İsim ve Sıfatlar Tevhidinde Ehl-i Sünnet’in Muhaliflere Cevabı



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə21/92
tarix07.01.2022
ölçüsü1,69 Mb.
#83151
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   92
Aklın Kanıtı:

Akıl, Allah Teâlâ için gerekli, câiz ve imkansız şeylerin ancak nakil yoluyla öğrenilebileceğini bilir. İşte bundan dolayı, bu konuda naklin; Allah için saptadığı sıfatları saptamak ve O’na uygun görmediği sıfatları reddetmek gerektiği gibi hakkında hiçbir şey söylemediği hususlarda da susarak nakle uymak gerekir.



Naklin Kanıtı:

Bu konuda yalnız nakle başvurmanın zorunluluğunu Allah’ın şu buyrukları kanıtlamaktadır:

1- “En güzel isimler (el-esmâü’l-hüsnâ) Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola (ilhâda) sapanları bırakın. Onlar yapmakta olduklarının (yâni ilhâdlarının) cezasına çarptırılacaklardır.” (A’râf, 180)

2- “O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir.” (Şûrâ, 11)

3- “Hakkında bilgin bulunmayan şeylerin ardına düşme.” (İsrâ, 36)

İlk ayet, tahrîf ve ta’tîle kaçmadan Allah’ın bildirdiği sıfatları kabul etmenin gereğini gösterir. Çünkü tahrîf ve ta’tîl, ilhâdın pek çok şeklinden yalnızca ikisidir.15

İkinci ayet, temsîli reddetmenin gerekliliğini gösterir.

Üçüncü ayet, tekyîfi reddetmenin gerekliliğiyle, hakkında olumlu ya da olumsuz bir şeyin gelmediği hususlarda susmanın gerekliliğini gösterir.

Allah hakkında sâbit olan tüm sıfatlar, kemâl (olgunluk) sıfatlarıdır. Allah’a bunlarla hamdedilir ve bunlarla Allah övülür. Hiçbir bakımdan bu sıfatlarda bir eksiklik yoktur. Allah Teâlâ hakkında sâbit olan tüm kemâl (olgunluk) sıfatları en olgun sıfatlardır.

Allah’ın kendisi hakkında reddettiği her sıfat, O’nun zorunlu olgunluğuna aykırı olan eksiklik sıfatıdır. Allah Teâlâ'nın kemâlinin gereği, eksiklik bildiren bütün sıfatlar O’nun hakkında imkansızdır.

Allah’ın, kendisi hakkında reddettiği sıfattan kastedilen, olumsuz anlam içeren o sıfatın reddedilerek onun en mükemmel karşıtının kabul edilmesidir. Çünkü olumsuzluk olgunluk göstermez ki olumlu bir övgü sıfatı içermiş olsun. Bir şeyin olmamasının (yâni olumsuz olmasının) nedeni acziyet (güç yetirememe) olabilir ki bu durumda bu olumsuzluk şâirin16 şu sözünde olduğu gibi, bir eksikliktir:

Anlaşmayı bozup hıyânet etmeyen ve insanlara hardal tanesi kadar zulmetmeyen bir kabilecik.17

Ya da “Duvar zulmetmez”18 şeklinde söylenen sözdeki gibi bir şey yeteneksizliğinden dolayı olumsuz yapılır ki bu takdirde övgüyü haketmez.

Bu husus iyice anlaşıldıysa deriz ki: Allah’ın kendisi hakkında reddettiği sıfatlardan biri de “zulüm” sıfatıdır. Bununla ilgili olarak bizden istenen Allah hakkında zulmetme sıfatının reddiyle beraber zulmetmenin en mükemmel karşıtının -ki o adaletli olma anlamında olan el-adl’dir- kabul edilmesidir.19

Yine Allah kendisi hakkında “el-lugûb” sıfatını reddetmiştir ki anlamı, yorulmak ve takatsiz düşmektir. O halde bizden istenen, Allah hakkında yorulma ve takatsiz düşme sıfatının reddiyle beraber onun en mükemmel karşıtının -ki o el-kuvve’dir, yâni kuvvetli olmak- kabul edilmesidir.20

Allah’ın kendisi hakkında reddettiği geri kalan sıfatlar da bunlar gibidir. Allah en doğrusunu bilir.



Tahrîf:21

Tahrîf dilde değiştirmek demektir. Terim olarak tahrîf, nassı (ayet veya hadisi) lafız veya anlam olarak değiştirmektir. Lafzı değiştirmeyle beraber anlam ya değişir ya da değişmez.

Tahrîf üç kısımdır:

1- Anlamı Değişen Lafız (Söz, Kelime) Tahrîfi: Bazılarının sırf konuşan Mû-

sâ Peygamber olsun diye “Ve Allah Mûsâ ile konuştu” (Nisâ, 64) ayetinde Allah lafz-ı celâlini üstün okumaları gibi.

2- Anlamı Değişmeyen Lafız (Söz, Kelime) Tahrîfi: “Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur” (Fâtiha, 2) ayetinde dâl harfini üstün okumak gibi. Bu tür hata, genellikle cahilden kaynaklanan hata olup kasıtlı olarak ard niyetle yapılan bir hata değildir.

3- Anlam Tahrîfi: Delilsiz olarak bir lafzı (sözü, kelimeyi) açık anlamı dışına çıkarmaktır. Allah’a izâfe (nispet) edilen “iki el”’in kuvvet, nimet ve benzeri sözlerle anlamını değiştirmek gibi.22

Ta’tîl:23

Dilde ta’tîl, boşaltmak (bir şeyin veya kavramın içini boşaltmak) ve terk etmek demektir. Terim olarak ise, Allah Teâlâ için gerekli olan isim ve sıfatların tamamını veya bir kısmını inkar etmektir. Buna göre ta’tîl iki kısımdır:

1- Tam (Küllî) Ta’tîl: Allah’ın sıfatlarını inkar eden Cehmiyye24 gibi. Bunların aşırıları, Allah’ın isimlerini de inkar ederler.

2- Kısmî (Cüzî) Ta’tîl: Allah’ın bazı sıfatlarını kabul edip bazılarını inkar eden Eş’ariyye25 gibi. Bu ümmet içinde ta’tîl fitnesi ile bilinen ilk kişi el-Ca’d b. Dirhem’26 dir.



Tekyîf:27

Tekyîf, bir sıfatın niteliğini (keyfiyetini) anlatmaktır. Allah’ın elinin ya da dünya göğüne inmesinin niteliği şöyle şöyledir, demek gibi.28




Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin