Mûsa da asasını attı. Bir de ne görsünler, o onların hüner olarak ortaya getirdikleri şeyleri yalayıp yutuyor.
Yusuf Ali (English)
Then Moses threw his rod, when, behold, it straightway swallows up all the falsehoods which they fake!(3164) *
M. Pickthall (English)
Then Moses threw his staff and lo! it swallowed that which they did falsely show.
Şu’arâ Suresi 46
فَاُلْقِيَ
derhal kapandılar
السَّحَرَةُ
büyücüler
سَاجِد۪ينَۙ
secdeye
Türkçe Transcript (*)
Feulkiye-sseharatu sâcidîn(e)
Ali Bulaç Meali
Anında büyücüler secdeye kapandılar.
Edip Yüksel Meali
Büyücüler secdeye kapandılar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Sihirbazlar derhal secdeye kapandılar.
Süleyman Ateş Meali
Derhal büyücüler secdeye kapandılar:
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Bunun üzerine büyücüler, secdelere kapandılar.
Yusuf Ali (English)
Then did the sorcerers fall down, prostrate in adoration,
M. Pickthall (English)
And the wizards were flung prostrate,
Şu’arâ Suresi 47
قَالُٓوا
dediler
اٰمَنَّا
inandık
بِرَبِّ
Rabbine
الْعَالَم۪ينَۙ
alemlerin
Türkçe Transcript (*)
Kâlû âmennâ birabbi-l’âlemîn(e)
Ali Bulaç Meali
(Ve:) 'Alemlerin Rabbine iman ettik' dediler.
Edip Yüksel Meali
Dediler, "Evrenlerin Rabbine inandık,"
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
"İman ettik, dediler, Âlemlerin Rabbine "
Süleyman Ateş Meali
Dediler: "Alemlerin Rabbine inandık."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Dediler: "İnandık âlemlerin Rabbi'ne."
Yusuf Ali (English)
Saying: "We believe in the Lord of the Worlds,
M. Pickthall (English)
Crying: We believe in the Lord of the Worlds,
Şu’arâ Suresi 48
رَبِّ
Rabbine
مُوسٰى
Musa\nın
وَهٰرُونَ
ve Harun\un
Türkçe Transcript (*)
Rabbi mûsâ vehârûn(e)
Ali Bulaç Meali
'Musa'nın ve Harun'un Rabbine.'
Edip Yüksel Meali
"Musa'nın ve Harun'un Rabbine..."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
"Musa ve Harun'un Rabbine!"
Süleyman Ateş Meali
Musa'nın ve Harun'un Rabbine.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
"Mûsa'nın ve Hârun'un Rabbine."
Yusuf Ali (English)
"The Lord of Moses and Aaron."
M. Pickthall (English)
The Lord of Moses and Aaron.
Şu’arâ Suresi 49
قَالَ
(Fir\avn) dedi
اٰمَنْتُمْ
inandınız mı?
لَهُ
ona
قَبْلَ
önce
اَنْ اٰذَنَ
ben izin vermeden
لَكُمْۚ
size
اِنَّهُ
şüphesiz O
لَكَب۪يرُكُمُ
büyüğünüzdür
الَّذ۪ي عَلَّمَكُمُ
size öğreten
السِّحْرَۚ
büyüyü
فَلَسَوْفَ
öyleyse yakında
تَعْلَمُونَۜ
bileceksiniz
لَاُقَطِّعَنَّ
keseceğim
اَيْدِيَكُمْ
ellerinizi
وَاَرْجُلَكُمْ
ve ayaklarınızı
مِنْ خِلَافٍ
çapraz olarak
وَلَاُصَلِّبَنَّكُمْ
ve asacağım
اَجْمَع۪ينَ
hepinizi
Türkçe Transcript (*)
Kâle âmentum lehu kable en âżene lekum(s) innehu lekebîrukumu-lleżî ‘allemekumu-ssihra felesevfe ta’lemûn(e)(c) leukatti’anne eydiyekum veerculekum min ḣilâfin veleusallibennekum ecma’în(e)
Ali Bulaç Meali
(Firavun) Dedi ki: 'Ona, ben size izin vermeden önce mi inandınız? Gerçek şu ki, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür; öyleyse yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve hepinizi gerçekten asıp-sallandıracağım.'
Edip Yüksel Meali
Dedi ki, "Ben size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyücülüğü öğreten ustanız olmalı. Şimdi göreceksiniz: Ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Firavun (kızgınlık içinde) dedi ki: "Ben size izin vermeden O'na iman ettiniz ha! Anlaşıldı ki o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! Ama şimdi bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama ke stireceğim, hepinizi çarmıha gerdireceğim!"
Süleyman Ateş Meali
(Fir'avn) dedi: "Ben size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse (size ne yapacağımı) yakında bileceksiniz: Ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve hepinizi asacağım!"
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Firavun haykırdı: "Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı, o sizin hepinize sihirbazlığı öğreten büyüğünüz. Yakında bileceksiniz. Yemin olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlamasına keseceğim ve yemin olsun sizi toptan asacağım."
Yusuf Ali (English)
Said (Pharaoh): "Believe ye in Him before I give you permission? surely he is your leader, who has taught you sorcery! but soon shall ye know!(3165) "Be sure I will cut off your hands and your feet on opposite sides, and I will cause you all to die on the cross!" *
M. Pickthall (English)
(Pharaoh) said, Ye put your faith in him before I give you leave. Lo! he doubtless is your chief who taught you magic! But verily ye shall come to know. Verily I will cut off your hands and your feet alternately, and verily I will crucify you everyone.
Şu’arâ Suresi 50
قَالُوا
dediler
لَا ضَيْرَۘ
zararı yok
اِنَّٓا
muhakkak biz
اِلٰى رَبِّنَا
Rabbimize
مُنْقَلِبُونَۚ
döneceğiz
Türkçe Transcript (*)
Kâlû lâdayr(a)(s) innâ ilâ rabbinâ munkalibûn(e)
Ali Bulaç Meali
'Hiç zararı yok' dediler. 'Çünkü biz gerçekten Rabbimize dönücüleriz.'
Edip Yüksel Meali
"Umurumuzda değil," dediler, "Biz zaten Rabbimize döneceğiz."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
"Zararı yok dediler nasıl olsa biz Rabbimize döneceğiz."
Süleyman Ateş Meali
Zararı yok, dediler, (nasıl olsa) biz Rabbimize döneceğiz.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Dediler: "Zararı yok, biz nasıl olsa Rabbimize döneceğiz,
Yusuf Ali (English)
They said: "No matter! for us, we shall but return to our Lord!
M. Pickthall (English)
They said: It is no hurt, for lo! unto our Lord we shall return.
Şu’arâ Suresi 51
اِنَّا
şüphesiz biz
نَطْمَعُ
umarız
اَنْ يَغْفِرَ
bağışlayacağını
لَنَا
bizi
رَبُّنَا
Rabbimizin
خَطَايَانَٓا
hatalarımızı
اَنْ كُنَّٓا
olduğumuz için
اَوَّلَ
ilk
الْمُؤْمِن۪ينَۜ۟
inananlar
Türkçe Transcript (*)
İnnâ natme’u en yaġfira lenâ rabbunâ ḣatâyânâ en kunnâ evvele-lmu/minîn(e)
Ali Bulaç Meali
'Doğrusu biz, iman edenlerin ilki olduğumuzdan dolayı Rabbimizin hatalarımızı bağışlayacağını umuyoruz.'
Edip Yüksel Meali
"İlk inananlar olduğumuz için umarız ki Rabbimiz hatalarımızı bağışlar."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
"Herhalde biz müminlerin evveli olduğumuzdan dolayı, Rabbimizin bize mağfiret buyuracağını ümit ederiz"
Süleyman Ateş Meali
Biz ilk inananlar olduğumuz için Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını umarız.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Ümidimiz odur ki, Rabbimiz hatalarımızı bağışlar çünkü biz ilk inananlar olduk."
Yusuf Ali (English)
"Only, our desire is that our Lord will forgive us our faults, that we may become foremost among the believers!"(3166) *
M. Pickthall (English)
Lo! we ardently hope that our Lord will forgive us our sins because we are the first of the believers.
Şu’arâ Suresi 52
وَاَوْحَيْنَٓا
vahyettik
اِلٰى مُوسٰٓى
Musa\ya
اَنْ اَسْرِ
geceleyin yürüt
بِعِبَاد۪ٓي
kullarımı
اِنَّكُمْ
siz mutlaka
مُتَّبَعُونَ
takibedileceksiniz
Türkçe Transcript (*)
Ve evhaynâ ilâ mûsâ en esri bi’ibâdî innekum muttebe’ûn(e)
Ali Bulaç Meali
Musa'ya: 'Kullarımı gece yürüyüşe geçir, çünkü izleneceksiniz' diye vahyettik.