İman ve islam hakkinda



Yüklə 5,12 Mb.
səhifə115/129
tarix24.10.2017
ölçüsü5,12 Mb.
#12281
1   ...   111   112   113   114   115   116   117   118   ...   129

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Elbiselerin Renkleri|ebu davudtirmizi|İmran İbnu Husayn|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben erguvan (koyu kızıl) renkli şeyin üzerine binmem. Ne sarıya boyanmışı ne de (eteğinin ucuna, yakasına, yenine) ipekli geçirilmiş gömleği giymem. Bilesiniz erkeğin sürünme maddesi kokuludur, renksizdir. Bilesiniz kadının sürünme maddesi renklidir kokusuzdur." |Ebu Davud, Libas, 11, (4048); Tirmizi, Edeb 30, (2789)|5280

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Elbiselerin Renkleri|müslimebu davudnesai|İbnu Amr İbni'l-As|Resulullah (sav) üzerimde sarıya boyanmış iki giysi görmüştü. Derhal: "Bunu giymeni annen mi sana emretti?" diye sordu. Ben: "Bunlan yıkayayım mı, ey Allah'ın Resulü!" dedim. "Hatta yak onları!" buyurdular." [Bir rivayette: "Bu, kafirlerin kıyafetidir, sakın bunları giyme!" buyurdular" denmiştir.] |Müslim, Libas 27, (2077); Ebu Davud, Libas 20, (4066, 4067, 4068); Nesai, Zinet 96, (8, 203, 204)|5281

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Elbiselerin Renkleri|ebu davudtirmizimüslim|Ali|Resulullah (sav), kasiy (yol yol ipek bulunan keten) kumaşla sarıya boyanmış kumaşı yasakladı. |Ebu Davud, Libas 11, (4044); Tirmizi, Libas 5, (1725); Müslim, Libas 29, (2078)|5282

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Elbiselerin Renkleri|ebu davudtirmizinesai|Ebu Remse|Resulullah'ın üzerinde iki yeşil giysi gördüm. |Ebu Davud, Libas 19, (4065); Tirmizi, Edeb 48, (2813); Nesai, Zinet 97, (8, 204), İydeyn 16, (3, 185)|5283

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Elbiselerin Renkleri|buhariebu davud|Ümmü Halid Bintu Halid İbni Said İbni'l-As|Resulullah (sav)'a benekli siyah bir giysi getirilmişti. "Bunu kime giydirmemi uygun bulursunuz?" buyurdular. Herkes susmuştu. "Bana ümmü Halid'i getirin!" emrettiler. Beni yanına götürdüler. Giysiyi elleriyle bana giydirdi ve sonra da: "Üstünde eskit, üstünde eskit!"diye iki sefer tekrarladılar. Siyah kumaşın beneğine bakıyor, eliyle de bana işaret ediyor ve: "Ey Ümmü Halid! Bu senna (güzel), ey Ümmü Halid bu senna!" diyordu. Senna, Habeşistan dilinde güzel demekti. |Buhari, Libas 22, 32, 188, Menakıbu'l-Ensar 37, Edeb 17; Ebu Davud, Libas 1|5284

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|İpek Hakkında|buharimüslimebu davudnesaiİbnu mace|Ebu Osman en-Nehdi|Ömer İbnu'l-Hattab (ra), biz Utbe İbnu Ferkad ile Azerbaycan'da iken bize şöyle yazmıştı: "Ey Utbe, (bu mal) ne senin emeğin, ne babanın emeği ne de annenin emeğidir. Öyleyse mü'minleri, evlerinde, kendi evinde doyduğun şeyden doyur. Zevk için yemekten ve şirk ehlinin zinetinden, ipekli giymekten kaçın. Zira Resulullah (sav) şu kadarı hariç ipekli giymekten yasakladı ve Resulullah bize orta ve işaret parmağım kaldırarak birbirine bitiştirdi." |Buhari, Libas 25; Müslim, Libas 12, (2069); Ebu Davud, Libas 10, (4042); Nesai, Zinet 93, (8, 202); İbnu Mace, Libas 18, (3593)|5285

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|İpek Hakkında|ebu davudnesai|Ali|Resulullah (sav) bir miktar ipek alıp sağ avucuna koydu, bir miktar da altın alıp sol eline koydu sonra da: "Şu iki şey ümmetimin erkek kısmına haramdır" buyurdu. [Tirmizi, ve Nesai'de Ebu Musa'dan gelen diğer bir rivayette; "Ümmetimin erkeklerine, ipek elbise ve altın haram kılındı, kadınlarına helal kılındı" buyrulmuştur.] |Ebu Davud, Libas 14, (4057); Nesai, Zinet 40, (8, 160)|5286

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|İpek Hakkında|buharimüslimnesai|İbnu Ömer|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Dünyada ipeği, ahirette nasibi olmayanlar giyer." |Buhari, Libas, 25; Müslim, Libas 6, (2068); Nesai, Zinet 91,(8, 201)|5287

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|İpek Hakkında|buharimüslimnesai|Ebu Ümame|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İpeği dünyada giyen, ahirette giyemez." |Buhari, Libas 25; Müslim, Libas 23, (2075); Nesai, Zinet 91, (8, 200)|5288

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|İpek Hakkında|buharimüslimmuvattaebu davudnesai|İbnu Ömer|(Babam) Ömer (ra) satılmakta olan atlas bir elbise gördü. Onu Resulullah (sav)'a getirip: "Ey Allah'ın Resulü! Bunu satın al da bayramlarda ve taşradan gelen heyetlerin karşılanması sırasında tecemmülen giyin!" dedi. Resulullah (sav): "Bu, (ahirette) nasibi olmayanların giysisidir" buyurdular. Sonra Hz. Ömer, Allah'ın dilediği kadar kaldı. Aleyhissalatu vesselam ona atlastan mamul bir cübbe gönderdi. Ömer gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Siz (ipek hakkında): "Bu, (ahirette) nasibi olmayanların giyeceğidir" demiştiniz. Sonra bana bunu gönderdiniz, (hikmeti nedir?)" dedi. Aleyhissalatu vesselam, buna karşılık: "Bunu, sana bizzat giyesin diye göndermedim. Bilakis, satasın ve parasıyla ihtiyaçlarını göresin diye göndermiştim" buyurdular. |Buhari, Libas 30, Cum'a 7, İydeyn 1, Büyu 40, Hibe 27, 29, Cihad 177, Edeb 9, 66; Müslim, Libas 6, (2068); Muvatta, Libas 18, (2, 917, 918); Ebu Davud, Libas 10, (4040, 4041); Nesai, Zinet 84, 86, 87, (8, 196-198)|5289

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|İpek Hakkında|buharimüslimebu davudnesai|Ali|Resulullah (sav) bana siyera (denen yolyol sarı kalemli dokunmuş ipek) kumaştan bir takım elbise giydirdi. Sonra ben onu giyip çıktım (Resulullah bunu üzerimde görünce bana kızmıştı), öfkesini yüzünde görüyordum. Hemen dönüp, onu hanımlarım arasında başörtüsü yapmaları için taksim ettim." |Buhari, Libas 30, Hibe 27, Nafakat 11; Müslim, Libas 19, (2071); Ebu Davud, Libas 10, (4043); Nesai, Zinet 85, (8, 197)|5290

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|İpek Hakkında|müslim||Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir. Dümetu'l-Cendel şefi Ukeydir, Resulullah (sav)'a ipek bir elbise hediye etti. Aleyhissalatu vesselam da onu Hz. Ali (ra)'ye verdi ve: "Bunu Fatımalar arasında taksim et!" buyurdular. |Müslim, Libas 18, (2071)|5291

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|İpek Hakkında|ebu davud|İbnu Abbas|Resulullah (sav) saf ipekten yapılmış elbiseyi yasakladı. Ama alem olarak konan ve kumaşın direzisinde kullanılan ipeğe yasak yoktur. |Ebu Davud, Libas 12, (4055)|5292

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|İpek Hakkında||Enes|Resulullah (sav) Zübeyr İbnu'l-Avvam ve Abdurrahman İbnu Avf (ra) için kendilerindeki uyuz sebebiyle ipekli giymelerine izin verdi. ||5293

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|İpek Hakkında|buharimüslimtirmiziebu davudnesai||Bir rivayette de şöyle denmiştir: "Resulullah (sav)'a (hacc sırasında) bitten şikayet ettiler. Aleyhissalatu vesselam onlara katıldıkları gazveleri sırasında ipek gömlekler giymeye ruhsat tanıdı." |Buhari, Libas 29, Cihad 91; Müslim, Libas 25, (2076); Tirmizi, Libas 2, (1722); Ebu Davud, Libas 13, (4056); Nesai, Zinet 93, (8, 202)|5294

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|İpek Hakkında|müslim|Süveyd İbnu Gafele|Hz. Ömer (ra) el-Cabiye'de halka hitap ederek: "Resulullah (as) iki, üç veya dört parmak yeri hariç, ipek giymeyi yasaklamıştı!" dedi. |Müslim, Libas 12, (2069)|5295

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Yün Hakkında|ebu davud|Aişe|Resulullah (sav)'a siyah bir bürde (hırka) yaptım, bunu giydi, içinde terlediği zaman ondan yün kokusu hissetti. Bunun üzerine o hırkayı çıkarıp attı. Aleyhissalatu vesselam güzel kokudan hoşlanırdı. |Ebu Davud, Libas 22, (4074)|5296

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Yün Hakkında|buharimüslimebu davudtirmizi|Ebu Bürde İbnu Ebi Musa el-Eş'ari|Hz. Aişe (ra)'nın yanına girdim. Bana yamalı bir giysi ve kaba bir izar çıkardı ve "Resulullah (sav) şu iki (parça)nın içinde vefat etti!" dedi. |Buhari, Humus 5, Libas 19; Müslim, Libas 35, (2080); Ebu Davud, Libas 8, (4036); Tirmizi, Libas 10, (1733)|5297

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Yün Hakkında|müslimebu davudtirmizi|Aişe|Resulullah (sav), bir sabah üzerinde, siyah kıldan yapılmış desenli bir giysi olduğu halde çıktı. |Müslim, Libas 36, (2081); Ebu Davud, Libas 6, (4032); Tirmizi, Edeb 49, (2814)|5298

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Yün Hakkında|tirmizi|İbnu Mes'ud|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hz. Musa aleyhisselam'ın Rabbi Teala hazretleriyle konuştuğu gün, üzerinde yünden bir şalvar, yünden bir cübbe, yünden bir kisa, yünden küçük bir serpuş (takke) vardı. Ayağında da ölü eşek derisinden mamul bir ayakkabı vardı." |Tirmizi, Libas 10, (1734)|5299

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Minder Ve Yastıklar|buharimüslimebu davudtirmizi|Aişe|Resulullah (sav)'ın minderi deridendi ve içi hurma lifiyle dolu idi. |Buhari, Rikak 17; Müslim, Libas 38, (2082); Ebu Davud, Libas 46, (4146, 4147); Tirmizi, Libas 27, (1762)|5300

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Minder Ve Yastıklar|ebu davudnesaimüslim|Cabir|Resulullah (sav)'a evde (bulunması gereken) yataklar zikredilmişti. Şöyle buyurdular: "Kişinin kendisi için bir yatak, kadın için bir yatak, misafir için bir yatak lazımdır. Dördüncü yatak şeytanadır." |Ebu Davud, Libas 45, (4142); Nesai, Nikah 82, (6,135); Müslim, Libas 41, (2084)|5301

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Minder Ve Yastıklar|ebu davudtirmizi|Cabir İbnu Semüre|Resulullah (sav)'ın bir yastığa solu üzerine yaslandığını gördüm. |Ebu Davud, Libas 45, (4143); Tirmizi, Edeb 23, (2771)|5302

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Minder Ve Yastıklar|ebu davudtirmizinesai|Ebu'l-Melih|Babası (ra)'ndan anlatıyor: "Resulullah (sav) vahşi hayvanların derilerinden yaygı yapılmasını nehyetti." |Ebu Davud, Libas 43, (4132); Tirmizi, Libas 32, (1771); Nesai, Fere' 12, (7, 176)|5303

LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ|Minder Ve Yastıklar|ebu davud|Utbe İbnu Abdi's-Sülemi|Resulullah (sav)'dan beni giydirmesini talep ettim. Bunun üzerine bana iki parça hayşe (adi keten) bezi giydirdi. Kendimi, bununla arkadaşlarım arasında en iyi giyinmiş gördüm. |Ebu Davud, Libas 6, (4032)|5304

LUKATA (BULUNTULAR) BÖLÜMÜ|Lukata (Buluntular) Hakkında|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizi|Yezid Mevla'l-Münbais|Zeyd İbnu Halid (ra)'i işittim. Diyordu ki: "Resulullah (sav)'a altın veya gümüş buluntu hakkında sorulmuştu. "Kesesini ve bağını belle sonra onu bir yıl ilan et. (Sahibini) bilemezsen, onu harca. O yanında bir emanet olsun. Günün birinde arayanı gelecek olursa, ona ödersin" buyurdu. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam'a kaybolmuş develerden soruldu. "Kaybolan develerden sana ne? Onları (kendi haline) bırak. Zira sahibi onu buluncaya kadar, ayağında çarığı, sırtında su tulumu vardır. Suya gider, ottan yer" buyurdular. Bu sefer (kaybolmuş) davardan soruldu: "Onları alın. Zira onlar ya senindir, ya (kaybeden) kardeşinindir, ya da kurdundur" buyurdular." |Buhari, İlm 28, Şürb 12, Lukata 2, 3, 4,11, Talak 22, Edeb 75; Müslim, Lukata 1, (1722); Muvatta, Akdiye 46, (2, 757); Ebu Davud, Lukata 1, (1704, 1705, 1706, 1707, 1708); Tirmizi, Ahkam 35, (1372, 1373)|5305

LUKATA (BULUNTULAR) BÖLÜMÜ|Lukata (Buluntular) Hakkında|ebu davudnesai|Amr İbnu Şuayb an ebihi an ceddihi|Resulullah (sav)'a (dalında) asılı meyve hakkında sorulmuştu: "İhtiyaç sahibi, sepetine almaksızın ağzıyla ulaşırsa, kendisine bir vebal gelmez. Ancak kim de, eteğinde (birşeyler) alarak oradan çıkarsa, aldığının iki kat değeriyle borçlanır. Ayrıca (ta'zir nevinden) ceza da yer. Kim de yığın yapıldıktan sonra meyveden çalarsa ve bunun değeri miğfer fiyatını bulursa, eli kesilir" buyurdu. Sonra kendisine lukata (buluntu)dan sorulmuştu: "İşlek yolda bulunmuş olanla, insanların çokça yaşadığı meskun karyede bulunmuş olanı bir yıl boyu ilan et. Eğer sahibi gelirse hemen ver. Eğer gelmezse artık o senin olmuştur. Harabede bulunmuş ise, bununla, maden için humus (beşte bir) vergisi vardır" buyurdular. |Ebu Davud, Lukata 1, (1710, 1711, 1712, 1713); Nesai, Kat'u's-Sarik 11, (8, 84-85)|5306

LUKATA (BULUNTULAR) BÖLÜMÜ|Lukata (Buluntular) Hakkında|ebu davud|Sehl İbnu Sa'd|Ali İbnu Ebi Talib (ra), (bir gün), Hz. Fatıma (ra)'nın yanına girmiş idi. O sırada Hz. Hasan ve Hüseyin ağlamakta idiler. "Niye ağlıyorsunuz?" diye sordu. Hz. Fatıma: "Acıktılar!" dedi. Hz. Ali (bir yiyecek temin etmek üzere) çıktı. Derken yolda bir dinar para buldu. Dönüp Hz. Fatıma'ya gelerek haber verdi. O da: "Falan Yahudiye git, bununla un satın al!" dedi. Ali (ra) ona vardı ve un aldı. Yahudi ona: "Sen, kendini Allah elçisi zanneden şu zatın damadı mısın?" dedi. Hz. Ali'nin "evet"i üzerine: "Dinarını al, un da senin olsun!" dedi. Ali oradan aynlıp, Fatıma (ra)'ya unu ve dinarı getirdi, durumu da anlattı. Hz. Fatıma: "Şimdi de şu falan kasaba git, bize bir dirhemlik et al!" dedi. Hz. Ali gidip, dinarı bir dirhemlik et mukabilinde rehin bıraktı. Eti Hz. Fatıma'ya getirdi. O hamur yaptı , (tencereye) koydu, ekmek pişirdi. Babasına haber gönderdi. Resulullah yanlarına gelince, Hz. Fatıma: "Ey Allah'ın Resulü! (Şu yemeğin) hikayesini size anlatayım da eğer helalse yiyelim, bizimle siz de yiyin. Bunun mahiyeti şöyle şöyledir..." diye anlattı. Aleyhissalatu vesselam: "Allah'ın adıyla yiyin!" buyurdular ve hep beraber ekmekten yediler. Onlar daha yerlerinde iken, bir köle gelip, Allah ve İslam adına dinar bulan var mı?" diye sormaya başladı. Resulullah (sav) onu çağınp (dinarı hakkında) sordu. Köle: "Çarşıda benden düştü!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Ali! Haydi kasaba git. Ona: "Resulullah (sav) sana "Dinarı bana göndersin, dirhemini ben ödeyeceğim!" diyor de!" emretti. Kasap dinarı gönderdi. Resulullah (sav) onu öleye verdi. |Ebu Davud, Lukata 1, (1714)|5307

LUKATA (BULUNTULAR) BÖLÜMÜ|Lukata (Buluntular) Hakkında|ebu davud|İyaz İbnu Hımar|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir buluntu ele geçirirse, buna adalet sahibi birini şahid kılsın, ne filanı terkederek buluntuyu gizlesin, ne de (bir başka yere yollayarak) nazardan kaçırsın. Sahibini buldu mu hemen ona versin. Sahibini bulamazsa (bilsin ki) bu mal Allah'ın malıdır, Allah onu dilediğine verir." |Ebu Davud, Lukata 1, (1709)|5308

LUKATA (BULUNTULAR) BÖLÜMÜ|Lukata (Buluntular) Hakkında|ebu davud|Cabir|Resulullah (sav) değnek, kamçı, ip ve benzeri şeylerde ruhsat tanıdı. Bunları bulan kimse (ilan etmeksizin) onlardan faydalanabilir. |Ebu Davud, Lukata 1, (1717)|5309

LUKATA (BULUNTULAR) BÖLÜMÜ|Lukata (Buluntular) Hakkında|ebu davud|Amiru'ş-Şa'bi|Resulullah (sav) buyurdular ki: Kim, sahibinin beslemekten aciz kalarak bırakıverdiği bir hayvan bulur da, onu alıp ihya edecek olursa o onun olur." |Ebu Davud, Büyu 77, (3524, 3525)|5310

LUKATA (BULUNTULAR) BÖLÜMÜ|Lukata (Buluntular) Hakkında|buharimüslimebu davud|Ebu Hureyre ve Enes|Resulullah (sav) yolda giderken bir hurma tanesine rastlamıştı. "Eğer sadakadan (düşmüş) olacağından korkmasaydım bunu yerdim!" buyurdular. |Buhari, Büyu 4, Lukata 6; Müslim, Zekat 165, (1071); Ebu Davud, Zekat 29, (1651)|5311

LUKATA (BULUNTULAR) BÖLÜMÜ|Lukata (Buluntular) Hakkında|müslimebu davud|Abdurrahman İbnu Osman et-Teymi|Resulullah (sav) hacının lukatasını nehyetti. |Müslim, Lukata 11, (1724); Ebu Davud, Lukata 1, (1719)|5312

LUKATA (BULUNTULAR) BÖLÜMÜ|Lukata (Buluntular) Hakkında|buhari|İbnu Mes'ud|Anlattığına göre: "[Yedi yüz dirheme] bir cariye satın almış ve (borcunu ödemeden) sahibini kaybetmiştir. Bir yıl sahibini arayan İbnu Mes'ud onu bulamaz ve bu parayı, bir dirhem, iki dirhem şeklinde parça parça vermeye başlar ve: "Ey Allahım, bunu falanca adına sadaka kabul et! Eğer adam gelirse sadaka benim adıma olacak, borç da uhdemde kalacak!" der. İbnu Mes'ud der ki: "Sahibini bulamadığınız buluntu hakkında böyle hareket edin!" |Buhari, Talak 22, [Tercümede (bab başlığında) muallak olarak kaydedilmiştir]|5313



LİAN BÖLÜMÜ|Lian Hakkında|buhariebu davudtirmizi|İbnu Abbas|Allah Teala hazretleri'nin (Tebük Seferi'nden geri kalmaları sebebiyle) tevbelerini kabul edip affettiği üç kişiden biri olan Hilal İbnu Ümeyye (ra) geldi. (Anlattığına göre) tarlasından evine yatsı vaktinde dönmüştü. Hanımının yanında bir adam buldu. Manzarayı gözleriyle görmüş, kulaklarıyla işitmişti. Sabah oluncaya kadar adamı ürkütüp telaşlandırmadı. Sabah olunca doğru Resulullah (sav)'ın yanma gitti. "Ey Allah'ın Resulü" dedi, "ben aileme geceleyin dönmüştüm, yanlarında bir adam buldum. Üstelik gözlerimle gördüm, kulaklanmla işittim." Resulullah (sav) getirdiği bu haberden hoşlanmadı, adama karşı sert davrandı. Bunun üzerine: "Kendi hanımlarına zina isnad eden, ancak, kendisinden başka şahidi bulunmayan kimse ise, doğru söylediğine dair Allah adına yemin ederek dört defa şahitlik eder. Beşinci şahitliğinde ise, eğer yalan söylüyorsa Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını ister. Kadının Allah adına yemin ederek kocasının yalan söylediğine dair dört defa şahidlik etmesi ve beşinci şahitliğinde, eğer kocası doğru söylüyorsa Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını istemesi, onun hakkındaki cezayı kaldırır" (Nur 6-9) mealindeki ayet nazil oldu. Vahiy hali Resulullah (sav)'ın üzerinden kalkınca: "Ey Hilal, müjde! Allah senin için bir kurtuluş ve kurtuluş yolu gösterdi" buyurdular. Hilal: "Ben Rabbim Teala hazretleri'nden bunu ümid ediyordum!" dedi. Resulullah (sav): "Kadına adam gönderin gelsin!" emretti. Kadın geldi. Ayet-i kerimeyi Resulullah ona okudu, ikisine de meselenin ciddiyetini hatırlattı ve ahiret azabının dünyadaki azabtan daha şidetli olacağını haber verdi. Bunun üzerine Hilal: "Vallahi kadın hakkında doğruyu söyledim!" dedi. Kadın da: "Hayır yalan söyledin!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Aranızda lanetleşin!" emretti. Hilal'e: "Şehadet getir!" dendi. O da doğru söylediğine dair dört kere Allah'a şehadet etti. Beşinci sefer olunca kendisine: "Ey Hilal, Allah'tan kork, zira dünya azabı ahiret azabından pek hafiftir, senin bu yaptığın, üzerine azabı vacib kılmaktadır!" dendi. O yine: "Allah'a yemin olsun, ona iftira ediyorum diye bana celde yapılmadığı gibi, Allah da onun sebebiyle bana azab vermeyecektir!" dedi ve "Eğer yalancı ise, Allah'ın laneti üzerine olsun!" diye beşinci kere şehadette bulundu. Sonra kadına: "Şehadet getir!" dendi. Kadın da: "Hilal yalancıdır" diye dört kere Allah'a şehadette bulundu. Beşinci şehadete sıra gelince, kadına: "Allah'tan kork, zira dünyadaki azab ahiret azabından hafiftir. Bu yaptığın, üzerine azabı vacib kılmaktadır!" dendi. Kadıncağız bir müddet durakladı: Sonra: "Kavmimi, geri kalan zamanlarda rezil rüsvay edemem!" dedi ve beşinci defa: "Hilal doğru söyledi ise Allah'ın gazabı üzerime olsun!" diye şehadette bulundu. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam aralarını ayırdı. Kadının çocuğunun babasının adıyla çağrılmamasına, kadına zina isnad edilmemesine, çocuğa da veled-i zina denmemesine, kim kadına veya çocuğa böyle bir isnadda bulunacak olursa hadd-i kazfe maruz kalacağına hükmetti. Keza bunlar ne boşanma ne de ölüm sebebiyle ayrılmadıkları için Hilal üzerinde, ne kadın için mesken ne de çocuk için nafaka mesuliyeti olmadığına hükmetti. Aleyhissalatu vesselam: "Eğer kadın kızılımsı, kabaları etsiz, sivri omuzlu, iki kabası sivri, bacakları ince bir çocuk dünyaya getirirse, bu çocuk Hilal'dendir. Eğer esmer, kısa saçı, iri yapılı, iri bacaklı, iri kabalı bir çocuk dünyaya getirirse bu çocuk, zina nisbet edilen şahsa aittir" buyurdular. Gerçekten kadın esmer renkli, kısa saçlı, iri yapılı, iri bacaklı, iri kabalı bir çocuk doğurdu. Aleyhissalatu vesselam: "Eğer (şehadetlerle yapılan) yeminler olmasaydı benimle o kadın arasında mesele olacaktı" buyurdular. [İkrime der ki: "Kadının çocuğu bundan sonra Mudar üzerine emir oldu, tesmiyede babasına nisbet edilmezdi. Hadisi Ebu Davud bu metnin aynısıyla rivayet etti. Kütüb-i Sitte, İbnu Ömer'den bu manada rivayette bulundular."] |Buhari, Talak 28, Şehadat 21, Tefsir, Nur 3; Ebu Davud, Talak 27, (2254, 2255, 2256); Tirmizi, Tefsir Nur, (3178)|5314

LİAN BÖLÜMÜ|Lian Hakkında|nesai|İbnu Abbas|Resulullah (sav) Üveymir el-Aclani ile hanımı arasında lian uyguladı. Hanımı bu sırada hamile idi. |Nesai, Talak 36, (6,171)|5315

LİAN BÖLÜMÜ|Lian Hakkında|nesai|İbnu Abbas|Resulullah (sav), birbirine lianda bulunan iki eşe lianlaşmayı teklif ettiği zaman beşinci yeminde, erkeğe elini ağzının üzerine koymasını emretti ve: "Bu (Allah'ın azabını) gerektiricidir!" buyurdu. |Nesai, Talak 40, (6,175)|5316

LİAN BÖLÜMÜ|Çocuğun İlhakı Ve Neseb İddiası|buharimüslimtirmizinesai|Ebu Hureyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Çocuk yatağa aittir. Zaniye de mahrumiyet vardır." |Buhari, Hudud 23, Feraiz 18; Müslim, Rada 37, (1458); Tirmizi, Rada 8, (1157); Nesai, Talak 48, (6, 180)|5317

LİAN BÖLÜMÜ|Çocuğun İlhakı Ve Neseb İddiası|buharimüslimmuvattaebu davudnesai|Aişe|Utbe İbnu Ebi Vakkas, kardeşi Sa'd'a: "Zem'a'nın cariyesinden doğan oğlan bendendir, onu sahiplen" diye vasiyet etmişti. Fetih yılında onu Sa'd yakalayıp: "Bu kardeşimin oğludur, kardeşim onu bana vasiyet etmişti!" dedi.Afed İbnu Zem'a da: "O, benim kardeşimdir ve babamın cariyesinin oğludur, onun yatağında doğmuştur!" dedi. Problemin halli için Resulullah (sav)'a koştular. Sa'd (ra): "Ey Allah'ın Resulü! Bu kardeşimin oğludur. Kardeşim onun hakkında bana vasiyette bulundu. Hele onun benzeriiğine de bakın!" dedi. Abd: "O benim kardeşimdir ve babamın cariyesinin oğludur. Babamın yatağında doğdu!" dedi. Resulullah (sav), ondaki benzerliğe baktı Utbe'ye açık bir benzerlik gördü. Sonra: "Bu sana aitir ey Abd İbnu Zem'a. Çocuk yatağa aittir, zani için de mahrumiyet vardır" buyurdu. Sonra da Sevde Bintu Zem'a'ya: "Bunu (kardeşin bilme, ihtiyat et, ona karşı) tesettür et!" emretti. Bu emri, onun Utbe'ye olan benzerliği sebebiyle vermişti. O, kadını Allah'a kavuşuncaya kadar göremedi. Sevde, Resulullah (sav)'ın zevcesi idi. |Buhari, Vesaya 4, Büyu 3,100, Husumat 6, Itk 8, Feraiz 18, 28, Hudud 23, Ahkam 29; Müslim, Rada 36, (1457); Muvatta, Akdiye 20, (2, 739); Ebu Davud, Talak 34, (2273); Nesai, Talak 48, 49, (6,180,181)|5318

LİAN BÖLÜMÜ|Çocuğun İlhakı Ve Neseb İddiası|buharimüslimebu davudtirmizinesai|Ebu Hureyre|Bir adam Resulullah (sav)'a gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Benim siyah bir çocuğum dünyaya geldi" dedi. Adam, ta'riz yoluyla çocuğu nefyetmeyi teklif ediyordu. Aleyhissalatu vesselam, onun nefyedilmesine ruhsat vermedi. "Senin bir deven var mı?" dedi. Adam: "Evet" deyince: "Bunların renkleri nasıldır?" diye sordu. Adam: "Kırmızı!" dedi. Resulullah tekrar sordu: "Bunlar arasında boz renkli var mı?" "Evet!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Peki bu nereden (geldi)?" dedi. Adam: "Belki bir damar çekmiştir" deyince, Aleyhissalatu vesselam da: "Senin oğlun da bir damara çekmiştir!" buyurdular. |Buhari, Talak 26, Hudud 41; Müslim, Lian 20, (1500); Ebu Davud, Talak 28, (2260, 2261, 2262); Tirmizi, Vela ve Hibe 4, (2129); Nesai, Talak 46, (6,178,179)|5319

LİAN BÖLÜMÜ|Çocuğun İlhakı Ve Neseb İddiası|ebu davud|Amr İbnu Şuayb an ebihi an ceddihi|Bir adam kalkarak: "Ey Allah'ın Resulü! Falan benim çocuğumdur. Cahiliye devrinde ben annesiyle zina yapmıştım!" dedi. Resulullah (sav) şu cevapta bulundu: "İslam'da (neseb) iddiası yok. Cahiliye işi bitti artık. Çocuk yatağa aittir, zaniye de mahrumiyet vardır!" |Ebu Davud, Talak 34, (2274)|5320

LİAN BÖLÜMÜ|Çocuğun İlhakı Ve Neseb İddiası|buharimüslimebu davudtirmizinesai|Aişe|Resulullah (sav) (bir gün) yanıma mesrur olarak girdi, yüzünün çizgileri parlıyordu. "Hani, Mücezziz el-Müdlici var ya, az önce, Zeyd İbnu Harise ve Üsame İbnu Zeyd'e baktı da: "Şu ayaklar var ya (aralarında öyle benziyorlar ki) sanki birbirlerinden hasıllar" dedi" buyurdular. |Buhari, Fezailu'l-Ashab 17, Menakıb 23, Feraiz 31; Müslim, Rada 38, (1459); Ebu Davud, Talak 31, (226), 2268; Tirmizi, Vela vel-Hibe 5, (2130); Nesai, Talak 51, (6,184)|5321

LİAN BÖLÜMÜ|Çocuğun İlhakı Ve Neseb İddiası|muvatta|Süleyman İbnu Yesar|Hz. Ömer (ra), İslam döneminde neseb iddiasında bulunanları cahiliye doğumlulara ilhak ediyordu. (Bir gün) iki kişi geldi. Her ikisi de, bir kadının çocuğunun kendisine ait olduğunu iddia ediyordu. Hz. Ömer, bir kaif çağırdı. Kaif adamlara baktı. Sonra: "Her ikisinin de çocukta iştirakleri var!" dedi. Hz. Ömer bu söz üzerine elindeki değneği kaife indirdi ve: "Nereden biliyorsun?" dedi. Sonra kadını çağırıp: "Bana haberini söyle!" emretti. Kadın, iki adamdan birini kastederek: "Şu var ya," dedi "ben ailemin devesini güderken bana gelirdi ve benden ayrılmazdı. O da ben de hamilelik başladı zannettik. Sonra o benden ayrıldı. Arkadan kan aktı (adet gördüm). Sonra da onun yerini diğeri aldı (bana temasta bulundu). Çocuğun hangisinden olduğunu bilmiyorum!" dedi. Kaif bu cevabı işitince tekbir getirdi. Hz. Ömer çocuğa dönerek: " Hangisini dilersen onu vekil kıl!" dedi. |Muvatta, Akdiye 22, (2, 740)|5322

LİAN BÖLÜMÜ|Çocuğun İlhakı Ve Neseb İddiası|buharimüslimebu davud|Ebu Osman en-Nehdi|Sa'd İbnu Ebi Vakkas (ra)'ı dinledim. Demişti ki: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "İslam'da bir kimse asıl baba varken bir başkasının babası olduğunu söylerse ve bu iddiasını da o kimsenin babası olmadığını bilerek yaparsa, cennet ona haramdır." |Buhari, Feraiz 29, Megazi 56; Müslim, İman 114, (63); Ebu Davud, Edeb 119, (5113)|5323

LİAN BÖLÜMÜ|Çocuğun İlhakı Ve Neseb İddiası|ebu davudnesai|Ebu Hureyre|Resulullah (sav) mülaane (lanetleşerek boşanma) ayeti indiği zaman şöyle buyurdular: "Hangi kadın, bir kavme, onlardan olmayanı dahil edecek olarsa, hiç bir hususta Allah'la irtibatı kalmamıştır. Artık Allah onu asla cennete koymayacaktır. Hangi erkek de göre göre evladını inkar ederse, Allah kıyamet günü onunla kendi arasına perde koyar ve herifi öncekilerin ve sonrakilerin önünde rezil rüsvay eder." |Ebu Davud, Talak 29, (2263); Nesai, Talak 47, (6, 179)|5324


Yüklə 5,12 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   111   112   113   114   115   116   117   118   ...   129




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin