Kur’an-i kerim allah’i nasil tanitiyor



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə9/40
tarix17.01.2019
ölçüsü1,65 Mb.
#98439
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   40

Es-Samed

Kur'ân'da'yalnız bir defa geçen bu isim (ihlâs, 2), Halîmî'ye (403/1012} göre "ihtiyaçlar için kendisine yönelmen" demektir; çünkü O buna lâyıktır. O'ndan sapanların sapması, O'nun is­tihkakına halel getirmez. İbn Abbâs'dan, "seyyidlikte, kâmil olan Seyyid, şerefte kâmil şerif, azametinde kâmil, hilmin-de kâmil gınasında kâmil, ilminde kâmil, ceberûtunda kâ­mil olan Allah'tır" rivayeti gelmişir. Yine İbn Abbâs'dan "boş­luğu olmayan" rivayeti vardır. "Doğmayan, doğurmayan, dengi olmayan, yemeyen, içmeyen, içinden bir sey çıkma­yan, yaratıklarından sonra bakî kalan" gibi mânâlar da nak­ledilmiştir.314

Samd masdarından ism-i meful mânâsında olan Samed, Arapça'da insanlar hakkında da kullandığı için, Cenab-ı Hakk için eliflamlı olarak gelmek suretiyle hasr ifade etmiştir. "Allah, Samed Allah'tır" fe.315

El-Hayy

Hayy, hayat kelimesinden sıfattır. Hayat sahibi, diri de­mektir. Ebû Süleyman el-Hattabî (388/998). "Allah'ın sıfatlan içinde Hayy, devamlı var olan, hayat ile mevsuf olan, haya­tı ölümden sonra çıkmamış olan ve de hayattan sonra ken­disine bir ölüm arız olmayacak olandır. Diğer canlıların ha­yatına iki ucunda ölüm arız olur" der.316 Her canlının hayatı, kendine göre hakikattir. Allah'ın hayatının ise hiç bir benzeri yoktur.317 Allah olmasaydı, ne hayat olurdu, ne hayattan eser olurdu, ne de varlıktan.318 Şuursuz, ilimsiz, kudretsiz hayat, Al­lah için tasavvur edilemeyeceğinden bu sıfat, Allah'ın ilim, ira­de ve kudretinin de esasıdır. Hayat varlığa ait bir kemâldir.319

Allah'ın zihinlerin dışında, hakîkî olarak var olması, Hayy olmasıyla mümkündür. Eski Yunan filozoflarının dediği, tanrısız dinlerdeki, mitolojilerdeki hayatiyeti olmayan tanrı, Kur'ân'da yoktur.320 Hayattan mahrum olanda kemâl düşünülemez.

Hayy Allah'ın vasfı olarak beş âyette zikredilir. Hepsinde de elİflâmhdir. (Furkân. 58; Tâhâ, İl; Bakara, 255: Al-i İmrân, 2; Mümin, 65). Bu âyetlerde geçtiği üzere, bu ilâhî vasıf,ya "ölümsüz" sıfatıyla, ya hasr ifadesiyle veya el-Kayyûm isminin iktiranıyla bildiğimiz di­riler gibi bir dirinin değil, müteâl bir Zat'ın karşısında olduğu­muzu bize hatırlatır.321



El- Kayyûm, El-Kâim

Kayyûm, kıyam masdarından kâimin fey'ûl vezninde mü­balağa siğasıdır. Halîmî'den "mahlûkâtmdan her şeyin üze­rinde kâim olan, dilediği gibi, onları idare eden" mânâsı; Hattâbî'den "zeval bulmayan devamlı kâim" mânâsı gelir. "Her şeyin gözetimini üzerine alan" mânâsı da zikredilir. Âyetteki Kayyûm ismini, müteakiben gelen "O'nu ne bir uyuklama tutar, ne bir uyku" ibaresiyle de açıklamışlardır.322 Her şeyin hıfz, himaye, rızık, tedbir ve tasrifini istediği şekilde idare eden demektir.323 Cenab-ı Hakk, kendi kendine vardır. Kendi zatıyla sabittir. Onsuz bir şeyin varlığı ve varlığının deva­mı düşünülemez. O'ndan gayrisi ise O'nunla varlıkta kâim ve sabit olmaktadır.324

Kur'ân'da Kayyûm vasfı üç defa geçer. Her defasında ıtlak ifade ederek eliflamlı gelir, el- Hayy ismine mukârin olur (Tâhâ, 73; Bakara, 255; ai-i imrân, 2).325Bu ismin ism-i âzam olduğu rivayetleri de vardır.326

Kâim, "hıfzeden, bilen, görüp gözeten" mânâsında (Ra'd, 33) âyetinde geçmektedir.327



El-Hakk

Allah'ın vasfı olarak varlığı gerçek olan,328 inkârı mümkün olmayan hikmetinin iktizâsına göre eşyayı var eden329 ulûhiyetihakk olan,330 son derece âdil yahut hakkı izhâr eden331 mânâ­larını ifade eder.332 Her hakîkat bu büyük hakîkata dayanmak­la, Allah'ın hakkın kendisi olmasıyla ayakta durur.333 Hakk olan her şey O'ndandır ve O'na bir nisbet taşır".

Hakk ismi Kur'ân'da şu âyetlerde yer alır; Hacc, 6,62; Lokman, 30; Nûr, 25; Fussilet, 53; Tâhâ, 114; Kehf, 44; Mü'minûn, 116; Yunus, 30.334

El-Evvel

Evvel kelimesi lisanda zaman veya rütbe bakımından önce geçen kimseyi tavsif eder. Allah "bütün mevcudattan önce­dir. Allah her şeyden hatta zamandan da önce olan mevcûddur. Çünkü var olanları yaratan Allah'tır."335 Halîmî der ki: "Evvel, öncesi olmayan, âhir sonrası olmayandır. Çünkü Önce ve sonra nihayettirler."336 Allah'ın evvel oluşu, ikincisi olması mânâsına değil, her şeyi geçmesi manasınadır. Her sabık O'nun evveliyetinde nihayetlenir.337

el- Evvel ism-i şerifi Kur'ân'da Hadîd suresinde eliflamlı olarak bir defa geçer (57, 3). Kıdem adıyla bilinen Allah'ın sıfatı, bu evvel isminden alınmıştır.338

El-Âhir

el-Âhir, varlıkların yok olmasından sonra bakî kalandır, müsebbebât kendinde son bulandır. Allah'ın mercî' ve masîr olması manasınadır.339 Nitekim Hz. Peygamber (sav) bir hadis-i şe­rifinde %..) Allahım Sen evvelsin ki Senden önce bir şey yoktur; âhirsin ki senden sonra bir şey olamaz (...)" buyura­rak bu mânâyı açıklamıştır.340

Âhir kelimesi Allah'dan başkaları hakkında mevsufla kayıtlı olarak geldiği halde, Allah hakkında geldiği Hadid, 55. âyetin­de elifîâmlı olarak mutlak gelir. "Odur Evvel- Âhir ve Zâhir-Bâtın" Öbür zıt sıfatlar gibi, bu da mukabili ile birlikte kullanıl­malıdır. Evvel Âhir şeklinde.341 Allah'ın beka sıfatı el-Âhir ismi­ne raci olmaktadır. Nitekim "(...) O'nun vechinden başka her şey yok olacaktır (...)" (Kasas, ss). "Allah daha hayırlı daha hâ­kidir" (Tâhâ, 73); "(Yer) üzerinde bulunan her şey yok olacak­tır. Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin Zatı baki kalacak­tır" (Rahman, 26).342

Fa'âlûn Li Mâ Yurîd, Fâilûn

"Fa'âîun li mâ yurîd", irade ettiklerini yapan demektir, Fa'âl yapan mânâsına gelen failin, tekerrür, devamlılık ve mü­balağa ifade eden siğasıdır. "Devamlı olarak, kesintisiz ve mükemmel tarzda yapan" demek olur.343 Halîmî, "istedikçe bir işten sonra bir başka iş yapan; bir işi yapınca, diğerin­den âciz kalan mahluklar gibi olmayandır" der.344

Allah Teâlâ'nın bu ismi aynı kökten gelen fiil şekilleriyle daha Çok bildirilir (Bakara, 253; AH İmrân, 40; Hacc, 14 vb).

Fa'âlün li mâ yurîd, Kur'ân'da Allah'ın, hem kudretiyle hem de iradesiyle ilgilidir. Kur'ân'da Murîd isminin geçmeyişi-ne rağmen yefalü mâ yeşşâ, yefalü mâ yürid, Allah dilediğini yapar fiilleri ile, Allah'ın hiç bir kayda bağlı olmayan irade sıfa­tı, gereği kadar anlatılmaktadır. Bazı filozofların dediği gibi "Al­lah bu kâinatı bir defa yaratmış, artık bir daha karışmıyor" şeklinde bir ulûhiyet anlayışını Kur'ân, Allah'ın bu ismiyle red­detmiştir. Allah her an hikmetine uygun olarak yaratır, yapar ve bir işte bulunur (Rahman, 29). Çünkü Kur'ân, mücerret ve nazarî bir tanrılık anlatan bir teoloji kitabı değil, daima işte faal, yarat­makta olan, yarattıklarını varlıkta tutan, onların her türlü imdat ve ihtiyaçlarına yetişen, dualarına icabet eden, onları sıkıntıdan kurtaran bir Allah tanıtmaktadır.

Fâilûn, fâü'in cemisidir. Üç âyette azamet cemi olarak Al­lah'ı tavsif etmektedir (Enbiyâ, 17,79.104).345


Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   40




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin