M ustaosmano⁄lu kopya



Yüklə 0,94 Mb.
səhifə17/25
tarix26.04.2018
ölçüsü0,94 Mb.
#49045
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   25

26- İBADET


ŞEYH EFENDİ - Biz insanlara, bize ibadet edin, demiyoruz ki.

BAYINDIR - Siz herhalde ibadetin ne ol­duğunu bilmiyorsunuz. Söyler misiniz bana, mürit şeyhin yanında nasıl olmalıdır?

ŞEYH EFENDİ- Bak, şimdi sana müridin adâ­bını söyleyeyim de içinde ne varsa ortaya dök.

Müridin inancı şöyle olmalıdır: "Ben ancak bağlı bulunduğum şeyhim ile hedefime ulaşa­bilirim123."

Haklı dahi görünse mürîdin üstadına itirazı ha­ramdır124.

Hz. Musa ile Hızır aleyhisselam kıssasında ol­duğu gibi şeyhe itiraz çok çirkindir. İtirazcının özrü kabul edilemez. İtirazdan doğan ayrılığın ilacı yoktur. Bu itirazın zararı, mürit üzerine akan feyzin kapanmasıdır125.

Müride lazım olan şartlardan biri de şeyhin emrettiği şeyleri tevil etmeyerek ve geciktirmeye­rek yapmasıdır. Zira tevil ve geciktirme bü­yük ke­sintiye sebeptir126.

Adabtan biri de şeyhinin sevmediği hoş­lan­madığı şeylerden kaçınıp, şeyhinin güzel ahlakına ve yumuşaklığına aldanıp da sevmediği şeyleri yapmamasıdır127.

Şeyh müride bir şey telkin ettiğinde devamlı onunla meşgul olmalı ve kalbine hayır ve şer bir şey getirmemelidir128.

Sadık müridin sermayesi sevgi ve bağlılık­tır. İnatlık asasını ve muhale­fet sevdasını bı­rakıp şeyhin emri al­tında sükunettir. Tarikata sevgisi ve şeyhine bağlılığı artan mürit tarikatta kalmaktan emin olur129.



BAYINDIR- Yani kısaca mürit şeyhinin kölesi olacak. Hatta köleden de öte bir bağlılığı olacak. Çünkü köle efendisine zaman zaman baş kaldırır, baş kaldıramasa bile içinden homurdanır ama mürit hem içi ile hem de dışı ile şeyhin tam kölesi olacak. Şeyhin emri altında sessiz sedasız beklerse tari­kattan atılma kor­kusu olmayacak.

ŞEYH EFENDİ- Mürit şeyhinin terbiye­sinde ölü yıkayanın elindeki ölü gibi olmalıdır ki, şeyh, mü­ride istediği gibi hareket edebilsin130. Mürit tam bağlı olmazsa şeyh onu nasıl yetişti­rebilir?

BAYINDIR- Bağlılığın da bir sınırı var. Burada bütün sınırlar aşılıyor. İnsanları ken­dine köle eden bir tek peygamber yoktur. Böyle bir şey Kur'an'a temelden karşıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

"Hiçbir insanın hakkı yoktur ki, Allah ona Kitap, doğru bilgi ve peygamberlik versin, o da tutsun halka, "Allah'tan önce bana köle olun" desin. Onun diyeceği şudur: "Kitabı öğrettiği­nize ve okuduğunuza göre katıksız olarak Rabb’e köle olun". (Al-i İmrân 3/79)

Diyorsunuz ki, eğer müridin şeyhine bir iti­razı olursa bunun ilacı yoktur. Bunun için kölelik keli­mesi de yetersiz kalır. Peki bu, şeyhe ibadet de­ğildir de ya nedir?



MÜRİT- Bunun neresi ibadettir, Allah aş­kına!

BAYINDIR- Evet sadece ibadet yok, isti­âne (yardım isteme) de var. Her ne kadar günde kırk kere Fatiha suresini okuyup" (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden istianede bulunuruz." Deseniz bile söylenenlerde hem Allah'tan başkasına ibadet var, hem de Allah'tan başkasından istiane.

MÜRİT- Çok ağır bir ithamda bulundunuz. Beş vakit namazını kılan, gece teheccüd na­mazına kalkan, bu kadar zikirler yapan, İslam'a hizmet için müesseseler kuran bu insanları o şekilde itham edemezsiniz?

BAYINDIR- Sizi Allah'ın açık ayetlerine çağırı­yorum. Beni suçlayacağınıza kendinizi düzelt­meye çalışsanız daha iyi olmaz mı? Biraz dü­şün­seniz sizin en büyük dostunuz olduğumu ko­lay­lıkla anlarsınız. Bana karşı çı­kacağınızı ve sert tavırlar koyacağınızı bile bile düştüğünüz bu kötü durumu size göstermek için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.

MÜRİT- Bunca kâfirler var, niye onlarla mü­ca­dele etmiyorsun da, Müslümanların birlik ve bera­berlik içinde olmak zorunda olduğu şu gün­lerde bize saldırıyorsun? Bu kadar iyi işler ya­pan insanları yok etmekle ne elde edeceksin?

BAYINDIR- Yeryüzünde iyi iş­lerle meşgul in­sanlar çoktur. Japonların, Amerikalıların ve Avrupalıların içinde insanlığın hayrı için gece­sini gündüzüne katıp çalışan insanların sayısı az değildir. Hıristiyan keşişler mala, evlilik ha­yatına ve dünyalıklara karışmamak ve ömürle­rini sırf iba­detle geçirmek için dağların ıssız tepelerinde ku­rulu manastırlara kapanırlar ama itikatlarını şirkten kurtaramadıkları, Hz. İsa'yı Allah'ın oğlu bildikleri için onları hak yolda kabul edemeyiz.

İnanç çok önemlidir. İnsanın se­vap namına bir şeyi olmasa da şirk­ten uzak bir inancı olsa ve tevbe etmeden ölse Allah bu şahsın günahlarını bağışlayabilir. Çünkü o, şöyle buyurmuştur:



"Allah kendisine ortak koşulmasını bağışla­maz, bunun dışında olanı dilediği kimse için bağışlar." (Nisa 4/48)

İşte başkasına köle olmamızı ka­bul etme­yen Allah'ın Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sel­leme emri:



"De ki: "Ey cahiller! Şimdi bana, Allah'tan baş­kasına kölelik etmemi mi emrediyorsunuz?"

Sana da, senden önceki elçilere de şu mu­hak­kak vahyedil­miştir: "Hele bir şirke düş; amelin ke­sinkes yanar ve sen kaybeden­lerden olursun."

"Hayır; yalnız Allah'a kölelik et ve şükreden­ler­den ol."

Onlar Allah'ı gereği gibi değer­lendiremediler. Oysa ki kıyâmet günü, bütün yer­yüzü onun avucunun içinde olacak, gökler onun sa­ğında dürülmüş bulunacaktır. O, ortak koştuk­larından uzak ve yücedir." (Zümer 39/64-67)

MÜRİT- Elimizdeki meallerde kulluk kelimesi kullanılıyor, ama sen onun yerine "kölelik" keli­me­sini kullanıyorsun. Bu yaptığın doğru mu?

BAYINDIR- Türkçe’de "kul" ile "köle" aynı an­lamdadır. Yunus Emre;

Tapduk’un tapusunda kul olduk kapusunda

Yunus miskin çiğ idik piştik elhamdülillah.

derken “köle olduk kapusunda” demiş olur.

Kul ve kölenin Arapçası () = abd keli­me­sidir. Hz. Muhammed de Allah'ın abdidir. Kelime-i şeha­dette “ Ben tanıklık ederim ki, Muhammed onun kölesi ve elçisidir.” de­riz.

Yalnız Allah'a köle olup başka­sına olmamak hürriyetin doruk noktasına ulaşmak demektir.

Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ile ilgili şu âyet üzerinde düşünmek yerinde olur.

"Az kalsın baskı ile seni, sana yaptığımız o vahiyden ayıracaklardı ki, başkasını uydurup üstümüze atasın. Böyle yapsaydın, kuşkusuz seni dost edinirlerdi.

Eğer seni sağlamlaştırmış olma­saydık, and olsun onlara bir parça yanaşacaktın.

O zaman biz de sana, hayatın kat kat azabını ve ölümün kat kat azabını tattırırdık. Sonra bize karşı sana yardım edecek birini de bula­mazdın." (İsra 17/73-75)

Hz. Peygamber bile tehlikeye düşecek gibi olduğuna göre çok dikkat etmemiz gerekmez mi?



MÜRİT- Tamam, bunları anladık. Şimdi sen yu­karıdaki ağır iddianı ispatla baka­lım.

BAYINDIR- Allah'ın her pey­gambere söylediği şu söze bakalım: "Hele bir şirke düş; amelin kesinkes yanar ve sen kaybeden­lerden olursun." (Zümer 39/64-65)

Yüklə 0,94 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin