Peşaver geceleri



Yüklə 3,04 Mb.
səhifə134/185
tarix27.05.2018
ölçüsü3,04 Mb.
#51853
1   ...   130   131   132   133   134   135   136   137   ...   185

İfk Olayı


Şii hadis ve tefsir kitaplarına bir göz atın, Ümm’ül- Müminini ifk (iftira) olayında nasıl savunduklarını açıkça görürsünüz. Halbuki Şiiler böyle bir inanca sahip olsalardı, Aişe’ye saldırmanın en uygun yeri ifk konusu olurdu.

Bu iddia ve iftiralar maalesef Peygamber-i Ekrem (s.a.a) zamanında sadece bazı münafık sahabeler tarafından ifade edilmiştir. Mistah bin Esase, Hassan bin Sabit ve Abdullah bin Ubey gibileri bu iftiralarda bulunmuştur. Bu yüzden de Kur’ân’da tam 17 ayet Aişe’nin temizliğini ispat etmiş, münafıkları yalanlamıştır.

Şii Müslümanların inancına göre Peygamberin eşlerine, Hafsa ve Aişe de olsa, dil uzatan kimse kafir ve mel’undur, kanı ve malı helaldir. Zira bu iftiralar bizzat Peygamber (s.a.a)’e yönelmektedir. Ayrıca bilmek icap eder ki Şiiler Müslümanlara sövme ve iftirada bulunmanın haram olduğunu da biliyorlar. Nerede kaldı ki Aişe ve Hafsa bile olsa Peygamber (s.a.a)’in eşlerine iftira edip sövsünler.

Eşler Övülme ve Kınanmada Her Açıdan

Benzer Değildir


Ayrıca bilmek icab eder ki okuduğunuz ayet de düşündüğünüz gibi değildir. Eşler övülme ve kınanmada her açıdan ortak ve benzer değildir. Birisi iyi ve cennete layıksa, diğerinin de öyle olması gerekmez. Veya birisi fasık, kafir ve ateşe layıksa, diğerinin de onun gibi olması düşünülemez. Eğer böyle olmuş olsaydı bu eksiklik birçok şahıs için de geçerli olurdu. Özellikle de Hz. Nuh ve Hz. Lut’un eşi ile Firavun ve Asiye bunun en açık örneğidir. Nitekim Kur’ân’da şöyle buyuruluyor:

Allah inkar edenlere Lut’un karısı ile Nuh’un karısını misal verdi. Bu ikisi kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah’tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. İkisine de: ‘Ateşe girenlerle beraber siz de girin’ denildi.”181


Nuh ve Lut’un Eşleri Cehenneme, Firavun’un Eşi İse Cennete Gidiyor


Bu iki ayette de eşlerin birbirini bağlamadığı açıkça ifade edilmektedir. Lut ve Nuh’un eşleri kendilerine hıyanet edince, o büyük Peygamberlerin eşi olmalarının kendilerine hiçbir faydası olmamıştır. Her ikisi de kafir olup cehenneme gitmektedirler. Özellikle de ayetin sonun da şöyle buyurulmuştur:

...Ateşe girenlerle beraber siz de girin!”182

Öte yandan kafir Firavun’un eşi olan Asiye onunla eş olmaktan bir zarar görmüyor ve kocası cehenneme, kendisi ise cennete gidiyor. O halde sizin eşlilik ve zevciyeti bir şeref sebebi saymanız asla doğru değildir. Elbette ruhi, ahlaki ve davranış açısından aynı olduğu takdirde zevciyetin de bir etkisi vardır; yoksa kafir, Müslüman, münafık ve Müminin birbiriyle evliliğinden bir zarar veya menfaat söz konusu değildir. O halde Mümin bir erkeğin eşi fasık olursa eşini kötülemek, kötü ahlakını kınamak eşine bir zarar vermez. Halk o kadının kötü ahlakını beyan edince mümin eşinin makamına ihanet sayılmaz.

Şeyh: Çok geçmeksizin kısa bir süre içerisinde sözlerinizde büyük bir çelişki ortaya çıktı.

Davetçi: Bir oturumda değil, hatta ömrüm boyunca bile çelişkili konuşmamın imkanı yoktur; zira din ve mezhep konuları, ilmi ve akli bir meseldir; düzenli bir programa tabidir. Akaitte şahsi görüşleri söz konusu etmiyoruz; bizim akidemiz, filozof ve hükemanın sürekli değişen akideleri gibi değildir; ki herkes şahsi görüşünü söylemeye yeltensin. Eflatun’un görüşleri üstadı Sokrat’ın görüşünden farklıdır. Feyz ve Feyyaz’ın görüşü üstatları Molla Sadra’dan farklıdır. Ama bilindiği gibi enbiya, özellikle de Hatem’ul-Enbiya’nın mektebinde yetişenler -O’nun ilim kapısı Hz. Ali (a.s)’dan beslendikleri için- asla çelişki sergilemezler. Dolayısıyla biz de çelişkili konuşmuyoruz...

Eğer dergi ve gazeteleri okuyup geçen gecelerde söylediğim sözlere dikkat edecek olursanız, Kur’ân’ı temel alan Ehl-i Beyt İmamları ve Resulullah (s.a.a)’in dininin büyüklerinin söz ve emirlerinden asla dışarı çıkmadığımı görürsünüz. Hiçbirisi unutulacak veya değişebilecek şahsi görüşüm değildir. Şimdiye kadar söylediklerim ve bundan sonra de söyleyeceklerim, hep Kur’ân’dan ve din büyüklerinden istifade etmiş olduğum şeylerdir. Dolayısıyla konuşmamda herhangi bir çelişkinin olması mümkün değildir. Ama siz yine de çelişkinin ne olduğunu beyan ediniz.



Şeyh: Bir yerde tüm insanlara sövmenin haram olduğunu buyurdunuz, şimdi de Nuh ve Lut’un hanımlarının eşlerine hainlik ettiklerini beyan ediyorsunuz. Bu çelişki değil midir? Peygamberlerin eşlerine fuhuş, hainlik ve habislik nispeti vermeniz çirkin değil midir?

Davetçi: Kesin biliyorum ki kasıtlı olarak yanılıyorsunuz, insanların vaktini alıyorsunuz, safsata yapıyorsunuz. Sizin gibi alim birinden bu safsataları beklemiyordum, ayetteki hıyanetin manasını biliyorsunuz ve belki de Peygamberlerin eşlerini savunmanız, bunun genişlemesinden ve maksadınızın aksine apaçık gerçekleri ortaya çıkarmasından korkuyorsunuz.

Nuh’un ve Lut’un Hanımlarının hıyanet Etmesi


Hainliği fuhuş diye tabir etmeniz çok ilginçtir, fuhuşla hainlik arsında çok fark vardır. Peygamberlerin hanımları her türlü fuhuştan münezzehtirler; biz de hainliklerinden bahsediyoruz.

Evvela; her peygamberin eşi, o peygamberin söz ve davranışlarının aksini sergilerse haindir.

İkinci olarak; onların hainlik ettiklerini ben kendi yanımdan söylemedim ki hemen mugalata yaparak beni eleştirmeye kalkıştınız. Zira bizzat Kur’ân-ı Kerim; “fehanetahuma” (O ikisi hainlik ettiler.) buyuruyor. Onların hainliği fuhuş hainliği değildi. Zira arz ettim ki peygamberlerin eşleri bundan münezzehti; dolayısıyla onların hainliği, asilik, küfür ve nifak idi.

Ayrıca bilmek icap eder ki Nuh’un eşi kendisine muhalefeti, Hz. Nuh’u halkın yanında kötülüyordu; “Benim eşim delidir, sürekli onunla olduğum için onu tanıyorum, ona aldanmayın.” diyordu.

Hz. Lut’un hanımı da eve yeni gelen misafirleri kavmine haber veriyor, evin içindeki sırları düşmanlara bildiriyor, fitne ve fesada sebep oluyordu.

Ama sizin kendi lehinize delil gösterdiğiniz Nur süresindeki 26. ayetin manasına gelince; müfessirlerin ve Ehl-i Beyt (a.s)’dan gelen rivayetlerin ışığında o ayetin anlamı şudur:

“Kötü kadınlar kötü erkeklere uygundur, kötü erkekler de kötü kadınlara rağbet ederler; temiz kadınlar da temiz erkeklere layıktır, temiz erkekler de onlara rağbet ederler.”

Bu, Nur süresinin şu 3. ayetinin manasıdır: “Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenir...”

Velhasıl bu ayet sizin iddianızla uyuşmamaktadır ve sizin maksadınızla hiçbir ilgisi yoktur.


Yüklə 3,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   130   131   132   133   134   135   136   137   ...   185




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin