Tc. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi başkanliği beşİktaş / İstanbul


tutuklanmıştır, dolayısıyla iddianame okunacaksa müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum, dedi



Yüklə 291,66 Kb.
səhifə26/31
tarix07.01.2022
ölçüsü291,66 Kb.
#83311
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   31
tutuklanmıştır, dolayısıyla iddianame okunacaksa müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum, dedi.

Sanık Oktay Yıldırım vekili Av. Ahmet Ülger söz istedi , verildi: Sayın mahkeme heyetinin reddi kararının reddi bugün mahkememizde açıklandı ancak dün mahkeme heyetinin reddi kararı reddi basında yayınlandı, sanıklar tahliye talebinde bulunmuşlardır, bu haklarına engel olmak istemiyorum ancak bunun not edilmesini istiyorum yarın aynı şekilde mahkeme heyetini reddedeceğim ancak bu hakkımı kullanmıyorum, sadece bugün sanıkların tahliyesi ile ilgili karara bende katılıyorum dedi.

Sanık Halil Behiç Gürcihan müdafii Av. Ercan Birol söz istedi, verildi: mahkemenize daha önce bir çok dilekçe sunmuş bulunmaktayız, bunların büyük bölümüne duruşmada değerlendirilecek yanıtı aldık ancak özellikle savunmamızın tamamlanması açısından bilgisayarların iadesi konusundaki talebimizin ivedilikle değerlendirilmesini arz ediyorum ayrıca müvekkilim tarafından hazırlanan bir savunma dilekçesiyle tahliye talebini içeren bir dilekçeyi mahkemenize sunmuş bulunmaktayız, iddianamenin okunmasından önce, ki çok zaman alacağını değerlendiriyoruz, tutuklu sanığın durumunun değerlendirilerek tahliyesine karar verlmesini talep ediyorum, dedi.

Sanık Sevgi Erenerol vekili Av. Nevzat Erdemir söz istedi, verildi: Ayrıntıya girmeye gerek yok, iddianameyi okuduğum zaman Sevgi Erenerol’un ceza yasasının suç olarak tanımladığı bir fiiline rastlamadım, müvekkilimin katıldığı bütün etkinlikler resmi kurumların izniyle gerçekleştirilen etkinlikler, suçluluğu hükmen tespit edilinceye kadar kişi masum sayılır bu anayasamızda kurala bağlanan bir hüküm insan hakları evrensel bildirgesinde yer alan bir hüküm, dünyanın hiçbir ülkesinde bir ülkenin kuruluş felsefesi kuruluş ilkeleri tehdit kapsamına alınmaz Türkiye Maalesef şuanda rejim değişikliği tehditi aldında bulunan bir ülke, yine üzülerek ifade ediyorum Anayasa mahkemesi kararına göre şuanda Türk ulusunun yazgısı Anayasa mahkemesinin belirlemesine göre Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan bir siyasal partinin elinde ve hepimiz biliyoruz ki Teokratik kadrolaşma mülkiyeden askeriyeye ve adliyeye varıncaya kadar devletin çoğu kurum ve kuruluşlarına sızdı, yakın tarihte zamanın kara kuvvetleri komutanı daha sonra genel kurmay başkanı olan Yaşar Büyükanıt’a bile çete diye itham eden savcılara rastladık, öyle sanıyorum ki bu ülkenin anayasal kurumlarını çete diye nitelemeye dönük hukuk dışı süreç yargının içine sızan yargıya yabancı unsurlar tarafından devam ettiriliyor bu davada rejimi değiştirmek isteyenlerin dönüştürmek isteyenlerin varmak istedikleri son aşamadır, öyle sanıyorum ki bağımsız Türk yargıcı Türk yargıçları adaletin her türlü kuşkudan her türlü baskıdan arınmış şekilde gerçekleşmisini sağlayacak bir hüküm tesis edecekler ve sizin vereceğiniz karar Türkiye Cumhuriyetinin Fethullah Gülen Cumhuriyeti olup olmayacağı anlamına gelecektir, suçlu olanın yargılama nihayetinde suçlu bulunanın cezası hüküm tesis edildikten sonrada çektirilebilir ama yargılama nihayetinde suçsuz bulunanın mağduriyetini ne tazminatla ne de başka suretle gidermek mümkün değil, müvekkilim için söylüyorum, diğer sanıklar içinde söylediğim geçerli şuan da huzurunuzda bulunan insanların Atatürk Devrim ve İlkelerinden yana olmak , Ulus Devlet’den yana olmak, Misakı Milli’den yana olmaktan hiçbir kasıtları yok hiçbir kusurları yok bu dava Bush-Erdoğan mütabakatından kaynağını alan siyasal bir davadır, müvekkilimin tutukluluk haline nihayet verilmesini yüce heyetinizden istirham ediyorum, müvekkilim bu olayın faili , sanığı değil, mağdurudur, yargısız infazın mağdurudur, bu mağduriyetin giderilmesini ve muhterem heyetinizinde olağanüstü yargı görüntüsünden kurtulacak şekilde adaletin mekansal itibariyle de insanlara güven verecek insanların adalet organına rahatlıkla gidip gelmesini sağlayacak bir mekana kaçınılması suretiyle gerçekleşmesini diliyorum ve bunu sizden talep ediyorum, onun için savunma hakkı hak arama özgürlüğü, toplum içinde yeri konumu

Esas No: 2008/209 sayfa:31

ne olursa olsun herkeze gerekebilir ve ben şuna inanıyorum bu dava nihayete erdikten sonra gerçek dışı hususlarla bu insanları yargı önüne getirenler yine bağımsız Türk yargısından hak ettikleri cezayı alacaklar ve roller eninde sonunda değişecek , Milli mücadele döneminde Mustafa Kemal ve arkadaşlarınında çetecilikle itham edildiğini bilgilerinize arz ediyorum, bu yaşanan olay bağışlayın beni kimseye itham için söylemiyorum İstanbul’u işgal eden İngiliz işgal kuvvetleri komutanının tutuklanacak insanların listesini Damat Ferit’in eline tutuşturmasını anımsatmaktadır, bir Ülkenin kuruluş felsefesi suç olamaz, dedi.

İddia makamı ; Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Savunma hakkı adı altında bir takım isnatlarda bulunuluyor bir takım hukuki olmayan nezaket kuralları ile uyuşmayan sözler sarfediliyor, lütfen o konuda bir uyarılma olursa iddia makamı olarak talebimiz budur,

Sanık Sami Hoştan müdafi Av. Kemal Ökke söz isdedi, verildi: İddianameyi çok iyi okuduğunuzu biz biliyoruz, bu okuduğunuzu çok iyi bildiğimiz ve çok iyi anladığınız için detaya girmeden müvekkilimle ilgili dosyanın içinde ayrılan bölümde elli tane telefon görüşmesi yapılmış delalet metoduyla hepsi konulmuş bunun içinden suç çıkarın bulun diye bir yöntem geliştirilmiş hem sayın mahkemeyi zor durumda bırakan hem bizi zor durumda bırakan görüşmelrin tamamı günlük konuşmalardan başka Bir şey olmayan delillere göre müvekkilim 8 aydan beri tutukludur, kendisi kanser hastasıdır, duruşmanın ilk günü verdiğimiz dilekçede bunun raporu vardır, tutukluluk durumu gözden geçirilsin , dedi.

Sanıklar Orhan Tunç ve Emin Gürses müdafii Av. Mehmet Taşdelen söz istedi, verildi:Müvekkillerim ikişer sayfadan mürekkep bir dilekçe verdiler heyetinize bu dilekçede tanıklar var ayrıca dinleme tespit tutanaklarının çözümlerine itirazımız var bu dinleme tespit tutanaklarının Cd’lerinin tamamının tarafımıza verilmesini istiyoruz, suç ve suçlama ile ilgisi olmayan çok sayıda evrak dosyaya eklenmiş eklere eklenmiş ve bunlar tekrar tekrar eklenmiş elli klasörlük Maalesef dosya 450 klasöre ulaştırılmış, belki yüz ikiyüz sayfa üçyüz sayfada bitirilebilecek bir iddianame ikibinbeşyüz sayfaya ulaştırılmış talebimiz o dilekçelerde yazılı suç ve suçlama ilgisi olmadığı belirtilen evrakların dosyadan çıkarılması, Sanık Orhan Tunç müvekkilim ağır hasta tahliyesini talep etti, sanık Emin Gürses Üniversitede öğretim görevlisi kamu adına hizmet gören birisi bu yargılamada bu dosyada örgütün yönetici denen insanlar dışarıda ama bir kısım üyeleri içeride ben ivedilikle müvekkillerimin tahliyesini talep ediyorum, dedi.

Sanık İsmail Yıldız vekili Av. Dursun Yassıkaya söz istedi, verildi:Müvekkilimizin buraya sanık sandalyesine oturuşuyla ilgili olarak birkaç cümle söylemek istiyoruz, müvekkilimiz kendi ifadesinde de beyan ettiği üzere Ankara’da faaliyet gösteren ve Türk ticaret kanunu hükümleri çerçevesinde kurulan bir şirkette ve araştırma merkezinin başkanı, bununla ilgili olarak son beş yıl içerisinde yaklaşık üçyüze yakın yazı yazdı, bu yazıların tamamı durumdan vazife çıkarmak adına değil, olacaklar çerçevesinde önümüzdeki günlerin Türkiye’nin gündemine ve Uluslar arası konjöktörün neler getireceğine ilişkin analiz yazılarıdır ve Maalesef Türkiye analiz yazılarını ses araştırma merkeziyle tanıdı ve bununla ilgili olarak mevcut siyasi iktidarın sahibi siyasi partinin ve sayın Başbakanın bizzat açmış olduğu ve danışman kadrosunun açmış olduğu elli civarında hukuk ve ceza davası şuanda Ankara’da kısmen karar çerçevesinde kısmen derdest vaziyette ve ne ilginçtir ki dün sayın müvekkiliminde bizzat heyetinize ifade ettiği gibi sayın Başbakan’ın avukatlarından sayın meslektaşımız Maalesef üzülerek söylüyorum “Hocam seni bir türlü susturamıyoruz bir yöndtem arıyoruz”cümlesi bu soruşturmakapsamında tutuklanan müvekkilimin kafasında yıldırımlar çakmasına sebep olmuştur, neden derseniz iddia makamından oturan birbirinden değerli iki Cumhuriyet Savcısının yanında olmasını arzu ettiğimiz sayın Zekeriya Öz beyefendinin olmasını arzu ederdik ki bu diyalektiğinde bizzat kendisinden sorulmasını heyetinizden isteyebilirdim, şayet sayın

Esas No: 2008/209 sayfa:32

Cumhuriyet Savcısı burada olmuş olsaydı,ifade sırasında zabıta geçilmesini talep etmemize rağmen zabta geçmeyen bir husus var sayın müvekkilime sayın Cumhuriyet Savcısı Zekeriye Öz beyefendi “Sana bu yazıları kim yazdırıyor, sen kimin adına bu yazıları yazıyorsun”dediğinde müvekkilimle biz birbirimize bakmak zorunda kaldık ve hemen arkasından neden sayın Başbakanla “ Bukadar uğraşıyorsunda ve bu kadar ağır ifdaeler kullanıyorsun” ifadesiyle beraber bu soruşturmanın kapsamında bunların yerinin olmadığını çünkü bahse konu yazılarla ilgili olarak Ankara adliyesinde ve İstanbul adliyesinde Ceza ve Hukuk davalarının devam ettiğini söylediğimizde sayın müvekkilime yönelik olarak sayın savcının söylediği bir cümle oldu “Ben bunu bu yazıların muhatabına bildirmek zorundayım”ifadesidir, bu dava Türkiye’de terör örgütü tanımına yeni bir tanım getirmiştir, bu dava çıkacak karar itibariyle Anayasamızın 2. maddesinde düzenlenen Demokratik ve Hukuk Devleti tanımına uygun olarak düzenlenen yasa koyucunun kanunlarının uygulanıp uygulanmadığını mı yoksa siyasetçinin hukukunun mu uygulanacağını gösterecektir, bunu söylerken heyetinizi ve iddia makamını tenzi ederek söylüyorum, dolayısıyla bu davada müvekkilime yönelik olarak isnat edilen suçlarla ilgili olan bir kısım deliller Maalesef Devletin âli menfaati gerekçesiyle ne bizim incelememize imkan tanınmış ne sayın müvekkilimin incelemesine ne de yargılama dosyası safahatında herhangi bir şekilde yer almamış sadece gizlilik kararının alınan belgeler çerçevesinde devam etmesi istenmiş ancak bahse konu belgeler sayın müvekkilimin bilgisayarlarından emniyet soruşturması sırasında ve gayri yasal bir şekilde çözüldüğü iddia edildiği şekliyle dosyada mevcuttur, biz öncelikli olarak müvekkilimizin tutuklanmasına sebep olan ve sözde terör örgütü olduğu iddia edilen bu adı konulan ki ben söylemekten imtina ediyorum bu davayı Ümraniye soruşturması dosyasının bu bölümü ile ilgili müvekkilimi ilgilendiren bu hususla ilgili yüksek heyetinizden yasa gereğince müvekkilim ve heyetinizden görevlendirilecek ilgili hakimin bizim huzurumuzda incelenmesini ve bu konuda öncelikli olarak savunmamızın yapılmasına izin verilmesini talep ediyoruz birinci talebimiz budur,ikinci talebimiz ise müvekkilimize atfen dosyada bulunan iki adet yazı mevcuttur, bu yazılardan bir tanesi geçmişte sayın Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök paşayla ilgili bir analiz yazısıdır ve bu yazı ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Savcılığı Genel Kurmay Başkanlığının soruşturma talebi çerçevesinde Adalet Bakanlığı ile beraber dava açılmış ve müvekkilim hakaretten mahkum olmuş ancak bu mahkumiyet henüz kesinleşmiş değildir, ikinci bir yazı ise ve basına Maalesef sözde terör örgütü olan ve Ümraniye soruşturmasında adı geçen özellikle müvekkilimle ilgili bölümlerin öldürülecek insanların listesi diye verilen bir başka analiz yazısıdır, bununla ilgili olarak hiçbir yazısında hiçbir ifadesinde ve Maalesef ele geçiremediğimiz dinleme kayıtlarında müvekkilimizin anılan şahıslarla ilgili olarak öldürülmesi veya öldürülecek ibaresi ile ilgili ne bir iddiası ne bir isnadı nede bir telaffuzu söz konusudur, dolayısıyla bu davada müvekkilimizin Ümraniye soruşturması çerçevesinde 17 aydır tutuklu kalması bir başka konu ve üstelik müvekkilimize kamu oyu nezdinde basına çıkan ve üstelik gizlilik kararına rağmen bunlarla ilgili müvekkilimizin mahkum edilmesi kamu vicdanında mahkum edilmesini sağlamak gizlilik kararıyla ilgili kimlerin ne kadar gizliliğe saygı göstermesi açısından önemli bir olgu diye düşünüyoruz, söyleyeceğimiz öncelikli olarak iddianamenin iddianameyi hazırlayanlar tarafından satır satır okunmasıdır ancak bu iddianame ve ekleri yaklaşık 1 ay gibi bir süre alacağı sayın meslektaşlarımcada açıkça ifade edildi, 17 aydır tutuklu bulunan , sabit ikametgahı olan ve müvekkilime yönelik olarak sadece varsayım olarak hazırlanan delil dahi bulunmayan bir isnat üzerine müvekkilimizin tutukluluk kararının kaldırılmasını talep ediyoruz, dedi.

Sanık Vatan Bölükbaşoğlu vekili Av. Mahmut Yaşar söz istedi , verildi:Müvekkilim Türk Ceza Kanunu 314/2 maddesi gereğince yargılanmaktadır, müvekkilimin alacağı kanundaki suç bellidir, yattığı sürede belirlidir, bize göre

Esas No: 2008/209 sayfa:33

iddianamedeki suçları işlememiştir, müvekkilim sadece 03.02.2008 tarihinde sanık Veli Küçük’ün tutuklanması esnasında MSN öbür deyimiyle emesemde TC.Ergenekon ismini kullanarak yaptığı kendi arkadaşlarıyla yaptığı ismini dahi bilmediği arkadaşlarıyla geyik muhabbeti nedeniyle tutuklanmış huzurunuza getirilmiştir, yattığı süre belirlidir, yaklaşık 9 aydır yatmaktadır, suç vasfı değişme ihtimali vardır, müvekkilim sabit ikametgah sahibidir, sabıkası yoktur, bihakkın tahliyesini talep ediyorum, dedi.l

Av. Ceyhan Mumcu söz istedi, verildi;Şimdi söz istediğim müvekkillerim sayın Doğu Perinçek İşçi partisi genel başkanıdır, sayın Nusret Senem İşçi partisi Genel sekreteridir, sayın Serhan Bolluk işçi Partisi merkez karar kurulu üyesidir, sayın Adnan Akfırat İşçi partisi merkez karar kurulu üyesidir, sayın Hikmet Çiçek işçi partisi genel merkez basın bürosu başkanıdır, sayın Hayati Özcan’da işçi partisi İzmir Ulusal strateji merkezi üyesidir, şimdi meslektaşlarımın genel eğilimi ve yasa gereği iddianamenin okunmasına geçilecektir , hepimizin başvurduğu yöntem iddianamenin okunması ve sanıkların sorgularından evvel bizimde varsa soruşturmanın genişletilmesi taleplerimiz ve önceliklede tahliye taleplerimiz geleneği iyi biçimde yürümekteydi ancak Dünya Adalet tarihinde rekor denecek bir iddianame okunmaya başlanacaktır, sayfa adedi ve hacmi yönünden bu kadar kalın bir iddianame bırakın Ülkemizi Dünya Adalet tarihinde de rastlanmamıştır, mahkemeniz bunu okuyacaktır, bu okuma bittiği zamanda Dünya Adalet tarihinde bir rekoru bu Silivri’deki kırmış olacağız , genç kuşaklar, genç hukukçular bunu okuyacaklar, işte bu nedenle ve bu ihtiyaçla usul ve erkan ve adaba göre iddianamenin okunması ve sanıkların sorgularının tamamlanmasından sonra yapmamız gereken tahliye talebini bizde bu yüzden yapıyoruz, tutuklamayla ilgili söylem ve edebiyata mahkemeniz çok değerli bir katkıda bulunmuştur, bu da Türk tarihindeki en önemli katkılardan biridir, partimin mensubu bir genci tutuklama istemini mahkemeniz reddederken Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan siyasal parti üyesi olan şüphelinin siyasal faaliyetlerini sürdürebilmesinde toplum yararına açıkça belirten bu da tek bir örnek karardır, bu uygulandığı takdirde benim müvekkilim Doğu Perinçek örneğini vermek istiyorum , benim liseden bir arkadaşım olan Doğu Perinçek 12 Mart olayında yurt dışındaydı, hakkında açılan soruşturmayı öğrendi, Ülkemize geldi ve tutuklandı, 12 Eylül’de yine bir raslantı, 12 Eylül öncesi sayın Doğu Perinçek yurt dışındaydı, hakkında bir soruşturma açıldığını öğrendi ayağıyla geldi ve tutuklandı, son olarak İsviçre’de bize sayın Doğu Perinçek’in Türkiye’de talimatla ifade vermesini aksi halde İsviçre’de 8 ay bir hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceğini İsviçre Büyükelçiliği söyledi vize alırken, göndermeyin müvekkilinizi bizde sıkıntıya düşebiliriz Türkiye’de bir parti genel başkanını tutuklama olasılığı vardır Ermeni soykırımı Uluslar arası bir yalandır sözcüğü o ülkede bir suç kabul edilmiş ama buna rağmen müvekkilim Doğu Perinçek 8 ay hapis cezasının infazını göze alarak ayağıyla Lozan’a gitti, beraber gittik, böyle bir kişinin kaçma kuşkusu olduğunu iddia etmek yaşamın akışına tersttir, geçmişin örneklerine terstir, kanıtlarsa partinin genel merkezinde , il merkezinde Atatürk’ün bütün eserleri merkezinde, Atatürk’ün söylevleri , konuşmaları dahil olmak üzere ve Aydın dergisi ve Ulusal kanalda ve müvekkillerimin evlerinde bütün kanıtlar alınmış ve toplanmıştır artık başka bir kanıtta kalmamıştır, bu yüzden iddianame okunması ve sorgulardan sonra yapacağımız tahliye talebini şimdiden yapmak mecburiyetinde kaldık, bu talebimizin heyet kurulunuzca dikkate alınması ve zamanından önce yapılmış olarak değerlendirilmesini diler saygılarımı sunarım, dedi.

Sanık Abdullah Arapoğlu müdafii Av. Cengiz Kurter söz istedi, verildi:Müvekilim ilk operasyonda alınan sanıklardan biridir, güvenlik kolluk kuvvetleri dahil bunun tutuklanmasının büyük ihtimalle olmayacağına dair beyanlarda bulundular şifaen bize ama sonradan gördük ki tutuklandı, sözde kalan söylemleri neticesinde
Esas No: 2008/209 sayfa:34


Yüklə 291,66 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin