İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə44/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   1221
İki atıf notu:

-Fâsık-ı mütecahirin affolunmaması, bak: 907.p.sonu

-Kâfirlerin tahfif-i azabı ve affolunmamaları, bak: p.500, 2161, 2167, 2716.

128- Mü’minin afv-ı İlahiyeye liyakatı meselesine gelince: Bu hususta gü­nahlar­dan vicdanen nedamet ve manevi istiğfara erişmek en önemli nokta­dır. Halbuki insî ve cinnî şeytanların dehşetli desiseleri vardır. Ezcümle:

«Şeytanın mühim bir desisesi; insana kusurunu itiraf ettirmemektir. Ta ki istiğ­far ve istiaze yolunu kapasın Hem nefs-i insaniyenin enaniyetini tahrik edip, ta ki nefis kendini avukat gibi müdafaa etsin, adeta taksirattan takdis etsin. Evet şeytanı dinleyen bir nefis, kusurunu görmek istemez, görse de yüz tevil ile tevil ettirir. °}«V[¬V«6 ¯`²[«2 ¬±u­6 ²w«2 _«/¬±h7~ ­w²[«2«— sırrıyla nefsine na­zar-ı rıza ile baktığı için ayıbını görmez. Ayıbını görmediği için, itiraf et­mez, istiaze etmez; şeytana maskara olur. Hz. Yusuf Aleyhisselam gibi bir pey­gamber-i âlişan, |¬±«"«‡ «v¬&«‡¶_«8 ެ~ ¬šYÇK7_¬" ­?«‡Å_8«ž «j²SÅX7~ Å–¬~ |¬K²S«9 ­š¬±h«"­~ _«8«— (12:53) dediği halde, nasıl nefse itimad edebilir. Nefsini ittiham eden, kusu­runu görür. Kusurunu iti­raf eden istiğfar eder, istiğfar eden, istiaze eder. İstiaze eden, şeytanın şer­rinden kurtu­lur. Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusu­runu itiraf etmemek, büyük bir noksanlık­tır. Ve kusurunu görse, o kusur kusur­luktan çı­kar. İtiraf etse, afva müstehak olur.» (L.88) (Sa­habelerin mağfiret olunması, bak: 3203.p.)



129- «İnsanın hayat-ı içtimaiyesini ifsad eden bir desise-i şeytaniye şudur ki: Bir mü’minin bir tek seyyiesiyle bütün hasenatını örter. Şeytanın bu desi­se­sini dinleyen insafsızlar, mü’mine adavet ederler. Habuki: Cenab-ı Hak ha­şirde adalet-i mutlaka ile mizan-ı ekberinde a’mâl-i mükellefîni tarttığı za­man, hase­natı seyyiata galibiyeti, mağlubiyeti noktasında hükmeyler. Hem seyyiatın es­babı çok ve vücudları kolay ol­duğundan, bazan bir tek hasene ile çok seyyiatını örter. Demek bu dünyada, o ada­let-i İlahiye noktasında mua­mele ge­rektir. Eğer bir adamın iyilikleri fenalıklarına kemmiyeten veya keyfiyeten zi­yade gelse, o adam muhabbete ve hürmete müstehak-tır. Belki kıymetdar bir tek hasene ile, çok seyyiatına nazar-ı afv ile bak­mak lâzım-dır. Halbuki: İnsan, fıtra­tındaki zu­lüm damarıyla, şeytanın telkiniyle, bir zatın yüz hasenatını bir tek seyyie yü­zünden unutur, mü’min kardeşine adavet eder, günahla-ra girer. Nasıl, bir sinek kanadı göz üstüne bırakılsa bir dağı setreder, gös­termez. Öyle de: İn­san garaz damarıyla, sinek kanadı kadar bir seyyie ile dağ gibi hasenatı örter, unutur, mü’min kardeşine adavet eder, in­sanların hayat-ı içtimaiyesinde bir fesad âleti olur.» (L.88)

Halbuki mezkûr ölçüler çerçevesinde ve şahsî haklarda afv edici olmak ge­rektir. Ve müteaddid âyetlerde afv edicilik tavsiye edilir. Ezcümle (3:134,159) (7:199) (42:40) âyetleri örnek verilebilir. (T.T.5.cilt 97. sahifede sabır ve afv hakkında bö­lüm vardır.)



Atıf notları:

-Afv-ı İlahînin şükrünü arttırmak için kişiye Cehennem’deki yeri gösteril­mesi, bak: 507.p.

-Allah’ın afvı fazldır, bak: 2255/1.p.

-Günahtan nedametle afva lâyık olmak, bak: 509/4, 509/5.p.lar.

-İslâmlar içinde çıkan deccalı tekzib edenlerin günahları afv olunacağı rivayeti. Bak:651.p. sonu

-Deccalı tekzib edenlerin günahları afv olunur. (Bak: 651.p.sonu)

-Peygamberimiz’in şefaatinden istifade edenler, bak: 3503.p.

-Bediüzzaman’ın zulmedenlere dahi beddua etmeyip şahsî hakkını feda et­mesi, bak: 3264-3266.p.lar.

-Afv edicilik vasfının kuvveden fiile çıkması, bak: 3182.p.


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin