T. C. KİEv büYÜkelçİLİĞİ Tİcaret müŞAVİRLİĞİ



Yüklə 0,98 Mb.
səhifə4/11
tarix01.08.2018
ölçüsü0,98 Mb.
#65306
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Kaynak: Ukrayna İstatistik Kurumu
4.4. Ulaştırma
Ukrayna 21.657,5 km'lik bir demiryolu ağına sahip olmasına rağmen bu alanda modernizasyona ihtiyaç duyulmaktadır. Demiryolu ağının 9.732,7 km'lik bölümü elektriklidir. Demiryolu ulaşımı uzun mesafeli yolcu ve yük taşımacılığı için en ucuz yol olmasına rağmen bağımsızlık sonrasında sistemin etkinliğinde bir düşüş olmuştur.
Ukrayna'da karayollarının toplam uzunluğu 169.494,9 km'dir. Ülkede sadece Kiev-Odesa arasında otoyol bulunmaktadır. 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın Ukrayna ve Polonya’da yapılacak olması nedeniyle; önümüzdeki dönemde mevcut karayollarında büyük bir iyileştime çalışmasının başlaması beklenmektedir. Ancak 2008 yılı sonunda başlayan küresel kriz ve Ukrayna’nın kronik siyasi istikrarsızlığı bu alanda da tıkanmaların olduğunu göstermektedir. 2010 yılında da bu alanda herhangi bir gelişme sağlanamamıştır.
Euro 2012 hazırlık çalışmaları kapsamında altyapı ve diğer yapılanmalar devam etmektedir.
Ukrayna'nın, Karadeniz ve Azak Denizi ile Yuzhniy Bug ve Dnipro nehirlerinde toplam 18 limanı bulunmaktadır. Sivastopol dışındaki limanlar devlete aittir. Bunlardan en önemlileri Odesa, İliçevsk ve Yujniy limanlarıdır. Buna ek olarak oldukça gelişmiş olan Mykolayiv limanı da sivil kullanıma açılmıştır. Bütün limanlar eskidir ve işletme problemleri bulunmaktadır. Yeni yatırımlarla limanların kapasitelerinin arttırılmasına ve derinleştirme çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrasında, önceden bütün uluslararası bağlantılar Moskova üzerinden yapıldığı için, Ukrayna yeni bir havayolu ağı kurma ihtiyacı ile karşı karşıya kalmıştır. Bu süreç zarfında özel muhtelif havayolu şirketleri oluşmuştur. Örneğin Ukrayna Uluslararası Havayolları halen yurtdışında 37 şehirle bağlantılı olarak hizmet vermektedir. Aerosvit havayolu ise 51 yurtdışı merkeze uçuş yapmaktadır. Kiev şehir merkezine 30 km uzaklıkta bulunan Borispol Havaalanı kısmen yenilenmiş olmakla birlikte uluslar arası standartlardan bir hayli uzaktır. Borispol’de yeni bir havalimanının D Terminali ülkemiz firmalarından müteşekkil bir konsorsiyum tarafından yapılmaktadır. Ancak, konsorsiyum inşaat yapımı öncesi ve sırasınca sürekli sorunlar ile karşılaşılmaktadır.
Ukrayna'da pist uzunluğu 3,047 metreden uzun 13 havaalanı vardır. Uluslararası uçuşlar Kiev dışında Odesa, Simferepol, Lviv, Dnipropetrovsk ve Donetsk'e de yapılmaktadır. Ülkedeki havayolu taşımacılığının %60’ı Kiev Borispol havaalanından yapılmaktadır. Lviv ve Donetsk hava limanları da 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası çerçevesinde yeniden inşa edilmektedir. Ancak, bu projelerin hiçbiri henüz tamamlanmış değildir.
Demiryolu ile kargo taşımacılğı 2010 yılında bir önceki yıla göre %10,5 oranında artış göstererek, 432,5 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.
Boru hatları ile yapılan taşıma hacmi 2010 yılında 153,4 milyon ton olup, 2009 yılına göre %0,7 oranında azalmıştır.
2010 yılında deniz ve nehir taşımacılığı kargo hacmi 2009 yılına kıyasla %13 artış göstererek 11,1 milyon tona ulaşmıştır.
Havayolları ile taşınan kargo hacmi 2010 yılında bir önceki yıla göre aynı kalmıştır. 2010 yılında taşınan kargo miktarı yaklaşık 100 bin ton olarak gerçekleşmiştir.
Ukrayna’da 2009 yılında yolcu ulaştırması ile ilgili veriler aşağıdaki tabloda yer almaktadır.






Taşınan Yolcu (Milyon kişi)

2010

2009’e göre % değişim

TOPLAM


6.837,7

94,0

Demiryolu

426,6

100,2

Karayolu

3.719,4

92,7

Deniz ve Nehir

7,6

98,7

Havayolu

6,1

119,2

Kaynak: Ukrayna İstatistik Kurumu
4.5. Haberleşme
1 Ocak 2011 tarihi itibariyle Ukrayna’daki cep telefonu abone sayısı 53,9 milyon’dur. Ukrayna Ulusal telefon şirketi “Ukrtelekom” pazarın %80’inden fazlasına hizmet vermektedir. Ukrtelekom Ukrayna’da 11.000 km fiber optik iletişim hattına sahip bulunmaktadır. 11 Mart 2011 tarihinde Ukrayna Devlet Mülkiyet Fonu, Ukrayna devlet telefon işletmesi Ukrtelekom'un hisselerinin %92,79'luk bölümünü 10,575 milyar Grivna’ya (1,3 milyar ABD Doları) Avusturya firması EPIC'in Ukrayna'daki iştiraki olan ESU firmasına satmıştır.
Ukrayna'da faaliyet gösteren beş GSM operatörü vardır. En büyüğü Sonera’nın hakim olduğu KievStar olup, diğerleri Rusya’nın en büyüğü MTS iştiraki MTS Ukrayna, Rusya’nın ikinci büyüğü Vimpelcom’un iştiraki URS Beline, çok ortaklı Golden Telecom ve Turkcell iştiraki Astelit'dir.
2003 yılı Aralık ayında Turkcell firması Ukrayna’da GSM lisansına sahip DCC firmasının %51 hissesini 50 milyon dolara satın almak için ön anlaşma yapmış ve hızla büyüyen Ukrayna cep telefonu sektörüne girmiştir. Turkcell’in cep telefonu hattı 2004 yılında Life markası ile Ukrayna’nın belli başlı şehirlerinde hizmete girmiştir. Ukrayna pazarındaki 3. büyük firma olan Life; 2010 yılı itibariyle 9,1 milyon aboneye sahip olup, Pazar payı %15’yi aşmıştır.
4.6. Madencilik ve Enerji
Ukrayna, çok zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahiptir. Eski SSCB’nin alan olarak %2,7’sini kaplıyor olmasına rağmen mineral kaynaklar açısından eski SSCB’nin %20’sine, dünyanın ise %5’ine sahip rezervleri bulunmaktadır. Bu kaynaklar arasında 47 milyar ton ile kömür ilk sırayı alırken, 28 milyar ton ile demir cevheri, 1.5 milyar ton ile kireç ve kireçtaşı diğer önemli kaynaklar arasındadır. Bunların dışında titanyum, civa, sulfat ve potasyum tuzları, sülfür, granit, toromin ve kaolin gibi madenler ve toprak elementleri de önemli boyutlardadır.
Ukrayna'da bulunan 167 kömür ocağının tamamına yakını (%80) devlete ait olup, kömür üretiminden kar elde edilememektedir. 350 bin civarında kişinin istihdam edildiği madencilik sektöründe zararların önlenebilmesi, işçilerin birikmiş ücretlerinin ödenebilmesi ve devlete ait madenlerin ilerleyen dönemlerde özelleştirilebilmesi amacıyla 2003 yılı içinde sektörün yeniden yapılandırmasına yönelik adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede, devletin sahip olduğu 18 kömür holdingi ve 7 üretim birliği, 18 devlet şirketi altında toplanmıştır. Ancak bu yeniden yapılandırma çalışmaları tam olarak sorunları çözememiştir.
Ukrayna sanayisi enerjiye oldukça fazla bağımlıdır. Bu nedenle dünya gaz tüketiminde üst sıralarda yer almaktadır. Ukrayna petrol ihtiyacının %20’sini; doğalgaz ihtiyacının ise %30’unu kendi kaynaklarından sağlayabilmektedir. 2010 yılında doğal gaz üretimi 19,2 milyar m3; petrol üretimi ise 2,6 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Buna karşılık tüketim sırasıyla 57,6 milyar metreküp ve 23,8 milyon ton düzeyindedir.
Enerji alanında tüketimin üretimin bir hayli üzerinde seyretmesi nedeniye, Ukrayna Rusya Federasyonu ve Türkmenistan’dan ithalat yapmaktadır.
Rusya'da üretilen doğalgazın bir kısmı Ukrayna toprakları üzerinden Avrupa'ya transfer edilmektedir. Ukrayna üzerinde bulunan gaz transit sisteminde, 703 gaz körüğünün bulunduğu 73 kompresör istasyonu, 110 kompresör tesisi, 1.607 gaz dağıtım istasyonu, 32 milyar metreküp kapasiteli 13 yeraltı gaz deposu ve 39,8 bin km boru hattı yer almaktadır. Yıllık gaz transit kapasitesi girişte 299 milyar metreküp, çıkışta ise Avrupaya olan 146 milyar metreküp dahil 178,5 milyar metreküptür. Ukrayna doğal gaz transit sisteminde yer alan kompresörler eski olmasından ötürü verimli çalışmamaktadırlar ve bu nedenle yenilenmeleri gerekmektedir. Bu konuda Avrupa Birliği ile Rusya arasında hattın yenilenmesine dair büyük bir rekabet olduğu gözlenmektedir.
Ukrayna’nın Rusya Federasyonu şirketi Gazprom’a doğalgaz borçlarını ödememesi, Ukrayna toprakları üzerindeki gaz sisteminden illegal gaz çekilmesi vb. nedenlerle, Ukrayna toprakları üzerindeki transit geçiş sisteminin yerine, Beyaz Rusya, Polonya ve Slovakya üzerinden geçecek gaz transit sistemi projesi ortaya çıkmış bulunmaktadır. 2001 yılı Ekim ayında, Rusya ve Ukrayna arasında yapılan anlaşma ile 2014 yılına kadar Rus doğalgazının Ukrayna toprakları üzerinden geçişine ilişkin anlaşma imzalanmıştır. Ukrayna Rusya Federasyonu’ndan ithal ettiği doğalgazın 1.000m3’ü için 2007 yılında 130 ABD Doları ödemiştir. Bu rakam 2008 yılı için 179,5 ABD Doları’na yükselmiştir. 2009 yılı ilk aylarında artık kronik hale gelen Ukrayna-Rusya arasındaki doğal gaz krizi Avrupa Birliği’nin de müdahalesiyle iki ülke arasında yeni şartlarla bir anlaşma yapılmasıyla sonuçlanmış ve Rusya Ukrayna’nın satın almış olduğu doğal gaz fiyatını yükseltmiştir. Ukrayna’nın 2009 yılında bin metreküp için ödemesi gereken ortalama doğalgaz fiyatı 228,8 ABD Dolarıdır. Ancak anlaşma gereği belli bir miktar doğal gaz alma zorunluluğu bulunan Ukrayna’da sanayi üretimindeki daralma bu kadar fazla doğal gaza ihtiyaç duyulmayacağını ortaya koymakta olup, Ukrayna tarafından bu konuda görüşme talep edilmiş olup, Ukrayna’nın AB ile ilişkilerini yakınlaştırarak doğal gaz hattına ilişkin yenileme çalışmalarına AB’ni dahil etme çabaları Rusya’nın bu aşamada Ukrayna ile doğal gaz konusunda bir görüşme yapmasını da imkansız kılmıştır. 2010 yılında ise söz konusu fiyat 250 ABD Doları seviyesinde olmuştur.
Ukrayna, kendi petrol ve doğalgaz kaynaklarını geliştirme ve yerli üretimi şu andaki seviyesinin üzerine çıkarma çabası içindedir. Buna ek olarak, kömür ve nükleer enerjinin daha yoğun kullanılması kararlaştırılmış, ancak teknolojik yetersizlikler nedeniyle istenen başarı sağlanamamıştır. Eski nükleer reaktörlerin modernizasyonu ve yeni reaktörlerin inşası konusunda dış yardımlara ve yabancı sermayeye ihtiyaç duyulmaktadır.
Ukrayna’nın, 2010 yılında elektrik üretim hacmi 2009 yılına göre % 8 oranında artarak 187,9 milyar kilowatsaat olarak gerçekleşmiştir. Ukrayna’da elektrik üretimi termoelektrik santralleri, nükleer santraller ve hidroelektrik santralleri vasıtasıyla yapılmakta olup; Termoelektrik ve nükleer santrallerde üretilen elektirik birbirine eşit miktarlarda toplamın %95’ine tekabül etmektedir. Hidroelektrik santrallerde üretim ise toplamın %5-6’sı civarındadır. Ukrayna’nın 2010 yılında Doğu Avrupa ülkelerine yaptığı elektrik ihracatı %59,4 oranında azalarak 1.173,7 milyon kilovatsaat olarak gerçekleşmiştir.
Odesa-Brody hattı olarak adlandırılan proje çerçevesinde Kafkas petrolünün Avrupa’ya taşınması düşünülmektedir. Rusya Federasyonu, Kafkas petrolünün Odesa’dan Brody’e, oradan da Avrupa’ya akıtılmasına karşı çıkmakta, kendi petrolünün Brody-Odesa yolunu izleyerek Boğazlar üzerinden dünya pazarlarına gönderilmesini istemektedir. Ancak, Boğazlardaki aşırı trafik nedeniyle başta Türkiye olmak üzere, Rusya Federasyonu’nun enerji alanında hakimiyet kurmasını ve Ukrayna ile Avrupa’nın Rusya Federasyonu’na enerjide bağımlı olmasını istemeyen Avrupa Birliği ve ABD, Odesa-Brody boru hattının işletilmesini istemektedirler. Ukrayna hükümeti 2004 yılı Şubat ayı sonunda Odesa-Brody hattına prensipte onay vermiştir. Ancak bu kararı izleyen kısa süre içinde hattın işletilmesini sağlayacak konsorsiyumun kurulması yönünde somut bir adım atılamamıştır. 2004 yılı sonlarına doğru Cumhurbaşkanı Kuchma hattın Odesa yönünde işletilmesi yönünde karar vermiştir. 2005 yılı başında göreve başlayan yeni Cumhurbaşkanı Yuşçenko ise, hattın Odesa-Brody yönünde işletilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ancak, hattın Polonya’nın Pulok şehrine ve oradan da Gdansk’a kadar uzatılması için gerekli Konsorsiyum oluşturulana kadar hat Odesa yönünde işletilmeye devam edilecektir. Aralık 2006 tarihinde Rusya Federasyonu ile hattın Odesa yönünde işletilmesine devam edilmesini öngören 3 yıllık bir anlaşma imzalanmıştır.
Odessa-Brody petrol hattı resmi olarak 31 Ocak 2010 tarihinden itibaren çalışmaya başladı. Azerbaycan petrolünün, Beyaz Rusya’nın Mozır Petrol Üretimi Fabrikası’nın (PÜF) doğrultusunda nakli fiili olarak 13 Şubat 2010 tarihinden itibaren gerçekleştiriliyor.
4.7. Bankacılık
Ukrayna’da Bankalar Kanunu 1991 yılında kabul edilmiştir. Ülkede iki kademeli bir bankacılık sistemi mevcuttur. Bir tarafta Ukrayna Milli Bankası, diğer tarafta ise devletin sahip olduğu Export-Import Bank ve Oschadny Bankası ile diğer özel bankalar yer almaktadır. Bankacılık sistemi 1 Ocak 1998 tarihinde uluslararası muhasebe sistemine geçmiş bulunmaktadır.
01.01.2011 itibariyle, kayıtlı olarak faaliyet gösteren 176 banka bulunmaktadır. İlk 5 banka sektördeki toplam varlıkların %35’inden fazlasına sahip bulunmaktadır. Bankaların 55 tanesi yabancı sermayeli, 20 tanesi ise %100 yabancı sermayelidir. Bunlardan bazıları, Bank Austria Creditanstalt, Citibank (1998), Commerzbank AG, Drezdner Bank AG, ING Barrings Ukraine (1997), Societe Generale Ukraine, Kalyon Bank (1993) ve Raiffeisenbank Ukraine (1998) dir. Bankaların 16’sı açık anonim şirket, 1’i kapalı anonim şirket, 158’si kamu şirketi ve 1'i limited şirket şeklinde kurulmuştur. Büyük Ukrayna bankalarının çoğu ülkenin önde gelen sanayi grupları ile ilişki içindedir. 01.01.2011 tarihi itibariyle, Ukrayna’da faaliyet gösteren bankaların toplam sermayesi 141,7 milyar UAH (18 milyar $)dır. Ukrayna’da toplam 1.070 banka şubesi mevcuttur. 2010 yılında Bankaların toplam gelirleri 2009 yılına göre %4,3 azalarak 136,8 milyar UAH, giderleri de % 17,4 azalarak 149,9 milyar UAH olarak gerçekleşmiştir. Bankaların iki sene üstüste önemli zararlar yaşamaları piyasada kaygıyı da arttıran bir husus olarak not edilmelidir.
Türk Eximbank ve Ukrayna Eximbank arasında Ukrayna’ya yapılacak ihracatlara 20 milyon ABD Doları tutarında bir ihracat kredisi açılması için Nisan 2004 tarihinde bir protokol imzalanmıştır. Ancak sözkonusu kredi kullanımı Ukrayna Eximbankın özel bir banka olarak faaliyet yapıyor olması ve kendi kredi hatlarını kullandırtmayı tercih etmesinden ötürü işlememektedir.
Geçmiş yıllarda Ukrayna’da bir Türk bankasının bulunmamasının yarattığı sıkıntılar ihracatçılarımızca muhtelif vesilelerle dile getirilmiştir. Bununla birlikte, Türkiye Ekonomi Bankası (TEB) ile Ukrsibbank arasında yapılan anlaşma neticesinde, Nisan 2006 tarihinde TEB'de Ukrayna masası, Ukrsibbank'ta ise Türkiye masası kurularak faaliyete geçmiştir. 2007 yılı Şubat ayında Altınbaş Holding'e ait Creditwest ve Fiba Holding’e ait CreditEurope bankaları gerekli izin prosedürlerini tamamlayarak faaliyete başlamışlardır.
4.8. Ekonomiyi Etkileyen Önemli İç ve Dış Olaylar
Ukrayna ekonomisi Rusya Federasyonu’ndan gelen doğalgaza önemli derecede bağımlı olmakla birlikte, Rus doğalgazını Avrupa’ya ileten boru hatları da esas olarak Ukrayna topraklarından geçmektedir. Zaman zaman Ukrayna ile Rusya arasındaki siyasi ilişkilerin gelişimi paralelinde doğal gaz akışında sıkıntılar yaşandığı gözlenmektedir. 2009 yılında yapılan ve Ukrayna açısından son derece olumsuz koşullar taşıyan anlaşma 2010 yılında yapılan yeni anlaşma ile değişmiş ve Ukrayna’nın Sivastopol limanında Rus Denizaltı üssü kullanım süresinin uzatılması karşılığında alınan doğal gaz bedelinde indirim sağlanmıştır. Bu haliyle dahi sözkonusu doğal gaz anlaşmasının Ukrayna açısından olumsuz olduğu ve revize edilmesi gerekliliği başbakan tarafından sürekli dile getirilmektedir. Konunun önümüzdeki günlerde ele alınacağı düşünülmektedir.
Ukrayna Rusya Federasyonu’ndan satın aldığı doğal gazın 1000 m3’üne 2006 yılında ortalama 95; 2007 yılında 130; 2008 yılında ise 179,5 ABD Doları ödemiştir. Yapılan anlaşma gereği 2009 yılında ise kademeli bir fiyatlandırma yapılmış olup, ortalama fiyat olarak 228,8 ABD Dolarıdır. 2010 yılında ise söz konusu fiyat 250 ABD Doları seviyesinde olmuştur. Rusya tarafından Ukrayna’ya Rusya, Kazakistan ve Beyaz Rusya arasındaki gümrük birliğine katılım halinde sözkonusu doğalgazın içpiyasa fiyatından verileceği garantisi teklif edilmektedir. Ancak, bu durum Ukrayna AB ilişkilerini bozması nedeniyle, şu aşamada çok sıcak bakılan bir teklif olarak görülmemektedir.
Halihazırda, Ukrayna Avrupa’daki 5. büyük doğalgaz kullanıcısı ülke konumundır. Kısa dönemde ise doğalgaz fiyat artışı Ukrayna’nın ödemeler dengesine ilave bir yük getirecek ve sanayi tesisleri yüksek enerji maliyetleriyle çalışma durumunda rekabetçiliklerini koruma konusunda zorlanabileceklerdir. Kaldı ki bir çok sanayi tesisi zaten son derece verimsiz bir şekilde çalışlmaktadır.
Ukrayna’ya Aralık 2005 tarihinde Avrupa Birliği ve Mart 2006’da ABD tarafından “Pazar Ekonomisi Statüsü” tanınmıştır. 14 yıldır sürmekte olan müzkerelerin ardında Ukrayna 16 Mayıs 2008 tarihinde Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) üye olmuştur. Buna karşın, küresel kriz ile siyasi istikrarsızlığın bir arada gittiği Ukrayna’da ekonomik alanda alınan bir takım önlemlerin DTÖ üyeliği ile ters düştüğü de gözlenmektedir. Bu durum DTÖ nezdindeki temsilcilikler ve Ukrayna’daki gerek Avrupa İş Birliği gerek Amerikan Ticaret Odası ve gerekse Müşavirliğimizce Ukrayna makamlarına sürekli hatırlatılmakta ve bu konuda alınan önlemlerin Ukrayna ekonomisine yaradan ziyade zarar getireceği ve ikili ilişkileri olumsuz etkileyeceği anlatılmaktadır.
Ukrayna AB ile imzaladığı ortaklık Anlaşması çerçevesinde AB ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmasına yönelik mevzuat uyumunu 2010 yılına kadar tamamlamayı arzu etmekteydi. Ancak bu hususta Ukrayna tarafından 2010 yılında fazlaca bir ilerleme sağlanmadı. AB ile ortaklık geliştirme yolunda yapılan müzakerelerden Ukrayna’nın beklentisi tam üyelik iken Avrupa Birliği bu konuda yakın ortaklığı tercih etmektedir. Bu durum, AB Büyükelçisince de dile getirilmektedir. Kaldı ki, Ukrayna AB ile arasındaki ilişkiler gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmede zorlanmakta ve şu ana kadar bu konuda yapması gerekenlerin çok küçük bir kısmını yerine getirmektedir. Her ne kadar 2010 yılı ilk çeyreğinde Rusya Federeasyonu yanlısı yeni bir hükümet ve devlet başkanı seçilmiş olsa da yeni yönetim her fırsatta Avrupa Birliği ile entegrasyonun birincil öncelik olduğunu açıklamaktadırlar. Buna karşın 2010 yılı boyunca AB ile yürütülen müzakereler oldukça yavaş bir seyir izlemiştir. Bu konuda yapılan görüşmelerde siyasi karar kesinlik kazanınca müzakerelerin bir an evvel sonuçlanacağı ve bunun için teknik anlamda sadece bir kaç aya ihtiyaç duyulacağı bildirilmektedir. Ukrayna yetkililerin son dönemde belirttikleri 2011 yılında bu müzakerelerin imzalanacağına olan inancın dile getirilmesidir. 2010 yılından farklı olarak AB ile müzakerelerde önemli bir takım ilerlemeler kaydedildiğine ilişkin duyumlar alınmaktadır. Dolayısıyla, serbest ticaret anlaşmasının imzalanması için herhangi bir tarih vermek son derece güç olmakla beraber, 2011 yılı sonunda bunun gerçekleştirilme olasılığı bulunmaktadır. Bu olasılığı arttıran ana etkenlerin başında Ukrayna ekonomisinin yeni bir krizi kaldıramayacak olması yatmaktadır. AB açısından ise sorunlarını aşamayan bir Ukrayna’nın AB normlarından tamamen uzaklaşması ve büyük bir pazarın elden kaçırılması anlamına geleceği düşünülmektedir. Aksi taktirde, 2010 yılında imzalnmaması için öne sürülen koşularda herhangi bir değişiklik meydana gelmemiştir.
Ukrayna’nın dış borcu 117,3 milyar dolar olup, bunun yalnızca 32,5 milyar doları devlet borcudur, kalan miktarın 28,1 milyar doları bankaların 56,7 milyar dolar da özel sektör borcudur. Burada dikkat çeken husus devletin borç miktarında 2009 yılına kıyasla önemli bir artış olmasıdır (16,7 milyar dolardan 32,5 milyar dolara yükseliş). Bu durum devletin dış borçlanmada payının %16’dan %28 seviyesine çıkması demektir ki, bu durum pek sağlıklı bir gelişme değildir.
IMF ile 2008 yılı sonunda yapılan, ancak 2009 yılında Ukrayna tarafından gerekli yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle dondurulan 16,4 milyar dolar büyüklüğündeki Standby Anlaşması, 2010 yılında yeni bir anlaşma yapılmasını gerektirmiştir. S,zkonusu yeni anlaşma büyüklüğü 15,15 milyar dolar olup, bu anlaşma çerçevesinde de yapılması gerekli reform ve düzenlemelerin bir kısmında yavaşlamaların ortaya çıkması üzerine Mart 2011 başında serbest bırakılması beklenen ikinci dilim halen serbest bırakılmış değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; IMF tarafından Ukrayna ekonomisine dair değerlendirmelerin makro bazlı yapılması ve mikro düzeyde herhangi bir ölçüye bakılmamasıdır. Bu ise Ukrayna ekonomisini son derece yanlış değerlendirmeye yol açabilmektedir. Zira makro bazda düzelmiş görünen bazı değerler esasen farklı yöntemlerle saklanan sorunlardır ve bir noktada daha sonra ortaya çıkmaktadır. Oysa mikro bazda düzelme gözlenen herhangi bir husus olmadığı gibi iş dünyası ile yapılan bir çok değerlendirme toplantılarında iş yapma açısından eskiye nazaran daha kötü şartların ortaya çıktığı konusunda ortak görüş hakimdir.

5. EKONOMİK VE TİCARİ İLİŞKİLER

5.1. Genel Durum
Ukrayna 24 Ağustos 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etmiştir. Bağımsızlığın ilanından sonra geçen dönemde ülkedeki ekonomik yapının serbest piyasa ekonomisine dönüştürülmesinde önemli mesafe kaydedilmiş bulunmaktadır. Sovyetler Birliği’nin dağılması sürecinden başlayarak 1990-1999 yılları arasında ağır bir ekonomik kriz yaşayan Ukrayna’da, 2000-2005 yılları arasındaki hızlı ekonomik büyüme Ukrayna’yı sadece geçiş ekonomileri arasında değil Avrupa ülkeleri arasında da büyüme hızı açısından öne çıkarmıştır.
Ukrayna ekonomisi 2007 yılında %7,6 oranında büyümüştür. Yüksek oranlı büyümenin ardındaki en önemli etken, ülkenin bir numaralı ihraç kalemi olan demir çelik sektörü ürünlerine yönelik talep artışıdır. Son yıllarda Ukrayna hükümetlerinin izlediği sıkı maliye politikaları, borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmalar ve yabancı sermaye girişi döviz rezervlerinin artışına katkıda bulunmuştur. Diğer taraftan, Aralık 2007 tarihinde işbaşına gelen hükümetin izlediği genişletici maliye politikası çerçevesinde artan harcamalar nedeniyle enflasyon oranında artış gözlenmektedir.
Diğer taraftan, 2008 yılı sonunda etkilerini tüm dünyaya yayan küresel mali krizden en fazla etkilenen ülkelerin başında Ukrayna gelmiştir. Bunun başlıca nedenini ülkede devlet gelirlerinde bir istikrar bulunmaması, Ukrayna özel sektörünün yüksek oranlı borçlanması oluşturmaktadır. Ülkede son derece kırılgan yapıda çok sayıda bankanın mevcudiyeti finansal açıdan ülkenin risklere açık olmasının ana nedenini teşkil etmektedir. Aynı şekilde, ülkedeki kronik siyasi istikrarsızlık ekonomi alanında alınması gerekli önlemlerin alınması ve alınacakların da uygulanmasını imkansız kılmaktadır.
2009 yılında IMF tarafından Standby Anlaşması gereği serbest bırakılması beklenen ikinci dilim kredi de politik bir takım sıkıntıların aşılamaması ve bütçe açığının denetim altına alınmasına yönelik adımların atılmaması nedeniyle serbest bırakılmamaktadır. Aynı şekilde uluslar arası bir çok finans kuruluşu da, Ukrayna’nın ekonomik bir takım önlemleri harekete geçirmeden ülkeye herhangi bir yardımda bulunmaktan kaçınmaktadırlar.
2010 yılında IMF tarafından Ukrayna ile yeni koşullar ile yeni bir stand by anlaşması imzalanması hususu gündeme gelmiş ve yeni koşullar altında 15,2 milyar dolarlık bir standby anlaşması imzalanmıştır. Bu kapsamda en önemli husus bütçe açığının %5 seviyesine çekilmesi şartıdır. Bu şartı sağlamak ve bütçe gelirlerini arttırmak adına ülkede son derece garip yöntemler uygulanmaktadır. Mikro düzeyde uygulanan sözkonusu yöntemler IMF tarafından sürekli gözardı edilmektedir. Bu konuda Dünya Bankası ve EBRD tarafından daha sağlıklı değerlendirmeler yapılmaktadır.
5.2. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları
19 Mart 1996 tarihinde Ukrayna Parlamentosu, Yabancı Sermaye Kanunu'nu kabul etmiştir. Bu yasaya göre yabancı yatırımlar: konvertibl döviz; gelir vergisi ödemek şartı ile Ukrayna kanunu uyarınca ilk yatırım tesisine ve diğer tesislere yeniden yatırım yapıldığı durumlarda Ukrayna milli parası; hakları ile birlikte taşınır ve taşınmaz mal ve mülk, konvertibl döviz olarak gösterilen değerli kağıtlar; döviz değeri olan ve birinci sınıf bankalarca garanti edilmiş kağıtlar; döviz değeri yatırımcı ülkenin kanunları ve/veya uluslararası ticari teamüllere uygun biçimde belgelendirilmiş olan ve Ukrayna’da bilirkişilerce onaylanan ve Ukrayna’da yasallaştırılan telif hakkı, icat hakları, faydalı modeller, sanayi örnekleri, ticari markalar, know-how ve benzerleri dahil olmak üzere fikri mülkiyet hakları; döviz değeri, yatırımcı ülkenin kanunları ve/veya uluslararası ticari teamüllere uygun olarak tasdik edilen mevzuat ya da anlaşmalar uyarınca verilen yeraltı ve yerüstü kaynakların değerlendirme hakları da dahil olmak üzere ekonomik faaliyet gerçekleştirme hakları; Ukrayna mevzuatına göre diğer değerler şeklinde gerçekleştirilebilir.
Yabancı yatırımcılar: Ukraynalı özel ve tüzel kişilerle ortak kurulan şirketlere kısmen katılarak ya da faaliyette bulunan işletmelerin bir kısmını satın alarak; tamamen yabancı yatırımcıya ait olacak şirket kurarak ya da faaliyette bulunan şirketi tamamen satın alarak; tek başına ya da Ukraynalı özel ve tüzel kişilikleriyle birlikte Ukrayna’da doğal kaynakların değerlendirilmesinin imtiyazı ve toprak tasarruf haklarıyla diğer mal ve mülk haklarını alarak; Ukrayna kanunları gereğince doğrudan yasaklanmayan taşınır ve taşınmaz malı satın alarak; Ukrayna’da yabancı yatırım öngörülmesi halinde tüzel kişiliğin oluşturulmasını gerektirmeyen üretim işbirliği ve ortak üretime ilişkin anlaşmalar yaparak yatırım yapma haklarına sahiptirler.
Ukrayna kanunları uyarınca kurulan ve kuruluş sermayesinde yabancı yatırım payı en az %10 olan hukuki şekillerdeki şirket ve yatırımlar ‘’yabancı sermaye yatırımı’’ sayılırlar. Ukrayna'da ekonomik ve ticari faaliyetlerde bulunan yabancı yatırımcılar, Ukrayna Kanunlarında ve Ukrayna'nın uluslararası anlaşmalarında aksi belirtilmedikçe, Ukraynalı kişilerin sahip olduğu hak ve sorumluluklara sahiptir.
Ukrayna'da yabancı sermaye yatırımları millileştirmeye tabi değildir. Devlet organları, tabii afet, kaza, salgın hastalık ve salgın hayvan hastalığı durumlarında tahliye tedbirlerinin alınması durumları haricinde yabancı yatırımları istimlak edemez. Söz konusu istimlak yalnız Ukrayna Bakanlar Kurulu'nca yetkilendirilen devlet organları kararları ile yapılabilir, Yabancı yatırımın istimlak ve tazminat koşulları ile ilgili karar mahkeme yolu ile temyiz edilebilir. Yabancı yatırımcılara vergi, resim ve diğer mecburi fonların ödenmesinden sonra yatırımlarının gerçekleştirilmesi sonucu kanuni yollardan elde edilen gelir, kar ve diğer fonların engelsiz ve hemen yurt dışına döviz cinsinden transfer edilmesi garanti edilmiştir.
Yabancı sermayeli şirketin yabancı ortağı, kuruluş sermayesi olarak taahhüt ettiği miktardan payına düşen kısmın bir bölümünü Ukrayna'ya yatırım malı olarak getirdiği takdirde gümrük vergisi ödemez. Ancak, yabancı yatırımcı, şirketin kuruluş sermayesindeki payına karşılık getirmiş olduğu malı, yabancı yatırımın şirket bilançosuna kaydedildiği tarihten itibaren 3 yıl içinde satması, devretmesi veya şirketin faaliyetine son vermesi halinde gümrük vergisini ödemesi gerekmektedir.
Yabancı yatırımcılara toprak mülkiyet hakkı hariç, her türlü bina için mülkiyet hakkı tanınmıştır. Yabancı sermayeli şirketler Ukrayna mevzuatı uyarınca vergi öderler. Yabancı sermayeli şirketler için döviz işlemleri yürürlükteki Ukrayna mevzuatı gereğince gerçekleştirilir. Ukrayna sınırları içerisindeki tek ödeme aracı Ukrayna milli parası “Grivnya’’ dır.
Ukrayna’ya yapılan yabancı yatırımlar kümülatif olarak 2010 yılı başı itibariyle 40 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır. Yabancıların yatırım yaptıkları sektörler arasında metalurji, finans, araç ve araç yan sanayi ticareti ve imalatı, inşaat, gıda, finans, ticari kiralama, emlak hizmetleri yer almaktadır.
Yatırımcı ülkeler arasında, Güney Kıbrıs (off shore hesaplar yoluyla), 9,9 milyar dolarla ilk sıra da yer almaktadır. G. Kıbrıs’ı Almanya (7,0), Hollanda (4,7), Avusturya (2,6) ve İngiltere (2,2) izlemektedir. Rusya Federasyonu’nun (3,4) özellikle enerji dağıtımı, petrol, bankacılık, iletişim gibi stratejik sektörlere yatırım yaptığı gözlenmektedir. Holanda tarafından yapılan yatırımların önemli bir kısmı ise Hollanda vasıtasıyla başka ülke firmalarınca yapılan yatırımlardır.
Türkiye’nin Ukrayna’daki yatırımları 01/01/2011 tarihi itibariyle 150,6 milyon ABD Doları düzeyine ulaşmıştır. Ancak, Türk sermayesinin başka ülkeler yoluyla Ukrayna’ya girmesi nedeniyle fiiliyatta rakam kayıtların oldukça üzerindedir. Örneğin Astelit (Life), Crediteurope Hollanda üzerinden gelen yatırımlardır.


UKRAYNA'DAKİ YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI - 01/01/2011




Milyon ABD Doları

%

TOPLAM

44.708,0

100,0










Güney Kıbrıs

9.914,6

22,2

Almanya

7.076,9

15,8

Hollanda

4.707,8

10,5

Rusya Federasyonu

3.402,8

7,6

Avusturya

2.658,2

5,9

Fransa

2.367,1

5,3

İngiltere

2.298,8

5,1

İsveç

1.729,9

3,9

Virgin Adaları/İngiltere

1.460,8

3,3

ABD

1.192,4

2,7

İtalya

982,4

2,2

Polonya

935,8

2,1

İsveçre

859,4

1,9

Diğer ülkeler

5.121,1

11,5

Kaynak: Ukrayna Devlet İstatistik Komitesi
 5.3. Yıl İçinde Alınan Ekonomik Önlem ve Uygulamalar
14 yıl süren müzakerelerin ardından Ukrayna 16 Mayıs 2008 tarihinde Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmuştur.
Ukrayna ile AB arasında Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmasını da içeren Ortaklık Anlaşması müzakerelerine 2007 yılında başlanmıştır. Türkiye’nin Gümrük Birliği çerçevesinde AB’nin tercihli ticaret rejimlerini üstlenme yükümlülüğü ve AB ile Ukrayna arasında imzalanacak olası bir STA’nın ihracatçılarımız üzerinde yaratacağı olumsuz etkinin bertaraf edilmesi amacıyla, AB’ne paralel olarak, Türkiye ile Ukrayna arasında bir STA imzalanması yönündeki görüşmelere Hazian 2007 tarihinde başlanmıştır. 2008 yılı Aralık ayında STA müzakerelerine değerlendirme mahiyetli olarak Kiev’de başlanmıştır.
Ukrayna 2009 yılında olduğu gibi 2010 yılında da ekonomik anlamda tüm dikkatini Avrupa Birliği ile entagrasyon ve IMF kredisi çalışmalarına vermiş olup, tüm kurumlarca bu yöndeki faaliyetler sürerken diğer ekonomik faaliyetlerde bir durgunluk yaşanmaktadır. Ancak, Ukrayna yetkililerince sürdürülen bu faaliyetlere AB yetkililerince aynı şekilde cevap verildiği söylenemez. Zira, AB yetkililerince gerek muhtelif toplantılarda gerek Ukraynalı yetkilerle gerçekleştirdikleri ikili düzeydeki görüşmelerde Ukrayna tarafından gerekli yükümlülüklerin yerine getirilmesinden önce herhangi bir vaadte bulunulmadığı defalarca anlatılmaktadır. Ukrayna şu an itibariyle AB tarafından kendisinden beklenen yükümlülüklerin çok az kısmını yerine getirmiş bulunmaktadır. Ancak, 2011 yılında bu konuda bir hayli ilerleme kaydedilmeye başlandığı ya da AB tarafından bir takım beklentilerden taviz verildiği konusunda duyumlar bulunmaktadır.
Ukrayna tarafından 11 Ekim 2006 tarihli Ukrayna Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca buğday, arpa, mısır ve çavdar ihracatında kota uygulaması başlatılmış bulunmaktadır. Karar uyarınca 2006 yılı sonuna kadar buğday, arpa, mısır ve çavdar ihracatında sırasıyla 400.000; 600.000; 100.000 ve 3.000 ton olmak üzere kota uygulanacaktır. Ukrayna hükümet yetkilileri tarafından anılan uygulamanın tahıl hasadının beklenen düzeyden az gerçekleşmesi sonucu, iç piyasada sıkıntı yaşanmasının önlenmesi amacıyla başlatıldığı ve geçici bir uygulama olduğu belirtilmiştir. Ukrayna’nın 2008 yılında DTÖ üyeliği sonrasında 23.05.2008 tarihi itibariyle sözkonusu kotalar tamamıyla kaldırılmıştır. Ancak, 2010 yılındaki düşük rekolte sonucunda anılan uygulama 2010 yılı sonunda yeniden başlatılmış ve 2011 yılı ilk yarısında da bu uygulama devam etmektedir.
2010 yılı içerisinde değişen hükümet ve devlet başkanı sonrasında, bütçe açıklarını azaltmak maksadıyla Ukrayna’da son derece keyfi korunma önlemleri soruşturmaları başlatılmış durumdadır. Anılan soruşturmalara dair katılım sağlanan dinleme toplantılarında sözkonusu önlemlerin tamamen bazsız ve salt ithalatı kısıtlamak maksadıyla alınmaya çalışıldığı açıkça ortaya çıkmaktadır. Dış ticarette ithalatın azaltılmasına dair önlemler alınması amacıyla muhtelif bakanlar ve başbakan tarafından son derece tutarsız açıklamalar da kendini göstermektedir. Bu bağlamda, Ukrayna gümrüklerinde son derece garip uygulamalarla karşılaşıldığı bilinen bir gerçektir ve bu konu Ukrayna makamlarınca yadsınmamaktadır.
Ukrayna 2011 yılına bir vergi reformu ile başlamış ve sözkonusu reform görüşmeleri sırasında oldukça kapsamlı gösteriler yaşanmıştır. Anahatları belli olmasına karşın, vergi reformunun ne şekilde uygulanacağı hususunda da bir çok çelişkiler bulunmaktadır. Ortadaki bu belirsizliklerin yakın dönemde ortaya çıkması beklenmektedir.
5.4. Dış Ticaret

5.4.1. Genel Durum


Ukrayna'nın Dış Ticareti

(milyar ABD Doları)

 

2005

2006

2007

2008

2009

2010

Toplam İhracat

34,2

38,4

49,2

67,0

39,7

51,4

Toplam İthalat

36,1

45,0

60,6

85,5

45,4

60,7

Dış Ticaret Dengesi

-1,9

-6,6

-11,4

-18,5

-5,7

-9,3

Kaynak: Ukrayna Devlet İstatistik Komitesi

Ukrayna'nın mallara yönelik dış ticaret hacmi 2010 sonu itibariyle 112,1 milyar ABD Doları’dır. Bunun 51,4 milyar ABD Dolarını ihracat, 60,7 milyar ABD Dolarını ise ithalat oluşturmaktadır. 2010 yılında ihracat 2009 yılına göre %29,6 oranında artarken, aynı dönemde ithalat artışı %33,7 olmuştur. Ukrayna 2005 yılından beri negatif dış ticaret dengesi vermektedir.


Ukrayna’nın dış ticareti ülke grupları çerçevesinde incelendiğinde, ihracatında en fazla payın %36,4 ile BDT ülkelerine ait olduğu görülmektedir. BDT ülkelerini sırasıyla %26,8 ile Avrupa, %26,6 ile Asya ve %3,9 ile Amerika izlemektedir.
Ülke gruplarına göre ithalatta ise, ilk sırayı %44 ile yine BDT ülkeleri almakta, bunu sırasıyla %33 ile Avrupa, %16,5 ile Asya ve %4,6 ile Amerika izlemektedir.
Ukrayna’nın dış ticareti ülkeler itibariyle incelendiğinde, ithalatında ve ihracatında ilk sırayı Rusya Federasyonu almaktadır. 2010 yılında Rusya Federasyonu ile Ukrayna’nın dış ticaret hacmi 35,6 milyar ABD Doları’na ulaşmıştır. Bu Ukrayna’nın dış ticaret hacminin %31,7’sini oluşturmaktadır.
2010 yılında Ukrayna’nın ihracatındaki başlıca ülkeler sırasıyla Rusya Federasyonu, Türkiye, İtalya, Beyaz Rusya, Polonya; ithalatındaki başlıca ülkeler ise Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti, Almanya, Polonya ve ABD’dir.
Ukrayna Devlet Gümrük Servisi verilerine göre 2010 yılı sonu itibariyle Türkiye, Ukrayna’nın ihracatında 2.; ithalatında ise 8. sırada bulunmaktadır. TÜİK verilerine göre 2010 yılında Türkiye’nin Ukrayna’ya ihracatı 1,261 milyar ABD Doları, Ukrayna’dan ithalatı ise 3,830 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Ukrayna Devlet Gümrük Servisi verilerine göre ise 2010 yılında Türkiye’nin Ukrayna’ya ihracatı 1,298 milyar ABD Doları, Türkiye’nin Ukrayna’dan ithalatı 3,027 milyar ABD Doları’dır.
5.4.2. Dış Ticaret Mevzuatı
DTÖ ve AB standartlarına uymaya çalışan ve uluslararası ekonomik ve ticari kuruluşlara dahil olma yolunda çalışmalarını yoğunlaştıran Ukrayna'da, geçmişte fazla devletçi ve reform karşıtı Parlamento ile hükümet arasındaki sorunlar nedeniyle dış ticaret rejiminde istenilen serbestliğe ulaşılamamıştır. Sık sık yapılan mevzuat değişiklikleri, bazı lisans zorlukları, ürün kotaları, gümrük vergilerinin yüksekliği ve ithalatta alınan %20 KDV yabancı firmaların Ukrayna'ya yönelik ticaretini olumsuz etkilemektedir. Ancak, 2005 yılında Viktor Yuşçenko’nun Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte Ukrayna’da yatırım ortamının iyileştirilmesi ve kaçakçılık ile yolsuzluğun önlenmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Bu çerçevede, ‘Ukrayna Gümrük Tarifesi’nde Değişiklik Yapılması’na İlişkin Ukrayna Kanunu’ 25.3.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Kanun uyarınca, Ukrayna’da üretilmeyen bazı tekstil ürünleri, ayakkabı, gıda, bazı ev aletleri, televizyon ekranları ile cep telefonlarının gümrük vergilerinde %50-100’ü aşan oranlarda indirim gerçekleşmiştir. Ancak, otomotiv alanında yerli sanayiyi korumak ve yan sanayi oluşturmak amacıyla otomotiv ve bazı otomotiv aksamlarında %15 düzeyinde olan vergi, 25.3.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, %25 düzeyine çıkarılmıştır.
2005 yılından başlayarak DTÖ standartlarına uyum amacıyla pek çok üründeki gümrük vergisi oranı düşürülmüştür. 2008 yılında DTÖ üyeliği sonrasında Ukrayna’nın tarım ürünlerindeki ortalama gümrük vergisi oranı %13,8’den %11,16’ya düşmüştür. Anılan oran sanayi ürünlerinde ortalama %4,4’ten %4,85’e çekilmiştir. Genel olarak gümrük vergilerinde DTÖ üyeliğini takiben düşüşler yapılmış olup, ortalama %6,28’dir. Petrol ürünlerinde ithal vergisi oranları geçmişte yüksek olmakla birlikte, 2005 yılı yazında yaşanan yakıt darboğazı sonucunda benzin ve dizel yakıt türlerindeki vergiler kaldırılmıştır.
Ukrayna'nın dış ticareti incelendiğinde SSCB’nin ayrılmasının ardından 19 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, eski SSCB ülkeleriyle olan ticaretin payının hala büyük olduğu gözlenmektedir. Ukrayna'nın enerji konusunda dışa bağımlı olması nedeniyle, ithalatının büyük bir kısmını Rusya Federasyonu ve Türkmenistan'dan ithal edilen ham petrol ve doğalgaz oluşturmaktadır. Rusya Federasyonu, Ukrayna'nın en önemli ticaret ortağı olma konumundadır.
Ukrayna’nın Rusya Federasyonu ve Beyaz Rusya ile yapmış olduğu özel anlaşma çerçevesinde, lüks tüketim vergisine tabi mallar hariç, söz konusu ülkeler menşeli ürünlerin ithalatında karşılıklı olarak gümrük vergisi alınmamakta, sadece KDV tahsil edilmektedir. Ancak, bazı mallar bu istisnalardan muaf bulunmaktadır. Bu mallar arasında beyaz şeker, etil alkol ve diğer alkollü içkiler ile tütün ve mamulleri yer almaktadır. Söz konusu muafiyet listesinde zaman zaman değişiklikler olabilmektedir. Ayrıca, canlı büyükbaş hayvanlar ile koyunlar, düveler, ayçiçeği ve kenevir tohumu, büyükbaş hayvan derisi ile koyun ve kuzu derisi, demir ve çelik hurdalarının Ukrayna’dan Rusya Federasyonuna ihracatında ihraç vergisi tahsil edilmektedir.
19 Eylül 2003 tarihinde Ukrayna’nın Yalta şehrinde Ukrayna, Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya ve Kazakistan arasında Tek Ekonomik Alan Anlaşması imzalanmıştır. Ancak, Ukrayna bu anlaşma’ya DTÖ ve AB ile ilişkilerine zarar vermemesi amacıyla bazı çekincelerle imza atmıştır. Tek Ekonomik Alan, taraf ülkelerin kendi aralarında AB‘ne benzer bir yapılanmaya gitmelerini hedeflemektedir. Anlaşma 2010 yılında Ukrayna haricindeki 3 ülke arasında yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Ukrayna, AB ile entegrasyon sürecine zarar vereceği korkusu nedeniyle Tek Ekonomik Alan şeklindeki derin bütünleşme hedeflerine pek sıcak bakmamakla birlikte konjonktürel ve politik gelişmelerin Ukrayna’nın bu politikasında bazı değişikliklere yol açması mümkün bulunmaktadır.
Avrupa Birliği ile Ukrayna arasında 9 Mart 2005 tarihinde mektup teatisi yoluyla imzalanan ve 31 Aralık 2006 tarihine kadar geçerli olacak olan anlaşma, Ukrayna menşeli tekstil ürünlerinin AB ülkelerine ihracatında kota uygulanmaması kararlaştırılmıştır.
Ukrayna Bakanlar Kurulu’nun, bavul ticaretini önlemek amacıyla 2001 yılında aldığı karara göre, Ukrayna vatandaşları ve yabancılar tarafından Ukrayna’ya getirilen, gerçek kişiler tarafından refakatlı bagajda (sözlü şekilde beyan edilirse) ve refakatsız bagajda ve vatandaş adreslerine uluslararası posta gönderileri ile gönderilen gümrük değeri 200 Euro'yu ve ağırlığı 50 kg'ı geçmeyen malların, Ukrayna gümrük sahasına getirilmesi vergiye tabi bulunmamaktadır.
Ancak, Ukrayna gümrük topraklarına herhangi bir araç vasıtasıyla, gerçek kişiler tarafından refakatlı/refakatsız bagajla getirilen veya toplam gümrük değeri 1000 Euro'yu ve toplam ağırlığı 100 kg'ı geçmeyen uluslararası posta gönderileri ile gönderilen mallar, gerçek kişiler için belirlenen esaslara uygun olarak gümrük organlarında mecburi yazılı beyana, gümrük değerinin %20'si oranında gümrük vergisine, KDV'ye ve mevzuatta belirlenen durumlarda tüketim ve diğer vergilere tabidir.
Bavul ve kargo ticaretini düzenleyen Ukrayna Kanunu hala yürürlükte olmasına rağmen 2005 yılı başında yeni yönetimin iktidara gelmesi ile bu ticaret şeklinde sıkıntılar yaşanmaya başlanmıştır. Bunların temel nedeni, denetimlerin artırılması ve kaçak girişlerin en alt düzeye indirilmeye çalışılmasıdır. Bu önlemler neticesinde, bavul ticareti cazibesini büyük ölçüde yitirmiştir. Bu aşamada, Ukrayna devletinin direkt olarak bavul ticaretini kısıtlamak yerine gümrüklerdeki kontrollerin sıkılaştırılması yoluyla resmi ithalat ile bavul ticaretinin ithalat masraflarını birbirine yakınlaştırarak doğal bir süreç içinde kendiliğinden ortadan kaldırmaya çalıştığı düşünülmektedir. Ancak, ülkedeki kayıtdışılığın bir uzantısı olarak resmi yollardan yapılan işlemlerde sürekli sorunlar ortaya konarak firmaların kayıtdışı yollara yönelmesine de sürekli olarak gayret gösterilmektedir.
Ukrayna, bazı tarım ve hayvancılık ürünleri ile madenler ve kimyasal maddelerde asgari ihraç fiyatı ve ön izin uygulamaktadır. 2 Ekim 1999 tarihinde alınan karar gereğince de ayçiçeği tohumu ihracında ihraç vergisi uygulanmaktadır. Söz konusu vergi Temmuz 2005 tarihinde %16’ya düşürülmüş olup; 2007 yılından başlamak üzere her yıl %1 oranında düşürülecek ve 6 yıl sonunda %10 olacaktır.
Ayrıca Ukrayna, 1 Ocak 2003 tarihinden itibaren hurda metal ihracatında ton başına 30 Euro ihraç vergisi uygulamaya başlamıştır. Ukrayna tarafından buna gerekçe olarak Ukrayna’dan büyük miktarda hurda metal ihracatı olması, buna bağlı olarak yerli üreticilerin zaman zaman hammadde sıkıntısı yaşamaları ve üretimin durma noktasına gelmesi gösterilmektedir. Başta Türkiye ve AB olmak üzere çeşitli ülkelerden gelen tepkilere rağmen hurda metalde ihraç vergisi uygulaması devam etmiş olup, 2008 yılında DTÖ üyeliğini takiben 6 yıllık sürede sözkonusu verginin belli bir takvime bağlı olarak 10 €’ya düşürülmesi taahhüt edilmiş olup, halihazırda anılan vergi 16,4 €’dur.
5.5. DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ


Ukrayna'nın Dış Ticareti

(milyar ABD Doları)

 

2005

2006

2007

2008

2009

2010

Toplam İhracat

34,2

38,4

49,2

67,0

39,7

51,4

Toplam İthalat

36,1

45,0

60,6

85,5

45,4

60,7

Dış Ticaret Dengesi

-1,9

-6,6

-11,4

-18,5

-5,7

-9,3

Kaynak: Ukrayna Devlet İstatistik Komitesi




Yüklə 0,98 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin