T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk' nun 250 Maddesiyle Görevli ve Yetkili Birim)


MİT & MEDYA VE AJAN GAZETECİLER İSİMLİ DOKÜMAN



Yüklə 3,64 Mb.
səhifə522/570
tarix05.01.2022
ölçüsü3,64 Mb.
#74820
1   ...   518   519   520   521   522   523   524   525   ...   570
MİT & MEDYA VE AJAN GAZETECİLER İSİMLİ DOKÜMAN

Bu doküman şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Ümit OGUZTAN'dan ele geçirilmiştir. Dokümanın kapak kısmında "MİT&MEDYA VE AJAN GAZETECİLER" "İSTANBUL/ARALIK 2000" yazmaktadır. 43 Sayfadan oluşmaktadır. Dokümanın yapılan incelemesinde özetle; "SUNUŞ" başlıklı bölümde;

"Kontr/terör Daire eski Başkanı Mehmet EYMÜR'ün Türkiye'yi terk ederek gittiği Amerika Birleşik Devletleri'nde, internette kiraladığı ve "atin" kodlu sitede yer verdiği bilgilere göre; MİT'in en önemli haber ve bilgi kaynağı Türk Medyası idi. Eymür'ün iddialan arasında MİT elde ettiği istihbarat verilerinin %85'ini Medya'dan elde ediyordu (!) Bu çok hayret verici bir bilgiydi ve internet üzerinden dünya kamuoyuna duyuruluyordu." yazdığı, devamında ise "MİT'çi Gazeteciler" hakkında medyada çıkan haberlerden bahsedildiği görülmüştür.

Devamında ise "MİT'in en önemli haber kaynağı olarak, medyanın gösterilmiş oluşuyla, basın mensuplan ve Türk basını zan altına sokulmuştur. Türk gazeteciler, yurt içinde terör örgütlerine, dış ülkelerde ise; istihbarat servislerine hedef gösterilmiştir.

Gelecek zaman dilimlerinden Türk basmmda^fe@§oj.ik görüş farklılıklan nedeniyle bazı gazetecilerirybirbirlerini yıpratmaya yönelecekleri; objektif habercilik ilkesine bağlı

kalan birkaç dürüst ve onurlu gazeteci ve araştırmacı yazarın enterne edilebilmeleri için, bu yöntemle hedef haline getirileceği günler yaşanması kaçınılmaz bir gelişme olacaktır." yazdığı görülmüştür.

Yazının başka bir bölümünde ise "Türkiye, Sabahattin Ali'nin günahsız ve suçsuz yere öldürülmüş olmasını hiçbir zaman unutmamıştır. Bu cinayetin MİT'e ait olduğu ise tüm dünya tarafından bilinmektedir. Abdi İPEKÇİ, Çetin EMEÇ, Uğur MUMCU gibi isimlerin faili meçhul cinayetleri üzerinde de MİT gölgesi olduğu ve bu gölgenin ortadan kaldırılmasının gerekliliği bilinen gerçekler arasındadır. MİT, kurduğu baskı yöntemleri sayesinde gazetecilerle geliştirdiği girift ilişkiler sonucu kontrolü yitirmeye başladığında, kanlı suikast tabloları sergilemesi düşündürücü ve sakıncalıdır." yazdığı görülmüştür.

"Hükümetler iş başına geldiklerinde ilk iş olarak MİT'i araç olarak kullanıp basm-yaym organları üzerinde çeşitli baskı yöntemleri uygulayarak kontrol altına almaya başladıkları artık kanıksanmış bir gerçektir. Bu uygulamalar, hükümete yaranma yansı içinde olan MİT yönetim kadrolannm sürekli biçimde basm-yaym organlannı denetim, kontrol ve yönlendirme çabalanna koşullandırmıştır. Bu koşullanma soncunda ulaşılan son noktada, basm-yayın organlannm kadrolan, MİT üst düzey yöneticileri tarafından uygun görülen kişilerden atanma yoluyla gazeteci prototipleri yaratılması aşmasına gelinmiştir.

Günümüz Türkiye'sinde, MİT'in onaylamadığı hiçbir kimsenin medya patronu olması ve ayakta kalabilmesi mümkün değildir. MİT'in onaylamadığı hiçbir basılı yayının -mevcut yasalara karşın - ülke çapında dağıtımı gerçekleşmemektedir. Ve yine MİT'in onaylamadığı hiçbir yazann kitabı yayınevlerince basılamamakta, basılmış olsa bile dağıtımı gerçekleştirilmemektedir." yazdığı görülmüştür.

"SUNUŞ" bölümünün son paragrafında ise; "Haber ve gazetecilik 1990 yılında tümüyle ceset haline dönüştürülmüştür. Medyada piyasa ekonomisi kararlar vermeye başlamış ve haber tüm özelliklerini yitirerek ürün haline dönüştürülerek pazarlamaya başlanmıştır. Medya organlan ustalıkla habercilikten kopartılarak kitlesel terapiye koşullandmlarak, toplumdan gerçeklerin gizlenebilmesi amaçlanmış, böylelikle ulusal basm-yaym organlan bir anlamda kitlesel imha silahı haline getirilerek, toplum çökertilmiştir. Saygılanmızla," yazdığı görülmüştür.

"MEDYA" başlığı altında; Doğan Holding, Uzan Grubu, Bilgin Grubu, Ciner Grubu, Çukurova Grubu vb. başlıklar altında çeşitli kanal ve gazetelerin sahiplerinin yazıldığı, "MEDYA PATRONLARI" başlığı altında; "Erol AKSOY ve Bekir KUTMANGİL" isimli şahıslar hakkında aynntılı bilgilerin verildiği,

Bekir KUTMANGİL hakkında "Dikkat çeken bir başka konu da Bekir KUTMANGİL'in MİT tarafından desteklenerek türetilen MAFİA/İşadamı prototipleri arasında yer almasıydı.

"BAZI GAZETECİLER NEDEN CEZAEVİNDE? Yazar ve gazeteci olmanın yolu cezaevinden geçiyor!" başlığı altında; Türkiye'de 55 gazetecinin hapiste bulunduğundan bahsettikten sonra "Türkiye'de yazar ve gazeteci olmanın yolu cezaevinden geçiyor. Kamuoyu, yazdığı kitaplardan ötürü cezaevine girmeyi başaramayan bir yazan başansız olarak değerlendiriyor...." "Yazdığı haberden ötürü mahkemede yargılanmamış, hapse girmemiş gazetecilerin Türk kamuoyu üzerinde hiçbir etkinliği olmuyor. Hapiste yatan bir gazetecinin en küçük bir demeci dahi kamuoyunu etkilemeye yeterken, her gün televizyon yıldızına dönüşmüş gazetecilerin kamuoyu üzerinde hiçbir etkisi olmuyor." "....Medya patronlanna gizli güçlerce yapılan uyanlar sonucunda yazı yazması istenmeyen gazeteciye iş verdirilmiyor. Böylece halka gerçekleri yansıtan pek çok dürüst gazeteci susturulmuş oluyor." yazdığı ve çeşitli köşe yazılanna yer verildiği görülmüştür.

"CAN DÜNDAR'IN FİYATI" başlığı altında; Baha KIVANÇin bir köşe yazısından alıntı yaptıktan sonra "İkinci Cumhuriyetçiler arasmdj^er^alan isimlerden birisi olan Can DÜNDAR, Londra İstihbarat servisi ile MİT'e yılla#l"îrizmeT%ren Mehmet Ali BİR AND'm



yetiştirmesidir. Dündar, zaman zaman Yaşar KEMAL ve Ahmet ALTAN gibi isimlerin de uydusu olarak kariyer yapmaya çalışırken zigzaglar çizmesiyle de dikkat çekmektedir." yazdığı görülmüştür.

Akabinde "FEHMİ KORU" başlığı altında; şahıs hakkında çeşitli bilgilerin verildiği, Fehmi KORU'nun Taha KIVANÇ, Bülent ŞİRİN gibi isimlerle çeşitli gazeteler yazılar yazdığından bahsettiği görülmüştür.

Ayrı ayn başlıklar halinde "Emine Özkan ŞENLİKOĞLU" "Tuncay ÖZKAN" "Cengiz ÇANDAR" isimli şahıslar hakkında bilgiler verdikten sonra, "Günümüz Türkiye'sinde kayıt dışı binlerce dolarlık maaş zarflanm kabul etmeyi içlerinde sindirebilen, görkemli yalı veya çiftlikte yaşam sürdüren hiçbir gazetecinin dürüstlük ve onurdan söz etmeye hakkı olamaz. Çünkü, kendileri de çok iyi bilmektedirler ki, kayıt dışı ödenen ve dolar olarak aldıklann maaşlann kaynağı kara/paradır. Yani kayıt dışı ekonomiden gelen paradır. Ve bu portelerin gazeteci sıfatını kullanmaya da haklan olamaz. Çünkü, gazeteci değillerdir ve gazeteciliği bilmedikleri, yaptıklan yayınlarla belirlenmiştir. Bunlar yalnızca prototip portrelerdir. Türk basın tarihi bu portrelerden gazeteci olarak söz etmeyecektir." yazdığı görülmüştür.

"ARAŞTIRMACI GAZETECİ PROTOTİPLERİ" başlıklı bölümde; "... Burada işaret edilmek istenen MİT'in kontrolünde gelişip dal budak salan çeşitli güç odaklan ile yine MİT'in kontrol ve yönlendirmesinde yaşam bulan medya odaklan ile yine MİT'in kontrol ve yönlendirmesinde yaşam bulan medya içinde yaratılan ayncalıklı ve gazetecilik mesleğiyle hiçbir ilgisi olmayan gazeteci prototipleridir. Bu prototiplerin önce gazetecilik mesleğine verdikleri, sonra da topluma yansıttıklan zarara dikkat edilmesi ulusal çakırlar gereğidir. Bu vahim durumun ortadan kaldınlması esas amaç edinilmelidir."

"Bir dönem Cumhuriyet gazetesinde Uğur MUMCU ile birlikte çalışan Tuncay ÖZKAN'm yeterli deneyim ve birikimden yoksun olmasına karşın, Türkiye'nin en büyük ve etkin yayın organlan arasında yer alan Kanal - D televizyonunda haber genel yayın yönetmenliğine atanması oldukça düşündürücüdür. Tuncay ÖZKAN, hangi kanlı tablonun oluşumuna verdiği katkılanndan ötürü hak etmediği bu kilit noktaya atanmıştır? İşin çok daha tramvatik yönü Özkan'ın sürekli olarak Uğur MUMCU cinayetinin aydınlatılması yönünde yayınladığı spekülatif haberlerdir. Bunu haberi yapmasmdaki neden hangi endişelerden kaynaklanmaktadır? Tuncay Özkan, Mumcu ailesi ile neden bu denli içli/dışlı olma gereği duymaktadır? Sorulanna Özkan'ın verebileceği hiçbir yanıt olmayacağı kesinlik kazanmıştır." yazdığı görülmüştür.

Metnin sonunda ise birçok tanınmış gazetecinin isimleri karşısında değerlendirmelerin yapıldığı görülmüştür. "SONUÇ" başlığı altında ise;

"Hazırlanan bu çalışma Türk medyasının bugününü gözler önüne sermeyi amaçladığı gibi ulusal çıkarlann korunması için gerekli önemlerin ivedilikle alınmasının nedenli gerekli bir zorunluluk olduğunu da işaret etmektedir.

Gazetecilik mesleğini, meslek ilkeleri ve oluruna yakışır hale getirmek öncelikle gazetecilerin görevi olmalıdır. Ancak, ulusal güvenlik sorunu haline gelen medya yapılanması ve gazeteciler hakkında gerekli işlemlerin yapılması, Kemalist Cumhuriyet Devrimlerinin korunabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti ulusal güvenliğinin sağlanabilmesi ve toplumsal huzurun korunabilmesi açısından müdahaleyi zorunlu ve kaçınılmaz kılmaktadır.

Türkiye'nin 21. yüzyıl dünyasında şuan sahip olduğu Ulusal medya kuruşlan içinde yer alan ajan gazeteci protipleri ile dış dünyada sorunlannm üstesinden gelebilmesi olanaksız olduğu gibi, kendi içinde de ekonomik, soysal, kültürel ve toplumsal istikran koruyabilmesi gerçekçilikle bağdaşmayacak bir beklentidir." yazdığı görülmüştür.




Yüklə 3,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   518   519   520   521   522   523   524   525   ...   570




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin