GüNÜMÜz tüRKÇESİyle evliya çelebi seyahatnamesi



Yüklə 1,64 Mb.
səhifə14/36
tarix06.09.2018
ölçüsü1,64 Mb.
#77948
növüYazı
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   36

5 • vermek sadedinde iken büyük kardeş olan Mikloş adlı kâfir,

"Böyle atalarımızın kalesi Türk'e nasip olmasın" diye kale-• vakıp kimi Seçan Kalesi'ne, kimi Eğri Kalesi'ne ve kimi Son-lok Kalesi'ne kaçtılar.

Budin Veziri Mehmed Paşa bu kaleye yetişip çok yerlerini teşten kurtarıp o kadar dayanıklı imar etti ki sanki İskender Şeddi olup sancakbeyliğini Budin'de ılıca sahibi Veli Bey'e ih­san etti.

Sonra 1002 [1594] tarihinde Sultan III. Murad Han zamanın­da kâfirler 7 ay Hatvan Kalesi'ni dövüp zafer bulamadı, ama Novigrad Kalesi'ni alıp zafer buldu, îslâm askeri de Hatvan al­tında bozulup büyük rüsvalık oldu.

Daha sonra 1004 [1596] tarihinde Sultan III. Mehmed zama­nında kâfir Hatvan Kalesi'ni zapt eyleyip içinde olan bütün in­sanları kılıçtan geçirip küçük büyük ve kadınlarını esir ettiler.

Yere gelesi kâfirin bu kaleyi işgal etmesi "Cağaloğlu Sinan Paşa'nın yardıma yetişmediği sebep olmuştur" diye yazmışlar.

Sonra yine Sultan III. Mehmed Han 1005 [1597] tarihinde Eğri seferine giderken Sorılok Kalesi'ni ve bu Hatvan Kalesi'ni fethetti; Vezir İbrahim Paşa eliyle.

Bu Hatvan Kalesi'nin nice ihtiyarlardan kuşatma ve mace­ralarını dinledik ama kısaltarak yazdık.

Hâlâ III. Mehmed Han yazımı üzere Eğri Eyaleti'nde başka Paşa Sancağı tahtıdır. Kanun üzere paşasının hass-ı hümâyûnu 400.000 akçedir. Sancağı altında 12 zeameti ve 353 timarı var. Alaybeyi, çeribaşı ve yüzbaşısı var. Kanun üzere erbâb-ı umar­ları ve paşası cebelüleri ile sefer sırasında 6 bin adet seçkin as­ker olur. 150 akçe pâyesiyle şerif kazadır, ama müftüsü ve na-kibüleşrafı yoktur. Eğri kulu serdarı ve dizdarı, 10 adet kale ağaları, 300 adet yarar kale neferleri, muhtesibi, bâcdarı, emi­ni, haraç ağası, mimar ağası ve şehir kethüdası vardır, başka hâkimleri yoktur.

133


Hatvan Kalesi'nin zemininin şekli

Bir top menzili doğu tarafında bağlar bayırından uzak ge, niş bir ovada Zakve Nehri batağı ve çatağı gölü içinde sanki bjr kulpsuz bardak gibi yatar bir kaledir. Mesela bardağın karnı varoşudur ve bardağın boğazı iç kalesidir. Bu kale Kanije gibj Sigetvar ve Ustolni kaleleri gibi palanka çit, dolma, rıhtım ve 3 kat sağlam ve dayanıklı kaledir ki her kat duvarının araların, da derin ve geniş hendekleri vardır. Her hendeğin içinde Zak­ve Nehri suyu dolu olup içinde balıkçı kayıkları gezer. Ta uzun bir top menzili etrafı böyle bir derya gibi göl bataktır.

Bu narin kale çepçevre bin adımdır ve 8 adet büyük tabya­dır. Üçü kârgir tuğla yapı, İskender Şeddi büyük tabyalardır ki her biri batak içinde kaplumbağa gibi yatar büyük burçlardır. Bu 8 tabyalar üzerinde 21 adet uzun balyemez topları var, geri­de büyük küçük 86 adet topları var ki burçlarında hazır toplar­dır. Ve diğer silâh ve cebehanesine sınır yoktur.

Ve 2 adet kapısı var. Büyük kapısı kıbleye doğru açılır, 3 kat sağlam kapılardır. Aralarında kale neferleri hazır olup ka­lenin dinlenme yeri bu kale kapıları arasıdır. Her kapı önünden bir kat ağaç köprü ile geçilir, bu köprüler üçer yerden her gece kalkıp kale bir adada kalır, bir yerden geçmek mümkün değil­dir. Kapıların kemerleri şeddadi kârgir yapı hoy kulelerdir ki büyük kapı kulesi üzerinde bir ibretlik saat kulesi var, çanının sesi Sonlok'ta ve Değirmeııderesi'nde duyulur bir heybetli saat çanıdır.

Bir kapısı da batı tarafa açılır küçük kapıdır. Bundan içeri araba girip çıkamaz, atlı ve yaya kapısıdır.

Bu kapıdan taşra hendek aşırı bir at değirmeni vardır ki çarkları Macar tarzı ibretliktir.

Bu iç kale içinde 500 adet daracık evleri var, asla bahçeli ve ağaçlı haneleri yoktur, hepsi ahşap yapı ve baştanbaşa şindire tahta örtülü evlerdir. Bunlardan Pasa Sarayı ve Alaybey hane­si mükelleftir.

Tamamı (—) mihraptır. Biri Süleyman Han Camii [35a] iken kâfirler yaktıktan sonra imar olup III. Mehmed Han Ca­mii olmuştur. Ve Budinli Hacı İbrahim Camii, tahta örtülü ve kârgir minareli gayet sevimli aydınlık camidir. Bir mahal-

134

• fliescidi, (—) adet medresesi, 2 adet sıbyan mektebi, (—) adet derviş tekkesi, (—) adet tüccar hanı, l adet basık küçük hama­mı ve 53 adet dükkânları var.



Bütün sokakları baştanbaşa tahta döşelidir, zira bu kale ba­taklık içinde olmakla kaldırım döşeli değildir. Hatvan Varoşu'nun şekli

Yukarıda yazılı büyük kapının hendeği dışında büyük bir varoştu1"- Onun da çevresi palanka kaledir, ama o kadar sarp palanka değildir. Yine etrafında tabyaları, dirsekleri, mazgalla­rı ve yer yer sahi topları vardır. Bunun da iki kapısı vardır. Bu­nun kapı önünde Zakve Nehri üzerinde 3 kat köprülerin yanın­da 3 göz su değirmenleri maşaallah çark-ı felek gibi dönüp ince un öğütürler.

Bu varoş içinde 200 kadar tahta örtülü ve tahta havlılı ev­ler vardır, çoğu fukara haneleridir, ama geniş evlerdir. Camile­ri, han ve hamamları ve çarşı pazarları yoktur. Büyük varoş ka­pısı hendeği köprüsü başında,

Hasan Baba ve ona yakın Velim Baba ziyareti, gazilerdir, sırlan aziz olsun.

Şehrin tüm mezarlığı bu taraftadır; zira bu mahal toprak-lıktır, bataklık ve çataklık değildir. Tamamen şebekeli bostan­lar ve poyata (baraka) evleridir. Bütün bağ ve bahçesi bu ka­lenin doğu tarafına bir top menzili uzak mesafede bir yüksek bayır üzerinde bin kadar vardır. Karakolhaneleri vardır, zira kâfirlerden korkulur.

Suyu ve havası gayet hoştur ve bütün halkı gece gündüz Seçan, Filek, Germat ve Semendire kâfirleriyle cenk ederler, ga­yet gazi şahbaz yiğitleri vardır. Zakve Nehri Seçan dağlarından gelip bu Hatvan Kalesi batağından geçip kıbleye doğru akarak bir günde Sonlok Kalesi hendeğinden geçip hemen kale dibinde büyük Tise Nehri'ne karışır.

..................(2 satır boş)....................

Bu Hatvan Kalesi'nden de 300 adet pür-silâh gazi yiğitler alıp doğu tarafa Hatvan kırlığı içinde menzil arabalarıyla seğir­tip,

Çand Köyü menzili: Büyük bir Macar köyüdür, ama Hat­van nahiyeleri köyüdür. Bu mahalde büyük bir hendek vardır.

135


Bir ucu batı tarafta Tuna kenarında Vaç Kalesi'ndedir. Bir u Eğri altından dolaşıp büyük Tise Nehri'ne varır dayanır. M ger bir kral Eğri ovalarına Tuna'yı akıtıp mamur etmek içün 7 yıl kazmış. Garip ve acayip temaşagâhtır ki bu büyük hend ği gören adamın aklı gider, zira insanın yapacağı şey değildjr Bir reaya 7 yıl bu hendeği kazmaktan canından bezip elindek' kazma ile kralın kellesini kazmış, vuran kâfirin vücudu defte-rini de yeryüzünden kazımışlar. Hâlâ hendek muattal olup hâli üzere durur.

Onu seyredip oradan, Naküt Köyü, oradan Kapona Köyü Tarna Nehri kenarında 500 haneli ve kiliseli Macar köyleridir Tarna Nehri, Honot dağlarından ve Matra dağlarından beri toplanıp Sonlok Kalesi yakınında Tise Nehri'ne karışır.

Oradan Pazma Köyü, bu anılan köyleri 11 saatte, ovaları ve yeşillikler içinde mamur köyleri geçerken sevimli ve güzel Macar civanlarını temaşa ederek Eğri'ye doğru gidip,

Doğru yiğit gaziler yurdu, yani sağlam Eğri Kalesi'nin

özellikleri

Doğru derler Eğri Kalesi'dir. Macarcada (—) (—) demektir. Macar tarihlerine göre Menûçehr evlâtlarından Nagban Ejder yapısıdır.

Sonra Hırıştoş Yaylası'nda Eğri fatihi Mehmed Han'ın 7 kral ile cenk ettiği mahalde Türk Oru adlı bir hendekli toprak­tan kale yapmıştır, hâlâ Türk Oru derler durur, o da Menûçehr evlâdı yapısıdır. Bu Eğri Kalesi nice kâfir kralları ellerine girip 800 yıl Orta Macar elinde mamur olmuştur. Erdelistan'ın Kı-zılelması derler. 959 [35b] tarihinde Tımışvar fâtihi İkinci Ve­zir Ahmed Paşa Süleyman Han'ın fermanıyla Eğri Kalesi üze­re serdar olup Tımışvar etraflarında 40-50 pare kaleleri fethe­der, sonra Sonlok gibi bir Yecuc Şeddi gibi kaleyi fethedip son­ra Eğri Kalesi'ne sarılıp doğrutmak istedikte 40 gün dövüp 40 gece de İslâm askerlerine kâfirlerin çokluğu göz açtırmaz. 41. gün yağmur, tipi ve kışın şiddetinden askerin elleri ve ayakları tutmayıp fetihsiz dönüp bütün asker Tımışvar'a çıkarlar.

Meğer Allah'ın hikmeti yârı kılmayıp fethi Sultan Süleyman'a nasip olmadı. Sonunda 1004 tarihi Şevval ayının 13. [10 Haziran 1596] gününde Sultan III. Mehmed Han Eğri

136

zasına yönelip 1005 tarihi Saferinin birinde bizzat Sultan III. x/fehrned Han Eğri Kalesi'ııi kuşatır, o gece kâfirler İslâm aske-. ı^iaısundan taşra varoşu bırakıp orta kaleye girip başlarlar. î vakti İslâm askeri varoşa girerler. O saat Eğri'yi 11 yerden r üe dövmeye başlayıp metrisler yürümeye başlarlar. Kale-in doğusunda olan bağlar bayırında olan metrisler Frenk Ka­lesi içinde olan kâfirlerin amamın keser, Anadolu Veziri Uzun



1 ala Mehmed Paşa ve Rumeli Veziri Hasan Paşa bağlar tarafın­dan Frenk Hisarı'na toprak sürüp kaleyi zayıflatırlar ve o an ka­leye yürüyüş ederler, hamd olsun Frenk Hisarı'm fethederler. Daha sonra bütün kâfirler iç kaleye dolarlar.

Ardından Safer'in 19. günü aman isteyerek kâfirler çıkınca birkaç beylere ve beyzade keferelere aman verilip rehin alıko-nup gayri kâfirler kaleden silâhsız giderken İslâm askeri kâfire sataşır, onlar Hatvan'da ümmet-i Muhammed'i vere ile nasıl kırdılarsa, onları da tamamen keskin kılıç yemi ederler, geri­ye ancak beyzadeleri kalır. Eğri Kalesi muhafazasına Anadolu Eyaleti'yle Koca Mehmed Paşa kalıp kaleyi tamir etmeye başlar, Sultan III. Mehmed de tabur çengine gider. Allah'ın hikmeti bu Eğri Kalesi'nin fethi Süleyman Han'a nasip olmayıp III. Meh­med Han'a nasip olduğuna tarih, Çatalzâde güftesi: (...) (...) (-) Nemse'den Sultan Mehmed aldı Eğri Kalesi'n.

Sene 1005.

Diğer tarih:

(...) (...) (...)

Bu Eğri gazası nice tarihlerde yazılıdır, ama bu hakirin gör­düğü üzere birazcık da olsa özelliklerini yazalım. Sultan III. Mehmed Han yazımı üzere bu Eğri Kalesi eyalettir. Genellikle

2 tuğlu beylerbeyilere verilirken ilk defa Sultan İbrahim asrın­da doğancıbaşılıktan çıkan. Ak Mehmed Paşa'ya vezaret ile ve­rilmiştir. Ondan sonra nicelerine de vezirlik ile verilmek İbra­him Han kanunu oldu.

Hâlâ eyaleti 6 sancaktır. Evvelâ Sonlok Sancağı, Hatvan Sancağı, Seçan Sancağı, Germat Sancağı, Baçka Sancağı ve Se-gedin Sancağı. Eğri Sancağı paşaların kendi tahtlarıdır. Padi­şah tarafından vezirinin hass-ı hümâyûnu 650 bin akçedir. Mal

137

defterdarı, timar defterdarı, defter kethüdası, defter emini vuşlar kethüdası, çavuşlar emini, çavuşlar kâtibi, şehremini haraç emini, gümrük emini, bâcdarı, 9 adet zeamet erbabı, 357 adet Umarı erbabı, alaybeyi, çeribaşı ve yüzbaşısı vardır. Paşas ııın ve tüm timar erbabının kanun üzere cebelüleri ile savaş s~ rasında Eğri Eyaletinde 20 bin adet seçkin, pak, silâhlı, mükern mel, heybetli, cesur, yiğit ve namlı askerleri olur. Ancak diğer serhad gibi değillerdir, bütün askerîleri ha desen mevcuttur.



Diğer hâkimlerini bildirir: Yine askerî taifelerinin zabitlerinden. Nemse Hisarı dizdarı, Macar Hisarı dizdarı, Aşa­ğı Varoşu dizdarı ve Baruthane Kalesi dizdarı. Bu 4 adet diz­darlardan başka 40 adet tuğ, sancak ve bayrak sahibi ağalan vardır.

Ve sağ ve sol, hisar azebi, beşli, martolos, gönüllü, yerli topçu, yerli cebeci, yerli kumbaracı ve yerli barutçubaşı nefer-leriyle hepsi hazır 12 bin adet pür-silâh kale neferleri vardır. 4 adet yeniçeri odasıyla bir kapukulu yeniçeri ağası vardır. Frenk Hisarı'da 12 oda yerli yeniçerileri odalarıyla başka yeniçeri ağa­ları vardır ki hakir yerinde kalması emrini getirdim, ama kıs­metimize paşa ile Dobroçin Varoşu'na mal [36a] tahsiline git­mişler. 2 adet kapukulu topçubaşı odaları var, 2 oda kapukulu odalarının ağaları var ve hâlâ 1.500 adet yerli yeniçerileri mev­cut olup kapukulları gibi üsküf, keçe ve fes giyerler. Çorbacıları Budin'in yerli yeniçeri çorbacıları gibi kuka zerdûz üsküf taşır­lar. Ve dahi 1.500 adet azep neferleri mevcuttur.

Bu yazılan kale neferleri askerlerinden, başka kalenin be­denleri, tabyaları, burçları, dirsekleri ve tüm karakolhanelerin-de yatar kalkar 3 bin adet mükemmel ve mükellef garip yiğit rnazülcü askerleri var ki dirlikte ilgileri yoktur, yine kalede her gece gözcülük ve bekçilik ederler. Ama bir gedik sahibi ölse bu mazülcünün bir eski hak edenine bos olan gediği Eğri veziri verip çerağ eder. Bu taifeye mazülcü müstahfızlar derler, Allah için hizmet ederler ve her an çete ve poturaya giderler. İyi at, iyi silâh, iyi kul ve karavaş (köle) bunlardadır ki bir alay Allah yolunda cihat eden gazilerdir.

Kosacası bu Eğri Kalesi insan deryasıdır, zira dirliği mak­buldür ve malı her aklâmda sağdır. Kimse zabt etmeyip tüm

138

l ağalan hası, haracı, eminlik ve iltizamlarını kendileri ta-



-uf ederler, dışarıdan bir tek kişiye müdahale ettirmezler, n un İÇİ1"1 hasları ve ulufeleri sağ örüp dirlikleri meşhurdur.

şer-i Resul hâkimleri: Evvelâ 500 akçe mevleviyyet

"vesiyle sancaklı abâyi taşır yeniçeri çukadarlı şeyhülislâmı

, r ve bütün seyyidlere nakibüleşraf hâkimleri var. 300 akçe

, gsiyle şerif kazadır ve nahiyesi toplam (—) adet köydür.

Adaletli kadıya her sene onar Rum kesesi hasıl olur.

Eğri Eyaleti (—) adet kaza yerdir. Bu eyalette (—) adet köy ve 40 adet büyük varoş var. Bunlardan büyük şehir gibi varoş­larından Dobroçin Varoşudur ki 12 bin Macar evi vardır. 4 bin cuka işlenir tezgâhı ve 12 adet elleri gümüş değnekli zabit ve hâkim kefere birovları var. Kısacası 40-50 bin reayası olup sanki büyük şehirdir, ama kalesi yoktur.

Sonra (---) (—) varoşu, sonra (---) (—) varoşu, (—) (—) (—) varoşu, sonra Kenkuş Varoşu, sanki İrem Bağıdır.

Eğri Eyaleti'nde 111 adet küçük ve büyük kale vardır. Böyle bir geniş eyaletten paşasına adalet üzere senelik 43-44 bin gu-ruş hasıl olur. Cevz-i ma'dudu az şeydir, ancak her taraf elçilerin­den, krallarından, varoşları ve bâd-ı hevâdan hediye yoluyla 40 bin guruş daha olur. Eğer bir tarafta kâfir isyan ederse gaziler kâfire çeteye gidip ganimet mallarıyla gelip paşaya nice bin gu­ruş öşür, pençik ve esir avlar düşer. Kısacası yüksek mansıptır. Eğri Kalesi zemininin şeklini bildirir

Doğu tarafı, kıblesi ve güney tarafları köy köy üzerine ma­mur, canlı ve verimli ovaların batı tarafı bitiminde Karabağdala adlı yüksek bir bayırın eteğinde, ensesi bağlar, dereler ve tepeli yerde, havalesi azıcık iki iç kalesi vardır. Ama o havale sayılan yerlerden bu kaleye zarar yoktur, zira o havale sayılan yerler­den bu kaleye top atılsa gülleleri aşırı gider ve topları aşağı ar­salar toplar kendilerini kundaktan dışarı atar.

Sözün kısası, bu kaleye yönelik toplarından ölüm yoktur, ancak toprak sürülse bu kalenin hâli yaman olur. Ve havale sa­yılan dağlar baştanbaşa süslü bağlardır ve havale önünde Nem­se Hisarı vardır ki Osmanlı değil 18 padişah, 24 kral, bu kadar ban ve bu kadar hersekler bu Frenk Hisarı gibi Kahkaha Şeddi gibi bir kaleye malik olmamışlardır, ancak Osmanlı Eğri'ye ma-

139
lik olmuştur. Zira bu Frenk Hisarı'nın havale tarafı duvarın yüksekliği 47 arşın şeddadi, sağlam, kârgir duvardır ki her ta fil gövdesi ve hamam kubbesi kadar yontma ve cilâlı sert ta lardır. İki kat duvar olup her katı ellişer ayak enlidir, üstünd üçer araba yan yana gitse mümkündür.

Bu taraf hendeği tam 80 adım enlidir ve 87 Mekkî arşın de-rindir ki insan aşağı bakmaya cüret edemeyip ödü yarılıp yer; toprak olur.

Bu kalenin 12 bin reayası gelip her sene hendeği de enli ve daha derin ederler. Bu Nemse [36b] Hisarı içinde bekâr yer]; yeniçerilerinin odaları kanun üzere birinci, ikinci, üçüncü di­yerek kârgir odalar yapılıp her bir orta odalarının üzerleri ser­vi gibi uzun sürahi biçiminde tahta örtülüdür. Bu kalede asla kadın ve oğlan yoktur ve çarşı pazardan bir şey yoktur. Alem-i Şerif Camii'nin özellikleri

Bu kalede de Alem-i Şerif ismiyle isimlenmesinin sebebi odur ki Sultan III. Mehmed bu kaleyi fethedip Hazret-i Risâlet-penah'm sancağ-ı şerifini kendileri eline alıp ilk defa Cuma günü bu camide minbere Resulullah'm sancağını çıkarıp hut­beyi bizzat kendileri okuyup Cuma namazından sonra sancağ-ı şeriften bir parça püskül çıkarıp,

"Yâ Resulallah, senin aleminin parçasıyla bu kaleyi senin himayene saldım" diye dualar edip nice bin gaziler amin derler.

Hâlâ o sancağ-ı şerif parçası bu cami minberinin sağ tara­fında ilk saf hizasında duvar dibinde altın alemli ve yeşil zarf içinde dikili durur. Gece gündüz bu alem-i şerif dibinde bir kandil yanıp durur. Ve bütün Eğri, Budin ve diğer serhad hal­kının sancağa itikatları vardır.

Hatta Gazi III. Mehmed Han bu kale fethinden son­ra Hırıştoş Yaylası'nda 7 kral ile cenge gittiklerinde Hazret-i Risâlet'in büyük sancağ-ı şerifini cenge götürmeyip bu cami­de koyup bu camideki sancak parçasını altın alemiyle götürür­ler. Allah'ın hikmeti savaş sırasında 3 alemdar şehit olup pa­dişah hazinesini ve Osmanlı karargâhını kâfirler zapt eder­ler. Cenâb-ı Bârî Habibi yüzü suyu hürmetine, alemdarlar şehit olunca Resulullah Sancağı yere düşmeyip bir delikli taşa geç­miş bulunur. Hâlâ yine bu cami içinde Resulullah Sancağı püs-

140

ı/ilü Yme ° delikli taşa sırığı geçmiş durur. Bunları o savaşta , jluıuıp gören 40-50 yaşlı adamlardan dinleyip onların tanıklı­ğa öylece yazdım.



Gerçekten de insan bu sancak dibine varınca dehşet hasıl

Itır. İnancı olan adamlardan her kim o alem-i şerif dibine varıp

ak itikat ile iki rekat namaz kılıp hayr dua etse Allah'ın emriy-

, her isteği kabul olur. Onun için bu kalede bu camie Alem-i

Serif Camii derler.

Dört köşe nur dolu bir camidir, uzunluğu ve genişliği iki-ger yüz ayaktır ve çatısı kiremitlidir. Ve bir sanatlı kârgir yapı minareye maliktir ki bu serhadlerde benzeri yoktur, meğer Pe-cuy Kalesi'nde Kasım Paşa Camii minaresi ola, ama bu ondan yüksek ve düzgündür. Hakir bu minareye çıkıp şehrin deresi, tepesi ve tarzı tarhını seyrettim. Gerçekten de İrem Bağı, eski şehir/ büyük ve mamur beldedir. Bu Frenk Hisarı'nda yeniçeri odalarından ve camiden başka 10 adet ev vardır. Macar Hisarı'nı bildirir

Frenk Hisarı'ndan batı tarafa 50 adım enli hendek üzerin­de bir kârgir şeddadi köprüden geçerken bu iki hisar arası an­latılamaz cehennem çukuru derin bir hendektir ki boyu 50 ar­şındır ve hendek içinde abıhayat sular kaynar. Hatta bu iki kale halkı sularını bu hendekteki kaynaklardan alırlar. Bu kârgir köprü ile geçilen Macar Hisarı kapısı üzerinde,

Ali Paşa Tabyası: Sanki Mardin Kalesi'dir. 12 adet balye­mez topları var ki her biri beşer tane kale değer altın gibi par­lak ve cilâlı, kırmızı çullu uzun toplardır. Bir topuna şahin topu derler. Allah bilir bir serhadde dengi yoktur. Siperinin ardında yedi başlı ejder gibi durur. Ali Paşa Tabyası'ndan beri ta Macar Hisarı ortasında,

Zurnazen Mustafa Paşa Tabyası: Şehrin dört tarafına ha­valedir. Uçan kuşları bile uçurmaz 20 adet uzun topları var ki görmeye muhtaçtır. Bu tabya yakınında büyük bir manastır var, bütün kâfiristan, Erdelistan ve Orta Macaristan kefereleri­nin kâbeleridir. Eğer bu kilisede olan mimari ilmini ve burada olan sanatları anlatsak başka bir kitap olur. Osmanlı keferelere rağmen bu kiliseyi cebehane edip içinde nice bin top âletleri ve gayri mühimmatlar doludur. Buna yakın,

141


Hünkâr Tabyası: Bütün tabyalardan sağlam ve dayanıR dır.

Bu Macar Hisarı 3 Nemse Hisarı büyüklüğü kadar vardır ve ikisi de İskender Şeddi kaleler olup hendekleri cehennem en. kuru gibi derin ve otuzar arşın rıhtım dolma duvarlı kalelerdir

Frenk Hisarı ve Macar Hisarı'nın toplam çepçevre büyük, lüğü 3 bin germe adımdır, yuvarlak şekli 11 köşedir ve her kö­şesi çeşit çeşit tabyalar, kuleler, burçlar, [37a] dirsekler ve türlü türlü mazgal delikleriyle bezenmiş birbirine bitişik iki kaledir ama dizdarları ve neferleri tamamen başkadır.

Bu iki kalenin taşları fil gövdesi kadar vardır. Duvarları üzerinde dört tarafında sobalı hamam gibi karakolhanelerin-de her gece ellişer adam nöbet bekler. Onlardan başka ta saba­ha dek 10 adet kale ağaları nöbet beklerler. Bunların hepsinden çok Macar Hisarı beklenir, zira Paşa Sarayı hâlâ oradadır. Eski zamanda krallara mahsus büyük saraydır ki gayet sanatlıdır. Ama yakılmış olduğundan başka tarz yapılıp bütün paşa ağa­larına ait pek çok odaları, divanhane, hamam ve ahırları bulu­nan donanımlı büyük saraydır. Kapukulu ağası bu kalede olur. Yakınında bir su kuyusu var, 80 kulaç derindir, ama abıhayat suyu vardır. Yerli yeniçeri ağası da burada oturur. Ve Paşa Sa­rayı meydanı hayli geniş olup o meydan ortasında iki adet esir zindanı vardır. Allah muhafaza şehrin bütün esirleri bu zindan­da dururlar. Her birine ellişer ayak merdiven ile inilir sanki ce­hennem çukuru mahpushanelerdir. Her gece üzerlerinde elli­şer adet bekçileri pür-silâh olup nöbet beklerler. Ve,

Paşa Camii: Bu Zindan Meydanı'ndadır ki uzunluğu 200 ayak ve genişliği 100 ayak bir kârgir minareli sanatlı camidir. Büyük cebehane de bu Saray Meydanı'ndadır. Ve,

Küçük Paşa Camii: Dahi bu Saray Meydanı'ndadır, ama kapısından içeri İslâm askeri için peksimet, buğday, arpa ve di­ğer çeşit çeşit zahire cinsleri doludur. Bu camiin kapısı üzerin­de tarihi budur:

Biriyâ hatif didi tarihini Bârekallah caıni-i cennet-mekân,

142


Sem 1023.

Bu Nemse Hisarı'nın ve Macar Hisarı'nın altları tamamen stui'. Mağara mağara ve kemer kemer vadiler olup içlerine •ce bin asker alır mahalle mahalle kemerlerdir. Burada da pa-djsah cebehanesinin her türlüsü vardır ki bu kale 100 ay kuşat­ma altında kalsa, burada olan cebehaneler asla tükenmez. Ku-atma sırasında bütün vilâyet halkı çoluk çocuklarını bu iki ka­lenin altındaki mağaralara, serdâb ve mahzenlere koyup bütün foluk çocuk top güllelerinden emin olurlar. Bu mağaralar için­de hendeğe bakan büyük ve iri toplar var ki kirpi tüyü gibi be­zenmiş olup her birinin içine insan sığar. Bunlardan başka nice vüz adet yedek toplar, kundakları, arabaları, diğer mühimmat­ları ile hazır dururlar.

Bu mağaralarda ve yer altlarında şehrin mutafları ve ur­gancıları ip bükerler. Bu derece geniş ve büyük mağaralardır. Ve abıhayat buz parçası kuyuları vardır.

Bu Macar Hisarı'nda 20 adet dükkândan aşağı 150 adım kıbleye bakan dört kat kemer kapıları var, bu kapıların arala­rındaki kemerleri kasten karanlık etmişlerdir ki dışarıdan gelen düşman içeri girerken gözleri görmeyip yürüyüş edemeyeler. Ama bu mahallerde oturanlar dışarıdan gelen düşmanı görüp vururlar, yol üzere şahane topları dururlar, gerektiğinde düş­manlara vururlar.

Bütün kapı bekçilerinin silâhları bu karanlık kapı araların­daki duvarda asılı olup nice bin çeşit silâhlarla bezenmiş süs­lü kapı aralarıdır. Gece ve gündüz bu kapı aralarında biner adet pür-silâh asker mevcut olup nöbet beklerler.

Bu kapı üzerinde büyük bir tabya vardır, dört tarafa İsken­der Şeddi gibi set olur. Bunda da büyük, uzun balyemez top­ları vardı. Bu tabya üzerinde bir saat kulesi var ki çanının sesi bir konak yerden duyulur. Bu kapının kemeri altında bir küçük kapı daha vardır, oradan aşağı varoşa otuz ayak taş merdivenle inilir küçük kapıdır. Ama büyük kapıda daima zincir gerilidir. Ve taşrasında hendeği üzerinde zincir ile asılmış köprüden ge­çip kıbleye doğru 100 adım yokuş aşağı inince bir kat kapı daha vardır, bu büyük kapı da güney tarafa bakmaktadır.

Bu kapının üst eşiği üzerinde beyaz mermerden bir arslan heykeli yapılmıştır, bu arslanın demirden bir dili var, mermer

143


ustası bu arslana öyle bir çekiç vurmuş ki görenler arslaru ca h sanırlar. Eskinin filozofları arslanı bütün hayvanların pacj' şahlarıdır demişler ve insanı de arslan gönüllüdür demişler B arslana demir dil ettiklerinin aslı insanoğlu demir dilli olup H-lini zapt edip diline her gelen saçma sözleri söylemesin diye demir dilli arslan heykeli yapmışlar. Bu Eğri Kalesi'ni bir ars­lana benzetip içinde olan insanlara arslanı pek zapt edin işare. ti ola, demişler.

Yine arslan yanında bu kapı üzerinde mermer ustası yine beyaz mermerden iki başlı bir Macar kuşu, yani kâfirlerin zol-ta adlı guruşlarında [37b] iki başlı, iki kanatlarını ve iki pençe­lerini açmış karakuş resmi vardır, hemen bu Eğri Kapısı üstün­deki kuş resmi de ona benzer karakuş resmidir. Bunun da iki başlarında demir dilleri vardır. Bunu da eskinin filozofları işa­ret ve rumuz etmişler ki bu Eğri Kalesi iki kaledir ve iki baş­lı demir dilli kuşların padişahı karakuş gibidir, elinden kaçır-mayasız, bu kaleyi düşmana uçurmayasız ve iki başlı ve iki dil­li hâkim olmayasız, işaretini etmiştir. Gerçekten de usta bu kuş resmi kalemini mermerde kazmıştır.


Yüklə 1,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin