İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə906/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   902   903   904   905   906   907   908   909   ...   1221
Bir atıf notu:

-Risale-i Nur’un müceddidiyeti, bak: 2690/1.p.

3109- qqRİSALET }7_,‡ : Birisini bir vazife ile bir yere göndermek. *Peygamberlik. Büyük kitabla gelen peygamberlik. *Elçilik. (Bak : Nübüv­vet)

3110- qqRİVAYET }<~—‡ : Hikâye edilen hâdise veya söz. Bir hâdisenin başkalarına anlatılması. *Kuyudan halk için su çekmek. *Birisinin Peygambe­rimiz’den (A.S.M.) işittiklerini veya sahabeden duyduklarını başkasına anlat­ması veya nakletmesi. (Bak: Hadis)

Bir atıf notu:

-Rivayat-ül usul, bak: 954.p.

3111- qqRİYA š_<‡ : Özü sözü bir olmamak. İnandığı gibi hareket etme­yiş, iki yüzlülük etmek. İbadeti ve beğenilen iyi şeyleri, gösteriş ve kendini beğendirmek için yapmak. K.H. hadis 1401’de, riyaya şirk-i asgar deniyor. (Bak: Kibr, Tekellüf)

3112- “İnsanda ekseriyet itibariyle hubb-u cah denilen hırs-ı şöhret ve hodfüruşluk ve şan ü şeref denilen riyakârane halklara görünmek ve nazar-ı ammede mevki sahibi olmağa, ehl-i dünyanın her ferdinde cüz’î küllî arzu vardır. Hatta o arzu için, hayatını feda eder derecesinde şöhretperestlik hissi onu sevkeder. Ehl-i âhiret için bu his gayet tehlikelidir. Ehl-i mdünya içinde gayet dağdağalıdır; çok ahlâk-ı seyyienin de menşeidir ve insanların da en zaif damarıdır. Yani: Bir insanı yakalamak ve kendine çekmek; onun o his­sini okşamakla kendine bağlar, hem onun ile onu mağlub eder.” (M.412)

3313- “Riyaya dair “üç nokta” yazılacak:

Birincisi: Farz ve vaciblerde ve şeair-i İslâmiye’de ve Sünnet-i Seniyenin ittibaında ve haramların terkinde riya giremez. İzharı riya olamaz. Meğer ga­yet za’f-ı imanla beraber, fıtraten riyakâr ola. Belki şeair-i İslâmiyeye temas eden ibadetlerin izharları, ihfasından çok derece daha sevablı olduğunu, Hüccet-ül İslâm İmam-ı Gazalî (r.a.) gibi zatlar beyan ediyorlar. Sair nevafilin ihfası çok sevablı olduğu halde; şeaire temas eden, hususan böyle bid’alar zamanında itiba-ı Sünnetin şerafetini gösteren ve böyle büyük kebair içinde haramların terkindeki takvayı izhar etmek, değil riya belki ihfasından pek çok derece daha sevablı ve halistir. (Dini tebliğde aşağılık duygusuna kapıl­mamak, bak: 1882.p.)



3114- İkinci Nokta: Riyaya insanları sevkeden esbabın birincisi: Za’f-ı imandır. Allah’ı düşünmeyen, esbaba perestiş eder, halklara hodfüruşlukla riyakârane vaziyet alır. Risale-i Nur şakirdleri, Risale-i Nur’dan aldıkları kuv­vetli iman-ı tahkikî dersiyle; esbaba ve nâsa ubudiyet noktasında bir kıymet, bir ehemmiyet vermiyor ki, ubudiyetlerinde onlara gösterişle riya etsinler.

3115- İkinci Sebeb: Hırs ve tama’, za’f u fakr noktasında teveccüh-ü nası celbine medar riyakârane vaziyet almıya sevkediyor. Risale-i Nur’un şakirdleri, iktisad ve kanaat ve tevekkül ve kısmetine rıza gibi, Risale-i Nur’un dersinden aldıkları izzet-i imaniye, inşaallah onları riyadan ve dünya menfaatleri için hodfüruşluktan men’eder.

3116- Üçüncü Sebeb: Hırs-ı şöhret, hubb-u cah, makam sahibi olmak, emsaline tefevvuk etmek gibi hisler ve insanlara iyi görünmek, ta­sannu’kârane haddinden fazla kendine ehemmiyet verdirmek ve tekellüfkârane lâyık olmadığı yüksek makamlarda görünmek tarzını takınmak ile riya eder. Risale-i Nur şakirdleri ene’yi nahnü’ye tebdil ettikleri, yani enaniyeti bırakıp, Risale-i Nur dairesinin şahs-ı manevisinin hesabına çalış­ması, ben yerine biz demeleri ve ehl-i tarikatın “fena fişşeyh” ve “fena firresul” ve nefs-i emmareyi öldürmek gibi riyadan kurtaran vasıtaların bu zamanda birisi de “fena fil-ihvan” yani şahsiyetini kardeşlerinin şahs-ı mane­visi içinde eritip öyle davrandığı için, inşaallah ehl-i hakikatın riyadan kur­tulmaları gibi, bu sır ile onlarda kurtulurlar.

3117- Üçüncü Nokta: Vazife-i diniye itibariyle, nâsa hüsn-ü kabul ettir­mek, o makamın iktiza ettiği yüksek tavırlar ve vaziyetler, hodfüruşluk ve riya sayılmaz ve sayılmamalı. Meğer o adam, o vazifeyi kendi enaniyetine tabi edip isti’mal ede. Evet bir imam imamet vazifesinde tesbihatları izhar eder, isma’ eder; hiç bir cihetle riya olamaz. Fakat vazife haricinde, o tesbihatları aşikâre halklara işittirmeye riya girebildiği için, gizlisi daha sevablıdır.

3118- Risale-i Nur’un hakiki şakirdleri, neşriyat-ı diniyelerinde ve ittiba-ı sünnetteki ibadetlerinde ve içtinab-ı kebairdeki takvalarında, Kur’an hesa­bına vazifedar sayılırlar. İnşaallah riya olmaz. Meğer ki, Risale-i Nur’a başka bir maksad-ı dünyeviye için girmiş ola.” (K.L. 184)


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   902   903   904   905   906   907   908   909   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin