Gül gibi geçinip gidiyorduk, Ne gerek vardı bunca hırsa



Yüklə 2,6 Mb.
səhifə15/23
tarix11.08.2018
ölçüsü2,6 Mb.
#69060
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   23

. . .

Ardından bir bakmışım ki,
Yalnız kalmışım,
Bedenimde sana ait birkaç parmak izi,
Sol yanımda boşluk,
Paramparça olmuş sevda,
Ve adı bir zamanlar aşk olan harabe kalmış geriye.
Kızamıyorum kimselere,
Suçlu ben,
Terkedilen,
Adam gibi seven,
Ömür boyu yalnızlığa bir celsede mahkum edilen.

. . .

Bitti,
İnan kalmadı,
Olsa sakınırmıyım,
Zaten bencil değilim,
Kendime saklayacak,
Hep içimde kalacak.
Kim istediyse verdim,
Cömertçe,hiç düşünmeden,
O yüzden kalmadı bende,
Hele tam gerekliyken bugünde.
Yapacak birşey yok,
Elde var hüzün,
Sana sunabilecek kalmadı be iki gözüm.
Son olarak vardı biraz,
Onları da,
Mendil satan çocuğa,
Karşı kaldırıma geçirdiğim ihtiyara,
Bugün yardan ayrılmış yapayalnız kalana,
Hepsini verdim,
Yüreğim bomboş,
Yoksa senden esirgeyip,sana vermezmiydim.
Öylece kalakaldım sevgisiz,
Kalbim buruk,
Sanki öksüz yetim ve kimsesiz.

. . .

Yok artık,
Çerçevesi saygı olan,
Eşsiz bir tablo misali sevgiler,
Gün denen yirmidört saate sığdırılmış,
Sevgiler sevgililer.
Yürekler toplu taşıma aracı misali,
Gelene yer yok denmiyor,
İsteyen biniyor,
Durak beklemeksizin,
Birileri iniyor,indiriliyor.
Hürmetle bakan gözler nerde,
Nerde bir tek sevda uğruna yaşayanlar,
Bir günlük aşklara şahit olmaktayız,
Yine bir günde,bir ömür olması gereken bağlılığı kutlamaktayız.
Her geçen zaman arttıkça insanın açgözlülüğü,
Bin sahte sevgili gelse ,yalan olmuş kalplerin kapısında karşılamaktayız.
Sol yanınız kabul ediyor,
Ve diyebiliyorsanız "aman olsun da kaç tane ya da gelip geçici yolcu olsa da yer bulsun"
Diyecek lafım yok,bana müsaade,
Size sevgililer günü kutlu olsun.

. . .

Biliyorum ki,
Gelecekti,
Gelecek ve çok sevecekti.
Ya yanlış bir gemiye bindi,
Ya da adresi bilemedi,
Belki de karanlık bir sokağa daldı,
Veya aradı bulamadı ,
Kimbilir.
Ama emindim,
Gelecekti,
Hatta yüreğim bekle dedi.
Sol yanım hep bekledi,
Yıllar geçti,
Ömür sonbaharı seçti,
Sanırım bir işi çıktı,
Gelmedi.

. . .

Varlığın mutluluk vermiyorsa birilerine,
Çiçekler senin için açmıyor,
Gün senin için doğmuyorsa,
Yüreğin her nefeste sevdayla dolmuyorsa,
Gözlerinden damla yaş akmamış,
Ve yüzün gülümsemiyorsa,
Yokluğun,
Olsa ne,
Olmasa ne.

. . .

Şiir olup yazdım seni,
Kimbilir kaç kez,
Okumayı bilmiyorsan,
Okuyup anlamıyorsan,
Anlayıp hâlâ insan olmuyor,
Doğruyu görmüyorsan,
Bir çift son sözüm var sana,
Lafın uzunu ahmak olana.

. . .

Sevgiyle gülün,
Gülün ki yüzünüzde güller açsın,
Bize mutluluğu çok görenleri,
Silahsız,mermisiz öldürün.

. . .

Bir ömür dilemekle geçiyor,
"HAYIRLI CUMA'LAR ",
Cumaların hayırlı olması için ne yaptık,ne yapıyoruz ki,
Hani kardeşlik,
Hani birlik beraberlik,
Sevgi saygı nerde.
Yalnızca Allah'ın evine ibadete gidildiğinde mi hatırlanmalı YARADAN,
Yalnızca camilerde mi ,birarada olmalı,
Tanrı korkulacak değil,sığınılacak en yüce makamdır,
Ama birileri korkmalı artık O'nun gazabından.
Hayırlı olsun istiyorsak Cuma'ları,
İlk önce Müslüman,Müslümanı öldürmemeli,
Hiçkimse bir ocak söndürmemeli.
Hayırlı Cuma'lar.

. . .

Seni hep öyle bildim ben,
Hani derya olurdun denizlerde,
Kimselere zarar vermeksizin,
İçinde o dalgalar,
Bazen hüzün bazen neşeyle yüreğine çarpar.
Yasemin olurdun ya hani,
Aşkın hatırası olarak sevgiliye sunulan,
Demetle değil sevdayla sol yana konulan.
İkisini birarada yaşadın yaşıyorsun,
Kalbinde kimi zaman yalnızlığa alışıyorsun.
Şimdi uzaklardasın biraz,
Olsun duyabiliyorum sesini,nefesini,
Hissediyorum gönlünden herbir geçenleri,
Boşver aldırma,
Beyaz kadar tertemiz,
Siyahı aydınlatacak kadar eşsiz,
Ruhun zaten benzersiz.
Okuduğunda şaşırma sakın,
En güzel çiçekleri taç diye takın,
Mutluluk aldığın nefes kadar sana yakın.
Bu şiir sana
Anla ki,biri var seni unutmamış buralarda.

. . .

Susma çocuk,
Bağır bağırabildiğin kadar,
Sessizlik özgürlüğünü bozar.
Avazın çıktığınca,
Nefesin yettiğince,
Sesin ulaşabildiği yere gittiğince,
Bağır,
İstersen sevdaya dair türküler çağır,
Acılar,hüzünler gelmesin ağır.
Vazgeçme hür dünyandan,
Dönme doğru bildiğin yoldan,
Sarsalar da insanlık düşmanları etrafını dörtbir koldan,
Bağır çocuk bağır,
Sevdalar aşklar gelmiyor kendiliğinden,
Sen çağır.
Atılsan da zindanlara,
İçin için üzülsen de insanlara,
Nefes senin,
Yürek senin,
Can senin,
Yetecektir özgürlük adına ,
O güzelim nefesin.

. . .

Bugün bir kadın tanıdım,
Telefonumda gezerken biryerlerde,
Kendi kimbilir nerelerde,
Önemi yok,
Onda yürek çok.
Doğum günüymüş bugün,
Kimseleri ayırtemediğim gibi ona da yazdım,kutlamaya,
Dünyaya geldiği günkü neşeye ortak olmaya,
Öylesine güzel bir teşekkür geldiki mutlu eden,
Sonunda sevgiyle aşkla kalmamdan bahseden.
Belki herhangi biri,
Lakin artık benim için çok önemli.
Aşktan anlayan sözeden birisine raslamak,
Ve anlaşılmak,anlamak.
İşte gezinirken mutlu oluverdim karşılaşmayla bir insana,
Adımı?
Adı Melisa.

. . .

Yaşarken el uzatmayanlar,
Nedendir bilinmez,son yolculuğunda en ön saflarda omuz verirler sandığa,
Sevdiklerindenmidir...!!!
Yoksa gömelim gitsin diye içlerinden geçirdiklerindenmi???
Sanki o günleri kendileri de görmeyecekcesine,
An gelip toprak olup ölmeyecekcesine.

. . .

Hayata gözlerimizi açalım,
Şu garip dünyaya adımımızı atalım dedik,
Hep avutulmayla,
Kandırılmayla geçip gitti zaman.
Yemeğini yersen büyük adam olacaksın dediler,
Ne istediğimizi sormadan tıka basa yedirdiler,
Söz dinlersen şunu alacağız,
Yaramazlık yapmazsan oraya götüreceğiz,
Uslu olursan şeker çikolata vereceğiz,
Kendimizden birşeyler vermedikçe sahip olamadık hiçbir şeye,
Oysa çok seviyoruz diyorlar,doyamıyorlardı sevmeye.
Dediklerimizi yaparsan insan olacaksın diyen olmadı hiçbirimize.
Özgürüz sanıyorduk,
Her söylenene kanıyorduk.
İstenileni vermedikçe,
Bir köşede yalnız kalıyorduk.
Ömür bu,her ânı rüşvetle geçti,
Bilmem karşılıksız arzular ne vakit yerine gelecekti.
Söz tuttuk,
Kaşıkla uzatılanı yuttuk,
Hayallerle avutulduk,
Gün geldi kalabalıklar arasında kaybolduk.
Hayat her zaman vaatlerle gelip geçiyor,
İnsan dediğimiz,sevgiyi aşkı rüşvetle seçiyor.
Filmin başında söylemediler ki,vermedikçe alamazsın,
Boşver insan olmayı,paran pulun yoksa adam olamazsın.

. . .

Aslında çok severim biliyormusun,
Yakışır da bana,
Pek fazla nasibolmadı giymek hayatta,
Sen iyisimi beyazları hazırla,
Ufak ufak gitmeli ,
Ya güpegündüz ya da uykuda.
Rahatsızlık vermeden kimselere,
Rastlamadan kötü bilirdik diyenlere,
Her daim katıksız sevenlere,
Hoşçakal demeli tanıyana,bilene.
Sen iyisimi beyazları hazırla,
Göreceksin çok yakışacak bana.

. . .

Sevgilerimizi yastık yapardık,
Saygımız ise yorgan,
Ne güzel uykulara dalardık,
Rüyalarımız tertemizdi,
Yalnızca sevdayı aşkı arardık.
Oysa şimdi uykular haram,
Rahat yok derin uykularda bile,
Dağınık yataklarda yastıksız uykulardayız,
Yorganımızı yitirdik,isyanlardayız.
Gün aysa da,insanlar derbeder,
Yatarken elem,kalkarken keder.
Sorsam verecekleri tek cevap "kader,"
Sussan olmuyor,
Konuşsan duyulmuyor,
Sevgisiz,saygısız gecelerin sabahında,
Ümitsiz geleceğe bakıp,
Huzurla uyanılmıyor.

. . .

Mutluluğun resmini istiyordun ya,
Bana gerek kalmadı,
Hani çocukluğumuzdaki hayallerdi,
Bir bulut olabilmek,
Olduk da,
Sevgi olup yağdık da,
İstersen bırak şemsiyeni,
Bizim yağmurumuz ıslatmaz,
Güller açtırır,
Gamzeler oluşturur gülen yanaklarda,
Yağmur,
Hep yağ,
Sen sevgisin,
Sen çocukluğumuzun mutluluk resmisin,
Vazgeçmemelisin.

. . .

Şimdi aşk zamanı,
Buzları eritecek,
Karların arasından solmayacak çiçek tohumları yeşerecek,
Bir daha hasret hüzün ayrılık gelmeyecek.
Aşkların Everet'indeyiz,
Biliyorum ki tertemiz yüreklerdeyiz.
Tükenmeyecek bu vakitler,
Kimbilir kaç aşık kıyacak akitler,
Arzumdur sevdaların yalın ve apak kalışı,
İstemediğimdir sevgililerin ayrılışı,
Ersin her kul sevdiğine,
Mutlulukları daim olsun,Everest'in tepesinde.

. . .

Gidenler sadece bir noktadır, yaşanmışların sonuna konulan, 
Gelen ise başlangıcıdır yeni yazılacak hikayenin ilk harfleri gibi. 
En güzeli nedir bilirmisin:
Noktasız bir ömürde alfabenin tüm harfleriyle coşkuyla dans edebilmektir. 

. . .

Senin için yaptıklarım,
Ne beklentilerimden,
Ne de bana birşeyler vereceğindendi.
Ben seni insansın diye sevdim,
Bir canım kaldı,gayrısını ellerimle verdim,
Herbir gülüşüne papatyalar,güller derdim,
Bir yudum sevda,bir tutam aşktı benim derdim.
Olmadı,çok gördün,kıyamadın vermeye istediklerimi,
Oysa ben sana adamıştım kimliğimi,benliğimi.
Duydum ki ellerin elindeymişsin,
Herşeyini karşılıksız vermişsin,
Kendince mutluyum dermişsin.
O sahte renkli günler de elbet bitecek,
Kandığın çakma sevgililer terkedip gidecek,
Her nefesinde yüreğin binbir kez ölecek,
Ahımı aldın,
Beni benden çaldın,
Herkes birgün mutluluğu tadacak,
İşte o gün sen birbaşına yapayalnız kalacaksın.
Bir elinde ayna,
Diğerinde beni vurduğun hançer,
Maziyi arayacaksın.
Senden kalmamış bir eser,
Kalbin tükenmiş,ellerin soğuk,hani o kendini beğenmiş güzelliğinin yerinde yeller eser.
Sana bugün yazıyorum bunları sakın unutma,
O malum gün geldiğinde gönlünde acıyla beni hatırla.

. . .

Arkadaş;
Keşke hiç ayrılık olmasa,
Dost;
Asla birbirine kazık atmasa,
Sevgili;
Bir tane olsa,aç gözlülüğün kurbanı olup,bir başkası uğruna satılmasa,
Aşk;
Ah ,gerçeği,sözde kalmayanı,bir ömür bırakılmayanı bulunsa.
Hepsi dilekten ibaret,
İster insanoğlunu olduğu gibi kabul et,
İstersen sabret.
Elalemde yok ki adam olmaya gayret.
Tüm bunlar iyi niyetli yüreklerden geçen arzular,
Ne yazık ki her zaman sözde ya da kağıt üzerinde kaldılar.
Gönül bu,ota da konar boka da diye avunurken,
Bir bakmışsın gençlik güzellik ve seni hayata bağlayan nedenler,
Uçup gitmiş,sen gözlerin açık rüyadayken.

. . .

Bana sakın,sakın senden sözetme,
Vicdandan ne haber,
Vefadan hayırdan ne haber.
Değişen birşey varmı yalan dünyanda,
Yanından geçen doğuştan engelli bir genç için yüreğin cız eder oldumu?
Gözü yaşlı bir öksüz yetim gördüğünde senin de gözlerin doldumu?
Hala sosyete haberleri,
Evlendirme proğramları,
Ya da herbiri birbirinden farksız dizilerdemisin hâlâ.
Yarın ne giysem,
Veya kimin eli kimin cebinde belli olmayan ,ne içsem ,ne yesem,
Hiç mi değişmedin,dilim varmıyor ki sana ne desem.
Al dünyanı koy biryerlere ve uzak dur bizden,
Sen ve senin gibiler için hiçbir şey gelmiyor elden,dilden,gönülden.
Uzak dur,
Bulaşma saf temiz dünyamıza,
Senin gibilerin ömrü ya bir erkek uğruna,
Ya bir kadın yoluna.
İnsan olabilmek zor zanaat,
Önce geç aynanın karşısına,bak kendine,
Sonra insanmısın değilmisin getir kanaat.
Sakın bizlere senden bahsetme,
Bembeyaz dünyamızı sahte dünyanla kirletme.

. . .

Biz hep gerçeği yaşadık,
Şaka yapmıyorduk,
Bazen eza,cefa,
Bazen de hoşbulduk.

. . .

Bilemezsin sen,
Aslında bereketli bir yağmurum ben.
Şiir olup yağarım üstüne,
Kimbilir kaç damlasına layıksın,
Kaç damlası değer gönlüne.
Hasret,hüzün ve sevda bana düşer,
Yine de yağarım mutluluk diye ömrüne.
Biz dolandırmak hiçbir yüreği,
Yankesicilik,kapkaçcılıkla çalmadık bir kalbi,
Bulutlarda biriktirdik her daim iyi niyeti,
Sevgi olup yağdık,
Aşk olup yandık.
Kovaladık ama kaçtı sevgililer,
Kovulduk,itelediler sevgiye muhtacım diyenler,
Her yenilgiyle biten birliktelik ardından harabeye dönenler,
Dilenen ,hor görülen gerçek aşka gelmediler,
Kırık dal misali her geçen gün eğilenler,
Gökten yağan sevgileri beğenmediler.
Şimdi şiir olup yağsam sana,
Bilemezsin kıymetimi,
Veremezsin yüreğini,
Tutamazsın ellerimi,
Değmezsin,anlasana.
Sen ki aynaların şımarığı,
Oysa insanın darmadağını.
Şiir olup yağsam sana,
Yazıktır,günahtır her damlama.

. . .

Gecenin bir yarısı,
Susma zamanı,
Sanki gündüz tüm konuşulanlar uçup gitmiyor,
Susarak öğreniyor insan yalnızlığı,
Kalabalıkların arasında konuşulanlar zaten içler acısı.
Zaman konuşsan da sussanda durmuyor,
Lakin sessizliği yalnızlığı kimse duymuyor.
Melekleri hissedemesen de,onlar iki yanında,
Yaradan her zor anında,dualarınla avuçlarında,
Aslında yalnızlık sadece O'na mahsus,
Ama bizdeki kader de talih de maalesef makus.
Şimdi altın gibi sükutum var,
Yarına Allah Kerim,belki de yalnızlığı savar.
Uyku yarı ölüm diyorlar,doğruluğu bilinmez,
Hayat,ölmek için yaşamaktır,bu yoldan dönülmez.

. . .

Haydi be,
Bir kereliğine içinizden geldiği gibi,
Dürüstçe ,yalansız dolansız,
Söyleyin,
Ama önce bir dinleyin.
Size,herbirinize,
Hiç ayırtetmeksizin,
Katıksız,saf ve duru,
En derinden sevdalarımı vermedimmi,
Elimde ,avucumda ,yüreğimde,cebimde,
Son kuruşuna kadar ne kadar varsa sevmedimmi.
Hanginiz noksan kaldı sunduklarımdan,
Hanginizi üzdüm yaptıklarımdan.
Hiçbiriniz diyebilirmisiniz ki Yaradana,
Şikayetçiyim bu kulundan.
Zaman oldu dilenmedimmi sizdeki insaflardan,vefalardan.
Haydi şimdi soruyorum yalanmı bunlar,
Yalanmı hep birlikte yaşananlar.
Ama artık ellerim bomboş,
Yürek zaten her daim içmeden sarhoş,
Isıtmıyor güneş yalnızlığımı,
Melekler bile hüzünle izliyor birbaşıma kalışımı.
Bu naçiz beden elbet birgün toprak olacak,
Her nefis gibi o da ölümü tadacak.
O gün geldiğinde,
Elbet nedeni açıklayan rapor gerek.
Doktor;ne kalp ne bir hastalık,ne de ecel,
Sevgi yetmezliğinden öldü yazacak.

. . .

Kahvemi,çaymı yoksa ben mi derdin ya,
Ben her zaman seni seçerdim,
Hep seni içtim yudum yudum,
Bitmeyesin diye,
İçindeki sevda tükenip,
Gitmeyesin diye.
Bir sabah uyandım,
Boştu olman gereken yer,
Aradım alemde yoktun,
Ya gitmiştin,
Ya da bitmiştin.
Ardından kalan çay ve kahve,
Bilemiyorum benmi yoksa bitenmi kahpe,
Şimdi her vakit çayımı yudumluyorum,
Kahve uğruyor arasıra,
Onun da falına bakıyorum.
İçiyorum içiyorum bitmiyorlar,
Senin gibi hayırsız,
Senin kadar vefasız değiller,
Ben istemedikçe gitmiyorlar.

Yüklə 2,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   23




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin