Modern Revizyonizmin Çöküşü



Yüklə 1,32 Mb.
səhifə21/81
tarix18.04.2018
ölçüsü1,32 Mb.
#48558
növüYazı
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   81

Lenin yukarıdaki sözleri yazdıktan bir yıl sonra öldü ve vasiyetin gereklerini sonsuz bir inanç, azim ve bağlılıkla, çelik gibi bir iradeyle, olağanüstü bir önderlik yeteneğiyle yerine getirmeye çalışan Stalin oldu. Troçki, Zinovyev ve ötekilerin, tarihsel güçlükler karşısında dizlerinin bağı çözüldü, paniğe kapıldılar, yılgınlığa düştüler. Sovyet işçi ve emekçilerinin sosyalizmi kurabileceklerine inanmadılar, inanamadılar. Bu inançsızlıkla onlar, sosyalist kuruluşa sırt dönmek ve uğursuz kehanetlerde bulunmakla kalmadılar, türlü yollarla onu zaafa uğratmaya bile çalıştılar.

Stalin ve onun önderliğinde birleşmiş Bolşevikler, partinin ezici çoğunluğu, Lenin'in çizdiği yola inandılar, yığınları inandırdılar, ve kendilerinden 50 küsur yıl önce, Paris işçilerinin en elverişsiz koşulları hiçe sayarak "göğü fethetmeye" girişmeleri gibi, geleceği fethetmeye, yeni bir uygarlığı inşa etmeye, sosyalist kuruluşu gerçekleştirmeye giriştiler.

Daha önce sıralanan tüm öteki güçlükler bir yana, özgün tarihsel-siyasal koşulların kısa bir zamana sığdırılmayı da bir zorunluluk olarak ortaya koyduğu bu muazzam çabanın, elbette "bazı kayıpları", Gorbaçov'un daha sonra kullandığı bir ifadeyle, "tarihsel etkileri olmuştur." Çeşitli hatalar, yanlışlar, haksızlıklar ve aşırılıklar olmuştur. Bu reddedilemez. Ancak büyük tarihsel olayların karmaşık doğasını, sorunlarını, çelişki ve güçlüklerini gözden kaçıranlar yada anlayamayanlar, bunu reddedebilir.

Her şey bir yana, bunun reddedilemeyeceğine bizzat Stalin'in yazı ve konuşmaları tanıklık eder. Stalin'in kendisi, elbette tarihsel koşulların elverdiği belli sınırlar içinde, görebildiği anda ve alanda bu tür durumları açıklıkla ortaya koymuş, çözümlemiş, eleştirmiş, giderilmesine önayak olmuştur. Örneğin tüm Stalin karşıtları gibi Gorbaçov'un da diline en çok doladığı bürokrasi, Stalin'in savaştığı kötülüklerin belki de en önemlisiydi. Tarihsel sonuçlar -Stalin sonrasında bürokrasinin egemen hale gelmesi ve yolaçtığı yıkım- bu gerçeği karartamaz.

Dolayısıyla, sorun, "bazı kayıpların yaşanıp yaşan(111)madığı değil; 1) bu "kayıplar"ın gerçekte neler oldukları, ya da, gerçek kapsam ve nitelikleri, 2) temel teorik ve ilkesel yanlışlardan kaynaklanıp kaynaklanmadıkları, 3) hangi somut tarihsel koşullarda, ne gibi etkenlerin bir sonucu olarak yaşandıklarıdır.

Marksist-Leninistler sorunu böyle ele alır, bu açılardan tartışırlar. Amaç, şan ve şerefle yaşanmış zengin bir tarihsel dönemden öğrenmek, deney ve derslerini özetlemek, gelecekte yürünecek yolun güçlüklerine ve sorunlarına önceden hazırlıklı olmaktır. Bu, bir kişinin ya da partinin değil, bir tarihsel pratiğin değerlendirilmesidir. Marksist-Leninistler "kayıplar" sorununu bu açıdan ve bu amaçla ele alır, öyle değerlendirirler. Bu, onların kendi sorunudur. Muhatabı proletarya davası düşmanları değil, komünistler ve geleceğin gerçek sahibi devrimci sınıfın kendisidir.

Fakat proletarya davası düşmanları için sorun da, niyet de başkadır.

Bilindiği gibi, Stalin'in ölümüne dek olan Lenin sonrası dönem, hep Stalin'in şahsında tartışılır, eleştirilir ya da daha doğru bir deyişle, saldırı konusu edilir. Genellikle küfür ve iftira kampanyasına, spekülasyon ve tarihsel gerçeklerin çarpıtılması eşlik eder. Stalin'in teorik-politik konumu açık ve net olduğu ve teorik eserleri, politik tahlilleri orta yerde durduğu halde, bunlar tartışılmaz. Zira Stalin'in, Lenin in izinde ve eserlerinin Leninizmin savunusu olduğu, zımnen de olsa kabul görür. Stalin'in fikirlerine ancak Lenin'i doğrudan karşıya almış olanlar, örneğin euro-komünistler, saldırırlar. Oysa Sovyet revizyonistleri genellikle sinsi yol ve yöntemlere, küfür ve spekülasyona, tarihsel olayların tersyüz edilmesine dayanırlar.

Bütün bu tarihsel süreci bir arada vermek ve Stalin'in kişiliğinden ayrı düşünülemeyen muazzam tarihsel başarıları sıralamak zorunda olan Gorbaçov, "ölçülü" ve dikkatli bir dil kullanmaya, soğukkanlı bir değerlendirme görünümü yaratmaya çalışıyor. Fakat özünde, yaptığı değerlendirmede Kruşçev'le aynı konumdadır. Nitekim 20.(112)ve 22. Kongrelerden önemle ve özellikle sözederek -üstelik bizzat "Stalin'in kanunsuz eylemleri"ne ilişkin olarak- bunu açıklıkla ortaya koyuyor. Kruşçev'in "Gizli Rapor"unun siyasi ve manevi sorumluluğunu üstleniyor.

Nedir Gorbaçov'un sözünü ettiği "bazı kayıplar"?

Önce, daha önce değindiğimiz, "köylülüğe karşı hatalarla başlıyor. Zamanında bizzat Stalin tarafından daha açık, somut ve etraflıca eleştirilip mahkum edilmiş çeşitli aşırılıkları çizgi hatası düzeyine yükseltip, faturasını da Stalin'e kestikten sonra, dönüp kollektifleştirmenin muazzam önemi ve olumlu sonuçları karşısında boyun büküyor. Fakat diyor, "bütün bunların tarihsel sonuçları olmuştur" (s.36)

Nasıl peki?

Önce ekonomide oluşan "idari buyruklar düzeni", "onun üst yapısına sıçrayıp ...” sosyalist demokrasinin gelişimini geciktirmiş; "değişen koşullara karşın, sömürücü sınıfın düşman direnişlerine karşı yürütülen mücadelenin dayattığı yöntemler mekanik bir biçimde barışçı sosyalist inşa dönemine de taşın"mış; "zaman geçtikçe sosyalist yapılaşma yolunda sınıf mücadelesinin yoğunlaşmasına ilişkin hatalı 'kuram' ile desteklenen bu uygulama boyutlarını genişlet"miştir. (s.36)

Sonuç?

Sonuç şöyle: "Bütün bunlar ülkenin toplumsal siyasal gelişimi üzerinde önemli etkiler yaptı ve karanlık sonuçlar yarattı."

"Açıkça, kişi yüceltmelerine, hukukun ihlaline ve otuzların rastgele yönetimine olanak veren şey, Sovyet toplumunun yeterince demokratikleşmesinin sağlanamamış oluşuydu." (aynı yer)


Yüklə 1,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   81




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin