve esaslannı belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllannda kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinin faaliyetlerinde etkin rol oynadığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda yönetilmesine yardımcı olması Ar-Ge sorumlusu olarak görevlendirildiği, örgütün tetikçi kanadında görevli kişilerin profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak kendisine ve örgüte gelir temin ettiği iddia edilmektedir.
Şüpheli, kendisine Kuvayı Milliye Derneğinin kapanan web sitesini yapma ve Ar-Ge bölümü sorumluluğu verildiği, ancak buna ilişkin yönetim kurulu karannın Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN tarafından hazır bulunmayan kişilerin yerine de imza atılarak usulsüz şekilde alındığından dolayı bu konuda hiçbir faaliyette bulunmadığını, aynı şekilde dernek olarak destekledikleri bağımsız milletvekili adaylannm seçim çalışmalannda da görevlendirildiğini, bunlardan Ertuğrul OĞUZ'un İşçi Partisinden istifa ettiğini tesadüfen öğrendiğini ve bu duruma kızdığını, dernekte esrar içildiğini görerek Mehmet Fikri KARADAĞ'a şikayet ettiğini, bu tür işlere karşı görünmesine karşın süreç içerisinde onun da Hüseyin GÖRÜM ile aynı görüşe sahip olduğunu ancak dernek üyesi olan diğer kişilere karşı iyi polis, kötü polis rolünü oynadıklan kanaati edindiğini, nitekim bu nedenlerden dolayı dernekten istifa ettiğini, Oğuz Alpaslan ABDULKADİR'in kendisi dernekten istifa ettikten sonra sürekli kendisi ve ailesini arayarak geri döndürmek istediğini, bu kapsamda derneğe gelen giden kişilerden bahsettiğini, aniden ilişkisini kesemediği için Mehmet Fikri KARADAĞ ile de görüşmeye devam ettiğini, telefon görüşmelerinde geçen Seda isimli kişiyi dernekten tanıdığını, Murat isimli kişiyi tammadi-ğmı,görüşmede^ vgeçen "Paşa dan" kimin
kastedildiğini bilmediğini,hatta kim olduğunu öğrenmek için ısrar ettiğini, ancak telefonda olmaz diyerek söylemediğini,daha soma da yüz yüze kendisiyle görüşmediklerini, kendisinin telefonunu kullanarak görüşme yapan Ali'nin Yenibosna' daki hastane inşaatının laminat parke işini yapan kişi olduğunu,açık kimlik ve adresini bilmediğini, öğrenip bildirebileceğini, görüşme yaptığı Emre isimli kişiyi de tammadığmı,Ali KUTLU'yu dernekten tanıdığını, kendisine sürekli derinlik ve gizem kazandırmaya çalışan bir kişiliğe sahip olduğunu, Ali KUTLU ve Seda isimli kişinin kendisinin ticari ilişkini bildikleri için iş bağlayabileceklerini, mimarlar, fabrikatörler, işadamları ile tanıştıracaklarını söylediklerini,üç-dört gün Hasanpaşa'daki bürosuna geldiklerini,fakat herhangi bir şeyin gerçekleşmediğini,Ali KUTLU'nun aksine beyanlarını kabul etmediğini, 2007 yılında yapılan genel seçimlerden önce Hüseyin GÖRÜM'ün kendisini İsmail EKSİK ile tanıştırdığını lunduğunu ve bu kişi hakkmda"oğlum seni Jitemci ile tanıştırıyoruz işte daha ne istiyorsun, bir derdin sıkıntın olursa ara halletsin" dediğini, ancak oğlunun internetten bu kişiyi araştırarak hakkında bir çok iddialar olduğunu, Aytaç GİRAY isimli emekli bir C.savcısı ile birlikte olduklannı ve haklannda birçok iddianın bulunduğunu gördüğünü,tedirgin olduğundan dolayı bu şahsı hiçbir zaman aramadığını ve görüşmediğini savunmuştur.
İsmail EKSİK'in, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile 2000-2001 yıllannda kardeşi aracılığı ile tanıştığı, bir dönem ticari ortaklıklan bulunduğu, alice tanıştıklan şeklindeki beyanı ve İsmail EKSİK müdafi Av.Ertaç GİRAY'ın ibraz ettiği vekaletname,CD ve fotoğraflann incelenmesinden ; Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun 2003 yılında Av.Ertaç GİRAY'a vekalet verdiği, İsmail EKSİK ile Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun 2003 yılında birlikte,yan yana çekilmiş fotoğraf ve görüntülerinin bulunduğu anlaşılmış, bu maddi deliller ile Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun ifadesinin doğru olmadığı, kendisine ait bölümde genişçe izah edilen eylemleri ve özellikle Danıştay saldmsı olayından soma tespit edilen Muzaffer TEKİN ile olan ilişkisi nedeni ile İsmail EKSİK ve soruşturma konusu eylemler ile bağlantısının kurulamaması amacı ile bu yönde beyanda bulunduğu değerlendirilmiştir.
Şüpheli Kuvayi Milliye Derneğince seçim çalışmalan için görevlendirildiğine dair yönetim kurulu karan alındığını, ancak kendisinin bu faaliyetlere katılmadığını beyan etmiş ise de, soruşturma evrakına ekli fotoğraflardan şüphelinin aktif olarak seçim kampanyasına katıldığı anlaşılmaktadır.
Şüphelinin yine bu iddianamede Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğundan bahisle nakkmda dava açılan İsmail EKSİK ile bağlantısını inkannin , kendisi adına kayıtlı telefon hattı ile Danıştay Saldmsı sanığı Alparslan ARSLAN'm telefonu arasında görüşme bulunmasının da dikkate değer bir husus olduğu değerlendirilmiştir.
Yukanda özetlenen telefon görüşmelerinin şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun savunmasının aksine olarak , Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayi Milliye Derneğindeki illegal yapılanması içerisinde yer aldığını, dernekle ilişkisini kesmediğini, aksine dernek içerisindeki yapılanmada ilerleyen kişi olarak görüldüğü,Mehmet Fikri KARADAĞ ile bağlantısını devam ettirdiğini ve yeni bir oluşum için talimat vermesini beklediğini, dernek içerisindeki illegal yapılanmada kendisine önemli görevler verildiğini, ilgililerinin Kürt olduğunu söylediği bir fmnm camına demek içerisindeki yapılanmanın amaç ve yöntemine uygun şekilde silahla ateş ettiğini, istifa ettikten soma da demek faaliyeti olan bir mitinge katıldığını, tanımadığını söylediği Murat ZELYURT ile bağlantısını, bu yapılanmada tetikçi kanadında yer alan Seda YİVLİ,Ali KUTLU ve Murat ZELYURT'u yanında illegal faaliyetleri için bulundurduğunu, bu amaçla Murat ZELYURT'a silah temin ettiğini gösterdiği anlaşılmaktadır.
Ali KUTLU ile (Görüşme Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına kayıtlı telefondan yapılmıştır) Emre isimli kişi arasındaki 07.11.2007 tarihli telefon görüşmesindeki ; Ali'nin "... Ne diyecektim burda durumlar çok iyi, iyiye gidiye- işte» bişey söyleyecektim sana", " Hani Tanker bize Çerkez diyodu ya, telefonla sana özellikle,: is im verme isim kullanma
tamammı onunla görüşecem görüşüyoraz da gene şu şeyi yapıyoruz burda baya bize destek olacaktı, biz aynı zamanda ısıtma soğutma işine girdik kalorifer işine bi Abiyle Yüksek İnşaat Makina Mühendisi, ben aynı zamanda orta olacam hissedar olacam ne diyosun .. " , devamında başka bir konuya geçerek , Emre'nin "Kim o biraz ipucu ver", Ali'nin " Ya Efsane varya Efsane diyolar hatırlasana" dediği, Emre'nin "Ya şimdi Ali ne garip adamsın sen şimdi bu lafı deyince yani telefonu kim dinliyorsa artık kim olduğunu anlamayacak mı" , Ali'nin "...sağol bunu başka ne var neyok bunu daha sonra konuşuruz uzunlamasına ben gir ben girmeyecemde arkadaşlar girecek, benim bağlı olduğum ekibimdeki arkadaşlar" "Bu numaradan ara bundan sonra bu numaradan bana ulaşabilirsin", " Öbürlerini diğerlerini hepsi geçersizdir bundan sonra" sözlerinden , şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun yanında bulundurduğu ve illegal faaliyetlerinde istihdam ettiği,kendisi adına kayıtlı telefon hattı verdiği Ali KUTLU'nun illegal yapılanma içerisindeki faaliyetlerini gösterdiği anlaşılmaktadır.
Ali KUTLU'nun ifadesindeki ; "... kendisi dernekteki görevinden ayrıldıktan sonra yine dernek üyesi olan Seda YİVLİ isimli arkadaşı ve Murat ZELYURT ile bu kişinin Kadıköy'deki Denge mühendislik isimli şirketinde 4-5 ay çalıştıklarını, kendisinin inşaat teknikeri olarak çalıştığım, şirketteki görevinin bu kişinin inşaat şantiyelerini denetlemek,şirketi tanıtarak yeni müşteriler bulmak olduğunu, kendisinin yanında^ çalıştığı sürede ailesi ile birlikte ikamet ettiği evde kaldıklannı, Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun yanından aynlnktan sonra bu kişinin aslında kendilerini çevresine karşı caydmcı olmak ve korku vermek için işe aldığını değerlendirdiğini,çünkü genelde anlaşmazlığa düştüğü yerlere kendilerini gönderdiğini, bu yerlerden bazılannm İTÜ Uzay Uçak Mühendisliği Bölümü, Hayrünnisa Hastanesi Yenibosna Şubesi,Koç Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Bölümü gibi yerler olduğunu, bu yerlerden birisinin avukatı ile telefonda taştıktan sonra avukatın Yenibosnaya geleceğini söyleyerek Murat ZELYURT'a bir silah verdiğini gördüğünü, bu olaylardan sonra kullanıldığını anlayarak yanından aynldığmı..."
Gizli Tanık 17' nin şüpheli ve bağlantılı olduğu kişiler hakkındaki ifadesinde aynısı ile ; " Ali KUTLU, Mersin ilinden derneğe gelmişti. Kendisinin VKGB oluşumunun başlangıcında yer aldığını anlatıyordu. Bu kişinin Mersinde VKGB tarafından organize edilen bayrak mitinginde yer aldığını, bu miting öncesi 2 adet Türk bayrağının VKGB tarafından halkın galayana getirilmesi için özellikle yaktınldığmı bundan dolayı da 10.000 kişinin tepki amaçlı Türk bayrağı açtığını bizzat kendisinden duydum.
Murat ÇAĞLAR, Ali KUTLU ile birlikte derneğe gelmişti. Dernekte yatıp kalkıyordu. Mersedes marka bir aracı vardı. Çek senet tahsilatı işi yaptığını biliyorum. Bir seferinde, Hüseyin GÖRÜM' ün kendisine bağırarak adamlan arabanın bagajında niye buraya getirdin dediğini duydum. Daha sonra alacaklı olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı olması için Hüseyin GÖRÜM' e müracat ettiklerini, Hüseyin GÖRÜM' ün de bu işin Murat ÇAĞLAR' a havale ettiğini, Murat ÇAĞLAR'm da borçlu olan kişileri bulup arabanın bagajına kapatıp derneğe getirdiğini öğrendim. Murat ÇAĞLAR'm Pendik ve Bakırköy de ruhsatsız silahla yakalandığını, bundan başka Antalya' da bir yerde 80 adet mermi ve ruhsatsız silahla yakalandığını biliyorum.
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, derneğin ARGE biriminden sorumluydu. Kendisine bu görevi Mehmet Fikri KARADAĞ vermişti. Nano teknoloji ile uğraştığını söylüyordu. Koç üniversitesindeki laboratuan yapmasından kaynaklanan alacağı için ilgili kişiler ile telefonda kavga ettiğini, alacağını tahsil için Kuvayı Milliye Derneğini kullandığını, Kahraman ŞAHİN ile bu için gidip görüşmeler yaptığını biliyorum."
Oğuz Alpaslan ABDULKADİR, sonradan derneğe geldi. Hırslı bir yapısı vardı. Kısa sürede ilerleyerek yönetim kuruluna girdi. Kendisine dernek binasında oda yaptı. Kadıköy çevresinde emlakçilik yaptığı için çevresindeki kişileri derneğe getirip Kuvayı Milliyeyi, anlatıyor, vatanın elden gittiğini, halkın uyandmlması gerektiğini söylüyordu"
Şeklindeki beyanları, yukanda yapılan değerlendirmeyi destekler niteliktedir.
Tüm bu açıklamalar ile ; şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurlann" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyannca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşlan alanındaki faaliyet şekil ve esaslanm belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayi Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllannda kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayi Milliye Derneğinin Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda derneğin legal faaliyetlerinde görev aldığı, Ar-Ge sorumlusu yapıldığı, aynca kendisinin yanma görevlendirilen tetikçi kanadında görevli Ali KUTLU,seda YİVLİ ve Murat ZELYURT isimli şahıslann profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak kendisine ve örgüte gelir temin ettiği, yönünde hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu anlaşıldığından,
Şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun eylemine uyan; TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.
Aynca;
Her ne kadar Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR şüphelinin ruhsatlı olup olmadığım bilmediği bir silahı bulunduğunu beyan etmiş ve şüpheli yukanda yazılı telefon görüşmesinde silah kullanarak bir işyerine ateş ettiğinden bahsetmiş, yine Ali KUTLU şüphelinin Murat ZELYURT'a silah verdiğinden bahsetmiş ve şüphelinin oğlu Turan ile Murat ZELYURT arasında yapılan telefon konuşmasında silahtan bahsedilmiş, evinde de mermiler ele geçmiş ise de, bu silah ele geçmediğinden izinsiz silah bulundurmaktan dolayı sorumlu tutulamayacağı, ancak evinde yapılan aramada ele geçirilen dolu mermiler nedeni ile;
TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile 6136 Sayılı Kanunun 13/4 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarmca cezalandırılması talep edilmiştir.
76-ŞÜPHELİ MUHAMMET YÜCE a)-Emniyet ifadesinde;
1998 yılında yaptığı askerlik görevinden soma uzman çavuş olduğunu, Ankara Etimesgut Askeri Havaalanında göreve başladığını, 5 Yıl 6 ay aynı birimde görev yaptıktan soma 26 Eylül 2006 tarihinde sağlık nedeniyle ayrıldığını, Bursa iline yerleştiğini, 9 ay kadar Ilve isimli özel güvenlik şirketinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, daha soma bu işi bıraktığını, şuanda herhangi bir işte çalışmadığını, 0537 878 66 42 numaralı adına kayıtlı hattı 1,5 yıldır kullandığını,
Soruşturma kapsamındaki kişilerden;
Mehmet Fikri KARADAĞ'I Kuvayi Milliye Derneğinin başkanı olarak tanıdığını, 2007 yılında Mersin'de Kuvva Yemini ettirirken televizyonda gördüğünü, bu yemin töreninin hoşuna gittiğini ve Mehmet Fikri KARADAĞ' a karşı sempati duyduğunu, 118'den Kuvayi Milliye derneğinin telefonunu alıp, Fikri albay ile görüştüğünü, Mehmet Fikri KARADAĞ'a kendisini tanıtıp, yemin törenini televizyonda izlediğini ve tanışmak istediğini söylediğini, kendisini derneğe çağırması üzerine bir müddet soma Kuvayi Milliye derneğine gittiğini ve Mehmet Fikri KARADAĞ ile tanıştığını, görüşmeye başladıklanm, bu görüşmede "komutanım derneğin var mı bir geliri" diye sorduğunda Fikri KARADAĞ' m "makbuzla bağış topluyoruz, başka herhangi bir gelirimiz yoktur" dediğini, hatta kendisine makbuz verip Bursa'dan yardım toplamasını istediğini ancak kendisinin 'buriu' kabul etmediğini, bir
defasında da Kadıköy' de bir çay bahçesinde görüştüklerini, gündelik konularda kendisiyle görüştüğünü, en son bir ay kadar önce telefon ile görüştüğünü, diğer şahıslan tanımadığını, Kuvayı Milliye derneğine üye olmadığını,
Mehmet Fikri KARADAĞ ile herhangi bir eylem planlayıp planlamadıklannın sorulması üzerine; Herhangi bir eylem planlamadığını, Fikri KARADAĞ' ın kendisini Kadıköy'deki bir mitinge davet ettiğini, ancak gitmediğini, Fikri KARADAĞ'm da herhangi bir şekilde eylem için adam bulma yönünde bir talebinin olmadığını,
01.01.2007 tarihindeki Mehmet Fikri KARADAĞ ile yaptığı telefon görüşmesinin doğru olduğunu, kendisinin DTP yi sevmediğini, bu nedenle bombalamak istediğini, DTP nin İstanbul veya herhangi bir binasını bombalamayı düşündüğünü, ancak daha sonra vazgeçtiğini, Fikri Albay' ın telefonda kendisine "istediğimiz zaman yapacağız" dediğini, ancak ne zaman yapacaklannı söylemediğini, Fikri Albayın talimatlanna göre hareket etmediğini, Mehmet Fikri KARADAĞ' ın da kendisine herhangi bir talimat vermediğini, Fikri Albay' m talimatlannı yerine getirmeyeceğini, gerçekleştirmeyi düşündüğü eylemden sonra Türkiye'nin ikiye bölüneceğini ve iç savaş çıkacağını düşünerek vazgeçtiğini,
Fikri Albay' m Kuvayı Milliye Derneğine eleman lazım olduğunu söylediğini, dernekte çalışsınlar mitinglere katılsınlar diye kendisinden adam temin etmesini istediğini, bunun üzerine araştırma yaparak Bursa Emek Köyünde 5-6 genç bulduğunu ancak daha sonra vazgeçerek göndermediğini, kontur gitmesini istemediği için de telefonda konuşmayalım dediğini,
Fehmi KORU' yu Yenişafak gazetesinin yazan olarak tanıdığını, kendisi ile hiçbir ilişki ve husumetinin bulunmadığını, Fikri albayın sadece Fehmi KORU'yu sevmediğini söylediğini, kendisinin herhangi bir kimseden talimat almadığını, plan yapmadığını, ancak düşündüğünü, bu eylem düşüncesini Fikri albaya söylediğini, onun da kabul etmediğini,
Selim AKKURT' un hemşerisi olduğunu, İstanbul'da K.A.diye bir fabrikatörün yanında çalıştığını, Cinayetten dolayı yakalandığını, şuanda Erzurum Cezaevinde olduğunu bildiğim, kendisini Erzurum'dan tanıdığını, ancak İstanbul'da çalıştığını bildiği için kendisi ile burada görüştüğünü, Selim AKKURT ile Fikri albayın birbirini tanıdığını, kendisinin tanıştırdığını, birbirlerine telefon numaralannı verdiğini, Fikri Albay' ın kendisinden dört dörtlük delikanlı bir adam istediğinde, Selim'in telefonunu verdiğini, Fikri albay' m İstanbul'da bir otelde buluşmak için çağırdığını, Selim'e ulaşamadığı için kendisine "sen ulaşabiliyorsan akşam yediye kadar orda olsun" dediğini,
Selim AKKURT' u Fikri Albay' a tavsiyesi ile ilgili olarak, Kriterlere uyup uymamanın önemli olmadığını, birde ne amaçla çağırdığını neden böyle bir adam istediğini bilmediği için kendisini söylemediğini, Selim AKKUT'u İstanbul'da olduğu için tavsiye ettiğini, Erzurum Oltu'da Selim ve ağabeylerinin kanştığı bir silahlı çatışma olduğunu, Selim AKKURT' un ailesinden ölenlerin olduğunu, bir yıl sonrada karşı taraftan bir kişinin öldürüldüğünü, bu olay nedeniyle Selim AKKURT' un aranıp aranmadığını bilmediğini,
Orhan PAMUK' u bildiğini, herhangi bir husumetinin olmadığını, Orhan PAMUK' u kaldırma konusunda Selim AKKURT ile aralannda konuştuklannı, ancak herhangi bir şey yapmadıklannı, Orhan PAMUK' a silahlı saldın düzenlemek için herhangi bir talimat almadığını, eylem için bir plan yapmadığını,
İstanbul' da bu konu ile ilgili maddi destek sağlayacak kişiyi bilmediğini, Fikri Albay' m bir hakim ve savcı tanıdığının olduğunu söylediğini, sadece tanıştıracağını söylediğini, Orhan PAMUK' a suikast için bir amaçlannm olmadığını sadece düşündüklerini sonradan vazgeçtiklerini,
Coşkun ÇALIK' m olaylan gerçekten biliyor olabileceğini,
Ali GÜRBÜZ' ün hiçbir iş yapmadığını, Bursa Osmangazi ilçesine bağlı Emekköy beldesinde bulunduğunu, kendisi ile Emekköy ülkü ocaklannda tanıştığını, Ülkü ocaklannda herhangi bir görevi olmadığını, sadece gidip geldiğini bildiğini* "Ç^kişiyi Kuvayı Milliye
derneğine getirmek için istediğini, bu şahıslan Fikri KARADAĞ' ın istediğini, niçin istediğini bilmediğini, Kadıköy'deki derneğe gitmeleri için çağırdığını, herhangi bir sebebin olmadığını,
Adı geçen diğer şahıslan tanımadığını, hiçbir ilişkisinin olmadığını, medyadan tanıdığını, şahıslarla bir husumetinin bulunmadığını, Bu şahıslara suikast yapmak için herhangi bir kimseden talimat almadığını, eylem hazırlığı içinde bulunduğunu ancak vazgeçtiğini, bu eylemleri Ali GÜRBÜZ, Selim AKKURT ve Ali GÜRBÜZ'ün temin ettiği isimlerini bilmediği şahıslarla birlikte gerçekleştirmek istediklerini, sonucunu düşündükten soma vazgeçtiklerini, bu aşamadan soma susma hakkını kullanmak istediğini beyan etmiştir.
Dostları ilə paylaş: |