Sahih İlmihal


HELÂK OLAN KURBANLIK HAKKINDA



Yüklə 4,89 Mb.
səhifə72/99
tarix16.11.2017
ölçüsü4,89 Mb.
#31882
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   99

HELÂK OLAN KURBANLIK HAKKINDA


Nâciye el-Huzâî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) hedy'ini Medine'den benimle gönderdi. Ben:

"Bunlardan yolda helak olan çıkarsa ben ne yapacağım?" diye sordum.

"Hemen kesersin, nalınını kanına batırırsın, sonra onunla insanlar arasından çekilirsin, yerler" dedi."2090

İbnu'l-Müseyyeb der ki: "Nafile olarak sevk edilen bir deve yolda helâk olsa ve hemen kesilerek halka terkedilse, halk da bunu yese, bu nafile kurbanın sahibine bir şey gerekmez. Kendisi yese veya ondan yiyene emretse borçlanır."2091

İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) der ki. "Kim Kâbe'ye bir deve ihda eder, sonra (daha mahalline ulaşıp; kesilmeden) kaybederse veya hayvan ölürse, şâyet bu bir nezir idiyse, yerine yenisini alır. Nezir değil de tetavvu idiyse, dilerse yeniler, dilerse terk eder."2092

KURBANLIK DEVEYE BİNMEK


Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir deve sevk eden birisini görmüştü ki:

"Binsene ona!" dedi. Adam:

"O kurbanlıktır!" dediyse de Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) emrini tekrarladı:

"Bin ona!" Adam tekrar:

"O kurbanlıktır" diye haykırdı. Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Bin ona" diye tekrarladı ve ikinci veya üçüncü seferde:

"Yazıklar olsun sana!" diye ilâvede bulundu.2093

Buhârî'nin bir rivayetinde, Ebu Hüreyre'den naklen şu ziyade vardı: "(Râvi) der ki: "Ben o adamı, deveye binmiş Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la beraber yürürken gördüm, devenin boynunda nalın takılı idi."

Câbir (radıyallahu anh)'e; kurbanlığa binme hususunda sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı işittim şöyle demişti: "Kurbanlığa, mecbur kaldıysan ma'ruf üzere bin. Bir başka sırt (binek) bulunca da in."2094

HARAMLAR2095

Allah’a Şirk Koşmak


Bu istisnasız haramların en büyüğüdür. Ebu Bekra’nın (r.a.) rivayet ettiği hadiste Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:

Size günahların en büyüğünü haber vereyim mi?”

Üç kez evet, ey Allah’ın Rasulü! dediler. Rasûllullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Allah’a şirk koşmak.”2096

Şirk’in haricinde her günahı Allah’ın bağışlaması mümkündür. Şirk’e ise özellikle tevbe etmek gerekir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başka (günahları) dilediği kimse için bağışlar.” (Nisa: 4/48)

Şirk’in bir kısmı büyük şirk’tir. Kişiyi İslam dairesinden çıkarır ve şirk üzere ölürse cehennemde ebedi kalıcıdır. Büyük şirk’in müslüman ülkelerde yaygın örneklerinden biri de kabirlere ibadettir.

Kabirlere İbadet


Ölmüş velilerin ihtiyaçlara cevap verdiğine, sıkıntıları giderdiğine inanmak, onlardan yardım ve medet dilemek. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurur:

Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi kesin bir şekilde emretti.” (İsra: 17/23)

Yine, peygamberlerin ya da salih kişilerin ölülerine; şefaat veya zorluklardan kurtulma amacıyla dua etmek büyük şirk’tir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

(Onlar mı hayırlı) yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hakimleri kılan mı? Allah’tan başka bir ilah mı var?” (Neml: 27/62)

Bazıları; kalkınca, oturunca, ayağı tökezleyince; ne zaman bir zorluk, sıkıntı veya bela ile karşılaşırsa şeyhin ya da velinin adını anmayı adet ve alışkanlık haline getirir. Biri “Ya Muhammed” der, diğeri “Ya Ali” der, öteki “Ya Hüseyin” der, başka birileri de “Ya Bedevi”, “Ya Geylani”, “Ya Şazili”, “Ya Rıfai” der. Bir diğeri Ayderus’a yalvarır. Bir başkası da İbni Ulvan’a dua eder. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Allah’ı bırakıp da kendisine ibadet ettikleriniz sizin gibi kullardır.” (A’raf: 7/194)

Kabirlere ibadet edenlerden bir kısmı onların etrafında tavaf ederler. Köşelerini selamlar, kabirlere ellerini sürerler. Eşiklerini öper, tozuna toprağına yüzlerini sürerler. Kabirleri gördüklerinde secde ederler. Önlerinde boyunları bükük, huşu içerisinde kendilerini küçük görerek dururlar. Bir hastanın şifa bulması, çocuklarının olması ya da bir işinin kolayca halledilmesi için istek ve ihtiyaçlarını bildirirler. Hatta kabirdekine şöyle seslenirler:

“Ey efendim! Uzak yerlerden sana geldim. Umutlarımı boşa çıkarma!”

Allah azze ve celle şöyle buyurur:

Allah’ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere dua edenlerden daha sapık kim olabilir?.. (Oysa) onlar, bunların dualarından habersizdirler.” (Ahkaf: 46/5)

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

Allah’tan başkasına Allah’a ortak koşarak dua eden ve (bunun üzere) ölen kimse cehenneme girer.”2097

Bazıları kabirlerin yanında saçlarını kazıtır. Bazıları da “Meşhedi haccederken yapılacak ibadetler” başlıklı kitaplar taşır. “Meşhed”le kastedilen velilerin türbe ve mezarlarıdır. Bazıları; velilerin kainatta tasarrufta bulunduklarına, zarar ve fayda verdiklerine inanır. Allah azze ve celle şöyle buyurur:

Eğer Allah, sana bir zarar dokundurursa onu yine O’ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse O’nun keremini engelleyecek de yoktur.” (Yunus: 10/107)

Kabirlerdeki ölülere ışık ve mum adayanların yaptığı gibi Allah’tan başkası için adakta bulunmak da büyük şirk’tendir.

Allah’tan başkası için kurban kesmek büyük şirk’in bir başka biçimidir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.” (Kevser: 108/2)

Yani Allah için, Allah’ın adıyla kurban kes. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Allah’tan başkası için kurban kesene Allah lanet etsin”2098

Bazen kurbanda iki haram bir arada bulunur: Allah’tan başkası için kurban kesmek ve Allah’tan başkasının ismini anarak kurban kesmek. Her ikisi de kesilen kurbandan yenilmesine engeldir. Cahiliyede kesilen ve günümüzde de yaygın olan kurbanlardan biri de “cinler için kesilen kurbanlardır.” Cahiliyede bir ev satın aldıkları ya da yaptıkları zaman veya bir kuyu kazdıkları zaman ya da cinlerin eziyet vermelerinden korktukları için eşiğinde onlara bir kurban keserlerdi.2099

Büyük şirk’in yaygın örneklerinden biri de Allah’ın haram kıldığını helal veya Allah’ın helal kıldığını haram saymaktır. Ya da Allah azze ve celle’den başkasının bu hakka sahip olduğuna inanmaktır. Cahiliyye kanunlarına ve mahkemelerine isteyerek, gönül rızasıyla, helal kabul edip caiz olduğuna inanarak yargı için başvurmaktır. Allah azze ve celle bu büyük küfrü şu kavlinde belirtir:

(Yahudiler) Allah’ı bırakıp alimlerini (hahamlarını), (hristiyanlar) da rahiplerini rabler edindiler.” (Tevbe: 9/31)

Adiy İbni Hatim, Allah’ın Rasulü’nün bu ayet’i okuduğunu işitince dedi ki:

“Onlar, onlara (din adamlarına) ibadet etmiyorlardı.”

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Fakat; Allah’ın haram kıldığını onlara helal kılıyorlar, onlar da bunu helal kabul ediyorlardı. Allah’ın helal kıldığını onlara haram kılıyorlar, onlar da bunu haram kabul ediyorlardı. İşte bu onların, onlara (din adamlarına) ibadetleridir.”2100

Allah Teâlâ, müşrik’leri (Allah ve Rasulü’nün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendilerine din edinmeyen kimseler) olarak nitelendirir. Ve Allah azze ve celle şöyle buyurur:

De ki: Allah’ın size indirdiği rızıktan bir kısmını helal, bir kısmını da haram bulmanıza ne dersiniz? De ki: Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?” (Yunus: 10/59)



Yüklə 4,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   99




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin