Osmanlı-Rus Savaşı1



Yüklə 8,72 Mb.
səhifə167/193
tarix27.12.2018
ölçüsü8,72 Mb.
#87611
1   ...   163   164   165   166   167   168   169   170   ...   193

C. Teknoloji Casusluğu Yoluyla

Teknoloji Transferi

Bu başlık altında Avrupa ve Amerika’da ortaya çıkan yeni silah ve savaş tekniklerinin izlenmesi ve buna karşı tedbir alınması yolunda yapılanlar hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır. Yerleşik anlayışın Osmanlı İmparatorluğu’nu teknoloji takibi konusunda sürekli eleştirdiği ve adeta geri kalmış ülkelerle mukayeseye ettiği düşünülürse, bizim ulaşmış olduğumuz bilgiler ve iddialarımız şaşırtıcı olacaktır.

Batı’da ortaya çıkan yeni silahlarla ilgili olarak sefaretler vasıtasıyla istihbaratın sürekli geldiği ve bu konudaki gelişmelerin günü gününe takip edildiği de bilinmektedir. Örneğin H. 1312 (M. 1894) tarihiyle Washinghton Sefareti’nden gönderilen bir raporda nitrojelatin ile doldurulmuş bombaları atan yeni bir topun icat edildiği ve bu toplardan üç adediyle New York Limanı’nın en kuvvetli bir donanmaya karşı müdafaa olunabileceğine dair malumatlar bulunmaktadır.35

1897 tarihli Viyana Sefareti tarafından gönderilen bir başka raporda oksilikat adlı bir madde ile birtakım tecrübeler yapıldığı, bu maddenin dinamitten 20 kat daha fazla bir etkiye sahip olduğu ve yapılan tecrübelerden olumlu neticeler alındığından bahisle bu denemeler hakkında Alman ve Fransız gazetelerinde dahi birçok haberlerin yer aldığı ve tecrübe neticelerinden olumlu olarak bahsedildiği anlatılmaktadır.36 Bunun yanı sıra raporda, Amerika’da yayınlanan gazetelerin bu maddeyi çok fazla abarttıkları, hatta bu madde ile doldurulmuş üç adet vagonun dünyanın yarısını havaya uçurabileceğini iddia ettikleri ancak bunun pek gerçekçi olmadığı, Nobel’in icat ettiği dinamitin patentini dahi kendi üzerlerine geçirmek isteyen Avusturya Hükümeti’nin bu maddenin de patentini almak için girişimlerde bulunduğu yolunda bilgiler yer almaktadır.

Avrupa’da silah teknolojisi konusunda ortaya çıkan gelişmelerin takibi noktasında Osmanlı Devleti’nin kapsamlı çalışmalarda bulunduğunu ve bu konuları yakından takip ettiğini söylemek mümkündür. Bilhassa Avrupa ve Rusya’da görevli bulunan ataşe militer ve ataşe navallerin göndermiş oldukları istihbarat raporları bu tezimizi güçlendirmektedir. Yabancı basında yer alan konuyla ilgili tüm makaleler sefaretler kanalıyla sürekli rapor edilmekte hatta bu çalışmalarla ilgili olarak bazı formüller ve planlar dahi raporların ekinde sunulmaktadır. Bundan başka Batı’da savaş teknolojisi veya harplerin nasıl cereyan ettiğine ilişkin en ufak detay dahi rapor edilmektedir. Örneğin 1897 tarihli Londra Sefareti’nden yollanılan tahriratta Sir Alice Smith Barlet tarafından yazılmış olan Teselya Muharebesi adlı eser ile ilgili detaylar bulunmaktadır. Burada savaşın seyri ve savaşta kullanılan teknikler hakkında önemli detaylar yer almaktadır.37 Yine 1898 tarihli bir başka bir belgede Madrit Sefareti ateşe militeri Galib Bey İspanya- Amerika deniz savaşında Amerikan zırhlılarından atılan mermilerin miktarı, en fazla hangi

topların kullanıldığı hakkında bir tahrirat yollamıştır.38 Yine 1903 tarihli bir raporda Amerika’da imal olunan yeni sistem toplar ve bunların ateş gücü hakkında çok detaylı istihbarat çalışmaları yer almaktadır.39

Hatta bu çalışmalar o kadar ileri seviyelere varmıştır ki; Örneğin Almanya’dan ithal edilen Mavzer tüfeklerinin damgalarında taklit yapıldığı ve bunun Alman yetkililer tarafından dahi bilinmediği tespit edilmiştir. Bu hususunun istihbaratı yine Osmanlı hafiyeleri tarafından yapılmış ve bu işin fabrikada çalışan iki sosyalist işçi tarafından yapıldığı anlaşılmıştır.40 Yine 1893 tarihli bir başka arizada Avusturya’dan ithal edilen silah ve mühimmatla ilgili hafiye raporları mevcut olup silah siparişlerinin teslimine kadar geçen süreç sürekli takip edilmekte ve bir aksilik çıkmamasına gayret sarf edilmektedir.41

Batı’da ortaya çıkan yeni silahlarla ilgili raporların yanı sıra batılı orduların lojistik gücü ve ordular için ayrılan bütçeler de yakın takibe alınmıştır. 1887 tarihli bir istihbarat raporunda Amerikan ordularının masraf ve tahsisatı ve diğer Batılı orduların bütçeleri ile karşılaştırılmıştır.42 Yine Rus donanmasının ne durumda olduğu, ayrılan tahsisat ve ateş gücünün artırılması konusunda nelerin düşünüldüğüne dair çok detaylı raporlar da mevcuttur.43

Batı’da ortaya çıkan yeniliklerin takibi noktasında icat sahipleri ile görüşmeler yapılmış ve onların projelerine sahip olmak için çeşitli maddi imkanlar önerilmiştir. Örneğin M. 1891 tarihli bir belgede bir Alman tarafından ihtira olunan steno telgraf makinasının henüz tamamlanamadığı ancak iki aya kadar tamamlanacağı ve bir adet satın alınması için siparişinin verildiği bildirilmektedir.44 Yine 1894 tarihinde yeni icat edilmiş bir top modelinin Fransız mucit Mösyö Böhe’den 16.000 frank karşılığı satın alındığı bilinmektedir.45

Bunun yanında patlayıcı maddeler ve silahlar üzerinde çalışan bazı bilim adamlarının bu çalışmalarını Osmanlı Hükümeti’ne teklif ettikleri ve anlaşmalar yapmak üzere Hariciye Nezareti’ne müracaatta bulundukları da görülmektedir. Örneğin 1896 tarihinde Kanadalı George Blackman adlı bir mucit, gemi zırhlarını delecek kadar bir kuvvete sahip olan nitrogliserinle doldurulmuş bir çeşit bomba (humbara) icat ettiğini ve bu konuda görüşme talep ettiğini bildirmektedir.46

Bu gelişmelerin yaşandığı sıralarda Osmanlı Ordusu’ndaki modernizasyon çalışmaları devam etmekte ve ağırlıklı olarak dışarıdan silah ve cephane ithal edilmekteydi. Bilhassa top ve tüfek ithalatı önemli ölçüde çoğalmıştı. Bu yeni silahların ülkeye girişi esnasında, şüphesiz bu silahlarla birlikte büyük miktarlarda fişek ithalatı da yapılmaktaydı. Mesela 1880 yılında Amerikan Winchester ve Union Metalic kumpanyalarından haftada iki bin sandık olmak üzere toplam otuz bin sandık fişek için anlaşma yapılmıştır.47

Batı’da silahlarda yeni, yeni kullanılmaya başlanan dumansız barut hakkında askeri çevreler yeterli istihbarata sahip oldukları halde, ithal edilen top ve tüfeklerde aynı zamanda kara barut kullanımı da mümkün olabildiğinden bu çalışmaların son şeklini alması beklenmiştir. 1888 tarihinde Baruthane-i Amire’de yapılacak ıslahatla birlikte gündeme gelen mavzer tüfeklerinde kullanılan barutların imal edilmesi düşüncesi ile, Almanya’dan getirtilen mavzer fişeklerine yerli barut konularak tecrübeler yapılmış, tecrübe sonucunda yerli barutun karatının biraz düşük olmasına rağmen, bunun şimdilik yeterli olabileceğine kanaat getirilmiştir.48

Dumansız barutların eldeki imkanlarla yerli olarak imal edilebilmesi konusunda yapılan çalışmalar hakkında tespit etmiş olduğumuz belgeler 1892 senesini göstermektedir.

4 Rebiülahir 1310 tarihli bir arz tezkeresinde, Tophane-i Amire’de dumansız barutları analiz eden Kolağası Vasil Efendi ve Rıza Bey’in bu barutları imal etmek için ruhsat istemeleri üzerine konunun incelenmek üzere komisyona havale edildiği ve sonrasındaki gelişmeler şöyle ifade edilmektedir: Kurulan komisyonda en tecrübeli aza olan Harbiye Mirlivası İzzet Paşa’ya durum bildirildiğinde İzzet Paşa bu talebi yerinde bulmuş, dumansız barutlar hakkında kendisinin de epeyce malumatı bulunduğunu, zira Almanya’da Mavzer Fabrikalarında bulunduğu sırada konuya ilgi duyduğundan epeyce malumata sahip olduğunu beyanla bu teşebbüste kendisinin de görev almak istediğini bildirmiştir. Bunun üzerine İzzet Paşa’ya gerekli imkanlar verilerek bir an önce çalışmaları başlatması istenmiştir.49 Sonuç olarak lakabı Çin İzzet olan İzzet Paşa dumansız barut fabrikasının faaliyete geçirilmesinde büyük katkılar sağlamıştır. Teknoloji takibi konusunda ülke içinde yetişmiş personelin tecrübe birikiminin yeterli seviyede bulunduğu verdiğimiz örneklerde açıkça görülmektedir.
Sonuç

Osmanlı İmparatorluğu’nda askeri teknolojilerin takibi konusunda yapmış olduğumuz bu incelemede Osmanlı harp sanayiinin potansiyeli ve yeni teknolojiler karşısında almış olduğu pozisyon, dar bir kapsamda ele alınmaya çalışılmıştır. Şüphesiz konunun bütün boyutlarıyla ortaya konulması oldukça geniş bir çalışmayı gerektirmektedir. Ancak bazı konu başlıkları altında, ulaşmış olduğumuz kaynaklardan en çarpıcı olanlarını seçmek suretiyle özet bir değerlendirme yapmak mümkün olmaktadır. Bu çalışmaya dahil edilmeyen bir husus da araştırma ve geliştirme faaliyetleridir. Batı’daki gelişmelerin takibi yanında şüphesiz harp sanayii tesislerinde daha kaliteli ve etkin silahların yapımı konusunda da çalışmalar yapılmaktaydı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı’yı yeterince takip edemediği ve sanayileşme konusunda geç kalındığı noktasında yaygın bir kanaat oluşmuş ve bu kanaatin belirgin örneği olarak matbaanın icadıyla başlayan süreç gösterilmiştir. Halbuki askeri teknolojilerin takibi noktasında gösterilen refleks istenilen seviyede gerçekleşmiştir. Zamanın en ileri teknolojisi olan denizaltılar ve yeni patlayıcılar ile ilgili olarak yapılanlar küçümsenecek boyutta değildir.

Her şeyden önce Osmanlı İmparatorluğu, döneminin süper güçleri arasında yer alan bir devlet ve dünya çapında büyük bir gücün temsilcisiydi. Şüphesiz sanayi Devrimi’ni takip eden süreçte yeteri kadar başarı gösterememiştir. Ancak, kıta Avrupası’nda yer alan diğer devletler de İngiltere ile mukayese edildiklerinde aynı sonuca ulaşılmaktadır. III. Selim’le başlayan ıslahat hareketleri teknolojik anlamda Batı’yla kopuşun fark edilmesi ve tedbir alınması olarak algılanabilir. Bundan sonraki gelişmeler reel politiğin imkan tanıdığı ölçüde ortaya çıkabilmiştir. Son dönemde büyük toprak kayıpları aynı zamanda hammadde kaynaklarının da yitirilmesine sebep olmuştur. Maliyede ortaya çıkan bunalım ve tüm olumsuz faktörleri bir araya getirdiğimizde ülke içerisindeki üretim imkanlarının ne durumda olabileceği anlaşılmaktadır.

Çanakkale Savaşı’nda itilaf devletlerinin kullanmış olduğu askeri güç ve teknoloji unutulmamalıdır. Bütün dünyaya karşı verilmiş olan bu savaşta, askeri teknolojiler ve gelişmiş silahlar konusunda Osmanlı İmparatorluğu’nun hiç de küçümsenecek durumda olmadığı anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun 18. ve 19. yüzyıllarda teknoloji takibi konusundaki çalışmalarının içinde bulunulan zaman kesiti dikkate alındığında arzu edilen düzeyde olmasa da yeterli seviyede olduğu söylenebilir.

Ekler

1. Avusturya’da Yapılan Patlayıcı Maddelerin Tecrübeleri Hakkında Hariciye Vekaletinin İstihbarat Raporu



(BOA., Yıldız Tasnifi, Sadaret Hususi Maruzat Evrakı no: 396/34).

Bab-ı Ali Nezaret-i Umur-u Hariciyye Terceme Odası.

Hariciye Nezareti’ne 23 Nisan sene 99 tarihiyle Viyana Sefaret-i Seniyyesi maslahatgüzarından varid olan 108 nümerolu tahriratın tercemesidir.

Dinamit kuvveti fevkinde bir kuvveti haiz yani bir madde-i müşteile ile Viyana civarında bu kere icra olunan haiz-i ehemniyet tecrübelere dair gazetelerde görülmüş tafsilat ve mütealatın hülasasını havi bir varak manzur-u ali-i asafaneleri buyurulmak üzere leffen takdim kılındı emir ve ferman hazret-i men leh-ül emrindir. Melfuf varakın tercemesidir.

Oksilikat yâni hava-i mütemeyyia denilen yeni madde-i müşteile ile Viyana civârında icrâ edilen tecrübeler geçen Nisan’ın onuncu Pazartesi günü hava-i mütemeyyia ile ilk tecrübe Avusturya’da icrâ edilmiştir. Viyana kurbunda vaki (sebe ve rinteloko) icrâ olunan bu tecrübeden hava-i mütemeyyianın dinamit kuvvetine yirmi kat fâik kuvve-i iştialiyeye hâiz olduğu tebeyyün etmiş ve kâffe-i suûbât-ı fennîyede madde-i mebhûsenin istimâline mecburiyet elvereceği muhtemel bulunmuş olduğundan ber tahvîl ve inkılap vukuu derkârdır tecârüb-i mebhûse ile bast-ı mütebaât itmezden mukaddem madde-i müşteile-i cedîdenin neden ibâret olduğunu beyân etmek muktezîdir. 1895 senesinde profesör Mösyö Lind ilk defa olarak bu maddeyi keşfederek bir âlet-i mahsûse vasıtasıyla madde-i mezkûreden bir saat zarfında bir çok litre istihsâline muvaffak olmuşdu. Mayi-i mezkûre dair Alman ve Fransız cerâidi inanılmayacak bir takım mütalâat ve meşrûdât temhîd ettikleri gibi bâzı Amerika gazeteleri de bu bâbda beyân-ı mütealâ ettikleri sırada bir kaç vagon oksikletin dünyanın nısfını berhava etmeye kâfi olacağına binâen madde-i mebhûsenin muhabereleri mümteniü’l-icrâ bir hâle getireceğini beyân eylemişdir. Birkaç seneden beri mevâdd-ı müşterek ile icrâ-i tecârüb etmekde olan fen müdiri mühendis Mösyö Garoer “sitrikat’’ tesmiye olunan ve esâsen nitrogliserinden ibâret bulunan bir terkîb ile bir takım tecrübeler icrâsına muvaffak olmuştur. Nobel dinamitinin imâlini taht-ı inhisâra almak isteyen Avusturya hükûmeti terkîb-i mezkûrun Avusturya’ya ithâline muhâlefet et-

miş olduğundan Mösyö Garoer oksilikat ile icrâ-i tecârib eylemesi içün Prof. Lind’i Viyana’ya dâvet etmekle mümâileyh muavini Dr. Mösyö Sinecer’i madde-i mezkûru müstacaben Viyana’ya göndermiştir. Nisan’ın on yedinci Pazar günü erkân-ı harbiye miralaylarından Mösyö Hess ile askerî fen komitesi dördüncü Şube kumandanı ve bir kaç zabit ve iki ehl-i hibre tecrübelerin icrâ olunacağı mahalle gelmişlerdir. Mösyö Sinecer dahi berâberinde oksilikatı muhtevî küçük bir kutu olduğu hâlde oraya âzimet etmiştir. Bu kutu derûnunda vasatında on iki santimetro uzunluğunda bakırdan mamül sarı bir boru bulunuyordu. Hava-i muzika müsademeden külliyen gayri mütehassis bulunmak hasebiyle iştigal etmekde olduğundan hiç bir madde de mezc edildiği hâlde kendisine mahsûs olan kuvve-i müdhişe-i ihtisâb ediyor şimdilik bu madde mâdencilerin.

2. Washıngton Sefaretinden

Gönderilen İstihbarat Raporu

(B.A.O., Yıldız Tasnifi, Sadaret Hususi Maruzat Evrakı, No: 309/79).

“Nitrocelatin” ile memlû humbârâ endaht eden yeni bir havan topunun âhiren Sandy Hawk’da tecrübesi icrâ olunmuş ve rivâyete göre tecrübe-i mezkûreden netâyic-i hasene hâsıl olmuşdur iş bu top ile iki bin metro bir mesâfeye her biri iki yüz litro “nitrocelatin” havî sekiz mermi endaht olunub mermiyât-ı mezkûrenin kâffesi yüz yirmi kadem tul ve otuz kadem arzında bir mütevaziyü’l-ezlâ derûnuna düşmüşdür. Bu bâbda bir fikr-i sahîh hâsıl olabilmek içün denilebilir ki eğer mezkûr top batarya meydanına va’z olunmuş olsa idi mermiyât-ı mebhûse “…………” zaviyesiyle şark dördüncü sokağı beynindeki arazi üstüne düşmüş olacaktı mezbûr humbârâlar öyle bir yolda tertîb olunmuştur ki denize temas ettikleri anda patlayıp ancak iki saniye sonra iştial ettiklerinden torpido hizmeti dahi görmektedirler. Humbârâların patlaması her defa vakt-i muayyende zuhûra gelib oldukça vasi bir mefa katrede âzim bir su kütlesini berhava ettiğinden ne derece büyük ve kuvvetli olursa olsun hiç bir harb sefinesi iş bu tesâdümün şiddetine mukavemet edemez bu top vasıtasıyla mermiyât dört mil mesâfeye kadar atıldığı gibi bir suret-i sahîhada nişân dahi alınabilir bu toplardan üç tanesi “Sandy Hawk”a vaz olunduğu hâlde Newyork limanı medhâlin en mükemmel bir donanmaya karşı müdafaa kabil olabilecektir. Hava toplarıyla mücehhez “Vezduyas” nam kuruvazörün karaya endaht ettiği humbârâ şâyân-ı memnûniyet bir netice hâsıl edemediğinden mezkûr toplar da deniz üzerinde istimâlinden sarf-ı nazar olunmuştur.

3-İnşa Edilen Denizaltının Aksaklıklarıyla

İlgili Rapor

(BOA, Yıldız Tasnifi, Mütenevvi Maruzat Evrakı no: 24/69)

Malum-ı hakayık-ı mezcum-ı hazret-i hilafetpenehileri buyurulduğu üzere taht-el bahir vapuru hümayunları makinesinin silindir kapağı 140 libre buhar tazyikine tahammül idemiyerek çatladığı evvelce arz olunmuş idi daha iyi olmak üzere bunun tıbkısı fabrika-i humayunlarında imal edilebileceğinin deruhde olunması üzerine mezkur fabrika-i hümayuna sipariş olunmuş idiğünden suret-i imali dünkü gün hitam bulunmağla parvanesi su tazyikiyle icra olundukda beruce bila malum olan 140 libreden daha az tazyik verilür verülmez zikr olunan kapak tahmil idemeyüp sathından dışarıya su fışkırması üzerine derece-i matlubede metin olarak imal edilememiş olduğundan vapur-u hümayun-u mezkurun taht-el bahr bulunacağı sıralarda hüda ne-kerde büyük tehlike muhatarayı mucip olacağı gerek vapur-u mezkurun kendi çarkçısı ve gerek fabrika-i hümayun çarkçı ve ustabaşıları taraflarından beyan ve der meyan olunub def-i tahmiline ve muhatara içün daha kuvvetli bir surette imaline karar verildi. Vapur-ı mezkurun intizar olunmakda olan emniyet kapağı ve imal olunmakda bulunan ve diğer vapur-u hümayunlar içün asbestos tabir olunan harareti gayr-i nakil maden vasıl olmuş ise de mühendisinde dört günden beri keyifsiz olub işin başına gelememesi üzerine keyfiyeti anlamak üzere istisfar-ı hatır zımnında dün akşam bulunduğu kulübeye gittim fil hakika mümaileyh humma hastalığına tutulmuş dalgın bir halde ve doktor nezareti altında buldum keyifsizliğinden dolayı iş başına gelemediğine müteessüf olduğunu ima ile beraber Nordanfild’den aldığı bir takım telgrafnameye nazaran taht-el bahir vapurlarının bizzat mucidi olan meşhur Gareto nam şahs da heman yola çıkarılmış olduğunu kullarına beyan eylediği arzına ictisar eylerim ol babda emr-i ferman şevketlü kudretlü veliyün-neam padişahım efendim hazretlerinindir.


DİPNOTLAR
1 Peter F. Drucker, Kapitalist Ötesi Toplum, İnkılap Kitabevi, İstanbul 1994, sh 44.

2 Tevfik Güran, İktisat Tarihi, Acar Matbaacılık, İstanbul 1993, s. 117-119.

3 Mufassal Osmanlı Tarihi (MOT), Şehir Matbaası, İst. 1957, C. 5, s. 2585.

4 M. Ali Özütopçu, “Nizam-ı Cedit (1793) ile Osmanlı Topçuluğu’na Getirilen Yenilikler”, Gn. Kur. Bşk. Askeri Tarih Bülteni, Sayı: 22, Ankara 1987, s. 85-87.

5 BOA, Cevdet Tasnifi, Askeriye no: 32979/1.

6 Rhoads Murphey, Osmanlıların Batı Teknolojini Benimsemedeki Tutumları: Efrenci Teknisyenlerin Sivil ve Askeri Uygulamalardaki Rolü, Osmanlılar ve Batı Teknolojisi, Ed. Ekmeleddin İhsanoğlu, İst. Ün. Ed. Fak. Yay, İst. 1992, s. 8-9.

7 Kevork Pamukciyan, ‘’Dadyan veya Dad (Arakel Amira)” İstanbul Ansiklopedisi, VIII, Tan Matbaası, İstanbul 1958, s. 4188.

8 BOA, Hatt-ı Hümayun Tasnifi no: 10820. Bu ibareler belgenin üst kısmında Sultan III. Selim’in kendi el yazısıyla not edilmiştir. “Baruthaneler idaresine memur Şerif Efendi kulları maiyyetinde olan Firenk Françesko’ya barut dökmek içün biri bargir ile ida-

re olunur diğeri su ile döndürülür iki adet çarh yapdurub firenk ile maan taraf-ı çakeriye göndermiş olmağla nefsinde temaşaya şayan müsenna şeyler olub el’an taraf-ı çakeride olmakdan naşi temaşaları irade buyurulur ise takdim-i çaker-i şahaneleri kılınur kaldı ki, bargir ile döndürülen çarhı çıkarub yerine su ile idare olunan çarhı takmak mesfur Firenk’in vücuduna tavakkuf etmeğle irade-i şahaneleri buyurulur ise mersum Firenk dahi bereber gönderileceği ve zikr olunan çarhlar pesendide-i hümayunları buyurulduğu halde mesfur firenk eğerçi rütbe ashabından olmayub fenn erbabından olmağla haline münasip vecihle atiye-i şahaneleriyle tatyib buyurulmak menut-u ra-i alileri idiğü malum-u samileri buyuruldukda ferman şevketlü kerametlü mehabetlü kudretlü veliyy-ün niam efendim padişahım hazretlerinindir.”

9 Kevork Pamukciyan, a.g.m., s. 4188.

10 Türkiye Seyahatnamesi 1790 Yılında Türkiye ve İstanbul, Cev. Oğuz Gökmen, Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1971 cilt 1, sh 47.

11 BOA, C. Askeriye no: 45970.

12 Enver Ziya Karal, Selim III’ün Hattı Hümayunları-Nizam-ı Cedid 1789-1807, TTK. Basımevi, Ankara 1988, s. 60-61.

13 Enver Ziya Karal, a.g.e., s. 62.

14 BOA, Yıldız Tasnifi Mitenevvi Maruzat Evrakı, no: 30/53.

15 BOA Cevdet Tasnifi, no: 7745.

16 BOA, Cevdet Tasnifi, no: 48665/1 “Arz-ı bendeleridir ki iş bu beyaz üzerine sudur olan ferman-I alileri mucebince irade-i humayun mahiyetinde olub bu defa vilayetleri tarafına azimet üzere olan İngülterelü Kolonel Helo vesair memur-u maiyyetleri olan tercüman vesairlere ceman 14. 600 guruş harcırah verilmiş olmağla mucebince baş muhasebeye kayd olunub tezkire verilmek babında emr-i ferman devletlü saadetlü sultanım hazretlerinindir’’.

17 BOA, Yıldız Tasnifi Mütenevvi Maruzat Evrakı no: 307/220 ‘’Zeytinburnu fabrika-i humayununda kain Bazink sistemindeki fırını işletmek içün Almanya’dan celb edilmiş çelikçi ustası mösyö Schung’un kontratosu üç yüz yigirmi üç senesi Ağustosunun on sekizinci günü hitam bulmuş olduğundan müddet-i istihdamının üç yüz yigirmi dört senesi Ağustosunun on sekizinci gününe kadar bir sene temdidiyle şehri elli adet lira-i osmani den ibaret olan maaşının Tophane-i Hümayun fabrikalarında müstahdem ecnebi ustaları maaşatı misillü Tophane-i Amire hesabı olarak bin osmaniden mah be mah Tophane-i Amire veznesine tesviye ve itası makrun-u müsade-i hümayun-u hilafetpenahileri buyurulduğu takdirde Maliye Nezaret-i Celilesi’ne tebligat ita ve Tophane-i Amire’ye de malumat itası hususunun atebe-i ülya-i şevket ihtivayı cenab-ı pederşahiye arzıyla istizanı babında emr-ü ferman hazret-i men leh-ül emrindir.”

18 BOA, Yıldız Tasnifi Mütenevvi Maruzat Evrakı, no: 64/10.

19 BOA, H. H. Tasnifi no: 13426, ‘Düvel-i Avrupa’nın levazım ve edevat-ı harp imaline dair te’lif ve termin ettikleri firenkiyyül ibare cenk kitaplarından ala barut-u siyah imal olunmasının keyfiyetini mübeyyin olan maddeler tetebbu ve ihraç ve tercüme ettirilüb manzur-u hümayunları buyurulmak içün huzur-u alilerine takdim olundu…”

20 Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, Ed. E. İhsanoğlu, C. I, s. 619.

21 Emin Yakıtal, Abdülaziz Donanmasına Dair Bir İnceleme, 8. Türk Tarih Kongresi Tebliğleri, C. 2, T. T Basımevi, Ankara 1976, s. 1350.

22 Ali İhsan Gencer, Osmanlı Türklerinde Denizcilik, Osmanlı, Yeni Türkiye Yayınları, c. 6, s. 585.

23 T. Nejat Eralp, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah Kavramı ve Osmanlı İmparatorluğu’nda Kullanılan Silahlar, T. T. K. Basımevi Ankara 1993, s. 124.

24 BOA, Hatt-ı Hümayun Tasnifi no: 1877.

25 Muzaffer Erdaoğan, a.g.m., s., 136.

26 Yavuz Cezar, 19. Yüzyılda Osmanlı Devletinde Yeni Teknoloji Uygulama ve Sınai Tesis Kurma Çabalarından. Örnekler, Dünü ve Bugünüyle Toplum ve Ekonomi, Mart 1991, s. 170, Bu iradenin tamamı adı geçen makalede mevcuttur.

27 Phyllis Deane, İlk Sanayi İnkilabı, Çev. Tevfik Güran, TTK. Basımevi, Ankara 1994, s. 98.

28 Yavuz Cezar, a.g.m., s. 169.

29 BOA, MAD, Defter no: 8942, s. 684.

30 Kevork Pamukciyan, a.g.e., s. 4195.

31 Tevfik Güran, Tanzimat Döneminde Devlet Fabrikaları, 150. Yılında Tanzimat, T. T. K. Basımevi, Ankara 1992, s. 236.

32 BOA, Yıldız Tasnifi, Mütenevvi Maruzat Evrakı no: 22/147.

33 BOA, Yıldız Tasnifi, Resmi Maruzat Evrakı, no: 19/25.

34 Ömer Lütfi Barkan, İktisat Tarihi III. Kısım, İ.Ü. İktisat ve İctimaiyat Enstitüsü, İstanbul 1945, s. 6.

35 BOA, Yıldız Tasnifi, Sadaret Hususi Maruzat Evrakı no: 309/79, (Belgenin tamamı Ekler kısmındadır).

36 BOA, Yıldız Tasnifi, Sadaret Hususi Maruzat Evrakı no: 394/34.

37 BOA, Yıldız Tasnifi, Sedaret Hususi Maruzat Evrakı, no: 378/3.

38 BOA, Yıldız Tasnifi, Mütenevvi Maruzat Evrakı, no: 188/94.

39 BOA, Yıldız Tasnifi, Mütenevvi Maruzat Evrakı, no: 255/193.

40 BOA, Yıldız Tasnifi, Mütenevvi Maruzat Evrakı, no: 87/145.

41 BOA, Yıldız Tasnifi, Sedaret Hususi Maruzat Evrakı. no: 300/20.

42 BOA, Yıldız Tasnifi, Mütenevvi Maruzat Evrakı no: 29/13.

43 BOA, Yıldız Tasnifi, Mütenevvi Maruzat Evrakı, no: 96/9.

44 BOA, Yıldız Tasnifi, Sedaret Hususi maruzat Evrakı, no: 257/77.

45 BOA, Yıldız Tasnifi Sedaret Hususi Maruzat Evrakı, no: 318/95.

46 BOA, Yıldız Tasnifi, Mütenevvi Maruzat Evrakı no: 150/86, 202/146, 223/113, 273/45.

47 BOA, Yıldız Tasnifi, Sadaret Resmi Maruzat Evrakı no: 9/79, Ayrıca bkz. Oral Sander-Kurthan Fişek, Türk A. B. D. Silah Ticaretinin İlk Yüzyılı 1829-1929, Çağdaş yay. İstanbul 1977.

48 BOA, Yıldız Tasnifi, Mütenevvi Maruzat Evrakı no: 35/1.

49 BOA, Yıldız Tasnifi, Mütenevvi Maruzat Evrakı no: 69/95 “Mukaddema Tophane-i Amire’de dumansız barutları analiz eden heyet-i tahliliyeden Kolağası Vasil efendi ve Rıza Bey’in mezkur barutun imalini müteahhit olacaklarına dair maruz-u atabe-i ülya ferman-ı ariza-i çakeranem üzerine mümaileyhe mezuniyet itasına irade-i seniyye-i cenab-ı hilafetpenahi isabet efza-i sünuh ve südur buyurulmuşdur iş bu barutun memleketimizde imali halinde rehin-i rütbe-i bedahet olan na mütenahi muhsenat derecatı düşünüldükçe barutun her halde burada imkan-ı imaline fikr-i daimi zikrinde bulunduğuna ve komisyon-u çakeranemiz azasından Erkan-ı Harbiye Mirlivası İzzet Paşa’nın esliha ve mühimmat-ı nariye hakkında görülen efkar-ı terakki ve esna-i tecrübede meşhud olan tedabir ve hidemat-ı maharetkeranesine binaen bu babdaki fikir ve mütealasına müracaat olundukda kendisü Mavzer Fabrikası’nda bulunduğu esnada bu gibi şeyler ezva-i esasiyesinden olmak hasebiyle saika-i hususiyle bu babda epeyce iktab-ı meleke ve mümarese etmiş ve dumansız barut imal edecek derecede malumata vakıf bulunmuş olduğu beyan ve emr-i ferman buyurulduğu halde imaline teşebbüs ideceğini dermeyan etmiş efkar-ı çakeraneme takviyet vermiş ve bununla beraber kendisü iffet ve sadakatle muttasıf bulunmuş olduğu cihetle yetişdirilerek Tophane-i Amire’de esliha ve barut fabrika ve imalat işlerinde istihdamıyla kendisinden devletçe istifade edilecek ezkiya-i ümera-i erkan-ı harbiyeden olunduğundan iş bu barut terakkiyetı zaten tayin ve tefakur etmiş bulunduğundan paşa-i mümaileyhin bu babdaki malumatı mümaileyha ile bit-tevhir her halde bir netice-i hasene tevellüdüyle belkide Almanya barutundan daha ala ve nafi bir dumansız barut imaline muvaffak olacaklarına kanaat-ı kuvve hasıl edildiğine ve bunun husulü takdiri de seniyye-i kudret vaye-i hazret-i padişahide barutun hem memlekette kemal-i ehveniyetle imali ve tedariki esbabı hasıl ve hemde ecnebiye müracaat mecburiyeti gibi bir ihtiyac-ı mühim külliyen zail olmakdan başka düvel-i ecnebiyyede olduğu misillü imal olunacak iş bu barutun dumansız Osmanlı barutu”.


Yüklə 8,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   163   164   165   166   167   168   169   170   ...   193




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin