GüNÜMÜz tüRKÇESİyle evliya çelebi seyahatnamesi



Yüklə 1,95 Mb.
səhifə12/39
tarix06.09.2018
ölçüsü1,95 Mb.
#77673
növüYazı
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   39

Hanlar hanının sarayının özellikleri Tamamı 4.500 kiremitli, taş duvarlı, servi gibi uzunbaca-lı ve sanatlı kapılı büyük saraylardır. Bunlardan şehrin için­den akan Çürüksu'nun güneyinde bulunan hanlar sarayının

görünüşü vardır.

Han'ın Körünüş Sarayı

Bu Bahçesaray şehri bir geniş dere içindedir. Gerçi Cuci Han bunda sakin olmuştur, ama hemen mücahit olup şehrin imarına bakmayıp oluruyla geçinmistir. (—) tarihinde Sahib Giray Han sahib-zuhur olup ulu şanlı padişah olup Salâcık Deresi'ndeki gibi cehennem deresinde oturmaya bütün düş­manlardan utanıp yedi başlı ejder gibi Salâcık dereleri mağa-

508


rasından çıkıp bu Bahçesaray'ı mesken edinmeyi isteyip 7 yıl­da bu Bahçesaray'ın Körünüş Sarayı'nı tamamlar.

Bu cennet benzeri saraya insan insafla baksa hayran olup susar kalır. Gerçi özelliğinde tüm övücülerin dilleri susmuş­tur, ama bu pek kusurlu hakir elimizden geldiği kadarıyla de­nizde damla ve güneşte zerre kadar cevher saçan kalemimizle birazcık anlatalım.

Evvelâ bu gönül açan sarayın dört tarafı İrem bağlan ol­duğu için Bahçesaray'dır. Dört tarafı kale gibi dört köşe şed­dadi kârgir taş yapı duvarlı has saraydır, ama etrafında beden dirsekleri ve kule yastıkları yoktur. Çepçevre büyüklüğü 5.060 adım olup 4 yerde sağlam ve dayanıklı demir kapıları vardır.

Evvelâ biri kuzey tarafına açılır Darphane Kapısı'dır ki o tarafta Keykâvûs mutfağı vardır, kilar-ı âmire ve çâşnigirler, ki-larcı odaları [125a] vardır.

Bir kapısı de güneye açılan Bahçe Kapısı'dır.

Bir kapısı kıbleye açılır Eski Körünüş Kapısı'dır.

Biri de Yeni Körünüş Kapısı'dır ki hareme bu kapıdan giri­lip arada bir İrem Bahçesini geçip kara hadım ağaların durduğu Büyük Harem Kapısı'dır.

Bu kapıların içinde 360 adet kat kat şahnişin, divan, yüksek köşkler ve pek çok ibretli bukalemun nakışlı odalar vardır. Her biri birer padişahın eserleridir.

Üç yerde körüııüşler var ki her birine üçer bin adam sığar, yani divanhanelerdir ki Tatarca'da körünüş derler. Bir körünüş Sahib Giray Han'ındır. Ve biri Bahadır Giray Han'ındır. Biri Sa­ray meydanına bakan yeni görünüş İslâm Giray Han'ındır. Ve bu körünüşlerde hanlar tahta çıkıp Cengizliler kanunu üzere şehinşah divanı edip işlerini yürütüp adalet icra ederler. Cengizoğulları beylerinin divan kanunu ve kaidesini bildirir

Evvelâ hanlar her hangi görünüşün tahtgâhında otursa bü­tün kapukulları ve karacı halkları el kavuşturup âdâb üzere herkes yerli yerlerinde durur. Hanın sağ tarafında kalgay sul­tan oturur ki onun bu Kırım ülkesinde tahtgâhı Akmescid şeh­ridir. Sonra Kırım'ın doğu tarafı sınırında Kiriş Kalesi'ne ve Gü­leç köyleri nahiyelerine kadar 300 pare köye hükmeder.

Sonra hanın sol tarafında ııureddin sultan oturup Kaçı

509


Deresi'nden Gözlev Kalesi'ne, Ör Kalesi'ne, Çikişke ve Arbat kalelerine kadar 250 pare köylerde düşen davaları han huzu­runda nureddin sultan dinleyip hükmeder. Ama hanlar kalgay sultana ve nureddin sultana hükmedip yarlığı, yani tuğrayı ya­zıp herkese hükmeder.

Yine sağ tarafında Hanefî şeyhülislâmı ve 3 mezhep sahi­bi müftüleri dururlar. Sol tarafında Kadıasker Murtaza Ali Efen­di, onun alt yanında şehir mollası ve Kırım bölgesinin 24 kadı­sı oturur. Kazaları altında gelen davaları dikkat üzere dinleyip davaları halleder ve düşmanlıkları bitirir. Allah saklasın, biri bir şeraite aykırı ve dayanaksız bir hüküm verse Tatar âlimleri o an o yanlış hükmeden asiyi taş ile tepelerler, asla aman vermezler.

Han Veziri Sefer Gazi Ağa ayak üzere durur. Ara sıra kal­gay sultan tarafında oturur ve kapucular kethüdasının elinde gümüş değnek ile gezip şikâyetçileri ileri çeker. Bu divanda ka­pucular yoktur.

Ot ağaları da ayak üzere hizmettedirler. Defterdar, kal­gay sultan tarafında ve divan efendisi nureddin sultan tarafın­da dururlar. Başka eminler, hazinedarlar, mültezimler ve divan kâtipleri, hepsi başka ruznâmeci tarafında dururlar.

Divandan sonra sofra çekilip çeşit çeşit nefis yemekler için­de elbette bir tay eti bulunur, zira Tatar kavini Şafiî mezhep­lerdir, at eti onlarda sırf helâldir. Bu yemekleri han ile kalgay, nureddin, müftü, kadıasker ve şehir mollası bile oturup yerler. Diğer kadılar başka yerler. Vezir ile Şirinli, Maıısurlu ve gayri imirzalar bir yerde yerler. Kapucular kethüdasıyla kapucubaşı-lar bir yerde yerler. Kapukullarının ileri gelenleri defterdar bey ile yerler. Diğer eminler ve mültezim atalıklar ve ot ağalarıyla bir yerde yemek yerler. Tüm Kazak sultanlar hanzâde sultan-larıyla bir yerde yerler. Bütün görünüş kâtipleri ruznâmeci™

yerler.


Kısacası böyle yüksek divan gününde 22 yerde sofra ku­rulup bütün divan erbabı çekilip açlıklarını giderip ziyafetten sonra dualar ve senalar olur, vesselam.

Kırım kanununun tamamlanması

Kırım Adasının kendisi çepçevre 776 mil yerdir. Bu bü­yüklükte olan bir ada toplam 24 kadılık yer. Bütün kadıla-

510


rın azil tayinleri tamamen han elindedir. Ancak dördü, Kefe Eyaleti'nde olmak ile Osmanlı'nın elinde 4 kaza yerdir.

Bütün Kırım 40 beylik hükümet yerdir. Bütün beylerden mükellef ve mükemmel sınır boyunda olan Ör beyidir ki davul ve sancak sahibidir. Bazı zaman bu Ör beyliğini Kazak sultan­lara verirler.

Ondan sonra kanun üzere Şirin beyi 20 bin cürd atlı Tatar'a maliktir. Han kızlarından doğarlar. Yine soylu Cengiz oğulla-rındandır, zira bu Şirin beyi daha önceden, hanlardan evvel Kı­rım sahipleri idi, zira Cuci Han Kırım'a malik olurken ilk defa Kırım'a girip kılıç vurup Kırım'ı ele geçiren bu Şirin beylerinin atalarıdır ki Cuci Giray Han bu gazilere ilk defa kızını verdikle­rinden hâlen Cuci Han kanunudur ki bütün hanlar kızlarını bu Şirin beylerine verirler. Onun için bunlar hanlara akrabadırlar. Bu Şirin beyi eli altında 300 adet soylu mirzalar vardır. Gerçek­ten de bu kavim büyük oymaklardır ki Çadır Dağı [125b] altın­da Nakşevan elinde otururlar.

İkinci boy beyleri Sincivit beyleridir.

Üçüncüsü Dayir beyleridir ki bunlar onar biıı yiğit ile inip binip Şirin beyleri sayılır ki kalgay sultan ile sefer eserler.

Hanların solunda nureddin sultan ile sefer eşen beyler Mansurludur ki bunlar da gayet cesur ve yiğit oymaktır. Ön­derleri Gazi Kaya Bey'dir. Hepsi sadaklı ve savatlı pür-silâh 20 bin kübeli, yani zırhlı ve zireh-külâhlı zor batır yiğide malik­lerdir ki hiçbir zaman asla bir düşmandan yüz çevirmemişler-dir. Her ne zaman ki bir vuruş savaş olsa önce kapukuluyla bu Mansuıiu, kâfire at sala gelmişlerdir. Kaya Bey'in eli altında 140 adet seçkin mirza beyler vardır. Bütün Maııkıt beyleri, Teb (?) Sarhan beyleri, Sincivit beyleri ve bütün Ör eli beyleri nureddin sultan kolunda sefer eşerler, ama bu beylerden Şirin beyleri üst­tür.

Bu 776 mil olan Kırım bölgesinde 1.600 köy ve 6 bin adet otar, yani çiftlik vardır. Bu kadar köylerden toplam 126.000 as­ker olur, ama sefer sırasında 40 bini gider. Eğer hanlar isterse 80 bin Tatar askeri vuruşa gidip gerisi Kırım'da kalır, zira Kı­rım içinde 400 bin Kazak esir vardır. 400 bin Kazakların kadın­ları ve 300 bin adet kopna adlı küçük çocukları, kızları vardır.

511


20 bin de Rum, Ermeni ve Yahudi kefereleri vardır, ama Frenk ve Macar reayaları yoktur.

Bu kadar Kazak esirleri Kırım içinde olduğundan bütün askerî sınıfı sefere götürmeyip ancak hanlar 80 bin adet "Be­nim, diğeri değil!" diyen asker ile sefer eşip bütün kâfiristandan intikam alıp sürü sürü evlâtlarını sürüp Kırım'a getirirler ve vilâyet vilâyet götürürler.

Bu 80 bin Tatar askerinden başka daima han yanında Bahçesaray'da ve Saray yakınındaki köylerinde otarlarında bu­lunan 3 bin kapukulları vardır ki bunları Sultan Bayezid-i Velî, II. Mengli Giray Han'a Âsitâne-i Saadet kullarından tüfenkli as­ker olarak vermiştir.

O asırda tam 12 bin kapukulları imiş. Zamanla bu taifeler coyılup, yani bozulup üç binden fazla kalmışlardır. Ancak yine "Etraf düşmanlarında 12 bin Kırım'ın kapulusu var" diye sa­yılır. Hâlâ han kulu şeklinde kalmışlardır, ama Tatar değiller­dir, bir alay Abaza, Çerkez ve Gürcü kavmi çocuklarıdır. Bun­lardan Osmanoğullarma hiçbir zaman hainlik ortaya çıkma­mıştır. Hatta Osmanlı bir sefere hareket eylese Tatar hanlara çizme-baha gönderdiği 12 bin altın bu kaptı kulu ulufesi için gönderilip kapu kullarına dağıtılır.

Hanın, padişah kanunu üzere Rumeli beylerbeyisi pâyesiyle 11 kere 100 bin (1.100.000) akçe hass-ı hümâyûnu olup bütün hanlar hassımn harçlığını Kefe gümrüğünden alıp emin Der-i Devlet'te defterdar ve ruznâmecilerle muhasebesini gö­rür, kanundur.

Hanlar iki tuğlu, iki sancak ve bayraklı olup yedişer kat mehterhane çalmaya izin verilmiştir. Ama kendilerinin askeri önünde atalarından kalma Efrasiyab tarzı boruları, Cemşid tar­zı zurnaları öter ve davulları dövülür. Gerçekten de çok kalaba­lık hazır askere maliktir ki ne seyishane, ne ağırlık, ne kiler, ne mutfak, ne araba, ne deve, ne katar, ne top, ne tüfenk, ne çadır, ne ağırlık, ne otağ ve karargâhtan bir eser olmayıp hemen 80 bin adet salt atlı sadaklı, savatlı ve elleri şıdaklı askerin 6 kere ve 7 kere 100 bin atları ve alaşaları [iğdiş at] bölük bölük bütün atları birbirlerinin kuyruklarına bağlarlar, her koşda, yani yüz adım­da bir hoşçı adlı kazanları bir beygir üzerinde tokmak kayışla-

512

nyla bağlı olup ve birkaç beygir üzerine koyun ve keçi derileri içinde yüz pastırması, yani kavrulmuş darı ve keş-kurutları var, başka yiyecekleri yok bir alay yel gibi hızlı düşman avlayan Ta­tarlardır ki daima mutadları budur ki on konak yeri bir günde alırlar.



Gariplik bunda ki atlarının yemi, yiyecekleri ve timarları yoktur. Hemen attan indikleri gibi atlarını ovalara bir oğlanla­rı ile salıverirler. Onlar birkaç kere yuvarlanıp avnar ve oynaşıp otlamaya başlar. Eğer kış seferi ise atları karı eşip altında olan otları, yani kurumuş bıldırdaıı kalan otları kar altlarında bu­lup yerler, asla arpa vermezler. Ama sefere at bağladıkları za­man 40-50 gün atlarına saman ve otluk vermeyip gece gündüz at başlarından arpa ile dolu torbaları eksik değildir.

Hiçbir Tatar'da o diyarların şiddetli kışında çadırları olma­yıp hemen dört çubuğun uçlarını bir yere tokmak kayısıyla bağ­layıp çubukların aşağı uçlarını yere sokup arkasındaki aba yağ­murluğunu çubuklar üzerine kor, çadır gibi olunca atının çir-kisi, yani teğeltisi altındaki kar üzerine döşer, eğerin başı altı­na koyup eyer hanesinde kılıcı ve sadağı, yani tirkeşi bağlı olup kendisi gömleğini bile çıkarıp kürk donunu üstüne örtünüp ta­mamen çıplak yatarlar.

Sabahleyin kırmızı ve mavi bez gömleklerini giyip hemen kalkınca üstünde yağmurluk çadırı arkasına keçe döseyip eyeri­ni at üstüne koyunca atın biri kolan yerinden ve biri kasığından iki kolanını çekip göz açıp kapayıncaya kadar atına biner, kılr-cı ve okluğunu at üstünde koşunup ata bir iki kamçı şıdak urup yortar. Atı ve kendisi o şiddetli kışta [126a] kızıp yola çıkarlar.

Kısacası sefer için yaratılmış bir alay Allah mahluku ka­vimdir. Ama hemen hanın, kalganın, nureddin ve Şirin beyinin birer küçük gece obacıkları ve hanın 8 bölmeli bir ten-getir ça-dırcığı var, vesselam.

Sözün özü, Kırım askeri cemapur askeri gibi bir tuhaf as­kerdir. Kırım hanlarının kanunları, kaideleri, hükümetleri ga­rip ve acayip temaşadır. Hatta Osmanoğulları, Acem şahları, başka padişahlar ve krallar gibi gösteriş ve ihtişamları yoktur ve istemezler de, zira "Baba ve dedemizden gördüğümüz yok­tur, bidat etmeziz" derler.

513


Sikke ve hutbelerine aşk olsun, zira başka sikke sahibidir. Osmanlı akçesi Kırım'da Tatar arasında geçmez, ama Kefe'de geçer. Bu han akçesinin sekizi bir dirhem olup saf ayar sırma gümüş beyaz akçedir. Sikkelerinde "Es-Sultan Mehemmed Gi­ray Han ibn Selâmet Giray Han azze nasrahu duribe Bahçesa-ray" diye yazılmıştır. Bu diyarda gümüş madeni yoktur. Ama tüm kâfir krallarından gelen hazineleri eritip akçe keser.

Hutbesinde evvel Allah cette celâhıh sonra Muhnmmed Mus­tafa, sonra Çânjâr-ı bâ-safâyı ibn ammi'n-Nebiyyi şehidân-ı deşt-i Kerbelâ, ba'dehıı hâdirnül-Haremeyni'ş-şerifeyn mevlâ mülûki'l-Arab vel-Acem ve'l-Irâkeyn Sultan hâkânıı'l-berreyn ve'l-bahreyn es-Sııltaıı Mehmed Han ibn İbrahim Han ahî Gazi Mıırad Han ibneyi's-Sıtltan Ahmed Han deyip ardından Sahibü'l-Kıpçağ ve's-Sol'ât zül-kadri ve'l-kııvve es-Sultan Gazi Mehmed Giray Han ibn Sultan Selâmet Giray ibn (—) (—) (—) deyip ta Sahib Giray, Hacı Giray, Mengli Giray Han'a kadar hatip hanların atalarını böyle yâd edip günün konuşmasından (mev'ıza) sonra "Allah adaleti, ih­sanı emreder" [Kıır'ân, Nahl 90] âyetin okuyup hutbeyi tamam eder. Osmanoğlu'nu daha önce yâd eder, zira Mekke ve Medine padişahı olduğu itibarıyla ve bütün hanların ataması ve görev­den alınması Osmanoğlu elinde olduğundan hutbelerinde önce Osmanlı padişahlarını yâd, şehitlerin ruhlarını şad ederler.

Hutbede okuduğu konuşmaların tamamı gazileri cenge teşvik etme âyetleri ve hadisleridir. Gerçekten maaşsız ve yıl-lıksız bir alay Allah yolunda cihat eden gaziler, hoş Müslüman-lardır. Vilâyetleri gayet güvenli ve adaletlidir. Güzel ahlâk sahibi Mehmed Giray Han Gazi'nin vasıflan

Allah selâmet versin

Evvelâ gayet sâlih, dindar, yumuşak huylu, sakin, haram­dan sakınır, muttaki ve boş isteklerden uzak duran nurani bir ihtiyar, vukuf ehli, kerem ve himmet sahibi hayrat ve hasena­ta düşkün, bütün keneşlerde, yani danışmalarda hak söze razı, maarif erbabına meyilli, nice büyük velilerin sohbetleri şerefi­ne nail olmuş nüktedan, zarif, olgun, dünyanın bütün marifet­lerine aşina, marifetullah sahibi, sülük (tarikat) sahibi bir kim­sedir. Devamlı oturup sohbet ettiği insanlar karalar ve deniz­ler gezgini, araştırıcı âlimler ve zamanın fazılları kimselerdir.

514


Bunlarla yalnız kalmayı, odasında şer'î ilim konuşmaları, Arap­ça ve Acemce ilim tartışmaları yapmakla meşguller idi. Kendi­lerinin de şiir divanı olup Çağatayca temiz ve beliğ şiirleri var­dır ki mahlası "Hanî"dir.

..................(2 satır boş)....................

Ama daima Allah zikri ile meşgul olup işleri güçleri Allah yolunda cihat etmek olup kâfirlerden intikam alıp gaza malıyla geçinirlerdi. Bu gibi bir meşrepte namlı, yarar, server, taç sahi­bi yiğit vakar sahibi şanı yüce bir han görmedim. Cenâb-ı Hak daima vakarını katında çok fazla artırsın. Zira ömürleri müd­detinde bütün adamlarını, çevrelerindeki hizmetçilerini, köle ve cariyelerini çerâğ edip Bahçesaray şehri içinde hayrat hase­nat edip şehri imar etmeye düşkünlerdir. Rabbü'l-İzzet kendisi­ni de iki dünya saadetiyle mamur ede. Bahçesaray şehrinde yaptığı eserlerini ve diğer eserlerini

bildirir


Selâtin camileri: Saray şehri içinde toplam 24 mihrap var­dır. Evvelâ hayrat sahiplerinden Han Sarayı'nm avlusu içinde 2 adet mamur kursun örtülü kubbeler içinde eski hanlarından (—) (—) (—) hanlar yatmaktadırlar. Burada Selâmet Giray Han oğlu Gazi İslâm Giray Han çocukları, biyim ve bükeçleriyle nurlu kubbe içinde yakmaktadır. Sandukaları yeşil sof ile örtü­lü, mamur ve müzeyyen kubbesi, türbedârlan ve evkafları var­dır. Bu nur dolu türbeye bitişik,

Sahib Giray Han Camii: Duvarları sağlam kârgir yapı­dır, ama üstü çatma ahşap harpüşte (balıksırtı) kiremit ile ör­tülü eski tarz mamur Allah evidir, ama gaza malıyla bina ol­duğundan bu camide gayet ruhaniyet vardır. İçinde hâl sahi­bi mazınne-i kerâme kimesneler çoktur. Özellikle imamı Arap (—) (—) Efendi, topal ve felçli mektep hocası ve nice salih adamlar bu camide bulunurlar.

Bu eski cami kıble kapısından mihraba kadar 110 ayak uzunluğunda ve 70 ayak genişliğindedir. İçinde 70 adet hizmet­çisi mevcuttur. Cami içinde 20 adet meşe ağaçlarından uzun di­rekler üstünde kürsüler ve dahi üstünde sanatlı, eski tarz sade tavandır. Bu camiin sağ tarafında yüce şanlı hanların ibadetha­neleri mahfili var, gümüş kandiller ve çeşit çeşit sanatlı avizeler

515


ile süslenmiş [126b] bir mahfildir. Ama bu camiin avlusu yok­tur, zira Çürüksu Deresi, kıble kapısı önünden akar. Camiin kıb­le kapısı, han kapısı, eski tarz bir alçak minaresi, sağında, solun­da ve kıble tarafındaki türbe bahçesine bakar pencereleri var. Sonra,

Küba Camii: Çarşı içinde bulunmakla kalabalık cemaate maliktir. Bu da kiremitli ve taş minareli eski bir camidir. ..................(l satır boş)....................

Geri kalanları mahalle mescitleridir.

Muvahhidlerin mescitlerinin sayısını bildirir: Toplam (—) adet mahalle mescitleri vardır. Bunlardan Küba Mescidi ve Sefer Gazi Ağa Sarayı önünde Sefer Gazi Mescidi (—) (—) (—), Bu şehir içinde 5 adet taş minare vardır.

Medreseleri: Hepsi (—) adet hadisçi ve hafız öğrenim yer­leridir. Evvelâ Salâcık'ta Mengli Sarayı yakınında Sahib Giray Han Medresesi (—) (—) (—)

Ama özel dârülhadisi dârülkurrâsı yoktur.

Ciğer köşesi sıbyan mektepleri: 17 adet çocuk mektebi vardır. Bunlardan Bahadır Giray Han, İslâm Giray Han ve Meh-med Giray Han mektepleri mamurdur. (—) (—) (—)

Derviş tekkeleri: Hepsi 9 adet Âl-i Aba zaviyeleridir. Evvelâ

..................(1,5 satır boş)....................

Akarsu çeşmeleri: 70 adet akarsuları var ki her biri birer çeşit berrak, abıhayat, arı duru sulardır. Bunlardan Sefer Gazi Sarayı yakınında Han Çeşmesi'dir ki Temmuz ayında bir insan 3 yudum suyu gönül rahatlığı ile içemez. Ta bu derece soğuk, turnagözü gibi berrak ve duru temiz sudur. Bunun benzeri nice pınarların kayalardan çıktığı görülür. Şehir içinde Ahmed Ağa Çeşmesi'nin tarihidir:

Menba'-ı lütfü kerem ayn-ı adalet yani, Sadr-ı sııltan-ı Kırım Hnzret-i Ahmed Ağa,

Kıldı bir çeşme bina kim anı görse Hızrî, Reşk edip anmaz idi âb-ı zülâli asla,

516

Oldu tariliine Zihnî kaleminden carî, Eyledik kâ'ide-i ayn-ı hayâtı icra.



Sene (—)

Sonra Ebu Ahmed Ağa Çeşmesi, Sefer Gazi Ağa Çeşmesi, Mehmed Giray Haıı Çeşmesi ve pınarlar daha var.

Cana can katan sebilhaneler: Toplam 47 yerde Kerbelâ Çölü Şehitleri ruhu için nice köşelerde sebilhaneler vardır. Evvelâ İslâm Giray Han Sebili, Sefer Gazi Sebili ve Tat Ağası Tanburî Ramazan Ağa Sebili, Alemşah Sebili ve nice sebilhane­ler var.

Beldenin mahalleleri ve isimleri: Tamamı (—) adet ma­halledir. Evvelâ Han Mahallesi, Sefer Gazi Mahallesi, Küba Ma­hallesi ve İslâm Ağa'nın Mahallesi (—) (—) (—) meşhur mahal­leler bunlardır.

İleri gelenlerin sarayları ve hanedanları: Evvelâ şanı yüce Hanlar Sarayı, sonra Vezir Sefer Gazi Sarayı, Salâcık'ta Mengli Giray Han Sarayı, Kaytas Ağa Sarayı, Defterdar İslâm Ağa Sara­yı, Yalı Ağası Ahmed Ağa Sarayı, Şah Polat Ağa Sarayı, Ebu Ah­med Ağa Sarayı, Emildeş Ahmed Ağa Sarayı. Bunlardan başka daha nice büyük saraylar var.

Konuk evi kervansaraylar: Büyük yapı olarak hasbi ker­vansaraylar yoktur ama bu Saray şehrinin iki yanındaki kaya­larda yüzlerce mağara vardır ki içine nice yüz adam girip ko­nup göçerler, acayip ve garip hasbi konuk evi kervansaraylar­dır.

Tüccar hanları: Tamamı 7 adet handır, ama bunlardan çar­şı içinde kale gibi Sefer Gazi Ağa Hanı, 167 adet odalı, tek ve iki katlı kârgir yapı güzel bir handır ki Kırım diyarında benze­ri yoktur. Sanki şehrin bedestenidir. Rumeli, Anadolu, Arabis­tan ve Acem'in tüccarları burada kalırlar. Demir kapısının üs­tünde tarihi budur:

Yaraşıır lıer gören dişe tarih Han-ı mamurc-i cnı/-ı zîbâ.

Sene 1071.

517


Garip bekâr hanları: Hepsi 7 adet bekâr odalarıdır ki her birinde çeşit çeşit sanat erbabı memleketinden ayrı bekâr adamlar kalıp kâr ederler. Genellikle pabuççu bekârları, takke-ci ve terzi bekârları kalırlar. Bunların da hancıları ve vakıf cabi-leri vardır.

Çarşı pazar bedesteni: Şehbender hesabmca bu şehirde 1.100 adet dükkân vardır, ama kubbeli kârgir yapı bedesteni hanlardır ki her türlü meta bulunur. Terzileri, haffafları, atarla­rı, kahvehane, kuyumcuları ve bozahaneleri gayet çoktur, ama zırhçıları yoktur.

Aydınlık hamamları: Tamamı hoş havalı 4 adet hamam­dır. Bunlardan donanımlı ve bakımlısı büyük ılıca, Mehmed Giray Han Hamamı'dır. [127a] Bütün kubbeleri baştanbaşa bir tür sanatlı kırmızı kiremitler ile örtülü aydınlık hamamdır. Ama öyle güzel ve hoş bir bina, iç açıcı hamam Kırım diyarın­da yoktur. Suyu ve havası, yapısı ve tarzı tavrı benzersizdir. Bu hamama benzer meğer İstanbul'da Haydar Paşa Hamamı ola. Bu benzersiz hamamın kapı üzerinde altınlı ve lacivertli celî hat ile tarihi böyle yazılmıştır:

Sahibü'l-hayrât ve'l-hasenât es-Sııltnn Gazi Meheınıned Giray Han ibn Selâmet Giray Han ibn Devlet Giray Han dâme ömrülnı ve devletühıı ilâ nihâyeti'z-zaman ve nihâyeti'd-devrân âmîn yâ Mu'în ve yâ Müste'ân.fî sene 1070 [1660].

Diğer süslü tarih de hamamın camekâmnda bir tahtalı kâğıt üzerine yazılmış tarihtir:

Han ibn-i han ibıı-i Selâmet Giray Han, Yani ki Han Mehmed o sııltan-ı bâ-safâ,

İz'ân-ı pakine tahsîn ü sad-hezâr Kim bu arada idi bu germâbe-yi bina,

Gördükte resm-i tarhını der ehl-i sun' olan, Peh bârek[Allah] özge makâm-ı ferah-fezâ,

Fazlî-i kemter eyledi tarihini beyân, Cm/-; s Ur ur-1 zât-ı nnısnffâ-yı dilkiişâ.

Sene 1070.

70 kadar böyle tarih değer bir tür aydınlık yapı, hoş hava­li güzel hamamdır ki Ebu Ali Sînâ ılıcasıdır. Çeşit çeşit beyaz mermerlerle döşenmiş hoş hamamdır.

Ve 6 adet halvetlerindeki kurnalarının kadehleri balğami ve yerekanî parlak, cilâlı ve sanatlı kurnalar üzerindeki lülele­ri altın ile yaldızlı olup taşları da öyle yine saf altın ile kaplan­mıştır.

Orta sofası geniş ve sekizgen bir sofadır ki ortasındaki fıs­kiyeleri kubbenin en yüksek yerinde olan billur, necef ve moran camlara şadırvanlar fışkırır, bir bukalemun nakışlı sofa ve bir ibret verici şadırvan kadehi vardır.

Bütün tellâkları ibrişim futalar ile gümüş gibi bedenlerin derâğûş ettirip bellerinde fütûnî keseler ve ellerine süslü kına­lar vurtınmuş onar ve on beşer yaşında usta Çerkez, Abaza, Gür­cü, Rus, Leh ve Moskov dilberleri tavus salınışı ile salınarak ge­lip âdeme yapışıp çeşit çeşit cilveler ile işveler ile herkesin istekle­ri üzere hizmet ettiklerinde insanın cömertlik damarları depre­şip candan aziz şeylerini o çıplak hâlde iken vermek mukarrer­dir. Ta bu derece oğlancı dellâkleri var. Ve her bir oğlanlar âlüfte ellerinde micmerelerle ûd-ı mülebbesler ve buhûr-ı hâverîler ya­lap güzel kokulardan yıkananların beyinleri kokulanır.

Sözün kısası öyle bir aydınlık hamamdır ki insan her gün girse nice dilber ahbaplar ile aşinalık eder. Suyu, havası ve ya­pısı hoş, övülmeye ihtiyacı olmayan bir Mehmed Han Gazi Hamamı'dır. Allah ömürler versin. Sonra,

Sahib Giray Han Hamamı: Bu hoş hamam han sarayına yakındır. Kapısının üst tarafında tarihi budur:

Bu makâm-ı a'lâyı yasadkan Sııltân-ı âdil Sâhib Giray Hân ibn Meııgli Giray Hân ibn Hacı Giray Hân. Sene 939 [1532/3]

Çürük Hamam: Yapıcısını öğrenemediğim eski bir ha­mamdır. Sonra,

Tabahane Hamamı: Alçak ve karanlık eski bir hamamdır.

İleri gelenlerin özel hamamları: Tüm şehir zariflerinin sözlerine göre 600 adet büyük sarayların hamamları vardır diye Kırım düşkünleri övünürler ve sözleri de doğrudur.

ibretlik büyük yapılar: Bu şehir içinde 43 yerde Çürüksu üzerinde taş ve ağaç yapı sanatlı köprüler var, ama aşağı Kaytas

518


519

Ağa Sarayı yolunda Hacı Osman Ağa'nın aydınlık kârgir yapı köprüsüne bu hakirin tarihidir:

Mübarek eı/leyüp dâim bu cisri Hak Taâlâ'llâh, Deyipdür Evliya târih bu haı/run fî-sebîlillâh.

Sene (—)


..................(1/3 satır boş)....................

Fakir ve gariplerin ziyafet evleri: Toplam 3 yerde yoksul­lar için aşevi imaretler vardır. Bunların ay ve yıl, sabah akşam, zengin yoksul, yaşlı ve genç herkese nimetleri bol bol dağıtılır. Evvelâ Han Sarayı İmareti'ne varan elbette açlığını giderip geç­miş padişahlara hayır dualar ederler.

Âşık yaranların mesire yerleri: Toplam 26 yerde İrem Bağı gibi gezinti ve dinlenme yeri vardır.

Evvelâ bunlardan eski gözde, adı daha önce geçen padi­şahlara mahsus Aşlama Bağı savaş eri olanlara bağbanlar en­gel olmayıp yaran, âşıklar, maşuklar, maarif erbabı ve gezgin­ler varıp insaf gözüyle bakarak gezip dinlenirler. Sonra,

Kaçı Bağları Mesiresi, Süren Bağlan ve Sefer Gazi Sarayı avlusu, yeşillikler içinde gezinti yeri, armut ağaçlı ve çiçekli bir zemindir.

Sonra (—) (—), sonra Küba Bağları, Eski Yurt Bağlan, Bahçesaray'ın kıblesi tarafında bir bayır üzerinde Mehmed Gi­ray Han Musallası gezinti yeri, 70-80 bin âdem alır geniş yeşil­lik bir alandır ki burada bir kere başını yere koyup secde eden elbette iki cihan saadetine nail olup [127b] Hakk'a yakınlık ka­zanır. Bu namazgahın kıble kapısı üzerinde tarihi budur,


Yüklə 1,95 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   39




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin