Nevevi Kırk Hadis Şerhi



Yüklə 2,71 Mb.
səhifə45/57
tarix17.12.2017
ölçüsü2,71 Mb.
#35128
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   57

“Bu zat insanların çöplüğe attığı şeylerle öğününü geçiriyor” adam dedi ki:

“Allah’ın kendisini buna muhtaç kılmaması için Allah’a dua etmesinde ne zarar var?” Rabia dedi ki:

“Allah’ın velile onlara birşey takdir ettiyse ona kızmazlar.” Hayve bin Yüreyh’in maişeti gerçekten dar idi, ona denildi ki:

“Sana genişlik vermesi için Allah’a keşke dua etsen” bunun üzerine yerden bir çakıl taşı aldı ve dedi ki:

“Allah’ım bunu altın kıl” avucunun içinde kalıp altın oldu ve dedi ki: “Dünyada ahiretten daha hayırlı birşey yoktur” sonra dedi ki: “O (Allah) kullarının neyin ıslah edeceğini daha iyi bilir”2 Belki mümin dua eder, Allah da ettiği şeyden başka bir şeyde hayır olduğunu bilir, kulun isteğine cevap vermez, ona daha hayırlısını bedel olarak verir, bu ya dünyada ya da ahirette olur.

Daha önce merfu hadiste geçmişti:Allah Teala buyurur ki: “Kullarımdan benden ibadetten bir kapı isteyen vardır, ben ona uçup girmemesi için onu ondan engellerim.”3
(1)İbni Ebiddünya Mücabuddave de zikretti rakam: 95.

(2)Mücabuddave.

(3)İbni Ebiddünya Mücabuddave de tahric etti rakam: 49.

(1) İbni Ebiddünya Mücabuddave de zikretti.

(2)Tahrici önce geçti.

(3)Taberani evsatta tahriç etti, Iraki doğruladı.

Taberani Salim bin Ebi’l Cad’dan tahric etti, o da Sevban’dan, o da Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Ümmetimden öyleleri vardır ki, eğer sizden birisi gelse ondan bir dinar istese vermez, eğer ondan bir dirhem istese vermez. Eğer ondan bir kuruş istese vermez, eğer Allah’dan cennet istese ona onu verir, o iki eski elbiseli, kendisine önem verilmeyendir, eğer Allah’a yemin etse, onu temize çıkarır.”1

Başkası Salim’den mürsel olarak tahric etti ve şu ziyadeyi yaptı: “Eğer Allah’dan dünyalık bir şey istese, ona ikram olsun diye onu ona vermez.” Yapacağım birşeyden mümin kulumun ruhunu almakta tereddüd ettiğim kadar tereddüd etmedim, o ölümden hoşlanmaz, bende ona kötülükten hoşlanmam.”Bununla murad Allah kullarına ölüme hükmetmiştir, buyurdu ki:(Her nefis ölümü tadacaktır.2

Ölüm:Ruhun cesedden ayrılmasıdır, bu da gerçekten büyük bir acıyla gerçekleşir, bu dünyada kula isabet eden acıların en büyüklerindendir. Ömer Ka’b’a dedi ki:

“Bana bu dünyada kula isabet eden acıların en büyüklerindendir.” Ömer Ka’ba dedi ki:

“Bana ölümden haber ver” dedi ki:

“Ey müminlerin emiri o Ademoğulunun içerisinde çok dikenli bir bir ağaç gibidir, ondaki damar ve mafsalları kuvvetlice çeker” bunun üzerine Ömer ağladı3 Amr bin As ölüm anındayken, oğlu ona ölümün sıfatından sordu, bunun üzerine dedi ki:“Vallahi sanki iki yanım tahta içinde, sanki ben iğne deliğinden nefes alıyorum, sanki dikenli bir dal iki ayağımdan başıma kadar çekiliyor.”4

Bir adama ölüm anında denildi ki:

“Kendini nasıl buluyorsun?” Dedi ki:

“Kendimi kuvvetlice çekiliyor, içimde çeşitli hançerler var, içerim tandır içinde kıpkırmızı ateş tutuşmuş yanıyor buluyordum.” Başkasına denildi ki:

“Kendini nasıl buluyorsun?”

“Kendimi gökyüzünün yeryüzü üzerine, benim üzerime kapanmış gibibuluyorum, nefsimi de sanki iğne deliğinden çıkıyor gibi buluyorum.” Ölüm bu şiddetle olunca ve Allah’da bütün kullarına bunu kesinlikle yazmışsa mutlaka olacaktır, Allah mümine kötülük ve eziyet etmekten hoşlanmaz, bunu mümin hakkında tereddüd olarak isimlendirdi.

S:240 Peygamberlere gelince onlar muhayyer kılınıncaya kadar ruhları alınmaz. Hasan dedi ki: Peygamberler ölümden hoşlanmayınca Allah onlara kendine kavuşmayı kolaylaştırdı, onlar ikramı sevdiklerinden dolayı onların ruhu alınırken onlar bunu seviyorlar, çünkü onlara gideceği makamlar gösteriliryor. Ayşe dedi ki:Rasulullah (s.a.v.)’in ölüm şiddetini gördükten sonra Allah’ın kendisine ölümü hafifleştirdiği bir kimseye imrenmiyorum.1 Dedi ki:Yanında bir su kabı vardı, elini su kabına girdiriyordu, sonra yüzümü su ile siliyor ve diyordu ki:“Allah’ım ölüm sekeratına karşı bana yardım et” dedi ki:Diyordu ki: “Lailahe illallah ölümün seker atı vardır.”2

Mürsel hadiste geldi ki, Peygamber (s.a.v.) buyuruyor ki: “Allah’ım sen ruhu damarlar, parmak boğumları ve bağırsaklar arasından çekiyorsun, Allah’ım ölüme karşı banayardım et, onu bana hafiflet.”3 Selefin bazısı ölüm anında zorluk çekmeyi evimli görüyordu, Ömer bin Abdul Aziz dedi ki: Ölüm seker atının bana hafif olmasını istemem, çünkü mümine keffaret olacak şeyin en sonuncusudur.”4

Nehai dedi ki:Onlar ölüm anında zorluk çekmeyi seviyorlardı.5

(1)Taberani Evsat’ta tahric etti, Heysemi Mecma’da: 10/26 dedi ki:Adamları sahih rivayet adamlarıdır, hafız Münziri Terğib ve Terhib’de dedi ki:Ravileriyle sahihte delil getirilen kimselerdir: 4/152.

(3)Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: 5/365.

(4)İbni Sad Tabakat’ında tahric etti.

(1)Hadisin isnadı zayıftır, Tirmizi: (979) “Kimseye ölüm hafifletilmesinden dolayı imrenmiyorum...” lafzıyla tahric etti, Buhari, Müslim, Tirmizi Ayşe’den şu lafızla tahric etti: “Acının Rasulullah’a şiddetli olduğu kadar başka kimseye şiddetli olduğunu görmedim.” Camiul usul: 11/387.

(2)Buhari, Müslim, Ahmed, Tirmizi: 978, İbni Mace Ayşe (r.a.)’den tahric etti Camiul usul: 11/381-385.

(3)Hadis mudaldır,bir sahabe ve bir tabii senetten düştü, ibni Ebiddünya:“Zikrulmevt”te Tu’me bin ğaylan el-Cufi’den zikretti.

(4)Ahmed Zühd deEbu Nuaym Hilye’de tahric etti: 5/317.

(5)Ebu Nuaym Hilye’de ibrahim Nahai’den tahric etti: 4/232.

Bazısı ölümün şiddetli olup fitneye düşmekten korkuyordu. Kul ölümün kendine hafifletilmesini istediği zaman kendisine hafifletiliyor. Sahihayn’da Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğu rivayet edildi:“Mümine ölüm gelince, Allah’ın rızası ve ikramıyla müjdelenir. Onun için önündekinden daha sevimli bir şey yoktur, o Allah’a kavuşmayı, Allah’da onun kendine kavuşmasınısever1ibni Mesud dedi ki:Melek müminin ruhunu almak için geldiği zaman ona der ki:Rabbin sana selam söylüyor. Muhammed bin Kab dedi ki: Ölüm meleği ona der ki:Ey Allah’ın dostu sana selam olsun, Allah sana selam söylüyor, sonra dedi ki: (Onlar meleklerin tertemiz olarak canlarını aldıkları ve size selam olsun... dedikleri kimselerindir)2 (Nahl: 16/32) Zeyd bin Eslem dedi ki: Mümine ölüm anında melek gelir ve ona der ki: Varacağın yere karşı korkma, bunun üzerine Allah onun korkusunu giderir, ve melek dünya ve onun ehli üzerine üzülme, ve cennetle sana müjde olsun, ölür ve cennet müjdesi gelir.

Bezzar3 Abdullah bin Amr’dan tahric etti, o daPeygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu rivayet etti:“Yatağında bile olsa Allah mümin kulunun ölümüne sizden birinin değerli malına karşı cimriliğinden daha cimridir.” Zeyd bin Eslem dedi ki: Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Allah’ın öyle kulları vardır ki onlar dünya ve ahirette afiyet ehlidirler.”4 Sabit el Bünani dedi ki:Allah’ın öldürme ve acılar çektirmeye kıymadığı, ömürlerini uzattığı, rızıklarını bol verdiği, yataklalarında öldürdüğü ve şehidlerin postasına koyduğu kulları vardır.”5

Bunu ibni Ebiddünya ve Taberani zayıf vecihlerle tahric etti. Bazı lafızlarında şöyledir:

S:242 Allah’ın yaratıklarından kendilerine bela vermeyi istemediği, afiyet içerisinde yaşattığı, afiyet içinde öldürdüğü, afiyet içinde cennete girdiği seçkin kullarıvardır.”1

İbni Mesud ve başkası dedi ki:Ani ölüm mümin için hafifletmedir.

Ebu Sale el-Huşeni dedi ki:Ölüm anında sizin boğulduğunuz gibi boğulmamayı ümit ediyorum, bir gün evindeyken şöyle seslendiğini işittiler:Ey Abdurrahman, Abdurahman da Rasulullah (s.a.v.) ile birlikteyken öldürülmüştü, sonra evinin mescidine geldi, namaz kıldı, secdedeyken öldü.

Seleften bir cemaat namazda secdedeyken öldü. Bazısı ashabına diyordu ki: Ben sizin ölümünüz gibi ölmeyeceğim, fakat davet edileceğim ve icabet edeceğim. Bir gün ashabıyla birlikte oturuyordu, lebbeyk (emrine hazırım, buyur) dedi ve ölü olarak yere düştü. Bazısı arkadaşlarıyla otururken, şöyle dediğini işittiler:Ey filan icabet et, vallahi bu senin dünyadaki son anındır,bunun üzerine bu zat sıçradı ve dediki:Vallahi bu ölüm çağırıcısıdır ve arkadaşlarına veda etti, onlara selam verdi, sonra sese doğru gitti ve elçilere selam olsun, alemlerin Rabbine hamd olsun, sonra onlardan ses kesildi, izini takip ettiler, onu ölü olarak buldular.

Birisi mushaftan yazıyordu elinden kalemi yere koydu ve dedi ki:Eğer sizin ölümünüz böyleyse vallahi ölümünüz ne güzeldir, sonra ölü olarak yere düştü.

Diğeri oturmuş hadis yazıyordu, kalemi elinden bıraktı ve dedi ki:Ellerini yukarı kaldırdı. Allah’a dua etti ve öldü Allah ona rahmet etsin.

(1)Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai Ubade bin Samit ve Ayşe (r.a.)’den tahric etti. Camiulusul: 10/363 ve sonrası

(2) Muhammed bin Kab el-Kurazi’den Haberi’nin tefsirinde rivayet ettiği haberin nassı şudur (1/70): Mümin kulun benzi sararınca, ona melek gelir, ve:Selam sana ey Allah’ın velisi, Allah sana selam söylüyor, sona şu ayeti okudu: Onlar ki meleklerin canlarını tertemiz aldıkları....”

(3)Senedinde Abdurrahman bin Ziyad bin Enumel Afriki var İbnil Kattan onun hakkında dedi ki:Hak şudur ki o zayıftır Mizanul İtidal: (2/562-563).

(4)Mürseldir, ibni Ebiddünya: “el-Evliya”da tahric etti.

(5)İbni Ebiddünya el-Evliya’da tahric etti.

(1) Hadisinin adı zayıftır, İbni Ömer’den ibni Ebiddünya, Taberani Kebir ve Evsat’ta, Ebu Nuaym Hilye’de:

(1) 6) tahric etti, Heysemi Mecma’da dedi ki:(10/265-266) Senedinde Müslim bin Abdullah el-Hımsi var, onu bilmiyorum, Zehebi onu meçhul gördü, geri kalanları güvenilirdir.


OTUZ DOKUZUNCUHADİS

(Hata, Unutma ve zorlamayla yapılan şey)

İbni Abbas (r.a.)’dan rivayet edildi, Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Allah ümmetimden hata, unutma, zorlanıldıkları şeyin (günahını) affetti.”Hadis hasendir, ibni Mace Beyhaki ve başkası rivayet etti.

Bu hadisi İbni Mace1 Evzai tarikinden tahric etti, o da Ata, o da İbni Abbas’tan, o da Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etti. İbni Hibban2 sahihinde ve Darekutni Ata’dan, -o da Ubeyd bin Umeyr’den, o da ibni Abbas’tan- o da Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etti. Açıkçası bu isnat sahihtir, ravilerinin hepsiyle sahihaynde delil getirilmiştir.

Bunu Hakim tahric etti ve dedi ki:Sahihanynin şartı üzere sahihtir, fakat onun illeti vardır, imam Ahmed gerçekten itiraz etti.4 Ve dedi ki: Ancak Hasan’dan o da Peygamber (s.a.v.)’den mürsel olarak rivayet etti. Ahmed’e denildi ki: Velid bin Müslim Malik’ten, o da Nafi’den, o da İbni Ömer’den benzerini rivayet etti (yine buna itiraz etti.)

S:244 İbni Ebi Hatim’e evzai ve Malik’in hadisi zikredildi. Ona denildi ki:İbnil Velid yine ibni Lehia’dan, o da Musa bin Verda’dan, o da Ukbe bin Amir’den, o da Peygamber (s.a.v.)’den benzerini rivayet etti.1 Ebu Hatim dedi ki:Bu hadisler münkerdirler, sanki mevzudurlar ve dedi ki:Evzai bu hadisi Ata’dan işitmedi, ancak onu ismini vermediği bir adamdan işitti, onun Abdullah bin Amir veya İsmail bin Müslim olduğunu vehmetti, dedi ki: Bu hadis sahih değildir ve isnadı sabit değildir.2

Derim ki:Evzai’den rivayet edildi, o da Ata’dan, o da Ubeyd bin Umeyr’den, ibni Abbas’ı zikretmeden mürsel olarak rivayet etti. Yahya bin Süleym ibni Cüreyc’ten rivayet etti, Ata dedi ki:Bana Rasulullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu ulaştı: “Allah ümmetimden hata, unutma ve zorlanıldıkları şeyi affetti”, bunu Cevzecani3 tahric etti ve bu mürsele daha fazla benziyor, başka bir vecihle Müslim bin Halid ez-Zencinin merfu olarak ibni Abbas’tan varid oldu, Müslim bin Halid ez-Zenci Said bin Allah’tan o da ibni Abbas’tan şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:“Allah ümmetimin üç şeyini affetmiştir:Hata, unutma ve zorlanıldıkları şeydir” bunu Cevzecani tahric etti4 Said bin Allah Said bin Ebu Salih’dir. Ahmed dedi ki:

“O Mekke’lidir, ona hali nasıldır” denildi, dedi ki:

“Bilmiyorum, Müslim bin Halid’den başka ondan rivayet edeni bilmiyorum.” Ahmed dedi ki:Bu merfu değildir, bu ancak ibni Abbas’ın kendi sözüdür, ondan bunu Mehna ve Müslim bin Halid rivayet etti, Müslim bin Halid’i zayıf gördüler.

Üçüncü bir vecihle Bakıyye bin Velid’den rivayet edildi, oda Ali el-Hemedani’den o da Ebu Hamza’dan, o da İbni Abbas’tan merfu olarak rivayet etti, bunu harb tahric etti. Bakıyye’nin meşayihinden rivayeti meçhuldur, hiçbir kıymeti yoktur.


(1) Sahihtir, ibni Mace Ebu Zer’den, Taberani, Hakim, ibni Hibban, Darekutni, Beyhaki, ibnil Münzir ibni Abbas’tan, Taberani Sevban’dan rivayet etti, fakat Heysemi’nin dediği gibi Taberani’nin senedi zayıftır, sonuncu hariç Ebu Zerr’in ilk senedi sahihtir. (Feyzulkadir, Mecmauzzevaid: 6/250). YineTaberani Ebudderda’dan Ebu Nuaym ibni Ömer’den, ibni Adiy Ebu Bekre’den tahric etti. (Nasburraye: 2/64-65).

(2)Daha önce geçtiği gibi Beyhaki ve Darekutni tahric eti.

(3)Hakim Müstedrek’inde tahric etti ve doğruladı, Zehebi ikrar etti.

(4)İbni Ebi Hatim’in İlelin’de.

(5) Beyheki, Ukayli, Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: (6/352) “Allah kaldırdı...” lafzıyla tahric etti ve:Garibtir, dedi. Heysemi dedi ki:Malik’ten mahfuz değildir, Hatib dedi ki: Haber Malik’ten münkerdir. (Telhisulhabir: 1/282).

(1)Beyhaki Taberani Evsat’ta tahric etti, Heysemi Mecma’da:(6/250) dedi ki: Senedinde ibni Lehia var, hadisi hasendir, onda zayıflık vardır.

(2) İbni Ebi Hatim’in İlel kitabında zikretti.

(3)Yine İbni Ebi fieybe Musannefinde tahric etti.

(4)Yine Taberani Kebir’de tahric etti.

Dördüncü bir vecihten, ibni Adiy’in1 Abdurrahim bin Zeyd el-Ammi’nin babasından, o da Said bin Cübeyr’den, o da ibni Abbas’tan, o da Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etti bu Abdurrahman zayıftır.2 Peygamber (s.a.v.)’den başka vecihlerle de rivayet edildi, daha önce geçti Velid bin Müslim Malik’ten,o da Nafi’den o da İbni Ömer’den merfu olarak rivayet etti, bunu Hakim doğruladı ve garib saydı3 bu hafızların maharetlileri yanında Malik’e isnadı batıldır, bunu imam Ahmed ve Ebu Hatim münker saydı o ikisi Velid hakkında diyorlardı ki:O çok hatalıdır.

Ebu Ubeyd el-Acurri Ebu Davud’dan şöyle dediğini rivayet etti. Velid bin Müslim Malik’ten on hadis rivayet etti, aslı yoktur, onlardan dördü Nafi’dendir. Derim ki bu da onlardandır, Allah en iyisini bilir.

Bunu Cevzecani Yezid bin Rabia rivayetinden tahric etti, dedi ki:Ebul Eşas’ı Sevban’dan rivayetle anlattığını işittim, o da Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:“Muhakkak Allah ümmetimden üç şeyi bağışladı:Hata, unutma ve zorlanıldıkları şeydir.” Yezid bin gerçeken zayıftır.4

İbni Ebi Hatim Ebu Bekir el-Hüzeli’den tahric etti, o da fiehr bin Havşeb’ten, o da ümmüd derda’dan, o da Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu rivayet etti:“Allah ümmetimi üç şeyden bağışladı:Hata, unutma ve zorlamadan.”

Ebu Bekr dedi ki: Bunu Hasan’a zikrettim ve bunun üzerine dedi ki: Evet, sen bunu Kuran’da okumuyor musun:(Rabbimiz!Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma)5 (Bakara: 2/286) Ebu Bekir el-Hüzeli metrukül hadistir.

S:246 Bunu İbni Mace tahric etti1 fakat onun yanında fiehr’den rivayet edildi, o da Ebu Zer el Ğıfari’den, o da Peygamber (s.a.v.)’den şöyle dediğini rivayet etti: “Allah Teala ümmetimden hata, unutma ve zorlanıldıkları şeyi affetmiştir.”Hasan’ın kelamını zikretmedi. Hasan’dan mürsel hadisi ise ondan Hişam bin Hassan rivayet etti. Mansur ve Avf Hasan’dan kendi sözü olarak rivayet etti, merfulaştırmadı2 Cafer bin Cisr bin Ferkad babasından, o da Hasan’dan, o da Ebu Bekre’den merfu olarak3 rivayet etti, Cafer ve babası zayıftır. Muhammed bin Nasr el Mervezi4 dedi ki: Bu hadisin delil getirecek bir isnadı yoktur, bunu Beyhaki hikaye etti.

Müslim’in sahihinde5 Said bin Cübeyr’den rivayet edildi, o da ibni Abbas’tan şöyle dediğini rivayet etti:(Rabbimiz!Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma) ayeti inince Allah Teala buyurdu ki: Bunu yaptım. Ala’dan, o da babasından, o da Ebu Hureyre’den rivayet etti ki, bu inince; “evet” dedi6 o ikisinden birinin de merfuluğu açık değildir.

Darekutni7 Cüreyc rivayetinden tahric etti, o da Ata’dan, o da Ebu Hureyre’den rivayet etti, o da Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Allah ümmetimden nefislerinin vesveselerini, işlemedikçe veya yapmadıkça zorlanıldıkları şeyi bağışladı” bu lafız garibtir...

Bunu Nesai8 tahric etti ve zorlamayı zikretmedi. Yine ibni Uyeyne Mis’ar’dan, o da Katade’den, o da Zürare bin Evfa’dan, o da Ebu Hureyre’den, o da Peygamber (s.a.v.) den rivayet etti, şu ziyadeyi yaptı: “Zorlanıldıkları şeyi” bunu ibni Mace tahric etti.9


(1)İbni Adiy Kamil’de tahric etti ve itiraz etti, Taberani Evsat’ta tahric etti.

(2) Abdurrahim bin Zeydel-Ammi hakkında Buhari ve Ebu Hatim dedi ki:Onun hadisini terkettiler, Yahya dedi ki:Yalancıdır, yine babası da zıyıftır (Mizanul itidal: 2/605).

(3)Hakim dedi ki: Sahih, garibtir, Velid Melik’ten rivayetle yalnız kaldı (Telhisul habir: 1/282).Taberani Ebu Derda ve Sevban’dan rivayet etti, ikisinin isnadında da zayıflık vardır.

(5) Hadisi ibni Ebi Hatim tahric etti ibni Kesir tefsiri: 1/343)ibni Adiy Kamil de ve Taberani merfu olarak rivayet etti. (Nasburraye: 2/65).

(1)İbni Mace Ebu Zer’den tahric etti, senedinde fiehr bin Havşeb var, yine senedin de kopukluk var. (Telhisul habir: 1/282).

(2)İbni Ebi fieybe, Abdurrazzak, Said bin Mansur süneninde Cafer bin Hibban el-Attari tarikiyle tahric etti, o zayıftır.

(3)İbni Adiy Kamil’de Ebu Nuaym Esbehan tarihinde tahric etti zayıftır.

(4)Telhisul habire müracaat et(1/282).

(5) Müslim sahihinde, Tirmizi (2995) tahric etti, sahihtir, ibni Kesir tefsirinde dedi ki: (1/343).Rasulullah (s.a.v.)’den bir çok yollarla şöyle dediği rivayet edildi: “Müsamahalı, hanif din ile gönderildim.”

(6)Bu Müslim’in sahihinde Ebu Hureyre’den sabittir (İbni Kesir tefsiri: 1/343).

(7)Süneninde tahric etti.

(8) Süneninde tahric etti.

(9) İbni Mace rivayet etti lafzı:“Göğüslerinin verdiği vesveseden” şeklindedir, sonuna şu fazlalığı yaptı:“Ve zorlanıldıkları şeyi” ibni Hacer dedi ki:Bu ziyade zannediyorum eklenmiştir, sanki Hişam bin Ammar’a bir hadisten geçmiştir, Allah en iyiyi bilir (Telhisul habir: 1/282).

Bazısı vadolunan için menfaat gerektiriyorsa vefa gerektiğini söyledi, bu Malik’ten hikaye edildi, fukahalardan çoğu mutlak olarak farz kılmıyorlar.

Üçünüsü:Çekişirse fısku fücure der:Hakbal, batıl hak oluncaya kadar haktan fücur ile kasten çıkar. Bu yalanın kendisine davet ettiği şeydendir, Peygamber (s.a.v.)’in buyurduğu gibi:“Yalandan sakının, çünkü yalan fücura götürür, fücur da cehenneme götürür.”1

Sahihayn de Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivayet edildi: “Allah’ın en fazla buğz ettiği adam şiddetli çekişendir.”2 ve buyurdu ki:“Siz bana gelip çekişiyorsunuz (mümküm verdiriyorsunuz), belki bazınız deliliyle daha tarzı güzel olabilir, bense dinleyişim üzerine hükmediyorum, kime kardeşinin hakkında bir şeyi hükmetmişsem onu almasın, muhakkak ki ona ateşten bir parça kesiyorumdur.”3 Ve buyurdu ki: “Açıklamalardan sihir vardır.”4 Çekişme anında adam kudret sahibiyse,- çekişmesi dini olsun, dünyevi olsun eşitir- batılı üstün çıkarabiliyor, dinleyene kendisinin hak olduğunu zannettiriyorsa, hakkı zayıflatıyorsa, hakkı batıl şeklinde gösteriyorsa bu haramların en çirkininden ve münafıklık hasletlerinden en pisidir.

S: 347 Ebu Davud’un süneninde1 ibni Ömer Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu rivayet etti:“Kim bildiği halde batılda çekişirse, bırakıncaya kadar Allah’ın gazabındadır” yine onun bir rivayetinde:“Kim çekişmeye zulümle yardım ederse Allah’dan gazab ile döner.”2

Dördüncüsü: Anlaşma yapınca ahdi bozar, ahde vefa göstermez, Allah ahde vefayı emretti, buyurdu ki: (Ahdi yerine getiriniz, muhakkak ahid sorulur) (İsra:17/34) ve buyurdu ki:(Ahidleştiğiniz zaman Allah’ın ahdini yerine getirin, kuvvetlendirdikten sonra yeminleri bozmayınız, muhakkak ki Allah’ı üzerinize kefil kılmışsınızdır) (Nahl: 16/91) ve buyurdu ki: (Allah’a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirete payı yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azab vardır) (Ali İmran: 3/77)

Sahihaynde ibni Ömer’den Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivayet edildi:“Her ihanet edenin kıyamet günü kendisiyle bilineceği bir sancağı vardır”, bir rivayette de: “Ahdi bozana kıyamet günü bir sancak dikilir ve denilir ki: Bu filanın ahdi bozması değil mi?”6 bunu Buhari ve Müslim manasıyla Enes’ten tahric etti.7 Müslim Ebu Said’den tahric etti, Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Her ahdi bozanın kıyamet günü kalçasının yanında bir sancak vardır”, müslüman ve başka arasında olan her ahdi bozmak haramdır, anlaşmalı kafir bile olsa.

(1)Sahihtir, ibni Mesud’dan Malik, Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tirmizi tahric etti. (Camiulusul: 7/290 ve sonrası.

(2)Sahihtir, Ayşe’den Buhari, Müslim, Tirmizi ve Nesai tahric etti Camiulusul: 3343.

(3) Sahihtir, Ümmü Seleme’den Cemaat tahric etti (Ahmed, Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai ve ibni Mace)Neylül evtar: 8/278.

(4)Sahihtir, ibni Abbas’tan, Ebu Davud, Tirmizi tahric etti tamamlayıcısı: “fiiirin bazısında hüküm vardır.”Müslim Ammar’dan, Ebu Davud Büreyde’den, Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tirmizi Abdullah bin Amr’dan tahric etti (Camiulusul: 6/109-110, 436, 12/339,344, Buhari’nin sahihi: 7/252.

(1)Sahihtir Ebu Davud, Ahmed, Taberani güzel bir isnatla tahric etti, Hakim ve Zehebi doğruladı Camiulusul: 4/341, Terğib ve Terhib: 3/198.

(2) İbni Ömer’den başka bir tarikle sahihtir, Ebu Davud ve ibni Mace tahric etti, Hakim veZehebi doğruldı. Terğib ve Terhib: 3/198.

(6)Sahihtir, ibni Ömer’den Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi (1581) tahric etti, ilk lafız rivayette sabit oldu, ikinci lafızda böyledir.Yine ilk lafzı Buhari ve Müslim Enes bin Malik’ten tahric etti. Camiulusul: 9/315-316.

(7)Önce geçtiği gibi Buhari ve Müslim, yine ikisi ibni Mesud’dan da tahric etti, sahihtir. Camiulusul: 9/316.

(8) Müslim Ebu Saidi Hudri’den tahric etti sahihtir Camiulusul: 9/316).

S: 247 Ali bin Uyeyne bu ziyadelerin hepsini inkar etti ve ona hiç kimse mütaberat etmedi isnatlar olmaksızınhadis sahihayn de ve sünen kitaplarında tahriç edildi.1

Merfu ibni Abbas hadisinin şerhine dönelim: “Allah benim için ümmetimden hata ve unutmayı affetti” bunun taktiri şudur: Allah benim için ümmetimden hatayı kaldırdı veya onlardan onu terketti çünkü tecavüze fiilli kendi kendine müteaddi değildir.

“Hata unutma ve zorlanıldıkları şey” hata ve unutmanın affedildiğini açıkca ifade etti Allah Teala buyurdu ki (Rabbimiz unutur veya hata edersek bizi sorumlu tutma) (Bakara: 2/286) ve buyurdu ki: (Yanılarak yaptıklarınızda size vebal yok fakat kalplerinizin bile bile yöneldiğinde günah vardır)3 (Taha: 20/14) sahihaynde Amr bin As’dan rivayet edildi ki: O peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işitti: “Hakim hükmeder, sonra içtihad eder ve isabet ederse onu için iki ecir (sevab) vardır, ictihad, eder hüküm verir ve hata ederse ona bir ecir vardır.”4

Hasan dedi ki: Eğer Allah bu iki adamın işini -yani Davud ve süleyman- zikretmese idi, sen kadıların helak olduğu görürdün, O (Allah) buna ilminden dolayı övgü yaptı, buna da ictihadından dolayı övgü yaptı, yani Allah’ın şu sözünü kastediyor: (Davud ve Süleyman’ı da an, bir zaman, bir ekin konusunda hüküm veriyorlardı) (Enbiya:21/78). Zorlamaya gelince Kuran onunda affedildiğini açıkça bildirdi, Allah Teala buyurdu ki: (Kim iman ettikten sonra Allah’ı inkar ederse -kalbi iman ile dolu olduğu hale (inkara) zorlanan başka-) (NAhl: 16/106) ve buyurdu ki: (Müminler müminleri bırakıpta kafirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa artık onu Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur, ancak kafirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkasıdır.) (Ali İmran:3/28) İnşa Allah bu hadis hakkında iki fasılla konuşacağız, birincisi unutma ve hata, ikincisi zorlama hükmündedir.


Yüklə 2,71 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   57




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin