3940/4- Atıf notları:
- Risale-i Nur’da fedakârlık bir esastır, bak: 2924.p.
- Bediüzzaman Hz.nin azami fedakârlık için mücerred kalması, bak: 415.p.
- Münafıkların, nazarları harice dağıtmak planlarına rağmen hizmet-i imaniyede vakf-ı hayat eden fedakârlar, bak: 3098.p.
- Risale-i Nur’un fedakâr hizmet cemaatı, Mehdiyetin hâkimiyet devresinde dahi manevi bir istinad merkezi olarak devam edecek, bak: 2303.p.
3940/5- Hizmet-i diniyede fedakârlık yapan bir hizmet ehlinin bazı meziyet ve hususiyetleri vardır. Bu hususiyetlerin mühimlerinden birincisi ihlastır. Yaptığı hizmetinde rıza-yı İlahîden başka bir maksadı yoktur. İhlas maddesinde beyan olunduğu üzere, ihlasa zarar veren hareketlerden kaçmağa çalışır ve ihlasın fiilî tezahürlerini yaşar, lafızda bırakmaz. İhlasın fiilî tezahürlerinden bazı örnekler 1514-1521.p. larda gösterilmiştir, oraya bakınız.
3940/6- İkinci meziyet, azami sadakattır. Yani kişi kendi anlayış ve temayüllerine göre değil, “Risale-i Nur’un talimatı dairesinde” (E.L.I.73) hizmet etmektir. Geniş bilgi içn “Sadakat” maddesine bakınız.
3940/7- Üçüncü meziyet, takva ve ciddiyettir. Laübali ve gayr-ı ciddi hareketlerden uzak durmaktır ki, bir dava adamının bütün meziyetlerinin istinad ettiği temel vasfıdır. Bu hakikatı Bediüzzaman Hazretleri şöyle anlatır:
«Ahlâk-ı âliyeyi ve yüksek huyları hakikata yapıştıran ve o ahlâkı daima yaşattıran, ciddiyet ile sıdktır. Eğer sıdk kalkıp araya kizb girerse, rüzgarlara oyuncak olan yapraklar gibi, o adam da insanlara oyuncak olur.» (İ.İ. 107)
«Evet şu rabıta olan sıdk ve ciddiyet kesildiği anda, o ahlâk-ı âliye kurur ve hebaen gidiyor.» (Mu. 130)
Bir rivayette de mealen şöyle buyuruluyor: «Birr (iyilik), elbise ve kıyafet güzelliği değil velâkin birr, sekinet (Bak: Sekinet) ve vakar (ağırbaş olup hafif-meşreb olmamak)tır.» (R.E.sh:362)
Maneviyat sahasında bulunan bir hizmet ehlinin takva ve ciddiyeti başkalarına da in’ikas eder; hizmet-i diniyenin kudsiyetini korur. Hizmet ehli için lâzım olan, vicdan-ı ammenin itimad ve güvenini te’min eder, gayr-ı ciddiliği ve lâübalilikleri önler, manevi kemalâtın yolunu açar. Mezkûr evsafta mütesanid bir hizmet cemaatının varlığı, âlem-i İslâm ve bilhassa avam tabakasının manevi bir istinad merkezi olur.
Evet böyle bir hizmet cemaatı, bu fesad ve fitne zamanında, Âl-i Beyt’in âlem-i İslâmda manevi merkeziyet vazifesini hamildir. (Bak: 198, 199.p.lar) Elbette ki böyle kudsi bir vazifede vazifedar olan, o vazifeye lâyık olmalı ve olmaya ciddi çalışmalıdır. (Bak: 3118.p.)
Bu fedakârların hayatları ve lisan-ı halleri, bilhassa yeni gençler için bir örnek ve erişilmesi istenen bir nokta-i kemal olur. Hem yeni fedakârların yetişmesine en elzem zemini teşkil eder. Nazarları dünyaya ve makamata çevrilen ve asrın fitne ve fesadı içine itilen gencin fedakâr, müttaki, İslâmî hayat ve vicdaniyata sahib (Bak: Vicdaniyat) bir ehli olması ihtimali zayıftır. O halde mezkûr evsafta bir cemaat-ı mümtazenin varlığı elzemdir. Aksi halde kudsi vazifeler payimal olur. (Bak: 1452.p.)
Bilhassa yeni gençlerle alâkadar ve örnek olan hizmet ehlinin takva, ciddiyet ve vakar gibi ulvi meziyetleri kazanmaları için gereken hususların en mühimlerinden bir kısmı 2820/1.p. da zikredilmiştir. Atıflarıyla beraber o parağrafa bakınız.
3940/8- Dördüncü meziyet, azami istiğna ve iktisaddır. Medeni hayat namı altında israfata girmemek (Bak: İsraf) ve insanların teveccüh ve menfaatlerini aramamakla izzet-i diniyesini ve hizmette ihlasını muhafaza etmektir. (İstiğna maddesine de bakınız.)
Dostları ilə paylaş: |