İstanbul ansiklopediSİ Büyük Kapalı Çarşıda Yağlıkçılarda İstanbul Hanımı



Yüklə 5,01 Mb.
səhifə67/80
tarix03.01.2019
ölçüsü5,01 Mb.
#88905
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   80

Hakkı GÖKTÜRK

EMİRGÂN CAMİİ — Hadikatül Cevâmi şu malûmatı veriyor : «... Birinci Sultan Abdülhamid Emirgânın bir köy olmasını ferman etti (B. : Emirgân); burada bir camii şerif ve bir hamam ve dükkânlar ve şâire ile küçük bir köy kurulmuş, sonra Üçüncü Sultan Selim zamanında daha ziyade şereflenip büyümüş; bu camiin mahallesi vardır..».

Tahsin Öz «İstanbul Camileri» isimli eserinde (1965) şunları yazıyor : «Emirgân İs-kelesindedir. Birinci Sultan Abdülhamid tarafından hicrî 1196 (M. 1781-1782) de yaptırılmıştır. Camiin Türkçe kapu kitabesinde : Didî târihi iimiâmın kemine bendesi Tevfik «Yapıldı mabedi nev Hak îde ecrü sevab ihsan» (1196)

«Duvarları kagir, çatısı ahşabdır; minaresi kagir ve tek şeref elidir. Büyük bir hünkâr dairesi, çeşme, muvakkithâne ve mektebi vardır».

Müverrih Cevdet Paşa Emirgân Camiinin yapılışını hicrî 1194 (M. 1780) yılı vak'aları arasında şöyle kaydediyor : «Mirgünoğlu Sâ-hilhânesi civarında bir camii şerif binasına irâdei seniye teaîlûk etmekle derhâl vaz'ı esas olunup sekiz on ay zarfında hitam bulmuşdur. Pâdişâhı enam hazretlerinin ol câyi ferahfezaya bu veçhile rağbeti meşhud olicak refte refte fırın ve hamam ve değirmen ve dükkânlar ve yollar yapılarak az vakit zarfında ma'-mur olmuşdur».

Kıble kapusunun kitabesinde camiin Bi-



EMİKGÂN

0094


' İSTANBUL

ÂMSİKLOPEDİSİ

S095 —


rinei Sultan Abdülhamid tarafından Mehmed adında ölen bir oğlunun ve bu şehzadenin anası Hümâşah kadının ruhlarını şad eylemek için yaptırıldığı kaydedilmişdir.

Deniz tarafındaki avlu kapusunun üstünde diğer bir kitabede camiin H. 1254 (M. 1838) yılında İkinci Sultan Mahmud tarafından tamir ettirildiği yazılıdır.

Camiin avlusunda su teknesi 1322 (1904) de, Mısır valisi Mehmed Ali Paşanın haremi Mümtaz Kadının kalfası Rengigül Hanımın hayır eseridir.

Camiin kargısında, meydancığın deniz tarafındaki ucunda bulunan muvakkithâne çok sonra, H. 1260 (M. 1844) senesinde Abdül-mecid tarafından yaptırılmışdır.

EMÎEGÂN CİNAYETİ — Türk sinemacılarının ve Türk sinema filmi yapıcılarının en eskilerinden 75 yaşında Halil Kâmil Bey 17 Nisan 1968 gecesi Ernirgândaki villâsında, 28 yaşındaki uşağı Karaburunlu Arif Korkmaz tarafından başı balta ile parçalanmak suretiyle öldürülmüştür. Cinayeti işledikden sonra efendisinin otomobili ile kaçan kaatü arabayı Taksim Belediye gazinosunun önünde bırakmış, hanımına : «Kocanızı öldürdüm, özür dilerim» diye telefon etmişdir; iki gün sonrada, cinayet gecesi çaldığı bir altın madalyonu Kapalı Çarşıda satarken yakaianmış-dır.

Yaşlı ve zengin maktul filmcinin kendi dâiresinde yatıracak kadar yakını olmuş genç uşağın ifâdesine göre cinayetin sebebi, Arifin vak'adan bir ay kadar önce kendi köylüsü güzel bir kız ile nişanlanması, nişan münâsebeti ile efendisine 1500 lira borçlanması, nişandan sonra efendisinin mûtad hizmetinde ihmalkârlığı, Halil Kâmilin de bu parayı ödemesi için genç adamı tazyik etmesi, Arifin alıgdığı muhabbetti muameleyi değiştirip uşağına hakaaretâmiz söyler söylemeye başlamasıdır. Kaatil genç polise verdiği ilk ifâdesinde şunları söylemiştir :

— Borcumu ödeyemeyince beni önce tahkir sonra da eşi Remziye Hanımla münasebet kurmakla itham etti. Kendisini her seferinde aşağıdan alıp teskine çalıştım; cinayet gecesi evde kimse yoktu, beni odasına çağırıp ala -cağını istedi ve «Sen hatamdan yüz buluyor-

sun ve paramı vermiyorsun, eğer çabuk para kazanmak istiyorsan, nişanlına mini etek giydirip sokağa salıver, bak nasıl zengin olursun» dedi; nişanlım için sarf edilen bu sözler, beni çileden çıkarmıştı, aşağı inip baltayı aldım ve tekrar geri geldim, , yatağında yatıyordu, başına rastgele indirdim..

Bu satırların yazıldığı sırada cinayetin adlî safhası henüz başlamamışdı. Bibi. : Günün gazeteleri.

EMİRGÂN ÇEŞMESİ — (B. : Emirgân Meydan Çeşmesi)



EMtBOÂN ÇEŞMESİ SOKAĞI — Boğa-ziçinin Rumeli yakasında Emirgân köyünün sokaklarından; Emirgân Koru Sokağı ile Doğru Muvakkit caddesi arasında uzanır iki dirsekli bir sokakdır; Emirgân Tekke Meydanı ve Sığırcık sokakları ile kavuşakları vardır (1934 B.Ş.R. Pafta 22/Emirgân). Doğru Mu* vakkit Caddesi tarafından gelindiğine göre bir araba geçecek genişlikde ve kabataş döşeli bir yol olarak başlar; 1-3 katlı ahşap ve beton, bir kaç ev arasından geçer, ve sokağa adını veren üstü kiremit örtülü taş haz-neli kitâbesiz bir çeşme görülür. Sağ kolda Adanalı milyoner Hacı Ömer'in bağçeli mükellef modern köşkü vardır, fakat bu sokak üzerindeki bağçenin arka kapusudur, asıl kapu, gaayet büyük ve mâmur olan bağçenin deniz tarafında, Boyacıköy - Emirgân yolu üstündedir. Bu malikânenin şimal kenarından dar ve isimsiz toprak bir yol ile yalı boyundaki anayolda otobüs durağı önüne inilir; Çeşme Sokağı da o noktadan öte dar ve dik toprak yol olarak devam ederek, sola bir dirsekle kıvrılır ve Emirgân Koru Sokağına kavuşur (Mayıs 1986)

Hakkı GÖKTÜRK

EMÎEGÂN TAKLALARI — Bo-

ğaziçinin Rumeli yakasında Emirgân köyünün çilek yemişi asırlar boyunca bir şöhret olmuşdu; toz penbe renginde, lezzeti ve bilhassa çok güzel kokusu ile meşhurdu; köyün kırlığı, Hacıosman Bayırına doğru çilek tarlaları ile kaplıydı. Zamanımızda eser, nişan kalmamışdır.

EMÎEGÂN GENÇLİK SPOE KULÜBÜ

—-1949 da Kemal Dalgıç, Todori Hocis ve

Hüseyin Sakaoğlu isimli kimselerin himmeti Şe kurulmuşdur; futbolcularının forma tren-gi vişne çürüğü - kavun içi'dir; sahası Balta -limanmdadır. Önceleri bir mahalle takımı olarak çalışıldı, 1950 -1951 de dördüncü kümede oynadı, ve büyük gayret göstererek bu kümede şampiyon oldu, üçüncü kümeye geç-di; 1951-1952 de de kümesinin şampiyonu olarak ikinci amatör kümeye yükseldi. 1952-1953 de bu kümede kuvvetli rakiblerle karşı-laşdı, ancak ikinci olabildi, fakat 1953 -1954 de yine küme birinciliği elde etti ve birinci kümeye girdi, ve 1960 yılına kadar birinci amatör kümede oynadı; bir kaç defa «Centilmenlik Kupası» kazandı. 1960-1961 de idare hey'eti değişikliği Emirgân takımını zayıf düşürdü ve 1964 -1965 yılında üçüncü kümeye kadar düşdü. 1965 -1966 faaliyet yılında tekrar yükselmek için yeni bir hamle yapmış bulunuyordu.

Galatasaray ve Emniyet Kulüplerinde oynayan Bülent Varol, Galata Kulübünde oynayan ve antrenörlük yapan Hüseyin Sakaoğlu }(Emirgân Kulübünün kurucularından), Fe-nerbağçe ve Beykoz kulübîerinde oynayan İsmail Âlemdaroğiu ve Galatasarayda oynayan gene millî takım oyuncusu Rahmi Kıyıcı Emirgân Gençlik Spor Kulübünden yetişmişlerdir.

Hakkı GÖKTÜRK

EMÎEGÂN HAMAMI — Boğaziçinin Rumeli yakasında Emirgânda adını taşıyan çıkmaz sokakda idi (B. : Emirgân Hamamı Sokağı) . Emirgân mîrî bir malikâne iken bir köy hâline sokulduğu sırada bir büyük cami ve meydan geşmesi ile birlikte Birinci Sultan Abdülhamit tarafından yapdırılmışdı. Hâlen mevcud değildir.

Büyük bir harnadı. «Taksim Suyu» denilen ve zamanımızda İstinye sırtlarında kaybolmuş suyu vardı, ayrıca bağçesinde iki büyük kuyudan da istifâde edilmekte idi. 1887 de Sabah Gazetesinde bu hamam hakkında şöyle bir satış ilânı görülmüşdür : «4000 zira bağ-çe içinde ikişer odalı iki menzilhânesi" olan ve iki masura suyu olan 18 kurnalı Emirgânda bir bâb yekta hamamın 4/5 hissesi satı-lıkdır».

a.-t-v«,- v - "

1949 yılında yıktırılmışdır ve yerine iki katlı bir apartıman yaptırılmışdır.

' Hakkı GÖKTÜRK

EMİKGÂN HAMAMI SOKAĞI -ziçinin Rumeli yakasında Emirgân köyünün sokaklarından, Doğru Muvakkit Caddesi üzerinde bir çıkmaz sokakdır (1934 B.Ş.R. Pafta 22/ Emirgân). Bir araba geçebilecek genişlikde paket taşı döşeli, sağa doğru kavisli dik bir yoldur; üzerinde ahşab ve beton dokuz kadar ev vardır; zamanımızda mevcud olmayan Emirgân Hamamı bu sokakda idi (Mayıs 1966).

Hakkı GÖKTÜRK

EMİRGÂN ÎLK OKULU — Boğaziçinin Rumeli yakasında Emirgân köyünde, Emirgân Mektebi ile Saf saf Sokağı kavuşağı köşe-sindedir; Mekteb Sokağına göre sed üstü bir avlu içinde iki katlı kagir bir binadır, ki bu bina 1873 de Mısır Hidivi İsmail Paşa tarafından Erkek Rüşdiyesi olarak yaptırümışdı (B. : Emirgân Rüşdiyesi). 1914 de Emirgân Numune Mektebi olmuş, 1921 de İsmail Paşa'-mn kerîmesinin adına nisbetle «Prenses Fatma Numune Mektebi» ismini almış, 1928 de adı «29. Karma İlk Okul», ve ilk okullardan numaralar kaldırıldığında «Emirgân İlk Okulu» olmuşdur.

Hâlen bu okul binası eski ve harab olduğundan ve öğrenciyi alamadığından 400 metre kadar ilerde koru içinde bir milyon liraya mal olan üç katlı, on dershaneli yeni beton bir bina yaptırılmış ve 1964 -1965 ders yılında öğretime açıîmışdır. Eski ve yeni binaları ile Emirgân İlk Okulu 15 dershaneli olup normal öğretim yapılmaktadır.

Okul Aile Birliği ve Okul Koruma Derneğinin çok faydalı sosyal çalışmaları görülmüşdür; '150 fakir çocuk dernekçe beslenip giydirilmektedir; ayrıca bütün öğrenciler beslenme eğitimine tâbi tutulmuşdur; Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından temin edilen erzak ile çocuklara boğaca, börek, pasta, kurabiye yapılmaktadır; yıllardan beri talebe velîleri tarafından kesilen kurbanların etleri ve okul mutfağına verile gelmektedir; okul mutfağında aşçı olarak Okul Aile Birliğinin üyeleri olan hanımlar çalışmaktadır; Okul Derneğinin himmeti ile 1965 -1968 ders yılında yemekhâ-

_ 5096 —


ÎSTANBtîL

ANSİKLOPEDİSİ

5097


EMÎKGÂN


neye yedi bin lira değerinde 20 masa, 100 iskemle temin edilmişdir; bin lira ile de sınıf kitablıkları yapılmışdır. Okula ayrıca bir sinema ve epidiyaskop makinası almmışdır.

Okulun bir dönümlük bağçesinde ziraat ile ilgili tecrübeler yapılmaktadır; çocuklarda hayvan sevgisini arttırmak için bir de kuşhane yapılmışdır; burada kanarya, güvercin, tavşan beslenmektedir. Bir de akvariyum vardır.

Spor faaliyeti arasında temiz bir voleybol sahası yapılmış, ping pong masaları kurul-muşdur. Bale, müzik, İngilizce kursları vardır. 1000 cildlik kitabı olan ve geçen zaman büyüyen bir kitablığı vardır; kitablıkdan velîler de faydalanmaktadır.

Yavru Kurd izci teşkilâtı da vardır.

Emirgân İlk Okulundan 1930-1966 arasında geçen otuzaltı yıl içinde 840 oğlan ve 697 kız, cem'an 1537 çocuk ilk okul diploması almışdır.

1965-1966 ders yılında 1065 öğrencisi ve 17 öğretmeni vardı; 1958 den beri de okul müdürlüğünde Bay Kemal Unsal bulunmakta idi ki okulun gelişmesinde çok kıymetli himmetleri kayde değer bir maarifcidir.



Hakki GÖKTÜRK

— Boğaziçi-

nin Rumeli yakasında Emirgân köyünün sokaklarından; Emirgân Mektebi Sokağı ile Emirgân Tekke Meydanı Sokağı arasında uzanır; Emirgân Çeşmesi Sokağı ile kavuşağı vardır (1934 B.Ş.R. Pafta 22/Emirgân). Emirgân Tekke Meydanı Sokağı tarafından gelindiğine göre bir araba geçecek genişlikde ka-bataş döşeli dik, sağa doğru kavisli bir yol olarak başlar; Emirgân Korusu Parkının ka-pusu bu sokak üstündedir, koru kapusunun önünden sola doğru sert bir dirsekle kırılır, tekrar sağa bir dirsek ve meydanımsı bir açıklıkda Emirgân Mektebi Sokağına bağlanır (Mayıs 1968).

Hakki GÖKTÜRK

KORUSU —- Boğaziçinin en meşhur korularından biridir. Kadimden beri. mîrîye âid olan bu koru Sultan Abdülaziz ta-, rafından Mısır Hıdivi İsmail Paşaya veril-mişdir; koru İsmail Paşa veresesinden Satvet Lütfi Tozan tarafınran satın alınmış ve bir

müddet sonra bu zât tarafından da D. Lütfi Kırdarm İstanbul Valiliği ve Belediye Reisliği zamanında İstanbul Belediyesine satılmışdır. Belediyece halkın faydalanmasına açılan koruya 50 kuruş ücretle girilir; isteyen aileler yemekleri ile de gelebilirler. Koruda sünger taklidi dondurma taşla yapılmış büyük bir havuz vardır; asfalt yollar tanzim edilmişdir; içinde Beyaz Köşk, Penbe Köşk, Sarı Köşk isimleri ile anılır üç köşk vardır. Bekçi - korucusu 65 kişidir, bunlar için de 20 kadar lojman yaptırılmışdır. 1936 yılından beri koruculuk yapan Mehmet Topcu'nun verdiği malûmata göre koru 500 dekar büyüklüğünde olup korudaki ağaç çeşidleri şunlardır : Çam, selvi çamı, köknar çamı, kristal çamı, İzmir söğüdü, salkım söğüd, kestane, at kestanesi, meşe, dişbudak, ıhlamur, pırnal, meyva ağaçları (Mustafabey armudu, kış armudu, erik, mürdüm eriği, kiraz, ayva, şeftali, Trabzon hurması, ceviz); çiçek olarak çeşidi gül ağaçları, leyiâk, akasya; ve süs bitkisi olarak püskül sazı (1966).



Hakkı GÖKTÜRK

EMİKGÂN KORUSU CİNAYETİ — Faili meçhul kalmış esrarengiz cinayetlerden; 23 Ocak 1965 de korunun alt kısmında sık böğürtlen çalıları kaplu bir çukurda Şişii Etfal Hastahânesi Hehşiresi Okulu öğrencilerinden 19 yaşında İlkay Borucu adındabir kızın cesedi bulunmuşdur. Bu kız, cesedin bulunduğu tarihden dokuz gün önce bir gece saat 2 de sırtında bir gecelik ile okuldan kaçmış, zabıtaca aranmakda idi. Eyubda oturan fakir bir ailenin kızı idi, aldığı 250 lira aylığın yüz lirasını annesi ile küçük kardeşine vermekde idi. Uzun boylu, vücûdu atlet yapılı kızın cesedi üzerinde siyah deri bir manto, naylon çorab-lar, süed mokasen pabuç, kısa kollu bir süe-ter, bir gecelik gömleği bulunuyordu, kolundaki «Nacar» marka saati 13,35 de durmuş-du. Cinayet en geç 48 saat içinde işlenmiş olacakdı; zabıta, İlkay'ın başka bir yerde öldürülerek korudaki bu çukura atıldığı kanaa-tina vardı. Ancak, siyah baş örtüsü dikenlere takılarak yırtılmış, deri mantosunun üç düğmesi zorlanarak koparılmış, papuçları ayaklarından çıkmış, biri cesedinin altında, öbürü ayağından az uzakda, siyah eldivenlerin bir teki cebinde, öbür teki de çalılara takılı

bulunmuşdur; cebindeki küçük çantasından da 5 kuruş çıkmışdır. İlkay'ın iki gün iki geceyi kimlerin yanında geçirdiği, üzerindeki şeyleri kimden bulup giydiği tesbit edilemedi.

Burhaneddin OLKER

EMİKGÂN MEKTEBİ SOKAĞI — Boğaziçinin Rumeli yakasında Emirgân köyünün sokaklarından; Emirgân Bostanı Sokağı ile Doğru Muvakkit Caddesi arasında köyün en uzun yoludur; Yunus Ağa Sokağı, Kestane Sokağı, Safsaf Sokağı ve Emirgân Koru Sokağı ile kavuşakları vardır (1934 B.Ş.R. Pafta 22/Emirgân). Doğru Muvakkit Caddesi tarafından gelindiğine göre, bir araba geçebilecek genişlikde ve paket taşı döşeli olarak başlar, Safsaf Sokağı ile olan kavuşağından sonra sağa doğru kıvrılır ve bir asfalt yol olur; sağ tarafı ulu çınar ağaçlan ile gölgelenmiş, çoğu ikişer katlı eski ahşab evler ve ikişer üçer katlı yeni beton yapı evler arasından geçer, sola doğru bir kavis çizerek hafifçe dikleşir; bu kısmında uçar katlı beton apartmanlar görülür; tekrar sağa bir kavis çizer ve köyün gerisindeki kırlığa çıkar, sağ kolda düz ve sol kolda yüksek çayırlar arasından geçer, sağa sola kavisler çizer ve Emirgân Bostanı Sokağına kavuşur; ki bu Emirgân Bostanı Sokağının devamı, îstinyeye doğru uzanan asfalt bir yoldur. Emirgân İlk ve Orta Okullarının avluları bu sokak üzerindedir. Sokağın Doğru Muvakkit Caddesi tarafındaki başlangıcında l tekel bayii, l kırtasiyeci, l börekçi, l bakkal, l demirci dükkânı vardır (Mayıs 1986).

Hakkı GÖKTÜRK

EMİKGÂN MEYDAN ÇEŞMESİ — Emirgânda Emirgân Camii önündeki meydan-cıkda, büyük çınarlar altında, sekiz cebheli, geniş saçaklı, kubbeli bir meydan çeşmesidir; Birinci Sultan Abdülhamid tarafından Emirgân Bağçesi bir boğaz köyü olarak kurulur iken cami ve bir hamam ile birlikde yapdı-rılmışdır; sekiz cephesinde, yüzünde mütenazır olarak dört çeşme vardır. Bütün cepheleri mermer kaplı olup Türk barok üslûbünde kabartmalarla tezyin edilmişdir. İstanbulini âbidevî sanat eserlerinden çok güze} bir çeşmedir.

Birinci Sultan Abdülhamid bu moydan çeşmesini zevcelerinden Hümâşah Kadın ile oğlu Şehzade Mehmedin ruhlarını şad etmek,

için onların adına yaptırmışdı, bu bakımdan çeşmeye «Hümâşah Kadın ve Şehzade Meh-med Çe'şmesi» adı da verilebilir. Sekiz beyitlik tarih manzumesi, iki beyit bir çeşmenin üzerine gelmek üzere yazılmışdır, metni şudur : Güzi de menbai cuyı ata serçeşnıei ihsan Sebebi atıfet zilli zalîli Mâliki Zül-men

Şehiiîşahı cihan Abdillhamîd Hânı adâletkâr Olur vasfı cemilinde zebanı nâüka elken

Bula etti bu zi'bâ eeşmeşârı mır bahşâyı Akıttı ab), nâbı ola gencide! mahzen



Befermjâıu Hûda şehzadesi Sultan Mehmedle

Hümjâşâh Valide kadın çün etti cenneti mesken

Hibe etti bu çeşme ecrini anlara câmi'veş Ola ervahı şâdü cennet olan kuşei medfen

Safâyı kalb ile Hak Pâdişâhı eyleyip dâim Kederden olalar şehziâdegânü duhterrân eymen



Bu 2İbâ 'çeşmenin her katrei âbi hesabınca Vire bari Hûda rûzi cezada ecri müstahsen

Zebanı lülesi atsana der tanhini Tevfik

«Muhaniîiıeâ aşkına iç su bu ney aynı safiden» 'll97 (M. 1783)

Çeşmenin diğer dört cephesine :

l — Pâdişâhın turasının iki yanma «Bâ-rekâlîah», «Mâşâallah»; 2 — «Ve sakaahüm rabbühüm şerâben tahûrâ» âyeti; 3 — Rabbena inne min ledünke rahmeten ve heyyilenâ emrinâ reşeden» âyeti; 4 — «Aynen .fîhâ tü-semmâ selsebilâ ve rninel mâi külleşey'in hay» âyeti yazılmışdır.

Yazılar devrin büyük hattatı Yesârî Meh-med Esad Efendinindir.

Çeşmenin suyu vaktile Taksim bendlerin-deıı geliyordu. Taksim suyunun Bahçeköyden yükselen galerisi şehre doğru yol alırken, Şişli - Büyükdere şosası üzerinde Maslak mevkiinden ayrılan BoyacıkÖy - Emirgân kolu Ernirgâna kadar iner ve bu arada bir çok çeşmelerle beraber bu çeymeyi de beslerdi. Hâlen Emirgân Meydan Çeşmesinin Taksim suyu kesilmiş, çeşmeye Kanlıkavak raenbâ suyu verilmiş bulunuyordu,

Mevkiinin letafeti çeşmenin güzelliğine ayrıca bir revnak vermişdir,

Dr. Sadi Nâzını NİIiVEN

EMİKGÂN ORTA OKULU ~ Boğaziçinin Rumeli yakasında Emirgân Köyünde, Emir-

İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ

EMİRGUNEGGLU



gân Mektebi Sokağı ile Kestane Sokağı kavu-şağı köşesindedir; sed üstü bir avlu içinde üç katlı kagir bir binadır, 1874 de Mısır Kiri ivi ismail Paşa tarafından Leylî Kız Rüşdi-yesi olarak yaptırılmışdır (B. : Emirgân Rüş-düyesi). Yatılı kısmı gereği gibi, rağbet görmediğinden 1914 yılma kadar devanı etmiş ve bu tarihde eşyası ile birli kde Bebekdeki Sa-int-Gabriel Fransız okuluna nakledilmişdir; ki bu arada Hidiv ismail Paşa tarafından okula hediye edilen bir kuyruklu piyano da gö-türülmüşdür, ve gaflet anlaşıldığı zaman geri alınamamışdır.

Okul binasının altında 14 metre boyunda, 4 metre eninde ve 4 metre derinlikde ve içinde kaynağı bulunan taş ve tuğla ile yapılmış bir ayazma - sarnıç vardır, itfaiyece tescil edil-mişdir.

1914 de Kız Rüşdiyesi Bebekdeki Fransız Okuluna nakledilince bu bina da Emirgân Erkek Rüşdiyesine verilmiş, 1928 de «28. Karma îlk Okul» olmuş, 1936 da da Emirgân Orta Okuluna çevrilmişdir. Karma olan Emirgân Orta Okulu altı dershaneli olup çift öğretini yapılmaktadır. 1985 -1966 öğretim yılında 478 öğrencisi, ücretli ve maaşlı 22 öğretmeni vardı. 1937 -1965 arasında geçen 28 yıl içinde 1810 çocuğa orta okul diploması verilmiş-dir. Okulda l laboratuvar, 2 iş atölyesi, 4049 ciltlik bir kitablık, ayrıca sınıf kitablıkları, l konferans salonu (kitablıkla müşterek) vardır. Okul Aile Birliği ve Okul Koruma Derneği tarafından 80 yoksul öğrenciye giyim ve ki-tab yardımında bulunulmuş, okul için. de önemli ders araçları temin edilmişdir.. 1966 da okul müdürlüğünde Bay Muammer Balta bulunuyordu.



Hakkı GÖKTÜRK

EMİRGÂN TEKKESİ —* Boğaziçinin 'Rumeli yakasında Emirgân Köyünde bir kaadirî dergâhı idi, âyin günü Cuma idi, «Kavaf Hüseyin. Efendi Tekkesi» de denilirdi. Emirgân-da Tekke Meydanı Sokağı adında bir sokak var ise de Emirgânm yerlisi Bay Zeki Ata-mer'in rivayetine göre bu tekke Emirgân. Çeşmesi Sokağında idi; harem ve selâmlıklı iki katlı ve sekiz odalı ahşab bir bina idi; ayrıca iki meşrutası vardı ki hâkini bir yüksek mevkide bulunan bu binalardan Boğazın harikulade lâtif bir manzarası görülürdü; tekkelerin

kapatılmasından sonra kayıtsızlık yüzünden harab olup yıkıldılar; tekkeden iz, nişan kalmadı. Yalnız; meşrutalardan biri, mesken olarak durmakta idi.

Hakkı GÖKTÜRK

EMlRGÂN TEKKE MEYDANI — Boğaziçinde Rumeli yakasında Emirgân Köyünün sokaklarından; Doğru Muvakkit Caddesi ile Emirgân Çeşme Sokağı arasındadır; Doğru Muvakkit Caddesinde olan başı yük-sekde olup kenarı demir parmaklıkla çevrili on iki adımlık kabatag döşeli daracık bir yol şeklinde başlar, sonra sola bir dirsekle kıvrılır, bir araba geçecek genişlikde kabataş döşeli dik bir yol olur ve bir meydancığa çıkar. Sokağa adını veren tekke, rivayete göre Emirgân Çeşmesi Sokağında idi (B. : Emirgân Tekkesi). Üzerindeki ahşap ve yarı kagir ve beton evlerin kapu numaraları l - 11 ve 2 - 10 idi

(Mayıs 1966).

Hakkı GÖKTÜRK


Yusuf Paşa,

EMtKGÛNE HAN — (B, Emirgûne)

EMİRGÜNEOGLU BAöÇESÎ VE YALISI — Zamanımızda Boğaziçinde Emirgân denilen köyün yeri; mîrî erâzi ve korolardan iken XVII. yüzyılın ilk yarısında Dördüncü Sultan Murad tarafından gaayetle makbul gözdesi ve nedimi İranlı bir prens olan Emirgûne Yusuf Paşaya (Yahud Yusuf Han) verilmişdi. Aslında mâmur ve çok çok güzel bir yer iken Yusuf Paşa da bir yalı yaptırmış ve bu yalıyı arkasındaki koru ile birlikde efendisi velinimeti Dördüncü Sultan Muradın mahbub-larla kurulan içki meclisleri âlemlerine tahsis etmişdi. O zamandan sonra «Emirgûııeoğlu Bağçesi» adı ile anılmaya başlanmış, bu isim de her zaman ile halk ağzında «Emirgân» olnıuşdur (B. : Emirgân; Yusuf Paşa, Emirgûne; Murad IV., Sultan).

EMÎRGÛNEOGLU BAĞÇESİ,. VE

HAMAMI — XVII. yüzyılın ilk yarısında Dördüncü Sultan Murad tarafından gaayetle makbul gözdesi ve nedimi İranlı bir prens olan Emirgûne Yusuf Paşaya verilmiş İstanbulda Kâğıdhane vadisinde bir çiftlik - malikânedir. Aslında çok güzel bir yer olan burasını


L

EMİRHAN SOKAĞI

— 5İOO —


İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

5101 —

EMÎRLER SOKAĞI


bu prenses paşa ayrıca îmar etmiş, efendisi velinimeti Dördüncü Sultan Muradın mahbub-larla kurulan içki meclisleri âlemlerine tahsis etmişdi. O devrin adamı Evliya Çelebi İstanbul civarındaki mesirelerden bahsederken, şunları yazıyor :

«... Cümle binası acem tarzıdır, dört duvarı billurdan bir de hamamı vardır; bu hamam gül gülistan içinde olup bülbüllerin yuvalarında yavrularını besledikleri hamamın içinden temaşa edilir; bu bağın dışında binlerce ulu ağaçlar vardır ki gölgelerinde cümle âşıklar cilvelenir...».

Sultan İbrahimin saltanatının hemen bağında Yusuf Paşanın îdamı üzerine bu rnâlikâ-ne pâdişâhlara mahsus emlâk arasına katıldı. Billur Hamam kaydına Evliyadan gayri bir metinde rastlanmadı (B. : Yusuf Paşa, Emir-gûne; Emirgân).

EBİİRIÎAN SOKAĞI — Beşiktaşda Dikilitaş Mahallesinin yollarından; Ihlamurda Fuiyaderesi Sokağından başlayarak Dikilitaş Mahallesinin göbeğinde geniş bir kavis çizen uzun bir yoldur; Karakış Sokağı, Dikilitaş Camii Meydanı, Âşık Kerem Sokağı, Bestegâr Sokağı, Yenigelin Sokağı, Zerde Sokağı ile kavuşakları vardır (1934 Belediye Şehir Rehberi, Pafta 20/191). Fuiyaderesi Sokağı tarafından gelindiğine göre, bir araba geçecek geri işlikde paket taşı döşeli dik bir yokuş olarak başlar; sonra asfalt yol olur, sağa sola kavisler çizerek Dikilitaş Camii Meydanı kavuşa-ğında düzlüğe çıkar; yine kavisler çizerek yeni açılmış olan Barbaros Bulvarına bağlanır. Yolun sağ tarafında diklikde çemenli yamaçlar, soî tarafında çukur bostanlar görülür. Kagir ve beton evler, beton apartımanlar arasından geçer. Dikilitaş Camii Meydanı kavuşa-guıda Milletsuyu Çeşmesi denilen bir çeşme vardır, kitabe taşında şu yazılıdır :



Hayat yaşar bu sudan

Yüklə 5,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin