DESTUR
İzin ve ruhsat anlamına gelen tasavvuf terimi.81
DESTÛR-İ DEBÎRİ
Muhammed b. Abdülhâlik el-Meyhenî'nin İslâm diplomatiğinin ilk Farsça örneklerinden biri olan eseri.
Sâmânîler ve Gazneliler devrinden itibaren Farsça devlet dili olarak önem kazanmış. Özellikle Büyük Selçuklular ile Hârizmşahlar devrinde bütün devlet yazışmalarında kullanılmıştır. Bu devletlerin hizmetinde bulunan münşilerin kaleminden çıkan resmî ve özel yazılar hem kendilerinin edebî kudretini göstermek, hem de diğer münşilere örnek olmak üzere derlenerek münşeat mecmuaları meydana getirilmiştir. Ancak bu devletlerin yazışmalarını idare edenlerin uymaları ve uygulamaları gereken kuralları anlatan diplomatika rehberi niteliğinde bir eser yazılmamış veya yazılmışsa da günümüze ulaşmamıştır. İlhanlılar devrinden itibaren benzerlerine sıkça rastlanan bu tür eserlerin ilk örneklerinden biri olan Destûr-i Debîn, eski tarihli oluşu ve kendisinden sonra yazılan bu tür eserlerde bulunmayan maddeleri ihtiva etmesi bakımından büyük önem taşır.
Nİsbesinden Horasan'ın Meyhene kasabasından olduğu anlaşılan Muhammed b. Abdülhâlik hakkında kaynaklarda bilgi yoktur. Eserin günümüze ulaşan tek nüshası Zilkade 575'te82 istinsah edildiğine göre müellifin XII. yüzyılda yaşadığını söylemek mümkündür, öte yandan eserin metninde geçen Melikşah (s. 8), Hârizmşah (s. 9) gibi bazı isimlerden ve çağdaşı metinlerle yapılan karşılaştırmadan Büyük Selçuklular devrinde ve en geç VI. (XII.) yüzyılın başlarında telif edildiği anlaşılmaktadır.
Meyhenî eserin önsözünde, bir dostunun teşvikiyle inşâ sanatında mübtedî olanlara yardımcı olmak için yazdığı bu eserini iki bölüme ayırdığını, birinci bölümde inşâ sanatının "unvânât" denilen kurallarını, ikinci bölümde çeşitli mektup ve cevap örnekleriyle kâtipliğin fonksiyonundan (makasıd-ı kitabet) bahsedeceğini, daha sonra maliyecilik mesleği (sınâat-ı istîfâ') üzerinde duracağını, en sonda da muhasebe belgeleri (vesâik-i muhasebat) ve şer'î senetlere (sukük-i şer'iyye) dair örnekler vereceğini söyler. Ancak eserin muhtevası müellifin bu planına uymamakta, diğer bazı konulara da yer verildiği görülmektedir. Kâtipliğin fonksiyonundan bahseden sayfalardan sonra ele alacağını söylediği konuların mevcut nüshada yer almaması, eserin tamamlanmayıp müsvedde halinde kaldığı ve istinsahın müsveddeden yapıldığı ihtimalini akla getirmektedir.
Müellif eserin birinci bölümünde özel ve resmî yazışmalarda kullanılacak kalem, kâğıt ve mürekkebin nitelikleri üzerinde durduktan sonra kendisinden önce hiçbir eserde görülmemiş ölçüde harflerin kelimelerdeki durumlarıyla Arapça ve Farsça kelimelerin imlâ kurallarını açıklamıştır. Daha sonra mektupların maddî özellikleri ve muhtevalarının düzeni hakkında bilgi veren müellif, mektupların başında yer alan hitap ve lakaplarla dua cümlelerini ve unvanları örneklerle açıklamış, yazının kurutulması, yanlış imlânın düzeltilmesi gibi konuları ayrıntılı olarak anlatmış, tevkT. rik'a, tezkire, kıssa, menşur, tuğra gibi yazışma türleri hakkında açıklamalarda bulunmuştur.
İkinci bölümde mektupların muhtevalarına ve gönderildiği kişilerin durumlarına göre ne şekilde yazılacağından bahsedilerek başlangıç ve sonuç cümleleri üzerinde durulmuştur. "İhvâniyyât" adını verdiği özel mektuplar iştiyak, şikâyet, tâziyet, inayet gibi türlere ayrılmış, bu tür mektuplarla bunlara verilecek cevaplar örneklerle açıklanmıştır. "Sultâniyyât" denilen resmî yazışmaları anlatırken menşûr-ı riyaset menşûr-ı kaza, menşûr-ı işrâf, menşûr-ı âmil, menşûr-ı şahne, çeşitli mahzarlar, cemaat-nâme, ittifaknâme ve güvâhî örnekleri verilmiştir. Eserin sonunda yer alan 21 Zilkade 57583 tarihli itti-faknâmede bulunan muhasebe kaydı si-yâkat rakamlarının en eski örneklerinden biriyle yazılmıştır. Süleymaniye Kütüphanesi'nde84 bir mecmuanın İçinde bulunan yazma nüshanın başındaki boş varakta Ki-tâbü'r-Resâ'il bi'1-Fâiisiyye diye adlandırılan esere müellifin özel bir ad vermediği anlaşılmaktadır. Eser Adnan Sadık Erzİ tarafından muhtevasına uygun olarak Destûr-i Debîrî adıyla yayımlanmıştır.85
Bibliyografya:
Muhammed b. Abdölhâlik el-Meyhenî, Destûr-i Debîn (nşr. Adnan Sadık Erzi), Ankara 1962, naşirin önsözü, s. V-Vlll.
DESTÛRÜ'I-KÂTİB
Şems-i Münşî'nin (ö. 777/ 1375'ten Önce) inşâ sanatı ve münşilerin görevlerine dair eseri.86
DESÛKIYYE
Burhânüddin İbrahim b. Ebü'1-Mecd Abdülaztz ed-Desûkl'ye (ö.676/1277) nisbet edilen bir tarikat.
Daha çok Mısır ve Sudan'da yaygınlık kazanan Desûkıyye tarikatı Burhâniyye veya Burhâmiyye adlanyla da tanınır. Nitekim Harîrîzâde tarikatı "Burhâniyye" maddesinde ele almıştır.87 Tarikat mensuplarına genellikle Berâhime veya Berâhimiyyûn (İbrâ-himîler) adı verilmiştir.
Rifâiyye tarikatını Mısır'da yayan Şeyh Ebü'1-Feth el-Vâsıtî Desûkl'nin dedesi-dir; bu bakımdan Desûkıyye'nin Rifâiyye ile ilgisi vardır. Ayrıca âdâb ve erkâ-nındaki ortak noktalar sebebiyle Bede-viyye, Sâzeliyye ve Medyeniyye tarikatları ile de münasebeti bulunduğu gibi Desûkıyye'yi Bedeviyye ve Şâzeliyye'nin bir kolu sayanlar da vardır.88
Cehrî zikir, ibadete düşkünlük, şeriat ve tarikat hükümlerine sıkı bir şekilde bağlılık, evliyanın ahlâkını örnek almak, beşerî arzulara şiddetle karşı koyarak nefsi öldürmek Desûkıyye tarikatının esastan olarak kabul edilir. Genellikle yeşil elbise giyen tarikat mensupları tilâvet ve zikir meclislerinde "yâ dâim" zikrini sık sık tekrar ederler. İbrahim ed-Desûkî tarikatta semâa yer vermediği ve semâı reddettiği halde halifeleri semâı ve mevlid âyinlerini tarikatlarının bir esası haline getirmişlerdir.89
Desûkıyye tarikatı Şehâbeddin Ebü'l-Abbas Ahmed b. Osman eş-Şernûbî'ye (ö. 994/1586) nisbet edilen Şernûbiyye, Salih Âşûr el-Mağribfye nisbet edilen Âşûriyye, Ebû Salim et-Tâzî'ye nisbet edilen Tâziyye ve Celâleddin es-SüyÛtr-ye nisbet edilen Süyûtiyye adlı dört kola ayrılmıştır. Harîrîzâde Tibyân'da bu kolların her birinin DesûkTye ulaşan silsilelerini kaydetmiştir. Aynca çağdaş Mısır kaynaklarında tarikatın Şehâviyye adlı bir kolu olduğu söylenmekte, ancak silsilesi verilmemektedir. Desûkıyye'nin Şernûbiyye ve Sehâviyye kolları günümüzde Mısır'da faal tarikatlar arasında yer almaktadır. Desûkıyye bugün Mısır'ın yanı sıra Suriye, Kuveyt, Ebûzabî (Abuda-bi). Dubai ve Sudan'ın Hartum şehrinde faaliyetlerini sürdürmektedir.
Bibliyografya:
Zebîdî. 7fcd, s. 19; Harîrîzâde, Tibyân, I, vr. 110M27", 209b-210"; II, vr. 181 M85a; A. Le Chateüer. Les ConfrĞries Musulmanes du Hed-jaz, Paris 1887, s. 190-194; Hüseyin Vassâf. Sefine, I, 253-258; Seyyid Üveys, el-İbdâ'u'ş-şekâfî falâ ta/flçaffş-şü/iyye, Kahire 1981, s. 190; Amir en-Neccâr, et-Turuku'ş-şûfıyye fî Mışr, Kahire 1983, s. 261-265; F. Dejong, "Les confreies mystiques musulmanes an machieq arabe", Les ordres mystiqu.es dans l'lslam, Paris 1986, s. 211,214, 231.
Dostları ilə paylaş: |