İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə356/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   352   353   354   355   356   357   358   359   ...   1221
1060- qqGREV — ˜h3 : İşçilerin isteklerini işverene kabul ettirmek için, işlerini hep birlikte bırakmaları.

İslâmiyet’te işçi hakları çok ciddi korunmakla beraber, grev ve benzeri hare­ketlere başvurulması istenmez Çünki grev, milli gelire zarar verdiği gibi, sosyal gruplar arasında düşmanlık doğurmakla boğuşmalar ve dolayısıyla da milli huzura zarar getirir. Grev, daha çok kapitalist sistemlerin “Hak, kuv­vettedir” şeklinde ifade edilen Avrupa medeniyetindeki menfi düsturlarının bir neticesidir. Ve bir işçi işve­renle iktisadî müsabaka edemediğinden, işçiler birliği kurulmasıyla işverene karşı güçlü olmasına kapitalist sistem itiyor.

Halbuki İslâm’da kişi, kendi küçük gücüyle başbaşa bırakılmamıştır. Çünki “hak kuvvettedir” kaidesinin yerine; İslâm “kuvvet haktadır” der. İşçi haklı ise, devletin gücü işçinin yanında olur. Bununla beraber İslâm, müsbet müsabaka pren­sibini de kaldırmaz. Ancak taraflar arasında hukuk ve adaletle nezaret eder.

1061- Büyük müesseselerde ve bilhassa milli ihtiyaç ve menfaatlere ait işlerde, milli hâsılat ve servete zarar verilmemesi lâzımdır. Çünki bu zarar, amme hukukuna dokunuyor. Bu itibarla, işçi ve işveren arasındaki anlaş­mazlıklar, grevle değil, iş ni­zamını bozmadan hukuk yoluyla halledilmelidir.

1062- Hukuk-u İslâmiye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu’nun l. cild kavaid-i kül­liye kısmında 25 ve 26. maddeleri, “zarar-ı eşedde karşı zarar-ı ehaffı tercih” eder. Aşağıda verilen bu küllî kaideler, çok çeşitli meselelerin hallinde usûl ve kaidelerdir. Herbir madde ortaya çıkmış ve çıkacak mesele­lere cevap verir mahiyettedir. Binaenaleyh bu ana maddelerin grev mesele­sine de şümulü vardır.

Mezkûr 25 ve 26. maddeler, misalleriyle aynen şöyledir:



1063- “(25) “Zarar-ı ammı def’ için zarar-ı has ihtiyar olunur.”

Tabib-i cahili men’etmek, bu asldan teferru eder. Bu kaideye bir çok me­seleler müteferri bulunmaktadır. Sefihi, medyunu hacr ve bazı eşyaya narh vaz’etmek, tarik-i amme doğru inhidama mâil duvarı yıkmak bu cümleden­dir.

(26):”Zarar-ı eşedd, zarar-ı ehaff ile izale olunur.”

Meselâ: Bir kimse başkasının ağacını gasb ederek, yaptırdığı binanın bir tarafına idhal etmiş olsa bakılır: Eğer binanın kıymeti bu ağacın kıymetinden ziyade ise ağa­cın kıymeti sahibine verilir; yoksa binayı yıkarak daha büyük bir zarara meydan ve­rilmesi cihetine gidilmez.



1064- Müşterek bir mülkün tefrik ve teb’îzi sahiplerinden birine nafi’ di­ğerine muzır ise; hâkim onu hükmen taksim eder.

Bir kimsenin hayvanı başkasının kıymetli bir taşını, meselâ incisini yutsa bakılır: Eğer inci o hayvandan kıymetli ise, inci sahibi o hayvanın kıymetini verip ona te­mellük eder... Bilakis hayvanın kıymeti ziyade ise, sahibi incinin kıymetini sahibine verir, hayvanın kesilmesi cihetine gidilmez.” (H.İ.ci: l, sh: 282)



1065- Keza 18. madde de, zarara karşı bilmukabele zararı men’etmektedir. Şöyle ki:

“Zarar ve mukabele-i bizzarar yoktur.”

Yani. Bidayeten zarar caiz değildir. Bilmukabele zarar da caiz olmaz. Belki bir zarar, hâkime müracaatla izale edilir. Meselâ: Bir kimse birisinin bir malını itlaf etse, o da onun malını bilmukabele itlaf edemez. Belki zararını tazmin ettirir.

Kezalik bir takım fiiller mübahtır, fakat bunların böyle cevazı başkalarına zarar vermemekle meşruttur. Zarar verirse, caiz olmaz.” (H.İ.ci: l, shf: 279) (Bak: 2009.p.)

Bazı grevlerden doğan büyük milli zararlar, bu kaidelere göre nazara alınmalı­dır.


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   352   353   354   355   356   357   358   359   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin