Kalan zamanı, Bundan böyle geçecek her ânı



Yüklə 2,66 Mb.
səhifə16/17
tarix24.07.2018
ölçüsü2,66 Mb.
#57475
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17
Bugün yok kötü söz, kem göz, 
Haydi koyverin kendinizi minik tatlı dalgalara, 
Varın hayatın anlamına, 
Bugün yazmadım sayın, 
Okuyup değil, yaşayarak anlayın. 
(aposözü)

Gün olur toplarlar bir bir, 
Esir kamplarına, 
Adı cezaevi, aslında işkencehane, 
Bilmeden suçunu günahını, 
Koparırlar yuvandan, 
Kendini insan sananlar, 
Sen acı duydukça zevk alanlar, 
Onlar ki tarihe kapkara damga vuranlar, 
Daha onyedisindeki genci asanlar, 
Yüreğimize işlediğiniz kan oyalarıyla bugünlere geldik, 
Hâlâ o günlerin izleriyle tek tek tükendik, 
Kalan sağlar bizim, 
Kinimiz sol yanımızda, 
Katlettiklerinizin canı canımızda, 
Bir değil, bin kez öleceksiniz feryatlarımızla, 
Gün gelir CELLATLAR da ölür, 
Gün gerçek hesap günüdür. 
(aposözü)

Kendi kendine iğfal edilmiş bir ülkenin, 
Gayrimeşru çocuklarına döndük, 
Her özgürlük deyişimizde ezildik, bölündük. 
Tek bir millet iken yetmişikiye dönüştük. 
Herşey unutuldu, 
Kimine hain pusular, 
Kimine darağacı kuruldu, 
Halkım ayrım yapılmaksızın canevinden vuruldu, 
Ninnilerle uyutulduk, 
Bir köşede unutulduk, 
Yarınlar diye avutulduk, 
İğfale uğramış vatanın kimsesiz çocuklarıyız, 
Millet olarak ancak teneşirde uyanışımız. 
(aposözü)

Sana senin için ne yazacağımı bilemiyorum, 
İstersen sen söyle çekinme, 
Mesela her bakışta dalıp gittiğim gözlerindenmi başlasam, 
Ya da hani o her gülümsemende beliren gamzelerdenmi. 
Dilinden dökülen kelimelerin narinliğinimi anlatsam, 
Yoksa ilk kez şahit olduğum kişiliğin ve asaletinimi yazsam. 
Hani insan kibar olur ya, 
Bir nefes çektiğin sigaranın dahi sana hayranca dumanını vermesinimi paylaşsam. 
Bilemiyorum, 
Sen söyle herşeyini bir bir nasıl yazayım, 
Veya hiçbir şey yazmayıp sana minnet duyayım. 
(aposözü)

Gencim güzelim diye boşyere girme havaya, 
Bakarsın yıllar geçmiş dönmüşsün içi geçmiş hıyara, 
Kanma sakın örtüyor sanma yüreğini beynini, yüzündeki boyaya, 
Gün gelir benzersin kimsenin almadığı otostop yapan yolda kalmış yayaya. 
(aposözü)

Körelttiler be insanın yüreğini, 
Heves bırakmıyorlar yazmaya. 
Zaten kim anlıyor, kim tınlıyor, 
Alemin derdi beni germedi lakin, 
Susmak da bize yakışmıyor. 
Ama gel gör ki neyi dökeyim mısralara, 
Seni seviyorum demenin anlamını yitirdiği, 
Aşkı insanoğlunun çoktan bitirdiği, 
Paranın ve uçkurun peşinden gidildiği, 
Yalnızca bencilliğin bilindiği, 
Son yazmaya az kalmış dünyayımı yazayım, 
Katledilmiş doğaya mezarmı kazayım. 
Garibi yazsam kim anlıyor halden, 
Kadını yazsam bıkmış erkeklerden, 
Erkek desen arıyor olmuş anlayan kendi dilinden, 
Ey güneş boşa ışıtıyor ve ısıtıyorsun, 
Gerek duymadıkça seni arayıp soran mı var, 
Ey dünya boşa dönüyorsun, 
Sana boş, kahpe, yalan diyorlar, 
Nesini yazayım ben bu hayatın, 
Üzgünüm hiç mi hiç kalmadı tadın. 
Öyle bir sahnesinki her türlüsü oynanıyor, 
Perden inerken gerçeğe doğru boylanıyor. 
Bilmem sizler kaçıncı perdedesiniz, 
Hiç belli olmuyor, bir bakarsın gidenlerdensiniz. 
Farket dünyanın herkes için döndüğünü, 
Sarıl güneşe, yoksa anlayamazsınız birden söndüğünü. 
(aposözü)

Aşk bitti, 
Olsa dükkan senin. 
Zaten gerçeği pek aranıp sorulmaz olmuştu, 
Çakma dolu piyasa, 
Bu yüzdendir olmayışı, kalmayışı. 
Şimdi ihanet moda, 
Her renk, her desen, 
Hadi canım da desen, 
Kokusu geliyor her birliktelikten. 
Nankör her an mevcut, 
Vefasızı aramana gerek yok, 
Beliriveriyor yanı başında, 
Hele varsa üç kuruşluk çıkarı senden, 
Bakmışsın anında karşında. 
Aşk bitti, Sevgiye paydos, 
Körler dünyasında, 
Sağır sultan diyarında, 
Ağzım prangada, 
Konuşamıyorum, 
Yazıyor yazıyorum. 
Aşk bitti, 
Yürekten sevenler çoktan göçüp gitti, 
En temizleri, 
Saf ve solmazdı çiçekleri, 
Lakin çok ama çok eskidendi. 
Aşk bitti, 
Bitişiyle süveydamı yaktı kül etti. 
(aposözü)

Onca yıl yazdım, 
Yazıyorum, 
Yazacağımda. 
Peki ya anladınmı, 
Birşeyler iz bıraktımı sol yanında, 
Mesela aşk neymiş, 
Sevda uğruna nelere katlanmak gerekmiş, 
İnsan sevmek sevilmek için bir sebepmiş, 
Anladınmı. 
Düşüncelerinde, 
Sevgiliye bakışında, 
Gece başını yastığa koyuşunda, 
Neler değişti. 
Yoksa öylesine okuyup, 
Lafolsun diyemi hiç ettin şiirlerimi, 
Kırmam mı gerek kalemimi. 
Küçücük bir faydam olduysa ne âlâ, 
Aleme bakışın çarketmediyse hâlâ, 
Sana ne sevgiden, 
Adı Ha Hale, Jale ha da Mualla, 
Ben sana yazdım, 
Derdine ortak, 
Dermanına ilaç, 
Yeter ki anla, 
Sonrası benden istersen kaç. 
Şimdi düşün ve söyle, 
Deva oldummu şiirlerimle, 
Yargılan kendi kendine, 
Söyle, 
Devam edeyimmi her an birlikteliğe, 
Hayır diyorsan terketmeli sevdayı, 
Dönmeliyim içime. 
(aposözü)

Birlikteyiz aslında, hep birlikte, 
Yolculuğumuzda istikamet aynı yere, 
Kimi ön koltuklarda, 
Kimi geride. 
Farkında değiller birileri, 
Ha birinci sınıf seyahat, 
İkramlar, hediyeler, gösteriş, caka, 
Ha arka sıralarda, 
Yediği kendi hazırladığı kumanya. 
Manzara aynı, 
Aynı havayı soluyor, 
Aynı çiçekleri kokluyoruz. 
Yağmur onları da ıslatıyor, 
Güneş bizi de ısıtıyor. 
Aynaya hep birlikte bakamıyoruz, 
Bundandır sanki ayrı dünyalarda yaşıyoruz. 
Oysa varacağımız yerin adı belli, 
Olamıyoruz senli benli. 
Yaradan bir, 
Getirilecek olan tekbir, 
Melekler bizim içindir, 
Son noktayı koyacak aynı Azraildir. 
Bakarsın erkenden inen olur genç yaşta yolculuktan, 
Ya da son durağı bilmeden gider öylesine ve ölesiye korkudan. 
Aynı yolun yolcusuyuz farklarımız olsa da, 
Her nefis tadacak ve yatacak musalla taşında. 
(aposözü)

Yaşarken ki gibi olmuyor, 
Üç güne varmadan unutuluyor be insan, 
Henüz hayattayken bile, 
Ben seni unuturmuyum diye uyutuluyor be insan. 
(aposözü)

Sebebim olma, 
Sen dost arkadaş bildiğim, 
Ya hep yanımda ol, iyi kötü gün seçmeden, 
Ya da kaybol, 
Kahrolmam için sebebim olma. 
Sen, her sabah selamlaştığım güler yüzlü ihtiyar, 
Bir sabah yokolup da yakma yüreğimi, 
Hüzünlerle boğulmama sebebim olma, 
Sen küçük çocuk, 
O minicik yaşta, 
Yakalanmışsın amansız hastalığa, 
Sarıl hayata, o tatlı gamzelerle yaşa, çok yaşa, 
Bırakıp gitme gülümsemenle beni başbaşa, 
Yaşarken ölmeme sebebim olma. 
Ve sen, ey sevgili, 
Ya sev ya da terket, 
Şu üç günlük dünyada çalıp zamanlarımı, 
Boşa geçen ömür için sebebim olma. 
(aposözü)

Bu millete herşey yapabilirsiniz :
Cebindeki parayı, hakettiği maaşı eritip yokedebilir, 
Kul yetim hakkı yiyebilir, 
Senaryolarla hapse atabilir, 
Sokak ortasında çocukları vurabilir, 
İşkencelerle susturmaya çalışabilir, 
Medyayı susturur, 
Adaleti yokedebilirsiniz. 
Amaaaa :
Bu millete Atatürk'ü, Cumhuriyeti, 19 Mayısları asla ve asla unutturamaz, yüreklerinden silemezsiniz. 
(aposözü)

Unutun beni....! 
Bugünleriniz için onca dökülen kanı, 
Seyrediyorsanız karış karış elden giden vatanı, 
Hiç aklınıza gelmiyorsa uğrunuza binlerce kefensiz yatanı, 
Unutun beni. 
Emanet ettiğim gençlik sürüye karışmışsa, 
Özgürlüğünüz alınmış elinizden, cümleten alışılmışsa, 
Bana açıkça düşman olanlarla kolkola barışılmışsa, 
Unutun beni. 
Andımızı yokedenlere, 
Orman çiftliğine saray dikenlere, 
Aranıza nifak tohumları ekenlere, 
Tapıyorsa bu millet, Unutun beni. 
Ben el öpmedim öptürdüm, 
Dini alet edenlere kök söktürdüm, 
Yedi düvele önümüzde diz çöktürdüm, 
Cumhuriyeti koruyamıyorsanız unutun beni. 
Yıllar önce anlattım size bedbahtları, 
Görüyorum ki kurulmuş sultan tahtları, 
Oysa size vermiştim bu ülkenin anahtarlarını, 
Makarnaya, kömüre, patatese sattıysanız Unutun beni. 
Bir daha gelmem mümkün değil, 
İster koru beni, istersen padişahın önünde eğil, 
Gittiğiniz yol değil, parçalanmaya meyil, 
Damarlarınızdaki asil kan kuruduysa unutun beni, 
Ben ki adım Mustafa Kemal, 
Kalmadıysa yüreklerde şekil, şemal, 
Etmem size hakkımı sonra helâl, 
Duymuyorsanız sesimi, 
Boşa ziyaret etmeyin kabrimi, 
Söküp atıyorlarda sizdeki beni. 
Alın anıttan, 
Götürün memleketimin en ücra köşesine, 
Gömün beni. 
Sizler vermiştiniz ya, 
Atatürk lakabımı söylemiyorsa birileri, 
İnkâr ediliyorsam, bilmiyorlarsa atasını ceddini, 
Unutun beni. 
(aposözü)

Önce ellerimi öldürdünüz, 
Yazmayım diye, 
Dokunamayım sevgiliye, 
Sonra ayaklarımı, 
Koşamayım özgürlüğe, 
Gözlerim görmese de olur artık, iğrençlikleri, 
Duymasam daha iyi ihaneti anlatan sözleri, 
Havada leş kokusu var, 
Hissedilmiyor asla, çoktan katlettiniz laleleri gülleri. 
Bir yürek kaldı elde, sessizce atan, 
O da sol yanımda, sakıncalı, içinde gizli sevdalar özlemler yatan, 
Uğruna paramparça olduğumsa bu vatan, 
Neyleyim baharı, yazı, 
Ömrün çoğu gitmiş kalmışsa azı, 
Aşık bile bıraktıysa elindeki sazı, 
Gönülde inceden bir sızı, 
Çöle dönmüşken halkımın hayatı, 
Ben susayım da kimler konuşsun, 
Direnmeyim de, meydan hainlerden mi oluşsun. 
Elde kalan bir yürek, 
Ölene dek direnecek, 
Bağımsızlık uğruna bilenecek, 
Ve birgün mutlaka dur diyecek. 
En güzel günlerin katilisiniz, 
Bir kez geldiniz, bin gideceksiniz. 
(aposözü)

Bu el ile yazardım sevgiliye, 
Çiçekler sundu bu el, 
Vedalarda sallandı, 
Gün oldu yumruk oldu, şahlandı arşa doğru, 
Çocukların saçlarını, 
Sokaktaki bir başına kediyi, 
Bazen de sevdalıyı okşadı bu el, 
Yazdı, 
Ona tüm mevsimler yaz'dı, 
Şimdi o ve yüreğim Ata'ma kelepçeli, 
Ve ben doğarken uzatmışım sevgiye, hoşgörüye, özgürlüğe ellerimi. 
(aposözü)

Yaradanın yarattığı, 
Ey mübarek insan, 
Yalnızca bugün değil, 
Yaşattığı her gün mübarek. 
Hâlâ bilmiyorsan Cuma'ların farkını, 
Biraraya niçin gelinir bilmen gerek. 
Dargınlıkların olmadığı, 
Fitne fesatın karışmadığı, 
Birbirinin kuyusunun kazılmadığı, 
Yalnızca kendin için yaşanmadığını, 
İbadeti içine sindirerek hep birlikte olman gerek. 
Allah'ın mabedinde, 
Sen yine para pul derdinde, 
Bedenin orada, aklın şeytanın elinde, 
Hakimiyetin yoksa dilinde, belinde, 
Ne ararsın kulların ibadethanesinde. 
Aldığın her nefese şükretmiyorsan, 
Cuma çıkışında özüne dönmüyorsan, 
Dünya fâni, Lakin sen görmüyorsan, 
Bir değil, bin Cuma etmez sana fayda, 
Rabbim aklına gelmesin, Yalnızca kaldığın zaman darda. 
Bugün bir kul olarak git ve sarıl, dosta düşman sandığına, 
Cuma'lar kardeşlik içindir,
Yine de anlamıyorsan, aklın anca gelir başına, yapayalnız kaldığında, 
Her ânını Cumalar hürmetiyle, 
İnsan olmanın hürriyetiyle, 
İmanının kuvvetiyle, 
Hissetmen gerek, 
Tüm Cumalar cümlemize olsun mübarek. 
(aposözü)

Sözde İstanbuldayım, 
Lakin İstanbul bende değil. 
Yedi tepe saklanmış sandım, 
Oysa beton surların kalmış gerisinde. 
Sandal sefaları mazide, 
Hani yürürdüm ya Levent ten Samiyene, 
Ah o İstanbul şimdi nerde. 
Üsküdar'a gideriken yağmur almıyor artık, 
Nerede o günler ki, heybelide mehtaba çıkardık, 
Koskoca padişahın onca zorluklarla fethettiği bu şehirde, 
Adı konmuş bir köprü ve denizin dibinden karşıya uzandık. 
İstanbul yine bizim olsa da, bende değil, 
Yedi düvelden insanlara olmuş esir, 
Çamlıca yolunda, aşığı kolunda şarkıları çalmıyor, 
Herkes kendi derdinde, başkası için nefes almıyor. 
Çok ama çok büyümüşsün ey İstanbul, 
Beni unutacak, beni yutacak kadar, 
İster ara sor beni, bulabilirsen bul. 
Sözde İstanbuldayım, o benden bihaber, 
Eski aşkımızın adına, 

Yüklə 2,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin