Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə860/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   856   857   858   859   860   861   862   863   ...   980
SELİM I (Yavuz)

(l467, Amasya - 21 Eylül 1520, Sırt Köyü, Çorlu) 9. Osmanlı padişahı (24 Nisan 1512-21 Eylül 15,20).

"Sultan Selim-i Evvel", "Yavuz Sultan Selim" olarak da tanınır. II. Bayezid(->) ile Dulkadiroğlu Alaüddevle'nin kızı Ayşe Ha-tun'un oğludur. Babası II. Bayezid'den sonra istanbul'da tahta çıkan 2. Osmanlı hükümdarıdır. Doğum tarihi, kaynaklarda 871/1467, 872/1468 ve 875/1470 olarak verilir. Büyükbabası II. Mehmed (Fatih), babası II. Bayezid ve oğlu I. Süleyman (Kanuni) İstanbul'a büyük birer külliye kazandırmışlardır. I. Selim'in anıtsal bir eseri bulunmamaktadır. Buna karşılık, günümüzde Topkapı Sarayı Müzesi'nde sergilenen kutsal emanetler(->) ile hazine koleksiyonlarının bir bölümü I. Selim tarafından İstanbul'a getirtilmiştir: Yavuz, 8,5 yıl süren saltanatı boyunca uzun seferlere çıktığı ve kış mevsimlerini Edirne'de geçirdiği için, İstanbul'da çok az kalmıştır. Fatih'te bir semt

"Yavuzselim/Sultanselim" adını taşımakta olup buradaki Sultan Selim Külliyesi'ni oğlu I. Süleyman yaptırmıştır.

Babası II. Bayezid'in Amasya'daki valiliği sırasında doğan I. Selim, burada saray eğitimi aldı. Arapça ve Farsça öğrendi. Binicilik ve atıcılıkta hüner kazandı, ok ve yay yapmaya özel ilgi duydu. 1490'da Trabzon valiliğine atandı ve aralıksız 22 yıl burada kaldı. 1509'dan sonra büyük kardeşi Şehzade Ahmed'in taht varisliği şansının artması üzerine babası II. Bayezid'e ve kardeşlerine karşı mücadele başlattı. 1510' da Kefe'ye geçti. Kırım Hanı Mengli Giray'dan askeri destek sağlayarak 15H'de Kili'ye indi. Kili, Akkerman ve Kefe sancaklarım elde etti. Babası ile bir anlaşmaya varmışken, Şahkulu Olayı sırasında II. Bayezid'in tahtı büyük oğlu Ahmed'e bırakma eğilimi karşısında, Rumeli'den topladığı büyük bir orduyla harekete geçti ve 3 Ağustos 1511'de Uğraş Köyü (Çorlu) Sa-vaşı'nda babasının gönderdiği kuvvetlere yenilerek Kırım'a döndü. İstanbul'daki yeniçerilerin mutlak desteğim sağlamış olması, başarısızlığına karşın taht şansını azaltmadı. İstanbul'daki yeniçeriler odalarda toplanıp Ahmed'i padişah yapmanın ulu günah olduğuna karar verdiler. Şehzade Ahmed yanlısı paşaların konaklarına saldırdılar. Ahmed'e, lalası Yularkasdı Sinan Paşa ile haber gönderip "Bu ocak erenler ocağıdır" dediler. Üsküdar'a kadar gelen Şehzade Ahmed, Anadolu'ya dönmek zorunda kaldı. İstanbul'a gelip yeniçerilerden destek arayan Şehzade Korkud da emeline ulaşamadı. Selim, Rumeli'den topladığı yeni kuvvetler ve İstanbul'dan yanına gelen 3.000 yeniçeri ile başkente yürüdü ve Yenibahçe'de karargâh kurdu. II. Bayezid'in direnmesine karşılık devlet ricalinin de desteğini sağlayarak saraya yürüdü ve babasını tahttan indirip padişahlığım ilan etti.

Selim'in bu eylemi, o dönemde yazılan bir Selimname'de II. Bayezid'in ağzından Bu bey Ukden feragat itmedüm ben / Görün beyler bana nitdi Selim şah diye başlayan dizelerle anlatılmış, Keşfî ise 5e-limname'sinde, bahar güzelliği ile donanan İstanbul'daki taht değişikliğini Fasl-ı nevruz erdi gül vakti gülüstan devridir/ Sohbet-i eyyam-ı çemen hengâm-ı huştan devridir/Şi'r ü inşâ mevsimişâh-ı sühan-dan devridir /Mey getür saki gül eyyamı Selim Han devridir demiştir.

Şükrî ise Selimname 'sinde, Selim'in Pravadi kasabasından Yeniçeri kethüdası Balyemezle İstanbul'a gelip tahta oturuşunu, halkın gamdan, tasadan kurtulduğunu, Yenibahçe'de kurulan otağa cümle İstanbul halkının gelip saygı sunduğunu, saraya giderken sokakların yeniçeri akbörk-leri ile dolduğunu anlatır.

Selim'in başa geçmesinden sonra ilk sorun, tahttan indirilen padişahla yeni padişahın (baba ile oğulun) aynı kentte kalmalarının sakıncalarından doğdu. Bayezid, havadar ve mutedil Dimetoka'ya gitmeye razı oldu. Selim, babasını, arabasının yanında yürüyerek, Edirnekapı'ya kadar uğurladı. Dönmek üzereyken yeniçerilerin

tüfeklerini ve kılıçlarını çatıp kendisini beklediklerini ve çattıkları silahlarının altından geçirtip tarihçi Cenabî'nin yorumuna göre kendilerine boyun eğmesini isteyeceklerini öğrenince yol değiştirdi. Ye-dikule'deki hazineyi kontrol edeceğini ileri sürüp ara yollardan saraya döndü. Askerin olası bir ayaklanmasını önlemek için de bir bölümü İstanbul dışında bulunan toplam 35.000 dolayındaki kapıkulu askerine cülus bahşişi dağıttı. İstanbul'da bulunan kardeşi Korkud'u da yine yeniçerilerin tepki gösterebilecekleri kaygısıyla tutuklatma ve boğdurtma yoluna gitmeden Saruhan'a (Manisa) gönderdi. Fakat çok geçmeden, ağabeyi Ahmed'in Konya'da padişahlığını ilan edip oğlu Alaeddin'i Bur-sa'ya göndermesi üzerine harekete geçti. Bursa'dan İstanbul'a gelen Kadı Efdalza-de de Bursa halkının yardım isteğim bildirdi. Selim, ilkin tahtını ve Rumeli topraklarım güven altına almak için oğlu Şehzade Süleyman'ı (Kanuni) Kefe'den çağırdı. Bu arada İstanbul'daki Venedik balyosu Nicolo Giustiniani'ye iltifatta bulundu. 18 Temmuz 1512'de Anadolu'ya geçerken balyosu da yanında Bursa'ya götürdü. Yeniçerileri de Mudanya üzerinden Bursa'ya sevk etti. Harekât kış mevsimine değin sürdü. Selim, kışı Bursa'da geçirirken Vezi-razam Koca Mustafa Paşa'yi idam ettirdi ve Hersekzade Ahmed Paşa'yı bu göreve getirdi. Kardeşi Korkud'u, her biri bir başka yerde gizlenmeye çalışan yeğenlerini yakalatıp boğdurttu. Şehzade Ahmed de 5 Nisan 1513'te Yenişehir Savaşı'nda yenilerek aynı akıbete uğradı.

Selim, Bursa'dan Gelibolu'ya, oradan Edirne'ye giderek padişahlığım kutlamak için gelen yabancı elçileri kabul etti. İstanbul Kadısı Sarı Gürz'ü ise halka zulmettiğini haber aldığı Semendire Beyi Bâli Bey hakkında soruşturma yapmakla görevlendirdi. Fakat Sarı Gürz de İstanbul halkı arasında rüşvet yemekle tanınıyordu. Bu nedenle Selim kendisine "bir habbe ve bir akçe alayım, deme!" uyarısında bulunmuştu. Buna karşın Sarı Gürz, Bâli Bey'i 50.000 akçe rüşvet karşılığı akladı. Toplumdaki bu tür bozulmaları izleyen ve halkın düşüncelerini dile getiren Ali bin Abdülke-rim'e göre "okuduğunu tutmaz ve Kuran'ı işitmez azgun ve bozgun âlimler ile kadılar" çoktu. Bunların yüzünden halkın kimi "tokluktan" kimi "yokluktan" ölmekteydi.

I. Selim'in, Venedik balyosuna yakınlık göstermesine karşın bu cumhuriyetle yeni bir antlaşma ancak 17 Ekim 1513'te imzalanabildi. 1513-1514 sonbahar ve kışını da Edirne'de geçiren Selim, İran seferi hazırlıklarını tamamladıktan sonra 20 Mart 1514'te İstanbul'a hareket etti. 30 Mart'ta Eyüp'e yakın Fil Çayırı'nda ordugâh kurdu. Ordu birliklerinin Anadolu yakasına geçmelerini bekledi. Eyüb Sultan'ı, babasının ve büyükbabası Fatih'in türbelerini ziyaret ettikten sonra bir savaş meclisi topladı. Bu toplantıya "kalem-i fetva ile ve alem-i fetva ile" tanınmış ulemayı da çağırdı. Bunlar, Şah İsmail ve yandaşları ile savaşmanın, kâfirlerle savaşmaktan öncelikli olduğuna ilişkin fetva verdiler. Sefere

çıkmadan, Rus Çarı III. Vasil'in elçisi, değerli hediyelerle İstanbul'a geldi. Bundan memnun kalan Selim, Moskova'ya Man-kub Beyi Kemal'i elçi gönderdi. 22 Nisan 1514'te Üsküdar'a geçen Selim, burada iki gün kaldıktan sonra Maltepe, Tekir Çayırı, Gebze, Hereke yolundan İran seferine yöneldi. Şaha gönderdiği mektubunda, zırh giyip kılıç kuşandığını ve ata bindiğini bildirdi ve İsmail'i "sünnet-i seniyye üzere İslamiyete davet etti". Selim İran'a yürümesinin gerekçesini ise İstanbul'u, İslami-yetin tek merkezi yapmak isteğine bağlayarak Leşker ez taht-ı Sitambul ruy-i İran tahtem / Sürh-serrâ garka-i hûn-i melâmet sahtem (İstanbul tahtından İran ülkesine asker yürüterek Kızılbaşı melâmet kanına boğarım) dedi.

Çaldıran zaferinden sonra Amasya'ya gelen Selim, Doğu Anadolu'da sürdürülen harekât için İstanbul'dan destek birlikleri istedi. İstanbul'a Eylül 1515'te döndü ve kasım ayında yine Edine'ye gitti. Orada iken, gelen İran elçisi divanda kabul edilmekle birlikte Selim'in katına çıkarılmadı. Macar Kralı II. Ladislas, bir Osmanlı saldırısını önlemek için 1516 kış aylarında İstanbul'a arka arkaya üç elçi göndererek barış yolları aradı. 1516 ilkbaharında Doğu Anadolu'dan, Bıyıklı Mehmed Pa-şa'dan gelen bozgun haberlerine öfkelenen Selim, Vezirazam Hersekzade Ahmed Paşa'yı, yakasına yapışıp yumrukladıktan sonra azletti ve Yedikule'de tutuklattı. Ve-zirazamlığa atadığı Sinan Paşa'dan da ordunun ve donanmanın süratle yeni bir sefer için hazırlanmasını istedi. "Sefere eseceklerden tolgası olmayanların başı kesi-lüb kolçağı olmayanın kolu kesilüb" cezalandırılacağını duyururken tersanede de yeni gözler tesis edilerek gemiler yapılmaya başlandı. Mısır'a yapacağı seferi gizli tuttu. Ancak üstü kapalı olarak ulemanın olumlu oylarını aldı. Kemalpaşazade kendisine "Emr-i a'dâdan ihmal ve düşmen hususunda imhal kâr-ı ukala-yı sahib-i kemal değildür!" dedi. İstanbul'daki hazırlıkları ve Anadolu'ya sevk edilen birlikleri haber alan Memluk Sultanı Kansu Gav-ri, Selim'e gönderdiği ve "Oğlum hazretleri" diye başlayan mektubunda, Mısır-İs-tanbul arasındaki ticari ilişkilerin kesilmesinin ve tacirlere uygulanan amborgonun yanlışlığından, savaş tehdidinden yakındı. "İkimiz dahi elhamdüllillah İslam pa-. dişahleriyüz. Hükmümüz altında olanlar müminler ve muvahhidlerdür. Sufi gibi harici değillerdür" demekteydi.

Vezirazam Sinan Paşa 28 Nisan 15l6'da, Kayseri'de toplanan ordunun başına geçmek üzere Üsküdar'dan hareket etti. Oğlu Süleyman'ı Edirne'de saltanat naibi bırakan Selim de Rumeli Kazaskeri Zeyrekza-de Molla Rükneddin ile Karaca Paşa'yı, seferin Mısır'a değil, İran'a olduğunu bildirmek üzere Kansu Gavri'ye gönderdikten sonra 5 Haziran 15l6'da Üsküdar'a geçti ve "zahiren savb-ı mülk-i şah-ı Acem'e bâtı-nen kişver-i Şam'a" yöneldi.

İki büyük meydan savaşından sonra Suriye'yi ve Mısır'ı alan Selim 15 Şubat 1517' de Kahire'ye girdi ve "Yusuf Nebi tahtı"na

^S^feşâ^fc; : >

. ' .'Vcj-, .••,/_ . ;•"".'.•.. "'

~* . *???&>$£& ; ...

I. Selim'in 919/1513 tarihli tuğralı fermanı.




Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   856   857   858   859   860   861   862   863   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin