LUTFAUHAN
İran'da hüküm süren Zendler'in son hükümdarı (1789-1794) 194
LUTFI
(ö. 897/1492 ) Çağatay şairi.
Doğum yeri genellikle Herat kabul edilmektedir. Janos Eckmann doğum tarihini 768 (1367) olarak gösterirken İsmail Hikmet Ertaylan 757 (1356) yılında dünyaya gelmiş olabileceğini söyler. Nevâî'nin gerek sûfiler tezkiresi Nesâyimü'l-mehab-be'de gerekse şairler tezkiresi Mecali-sü 'n-nefâis'te verdiği bilgilere göre Mev-lânâ Lutfî. gençlik yıllarında iyi bir tahsil görüp Arapça ve Farsça ile zahirî ilimleri öğrendi, ardından bâtınî ilimlere yöneldi. 1411 yılında Şîraz Emîri İskender Mirza'-nın yanında bulundu ve onun emriyle ilk eseri olan Gül ü Nevruz adlı mesnevisini kaleme aldı. Bu mesnevide kendisini İskender Mirza'nın "eski kulu" olarak nitelendiren Lutfî, birkaç yıl sonra İskender Mirza üzerine yürüyen Şâhruh Mirza ile birlikte Herat'a döndü. Burada devrin önde gelen sûfîlerinden Şehâbeddîn-i Hıyâ-bânîye intisap ederek (1414 dolaylarında) tarikat ve sülük âdabını öğrendi. Hayatının sonuna kadar dervişlik yoluna bağlı kaldığı rivayet edilir. Ali Şîr Nevâî'nin bildirdiğine göre doksan dokuz yıl ömür süren Lutfî, Herat yakınlarındaki Dih-i Kenar köyünde vefat etti ve oraya defnedildi.195
Lutffnin doğum tarihi gibi ölüm tarihi de kesin olarak belli değildir. Zeki Velidi Togan'ın belirttiğine göre ölüm tarihi hakkında tek kayıt, yegâne nüshası Kadı Kelân Kütüphanesi'nde bulunan Abdul-lâh-ı Kâbilî'nin Tezkiretü't-tevârîh adlı eserinde yer almaktadır. Burada Lutfî'nin 17 Şaban 897 (14 Haziran 1492) tarihinde vefat ettiği kaydedilmektedir. Zeki Velidi ile İsmail Hikmet Ertaylan da bu tarihi kabul ederler.196 Bu tarih doğru ise doksan dokuz yıl yaşadığına dair Ali Şîr Nevâî'nin verdiği bilgi de göz önüne alındığında Lutfî'nin 798 (1396) yılında doğmuş olduğu söylenebilir. Janos Eckmann onun ölüm tarihini 867 (1463) olarak göstermiş 197 Hofman ise 1465-66 veya 1492 tarihlerini vermiştir.198
Lutfî Timur, oğlu Şâhruh, onun oğlu Baysungur Mirza, oğlu Ebü'l-Kâsım Bâ-bûr, Mîrân Şah'ın torunu Ebû Said Mirza Han, Baysungur'un oğlu Alâüddevle Mirza ve Ömer Şeyh'in oğlu İskender Mirza'-nin hizmetinde bulunup onların iltifat ve himayelerini görmüştür. Divanında Tl-murlu mirzalardan bazıları hakkında yazdığı kaside ve gazeller mevcuttur. Safiy-yüddin, Letâ'ifü't-tavâif adlı eserinde onun Baysungur Mirza'nın "terbiye-ker-desi" olduğunu kaydetmiştir.199
Lutfî'nin şairliği hakkında ilk kayıt Devlet Şah tezkiresinde yer almaktadır. Nevâî de. "Mevlânâ Lutfî kendi zamanının me-likü'l-kelâmı idi. Farsça ve Türkçe şiir söylemede benzeri yoktu, fakat Türkçe şiirde şöhreti daha fazladır ve Türkçe divanı meşhurdur" demektedir.200 Nevâî, Hûlât-ı SeyyidHa-san Big risalesinde 201 Seyyid Hasan Big'in Mevlânâ Lutfî'yi beğendiğini ve Türkçe şiirlerinden beyitler okuduğunu, Hâlâl-ı Pehlevân Muhammed risalesinde şiirleri "zaman sayfasında geçen" şairlerden İlk akla gelenin Lutfî olduğunu kaydeder. Muhâkeme-tü'I-Iugateyride Timur devrinden onun halefi ve oğlu Şâhruh devrinin sonuna kadar Sekkâkî, Haydar Hârizmî, Atâî, Mukîmi, Yaklnî, Yûsuf Emîrî, Gedâ-yî gibi Türkçe şiir söyleyen pek çok şair yetiştiğini, fakat Farsça şiir söyleyen şairler arasında Mevlânâ Lutfî'den başka okunmaya değer şair bulunmadığını belirtir. Lutfî, doksan yaşlarını aştığı yıllarda büyük üstadı Hazret-i Mahdûmî (Molla Abdurrahman-ı Câmî) hakkında "sühan" redifli Farsça bir kaside yazıp ona ithaf etmiş ve bu şiir çok beğenilmiştir. Câmî. Lutfî'nin "âfitâb" redifli Farsça bir mat-laını gazel şeklinde tamamlayarak kendi divanına almıştır.202
Orta Asya klasik Türk edebiyatının ilk büyük şairi olan Lutfî asıl gücünü gazelle-riyle tuyuğlannda göstermiştir. Dili sade ve ahenkli olup klasik mazmun ve imajları ustalıkla kullanmış, şiirlerinde halk inançlarına, örf ve âdetlerine yer vermiş, bazı tarihî olaylara telmihlerde bulunmuş, yer yer kendi hayatına temas etmiştir. Şiirleri XV. yüzyıl başlarında Mâverâün-nehir, Horasan ve Irak'ta şöhret kazanmıştır.
Eserleri.
1. Gül ü Nevruz. Lutfî'nin ilk eseri olan bu mesnevi, Celâleddin Tabîb'in 734 (1334) yılında yazdığı aynı addaki Farsça mesnevinin Türkçe'ye tercümesidir. Lutfî, mesnevisini Ömer Şeyh Mirza'-nın oğlu Şîraz Emîri İskender Mirza'nın emriyle 814'te (1411) kaleme almıştır. "Mefâîlün mefâîlün feûlün" vezninde ve 1228 beyit hacmindeki mesnevide doğuya mahsus bir aşk hikâyesi anlatılmaktadır. Şairin Çağatay edebî diline hâkimiyetiyle dikkat çeken mesnevi hikâye tekniği ve ifade güzelliğiyle de üstün bir eserdir. Eserin pek çok nüshası bulunmaktadır.203
2. Divan. Lutfî'nin bu hacimli divanında bir tevhid, bir na't, dört kaside, 361 gazel. 113 tuyuğ ve elli yedi müfred yer almaktadır. Bilinen yirmi kadar nüshası muhteva ve dil bakımından farklılıklar göstermektedir. 204
3. Zafernûme. Lutfî'nin elde bulunmayan bu kitabının tarihçi Şerefeddin Ali Yezdî'nin aynı addaki eserinin Türkçe'ye tercümesi olduğu tahmin edilmektedir. Nevâî, Zafernâme'nın 2000 kadar beytinin müsvedde halinde kaldığını ve temize çekilmediği için şöhret bulmadığını belirtmiştir.205
Nevâî Lutfî'nin Farsça şiirler yazdığını, ancak bunların Türkçe şiirleri kadar meşhur olmadığını söylemektedir. Şiirler bir divanda toplanmadığı için günümüze ulaşmamıştır. Hâfiz-i Şîrâzî ve Kemâl-i Hucendî'yi örnek alan bu şiirlerden bir kısmına bazı mecmualarda rastlanmaktadır. Edgard Blochet, Lutfî'nin Seyfü'l-müîûk ve bedîu 'l-cemâl adlı bir mesnevisinin bulunduğunu kaydetmişse de 206 M. Fuad Köprülü bunun doğru olmadığını söylemiş 207Günay Karaağaç da eserin Meclisfye ait bulunduğunu tesbit etmiştir.208
Bibliyografya :
LütfiDiuanı(haz. İsmail Hikmet Ertaylan}, İstanbul 1960, s. 1, 9; a.e.: Giriş-Metin-Dizin-Tıpkıbasım (haz. Günay Karaağaç), Ankara 1997, tür.yer.; Abdurrahmân-ı Câmî. Dîuân, Tahran 1341, s. 360; Ali Şîr Nevâî, Hutbe-i Devâvtn, TSMK, Revan Köşkü, nr. 808, vr. 4b-5b; a.mlf., fiesayimü'l-mehabbe min şemayimi'l-fütüv-ue, TSMK, Revan Köşkü, nr. 808, vr. 169a (haz. Kemal Eraslan, Alî Şîr Nevâyî, riesâyîmü'i-ma-habbe min şentâyimi'l-fütuuue,), Metin, Ankara 1996): a.mlf.. Mecâlisü'n-nefâis, TSMK, Revan Köşkü, nr. 808, vr. 668b-669° (haz. Kemal Eraslan, AlîŞ"r Nevâyî, Mecâlisü'n-nefâyls, c. [-11, Ankara 2001); a.mlf.. Hâlât-ı Seyyİd Hasan. Bıg, TSMK, Revan Köşkü, nr. 808, vr. 735° (haz. Kemal Eraslan, "Nevâyî'nin Hâlât-ı Sey-yid Hasan Big Risâfesi", TM, XVI |I97i|,s. 89-110); a.mlf., Hâlâl-t Pehleuân Mtıhammed, TSMK, Revan Köşkü, nr. 808, vr. 740ab (haz. Kemal Eraslan, "Alî Şîr Nevâyî'nin Hâlât-ı Peh-levân Muhammed Risalesi", TM, XIX [ 19Ö0J. s. 99-164]; a.mlf., Muhâkemetü'i-lugateyn, TSMK, Revan Köşkü, nr. 808, vr. 781" (haz. F. Sema Barutçu Özönder, Alt Şîr Meüâyî, Mu-hakemetü'l-lugateyn, İki Dilin Mukayesesi, Ankara 1996); Devletşah, Tezkire (trc. Necati Lu-gal), İstanbul 1967, IV, 572; Safiyyüddin, Letâ'i-fü'Hauâ'if (trc. Ch. Schefer), Paris 1883-85, I, 105; Sekkâkî, Dîuân-ı Sekkâkî, British Museum, On, nr. 2079, vr. 2" b(haz. Kemal Eraslan,Meüiâ-nâ Sekkâkî Divanı, Ankara 1999); Handmîr. fia-bîbü's-siyer.Tahran 1271, III, 199; Zeki Velidî Tbgan, Çagataİskiipoet Lutfıy i ego Divan, Kazan 1914; J. Eckmann."Die Tschaghataische Literatür", Ph.TF, II, 304-402; H. F. Hofman, Turkish Literatüre a bio-bibliographical sur-uey, ütrecht 1969, section III, part I, volume 4-6, s. 63; Kemal Eraslan. "XV. Yüzyıl Çağatay Edebiyatı", Büyük Türk Klâsikleri, İstanbul 1986, III, 72-79; İsmail Aka, Timur ue Devleti, Ankara 1991, s. 137; a.mlf., Timurlular, Ankara 1995, s. 90, 197; Adnan İnce, "Gül ü Nevruz Mesnevileri ve Sâbir'in Eserinden Seçme Beyitler", raB/\,XXII(1998).s. 103-131;M.Fuad Köprülü, "Çağatay Edebiyatı", İA, III, 291-292. Kemal Eraslan
Dostları ilə paylaş: |