İÇİndekiler ithaf önsöz anne ve babanin görevlerİ 5



Yüklə 0,96 Mb.
səhifə34/49
tarix29.07.2018
ölçüsü0,96 Mb.
#62254
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   49

Çocuklara Saygı Gösterİn


Çocuk da bir insandır ve her insan kendi şahsiyetine ilgi duymaktadır. Kadir-kıymetinin bilinmesini, kişiliğine saygı duyulmasını ister. Büyüklerin kendine saygı göstermelerini kendi kişiliğinin, büyüklüğünün ve kadrinin bilinmesinin belirtisi olarak kabul eder. Çocuklarının kişiliklerine ilgi duyan anne ve babalar sürekli onlara saygı göstermeli ve onlara kişilik vermelidirler. Çocuğa saygı göstermek, çocuğun kişiliğini eğitmenin önemli etkenlerinden birisi sayılmaktadır. Kendisine saygı duyulan, kişilik verilen çocuk şahsiyetli ve kişilikli yetişir ve kendi şahsiyetini korumak için çirkin işlerden sakınır. Kendisine daha fazla ve daha iyi saygı duyulması için iyi işler yaparak şahsiyetini diğerlerinin gözünde daha yüceltmek ve daha bir mükemmelleştirmek ister.

Anne ve babasının saygı duyduğu çocuk onların hareketlerini taklit eder, diğerlerine, anne ve babasına saygı gösterir. Çocuk, kendi şahsiyetine ilgi duyan, hakaret ve küçümsenmeden nefret eden küçük bir insandır. Anne ve baba, çocuğa hakaret eder, onu küçümserlerse onlara karşı kin besler, er-geç onlara karşı isyan ederek intikam alır. Ne yazık ki, sayıları az olmayan cahil anne ve babalar, çocuğa saygı duymanın, onu eğitmekle ve kendi babalıklarıyla uyuşmadığını sanmaktalar. Böyle insanlar derler ki: "Çocuğa saygı gösterirsek şımarır ve bize karşı saygısızlık eder." Çocuğa saygı ve ilgi göstermemeyi bir nevi terbiye sanırlar ve böylece onların şahsiyetlerini yıkıp şahsiyetsizlik ve alçaklığı onlara aşılarlar.

Oysa bu metot, eğitim adına yapılan büyük hatalardan biridir. Çocuklara saygı, anne ve babayı çocuğun gözünde düşürmeyecek, aksine, onlarda kişilik ve yücelik ruhunu e-ğitecek. Çocuk o küçüklüğüne rağmen anne ve babasının onu bir insan bildiklerini, kendisine değer ve kişilik verdiklerini anlar. Dolayısıyla, kişiliğinin saygınlığının korun-ması için toplumun sevmediği işlerden sakınmaya çalışır.

Ne yazık ki toplumumuz, çocuklara gerektiği kadar saygı duymamaktadır. Örneğin: Misafirliklerde, genelde çocuklar anne ve babaların asalaklarıdır; resmen davet edilmezler. Onların yeri aşağıda ve kapının eşiğindedir. On-lar için özel tabak, çatal, bıçak ayrılmaz. Giriş ve çıkışlarda hiç kimse onlara saygı göstermez. Arabalarda özel sandalyeleri olmaz; ya ayakta durmaları gerekiyor veya anne ve babalarının kucağında oturmak zorundadırlar. Bir toplulukta konuşma hakları yoktur; konuşsalar bile hiç kimse sözlerine önem vermez. İsimleriyle çağırılırlar. Görüşme ve konuşmalarda onlara karşı saygılı davranılmaz. Onlara selam verilmez, teşekkür edilmez, Allah'a ısmarladık söylenmez. Hiç kimse onların isteklerine önem vermez ve ev işlerinde görüşleri alınmaz. Hafif ve hor görülen işleri onlar yapmak zorundadır ve ...

İslam dini çocukların kişiliğine önem vererek çocuklara saygı gösterilmesini emretmektedir.

Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: "Çocuklarınıza saygı gösterin ve onları iyi terbiye edin ki, Allah sizi affetsin."[216]

Hz. Ali'den (a.s) şöyle rivayet edilmektedir: "İnsanların en alçağı başkalarına hakaret edendir."[217]

Resul-i Ekrem (s.a.a) her zaman ve her yerde çocuklara yumuşak davranır, şefkat gösterirdi. Bir yolculuktan döndüğünde çocuklar o hazreti karşılamaya koşarlardı. Resu-lullah (s.a.a) onları okşar, onlara ilgi gösterirdi. Daha sonra onlardan bir kaçını kendi bindiği hayvana bindirir, ashaba da diğerlerini bindirmelerini emreder ve bu halde şehre girerlerdi.

Çocuklara, hatta süt çocuklarına bile hakaret etmekten sakınırdı. Ümmulfazl der ki: Resul-i Ekrem (s.a.a) henüz süt çocuğu olan Hz. Hüseyin'i benden alarak kucakladı. Hz. Hüseyin (a.s) Resulullah'ın (s.a.a) elbisesini ıslattı. Ben kızarak Hüseyn'i Resulullah'tan (s.a.a) aldım. Bu arada Hüseyin ağladı. Bunun üzerine Resulullah (s.a.a) bana şöyle buyurdu: "Ey Ümmulfazl! Biraz yavaş. Bu idrarı su temizler, ama Hüseyin'in kalbinden üzüntüyü ne giderebilir?"[218]

... Mektubunda şöyle yazıyor: Annem-babam bana değer vermiyorlardı. Sadece bana değer vermemekle kalmıyor, çoğu zaman hakaret bile ediyorlardı. Beni işlerine katmıyorlardı, bir iş yapacak olsaydım hemen ona kusur bulurlardı. Başkalarının, hatta arkadaşlarımın karşısında bana hakaret ediyorlardı. Başkalarının yanında konuşmama müsaade etmiyorlardı. Bu yüzden her zaman düşüklük ve aşağılık hissine kapılıyordum. Kendimi değersiz ve fazla bir üye biliyordum. Şimdi, büyüdükten sonra bile hâlâ o durum devam ediyor. Zor işler ve sorunlar karşısında kendimi güçsüz hissediyorum. Bir işi yapmaya karar veremiyorum. Kendi kendime diyorum ki: Benim görüşüm doğru değil, dolayısıyla, diğerlerinin bana görüşlerini belirtmeleri gerekir. Kendimi beceriksiz, bir işe yaramaz görüyorum. Kendime güvenemiyorum, işleri yapmaya gücüm yetmiyor. Hatta arkadaşlarım arasında bile konuşmaya cüret edemiyorum ve bir şey konuşacak olsam da sonra pişman oluyorum, bir kaç saat sözlerimin doğru olup olmadığını, yerinde olup olmadığını düşünüyorum. Ben bu hususta anne-babamı sorumlu biliyorum. Evet; benim şahsiyetimi böyle tahrip eden onlardır.


Kendİnİ Tanımak ve Hedefdar Olmak


Hayvanların bütün işleri yemek, içmek, şehvet gütmek ve türemekte özetlenmektedir. Hayvanın aklı ve bilinci yoktur. İyi ve kötüyü ayırtedemez. Dolayısıyla, onun hakkında mükellefiyet, hesap-kitap, sevap ve ceza da söz konusu değildir.

Ama yaratıkların en üstünü olan insan, bir hayvan değildir. İnsanın aklı ve şuuru var, bilinçlidir. İyi ve kötüyü, çirkin ve güzeli ayırtedebilmektedir. İnsan, ebedi hayat için yaratılmıştır, yok olup gitmek için değil. Dolayısıyla, sorumlu ve mükelleftir. Allah'ın halifesi ve emanetçisidir. İnsanın hayatı yemek, yatmak, şehvet gütmek, türemek ve çalışmakla özetlenemez. İnsan, meleklerden bile daha üstün olacak bir doğrultuda hareket etmelidir. O insandır, dolayısıyla insanlığını eğitip mükemmelleştirmelidir. İnsanın yaşamında bir hedefi var; yüce insani hedeftir, alçak hayvani hedef değil. İnsan Allah'ın rızası ve Allah kullarına hizmet etmek için çalışıp çaba harcar, geçici dünyevi menfaatler için değil. İnsan, hakkı arayan ve hakkı izleyendir.

Evet, insanın varlığı, diğer hayvanlara karşı çok özelliği olan değerli bir cevherdir. Ne yazık ki, insanlardan birçoğu paha biçilmez insani şahsiyetlerini kaybetmiş olup, bir hayvan gibi hayatlarını boşa geçirmekteler. Ve hayvanlar gibi yemek, yatmak ve şehvet gütmekten başka bir hedefleri yoktur. İnsan yüz yıl yaşamasına rağmen kendi insani değerinin farkına varmayarak, kendisine karşı cahil olarak ölebilir. Dünyaya hayvan gelip, hayvan gidebilir. Hedefsiz ve başı boş olabilir. Ve bütün çabalarından bedbahtlıktan başka bir sonuç almayabilir.

İnsan kim olduğunu, nereden geldiğini, nereye gitmekte olduğunu, dünyaya gelmesinin hedefinin ne olduğunu, hangi doğrultuda hareket etmesi gerektiğini, gerçek kemal ve saadetinin ne olduğunu bilmek zorundadır.

Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki: "Marifetlerin en üstünü insanın kendisini tanımasıdır ve en büyük cahillik ise insanın kendini tanımamasıdır."[219]

Başka bir yerde de şöyle buyurur: "Kendini tanımayan kimse kurtuluş yolundan uzaklaşarak cehalet ve sapıklık yoluna giriverir."[220]

Yine buyuruyor ki: "Allah katında insanların en kötüsü, hayatında midesini ve şehvet güdüsünü doyurmaktan başka hedefi olmayan kimsedir."[221]

Başka bir hadiste ise şöyle buyurmaktadır: "Ahiret saadetini hedef edinen kimse en üstün iyiliklere kavuşur."[222]

Kendini tanıma ve hedefli olmayı çocuğa, anne-babası öğretmelidir. Onlar tedricen çocuklarını yetiştirebilir, hedefli ve kendini tanıyan biri olarak eğitebilirler. Yavaş yavaş yüce insanlık makamını çocuklarına açıklayıp onları yaşamın hedefine yöneltebilirler. Çocuk anne-babasının yardımıyla, kim olduğunu, nerede olduğunu, nereden geldiğini, gelmesinin sebep ve hedefinin ne olduğunu, sonunda nereye gideceğini, bu dünyada vazife ve sorumluluğunun ne olduğunu, hangi hedef ve programı izlemesi gerektiğini, saadetinin ve bedbahtlığının nede olduğunu anlamalıdır?

Anne ve baba kendilerini tanımış olup hayat felsefesini anlasa ve kendi sorumluluklarına vakıf olsalar kendini tanıyan ve hedefli insanlar yetiştirebilirler.



Yüklə 0,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   49




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin