HGR Z DM 72 LOS FMP-16 seri numaralı el bombası olduğu,
ilimiz Ümraniye ilçesinden elde edilen el bombalarından (2) adedin
HGR Z DM 72 LOS FMP-16 seri numaralı el bombası olduğu tespit edilmiştir.
08-İz mir ili Konak ilçesi Alsancak Karakol Amirliği idaresi Cumhuriyet Bulvan
No:371/l-B sayılı yerde faaliyet gösteren müstecirliğini Mehmet TOP'un yaptığı ve İbrahim
ÇİFTÇİ isimli şahsa ait olan Alsancak Cafe isimli işyeri içersine 02.10.2006 tarihinde Erdinç
UTAŞ isimli şahıs tarafından iki adet el bombası atılmış el bombalannm patlaması
neticesinde (2)'si ağır olmak üzere (11) vatandagnnjz^ yaralanmış yaralılardan İbrahim
ÇİFTÇİ bilahare ölmüştür. ~ ~"~*'
Olayla ilgili şüpheliler Erdinç UTAŞ ve Mehmet KABADAYI hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açılarak iddianamenin hazırlandığı ve İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 2007/145 Esas sayılı dosyası ile davası açılmış olup, duruşması 30.06.2008 tarihine bırakıldığı bildirilmiş, olayda hayatını kaybeden İbrahim ÇİFTÇİ ile Ergenekon operasyonu kapsamında şüpheli olarak gözaltına alman Sami HOŞTAN ile tanıştıkları Sami HOŞTAN'm İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde 25.01.2008 tarihinde alman ifadesinde İbrahim ÇİFTÇİ isimli şahsı tanıdığını, ölmeden 1 ay önce İbrahim ÇİFTÇİ'nin kızının düğününe gittiğini, İbrahim ÇİFTÇİ'nin kendisine İzmir'de kumarhane açma teklifinde bulunduğunu, kendisinin ise İstanbul'da olduğundan dolayı kabul etmediğini, İbrahim ÇİFTÇİ ile herhangi bir husumetlerinin bulunmadığını, alacak vereceğinin olmadığını, şüphelilerden Veli KÜÇÜK ve Ali YASAK isimli şahıslan tanıdığını beyan etmiştir. Gizli tanık C'nin ifadesinde Sami HOŞTAN'm İbrahim ÇİFTÇİ'ye kumarda 3 milyon dolar kaybettiğini bu paranın ödenmesi konusunda aralannda husumet çıktığını beyan ettiği.
Şüpheli Veli KÜÇÜK, 25.01.2008 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde alman ifadesinin (35) sayfasında, ikametinde yapılan aramada elde edilen ve ilgili mahkeme karanna istinaden inceleme yapılan (3) nolu kaset içeriğinde Günay isimli bir hanımla görüştüğü, bu şahsın kendisine hitaben eşinden aynldığmı bir takım problemlerinin olduğunu haber elemanı olarak altında veli küçük imzası bulunan bir kart taşıdığını, Sinan Yaşar adına da mit kartı olduğunu, söylediği kendisinin de bu durumu sinan yaşara söylediği, devamında günaym kocasından bahisle "Teoman KOMANT ibrahim ÇİFÇİ'ye karşı kullanmış" dediği devamında yine kocasından bahisle kendisinin adına bir takım hoş karşılanmayacak faaliyetleri yaptığını söylediği, yine devamla kadının kocasından bahisle ayağından vurulduğunu söylediği onun da kendi kendini yaraladığını söylediği, çiftlik evinde kaleşnikov tüfekler olduğunu söylediği, görüşmenin sonunda kendi Nişanına ibrahim ÇİFÇİ'nin gelmediği şeklinde bir görüşme ile,
Günay TANFER'in oğlu Osman ile yaptığı ve içeriğinde "ey oğlum bak baban bunca zaman ailece görüşüyorduk bu beni alet olarak kullanmış şey olarak sezdim tabii fark ettim, ama ondan sonra gereğini yaptım, ey oğlum bana bak ben seni severim kardeşini severim, biz de gelip kalıyordu, anneni severim kardeşim gibi bunlan bana söyleyecektiniz, oğlum budur diye , şimdi bundan sonra ne olacak diye" osman'm ise " ama bak veli amca" dedikten sonra olayın boyutlarını anlattığı konuşmanın bir yerinde hatta bu mektup olayında
olduğunuzda aradım, ondan sonra bu ibrahim amca vardı, izmirli ibrahim çifçi aynı
şeyleri ona yapmış onun ismini kullanarak bir çok şey yapmış dediği ve konuşmanın şahsın babasının yaptıklannm üzerine devam ettiği anlaşılmıştır.bu geçen görüşmelerde ismi geçen şahıslar ve bu şahıslarla olan ilişkisi, bu kaseti kendisinin kaydedip etmediği ve ne amaçla bulundurduğu sorulduğunda;?
Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün bu görüşmeyi teybe kaydettiğini. Burada adı geçen Günay Tanfer'in Yalçın Tanfer'in eşi olduğunu. Kendisinin Kırkağaç tabur komutanı iken 1979 senesinde Salihli'den gelerek tanıştığını. Av merakı olduğunu söyleyerek kendisi ile yakınlık kurduğunu, aile dostu olduklannı, kendisinin Kırkağaç'tan Nusaybin tabur komutanlığına tayin olduğunda av maksadıyla gelip gittiğini ve samimiyetlerinin artığını, 1996 yılma kadar devam ettiğini, ailece çocuklannı ve eşini de sevdiklerini, 1996'da Giresun'a geldiğinde kendisine bir av tüfeği getirdiğini, tüfeğin ruhsatını istediğini ve parasını verdiğini, Yalçın hakkında bazı şikayetler duyduğunu, şüpheli hareketlerini tespit ettiğini, kendisine tavır koyduğunu, bölgede yaptırdığı incelemede kendisi adına Karadeniz bölgesinde bazı yolsuzluklar tespit ettiğini ve tamamen ilişkisini kestiğini, bu şahsın kendisi ile bir süre sonra hiç irtibatının kalmadığını, Urfa yöresinde J. İstihbaratçısı olduğu yönünde dolaştığı
şekliyle menfaat temin ettiği duyumlarını aldığını ve kendi adını da buralarda kullanmaya başladığı duyumunu aldığını, bunun üzerine Urfa İl Jandarma Komutanı Albay Erdal Sanzeybek'i arayarak durumu ilettiğini, eşiyle de boşandığını öğrendiğini, kendisinin aile olarak Yalçın TANFER'in eşi ve çocukları ile irtibatlarının halen devam ettiğini Yalçın TANFER'in Urfa İl Jandarma Komutanlığı tarafından yakalandığını, suçunun sabit görülerek tutuklandığını, halen Konya cezaevinde yattığını bildiğini, kaseti kaydetmesinin sebebinin, eşi ile yaptığım görüşmeyi kasıtlı olarak kaydettiğini çünkü eşinin Onun eşi ve kızını kendi evladı gibi sevdiğini, amacının kaseti eşine de dinletmek olduğunu, eşinin de Yalçın Tanfer'i iyice tanımasını istediğini, bu görüşmede geçen İbrahim ÇİFÇİ'nin İzmir'de yaşadığını bildiği ve onlarla tanışıklığı olan şahıs olduğunu, beyan etmiştir.
Kriminal Daire Başkanlığı Bomba İmha İnceleme Şube Müdürlüğü Bomba Bilgi Merkezi İrtibat Raporu sonucu, Konak ilçesinde yukarıda belirtilen olayda kullanılan el bombalarında (1) adet el bombasının,
Dostları ilə paylaş: |