Her Gün Bir Defa (English Title: One Day at a Time)



Yüklə 1,89 Mb.
səhifə41/60
tarix04.01.2022
ölçüsü1,89 Mb.
#59977
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   60
Cesaret kardeşim, sendeleme!

Yolun gece kadar karanlık olsa bile

Alçakgönüllülere rehberlik eden bir yıldız vardır:

“Tanrıya güven ve doğru olanı yap.”

Norman MacLeod


5 Ağustos
“Çünkü insanın öfkesi Tanrının istediği doğruluğu sağlamaz.” (Yakup 1:20)

Örnek, bize yabancı olan bir örnek değildir. Kilise ile ilgili bir iş hakkında bir toplantı süreci söz konusudur. Bir karar alınması gerekmektedir. Verilecek karar, iman ile ilgili önemli bir öğretiş hakkında değildir, ama belki ek bir bina yapmak, ya da mutfağı boyamak ya da bazı bağışlar konusunda katkı sağlamaktır. Bir anlaşmazlık ortaya çıkar, öfke yükselir, kontrol kaybedilir ve patlamalar yaşanarak konuşmalar bağırmaya dönüşür. Bir kaç düşüncesinde kararlı ve bildiğinden şaşmayarak sesini yükselten birey sonunda üstün duruma gelirler ve sonra da Tanrının işini ileri götürdüklerini sanarak toplantıdan ayrılırlar. Tanrının işini ileri götürmemişlerdir ya da O’nun isteğini yerine getirmemişlerdir; insanın gazabı, tanrının istediği doğruluğu sağlamaz.

Emerson ile ilgili şöyle bir öykü anlatılır: Emerson bir çok tartışma ve zihinsel çatışmanın yaşandığı bir komite toplantısından hızla dışarı koşar. Halen öfke içinde kıvranmaktadır, ama sanki yıldızlar ona şu sözleri söylemektedirler: “Neden bu kadar öfkelisin, küçük adam?” Leslie Weatherhead bu konuda şu yorumu yapar: “Görkemli güzellikleri içindeki yıldızların sessizliği ne kadar harikadır! Sanki şu sözcükleri söyleyerek ruhlarımızı yatıştırmak istemektedirler, ‘Tanrı, seninle ilgilenecek yeterli güce sahiptir’ ve ‘Senin canını sıkan hiç bir şey göründüğü kadar önemli değildir.’

Elbette doğru öfke için de bir zaman olduğunu biliriz. Tanrının onuru tehlikeye atıldığı zaman öfke doğrudur. Ama bu ayette Yakup, insanın öfkesinden söz eder iken, düşündüğü konu bu değildir. Yakup, kendi yolunda gitme konusunda ısrar eden ve kendisine engel olunduğu zaman, öfke ile patlayan kişidir. Yakup burada kendi düşüncesinin doğru olduğuna karar vermiş ve bu yüzden kabullenme konusunda hoşgörülü davranmayan kibirli kişiden bahseder.

Bu dünyaya ait bir kişi için, çabuk öfkelenen bir yapı bir güç belirtisidir. Bu kişi için öfke onun önderliğinin bir işaretidir, saygı gösterilmesini buyuran bir araçtır. Böyle bir kişi yumuşak huylu olmanın güçsüzlük ya da zayıflık anlamına geldiğini sanır.

Ama Hıristiyan bu konu ile ilgili gerçeği bilir. Öfkesine hakim olamadığı zaman, saygınlığını yitirdiğinin farkındadır. Her öfke patlaması bir başarısızlıktır. Öfke, Ruh’un ürünü değildir, benliğin işidir.

Mesih, Hıristiyan’a daha iyi bir yol öğretmiştir. Bu yol, özdenetimdir; Tanrının öfkesine yer bırakmaktır ve tüm insanlara yumuşak huylu davranmaktır. Yanlışa sabır ile katlanma ve diğer yanağı çevirmedir. Hıristiyan öfkesini sergilemek ile Tanrının işine engel olduğunu bilir, kendisi ve imansız kişi arasında göz ile görülen herhangi bir fark kalmaz ve tanıklığı ile ilgili olarak ağzını mühürlemiş olur.
6 Ağustos

“Ey sizler, yoldan geçenler, sizin için önemi yok mu bunun (ya da bunlar sizin başınıza da gelmesin)?Bakın da görün, başıma gelen dert gibisi var mı? Öyle bir dert ki, Rab öfkesinin alevlendiği gün başıma yağdırdı onu.” (Ağıtlar 1:12)

Bazen Rabbin sofrasında oturur iken kendime şu soruyu sormam gerekir:”Bana ne oluyor? Burada oturuyor ve Kurtarıcının acısı üzerinde düşünüyorum ve neden gözyaşı dökmüyorum?”

Adı bilinmeyen bir şair aynı sorular ile karşılaştı ve şunları yazdı: “Ben taş değilim ki dayanabileyim, ben bir insanım/ ey Mesih, Çarmıhının altındayım ve yavaş yavaş akan kanını damlalarını sayıyorum, nasıl ağlamayayım? / Bir gece yarısı gökyüzünde yüzlerini gizleyen güneş ve ay gibi yapamam,/ yeryüzü şiddet ile sarsılır iken ve inlerken – yine de yalnızca ben etkilenmemiş ve kederlenmemiş gibi görünebiliyorum./ yüce Tanrı, böyle olmamam gerekir ya da O’nun üzerine aldığı gazabı anlamam gerekir./Ey Rab, Senden dönmeni ve bir kez daha bakmanı diliyorum, dön, bak ve bu kayaya yani yüreğime vur.”

Bir başka şair benzer bir ruh ile şunları yazdı: “Kendime nasıl da şaşırıyorum/ Sen, sevecen, kanını akıtan ve ölen Kuzu,/ gizemini inceden inceye tetkik edebileyim ve Seni daha çok sevmek için harekete geçebileyim.”

Ölmekte olan Kurtarıcının acıları ile yürekleri parçalanan ve ağlayan duyarlı canlara hayranlık duyuyorum. Hıristiyan olan berberim Ralph Ruocco aklıma geliyor. Onun dükkanına gittiğim zaman benimle ilgilenir iken genellikle Kurtarıcının katlandığı acılar hakkında konuşur ve sonra üzerime koyduğu berber örtüsünün üstüne gözyaşları damlar ve şöyle der: “Benim için ölmeye neden istekli olduğunu bilmiyorum. Ben çok sefil biriyim. Ama O yine de, Çarmıh üzerindeki bedeninde benim günahlarımı üstlendi.”

Kurtarıcının ayaklarını gözyaşları ile yıkayan günahkar kadını düşünüyorum. Sonra O’nun ayaklarını saçları ile kuruladı ve onları öptü ve değerli yağı üzerlerine sürdü.(Luka 7:38) Bu kadın çarmıhın öte tarafında yaşıyordu, ama buna rağmen benim sahip olduğum üstün bilgi ve ayrıcalıklara sahip olmaksızın çarmıh konusunda benden daha duygusal davrandı.

Ben neden böyle bir buz gibi soğuğum? Bunun nedeni acaba erkeklerin ağlamasının ayıp olduğu bir kültürde yetiştirilmiş olmam olabilir mi? Eğer böyle ise, o zaman böyle bir kültürü hiç tanımamış olmayı isterdim. Golgota’nın gölgesinde ağlamak bir utanç değildir; asıl utanç ağlamamaktır.

Yeremya’nın sözlerinden alıntı yaparak şu şekilde dua etmeliyim: “Keşke başım bir pınar, gözlerim bir gözyaşı kaynağı olsa! Ağlasam gece gündüz!” (Yeremya 9:1); günahımın günahsız Kurtarıcımın üzerine koyduğu acılar ve ölüm için ağlamak1 Ve Isaac Watts’ın şu ölümsüz sözlerini kendi sözlerim olarak kabul ediyorum: O’nun biricik çarmıhı göründüğü zaman, ben utanç içindeki yüzümü saklamalıyım; yüreğim şükran ile dolmalı ve gözlerimden yaşlar akmalı.

Rab, gözleri kuru bir Hıristiyanlığın lanetinden kurtar.

7 Ağustos
“Kül yerine çelenk, yas yerine sevinç yağı, çaresizlik ruhu yerine onlara övgü giysisini vermek için..” (Yeşaya 61:3)

Bu yücelik ile dolu bölümde Mesih Kendisini kabul eden kişilere getirdiği bazı harika değiş tokuşları tanımlıyor. Kül yerine çelenk, yas yerine sevinç yağı ve çaresizlik ruhu yerine övgü giysisi veriyor.

Biz O’na yanan bir yaşamın küllerini, likör ya da uyuşturucular yüzünden mahvolmuş bir bedenin küllerini getiririz. Çölde boşa geçen yılların küllerini ya da kırılmış umutların ve bozulmuş düşlerin küllerini getiririz. Ve bunların karşılığında o bize ne verir? O, bize, güzelliği, pırıl pırıl parlayan bir gelinlik tacının güzelliğini verir. Ne muhteşem bir değiş tokuş! “Günahtan perişan olmuş zavallı bezgin, kutsal Tanrının eşi olmak ile onurlandırılır.” (J.H.Jowett) Yedi cin tarafından kontrol altında tutulan Mecdelli Meryem yalnızca kurtarılmak ile kalmaz, ama aynı zamanda bir Kral kızı haline getirilir. Korintte yaşayan halk tüm sefilliği ile O’na gelir ve yıkanır, kutsal kılınır ve aklanır.

Ona keder nedeni ile dökülen gözyaşlarını getiririz. Bu gözyaşlarının dökülmesine neden olan günah, yenilgi ve başarısızlıktır. Felaketlerin ve kayıpların neden oldukları gözyaşları. Parçalanmış evlilikler ve kaybolan çocuklar için dökülen gözyaşları. O, bu tuzlu ve sıcak gözyaşları ile bir şey yapabilir mi? Evet, O, bu gözyaşlarını silebilir ve onların yerine bize sevinç yağını verir. Bağışlanmanın sevincini, kabul edilmenin sevincini, O’nun ailesinin sevincini, var oluşumuzun nedenini bulmuş olmanın sevincini verir. Kısaca söyleyecek olur isek, O, bize, “can sıkıcı felaket yerine düğün şöleninin sevincini” verir.

Son olarak, O, bizdeki ağırlık ruhunu alır. Hepimiz bu ruhun – suç yükü, pişmanlık, utanç ve aşağılanma – nasıl bir ruh olduğunu biliriz. Yalnızlık ruhu, reddedilme ya da ihanet. Korku ve kaygı ruhu. O, tüm bunların hepsini alır ve bize övgü giysisi verir. Ağzımıza yeni bir övgü şarkısı koyar, tanrımıza bir övgü ilahisi koyar.” (Mezmur 40:3) Şikayet eden kişi şükran ile ve küfreden kişi tapınma ile doldurulur.


Yüklə 1,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   60




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin