İslam tariHİ


“Ve dediler ki: “Bu Kur’an, iki şehirden birinin büyük bir adamına indirilmeli değil miydi”



Yüklə 1,34 Mb.
səhifə24/26
tarix30.07.2018
ölçüsü1,34 Mb.
#63162
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   26
“Ve dediler ki: “Bu Kur’an, iki şehirden birinin büyük bir adamına indirilmeli değil miydi” ayetinde geçen iki kişinin Mekke’de Velid bin Muğiyre ve Taif’te Urve bin Mesud Sakafi olduğu belirtilir. Müşrikler, bu iki kişi çok zengin olduğu için peygamberliğin onlara verilmesi gerektiğine inanıyorlardı.

280- Tabatabai, el-Mizan, c.2, s.93 ve İbn Kesir Tefsiri, c.4, s.442’de Müdessir Suresinin tefsiri.

281- İbn Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye, Beyrut, 2. bas. 1977, c.2, s.229 ve Âlusi, ae. c.1, s.89 ve M.A Cadu’l-Mevla Bek, Eyyamu’l-Arab Fi Cahiliyye, Beyrut bas., s.248.

282- Âlusi, ae. s.87 ve İbn Kesir, ae. s.229.

283- Y.B. Cud’an…, Bekri, Mu’cem Ma İste’cem, Alemu’l-Kutub, 3. bas. hk. 1403, c.2, s.444, hezure kelimesi ve Şevki Zeyf, ae. s.51.

284- M.A. Cadu’l-Mevla Bek, ae. s.334.

285- ae. s.329.

286- İbn Kutaybe, el-Maarif, Servet Akaşe incelemesi, Kum bas. 1. bas. hk. 1415, s.576 ve Mesudi, Murucu’z-Zeheb, Beyrut, 1. bas., c.2, s.287 ve Cevad Ali, ae. s.96.

287- Âlusi, ae. s.87.

288- İbn Hişam, ae. c.4, s.83 ve Vakidi, el-Meğazi, Marsden Jons incelemesi, c.3, s.890 ve İbn Sa’d, el-Tabakatu’l-Kübra Beyrut bas. c.2, s.150, Siretu’l-Halebiyye, Beyrut bas. c.3., s.63, Hz. Resulullah (s.a.a) amcasoğulu Nevfel bin Haris bin Abdulmuttalib’den 3000 mızrak kiralamıştır (Halebi ae.) bütün bunlar, onların ne kadar güçlü olduklarını göstermektedir.

289- Ezreki, Ahbar-ı Mekke, Rüşdü Salih Mülhes incelemesi, Kum. M.R. bas. 1. bas. hk. 1411, c.1, s.107 ve İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye, c.1, s.130.

290- İbn-i Abdurrabbih, Ikdu’l-Ferid, Beyrut bas. hk. 1403, c.3, s.314 ve Ahmed Emin, ae. s.227 ve Âlusi, ae. c.1, s.145-150. Bodrum Corci Zeydan ve La’mons gibi bazı Hirıstiyan tarihçilerin zannettiği gibi bugünkü anlamda bir devlet ve teşkilat yapısına sahip değildi; ilkel ve kabile imkanları dahilinde idi.

291- P. Hitti, ae. s.17.

292- İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye, c.1, s.59 ve Ezreki, ae. c.1, s.176.

293- İbn Abdurrabbih, ae. c.3, s.313 ve Ezreki, ae. s.176.

294- Ezreki, ae. s.176.

295- ae. s.179 ve Âlusi, ae. c.1, s.243.

296- İbn-i Sa’d, ae. c.1, s.70.

297- Cevad Ali, ae. c.4, s.21.

298- İbn-i Sa’d, ae. s.69 ve İbn Hişam ae. s.125 ve 130 ve İbn Esir, el-Kamil Fi’t-Tarih, Beyrut bas. c.2, s.20 ve Ezreki ae. s.189.

299- İbn-i Sa’d, ae. s.72 ve Ezreki, ae. s.174, 178,182. Kureyşlilerin bu tekelci baskıları sonucu insanlar bazen çıplak tavaf etmek zorunda kalıyor ve Kabe utandırıcı olaylara sahne oluyordu. Çıplak halle tavaf etmek zorunda kalan yoksul bir kadının bu sırada okuduğu bir şiir kaynaklarda kayıtlıdır. bk. Ezreki, ae. c.1, s.178 ve 182 ve İbn Hişam, ae. c.4, s.190 ve Âlusi ae. c.1, s.244 ve Nevevi’nin Sahih-i Müslim Şerhi, c.18, s.162’de tefsir kitabı.

300- Ezreki, ae. s.177.

301- İbn Hişam, ae. c.4, s.190.

302- Taberi Tarihi, Beyrut, Daru’l-Gamus, el-Hadis, c.2, s.191 ve İbn Esir, Usdu’l-Gabe, Tah. Mekteb-i İslamiye bas. c.1, s.13 ve Tabersi, A’lamu’l-Verâ, Tah. bas. 3. bas., s.5-6.

303- İbn Esir, ae. s.13 ve Ebubekir A.H. Beyhaki, Delailu’n-Nübuvve, çev. M.M. Damğani, Tah. bas.1361, s.118 ve Mesudi, et-Tenbih ve’l- İşraf, Kahire, Dar-u’s-Savi bas., s.195,196 ve İbn Esir Tarihi, Beyrut bas. c.2, s.33 ve Cemaluddin Ahmed bin Anbe, Umdetu’t-Talib Fi Ensab-ı Âl-i Ebi Talib, Kum, M.R.bas. 2. bas., s.28.

304- İbn Sa’d, et-Tabakat-ı Kübra, Beyrut bas. c.1, s.56 ve Hişam bin M. Kelbi Cemhertu’n-Neseb, Naci Hasan incelemesi, Beyrut, Alemu’l-Kutub bas. 1. bas., s.17

305- İbn Şehraşub, Menakıb-ı Âli Ebi Talib, Kum, Matbaaatu’l-İlmiye bas. c.1, s.155, Tabersi, ae. s.6 ve Meclisi, Biharu’l-Envar, Tah. Daru’l-Kitabu’l-İslamiye bas. c.15, s.105.

306- Kelbi, ae. s.17 ve İbn Sa’d, ae. s.56 ve İbn Şehraşub, ae. 155 ve İbn Anbe ae. s.28.

307- Birinci gruba Yemani ve İkinci gruba Muzeri veya Nezari veya Kaysi de denmiştir.

308- İbn Şehraşub, ae. s.154, İbn Anbe, ae. s.26 ve Tabersi ae. s.6 ve İbn Kutaybe, el-Maarif Servet Akaşe incelemesi, Kum, M.R. bas. hk. 1415, s.67 ve Tabersi, Mecmau’l-Beyan, Tah. Maarif-i İslamiye şrk. C.10, s.548 ve İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye, Kahire M. el-Babi, Halebi bas. hk. 1355, c.1, s.96 ve İbn Abdurrabih, Ikdu’l-Ferid, Daru’l-Kitabi’l-Arabi bas. hk. 1403 c.3, s.312 ve İbn Kesir, Siretu’n-Nebeviyye, Kahire bas. c.1, s.84 ve Muhammed E. Bağdadi Süveydi, Sebaiku’z-Zeheb Fi Marifet-i Kabaili’l-Arab, Beyrut, Se’b bas., s.62 ve İbn Vazih, Yakubi Tarihi, Necef, Haydariye Mektebi bas. hk.1383, c.1, s.204.

Bazı soybilimciler, Fahr bin Malik bin Nezr’in evlatlarını Kureyşli saymıştır. bk. Kelbi, ae. s.21 ve İbn-i Sa’d ae. s.55 ve İbn Anbe, ae. s.26 ve İbn Hişam, ae. s.96 ve M.E. Bağdadi, ae. s.62 ve İbn Vazih, ae. s.204 ve İbn Hazm Cemheret-u Ensabi’l-Arab, Beyrut, Kutubu’l-İlmiye bas. 1. bas. hk. 1403, s.12 ve es-Siretu’l-Halebiyye, İnsanu’l-Uyun, Beyrut, Daru’l-Marife bas. c.1, s.25 ve 26. Bu konuda diğer kaviller için bk. es-Siretu’l-Halebiyye c.1, s.27.



309- Arap kabile ve grupları büyüklük, küçüklük ve kollarına göre kendi aralarında hiyerarşik şekilde şöyle adlandırılırlar: Şe’b, kabile, imare, batn, fehez ve fesile. Mesela Huzeyme Şe’b, Kenane kabile, Kureyş imare, Kusayy batn, Haşim fehez ve Abbas fesiledir. Bk. İbn Hazm, Ikdu’l-Ferid c.3, s.330 ve dr. H. Munis, Kureyş Tarihi, Suudiye bas. c.1 hk. 1408, s.215. Bu esasa göre bazı bilim adamları Kureyşi kabile, bazısı da “imare” sayar. Ama bu sınıflandırmanın tartışılır olduğu bilinmelidir; bazı bilim adamları bu sınıflandırmayı reddetmektedir, bk. Kureyş Tarihi, s.215-216. Biz elinizdeki kitapta okuyucu için kolaylık olması açısından Kureyşe kabile dedik.

310- Mesudi, Kureyş kabilesinin 25 boyu olduğunu yazar ve bunları tek tek sıralar, bk. Murucu’z-Zeheb, Beyrut, Endülüs yay. 1. bas. 1965 c.2, s.269.

311- Halebi, ae. s.6.

312- ae. ve Şükrü Âlusi, Büluğu’l-Ereb, M.Behcet tashihi, Kahire, Daru’l-Kutubi’l-Hadise bas. 2. bas. c.1, s.324.

313- Halebi ae. s.6, Âlusi ae. s.323, İbn Esir Tarihi c.2, s.15, Belazuri, Ensâbu’l-Eşraf, M. Hamidullah tashihi, Kahire, Maarif bas. c.1, s.73.

314- Halebi ae. s.7, Mesudi, Murucu’z-Zeheb, c.2, s.109.

315- Âlusi, ae. s.324, İbn Vazih, Yakubi Tarihi c.2, s.7 bk. es-Siretu’l-Halebiyye c.1, s.7, el-Hisâl, Saduk, hamse babı c.2, s.312-313.

316- Saduk, İtikadat, çev. Seyyid M.A.S.M. Hasani, Tah. Şems kitabevi 3. bas. hk. 1379, s.135, Meclisi, Biharu’l-Envar c.15, s.117, Usul-i Kafi c.1, s.445.

Abdulmuttalib konusunda tartışılan bir konu da, onun oğullarından birini Allah yolunda kurban kesme şeklindeki adağıdır. Bu adak olanca şöhretine rağmen geçtiği tarih kaynaklarında senet ve muhteva açısından tartışmalı olup daha fazla incelemeyi gerektiren hususlardandır, bk. Ali Devani, Başlangıçtan Hicrete İslam tarihi, s.54-59 ve Men Lâ Yehzeruhu’l-Fakih, A.E. Gaffari incelemesi, c.3, s.89 “Kur’a Hükmü” Babı’nda Gaffari’nin dipnottaki talikatı. Okuyucuyu yormamak için biz de bu konuyu özetlemekle yetindik.



317- Saduk, ae. s.135, Meclisi, ae. s.117, Müfid, Evailu’l-Makalât, Kum, Mek. Daveri bas., s.12, Tabersi, Mecmau’l-Beyan c.4, s.322, En’am Suresi 74. ayetin tefsiri. Bazı çağdaş araştırmacılar bu hadisi helalzade olmayla, yani gayrimeşru değil, meşru ilişki olan evlenmeyle dünyaya gelmeye bağlamaktadırlar, bu yorumu kabul edecek olursak mezkur hadis bizim bahsimize delil niteliği taşımayacaktır. Bk. Sey. H. R. Mehellati, İslam’ın Yorumsal Tarihinden Dersler, Pasdar-ı İslam Aylık Yayını hş. 1367 c.1, s.64.

318- Müfid, ae. s.12, Saduk, ae. Fahr-i Razi ve Siyuti gibi önde gelen bazı Ehl-i Sünnet alimleri de bu konuda İmamiye’yle aynı görüştedir. Bk. Biharu’l-Envar, c.15, s.118-122 dipnot.

319- Saduk, Kemalu’d-Din ve Tamamu’n-Ni’me, tas. A.E. Gaffari, Kum, Neşr-i İslami Mües. Hş. 1363 c.1, s.175 ve el-Gadir c.7, s.387.

320- Daha ayrıntılı bilgi için bk. Mesudi, el-Tenbih ve’l-Eşraf, s.172-181, Dr. M.İ. Âyeti, İslam Peygamberinin Tarihi 3. bas. Tah. Ün. Yay. hş.1361, s.26-27.

321- Mesudi, ae. s.27.

322- Şeyh Tusi, el-Emalî, Kum, Daru’s-Sekafe 1. bas. hk. 1414, s.80-82, Beyhaki, ae. s.94-97, İbn Hişam, ae. s.44-55, Belazurî, ae. s.67-69, M.H. Bağdadi, el-Munemmak Fi Ahbar-ı Kureyş, H.A. Faruk incelemesi, Beyrut, Âlemu’l-Kutub 1. bas. hk. 1405, s.70-77.

Kureyşliler, Fil ordusu olayından önce, Kureyşi ilk kez iktidar ve güce kavuşturan tanınmış büyükleri Kusayy’ın ölümünü takvimin başlangıcı saymışlardı, bk. İbn Vâzih, Yakubi Tar. c.2, s.4.



323- Kuleyni, Usul-i Kâfi, Tah. İslamiye Kitapları bas. hk. 1381 c.1, s.439, İbn Vazih, Yakubi Tar. c.2, s.4, Mesudi, Murucu’z-Zeheb, c.2, s.274, Meclisi, Biharu’l-Envar c.15, s.250-252, Halebi, ae. s.95, Beyhaki, ae. s.72-73 İbn Kesir, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.201, M. bin Sa’d, Tabakaatu’l-Kübra c.1, s.101, İbn Esir, Usdu’l-Gâbe c.1, s.14, İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.167, Şeyh. A. Bedran, Tehzib-u Tarih-i Dimaşk, Beyrut Dâr-ı İ.T.a. 3. bas. hk. 1407 c.1, s.282, İbn İshak, es-Siyer-u ve’l-Meğazi, Süheyl Zekar inc. Beyrut, Daru’l-Fikir 1. bas., hk. 1398, s.61.

324- A.E. Feyyaz, İslam Tarihi, Tah. Ün. Yay. 3. bas. hş. 1367, s.62, A. Zeryab, Resulullah Siyeri, 1. böl. Başlangıçtan Hicrete, Tah. Suruş yay. 1. bas. hş. 1370, s.86-87, s.C. Şehidi, İncelemeli İslam Tarihi, Tah. Neşr-i Danişgah-ı yay. 10. bas. hş. 1369, s.37.

Hz. Peygamber (s.a.a)’in Fil yılında ondan önce veya sonra, yada Fil yılının Miladi Takvimle tatbiki konusunda çeşitli görüşler vardır; bahsin genişlememesi için bunlara yer vermiyoruz ancak daha başka bilgi edinmek isteyenler, bk. Son Peygamber Muhammed (s.a.a) c.1, s.176-177, s.C. Şehidi’nin makalesi, Resul Mehallati, İncelemeli İslam Tarihi’nden dersler, Kum, aylık Pasdar-ı İslam yay. hk. 1405 c.1, s.107’den sonra, İbn Kesir, Siretu’n-Nebeviyye, c.1, s.203, Tehzib-i Tarih-i Dimaşk, c.1, s.281, 282, s.H. Takizade, Perviz’den Cengiz’e, Tah. Furuği Kitabevi, hş. 1349, s.153, H. Munis Kureyş Tarihi, Daru’l-Suudiyye, 1. bas. hk. 1408, s.153,159.

Bazı Avrupalı tarihçiler Ebrehe’nin Mekke’ye yürümesinin toprak genişletme ve Kuzey Arabistan üzerinden İran’a saldırma amacına yönelik olup Roma İmparatorunun kışkırtmasından kaynaklandığını yazarlar. Oysa İslam kaynaklarında Ebrehe’nin dini amaçlarla hareket ettiği ve bunun Yemen’deki Kilis kilisesinin Hicaz’daki Kâbe’ye karşı bir rekabet girişimi olduğu geçer. Bk. Feyyaz, ae. s.62, E. Payende, Kur’an-ı Mecid’in Farsça Tercümesinin önsözü (Bu da tartışmaya değer bir başka konudur.)


325- Kuleyni, ae. s.439, İbn Vazih, ae. s.6, Ebu Feth M.A.El Keraceki, Kenzu’l-Fevaid, Kum, Zehair mat. 1. bas. hk. 1410, c.2, s.167. Babası öldüğünde Hz. Muhammed (s.a.a)’in yedi ay 28 günlük olduğu da kaydedilmiştir. M. Sa’d, Tabakaat, Beyrut, Sâdır yay. c.1, s.100, Bazı tarihçilerde Abdullah’ın hazretin (s.a.a) doğumundan önce öldüğünü yazar. Bk. İbn Sa’d, ae. s.99 ve 100, İbn Esir, Usdu’l-Gabe, c.1, s.13, İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.167, Şeyh Abdulkadir Bedran, Teh. Tar. Dimaşk., İbn Asakir telifi Beyrut, İhya-ı Turasu’l-Arabi bas. 3. bas. hk. 1404, c.1, s.284. Ancak bazı kaynaklar birinci rivayeti onaylıyor. Meselâ Abdul Muttalib Hz. Muhammed (s.a.a)’in kefaletini Ebu Talib’e bırakırken söylediği güzel bir şiirde buna değinmektedir.

Yakubi Tarihi c.2, s.10, İbn Şehraşub, Menakıb-ı Âl-i Ebu Talib, Kum, İlmiye mat. Bas. c.1, s.36.



326- Tehzib-i Tarih-i Dimaşk, c.17, s.282 İbn Sa’d, ae. c.1, s.99, Mesudi, Et-Tenbih ve’l-Eşraf, s.196, M.C. Taberi Tarihi, Beyrut, Kamusu’l-Hadis bas. c.2, s.176, İbn Esir, el-Kamil-u Fi’t-Tarih, Beyrut, Sadır bas., c.2, s.10.

327- Duha, 6-8.

328- Yakubi Tarihi, c.2, s.6, Halebi, ae. c.1, s.143.

329- Yakubi Tar. c.2, s.6, Tabersi, A’lamu’l-Vera, s.6, Beyhaki, ae. s.110 İbn Esir, Usdu’l-Gabe c.1, s.15, Meclisî, Biharu’l-Envar c.15, s.384.

330- Halebi, ae. c.1, s.146.

331- Yakubi Tar. c.2, s.7, İbn Hişam ae. c.1, s.171, M. Sa’d ae. s.110, Mesudi, et-Tembih ve’l-Eşraf, s.196, Murucu’z-Zeheb, c.2, s.274, Tabersi, A’lamu’l-Vera, s.6, Beyhaki, ae. s.101-102, İbn Kesir, Siretu’n-Nebeviyye, c.1, s.225, İbn İshak Siyeri, s. Zakir inc. 1. bas. hk. 1398, s.49.

332- Belazurî, Ensabu’l-Eşraf, M. Hamidullah inc. Kahire, Maarif bas. c.1, s.94, Makdisi el-Bede-u ve’t-Tarih, Paris bas. 1903 c.4, s.131, Meclisi, Bih. En. c.15, s.401, İbn Sa’d, ae. c.1, s.112.

333- Yakubi Tar. c.2 , s.7, İbn Şehraşub ae. c.1, s.33, Belazuri, ae. s.94, Mesudi, Murucu’z-Zeheb, c.2, s.275.

334- İbn Ebi’l-Hadid, Nehcu’l-Bel. Şerhi, M.E. İb. İnc. Kahire, İh. Kut. Ar. Bas. 1961 c.13, s.203, Meclisî ae. s.401.

335- Cafer Sübhani, Furuğ-i Ebediyet, Merkez-i İnt. Def. Teb. İs. Kum İlmiye Medresesi 5. bas. 1368 hş. c.1, s.159, Sey. C. Mur. Amuli, es-Sahih Min Siyreti’n-Nebiyyi’l-A’zam, Kum, hk. 1400 c.1, s.81.

336- İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.176, İbn Sa’d, ae. s.113, Halebi ae. s.146, Ebu, s.V. Herguşi, Şerefu’n-Nebi, çev, N.M. Ravendi, Tah. Babek yay. hş. 1361, s.196.

337- İbn Hişam, ae. c.1, s.171 ve 172, Belazuri, ae. s.93, İbn Sa’d, ae. s.110,111.

338- Bu olayı aktaran büyük muhaddislerden biri de İbn Şehraşub’dur. Ancak Hz. Muhammed’in (s.a.a) yetimliği ile ilgili anlattıklarımıza değinmiyor, bk. Menakıb-ı Âl-i Ebi Talib, c.1, s.33.

339- Abdulmuttalib’in annesi Selma, Yesrib’li ve Neccaroğlu kabilesindendi, bk. Beyhaki, ae. c.1, s.121.

340- İbn İshak ae. s.65, Belazurî ae. s.94, İbn Sa’d ae. 116, İbn Hişam ae. s.177, Beyhaki ae. s.121, Tabersi, ae. s.9, Saduk, Kemalu’d-Din ve Tamamu’n-Ni’me, A.E Gaf. Tas. Kum. Neşr-i İsl. Mües. Bas. hş. 1363 c.1, s.172, Yakubi Tar. c.2, s.7, Ş.A. Bedran, Teh. Tar. Dimaşk c.1, s.283.

341- Halebi ae. c.1, s.172 Hz. Resulullah (s.a.a)’in Halime’nin yanında bulunduğu yıllarda “Şakkı Sadr” olayının vuku bulduğu söylenirse de İslam tarihçileri ve araştırmacılar bunun uyduruk olduğunu yazmışlardır, bk. Sey. C.M. Âmuli es-Sahih Min. Siy. Neb. A c.1, s.82, Sey. H.R. Mehellati, İncelemeli İslam Tar.’den Dersler c.1, s.189-202, Şeyh Muh. Ebu Reyye, Ezvâu’n Ale’s-Sünnet’i’l-Muhammediyye, Sevru’l-Hadise bas. 2. bas. c.1, s.175-177.

342- İbn Hişam ae. c.1, s.178, Saduk ae. c.1, s.171, Meclisi ae. s.406, Yakubi Tar. c.2, s.9.

343- İbn Hişam ae. s.189, Meclisi ae. s.406, Taberi ae. c.2, s.194.

344- Yakubi Tar. c.2, s.11, İbn Sa’d ae. c.1, s.119, Meclisi ae. s.407, Süheyli, er-Revzetu’l-Enf. Kahire, Muhtar Mües. Bas. c.1, s.193.

345- Yakubi Tar. c.2, s.11, Cevad Ali, el-Muf. Fi. Tarih…, Beyrut bas. 1. bas 1968, c.4, s.82.

346- İbn Ebi’l-Hadid, Nehc. Bel. Şerhi, M.E.İbrahim inc. Kahire bas. 1962 c.15, s.219.

347- İbn Sa’d, ae. c.1, s.119, İbn Şehraşub ae. c.1, s.36, Meclisi ae. s.407, Şeyh A. Bedran, Tehzib-i Tar. Dimaşk, c.1, s.285.

348- Yakubi Tar. c.2, s.11, İbn Ebi’l-Hadid ae. c.1, s.14, Usul-i Kafi Mukad. c.1, s.453.

349- Dimaşk sınırlarında Havran adlı bölgedeki bir kasabada bk. Yakut Hamevi, Mu’cemu’l-Buldan, Beyrut, ih. Ter. Ar. Bas. hk. 1399, s.441.

350- İslam tarihçileriyle muhaddisler bu olayı aşağıdaki kaynaklarda kaydetmiştir:

İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.191-193, M. C. Taberi Tar. c.2, s.195, Sünen-i Tirmizi c.5, el-Menâkıb bab: 3, s.590 hadis. 2620, İbn İshak Siyeri, s. Zekar inc., s.73, M. bin Sa’d, Tabakaat, c.1, s.121, Mesudi , Muruc E. c.2, s.286, Saduk, Kemalu’d-Din… c.1, s.182-186, Belazurî, Ensabu’l-Eşraf c.1, s.96, Beyhaki, Delailu’l-Nübuvve, çev. M.M. Damğani c.1, s.195, Tabersi, A’lamu’l-Vera, s.17-18, İbn Şehraşub, Menakıb-ı Âl-i Ebi Talib c.1, s.38-39, İbn Esir, el-Kamil F. Tar. c.2, s.27, İbn Esir, Usdu’l-Gabe c.1, s.15, Ş.A. Bedran, Tehzib-i Tar. Dimaşk (Hafız İbn Asakir) c.1, s.270 ve 354, İbn Kesir, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.243-249, el-Bidaye Ve’n Nihaye c.2, s.229-230, Halebi, İnsanu’l-Uyun es-Siretu’l-Halebiyye- c.1, s.191. Meclisi, Biharu’l-Envar c.15, s.409.



351- Bakara, 41, 42, 89, 146 ve A’raf, 157, En’am 20, Saf 6.

352- Cafer Sübhani, Raz-ı Bozorg-i Risalet, Tah. Tah. Mer. Cami Kütp. Hş. 1358, s.262-278. İslam Peygamberinin zuhuruyla ilgili diğer peygamberlerin verdiği haberler hakkında çok sayıda kitap yazılmıştır, bunlardan üçünü örnek olarak aktarıyoruz:

Tevrat ve İncil’de Muhammed (s.a.a), Prf. Abdulahad Davud, farsç. Çev. Fazl Nik Ayin ve Medrese-i Seyyar, Şeyh M.C. Belaği, çev. A. ve Enisu’l-E’lam, Fahru’l-İslam.



353- İbn Hişam ae. c.1, s.193, Beyhaki ae. 195, Sünen-i Tirmizi, İbrahim A.A inc. Beyrut Dâr-u İh. Ter. Ar. yay. c.5, el-Menakıb 3.b., s.590 had: 2620, Şeyh Abdulkadir Bedran, Tehzib-u Tar. Dimaşk, c.1, s.278, İbn Kesir, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.245, Sahih-i Buhari, Şeyh K.Ş. Rufai incelemesi, c.5 , s.28 bab: 33 hadis.71.

354- Yakubi Tar. c.2, s.11, Belazurî, Ensabu’l-Eşraf c.1, s.81, Usul-i Kafi c.1, s.447.

355- Gustav L. İslam ve Arap med. Çev: Sey. H. Hüs., s.101, lcnas Goldz Schier, İslam İnanç ve Şeriatı, Arapça terc. Kahire, Kit. Hadise bas. 2. bas., s.25, Muh. Gazâli, Siyonist Goldz Schier’in Mahkemesi, çev:, s. Belaği, Tah. Hüseyniye-i İrşad hş. 1363, s.47, Karl Br. Tarihu’l-Şuubi’l-İslamiyye, Arapça çev. N.E. Fars ve M. Baalbeki, Beyrut, D. İlm. Li’l-Melain 1. bas. 1988, s.34, Tarih Raporunda İhanet c.1, s.220-225.

356- Medeniyet Tarihi -İman çağı, 1. böl. çev: E.T. Saremi grubu, Tah. Sazm. İnt. ve A. İnk. İsl. 2. bas hş. 1368, s.207.

357- Nisa, 47, 51, 171, Maide, 72, 73, Tevbe, 30.

358- Şeyh A. Kummi, Sef. Bihar c.2, s.727, “Hevk” kelimesi, Mec. İ. Esir, en-Nihayet-u Fi Garibu’l-Hadis ve’l-Eser c.5, s.282, aynı terim (biraz farklılıkla).

359- Murtaza Âmuli, es-Sahih-u Min. Siyreti’n-Nebiyyi’l-A’zam, Kum hk. 1403, s.106.

360- Halebi ae. c.2, s.332.

361- Yeniden Tanınması Gereken Peygamber: Muhammed, çev: Zeb. Mensuri, s.5, bu kitap ilmi değerini düşüren fahiş hatalar ve tahriflerle doludur, çevirenin yöntemi de müellife benziyor bk. Mecelle-i Neşr-i Daniş 8. yıl, say. 2 sy: 52’de “Zebiyhullah Mensuri Denilen Fenomen” başlıklı makale, yaz: Kerim İmami.

362- Son peygamber Muhammed (s.a.a) c.1, s.188, Sey. C. Şehidi’nin makalesi. Bazı çağdaş İranlı araştırmacılar Hz. Muhammed’in (s.a.a) Buheyra’yla görüşmesi olayında bir takım şüpheler öne sürerek böyle bir olayın vuku bile bulmadığını yazmaktadır; bunlar tartışılabilir. A) Bk. Nebevi Siyeri üzerine inceleme -makaleler- ün. İnc. böl., s.378 ve Ramazan Muhammedî, Hz. Resulullah’ın (s.a.a) Şam yolculuğu üzerine bir inceleme, s.321-330 Ancak, bu kabul edilse bile, Hz. Muhammed’in (s.a.a) büyüklüğünü azaltacak değildir. Çünkü ahir zaman peygamberinin zuhuruyla ilgili kehanetler bundan ibaret değildi. Ancak, şarkiyatçılar İslami metinlerde geçen bu olayı İslam tarihini saptırma amacıyla kullandığı için biz bu kadarını aktarıp onlara eleştiri yöneltmekle yetindik.

363- Hz. Muhammed’in (s.a.a) gençliğinde katıldığı bir olayın da Ficar savaşı olduğu söylenir; bu olay “Halfu’l-Fudul”dan önce ve hazretin 14-20 yaşları arasında bulunduğu yıllara rastlar. Ancak, hazretin bu savaşa katıldığı şüpheli olup aksini gösteren belgeler de bulunduğundan bunu aktarmadık, bk. es-Sahih-u Min Sireti’i-Nebiyyi’l-A’zam c.1, s.95-97 ve İncelemeli İslam Tar. Ders. c.1, s.95-97 ve İncelemeli İslam Tar. Ders. c.1, s.303-503.

364- İbn Sa’d Tabakaatı, Beyrut, Sadır bas. c.1, s.128, M.b. Habib, el-Munammak Fi Ahbar-ı Kureyş, H.A. Faruk inc. Beyrut, Al. Kut. Bas. 1. bas. hk.1405, s.52.

365- Arapça metin kitabın Farsça basımının dipnotundadır -çev-.

366- M.b. Habib, ae. s.52-53, İbn Sa’d, ae. s.128, Yakubi Tar. c.2, s.13, İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.142, Belazurî, Ensabu’l-Eşraf, Şeyh M.B.M. inc. Beyrut. Mües. İ.m. bas. 1.bas. hk.1394 c.2, s.12.

367- M.b. Sa’d ae. Hz. Muhammed’in (s.a.a) yaşının bu sırada daha büyük olduğunu yazanlar da vardır, Yakubi Tar. c.2, s.13, el-Munammak, s.53, İbn Ebi’l-Hadid, Nehc. Bel. Şerhi, Kahire, İhya-u Kut. Ar. Bas. 1962 c.15, s.225.

368- İbn Hişam ae. s.142, Yakubi ae. s.13, Belazuri ae. s.16, M.b. Hab. Ae. s.188.

369- M.b. Habib ae. s.54-55.

370- Ae. Belazuri c.2, s.13.

Bu antlaşmanın hatırası İslam çağında da halâ zihinlerde yaşıyordu. Nitekim İmam Hüseyin (a.s) Muaviye’nin yeğeni ve Medine valisi olan Velid b. Utbe b. Ebu Süfyan’la bir tarla anlaşmazlığı yaşayınca Velid’in zorbalığa devam etmesi halinde elini kılıcının kabzasına atıp Mescid-i Nebi’de Kureyşlileri böyle bir antlaşmaya davet etmekle tehdit etmiştir onu. İmam’ın bu sözünü duyan birçok Kureyşli onun yanında olduklarını ilan edince Velid geri adım atmak zorunda kaldı! Bk. İbn Hişam ae. c.1, s.42, Belazuri, ae. c.2, s.14, Halebi, ae. c.1, s.215, İbn Ebi’l-Hadid ae. c.15, s.226, İbn Esir Tar. Beyrut, Sadır yay. bas. c.2, s.42.



371- İbn Hişam, ae. c.1, s.199, İbn İshak, es-Siyer-u ve’l-Meğazi, s. Zekar inc. Beyrut, Daru’l-Fikir 1. bas. 1398 hk., s.81, Sıbt İbn’i Cevzi, Tezkiretu’l-Havass, s.301’de der ki: Hatice onları kendilerinin de sermayesiyle kâra ortak ediyordu (müzarebe usulü) İbn Esir Usdu’l-Gabe c.1, s.16’da şöyle der: Ya kiralar, ya da müzarebe usulü işe alırdı.

372- İbn Sa’d, ae. c.1, s.129.

373- Hz. Muhammed’in (s.a.a) maaş ve ücretle değil, muzarebe usulü çalıştığını gösteren karineler mevcuttur. Bk. Es-Sahih-u Min. Siyreti’n-Nebiyyi’l-A’zam c.1, s.112.

374- İbn Hişam ae. s.199, İbn İshak ae. s.81.

375- İbn Sa’d ae. , s.130.

376- ae.

377- İbn İshak ae. s.82, İbn Sa’d ae. s.131, İbn esir Tar. Beyrut, Sadır yay bas. c.2, s.39, Taberi Tar. Beyrut Kamusu’l-Hadis bas. c.2, s.196, Beyhaki, Delailu’n-Nübuvve, çev: M.M. Damğani, Tah. Mer. İnt. İlm. Ferhengi 1361 hş. c.1, s.215, İbn Esir, Usdu’l-Gabe, Tah. Mekt. İslm. Bas. c.5, s.435, Ebi Buşr M. İbn A.R. Dulabi, ez-Zürriyetu’t-Tahire, Sey. M.C. H. Celali inc. Beyrut, M.A. Mat. Bas. 2. bas. hk. 1408, s.45-46.

378- İbn Hişam ae. c.1, s.200-201, İbn Sa’d ae. c.1, s.131, Beyhaki ae. c.1, s.215, Razi Dulabi ae. s.46, İbn Esir Tar. c.2, s.39.

379- İbn Esir, Usdu’l-Gabe c.5, s.434, Halebi ae. c.1, s.224, Askalani, el-İsabe Fi Temyizi’s-Sahabe, Beyrut D. İh. Ter. Ar. Bas. c.4, s.281, İbn Abdulbirr, el-İstiy’ab Fi Marifeti’l-Ashab, (el-İsabe’nin haşiyesinde) c.4, s.279.

380- Halebi ae. c.1, s.224.

381- Daha önce evlendiği eşleri Utayk b. Aiz (Abid H L.) ile Ebu Hale Hind b. Nebbaş’tır; bk. İbn Esir, Usdu’l-Gabe c.5, s.434, İbn Hacer ae. s.281, İbn Abdulbirr ae. s.280, Halebi ae. c.1, s.229, Ebu Said Herguşi, Şerefu’n-Nebi, çev: N.M. Ravendi, Tah. Babek yay. hş. 1361, s.201, Şeyh A. Bedran, Tehzib-i Tar. Dimaşk. Beyrut, Dar-u İhya-ı T. Ar. 3. bas. hk. 1407 c.1, s.302. Bazı kaynaklarda ise Hz. Hatice’nin dul olmadığı ve ilk evliliğini Hz. Muhammed’le (s.a.a) yaptığı yolunda belgeler vardır, bazı çağdaş araştırmacılar bunu doğru bulmaktadır bk. Cafer Murtaza Amuli ae. c.1, s.121.

382- İbn Sa’d ae. Beyhaki ae. s.215, Taberi ae. c.2, s.197, Halebi ae. İbn Esir el-Kamil F. Tar. c.2, s.40.

383- Meclisi, Biharu’l-Envar, Tah. Daru’l-Kit. İsl. c.16, s.22.

384- Meclisi ae. s.20-21, İbn Hişam ce c.1, s.203, İbn Şehraşub, Menakıb-ı Âl-i Ebu Talib, Kum. İlmiye matb. c.1, s.41.

385- Meclisi ae. s.21-23.

386- İbn İshak ae. s.82, Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, M. Hamidullah, Kahire, Maarif bas. c.1, s.98, Yakubi Tar. c.2, s.16, İbn Esir, el-Kamil Fi T. c.2, s.40, Razi D. ae. s.46, Halebi ae. s.227, İbn Şehraşub ae. c.1, s.42, Meclisi ae. c.16, s.19.

387- Belazuri ae. s.98, İbn Sa’d ae. c.1, s.132, Taberi ae. c.2, s.196, Halebi ae. s.228, İbn Abdulbirr, el-İstiy’ab c.4, s.280, İbn Esir, Usdu’l-Gabe c.5, s.435, el-Kamil fi. Tar. c.2, s.39 Hz. Hatice’nin evlendiği sırada kaç yaşında olduğuna dair başka kaviller de vardır bk. Emir Muheyye’l-Hayyami, Zevcatu’n-Nebi ve Evladih, Beyrut, Mües. İzzuddin 1. bas. hk. 1411, s.53-54.

388- İbn Hişam ae. c.1, s.201, Razi D. ae. s.49, Yakubi ae. c.1, s.216, Ebu Said Her. Ae. s.201, Ş. A. Bedran, Teh. Tar. Dimaşk c.1, s.302, İbn Esir, Usdu’l-Gabe c.5, s.434.

389- İbn Sa’d ae. c.1, s.121, İbn Hişam ae. c.1, s.210, Beyhaki ae. c.1, s.211, Meclisi, ae. c.15, s.369.

390- Ka’be’nin en kutsal parçası olan bu taş rivayetlerde gökten inen cennet taşı olarak geçer, Hz. İbrahim (a.s) Allah’ın emriyle onu Ka’be’nin duvarına yerleştirmiştir, bk. Meclisi ae. c.12, s.84, 99, Ezreki, Mekke Tar, Rüşdü, s. Mül. İnc. Beyrut, Daru’l-Endülüs, 3. bas. hk. 1403 c.1, s.62-63. Bugün Ka’be’nin doğu köşesinde, yerden 1,5 mt. yüksekte olan Haceru’l-Esved elips şeklinde koyu kırmızıya çalan siyah bir taştır.

391- İbn Sa’d ae. c.1, s.145-146, Yakubi Tar. c.2, s.14-15, Meclisi ae. c.15, s.337-338, Belazurî, ae. c.1, s.99-100, Mes’udi, Muruce’z-Zeheb, Beyrut, Endülüs yay. 1. bas. 1965 c.2, s.271-272. Bazı tarihçiler Ka’be’nin yıkılma ve onarım nedeninin başka bir olay olduğunu yazarlar, ama hepsi, Hz. Muhammed’in (s.a.a) bu hakemliğini aktarmaktadır, bk. İbn İshak, es-Siyer-u ve’l-Meğazî, s.103, İbn Hişam ae. c.1, s.205, Yakubi, Delailu’n-Nübuvve, çev. M.M. Damğani c.1, s.210.

392- İbn Hişam Siyeri, Kahire, Mus. Elb. Halebi bas. hk. 1351 c.1, s.262, Taberi Tar. Beyrut. Kamus-u Hadis bas. c.2, s.213, İbn Esir, el-Kamil-u F. Tar. Beyrut, Sadır yay. hk. 1399 c.2, s.58. Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, Ş.M.B Mahmudi inc. Meyrut. Mües. A’lemi li’l-Mat. 1. bas. hk. 1394 c.2, s.90, İbn Ebi’l-Hadid, Nehcu’l-Bel. Şerhi, Kahire, D. İhy. K. Ar. 1962 c.13, s.119 c.1, s.15.

393- İbn Ebi’l-Hadid, ae. c.1, s.15, İbn Şehraşub Menakıb-ı Âl-i Ebi Talib, Kum, İlmiye mat. bas. c.2, s.180.

394- Ebu’l-Ferec-i İsfahani Mekatilu’t-Talibin Necef-i Eşref, M. Haydariye bas., s.15.

395- İbn Ebi’l-Hadid, ae. c.13, s.200.

396- Şeyh Tusi, el-Emali, Kum, Daru’s-Sakafe bas. 1. bas. hk. 1414, s.624.

397- Siyuti, Tarihu’l-Hulefa, Kahire, 3. bas. hk. 1383, s.170.

398- Nehcu’l-Belağa Subhi Salih, Hutbe 192.

399- A.B. es-Siretu’l-Halebiyye, İnsanu’l-Uyun, Beyrut Daru’l-Marife bas. c.1, s.199-204. Ebu-l Fida İ. Kesir, es-Siretu’n-Nebeviyye, Mustafa Abdulvahid inc. Kahire İsa Hald-i bas. c.1, s.250.

400- Nechu’l-Belağa, Hutbe 192.

401- İbn Ebi’l-Hadid, Nehcu’l-Belağa Şerhi, M.E. İbrahim, Kahire, İ.K. Arabı’a bas. 1961, c.13, s.207.

402- İbn-i Kesir, ae. c.1, s.389.

403- Halebi, ae. c.1, s.380-381, İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye M. Sıka inc. Kahire M. B. Halebi bas. , hk. 1355, c.1, s.250 Taberi Tarihi, Beyrut, Kamusu’l-Hadis bas. c.2, s.203, 204, İbn Şehraşub, ae. Kum, İlmiye mat. bas. c.1, s.43, Meclisi, Biharu’l-Envar Tah. K. İslamiye bas. c.18, s.184 ve 193, Yakubi Tarihi, Necef, Mekteb-i Haydariye bas. hk. 1384, c.2, s.17.

404- İbn Şehraşub, ae. c.1, s.44, Meclisi, ae. c.18, s.194, Tabersi A’lamu’l-Vera Tah. D.K. İslamiye bas. 3. bas. s.36, Bu belgelere istinaden merhum Kuleyni’nin de rivayetine göre Hz. Muhammed bu sırada “Nebi” idi, ama henüz risalet rütbesine ulaşmamıştı. Usul-i Kafi, Tah. Mekteb-i Saduk bas. hk. 1381 c.1, s.176.

405- Hira dağı Mekke’nin kuzeydoğusunda yer alır. Güneşin doğduğu ve vahyin nazil olduğu yer olduğu için “Cebelu’n-Nur” (Nur Dağı) olarak adlandırılır. Birkaç yıl öncesine kadar bu dağ Mekke’den uzaktı fakat bugün, şehir genişlemiş ve bu dağın eteklerine kadar ev yapılmıştır. Bir sıradağın en yüksek tepesi olan Nur dağı heybetiyle hemen diğer tepelerden ayrılmaktadır. Hira mağarası olarak bilinen yer bu dağın tepesinde olup aslında bir mağara değil, iki kaya üzerine yuvarlanan büyük bir kayanın oluşturduğu küçük bir boşluk olup bir buçuk metre enindedir. Bu mağaranın ağzı açık olup normal bir insanın girip çıkabileceği şekildedir ama, ikinci yarısı dar ve tavanı basıktır. Gün ışığı mağaranın ancak yarısına kadar sızabilmektedir.

406- Nehcu’l-Belağa- Subhi Salih, hutbe 192 (Kasie) İbn Hişam, ae. c.1, s.251.

407- İbn Hişama, ae. Taberi, ae. c.2, s.206. İbn Kesir, ae. c.1, s.390, Belazur-i Ensabu’l-Eşraf, M. Hamidullah inc. Kahire, Maarif bas., 3. bas. c.1, s.105.

408- Halebi, ae. s.382.

409- İbn Hişam, ae. s.249, Taberi, ae. s.209, Belazuri, ae. s.114-115, İbn Sa’d Tabakatı, Beyrut, Sadır yay. c.1, s.190. Mesudi, et-Tenbih ve’l-Eşraf, Kahire, Daru’s-Savi yay., s.198, Halebi, ae. s.363, Meclisi, ae. s.204.

410- Tabersi, Mecmau’l-Beyan, Tah. İslami Maarif şerh. Bas. hk. 1379, c.10, s.514, Mesudi, Murucu’z-Zeheb, Beyrut, Endülüs yay. 1. bas. 1965, c.2, s.276.

411- Alâk, 1-5.

412- Necm, 1-12, İslam alimleri bu ayetlerin Hz. Peygamberin (s.a.a) bi’setiyle ilgili olduğunu söylemiştir. Bunu onaylayan karineler de vardır, bk. Meclisi Biharu’l-Envar. c.18, s.247, M.H. Marifet et-Temhid-u Fi Ulumi’l-Kur’an, c.1, s.35. A.B.M. Kastalani el-Mevahibu’l-Ludeniyye Bi’l-Menhi’l-Muhammediyye, S.A. Şami inc. Beyrut, Mekteb-i İslami, 1. bas. hk. 1412, c.3, s.88-89. Ama başka bir tefsire göre bu ayetler mirac’la ilgilidir.

413- Tekvir, 15-26.

414- Sahih-i Buhari, Şeyh K. Rufai şerhi, Beyrut, Daru’l-Kalem yay. 1. bas. hk. 1407 c.1, s.59-60 Bedu’l-Vahy kit. Ve Sahih-i Müslim, İmam Nevevi Şerhi. Beyrut, Fikir yay. hk. 1403 c.2, s.197-204, Bedu’l-Vahy-i Resulullah (s.a.a) babı, Taberi ae. c.2, s.205-206.

415- Askalani, el-İsabe Fi Temyizu’s-Sahabe, Beyrut, İh. Ter. Ar. 1. bas. hk. 1328 c.4, s.359.

416- Şura, 51, daha fazla bilgi için bk. Bihar E. c.18, s.246, 254, 257.

417- İbn Sa’d ae. c.1, s.197, İbn Şehraşub ae. c.1, s.43, Meclisi ae. c.18, s.271.

418- Meclisi ae. s.268, 271, Saduk, el-Tevhid, Tah. Mektebu’s-Saduk yay. s.115, Mehr-i Taban, Ayet. Sey. Muh. Hüs. Hüseyni Tahrani’nin merhum Ayet. Allame, s. M. H. Tabatabai ile sohbetleri, s.207-211.

419- Saduk, Kemalu’d-Din… Kum, Neşr-i İsl. Mües. Yay. hk. 1405 c.1, s.85, İle’lu-ş-Şerâyi, Necef, Hayd. Mek. Bas. hk. 1385 bab: 7, s.7.

420- Taberi ae. c.2, s.207, Belazuri ae. c.1, s.105, Mesudi, Murucu’z-Zeheb, c.2, s.276, Yakubi Tar. c.2, s.17.

421- Necm, 11.

422- Mecmau’l-Beyan c.10, s.384 “Ya eyyuhe’l-müddessir…” ayetinin tefsiri

423- Meclisi, Biharu’l-Envar c.18, s.262, M.H. Marifet, et-Temhid-u Fi Ulumi’l-Kur’an, Kum İlmiye med. Merk. Müdürlüğü c.1, s.49.

424- Göründüğü kadarıyla bu rivayetin zayıf ve itibarsız olduğunu ilk fark eden Cebel-i Âmul’daki büyük Şia alimlerinden merhum Sey. Abdulhüseyin Şerefuddin Musevi (hk. 1290-1377) olmuş, “İle’l-Mecmau’l-İlmii’l-Arabi bi-Dimaşk” Risalesi ve (Nass ve İctihad) adlı kitabının 319-322 sayfalarında bunu incelemiştir. Keza değerli araştırmacılarımızdan Ali Devani Bey “Şua-ı Vahy Ber Feraz-ı Kuh-i Hira” adlı kitabında bu konuyu etraflıca ele alıp gerekli bütün açıklamalarda bulunduğu için biz de kitabımızda bundan yararlandık (ae. s.70-108) İslam Tarihi: Ve başlangıçtan hicrete, s.98-110, Dinin İhyasında İmamların Rolü, c.4, s. 6-44, es-Sahih-u Min Siyreti’n-Nebiyyi’l-Azam, c.1, s.216-232, Tarih Raporunda İhanet, c.2, s.13-23, et-Temhid, c.1, s.52, 56, İncelemeli İslam Tarihinden dersler, c.2 , s.196-236.

425- Seyyid Murtaza Askeri, Dinin İhyasında İmamların Rolü, Mecmau’l-İlmi-i İslami yay. c.4, s.12.

426- Dairetu’l-Maarifi’l-İslamiye, Arapça çev. M.S. el-Findi, c.3, s.398 (Büheyra kelimesi), Montogomeri Wat, Edinburg Ün. Arp. Böl. başk. Bu konuda olumsuz propagandalarda bulunarak şöyle diyor:

“Miladi 7. yüzyılda Mekke gibi ıssız ve uzak bir şehirde dünyaya gelen birisinin böylesine imanlı olup Allah tarafından peygamber seçilmesi oldukça şaşırtıcıdır. O halde Muhammed’in korku ve şüpheye kapıldığını duymamız hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Bu hususta Kur’an ve hadislerde onun hayatıyla ilgili belgelerin yer aldığı söylenmektedir. Tabi, Tanrısının onu unutmadığından ne zaman emin olduğu da belli değildir(!). Onun bir başka konusu da cinnet geçirmekti, çünkü o günün Arapları bu tür şahısların, ruhlarla cinlerin eline düştüğüne inanıyordu. Bazı Mekkeliler Muhammed (s.a.a)’in ilhamlarını böyle yorumluyordu. Ve onun kendisi de bazen aynı şüphelere kapılıyordu(!) bk. Peygamber ve politikacı Muhammed, çev. İ. Valizade, Tah. İslamiye Kitabevi, hş. 1344, s.26-27.



427- İbn Hişam, ae. c.1, s.280, Taberi, ae. c.2, s.216, Mesudi, Murucu’z-Zeheb, c.2, s.275-276, Belazuri, ae. c.1, s.116 Yakubi Tarihi, c.2, s.19, Halebi, ae. c.1, s.456, Tusi, el-Gaybe, Tah., Mekteb-i Neyneva, el-Hadise yay., s.202. A) Saduk, Kemalu’d-Din ve Tamamu’n-Ni’me, Kum, el-Neşr. İsl. Mües. 1363 hş, 2/344’da 29. hadis.

428- Yakubi Tarihi, c.2, s.19, İbn Sa’d, Tabakaat c.1, s.199, Belazuri, ae. c.1, s.115.

429- Halebi, ae. c.1, s.456, 457.

430- İbn Hişam ilk Müslüman olan sekiz kişiyi önceliğe koymadan şöyle sıralar: Ali, Zeyd bin Harise, Ebubekir, Osman bin Affan, Zübeyr bin Avam, Abdurrahman bin Avf, Sa’d bin Vakkas, Talha bin Ubeydullah, bk. Siretu’n-Nebeviyye, c.1, s.262-369.

431- Daha önce de söylediğimiz gibi Hz. Ali çocukluğundan beri puta tapmamış ve tek tanrı inancıyla (muvahhid) büyümüş olduğundan, onun Müslüman olması demek zaten taşımadığı put inancını bıraktığı anlamına gelmiyordu; oysa Resulullah (s.a.a)’ın diğer sahabeleri için durum böyle değildi. Hz. Ali (a.s) İslam’ı tek tanrıcı ve semavi bir din olduğu için kabul etmiştir. Zeyni Dehlan şöyle yazar: “Hz. Ali (a.s) çocukluğunda bile asla şirke bulaşmamıştır; çünkü çok küçük yaştan itibaren Hz. Resulullah (s.a.a) onu tıpkı kendi çocuğu gibi kendi ellerinde ve kendi evinde büyütmüştür ve Hz. Ali (a.s) de fevkalade bir itaatle ona uymuştur. Bir hadiste üç kişinin asla küfre düşmemiş olduğu geçer: “Âl-i Yasin’in mümini, Ali bin Ebu Talib ve Âsiye (Firavun’un eşi)” bk. Siyretu’n-Nebeviyye, c.1, s.92, İbn Sa’d Hz. Ali hakkında “O, çocukluğundan beri asla putlara ibadet etmedi” şeklinde rivayet eder. Bk. Tabakat-ı Kübra, c.3, s.21. İbn Hacer Haysemi Mekki (öl. hk. 974) İbn Sa’d’den bunu aktardıktan sonra “Bu nedenle bütün sahabeden farklı olarak sadece Hz. Ali (a.s) için “Kerremallah-u veche” tabiri kullanılır” der. bk. el-Babu’t-Tasi’, s.120, Hz. Ali (a.s)’nin kaç yaşında Müslüman olduğu konusunda bk. Nehcu’l-Belağa şerhi, İbn Ebi’l-Hadid, Mısır bas. c.13, s.234-235.

432- Metnin Arapçası. İbn Abdulbirr, el-İstiab, el-İsabe haşiyesinde, Beyrut, Dar-u İhya-i Turasi’l-Arabi, 1. bas. hk. 1328 c.3, s.28, İbn Ebi’l-Hadid, ae. c.13, s.229 bk. Hakim-i Nişaburi, el-Müstedrek, Abdurrahman Maraşi inc. Beyrut, Daru’l-Marife, 1.bas. hk. 1406 c.3, s.17, Hatib-i Bağdadi Tarihi, Beyrut, Daru’l-Kutubi’l-Arabi, c.2, s.81, Halebi, ae. c.1s.432.

433- İbn Abdulbirr, ae. s.32, İbn Esir, el-Kamil-u Fi’t-Tarih, Beyrut, Sadır bas. hş. 1399, c.2, s.57 Hakim-i Nişaburi bu hadisi iki yolla “Nubbiu Resulullah…” ve “Vuhiye Resulullah Yevmel İsneyn…” şeklinde aktarmıştır. ae. c.3, s.112. Farklı rivayetler için bk. İbn Ebi’l-Hadid ae. s.229, Cüveyni Horasani Feraidu’s-Sımteyn, Beyrut, M.M.L.N. 1. bas. c.1, s.244, Hz. Ali (a.s) de aynı noktayı vurgular, bk. Siyuti, Tarih-i Hulefa, Kahire, el-Mektebetu’t-T.K. 3. bas. hk. 1383, s.166, Ş.M. Saban İs’afu’r-Rağibin, Nuru’l-Ebsar haşiyesinde, s.148, Ahmed bin Hicri’l-Heytemi el-Mekki, Sevaiku’l-Muhrika, Kahire, 2. bas. hk. 1385, s.120.

434- Nehcu’l-Belağa, Subhi Salih, hutbe 192 (Kâsıa).

435- ae. hutbe 131.

436- Taberi, ae. c.2, s.212, İbn Esir el-Kamil… c.2, s.57, aynı mazmunla el-Müstedrek-u Ale’s-Sahiheyn’de c.3, s.112, İbn Ebi’l-Hadid, Nehcu’l-Belağa Şerhi, c.13, s.200 ve 228 ve Meakıb-ı Ali bin Ebu Talib, Ebubekir A.B.M. Merduveyh-i İsfehani derlemesi ve Abdurrezzak Muhammed H.H. önsözüyle, Kum, Daru’l-Hadis 1. bas., hk. 1422, s.47 ve 48.

437- Taberi, ae. c.2, s.212, İbn Ebi’l-Hadid, ae. c.13, s.226 İbn Ebi’l-Hadid bunu Abdullah bin Mesud’dan da aktarır ve onun da Mekke yolculuğunda böyle bir sahneye şahid olduğunu yazar. Bk. es-Siretu’l-Halebiyye, c.1, s.436, İbn Abdulbirr, el-İstiab (el-İsabe haşiyesinde) c.3, s.165. Afif bin Kays-i Kindi’nin biyografisi, s.33 Şerh-i Hali Ali (a.s)’de biraz farklılıkla ve Muhammed bin İshak, es-Siyer-u ve’l-Meğazi, S. Zekar inc. Beyrut, Daru’l-Marife 1. bas. hk.1398, s.137 ve 138 ve Ebu’l-Fereci Keraceki, Kenzu’l-Fevaid, Kum, Daru’l-Zehair, 1. bas. hk. 1410, c.1, s.262, Hz. Ali’nin (a.s) ilk Müslüman oluşu hakkında daha fazla bilgi için bk. el-Gadir, c.2, s.314 ve c.3, s.220-224.

438- Vakia, 10-11.

439- Hadid, 10.

440- İbn Sa’d, Tabakaat, Beyrut Sadır bas. c.1, s.199.

441- Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, M. Hamidullah inc. Kahire Daru’l-Maarif 3. bas. c.1, s.229 bk. Biharu’l-Envar, c.18, s.185.

442- İbn Sa’d, ae. s.212.

443- İbn Hişam ae. c.1, s.358, Tabersi, A’lamu’l-Vera, Tah. Dar. Kut. İslamiye 3. bas., s.44, Sıbt İbn Cevzi, Tezkeretu’l-Havass, Necef, Mek. Haydariye bas. hk. 1383, s.186.

444- Belazurî ve, s.128.

445- Tabersi, ae. s.56.

446- İbn Sa’d, ae. c.3, s.139.

447- Halebî Siyeri, Beyrut, Daru’l-Marife bas c.1, s.446.

448- es-Siretu’l-Halebiyye c.1, s.434.

449- İbn Sa’d ae. c.3, s.102.

450- ae. s.124.

451- ae. s.222.

452- ae. s.244. Abdulmuteal Saidi Mısrî “Şebab-ı Kureyş Fi Bedei’l-İslam” adlı kitabında İslam’ı ilk kabul edenlerden 40 Kureyşli gencin adını yaş sıralamasıyla yazmış, bu listenin başında Hz. Ali’nin (a.s) adını kaydetmiştir. s.33-34.

453- Belazurî ae. c.1, s.156 ve 181, Tabakaat-ı Kübra c.3, s.248.

454- ae.

455- Tabersi, Mecmau’l-Beyan, c.2, s.305.

456- En’am, 52-53.

457- İbn Sa’d ae. c.1, s.165, Halebi, ae. c.1, s.499.

458- Hud, 27.

459- A’raf, 75-76.

460- Şuara, 214-216.

461- Müslüman bilim adamları arasında “Bedeu’d-Davet”, “Yevmu’d-Dar”, “Yevmu’l-İnzar” adlarıyla bilinen bu ünlü olayı çok sayıda tarihçi, hadisçi ve tefsirci önemsiz bazı cümle farklılıklarıyla aktarmıştır, bu kaynaklardan önemli olan bazılarını sıralayalım: M.C. Taberi Tarihi c.2, s.217, İbn Esir, el-Kamil F.T. c.2, s.63, İbn Ebi’l-Hadid, Nehcu’l-Bel. Şerhi, c.13, s.211, Beyhaki, Delailu’n-Nübuvve, M.M. Damğani c.1, s.278, Tabersi, Mecmau’l-Beyan, c.7, s.206, Şeyh Müfid, İrşad, s.29, A.b. M.b. Tavus, el-Teraif Fi Marifet-i M.T c.1, s.20, es-Siretu’l-Halebiyye, İnsanu’l-Uyun c.1, s.461, Meclisi, Biharu’l-Envar c.18, s.178, 181,191, 214, Allame Emini, el-Gadir c.2, s.278-289, Sey. Mur. Askeri, Dinin İhyasında İmamların rolü c.2, s.86 ve c.6, s.17-18, Müsned-i Ahmed Hanbel, c.1, s.159. Allame Emini’nin de değindiği gibi tarihçiler arasında Taberi bu olayı yukarıdaki gibi anlattığı halde Camiu’l-Beyan adlı tefsirinde (c.19, s.75) Hz. Resulullah’ın (s.a.a) iki yerde “benim helefim ve vasim..” dediğini görmezden gelerek hadisi tahrif edip bu sözler yerine “vs.. vs..” tabirini kullanmıştır!! İsmail b. Kesir Şami de üç kitabında (Tefsir c.3, s.351, el-Bidayet-u ve’n-Nihaye, c.3, s.40 ve Siyretu’n-Nebeviye c.1, s.459) onun bu uygunsuz yöntemini izlemiştir! Bu ikisinin özel düşünce tarzı ve siyasi görüşleri dikkate alındığında bu tavırları şaşırtıcı değildir.

462- İnzar ayetlerinin bulunduğu Şuara Suresi, Vâkıa Suresi’nden sonra inmiş, bunu sırasıyla Neml, Kasas, İsra, Yunus, Hud,Yusuf, ardından da aleni davet emrinin olduğu Hicr Suresi nazil olmuştur, bk. M. Hâdi Marifet, et-Temhid Fi Ulumi’l-Kur’an c.1, s.105.

463- Hicr, 95.

464- Ebteh, Mina yakınındaki bir vadinin adıdır, bk. Yakut Hamevi, Mu’camu’l-Buldan c.1, s.74, bu olay hac mevsiminde, hacıların Mina’da toplandığı sırada vuku bulmuş olsa gerek.

465- Yakubi Tar. c.1, s.19, Hz. Peygamber (s.a.a)’in ilk daveti başka şekillerde de rivayet edilmiştir. Muhtemelen hazret kısa aralıklarla putperestleri benzeri beyanatla İslam’a davet etmedeydi. bk. Yakubi, ae. c.1, s.279, Tabersi, A’lamu’l-Vera, Tah. D.K. İslamiye, 3. bas., s.39, Meclisi, Biharu’l-Envar, c.18, s.185, Halebi, ae. c.1, s.461.

466- Taberi, ae. c.2, s.218, İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye, Kahire, M. M. B. Halebi bas. hk. 1355, c.1, s.282 İbn Sa’d, Tabakaat, c.1, s.199, İbn Esir, el-Kamil Fi’t-Tarih, c.2, s.63.

467- Taberi, ae. c.2, s.218-220, İbn Hişam, ae. c.1, s.282-287 ve 313, 316, Beyhaki, ae. c.1, s.282, İbn Sa’d, ae. c.1, s.202 ve 203, Belazuri, ae. c.1, s.231, 232, İbn Esir ae. c.2, s.63-65, Halebi ae. c.1, s.462-463, İbn Kesir, Siretu’n-Nebeviyye, Kahire, M.İ.B. Halebi, hk. 1383, c.1, s.474. Bu nakle göre Kureyşin tehdidi karşısında Hz. Resulullah’ın (s.a.a) verdiği “güneş ve ay” benzetmeli cevapta, görünüşte tenasüb bulunmamaktadır. Ancak, bazı kaynaklardaki rivayette geçen cevap, Kureyşin tehdidiyle uyumludur, bu rivayete göre Hz. Resulullah (s.a.a) Kureyşin tehdidi karşısında güneşe bakarak “Benim peygamberliğimden vazgeçmem, sizin şu güneşe elinizi atıp ondan bir ateş parçası almanız kadar imkansızdır” demiştir. Bunun üzerine amcası Ebu Talib, Kureyşlilere “Vallahi kardeşimin oğlu bugüne değin yalan söylemiş değildir, dönün gidin!” karşılığını vermiştir, bk. Hafız Nuruddin Heysemi, Mecmeu’z-Zevaid, Bey. Dar. kit. 6/15. Mu’cem-i Avsat ve Keb. Taberani’den naklen ve Müsned-i Ebu Ye’la (Heysemi, Ebu Ye’la’nın rivayetinin senedini sahih kabul eder.) ve Fıkhu’s-Siret, Muhammed Gazali, Alemu’l-Marife, s.114-115.

468- İbn Hişam, ae. s.287, Taberi, ae. s.220, İbn Şehraşub Menakıb-ı Âl-i Ebutalib, Kum İlmiye mat. c.1, s.59, İbn Esir, ae. s.65, İbn Kesir, ae. s.477, Halebi, ae. s.463.

469- Kur’an-ı Kerim birçok yerde onların eski inanç, din ve geleneklerinde kör taassup gösterdiklerini belirterek bunu kınar. bk. Bakara, 170, Maide, 104, Yunus 78, Lokman 21, Zuhruf, 22,23.

470- İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.358.

471- Zuhruf, 32.

472- Tabersi Mecmau’l-Beyan, c.9, s.46.

473- İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye, c.1, s.387, İbn Şehraşub, ae. c.1, s.50.

474- Müddessir, 11-16.

475- Müddessir, 26-29. Bu sureyi iniş sırasına göre 4. sure sayarlar. bk. et-Temhid, c.1, s.104.

476- Mesed, 1-4, Bu sure de iniş sırasına göre altıncı suredir. bk. ae.

477- Hümeze, 1-7.

478- Leyl, 5-11, nüzul sırasına göre, bu sure 9. suredir. ae.

479- Göründüğü kadarıyla bu zenginler Mekke’nin yanı sıra Taif’de de büyük Ticari yatırımlarda bulunmuşlardı.

480- Taberi Tarihi, Beyrut, Kamusu’l-Hadis bas. c.2, s.221, İnsan ve toplumun hayatına sadece maddi açıdan bakanlar Kureyşlilerin İslam’a muhalefet göstermesinde ekonomik faktörlere haddinden fazla önem verir ve gerçekte olayın sadece bir boyutunu görürler. Ünlü İslam ve İran uzmanı meşhur Leningrad Şarkiyat Fakültesi öğretim görevlisi Rus bilim adamı Petroşefski bu tür düşünce ve bakış açısına verilebilecek ilginç bir örnektir. Bu materyalist Rus diyor ki: “Mekke’nin önde gelenleri birçok köleye sahip, tefeci ve tüccar kesimiydi, Muhammed (s.a.a)’in tebliğine karşı açıkça düşmanlık gösteriyordu. Bu düşmanlığın dini taassuplar olduğu söylenemez, bilakis Muhammed (s.a.a)’in yaptığı propaganda putperestliğe karşıydı ve Mekke’nin ticari ve siyasi çıkarlarını tehdit ediyordu. Çünkü onun çağrısı Kâbe(!) ve putlara tapınmaya bir son verebilirdi. Bu da hacıların Mekke’ye akınını durdurup piyasanın durgunlaşmasına ve bu şehrin diğer şehirlerle olan ticari ilişkilerinin zayıflamasına yol açacaktı. Bu ise Mekke’nin siyasi nüfuzunun sonu demekti. Bu nedenledir ki, Mekke müşriklerinin büyükleri Muhammed (s.a.a)’in çağrısını kendi çıkarları açısından çok tehlikeli bulmuş ve ondan nefret etmişlerdir. bk. İran’da İslam, çev: Kerim Keşaverz, 7. bas., Tah. Peyam yay. hş. 1363, s.26, Metinde verdiğimiz açıklamalardan sonra bu Rus araştırmacının görüşlerinin asılsızlığı yeterince anlaşılmış olsa gerek.

481- Kasas, 57.

482- Tabersi, Mecmau’l-Beyan c.7, s.260; İbn Şehraşub, Menakıb, Kum, İlmiye mat. c.1, s.59.

483- Menakıb c.1, s.59.

484- M. E. İbrahim, Kısasu’l-Arab, Beyrut, Dar. İh. Tev. Arabi yay. hk. 1382 c.2, s.258, İbn Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye, Beyrut, maarif mek. Yay. 2. bas. 1977 c.3, s.144.

485- İbn Hişam ae. c.1, s.337, İbn Şehraşub c.1, s.50, İbn Kesir, Siretu’n-Nebeviyye, Mus. A. inc. Kahire hk. 1384 c.1, s.506-507.

486- ae. Arap Yar.’da dinler -Hunefa-.

487- İbn Kesir, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.130.

488- Taberi Tar. Beyrut, Kamusu’l-Had. bas. c.2, s.221.

489- Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, Dr. M. Hamidullah inc. Kahire, Maarif mat. 3. bas. c.1, s.197, İbn Esir, el-Kamil F.T. Beyrut, Sadır yay c.2, s.66.

490- Belazuri ae. c.1, s.156-196, İbn Esir ae. c.2, s.66-70.

491- İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.344, Taberi Tar. c.2, s.222, İbn Esir ae. c.2, s.76.

492- Taberi ae. s.221.

493- Ömer Ferruh, Sadru’l-İslam Tar. Beyrut, Dar. İlm. 3. bas. 1976, s.54, Dr. A. Zeryab, Sire-i Resulullah (s.a.a) Tah. Suruş yay. 1. bas. 1370 hş., s.169.

494- İbn Sa’d Tabakaatı c.1, s.204, Belazuri, Ensabu’l-Eşraf c.1, s.228, İbn Esir ae. s.77.

495- İbn Sa’d ae. s.204, İbn Hişam ae. s.344, Taberi ae. s.221-222.

496- Belazuri ae. s.227.

497- İbn Sa’d ae. s.207. Muhacirlerin sayısını daha az yazanlar da vardır, ama tarihte kayıtlı muhacir isimleri, ilk rakamı doğrulamaktadır. Bk. İbn Hişam ae. s.346-353, Dr. M. İb. Ayeti, İslam Peygamberinin Tar. Tah. Ün. Yay. c.2, s.1361, s.122-132.

498- İbn Hişam ae. c.1, s.357, Meclisi, Biharu’l-Envar c.18, s.418, Tabersi, Ebu Talib’in yazdığı şiiri aktarmaktadır bk. A’lamu’l-Vera, s.45.

499- Tabersi ae. s.43-44, İbn Hişam ae. s.356-360, İbn Esir ae. c.2, s.79-81.

500- Bazı kaynaklara göre Cafer b. Ebu Talib Habeşe’den dönerken bu ülkeden 70 kişiyi de getirip Resulullah’la (s.a.a) görüştürmüş, bu görüşmeden sonra Müslüman olmuşlardır, bk. Mecmau’l-Beyan, c.3, s.234.

501- İbn Sa’d ae. s.208.

502- ae. c.8, s.97, İbn Hişam ae. s.238, İbn Kesir, el-Bidaye, Beyrut, Maarif Mek. 1. bas. 1966 c.4, s.143, Ayeti ae. s.132.

503- Meclisi, Bihar c.43, s.7 ve sonrası. Ehl-i Sünnet uleması Hz. Fatıma’nın (a.s) bi’setten 5 yıl önce doğduğunu yazarlar. bk. Sey. c. Şehidi, Fatıma Zehra’nın (a.s) Hayatı, Tah. Def. Neşr-i Fer. İslami hş. 1365 7. bas. , s.24-32.

504- İsra, 1.

505- Necm, 18.

506- Behrani, Burhan Tefsiri, Kum, Dar. Kit. İlm. Hk. 1393 c.2, s.400.

507- Mecmau’l-Beyan, Tah. Maar. Şerh. c.6, s.395, İsra Suresi 1. ayetin tefsiri

508- Meclisi ae. c.18, s.290, Numune Tefsiri c.12, s.17 sonrası. Bugünkü bilim kuralları çerçevesinde mirac imkanı için bk. Numune Tef. C.12, s.17-20, Furuğ-u Ebediyet c.2, s.393.

509- Kuleyni, el-Furu Mine’l-Kafi, Tah. Dar. Kit. İslamiye bas. 2. bas. hş.1362 c.3, s.482-487, İbn Sa’d Tabakaatı c.1, s.213, Sahih-i Buhari, Ş.K.Ş. Rıfai, Beyrut, Dar. Kalem 1. bas. hk. 1407 c.5, Menakıbu’l-Ensar, bab:102, s.132-134, Ş.M.b. H. Hürr-i Âmuli, Vesailu’ş-Şia, Beyrut, D. İh. Tev. Ar. 4. bas. c.3, Kitabu’s-Salat, s.7 hadis.5 ve, s.35 hadis.14, s.60, Meclisi ae. c.18, s.348, Sey. Haş. Behrani ae. c.2, s.933.

510- Allame Emini, el-Gadir c.3, s. 242.

511- İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.375, Taberi ae. c.2, s.225, Blazuri, Ensabu’l-Eşraf, M. Ham. İnc. Kahire Dar. Maar. 3. bas. c.1, s.234.

512- Belazurî ae. c.1, s.234, İbn Sa’d Tabakaatı c.1, s.209, İbn Ebi’l-Hadid, Nehc. Bel. Şerhi. c.14, s.58.

513- Belazuri ae. s.230, İbn Şehraşub ae. c.1, s.63, İbn İshak, es-Siyer-u ve’l-Meğazî M., Süh. Zokar inc. Beyrut. Dar. Fik. 1. bas. hk. 1398, s.159, Meclisi, Biharu’l-En. c.19, s.18.

514- İbn Ebi’l-Hadid, Nehcu’l-Bel. Şer, M. E. F. İbrahim inc. Dâr-ı İh. Kut. Ar. Bas. 1961 c.14, s.64, Fetal Nişaburi, Ravzatu’l-Vaizin, Bey. Mües. İlm. Mat. 1. bas. hk.1406, s.63.

515- Doğru teleffuzu “Şib”dir, iki tepe arasındaki dere ve yar demektir. Daha sonra “Şi’b-i Ebu Yusuf”olarak tanınan bu yer Abdulmuttalib’e aitti, gözlerinin feri azalınca burayı evlatları arasında bölüştürdü, babası Abdullah’ın payını da Hz. Peygamber’e (s.a.a) verdi. Haşimoğullarının bu derede evi vardı (Yakut Hamevi, Mu’cemu’l-Buldan c.3, s.347) Yapılan incelemelere göre Ebu Talib vadisi bugün Mekkeliler tarafından “Cennetu’l-Mualla” ve İranlılar arasında “Ebu Talib kabristanlığı” olarak bilinen Hecun’da değildi; Mescidu’l-Haram yakınında, Safa Dağı yanında, Ebu Kubays Dağının kuzey ucunda yer alıyordu. Hz. Peygamber’in (s.a.a) doğduğu ve Hz. Hatice’yle yaşadığı ev buradaydı, Hz. Resulullah (s.a.a) hicrete kadar burada yaşadı. Hazretin (s.a.a) Medine’ye hicretinden sonra Akil b. Ebu Talib burayı tasarruf etti. Ondan sonra Akil b. Ebu Talib burayı tasarruf etti. Ondan sonra Haccac’ın kardeşi Muhammed bin Yusuf Sakafi burayı Akil’in evlatlarından satın alarak kendi evine kattı, bundan sonradır ki “Şi’b-i Ebu Yusuf” adını almış, bu nedenle de bazı eski tarihçiler burayı bu adla kaydetmişlerdir.

Hz. Resulullah’ın (s.a.a) doğduğu ev burada belli bir yerdeydi. Suudi kralı Abdulaziz döneminde Mekke belediye başkanı burayı kütüphaneye çevirttirdi ve hk. 1399’da Gazze Caddesi’nin genişletileceği bahanesiyle yıkılarak böylesine nadide bir yadigar yok edilmiş oldu! (bk. Mikat-ı Hac fasılnamesi, 3. sayı, hş. 1372 baharı, Seyyid Ali Gazi Asker’in “Şi’b-i Ebu Talib Hakkında Bir İnceleme” başlıklı makalesi, s.149-171).



516- Bi’set’in 7. yılı Muharrem ayının ilk günü, İbn Sa’d Tabakaatı, c.1, s.209.

517- İbn Sa’d ae. Belazuri ae. s.233-234, İ. V., Yakubi Tar. c.2, s.25, İbn esir, el-Kamil Fi Tarih, Beyrut, Sadır yay. c.2, s.2, s.87, F. Nişaburi ae. s.63-64.

518- İbn Şehraşub ae. c.1, s.63, Tabersi, A’lamu’l-Vera, Tah. İsl. Kit. Yay. 3. bas., s.49.

519- F. Nişaburi, Ravzatu’l-Vaizin, Beyrut. M.İ. M. 1. bas. hk. 1406, s.64, İbn Şehraşub ae. s.64, Tabersi ae. s.50, İbn Ebi’l-Hadid ae. c.14, s.64 bk. İbn İshak ae. s.160.

520- İbn Şehraşub ae. s.65, İbn Sa’d ae. s.209, Belazuri ae. s.234, İbn İshak ae. s.159.

521- Tabersi ae. s.50.

522- Meclisi ae. c.19, s.19, İbn İshak ae. s.159.

523- İbn Şehraşub ae. s.65, Tabersi ae. s.51.

524- İbn İshak ae. s.161, İbn Hişam ae. c.1, s.379, Belazuri ae. s.235, Meclisi ae. s.19.

525- İbn Ebil Hadil, Nehc. Bel. Şerhi c.13, s.254.

526- İ.V. Yakubi Tar. c.2, s.25, Tabersi A’lamu’l-Vera, s.50.

527- Tabersi ae. İbn Şehraşub ae. c.1, s.64.

528- İbn İshak ae. s.161, Belazurî ae. c.1, s.234, İbn Sa’d ae. c.1, s.210, İbn Şehraşub ae. c.1, s.65.

529- İbn İshak ae. s.162, 165,166, Belazuri ae. s.236, İbn Eb. Hadid ae. c.14, s.59, İbn Esir, el-Kam. Fi. Tar.c.2, s.88, Meclisi Bih. Envar c.19, s.19.

530- Bi’setin 10. yılı, İbn Sa’d ae. c.1, s.210, Belazurî ae. c.1, s.236.

531- Tabersi ae. s.51-52.

532- Nehcu’l-Bel. Subhi Salih 9. mektup.

533- Belazuri ae. c.1, s.236, İbn Ebir ae. c.2, s.90.

534- İbn Vazih, Yakubi Tarihi c.2, s.29, Hz. Resulullah (s.a.a) bu yılı “Hüzün Yılı” olarak adlandırdı, bk. Meclisi, Biharu’l-Envar c.19, s.25.

535- İbn İshak ae. s.243, İbn Hişam ae. c.2, s.57, Tabersi, A’lamu’l-Vera, s.53.

536- İbn İshak ae. İbn Hişam ae.

537- Emir M. Hayyami, Nebi’nin Eşleri ve Evlatları, Beyrut, İzzuddin mües. 1. bas. hk. 1411, s.62-63, Ebi B. Dulabi, Zürriyet-i Tahire , Beyrut, Mües. İlm. Mat. 2. bas. s.63-64.

538- İbn Abdulbirr, el-İstiy’ab, el-İsabe haşiyesinde c.4, s.287, Dulabi ae. s.51.

539- Kuleyni, Usul-i Kafi, Tah. Dar. Kit. İsl. Bas. 1381 hk. c.1, s.449, Allame Eminî, el-Gadir c.7, s.393, Meclisi, Biharu’l-Envar c.18, s.187 bk. el-Gadir c.7, s.359, 388, 393, Yakubi Tar. c.2, s.20.

540- İbn Sa’d Tabakaatı c.1, s.211, Taberi Tar. c.2, s.229, Beyhaki, Delailu’l-Nübuvve, çev. M.M. Damğani, Mer. İnt. İlm. Fer. Hş. 1361 c.2, s.80, İbn Esir ae. c.2, s.91.

541- İbn İshak Siyeri, s.239, İbn Hişam ae. c.2, s.58, Taberi ae. s.229, İbn Şehraşub Menakıbı c.1, s.67, İbn Esir ae. s.91, Beyhaki ae. s.80, s. b. Cevzi, Tez. Hevas, Mek. Haydariye bas. hk. 1383, s.9.

542- Şeyh Müfid, Evailu’l-Makalaat, Kum. Mek. Daveri, s.13, fet. Nişaburi ae. s.155, İbn Ebi’l-Hadid, Nehcu’l-Bel. Şerhi, c.14, s.65, Tabersi, Mecmau’l-Beyan c.3, s.287, En’am Suresi 26. ay. Tef. Ve Ali b. Tavus, et-Teraif Fi Marifet-i M. Tev. Kum, Hayam bas. hk.1400., s.298.

543- Teberi ae. c.7, s.260, Kasas Suresi 56. ayetin tefisri.

544- Kuleyni ae. c.1, s.448, Saduk, el-Emâli, Kum. Matm. Hik., s.366 meclis. 89, F. Nişaburi, ae. s.156, Allame Emini, el-Gadir c.7, s.390, Müfid, el-İhtisas, Kum, Menşurat-ı Cem. Müd., s.241.

545- Ebu Talib güçlü bir şairdi ve bir divanı vardı, Ebu Nuaym Ali b. Hamza Basrî Temimî Lügavi’nin (öl: hk.375 sicilya) derlediği bu şiir divanının bir nüshasını Şeyh Ağa Bozorg-i Tehrani Bağdad, Âl-i Seyyid isa Kütüphanesi’nde gördüğünü yazar; bk. ez-Zeria c.9 1. böl., s.42-43. Aynı şekilde Besra’da yaşayan ünlü Şia şair ve edebiyatçı Mihzemoğullarından Ebu Hiffan Abdullah b. Ah. Abdi “Ebu Talib b. Abdulmuttalib’in şiirleri ve hakkındaki rivayetler” adlı bir kitabı vardır, bk. Rical-ı Necaşi, Muh. cev. Naini inc. Beyrut 1. bas. hk.1408 c.2, s.16 568. sayı. Merhum Şeyh Ağa Boz. Tehr. bu eserin bir nüshasını Bağdat Âl-i Sey. Attar Kütüphanesi’nde gördüğünü, şiirlerin 500 beyitten fazla olduğunu, 1356’da Necef’te basıldığını yazar, bk. ez-Zeria c.14, s.195. Müminlerin emiri İmam Ali (a.s) sevgili babası Ebu Talib’in şiirlerinin söylenip yazılmasını ve derlenmesini tavsiye ediyor ve “Bu şiirleri öğrenin ve çocuklarınıza öğretin, Ebu Talib Allah’ın dinine tabiydi ve şiirleri bilgi doludur” buyuruyordu. bk. el-Gadir c.7, s.393.

546- Tabersi, A’lamu’l-Vera, s.45, Mecmau’l-Beyan c.4, s.288, Allame Emini, el-Gadir c.7, s.331.

547- Kuleyni ae. c.1, s.449, Tabersi, Mecmau’l-Beyan c.4, s.287, İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye, c.1 , s.377, İbn E. Hadid ae. c.14, s.72, Şeyh E.F. Keraceki, Kenzu’l-Fevaid, Ş.A. Ni’me inc. Kum, O. Zehair 1. bas. hk. 1410 c.1, s.181, Allame Emini, el-Gadir c.7, s.332.

548- İ.E. Hadid ae. s.55, Emini ae. s.334, Askalani, el-İsabe F.T. Sah. Beyrut, Dar-ı İh. Ter. Ar. C.4, s.116, İbn Kesir, el-Bidaye… Beyrut, Mek. M. 2. bas. 1977 c.3, s.42.

549- Hz. Ebu Talib’in Müslüman olduğu hakkında birçok kitap yazılmış, Şeyh Ağa Bozorg-i Tahrani bunların bir kısmının adını “ez-Zeria” adlı eserinde kaydetmiştir bk. c.2, s.510-514. Merhum Al. Emini de el-Gadir c.7, s.330-403’te bu konuya tafsilatıyla değinerek Hz. Ebu Talib’in Müslüman olduğu ve mümin olarak vefat ettiğini ispatlayan büyük İslam alimlerinin kaleme aldığı 19 kitabın adını vermekte ve onun imanını ispatlayan 40 hadis aktarmaktadır; aynı eserinin 8. cildinde de muhaliflerin bu konudaki şüphe ve iddialarını cevaplamaktadır.

550- Dr. Ab. Zeryab, Siyre-i Resulullah (s.a.a) Tah. Suruş yay. 1. bas. hş.1370, s.178-179.

551- İb. Abdulbirr, el-İstiab, el-İsabe’nin haşiyesinde, c.4, s.282, Sahih-i Müslim, İmam Nevevi şerhi, Beyrut, Dar. Fik. Bas. c.15, s.201.

552- M. H. Heykel, Muhammed’in (s.a.a) Hayatı, Kahire, Mek. Neh. Mıs. 8. bas. 1963, s.315,316,325.

553- Daha fazla bilgi için bk. Tahrim Suresi 1-5 ayetlerinin tefsiri.

554- M.B. Sa’d Tabakaatı, Beyrut, Sadır yay. c.7, s.97, Şeyh Ab. Kummi, Sefine’t-il Bihar c.1 “hubb”terimi, s.204

555- İbn Esir, Usdu’l-Gabe c.5, s.458, Mesudi, Murucu’z-Zeheb, Beyrut, Daru’l-End. c.2, s.289, Hamd, Mustevfi, Seçkin Tarih, Abdulhüseyin Nevai’nin katkılarıyla, Tah. Emir keb. yay. hş..1362, s.161.

556- İbn Kesir, el-Bidaye… c.4, s.144, Ham. Must. Ae. s.161.

557- İbn Sa’d ae. s.99, Şeyh Ab. Kummi ae. s.204.

558- Askalâni, el-İsabe F.T. Sah. c.4, s.458, İbn Esir Usdu’l-G. c.5, s.588

559- İbn Esir ae. s.218.

560- ae. s.588, İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye c.4, s.294, İbn Sa’d ae. c.8, s.87

561- İ. Abdulbirr, el-İstiab c.4, s.82.

562- E. M. Hayyami, Peygamber’in (s.a.a) Eşleri ve Çocukları, Beyrut, Mües. İz. 1. bas hk. 1411, s.199.

563- İbn Hacer ae. s.458, İbn Sa’d ae. c.8, s.87.

564- İbn Sa’d ae. s.90-91, Muhammed b. Habib, el-Muhber, Bey. Dar Af. Ced. Bas., s.84.

565- Mamagani, Tenkihu’l-Makaal, c.3, Fasl-ı Nisa, s.72. İbn Hacer ae. s.458, İbn Sa’d ae. s.91.

566- Mamagani ae. Ş.M.T Tusteri, Kamus-u Rical, Tah. Mer. Neşr. Kit. Hk. 1389 c.10, s.396.

567- İbn Sa’d ae. c.8, s.101, İbn Esir, Usdu’l-G. c.2, s.226, İbn Hacer, el-İsabe c.4, s.564.

568- İbn Sa’d ae. İbn Esir ae. c.2, s.224, İbn Hacer ae. s.563.

569- Ahzab 4, 5.

570- Âlusi, Tefsir-u Ruhi’l-Meâni, Beyrut, Dar. İh. Ter. Ar. c.21, s.147.

571- İbn Sa’d ae. c.8, s.103.

572- Müfessirlere göre Hz. Resulullah’ın (s.a.a) yüreğinde sakladığı şey Zeyd’in Zeynep’ten boşanacağı ve Hz. Peygamber’in (s.a.a) onunla evleneceği yolunda Rabbinden aldığı haberdi, böylece Araplar arasındaki bu batıl gelenek yıkılmış olacaktı. Hz. Resulullah (s.a.a) insanların bu konuda tavır ve sözlerinin ne olacağını bildiği için bu bilgisini açıklamaktan çekinmiştir. (Ehl-i Beyt’in 4. imamı (a.s) bunu aktarmaktadır) Alusi, ae. c.22, s.24, Tabersi, Mecmau’l-Beyan c.8, s.360.

573- Ahzab, 37.

574- İbn Esir ae. c.7, s.494, Tabersi, Mec. Bey. C.8, s.337, Kastalani, el-Mev. Led. B. M. Muh. Salih Ah. Şami inc. Beyrut Mek. İsl. bas. 1. bas. hk. 1412 c.2, s.87.

575- Ahzab, 40.

576- Dairetu’l-Maarifi’l-İslamiye, çev. Ah. Ş. ve grubu c.11, s.29’da “Zeyneb” terimi, M. H. Heykel, ae. s.316-323. Olayı saptıran doğubilimcilere göre güya Hz. Resulullah (s.a.a) bir gün Zeyd’in evine gitmiş, tesadüfen Zeyneb’i orada görür görmez güzelliğine kapılıp ona aşık olmuş. Zeyd de bunu anlayınca Zeyneb’i boşamış!!! Bu iftiranın ilkelliği güldürücüdür, çünkü Zeyneb Hz. Resulullah’ın (s.a.a) yakın akrabası olduğu gibi, o sırada kadınların örtünmesi de pek yaygın bir gelenek olmadığından o hazretin (s.a.a) görmediği, tanımadığı biri değildi. Böyle bir ortamda yakın akrabaların birbirlerinin güzel mi yoksa çirkin mi olduğunu bilmediği düşünülebilir mi sahi?! Hiçbir aslı olmayan bu rivayet maalesef bazı tarih kitaplarında da yer aldığından (bk: Taberi Tar. c.3, s.42, Tabakaat-ı Kübra c.8, s.101) kimi yazarlar tarafından, aslı olup olmadığına bakılmaksızın aktarılmış ve İslam düşmanı bazı şarkiyatçılar, birçok uyduruk rivayet gibi buna da dört elle sarılmış, böylece onlara malzeme kazandırılmıştır. Oysa metinde de açıkladığımız gibi bu olayın aslı bambaşka olup çok açık ve net şekilde Kur’an’da da geçmekte ve İslam uleması bu rivayetin sahih olmadığının altını çizmektedir. Mesela ünlü Şia alimi Alemu’l-Hüda (öl: hk. 436) bu rivayetin “habise” olduğunu yazar (bk. Tenzihu’l-Enbiye, s.114) ve Âlusi Bağdadi, bunu masalcıların uydurduğu yakışıksız bir rivayetten münezzeh bilmek gerekir” dediğini yazmaktadır; bk: Ruhu’l-Meâni c.22, s.24-25.

577- Yakut Hamevî, Mu’cemu’l-Buldan c.4, s.9.

578- Taberi Tar. Beyrut, Kam. Had. yay. c.2, s.230, Belazurî, Ensabu’l-Eşraf, M. Ham. İnc. Kahire, D. Maar. Bas. c.1, s.237.

579- İbn Ebi’l-Hadid, Nehc. Bel. Şerhi M. E. K. İbrahim inc. Kahire, D.K. İh. Ar. 1961 c.14, s.97, c.4, s.127-128 de Medaini’den naklen.

580- Taberi ae. s.230. İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye, c.2, s.60.

581- İbn Sa’d ae. s.212.

582- Taberi ae. c.2, s.230, İbn Hişam ae. c.2, s.62.

583- İbn V. Yakubi Tar. c.2, s.30.

584- İbn Sa’d ae. İbn Ebi’l-Had. ae. c.14, s.91, Meclisi, Bihar En. c.19, s.22 Resulullah’ın (s.a.a) Taif’te daha fazla kaldığını yazanlar da vardır.

585- Nehc. Bel. Subni Salih, s.530, 9 no’lu vecize.

586- Ensabu’l-Eş. c.1, s.237.

587- Tabakaat c.1, s.210.

588- Meke’yle Taif arasında bir gecelik uzaklıkta bir yerin adı; bk. Siretu’n- Nebeviyye, c.2, s.63 dipnottu.

589- Taberi ae. s.231, İbn Hişam ae. s.63

590- es-Sahih M. Siy. Neb. Â’zam c.2, s.167-168.

591- Bakara, 23.

592- İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye c.1, s.337.

593- ae. s.288-289.

594- Tabersi, A’lamu’l-V. s.56.

595- İbn Hişam ae. c.2, s.65-66, Taberi Tar. Beyrut, Kam. Had. bas. c.2, s.232-233, Belazuri, Ensabu’l-Eş. c.1, s.237-238, İbn İshak, es-Sirer-u ve’l-Meğazî, M. inc. Süh. Z. s.232 ayrıca, Fezareoğulları, Gassan, Mürre, Süleym, Abs, Hâris, Uzre, Hızareme, Nezr ve Bekaoğulları kabilelerini de birer birer İslam’a davet etmiş, ama hiçbiri kabul etmemiştir; bk. İbn Sa’d, Tabakaatı, Beyrut, sadır yay. c.1, s.216-217.

596- Hadisin Arapçası orijinal metindedir -çev-.

597- İbn Hişam, ae. c.2, s.66, es-Siretu’l-Halebiyye, Beyrut, Marifet yay. c.2, s.154, Zeyni Dehlan Siyeri, Beyrut, Mar. yay. 2. bas. c.1, s.147, Sey. C. Mur. Âmuli, es-Sahih M. Siy. Nebi c.2, s.175-176.

598- İbn Kesir, el-Bidaye, Beyrut. Mek. Maarif 1. bas. 1966 c.3, s.140.

599- İbn Sa’d ae. c.1, s.216.

600- Yakut Hamevî Mu’cemu’l-Buldan, Dar. İh. Ter. Ar. bas. hk. 1399 c.4, s.338.

601- ae. c.5, s.36 Maarib seddinin tarihi geçmişini 1. bölümde açıkladık.

602- Montegomeri Watt “Muhammed Fi Medine” çev. Şaban Ber. Beyrut, Men. Mek. Asr., s.294. Yesrib’de Arapların 13 kale ve yerleşim merkezi vardı, buna karşılık, Evs’le Hazrec buraya gelmeden önce Yahudilerin buradaki kale ve yerleşim merkezlerinin sayısı 59’du! bk: ae. s.293, Vefau’l-V. c.1, s.165, bu miktar, sözkonusu iki grup arasındaki yaşam standartlarının ne kadar farklı olduğunu göstermeye yetmektedir!

603- İbn Hişam ae. c.2, s.70, Taberi ae. c.2, s.234, Beyhaki, Del. Nüb. Çev. Mah. Meh. Damğani, tah. Mer. İnt. İlm. Fer. 1361 hş. c.2, s.128 bk. İbn Şehraşub Menakıbı, c.1, s.51, Tabersi, A’lamu’l-Verâ, s.56. İslam peygamberinin zuhur edeceğini bu şekilde önceden bildiren Yahudiler zuhurundan sonra o hazrete düşman olmuşlardır!! Bu nedenle Kur’an onlara şöyle itiraz eder:
Yüklə 1,34 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   26




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin