Peşaver geceleri


Hz. Peygamber İle Hz. Ali’nin Eşitliğine Dair Hadisler



Yüklə 3,04 Mb.
səhifə80/185
tarix27.05.2018
ölçüsü3,04 Mb.
#51853
1   ...   76   77   78   79   80   81   82   83   ...   185

Hz. Peygamber İle Hz. Ali’nin

Eşitliğine Dair Hadisler


İmam Ahmed bin Hanbel “Müsned”inde, Şafii fakihi olan İbn-i Meğazili Menakıb’da, Muvaffak bin Ahmed (Hatib-i Harezmi) Menakıb’da, Resulullah’ın (s.a.a)’in defalarca şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:

Ali benden ve ben de O’ndanım; O’nu seven beni sevmiş ve beni seven de şüphesiz Allah’ı sevmiştir.”

Aynı şekilde, İbn-i Mace Sünen’inin 1. cildinin 92. sayfasında, Tirmizi Sahihi’nde, İbn-i Hacer “Savaik”te imam Ahmed, Tirmizi, Nesai ve İbn-i Mace'den Hz. Ali (a.s)’ın faziletleri hakkındaki nakletmiş olduğu 40 hadisin 6. hadisinde, imam Ahmed bin Hanbel Müsned'inin 4. cildinin 164. sayfasında, Muhammed bin Yusuf-u Genci eş-Şafii, İbn-i Simak’ın Müsned'inin 4. cildi ve Tebarini’nin “Mucem'ul- Kebir”inden naklen “Kıyafet’ut- Talib” kitabının 67. babında, imam Ebu Abdurrahman Nesai “Hasais” adlı kitabında, Hanefi olan Süleyman Belhi, “Mişkat”tan naklen “Yenabi’ul- Mevedde”nin 7. babında Ceyş bin Cunadet’il- Seluli’den Resulü Ekrem (s.a.a)’in Veda Haccında Arafat’ta şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:

Ali bendendir, ben de Ali’denim; ben ve Ali’den başka kimse (benim vazifemi) eda edemez.”

Hanefi olan Süleyman Belhi “Yenabi’ul- Mevedde” kitabının 7. babında, Abdullah bin Ahmed bin Hanbel’in “Zevaid-i Müsned”inden naklen İbn-i Abbas'a istinaden şöyle nakletmiştir: Resulü Ekrem (s.a.a) müminlerin annesi Ümmü Seleme'ye şöyle buyurdular:

Ali bendendir, ben de O’ndanım; O’nun eti benim etimden ve O’nun kanı benim kanımdandır; O bana nispetle Harun’un Musa’ya olan konumu gibidir. Ey Ümmü Seleme! Duy ve şahit ol ki, bu Ali, Müslümanların seyyidi ve efendisidir.”

Hamidi “Cem’un Beyn'es- Sahihayn”de ve İbn-i Ebi'l- Hadid “Nehc'ül- Belağa Şerhi”nde, Resulü Ekrem (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu naklediyorlar:

Ali bendendir, ben de Ali’denim; Ali bana nispetle, bedendeki baş gibidir; O’na itaat eden şüphesiz Allah’a itaat etmiştir.”

Muhammed bin Cerir-i Taberi Tefsirinde ve Şafii fakihi olan Mir Seyyid Ali Hemedani “Meveddet'ul- Kurba” adlı kitabinin 8. Meveddet'inde Resul-ü Ekrem (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:

Allah-u Teâla bu dini Ali’nin vasıtası ile kuvvetlendirdi; şüphesiz O benden, ben de O’ndanım; “Efemen kane ala beyyinetin min Rabbihi ve yetluhu şahidun minhu114 ayeti O’nun hakkında nazil olmuştur.”

Şeyh Süleyman Belhi “Yenab'ü-l Mevede” adlı kitabının 7. babını bu konuya tahsis ederek o bölüme şu unvanı vermiştir: “El- bab’us- Sani Fi Beyani enne Aliyyen (k.v) Ke-nefsi Resulillah (s.a.a) ve Hadis-i Aliyyun Minni ve ene Minhu” (7. bab, Ali’nin (k.v) Resulullah (s.a.a)’in nefsi gibi olmasının beyanı ve “Ali bendendir ve ben de O’ndanım” hadisi hakkındadır.)

Süleyman Belhi bu babda, çeşitli yol ve farklı lafızlarla, Resulü Ekrem (s.a.a)’den 24 hadis naklederek O Hazretin şöyle buyurduğu nakletmiştir: “Ali, benim nefsim mesabesindedir.” Babın sonunda da Menakıb’tan naklen Cabir’in şöyle dediğini naklediyor: Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu duydum:

Ali’de bir takım hasletler (özellikler) vardır ki, eğer onlardan biri, herhangi bir kişi için olsaydı, fazilet ve şeref bakımından ona yeterli olurdu.”

O hasletler, Resulullah (s.a.a)’in Hz. Ali hakkında buyurduğu şu sözlerden ibarettir:

Ben kimin mevlası isem Ali de onun Mevlasıdır.”

Ali bana nispetle Harun’un Musa’ya konumu gibidir.”

Ali bendendir, ben de ondanım.”

Ali bana nispetle benim nefsim gibidir; O’na itaat bana itaattir, O’na itaatsizlik bana itaatsizliktir.”

Ali’ye karşı savaş, Allah’a karşı savaştır; Ali’yle barış içerisinde olmak, Allah ile barış içerisinde olmaktır.”

Ali’nin dostu Allah’ın dostudur; Ali’nin düşmanı Allah’ın düşmanıdır.”

Ali, Allah’ın kullarına olan hüccetidir.”

Ali’yi sevmek iman ve ona düşman olmak ise küfürdür.”

Alinin hizbi, Allah’ın hizbidir; O’nun düşmanlarının hizbi ise şeytan’ın hizbidir.”

Ali hak ile, Hak da Ali iledir; onlar birbirlerinden ayrılmazlar.”

Ali cennet ile cehennemin bölücüsüdür.”

Ali’den ayrılan benden ayrılmış, benden ayrılan da Allah’tan ayrılmıştır.”

Ali’nin Şiaları, kıyamet günü kurtuluşa erecek olanların ta kendileridir.”

Mezkur babın sonunda Menakıb’tan naklen diğer uzun bir hadis de zikretmekte; o hadisin sonunda şöyle geçiyor:

Beni nübüvvete seçene ve beni mahlukatın en üstün kılan Allah’a and olsun ki, (ey Ali) şüphesiz sen, Allah’ın kullarına olan hücceti, O’nun sırrına olan emini ve O’nun kullarına olan halifesisin.”

Bu tür hadisler, sizin alimlerinizin itibarlı kitaplarında ve “Sıhah-ı Sitte”de çok zikr olunmuştur. Bunları görmüşsünüz veya sonradan mütalâa edip hepsinin mecazi özdeşliğe alamet olduğunu tasdik edeceksiniz. Binaenaleyh “Enfüsena” kelimesi, nesebi, hasebi ve harici kemallere göre, ilim ve amel açısından Hz. Ali (a.s)’ın, irtibat ve özdeşliğinin çok güçlü oluşuna apaçık bir delildir.

Sizler ilim ehli olduğunuz için, inşaallah inattan uzak durarak bu ayeti kerimenin bizim konu ve maksadımıza, kat’i bir delil olduğunu tasdik edersiniz. Bu ayet ile aynı zamanda sizin ikinci sorunuzun cevabı da verilmiş oldu. Zira biz, Hz. Ali (a.s)’ın “Enfüsena” ayeti ile, has nübüvvet ve vahyin nüzulü hariç diğer bütün kemal, makam ve faziletlerde Resulullah (s.a.a) ile eşit olduğunu ispatladığımızda, Hz. Ali a.s)’ın bütün sahabe ve ümmetten üstün olduğunu anlamış oluruz. Bundan da öte, bu ayetin delaletine, akıl ve naklin hükmüne göre, O Hazretin bütün peygamber, sahabe ve ümmetten istisnasız olarak üstün olması gerekir. Nitekim Resulü Ekrem (s.a.a) de bütün Enbiya ve ümmetten üstün ve faziletliydi.


Yüklə 3,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   76   77   78   79   80   81   82   83   ...   185




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin