Her Gün Bir Defa (English Title: One Day at a Time)



Yüklə 1,89 Mb.
səhifə40/60
tarix04.01.2022
ölçüsü1,89 Mb.
#59977
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   60
Ey siz korkan kutsallar, taze bir cesaret bulun;

Sizi bu kadar çok korkutan bu bulutlar

Merhamet yüklüdürler ve

Bereketler halinde başınıza yağacaklardır.

3 Ağustos


“Ne de insanın yiğitliğinden (bacaklarından) hoşlanır.” (Mezmur 147:10)

Ne kadar ilginç bir yaklaşım! Yüce ve üstün Tanrı bir insanın bacaklarından hoşlanmaz!

Bu konu hakkında atletizm dünyası ile bağ kurarak düşünebiliriz. Yıldız koşucu, kıvrak ve süratli, elleri zafer coşkusu ile yukarı kalkmış olarak bitiş çizgisini geçiyor. Basketbol oyuncusu zaferi getiren son sayıyı, yani basketi atmak üzere sahada hızla ilerliyor. Kaslı ve güçlü futbol kahramanı durdurulması imkansız bir şekilde çizgiden ileri doğru koşuyor.

Seyirci çılgın gibi; sıçrıyorlar, bağırıyorlar ve keyifli bir şekilde alkışlıyorlar (ya da arada sırada yuhalıyor ve ıslıklıyorlar). Bu kişiler her oyuna duyguları ile müdahil olan fanatik izleyiciler. Onların bir insanın bacaklarından hoşlandıkları, yani oyuncunun oyunu oynama yeteneğinden hoşlandıkları söylenebilir.

Buradaki ayetimiz, atletizme duyulan ilgiyi engellemek amacını gütmemektedir. Kutsal Kitap bölümlerinden birinde bedenin spor yapmasının değerinden olumlu bir şekilde söz edilir. Ancak Tanrının bir insanın bacaklarına ilgi duymaması konusu bize, ayrıcalıklarımızı dengeli bir şekilde korumamız gerektiğini hatırlatmalıdır.

Genç bir imanlı için bir spor ile ona, yaşamının tutkusu haline getirecek kadar öncelik tanımasıdır. Bu konumdaki birinin en iyi çabaları en üstün seviyeye ulaşmayı hedeflemiştir. Zamanını, yediği yiyecekleri ve uykusunu kontrol altına alır ve disipline sokar. Akla gelebilecek her sporda ustalığını mükemmel kılmak için uzun saatler çalışır. Bir spor diyeti uygular, amacı en üstün fiziksel kondisyonu korumaktır. Yaptığı spor hakkında sanki bu spor onun yaşamını teşkil ediyormuş gibi düşünür ve konuşur. Ve belki de gerçekten de bu spor onun yaşamı haline gelmiştir.

Bazen böyle bir genç Hıristiyan Tanrının bir insanın bacaklarından hoşlanmadığını fark ettiği zaman, hızını keser. Eğer Tanrı ile paydaşlık içinde yürümek istiyor ise, o zaman Tanrının bakış açısına uyarlanması gerektiğini anlar.

O zaman, Tanrının hoşlandığı şey nedir? 147.Mezmurun on birinci ayeti, bize şunu söyler: “Rab kendisinden korkanlardan, sevgisine umut bağlayanlardan hoşlanır.” Başka bir deyiş ile, Tanrı fiziksel olandan ziyade ruhsal olana ilgi gösterir. Elçi Pavlus şu sözleri ile aynı değer sistemini yansıtır: “Bedeni eğitmenin biraz yararı var; ama şimdiki ve gelecek yaşamın vaadini içeren Tanrı yolunda yürümek her yönden yararlıdır.” (1.Timoteos 4:8)

Bu günden yüz yıl sonra coşkulu seyirci öldüğü zaman, stadyum boşaldığı zaman ve yapılan sayılar unutulduğunda, gerçekten önemli olan tek şeyin Tanrının egemenliğinin ve O’ndaki doğruluğun ardından yürümek olduğu anlaşılacaktır.
4 Ağustos
Çünkü Rab doğrudur, doğruları sever.”
Rabbin Kendisi doğrudur ve halkının doğru davranışlar ile hareket ettiğini görmeyi sever. İmanlılar içgüdüsel olarak tanrısal ya da ahlaksal yasa ile uyumlu seçimler yaptıkları zaman, Tanrı bu durumdan hoşlanır.

Ama yaşadığımız dünya gibi bir yerde her zaman böyle davranmak hiç de kolay değildir. İyilik etmek ve ahlak gibi konularda ödün vermek için sürekli olarak ayartma ile karşılaşırız. Ayartmaların bazıları açık ve aşikardır; bazıları ise gizli ve sinsidirler. Doğru çizgide yürümek hem kararlılık hem de karakter gücü gerektirir.

Sorunlu alanların hepsini sınıflandırmak mümkün olmayacaktır, ama belki seçici bir liste, gelecek ile ilgili kararlar verme konusunda bir temel sağlayacaktır.

Rüşvetler ve ters tepki göstermek, kötülüğe ait davranışlardır. Bir ticari firmanın kararını etkilemek için verilen bir armağan da doğru bir davranış değildir. Hesapta yeterli para olmamasına rağmen, ödeme tarihi gelmeden yeterli parayı sağlama umudu ile çek imzalamak da yanlıştır. Ticari bir paketin içine posta ücreti ödenmemiş bir mektup koymak ve paketi bu şekilde postalamak da yasal değildir. Patron yakınında oturur iken, onu telefon ile arayan birine patronun büroda olmadığını söylemek de aldatıcı bir davranıştır. Şirketteki çalışma zamanını herhangi bir şekilde kötüye kullanmak ya da iş ile ilgisi olmayan kişisel harcamaları şirket masrafı listesine geçirmek de doğru değildir. Ve ayrıca elbette bir de çok yaygın görülen şu önemli konu mevcuttur: gelir ve giderleri doğru göstermeyip gelir vergisi ile ilgili ödemeleri yanlış göstermek. Sigorta formunu yanlış bilgiler ile doldurmak çok üst düzeylere ulaşmış bir kötü davranıştır. İşi yavaşlatmak ve standardın altında çalışma yapmak yanlıştır. Ve belki de en sık görülen tacizlerden biri, kişisel işleri halletmek için işverenin zamanını yetkiye uygun olmayan bir şekilde kötüye kullanmaktır.

Hatalı oldukları aşikar olan dostlar ve akrabaların yanında yer almak doğru değildir. Bu tür bir davranış, yanlış yönlendirilmiş bir sevgi ve sahte sadakattir. Suçlu olan kişi kim olur ise olsun, günaha karşı gerçekten yana olduğumuz zaman, doğruluk amacına hizmet etmiş oluruz.

Benzer şekilde gücendiren kişinin bir dostu olması gerekçesi ile duygusal davranarak topluluk dışı bırakılmış olan birinin yanında yer almak da yanlıştır. Bu tür bir davranış yalnızca kilisede bölünme yaratan ve gücendiren kişinin kötülüğünü sürdürmesi gibi bir sonuç getirir.

Son olarak söyleyeceğimiz şudur: birinin yapmadığı bir şey için başka birinin yerine utancın sorumluluğunu yüklenmesi asla doğru değildir. Suçlu kişinin öne çıkıp suçunu itiraf etmesi gerektiği zaman, utancı üstlenmeye istekli olan bazı barışsever canlar mevcuttur. Barış fedakarlık ederek kazanılamaz.


Yüklə 1,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   60




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin