İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə588/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   584   585   586   587   588   589   590   591   ...   1221
1795- qqİSTİDRAC ‚~‡fB,~ : (Derece. den) Kur’anda bu kelimenin geç­tiği bir âyette şöyle buyuruluyor: “«–Y­W«V²Q«< «ž ­b²[«& ²w¬8 ²v­Z­%¬‡²f«B²K«X«, (7:182) O mükezziblere bilmiyecekleri bir cihetten istidrac yaparız.

-İstidrac, aslında derece derece çıkarmak veya indirmek demek olup bundan bir kimseyi arzusuna göre bir noktaya kadar tedricen götürüp haberi olmıyarak felakete atmak ma’nasında mütearef olmuştur ki, o kimse onu menafiine muvafık bir terakki zanneder; hakikatte ise, o onun için uçuruma sürüklenmek olur. Allah Teala’nın istidrac yapması da alettevali bir kimseye, hakkında hayırlı olmıyan ni’metler verip, onun da bunu lütuf ve tuttuğu yo­lun kendisi için iyi olduğunu zahib olarak gurur ile tuğyanını artırması ve ni­hayet bütün bir inkisar-ı hayal ile en acı ve en feci’ bir su­rette kelime-i azabın tahakkuk edivermesidir ki, bu en şedid bir azab olur. Zahiren lütuf, batınen bir kahrolmak i’tibariyle buna bir keyd tesmiye buyurulmuştur.” (E.T. 2342) (68:44 âyeti de istidrac hakkındadır.) (Deccal ve Süfyan’da istidrac, bak: 651,1725.p.lar) (6:123, âyeti de istidracla alâkadardır.)



1796- Ehadiste de istidracdan bahsedilir. Meselâ:

°v[¬T­8 «Y­;«— Ç`¬E­< _«8 _«[²9Çf7~ «w¬8 «f²A«Q²7~|¬O²Q­< |«7_«Q«# «yÁV7~ «a²<«~«‡«~ Å–¬~

­y«7 °‚~«‡²f¬B²,¬~ «t¬7«† _«WÅ9¬_«4 ¬y[¬._«Q«8 |«V«2

“Yani: “Bir kul, günahları işlemekte devam ettiği halde, dünya varlığın­dan sev­diği şeyleri ona Cenab-ı Hakk’ın vermekte olduğunu görünce bil ki, bu şüphesiz Allah Teala tarafından o kul için bir istidracdır. Yani o kulun tedricen felakete ka­vuşacağına bir alâmettir.” (174)



1797- İstidrac, bazı menfi ve aldatıcı dünyevî liderlerde olabileceği gibi, mane­viyat sahasında dahi yalnız şahsiyet ve enaniyetini kendine gaye edinen şahıslarda da olabilir.

1798- “Keramet ile müşerref olan bir şahıs, bilerek hârika bir emre maz­har olursa, o halde eğer nefs-i emmaresi baki ise, kendine güvenmek ve nef­sine ve keş­fine itimad etmek ve gurura düşmek cihetinde istidrac olabilir.” (M.32)

“Keramet ile istidrac manen birbirine mübayindir. Zira keramet, mu’cize gibi Allah’ın fiilidir. Ve o keramet sahibi de kerametin Allah’tan olduğunu bilir ve Al­lah’ın kendisine hami ve rakib olduğunu da bilir. Tevekkül ü yakîni de fazlalaşır. Lakin bazan Allah’ın izniyle kerametlerine şuuru olur, bazan olmaz. Evla ve eslemi de bu kısımdır.

İstidrac ise, gaflet içinde iken eşya-yı gaybiyenin inkişafından ve garib fiileri iz­har etmekten ibarettir. Fakat bu istidrac sahibi, nefsine istinad ve ik­tidarına isnad etmekle enaniyeti, gururu öyle fazlalaşır ki ¯v²V¬2|«V«2­y­B[¬#—­~ _«WÅ9¬~ (28:78) okumaya başlar. Lakin o inkişaf, tasfiye-i nefs ve tenevvür-ü kalb neticesi olduğu takdirde, ehl-i istidrac ile ehl-i keramet arasında tabaka-i ûlada fark yoktur. Tam manasıyla fenaya mazhar olanlar ise, onlara da Al­lah’ın izniyle eşya-yı gaybiye inkişaf eder. Ve onlar da, o eşyayı fenafillah olan havaslarıyla görürler. Bunun istidracdan farkı pek zahirdir. Zira zahire çıkan batınlarının nuraniyeti, müraîlerin zülumatıyla iltibas ol­maz.” (M.N. 227)

Mezkûr ölçüleri nazara alan müslüman, zahirde görünen her muvaffaki­yete bel bağlamaz. Çünkü Allah kulunu zorluklarla olduğu gibi, çeşitli mu­vaffakiyetlerle de imtihan eder. (Bak.İmtihan)




Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   584   585   586   587   588   589   590   591   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin