T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk' nun 250 Maddesiyle Görevli ve Yetkili Birim)


REAKSİYON ETNİK/FUNDAMENTALİST/BÖLÜCÜ/YIKICI



Yüklə 3,64 Mb.
səhifə532/570
tarix05.01.2022
ölçüsü3,64 Mb.
#74820
1   ...   528   529   530   531   532   533   534   535   ...   570
REAKSİYON ETNİK/FUNDAMENTALİST/BÖLÜCÜ/YIKICI

UNSURLAR ANALİZ VE TASFİYE PROJESİ İSİMLİ DOKÜMAN

Bu doküman şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Ümit OGUZTAN'dan ele geçirilmiştir.Dokümanın kapak kısmında "REAKSİYON" "ETNİK/ FUNDAMENTALİST/ BÖLÜCÜ/ YIKICI UNSURLAR ANALİZ VE TASFİYE PROJESİ" "İSTANBUL/KASIM 1999" yazmaktadır. 35 sayfadan oluşmaktadır.

DOKÜMANIN "ERGENEKON" DOKÜMANI İLE İRTİBATI: "ERGENEKON" dokümanının l/a "AMAÇ" başlığı altında; Emperyalist sisteme dayalı bölücü/yıkıcı/çok uluslu/çok emelli sinsi faaliyetlerin Arnavutluk'un çözülmesine, İran'da şah rejiminin yıkılmasına ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğini«-dağılmasma yol açtığı, 20. yüzyılın son yılında bölücü/yıkıcı faaliyetlerin çok tehlikeli tırmanışa geçtiği, kaynağının dış ülke

istihbarat örgütlerinden alan ve ülke içinde konuşlandırılan bu güç odaklarının yerli işbirlikçi uzantılarının devletin her kademesine sızarak Türkiye Büyük Millet Meclisine girebildiği ve hatta siyasi platformda iktidar dönemleri yaşadıkları, bunun için ERGENEKON'un Türkiye Cumhuriyeti için her zaman olduğundan çok daha fazla yaşamsal önem ifade ettiği belirtilmiştir.

"REAKSİYON" dokümanının "ANALİZ AMACI" bölümüne bakıldığında;

"Reaksiyon adlı bu analiz/projenin amacı Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'un milli mücadele girişimlerinden günümüze Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını tehdit etmekte olan etnik, fundamentalist, bölücü ve yıkıcı unsurlann kaynak ve hedeflerini belirlemesiyle tasfiye edilmesine katkıda bulunabilmektir." yazdığı görülmektedir.

"REAKSİYON" İSİMLİ DOKÜMANIN DEVAM EDEN İNCELEMESİNDE ÖZETLE;

"İSTİHBARAT VE ANALİZİN ÖNEMİ" başlığı altında;

"...Devletin her kurumunda olduğu gibi istihbarat kurumlannda da siyasi görüşler ve kişisel çıkarlar doğrultusunda analiz raporlan üretilerek ülkeye yararlı olma amaç ve prensipleri hiçe sayılmıştır. Bu yol ve alışkanlıkla ülke içinde birilerinin çıkarlanna ters düştüğünden "istemediği" gizli ve sinsi tasfiyeler gerçekleştirilmiştir. Sanal düşmanlar ve cepheler yaratılarak bu düşmanlara karşı ekipler halinde naylon basanlar elde edilme yöntemiyle akıl almaz çıkarlar elde edilmiştir..."

"Öte yandan ülke içindeki yabancı istihbarat örgütlerinin faaliyetlerinden aynı istihbarat kadrolannın hiçbir bilgisi yoktur. Dış ülkelerin istihbarat elemanlan kendilerine rahatlıkla yerli işbirlikçiler bulabilmektedir..."

"...Yine aynı resmi istihbarat kadrolan, sözde devlet içine sızmış ve devleti ele geçirmeyi başarmış "çeteler" hakkında kendi aralannda dahi traji/komik gelişmeler sergileyip devletin resmi birimlerinin raporlannda yer almışlar, Devlet Güvenlik Mahkemelerindeki "sanık" ve "tanık" sandalyelerine oturarak kamuoyu ve tarihe malolmuşlardır..."

"Ülke dışından ulusal varlığı dinamitleme girişim ve faaliyetleri hakkında, gereken çok önemli istihbarat verileri MİT'e akmamış olmalıdır ki; bugün Türkiye Cumhuriyeti ekonomik bağımsızlığını yitirebilmiş, siyasal bağımsızlığı tartışılır duruma düşmüş, ülke topraklannm bir bölümü kopartılma aşamasına gelinmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne etnik/fundamentalist/bölücü/yıkıcı unsurlann militanlan milletin vekili olarak girebilmiştir."

"Emparyalizm 3 bin yıl olan 21.yüzyılda "Yeni Dünya Düzeni" ile "Yeni Dünya Hükümeti" projesini uygulamaya koymaktadır ki, bu uygulama "Ulus Devlet" modelini ortadan kaldınp her birini birer eyalete dönüştürmeye amaçlamaktadır. Uluslan ve ülkeleri köleleştirmeye yönelik böylesine güçlü bir organizasyon karşısında "Milli Mücadele" ile elde edilebilmiş ulusal haklann korunması, MİT gibi işlevini ve anlamını çoktan yitirmiş bir kuruluşa teslim edilemez..." yazdığı görülmüştür.

Dokümanın içeriğinde aynca etnik/fundamentalist/bölücü/yıkıcı unsurlann yakın tarihinden bahsedildiği ve bu çerçevede tarihten örnekler verildiği görülmüştür.

"TÜRKİYE İÇİNDE BULUNDUĞU KOŞULLARA NASIL ULAŞTI" başlığı altında ise;

"...Türk ulusunun karanlıkta kalmış olması ve çağını kavrayamaması, siyasal otorite ve teorisyenleri durumunda olan bürokrat kesimin uygulamalanndan ve MİT raporlanndan kaynaklanmaktadır." yazdığı görülmüştür.

"MİLLİYETÇİLİK" başlığı altında ise;

"...Türk/Kürt kardeşliğinin zedelenmesi, birbirlerinden kopma noktasına gelmesi, bölücü/yıkıcı ve silahlı gruplann eyleme geçmeleri, konunun uluslar arası platforma taşınması gibi aksiyonlar karşısında MİT reaksiyon yerine, sonue^olarak ülke coğrafyasının bölünme



noktasına ulaşmasına neden olan "Kontrol Altına Alma" girişimlerine yönelmiştir." yazdığı görülmüştür.

"LAİKLİK" başlığı altında;

Gerçekleştirilen yasal düzenlemelerle laiklik prensibinin ağır biçimde yara aldığı, yasalara aykm olduğu halde dergahlar, cemaatler ve tarikatların oluşturulduğu, bu yollarla ekonomi ve siyasetin ele geçirildiği, devlet kurumlan içerisinde örgütlenildiği, tüm bunlar olurken MİT'in hiçbir şey yapmadığı, köşe başlanndaki simit satıcılannı ve öğrencileri fişlediği belirtilmiştir.

Aynca Türk Silahlı Kuvvetleri ile mensuplannm bile haklı/haksız, gerekli/gereksiz eleştirilebildiği bir Türkiye'de MİT'in eleştirilmesinin söz konusu bile olmadığı belirtilmiştir.

"GÜNÜMÜZ TÜRKİYE'Sİ" başlığı altında;

Ülkemizde seçimlerle çeşitli baskı gruplannın oluşturulduğu ve bu baskı gruplan ile Türkiye Büyük Millet Meclisine yön verildiği, Türkiye'de fundamentalizmin hükümet olabildiği, aynca etnik/fandamentalist/bölücü/yıkıcı unsurlann örgütlenmesine sivil toplum örgütlenmesi adının verildiği belirtilmiştir.

"MEDYA" başlığı altında;

Günümüzde çıkar gruplannın yıldızlannı parlattığı, memur gazetecilerin hangi amaca hizmet ettiklerini kendilerinin dahi bilmediği, ülke çıkarlanna aykm söylev yayın ve programlar ile kamuoyu oluşturmayı amaçladıklan, aksi doğrultuda gazetecilerin ise medya dünyasından tasfiye edildiği, dış güç odaklannm Türkiye'de her alanda böylesine organize olabilirken MİT'in bu alanlardaki gelişmelerden habersiz kalmayı yeğlediği, bunun yanı sıra medya dünyasından kullanmayı uygun bulduğu kişileri seçerek içindeki hakim gruplann çıkarlanna uygun dosyalar hazırlayıp yayınlatarak kamuoyunun yönlendirdiği belirtilmiştir.

Aynca MİT'in bu yönteminin tüm dünya tarafından bilindiği, bu nedenle memur Türk medya mensuplannm yaymlannm ciddiye alınmadığı, Türk gazeteci ve televizyonculann MİT mensubu olarak değerlendirildiği belirtilmiştir.

Aynca Türk medya mensuplanna "Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü" tarafından verilen "Basın Kartı"nm ise dünyanın gözünde hiçbir itiban olmayan, gerçekten komik bir kimlik durumunda olduğu belirtilmiştir.

"SİYASİ PARTİLER" başlığı altında;

Siyasi partilerin programlannm sorunlan ortadan kaldırmaya yönelik olmaktan daha çok, sorunlardan yararlanılarak "rant" elde edilmesi amacı taşıdığı, düzeni korumaktan yana olan siyasi partilerin dejenere olan politik yapıyı nasıl reorganize edebileceklerini açıklamadıklan, düzeni değiştirmek isteyen siyasi partilerin ise, Türkiye'nin nasıl bir duruma düşeceğini hesaplamadıklan,

Türk siyasal yaşamında etnik/fundamentalist/bölücü/yıkıcı gruplar tarafından organize edilen siyasi partiler oluşturulabildiği ve bu partilerin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girmelerinin sağlandığı,

Hangi görüşü savunurlarsa savunsunlar siyasi liderlerin eğitimlerini ülke içindeki dış ülke okullannda ya da dış ülkelerde emperyalizmin güç odaklannm sağladığı burslarla tamamlamış olduklan belirtilmiştir.

"EĞİTİM" başlığı altında;

Türkiye'de eğitimin fundamentalist gruplann legal kurumlan olan bazı vakıflann kontrol ve denetimine geçtiği, bu çalışmalann uygulamaya konduğu dönemlerde, istihbarat organı MİT tarafından fark edilmemiş olmasının düşündürücü olduğu belirtilmiştir.

"AKADEMİSYEN KADROLAR" başlığı altında;

Akademisyen kadrolann Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk ulusuna ihanet ettiklerini, Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938 de vefat etmesinin ardından halkın zulüm koşullan içine itildiği, bu durum karşısında akaderotsyeîTkadroJann ulusun sesine kulak vermediği, bugün toplumun bireylerinin devletin gücüne inanmadafelannı, bu durumunda tek soramlusunun kendilerini satılığa çıkartabilen vitrinlerdeki akademisyen kadroların olduğu belirtilmiştir.

Dokümanın 5. Bölümünde "ÇÖZÜM" başlığı altında;

1924 Anayasasının değiştirilmesiyle başlayan süreçte Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerin uygun zemin bulmalarına kapı açıldığı, 1924 Anayasası yeniden yürürlüğü konmadıkça Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik, siyasal, toplumsal, kültürel sorunlardan kurtulamayacağı,

Etnik bölücü unsur olarak Türkiye'nin önündeki en büyük sorunlardan birisinin Kürt sorunu olduğu, Türkiye'nin mevcut siyasal otorite ile bu sorunun üstesinden gelebilmesinin mümkün olmadığı, milli mücadele yıllannda Türk/Kürt kardeşliğini en iyi silahlı kuvvetlerin düzenlediği, bugün içinde şartlann bunu gerektirdiği, askeri müdahalelerin demokrasinin askıya alınması olarak savunulabileceğini fakat her ülkenin silahlı gücünün varlık nedeninin ülke bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak olduğu belirtilmiştir.

Yazının sonunda "Saygılanmla Strateji Grubu" yazdığı fakat "Strateji Grubu" yazısının üzerinin karalandığı görülmüştür.


Yüklə 3,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   528   529   530   531   532   533   534   535   ...   570




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin