GüNÜMÜz tüRKÇESİyle evliya çelebi seyahatnamesi



Yüklə 1,95 Mb.
səhifə17/39
tarix06.09.2018
ölçüsü1,95 Mb.
#77673
növüYazı
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   39

Bir hâkimi de bir oda yeniçeri ağası, bir oda cebeci ağası ve bir oda topçu ağası Âsitâne'deıı gelip muhafaza eder.

200 adam ile Kefe kaptanı 5 firkate ile denizde gezer. Yeni­çeri ocağından dizdarı ve 300 adet hisar eri ve hepsi tuğ sahibi 8 adet kalenin ağaları vardır. Bir acep eski kanun kaidedir.

Muhtesib ağası, bâcdarı, şehremini, haraç emini, şehir su-başısı, balık emini, mimar ağası, barutçubaşı, meremmatçıbaşı, müsellim, kaymakam ve sipah kethüdayeri (—) (---) (—), kısa­cası 40 adet askerî hâkimleri vardır.

Şer'î taraf hâkimlerini bildirir: 500 akçe mevlevi-yet pâyesiyle Hanefî mezhebi şeyhülislâmı vardır, ama Şafiî, Malikî ve Hanbelî müftüsü yoktur ve gerekmez, ama gerekirse yine Hanefî müftüsü meseleyi halleder.

568

Bir şer'i hâkimi Hz. Muhammed sülâlesinden nakibüleş-raftır. Bir şer'î hâkimi 300 akçe pâyesiyle sanki mevleviyet bir kadılıktır. Her sene kadıya (—) adet köylerinden adalet üzere 3 bin guruş piş-tahta mahsulü olur.



Paşasının cevz-i ma'dûdu haslarından 16 bin guruş olup bâc-ı pazar, cürm ü cinayet, salb u siyâsetten ve diğer gelirler ile hepsi senede 26 bin guruş olur. Molla Gani Paşa, Ak Mehmed Paşa ve Sarhoş İbrahim Paşa kırkar bin ve ellişer bin guruş tah­sil ederlerdi.

Bir şer'i hâkimi de şehir kapısı naibidir. Biri de muhtesib naibidir. Biri da taşra (—) naibidir.

Kefe Eyaleti'nde olan sancakları bildirir

Hepsi 7 adet sancak beyliğidir; Evvelâ Kiriş Kalesi Sanca­ğı, Ada-yı Şahî [Şah Adası] Taman Sancağı, Tat Eli Sancağı ve Azak Denizi içinde Bahsıra Sancağı. Bu sancak beyinin köyle­ri olmayıp 20 pare firkateler ile Azak Denizi'ni koruduğu için Kefe gümrüğünden on kese salıjâne (yıllık) alır, kanundur.

Adaluın Sancağı beyi Çoçka Boğazı'nı, Yeleşke Boğazı'nı, Azak Denizi Boğazı'nı, Kuban Nehri Boğazı'nı ve Temrik Kalesi Boğazı'nı on parça firkate ile korumak şartıyla bu da Kefe ma­lından on kese snhjnne mal alır.

Azak Kalesi Sancağı, bunun da beyi Azak balığı dalyanla­rından 20 kese mal alır.

Kefe Sancağı, paşaların taht merkezidir, ama 1067 [1657] ta­rihinden beri Kefe vezirlerinin taht merkezleri Azak Kalesi olup Azak beyi kaldırılıp Kefe Kalesi gibi bir büyük şehir kay­makamlık oldu. Din ve devlete Köprülü Mehmed Paşa iyi etti, ama Azak'ı koruyan vezirlere büyük azap oldu.

Kefe Eyaleti'nin bu mahalde 7 adet sancakları kanun üzere tamam oldu.

Çerkez Vilâyeti beyleri kanun üzere Kefe'ye tabilerdir, onları

bildirir


Sultan II. Selim Han zamanında Özdemiroğlu Osman Paşa 991 [1593] tarihinde Şirvan ve Şamakı'ya Çerkezistaıı'dan gi­derken beylerini Kefe Eyaleti'ne bağlayıp rehinlerini almıştır. Kendisi de Kabartay beyine bir cariyesiyle bir oğlunu koyup Kabartay'dan bir kız alıp iş gereği Cerkezistan ile akraba ol-

569


muştur. 70 bin adet Çerkez yiğitleriyle Gence, Şirvan, Şarnakı Tiflis, Tomanis, Demirkapı Şirvan'ı, Serirüllân şehri, Ereş şeh­ri, Niyazâbâd şehri ve Saburan şehrini, kısacası 76 adet büyük şehri Çerkez beyleri ve Dağıstan padişahı yeğleri ile bu kalele­ri fethetmiştir. Kabartay beylerinden İskender Bey'i Kefe paşası edip Taman Adasını Çerkez kavmiyle doldurup Azak'ın kâfir Kazak'ı Karadeniz'e çıkamaz oldu.

Taman Adasından doğu tarafa 70 konak yer, ta El-burz Dağı'na kadar hepsi salyâneli 40 adet Çerkez beyle­ri vardır. Osmanlı'nın bir seferi olsa Kefe paşasıyla sefer eşüp salyâneleri yerine aba, kebe, yay, tüfenk, barut, kurşun, as­tar, bez ve boğası alıp Osmanlı'nın eli altlarındadır. Azille­ri ve atamaları yine Osmanlı'nın hükmündedir. Bir beyi ölse yeri oğluna yahut akrabalarının bir hak edenine verilir. Ama [139b] tuğ, sancak, bayrak, davul ve alemleri yoktur, an­cak davulcuları vardır. Özdemiroğlu Osman Paşa'dan beri Osmanlı'ya gayet bağlı idiler.

1031 [1622] tarihinde Hotin'e Osmanlı'nın Sultan Osman se­ferinden beri bu Çerkez beylerine Kefe defterdarları yıllık ge­lirleri keseliden beri onlar da ne âsî ve ne itaatkâr harbe ucuy­la geçinip hizmet etmeye gelmeyip ara sıra Kırım hanlarına ge­lip gidip bazı şeyleri şikâyet eder oldular. Ama gönüllerinin alınması durumunda lazımlı ulûfesiz Çerkezistan askerleridir. Gerçi Müslüman ve bir mezhepte değillerdir, ama Allah daha da artıra, bir çeşit sevimli dağ adamlarıdır. Müslümanlık ve kâfirlik nedir bilmezler, ama haşr ü neşri de inkâr etmezler, bir tuhaf garip adamlardır.

Kefe Eyaleti'nde olan kazaları bildirir Kefe ile toplam 7 kaza yerdir. Tat Eli, Balıklava, Sudak, Menkub, Kerş, Tamaıı, Temrik ve Azak, kazaları bunlardır.

Toplam 8 adet voyvodalıkları yine o kazalardadır. Bu voy­vodalık haslarından elde edilen mal ile paşası 3 bin askerle se­fer eşer. Eğer Çerkez beyleri gelirse 20 bin asker olur, vesselam. Allah daha da artıra.

Kefe Kalesi'nin zeminini bildirir: Karadeniz kıyısında bir körfez büyük limanın batı tarafı ve güneyi arasında, deniz kıyısından ta Yapraklı Dağı adlı yüksek dağın zirvesine kadar

570
yay şeklinde bir şeddadi yontma taş, bir hazır kale, savaş hisarı, sığınak yeridir.

Fırdolayı büyüklüğü tam 8 bin adımdır. Hatta Selanik Kalesi'yle adımda ve insan ile dolu olmada birdir. Bu Kefe'nin kara tarafı 6 bin adımdır, deniz tarafı tam 2 bin adımdır. Hatta 3 kere kendi adımımla adımlamışımdır.

Kara tarafı birbiri ardında iki kat İskender Şeddi gibi sağ­lam hisardır. İç kat hisarı 50 arşın yüksek ve 5 arşın enli duvar­dır. Önündeki duvar 30 arşın yüksek ve 7 arşın enli Yecuc Şed­di gibi fü cüssesi kadar iri taşları var. Daha önünde çok derin, 20 arşın derin kesme kaya hendeği 50 arşın enli hendektir. Kapıla­rı önünde ağaç köprüleri var, kuşatma sırasında ve herhangi bir tehlike anında köprüleri kaldırıp kalenin demir kapılarına da­yarlar.

Bu kara tarafının iki kat duvarında 117 adet çeşit çeşit burç­lar var ve iki katında 2.600 adet beden dirsekleri var, ama deniz kıyısında ancak bir yalın kat duvarı var, boyu 20 arşındır ve 5 adım enli duvardır. Deniz kıyısı olmakla bu taraftan asla hende­ği yoktur, ancak kuleleri ve beden dirsekleri çoktur. Fakat ne ka­dar kule ve bedenleri olduğu malumum değildir.

Bu anlatılan kalenin çepçevre etraflarında 12 adet büyük, sağlam ve dayanıklı demir kapı vardır, ama 4 adet sağlam demir kapısı kara tarafındadır.

Evvelâ Kule Kapısı yıldız tarafına bakmaktadır.

Ondan yukarıda Yakub Ata Kapısı güney tarafa açılır.

Sonra kıble tarafına Yusuf Han Kapısı açılır.

Yine kıble yanaşma açılır Arslan Kapısı'dır.

Bu anılan kapılar ikişer kat demir kapılardır ki bekçileri ve gümrükçü kolcuları daima gözcülük edip akşam vakti kapıları kapatarak anahtarlarını her gece yeniçeri ağasına teslim ederler. Sabahleyin yine alıp dua ve sena ve gülbâng ile kapıları açarlar. Şehzade Selim ve Şehzade Süleyman Han bu Kefe'de hâkim iken her sabah her kapıda dua ile birer kurban kesilip kapıları açarlar-tnış, ama şimdi bir tavuk bile boğazlamazlar. Bu haberi 200 ya­şında kart Tatarlardan dinleyip kurban durumunu yazmışım.

Deniz kenarındaki duvarda 8 adet kapı vardır. İkisi liman kapısıdır ki gayet sanatlı hoş kapılardır.

571


Biri İskele Kapısı'dır, tüm gemiler buraya yanaşırlar. Ve gümrük emini bu kapı dışında büyük gümrükhanede oturur deniz kıyısına bakan şahnişin ve pencereleri var bir mükellef emin hanedir. Ve Kefe paşalarının kat kat cihannüma sarayı bu iskele kapısı üzerindedir. Tüm divanhane ve odalarının şahni­şin ve pencereleri limana bakar.

Bu iskele kapısının dışında kapıdan içeri girerken sağ ta­rafta kale duvarında yere yakın 3 adet insan pazusu kalınlığın­da demir halkalar vardır ki içlerinden insan geçmek mümkün­dür. Limanda demir atan gemiler, kıçlarını bu demir halkalara

bağlarlar.

Balıkpazarı Kapısı, bu yalın kat demir kapıdır.

Sonra Boyacı Kapısı, bu da yalın kat küçük demir kapıdır.

Orta Kapı, bu da küçük demir kapıdır.

Küçük Kapı, bu da demir kapıdır.

Lonca Kapısı'na Uğrun Kapı da derler, daima kapalı durup

gerektiğinde açılır.

Bu yazılan 8 adet kapının hepsi limana açılır işlek kapılar­dır. Güney tarafa bakan [140a] denizde önleri kumsal yerlerdir. Tamamı 117 adet yüksek kule vardır.

Bu kalenin içinde ve dışında kaleye bitişik yapı cinsinden bir şey yoktur. Ancak mîrî gümrük ve paşa sarayı vardır. Hep­si kaleden açıkta yapılardır. Gerçi deniz tarafı duvarı alçaktır, ama kuleleri, bedenleri ve karakolhaneleri sık sıktır ve ara sıra kale duvarlarını deniz dalgaları döver. Onun için deniz kıyısın­da hendeği yoktur.

Kefe İç Hisarı'nın özellikleri: Bu iç kaleye vilâyet halkı Frenk Hisarı derler. Bu da o dış kalenin doğu tarafı köşesi içinde bir kat bölme kale duvarlı sağlam kaledir. Ancak dış büyük kale gibi ilgilenilmez, zira şehrin içinde kalmıştır. Bütün duvarı 2 bin germe adım hendeksiz bölme şeddadi taş yapılı duvardır. Lakin bu kalenin deniz tarafı taşra kale duvarındandır. Bu Frenk Du­varı şehir içinden bölünmüş bir kat enli ve yüksek duvardır.

Bu duvarın 5 adet kapısı vardır. Beşi de şehir içlerine açı­lır ahşap kapılardır. Eski zamanda tamamen demir kaplı imiş.

Evvelâ aşağı çarşı yolunda Dede Fırını dibinde Atlı Kapı­sı demenin sebebi odur ki bu kapının kemeri altında bir beyaz

572

mermerden bir taş at üzerinde yine bir taş adam ata binmiş. Atı­nın ayağı altında bir ejderhanın yine taştan resmi var. Onun için bu kapıya Atlı Kapısı derler. Gerçekten de mermer ustası acayip ve tuhaf bir at resmi kazmış, sanki canlı durur.



Ondan öte Hamam Kapısı, sonra (—) (—) (---)

Ve bu Frenk Hisarı'ndan yukarıda,

Narin Hisar: Bu kale dış büyük hisarın doğu tarafı köşe­sinde bir sarp kayalı tepe üzerinde bir buruna yapılmış olup de­nize eğimli heybetli kaya üzerinde İskender Şeddi narin kale­dir. Bütün şehre eğimli olduğundan şehrin her yapısı ve evleri bu yüksek kaleden gözükür. Selim Han, Süleyman Han ve gayri şehzadeler burada hâkimler iken sarayları, darphaneleri ve tür­beleri buradadır.

Bu kalenin etrafı yalçın kayalar olmakla hendeği yoktur ve hendek olmak da imkânsızdır. Ancak Frenk Hisarı'na açılır bir kapısı var. Ve 40-50 kadar evleri, l camii, tahıl ambarı, cebeha-ne odaları ve dizdar hanesi var, gayet sağlam ve dayanıklı hisar-dır. (-) (-) (-)

Selâtin camileri: Hepsi 60 adet mihraptır. On adedi Cuma namazı kılınır eyne damlarıdır.

Bunlardan, selâtin camii, dış büyük kalede Şehzade Süley­man Han, burada hâkim iken yapmıştır. İçinde ve dışında bütün yapılarının kubbeleri mavi renkli has kurşun ile örtülü nur dolu bir camidir. Kıble kapısından mihraba kadar uzunluğu 150 ayak­tır. Bir yanından bir yanına genişliği tam 100 ayaktır. İki yan ka­pısı ve bir kıble kapısı vardır. Taşra sofaları 6 adet sütunlar üze­re 5 adet sanatlı kubbesi var. Cami içi bir hayli geniştir ki 10 bin adam alır. Ama çarşı pazar içinde bulunup daracık zeminde ol­mak ile dış avlusu küçüktür, caminin büyüklüğüne göre değildir. Minaresi, minber ve mihrabı eski tarzdır. (—) (—) (—). Sonra,

Müftü Camii: Bu da kurşun ile örtülü, bir sanatlı taş mina­reli camidir. Bu cami kapısının iç yüzünde güzel celî hat ile ya­zılan tarihi budur:

Şuri'a'l-binâ bi-himmetih, Bi-i'âneti'l-Meliki'l-mu'în,

573

Müftnjii şer'in hâdimün, Bi-ınevlevhjı/eti eınri'd-dîn,



Ve Iriive'l-lezî kâne ismehû, Musa eş-şerifel-miskîn,

Ni'ıne'l-(...) hâzihi, İz mnınerehâ li-âbidtn,

Kflbile'l-ilâhıı bi-hıtfihi, Hıdemâtelnt H-şer'il-mübîn,

Vaza'n'l-esâsn ve-errnhnlnt, Ve le ni'ıne dnru'l-müttakln.

Sem (—)

Bu tarih bir sülüs hüsn-i hat ile dört köşe mermer üzerine altın ile yazılmıştır. Ve yine bu camiin dış avlu kapısı üzerinde caddeye bakan tarihtir:



Miislimnnn-yı biı/â (—) (—) nemâz, Hâşa lillâh ki gm/emet tevbîlı,

Fikr kün zi-nemâzem in bıık'a, Niyyetiin li's-snlâti şüd tarih.

Sene (—)

Yeni Cami: İç açıcı bir mabettir. Yakın zamanda yapıldı­ğından Yeni Cami derler. Kurşunsuz kiremit örtülüdür.

Gölbaşı Camii: Bu da kiremit ile örtülü mamur bir mescit­tir. Yeni Kapı'nın iç yüzünde,

Tacir Hacı Nebî Camii: Kurşunlu, bir sanatlı ve büyük eski camidir. Kapısı üzere tarihi budur:

La ilahe HlAllah, Mıılınmmediin Resııl[AUnh], Bismillâhirrahmânirrahim,

Yazısından sonra,

574

[Kfid] benâ Hacı Nebî Tacir zn'îf[140b] Mescide'1-aksâ li-de'bin el-imâm,



Kale ehhı'l-kadrifî tarihlin, Vehve üssii'l-ka'beti hııldün enam.

Sene (—)


Kıble Kapısı Camii: Kurşunsuzdur, ama gayet sanatlı ca­midir. Büyük kıble kapısı kanatları öyle küçük, ibretlik buka­lemun nakışlı oyma islimi ve çeşit çeşit çiçekler uyulmuştur ki hezarfen Ressam Bursalı Fahrî Çelebi kâğıttan öyle oymalar oy­maya kadir değildir. Allah bilir ki usta olanlar bilir bu kapıda o kadar şirin işli kalemkârlık ustalıkları var ki sanki büyüleyi­cidir. Gerçi Ceneviz levhasına oyulmuştur, ama bu günde öyle sanatlı kapıyı insanoğlu gözü görmemiştir. Bu kapı üzerindeki tarihi budur:

Hâzihî bıık'ntıtn miibâreketün, Bi-niyyetin li'llâhi merreten ııhrâ,

Sâre tarihü hatmi mebnahâ Mescidün iissise ale't-takvâ,

Siimme'cteme'nt te'dâdııhıı iz, Mn'ahıı cunii mescidi'l-nksn.

Sene 888.

Meşhur mamur camiler bu yazılanlardır ki bunları seyret­tim. Riya olmasın, içlerinde ibadet dahi edip hayır sahiplerinin ruhları için Fatiha okurdum.

Mescitleri: Toplam 50 adet mahalle mescitleri vardır. Hacı İdris Mescidi'nin kıble kapısı üzere tarihi budur:

BismiMMrrahmânirmhîm

Kul AHahümme ınnlikii'l-miilk Bihi za'm El-Hncı İdris

575


Cami olmaya müsait bir kurşunlu kubbeli güzel mescittir.

Sonra Kıble Kapısı yakınında Köprübaşı Mescidi, Orta Kapı Mescidi, sonra Kapıağası Zaviyesi, ondan Azebler Eyne-si (mescidi), ondan Hatuniye Cuması, sonra Müftî Camii yakı­nında Canlı Mescit, Bâlâ Hatuniye Zaviyesi, Frenk Hisarı yakı­nında Ahmed Ağa Eynesi, ondan Müftü Secdeliği, ondan Çin Eli Mescidi, sonra Hisar Namazgahı Mescidi. Nice mamur za­viye, mescit, buk'a (mescit), mezgit (mescit) ve secdelikler var­dır, ama bildiğimiz ve gördüğümüz mescitlerin seçkinleri bun­lardır, vesselam.

Bu şehirde 20 yerde kurşunlu imaretler vardır. Ve toplam 40 adet kârgir minareler vardır. Gerisi alçak minarelerdir. Bu imaretlerin hepsini yüksek Yapraklı Kulesi'nden seyredip yaz­dım.

Medreseleri: 5 adet ilim yuvası medresesi vardır. Evvelâ Hacı Ferhad Medresesi, hepsinden donanımlı ve mükemmel­dir. Ve (—) (—) (—) Ama dârülhadis ve dârülkurrâ yapıları yoktur.

Tarikat erbabı tekkeleri: Kamusu 9 adet gönlü yanık Âl-i Aba dervişi meskeni dergâhlardır.

Bunlardan Kefe'nin batı tarafı dışında Topraklık adlı varoş içinde Ahmed Efendi Tekkesi var, gelen geçenlere mutfağından nimeti boldur ki 200'den fazla Halvetî tarikatında yalın ayak başı kabak, fakr-ı fâkada fenâ-fillâh olmuş fukarası vardır.

Sonra Damat Efendi Tekkesi: Bu da gönlü yaralı derviş­ler tekkesidir. Bunun da sabah akşam ziyafet evi imaretinden zengin yoksul, yaşlı genç herkese nimeti boldur. Bunda olan zi­kir tevhid-i erre bir tekkede olmaz. Zira Damat Efendi hazretleri bir Âl-i Aba yol rehberi ve tarikat önderidir. Ruhaniyetlerinden tüm sadık âşıklar sarhoş olup İlâhî aşk ile kendilerinden geçer­ler, heybetli bir tekkedir.

Kefe Topkapısının iç yüzünde yine Damat Efendi Tekkesi var. Bu da mamur hankâhtır.

Sözün kısası, bu Kefe halkının tamamı tevhid ehli olmala­rından dolayı Halvetî, Celvetî, Kâdirî ve Gülşenî tekkeleri var­dır, ama Mevlânâ tarikatı tekkesi, yani Mevlevîhanesi yoktur.

Ciğer köşesi, ebced okuyan sıbyan mektepleri: Dükelisi

576

45 adet sıbyan mektebi vardır, ama taze çocuklarının tabiatla­rı çok kavrayışlı olup gayetle akıllı, yetkin ve zeki çocukları var, nice kitapları ezberlemişlerdir.



Hamamları: Hepsi 10 adet aydınlık hamamdır.

Evvelâ Frenk Hisarı içinde Hacı Murad Hamamı, Acı Ha­mam, Tatlı Hamam. Dış büyük kalede Sultan Süleyman Gazi şehzade hâkim iken temelini atıp padişahlığı zamanında ta­mamlanmış, hoş havalı, hoş yapılı geniş ve iç açıcı bir hamam­dır ki misli benzeri Bahçesaray şehrinde Mehmed Giray Hama­mı ola. Bütün kubbeleri baştanbaşa saf kurşun ile örtülü ma­mur bir hamamdır. Kefe halkının mahbûb esir oğlanları bura­da toplanıp her hizmete can ve başla koşuştururlar, ama mün-fail ve mef'ullerden (edilgen) değillerdir. Kısacası çeşit çeşit has mermer ile döşenmiş altı halvetli bir aydınlık hamamdır.

Buna yakın Çömlek Hamamı, o kadar güzel değildir.

Kule Kapısı'ndan dışarı Eski Hamam hoştur, tellâkları ve hizmetçileri hep sevimlidir.

2 adet hamam daha vardır, ama isimleri malumum olmadı­ğından yazılmadı.

Seçkinlerin ev hamamları: Görüşüp konuştuğumuz dost­larımız "Kefe şehri içinde 600 adet ev hamamlarımız vardır" diye övünürler. Sözleri gerçektir ki hakir elliden fazla saray ha­mamlarını bilirim, zira ırz ehli hatunları pazar hamamına git­mezler ve sokağa dahi çıkmazlar, gayet ayıptır.

Tüccar hanları: Umumisi 43 adet tüccar hanlarıdır.

Evvelâ bunlardan [141 a] Koca Kasım Paşa Hanı: Cümle hanlardan eskidir. Kapısı üzere tarihi budur:

Cenâb-ı Hazret-i Paşa-yı ekrem, Ohtpdıır Kasım ihsan [u] in'âm,

Ki hayra sarf edip mal-ı firâvân, Bu han-ı dilküşâyı etti itmam,

Olup tarihi anın akla mülhem Denir ol dem sara\j-ı râhat-encâm.

577


Sene 981.

Sonra Sıçanlı Han: Bu iki han Frenk Hisarı içindedir. Dış kalede Vezir Hanı, sonra Sefer Gazi Ağa Hanı'nın kapı­sı üzere yazılan tarihi budur:

Selâmı dedi itmamına tarih, Zehîhan-ı müzeyyen bârekallah.

Sene 1069.

Sonra Esir Hanı, ondan Pazaryeri Hanı. (—) (—) (—)

Nice güzel hanlar var, ama kale gibi yüksek yapılı hanlar bunlardır.

Garip bekâr hanları: Olancası 9 adet bekâr odalarıdır ki tüm sanat ehli garipler kalırlar.

Çarşı pazar bedesteni: Barısı, yani Tatarca hepsi 1.010 adet dükkândır, ama taşra Topraklık Varoşu dükkânları bile hesap olunmuştur. Uzun Çarşı, Orta Meydan Pazarı, Semahane Pa­zarı ve Haffafhane Çarşısı hepsinden süslü sultan çarşısıdır. 23 adet donanımlı, süslü, okuyucu ve çalgıcılı, şair ve meddahlı, bakımlı, şenlikli tek ve iki katlı kahvehaneleri, bozahaneleri ve meyhaneleri var. Ancak kârgir yapı kubbeli bedesteni yoktur.

Can suyu çeşmeleri: Tamamı 20 adet su pınarı çeşmeleri vardır, ama suları tuzludur.

Susamışlara hayrat sebilhaneleri: Olandası 105 yerde se­bilhane vardır ki her sokak köşesinde Kerbelâ Çölü şehitleri ruhları için yapılmış büyük hayrat sebilhanelerdir.

Mümin mahallelerini isimleri ve sayısı: Kefe'nin içinde ve dışında toplam 80 adet Müslüman mahallesi vardır. Erme­ni, Rum, Yahudi ve Çingene, alacıklı (çadırlı) ve obalı evleriyle toplam 120 cemaat mahalle sayılmıştır. Topraklık adlı varoş ya­kınında çok mahalle Tatar obalıları fukaralardır. Şehir içindeki mahalleler tamamen kırmızı kiremit örtülü büyük saraylar ve eski hanedanlardır.

İleri gelenlerin evlerinin sayısı: Tamamı 9.060 adet yük­sek evlerdir.

Evvelâ bunlardan Sabit İbrahim Efendi Sarayı, Kayma­kam Sarayı, Abdülbâki Çelebi Sarayı, Paşa Sarayı, Biradereyn Yağcızâdeler Sarayı, Damat Efendi Sarayı ve Müftü Efendi Sa­rayı, meşhur hanedanlar bunlardır. Bu hanelerin ve tüm çarşı

pazarın caddeleri baştanbaşa beyaz kaldırım taş döşeli anayol­lardır ki 70 sokak sayılmıştır. Hepsi tertemiz anayollardır. An­cak bazı yolları iniş ve yokuş yerlere yapılmıştır. Genellikle Kı­rım ülkesinde bulunan hanelerin şahnişin ve pencereleri kuzey tarafa, liman tarafına bakmaktadır.

Topraklı Varoş: Kefe Kalesi'nin batı tarafı dışında büyük bir varoşu var, ona Topraklı Varoş derler. Zira burada bulunan binlerce evin damları toprak ile kapalı olduğundan Topraklı Varoş derler, ama nice yüz adet büyük haneleri kırmızı kiremit­lidir. Burada 3 adet camileri, mescitleri, medreseleri ve tekkeleri vardır ki nice imaretleri yukarıda yazılmıştır.

Topraklı Varoş Kalesi: Bunda bir bayır üzerinde bu Top­raklı şehrini korumak için şehre havale yuvarlak şekilli, kârgir yapı yüksek bir kulesi var, büyüklüğü tam 200 adımdır. Batı ta­rafa, bir yüksekçe yerinde ancak bir demir kapısı var ve demir kapılı top mazgalı delikleri var, ama etrafında hendeği yoktur. Hemen deniz kıyısında yüksek bir tepe üzerinde sarp ve yük­sek kuledir. İçinde ancak l dizdarı, 10 adet hisar eri ve yeteri ka­dar cebehanesi var. (—) tarihinde Kantemur Han Osmanlı'ya is­yan ettiği sırada (—) kaptan paşa bu Kefe Limanı'na donanma­yı hümâyûn ile demir attığında bu yüksek kuleyi inşa etmiştir. Gerçekten de yerinde bir benzersiz kule etmiştir. Ancak kapı­sı gece gündüz kapalı durur. Bu kulenin dört tarafı mezarlıktır. Adı geçen Ahmed Efendi Tekkesi ona yakın yerdedir.

Evlerdeki su kuyuları: Kefe şehrinde 4.060 adet evlerde kuyular olduğu sicilde yazılıdır. Sarmaşıklı Bayırı dibinde olan evlerin kuyuları lezzetlidir, ama aşağıda olan su kuyuları biraz tuzludur. Evleri çoğunlukla kuyuya muhtaçtır.

Un değirmenleri: 160 adet un değirmenleri var ki hepsini atlar çeker. Zira bu şehirde akarsu yoktur, ama nice fukaralar el değirmenleri çekerler.

Tanıştığımız dostlar: Hüsam Efendi, Ahmed Efendi, Kay­makam Ak Mehmed Paşa, Durmuş Ağa, Abdülbâki Çelebi, Şeyhülislâm Efendi, Yağcızâdeler, Emir Efendi ve oğlu Seyyid (—) Çelebi arif, zarif, dost, hoş-sohbet, tatlı dilli, hafif bir zat, gerçekten şerif çelebidir. Ve kâf ilminde kamil ve sahib-i ayar Naib İbrahim Efendi, şer'î mahkeme de bir naiptir, ama bütün

578


579

hanlara, kalgay, nureddin ve gayri sultanlara, [141b] bütün ve­zir, vekil, fakir ve zayıflara nimeti ve ihsanı bol bir adamdır.

Bu hakir bu ana dek 41 yıldır dünyayı görüp âlemi gezip do­laştım, kimyaya malik sahib-i ayar görmemiş idim. Nice bin tak­litçilerle görüşmüştüm. Bu ilmin aslı ve faslı yoktur diye kâf il­mini inkâr ederdim. Ama hamd olsun bu Kefe şehrinde Naib îb-rahim Efendi'de görüp inandım. Hakire de bir külçe altın ihsan etti kim elimde balmumu gibi ovalardım. Hatta bu altınlardan İbrahim Efendi haplar yapıp birini sabah ve üç tanesini akşam yutup o gece asla yemek yemezdi. Lakin bu mertebeye o kimse ulaşıyor kim hâl ehli ola ve düzgün hâlde olup son derece perhiz ve riyazat ile meşgul olup sırları halktan uzakta ola. Kısacası bü­yük veliler zümresinden olana bu iş nasip oluyor, vesselam.

Cana can katan güzel suyu ve havası: Havası gayet hoş ve ılımandır, zira deniz kıyısında bulunmaktadır. Ama suları biraz acıdır. Bağ ve bahçeleri azdır. Sudak dağlarındaki bütün bağla­rı bu Kefelilerindir.

Büyük nimet yiyecek ve meyveleri: Evvelâ Kefe'ııin tere­yağı ve sarı mayak yağı misk ve ham amber kokulu yağlardır. Yâsemen, Kefe lâlesi, limanında tirkiz balığı, levrek ve tekir ba­lığı yahut uskumru balıklarının çeşitleri 12 adet denizde olmaz. Hatta Bahr-i Muhit, Malgayan Denizi, Okyanus Denizi, Hazar Denizi, Umman Denizi ve Kızıldeniz'de de Kefe balığı gibi bir balıklar görmedim. Hatta tirkiz adındaki balığı Hamsın günle­rinde avlayıp tuzlayıp nice yüz gemilere korlar ve tüm ülkele­rin bezirganları götürürler. Bir garip balık eminliğidir ki başka mukataadır. Eminin rızası olmadan tek bir fert bile balık avla-yamaz. Ama gece karanlığında oğlancıklar kalaklı kefal balığı tutup yerler. Balık emini anlara bir şey demez, ama şehir suba-şısı duyarsa oğlanları cezalandırır.

Beyaz ekmeği ve semin eti birer okkası birer akçe, bir bu­çuk okka sığır eti ve deve eti bir akçeyedir, ama at etinin okka­sı iki akçedir. Şehir içre kara dut ağaçlarından çok ağaç yoktur.

(-) (-) (—)

Usturlâb ilmine göre beldenin iklimi: 6. iklimde bulunup arz-ı beledi (—) ve uzun gündüzü (—) derece ve dakikadır. Ve uzun gecesi de (—) dır.

580

Müneccimlere göre Kefe yapılarının talii: Boğa burcunda Zühre toprak evi hanesinde bulunup onun için halkı Zühre gibi zevk ve eğlencede olup toprak evi olduklarından yerle bir, top­rak gibi sakin, yumuşak huylu adamları vardır. Boğa burcunda olduklarından bütün sığırları etli ve semizdir.



Mahbûbe ve mahbûbları: Havasının hoşluğundan oğ­lan ve kızları gayet güzel ve düzgün yapılı olup konuşmaları düzgün ve dişleri sanki iri inci gibi seçkin genç erkek ve kızla­rı olur ki sanki misk kokulu saçlarını sarkıttıklarında âşıkların gönüllerini kendilerine can u dil ile akıtırlar. Yıldız gibi parlak genç kızları var ki hakkak eli değmemiş bir yekta incilerdir ve eteklerine diken ilişmemiş birer mehtâbelerdir. Hepsi Çerkez, Abaza, Gürcü ve Leh vilâyetlerinden gelme güneş ve ay parça­sı köleleri, sim-beden, nazik, ter ü taze kulak memesi gibi yu­muşak, nazik endamlı ay parçası köleleri olur ki mahbûb-dost oğlancı biraderlerimiz bu mehpareleri gördüklerinde parça par­ça olurlar. Hatta Kavaflar Pazarı yanında her sabah esir paza­rı durur, burada olan dilber cemiyeti İstanbul'da Oğlan Şeyhi Tekkesi'nde olmazdır. Nice züğürt ve müflis mendebur âşıklar göz cizircikiyle, yani göz zinasıyla geçinip yalnızlık köşelerine içten ah çekerek gider. (—) (—) (—)


Yüklə 1,95 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   39




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin