İmar kirliliğine neden olma suçu TCK’nun topluma karşı suçlar bölümünde yer almaktadır. Bu anlamda suçtan zarar gören konusuna müşahhas bir tespit yapılması değil, toplumun bütününe yönelik bir suç olduğu kabul edilmelidir. Yargıtay uygulamamızda imar mevzuatına aykırılık bakımından, imar mevzuatından sorumlu olan idarenin suçtan doğrudan doğruya zarar gören sıfatıyla katılan olarak davaya kabul edildiği görülmektedir.
Mağduru bulunmayan suç bulunmadığı açık olmakla birlikte, bazı suçlarda belirlenebilir bir kişi olarak mağdur bulunmayabilir44. Bu şekildeki suçların işlenmesiyle sadece belirli bir kişinin mağduriyeti söz konusu olmayıp, toplumu oluşturan ve düzen içinde yaşama hakkına sahip olan toplumdaki her birey mağdur edilebilmektedir45.
Sağlıklı ve düzenli bir çevrede yaşama hakkını doğuran çevre hakkı, yeni kuşak haklardan olup insan hakkı niteliğini kazanmakla beraber, gelişimini sürdüren bir haktır46. Bireysel nitelikte olmayıp, toplumda yaşayan herkesi etkileyen ve herkesin kullanımına açık olan ve dayanışma hakkı olarak nitelenen sağlıklı ve düzenli bir çevrede yaşama hakkı, bu hakka bireysel nitelik yanında daha genel olarak kollektif nitelikte olarak görülmektedir47. Bu nedenle bu hakkın sahibi belirlenebilir bir kişi olmaktan daha çok, insandır. Dolayısıyla bu suçun mağduru da sağlıklı ve düzenli bir çevrede yaşama hakkına sahip olan toplumun tüm bireyleridir.
Suç mağdurunun ancak gerçek kişiler olabileceğini dikkate alarak, belediyelerin mağduriyetlerini değerlendirmek gerekirse, tüzel kişiler suç mağduru olamayacağından bu kurumların ancak suçtan zarar gören olarak nitelendirilebilmeleri mümkündür. İmar konusunda yetkili kurum olan belediyelerin de imar uygulamaları ile imar izni verme veya iptal etme, denetleme gibi hak ve görevleri olduğundan, belediyelerin suçtan zarar gördükleri kabul edilmelidir48.
Dostları ilə paylaş: |