Tc. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi başkanliği beşİktaş / İstanbul



Yüklə 291,66 Kb.
səhifə3/7
tarix01.06.2018
ölçüsü291,66 Kb.
#52302
1   2   3   4   5   6   7

bütün medya kurumlarında bu vardı, bir başka şey daha vardı, benle birlikte Mehmet Zekeriya Öztürk’ün müdafiiliğini üstlenen Avukat Ertaç Giray göz altına alındı, Ergenekon operasyonu kapsamında göz altına alındı, ben 450 Klasörü inceledim, 450 klasörün tamamında Ertaç Giray’ın değerli meslektaşımın Muzaffer Tekin, Mehmet Zekeriya Öztürk , Kemal Kerinçsiz ile görüşmeleri bir araya gelmeleri hukukçu sıfatı ile gittiği şeylere ilişkin dosyada bir kısım belgeler var yani avukat sıfatıyla gittiğine dair ama bu dosyada Ertaç Giray ile ilgili başka bir şey yok şimdi o zaman Ertaç Giray , Muzaffer Tekin’in , Mehmet Zekeriya Öztürk’ün, Kemal Kerinçsiz ‘in göz altına alındığı tarihte göz altına alınarak bir suç iddiası varsa o tarihte sorgulanması söz konusu olabilirdi, sorgulanmadı, bugün duruşmada diyorki zorla bir kısım töğmetler üzerimize çekmek zorunda değiliz, burada avukat arkadaş diyor ki adil yargılama istiyorum, akşamleyin göz altında, şimdi saygıdeğer mahkemenin şu çok önemli , Adalet Bakanı bu duruşmadaki fiziki yetersizlikten siz değerli heyeti mesul tuttu niye dedi ki ben heyetin benden istediği herşeyi yaptım, nereyi yeterli dediyseler orayıda kabul ettim, yani derslik sayısı öğrenci sayısına yetmeyen okulun sorumluluğunu milli eğitim bakanı okul müdürüne yükledi ordan kurtulduk şükür Allah , şimdi saygıdeğer mahkeme bunu hangi usul , hangi esasa dayandıracak bilemem, ama burdaki avukat arkadaşlarımın tamamı , telefonlarının dinlendiğine, elektronik postalarının takip edildiğine, bu dava nedeniyle de iddia makamının üç savcısı terörle mücadele şube müdürlüğü ve organize şube müdürlüğününde tehdit ve baskısı altında olduğuna inanıyor ben buna inanıyorum, bu duruşmadan sonraki duruşmada olamazsak onu bilemiyorum, bu nedenle bu mahkemenin bu ergenekon operosyanı kapsamında çünkü çok daha önceki bir olayla alakalı ta 17 ay sonra alınıyor avukat arkadaşımız birinci duruşmadan sonra buna hukuki bir mantık ve izah getiremeyiz, böyle bir izahı yok, sayın mahkeme buradaki avukatların savunma görevlerini yapabilme rahatlığını yani telefonlarının izlenmemesi , teknik ve fiziki takip altında olmamaları , elektronik postalarının izlenmemesini sağlayacak nasıl bir düzenleme yapar bilmiyorum ama böyle bir düzenlemeye böyle bir korumaya muhtaç haldeyiz bunu arz etmek isterim, bir hususta şimdi 450 Klasör , ben şöyle bir müracaatta bulundum Adalet Bakanlığına dedim ki 450 Klasör hücrelere koğuşlara koyma şansınız varmı yok ,vermek şansınız varmı yok ama biz şimdi mahkemeyiz, elimizde bu yargılamanın gideri adı altında bir bütçemizde var , benim müracaatımda dedim ki ben kendim alayım, bilgisayara klasörlerin tamamını kendi ofisimizdeki gibi yükleyeyim yazıcıyla birlikte verelim siz nasıl ki bir ayakkabının demirini sökerek içeriye sokmaya izin veriyorsanız, saati saatçiye göstererek izin veriyorsanız bilgisayarda bir bilgisayar kuruluna gösterilerek içinden yazışma, chat programları, oyunlar , başka şeyleri çıkarın birtek yazı programı kalsın birde bu dosyaları okuma programı kalsın, yazıcıyla birlikte verelim, Adalet Bakanlığı bunun bizim için sakıncası yok cevabı verdi ama Tekirdağ o zaman müvekkilim Tekirdağ F 2 ‘deydi kararla bu dosyanın nevi ve suçun vasfı bakımından buna izin verilmesine yer olmadığına karar verdi, şimdi saygıdeğer mahkeme tutuklu sanık sayısı kadar laptop ve yazıcı alıp, dosyalarıda yüklettirek ve yazıcıyla birlikte verilmesini ceza giderleri içerisinde bunu sayması mümkün, bu anlamda da çok önemli bir görev düşüyor saygıdeğer mahkemeye , çünkü buradakilerin çoğunda zaten klasörlerinde gelmedi de bir tek iddianame ellerinde ama o kadar önemli ki mesela o dosyalar içerisinde bu dava kapsamına girmemekle birlikte müvekkille ilgili mesela 135 iddiası var , kişisel verileri kaydettimiş, halbu ki bu dosyanın başından sonuna kadar kişisel verileri bir de bütün kamu oyuna yaymış iddia makamı , madem ki duruşmayı açacaksınız bütün bunlarında tedbiri alınması lazım yani siz bu davada tamamen avukatsız kalabilirsiniz, siz bu davada bu şüphelilerin dosyanın tamamın okumadan gelmemelerine gücünüz yetebilir, incelemelerini sağlayabilirsiniz ve arkadaşlarımında bu duruşma salonundaki en azından yenisi ile ilgili verebileceğiniz karar ve uygulamaya kadar geçerli olmak üzere en azından bu duruşmanın

Esas No: 2008/209 sayfa:15

yayınlanması suretiyle bu aleniliği sağlayabilirsiniz, sadece bunları hukukçu bir kardeşiniz olarak arz ettim, saygılarımı sunarım, dedi.

Sanık Sevgi ERENEROL müdafii Av. Nevzat Erdemir söz istedi, verildi:Bu davada bilinen usul kuralları tersine işliyor, nasıl tersine işliyor Mustafa Balbay bu soruşturmayı yürüten sayın Zekeriya Öz’e dilekçe verdi dedi ki ben size ifade vermek istiyorum çünkü emniyete güvenmiyorum ifadeler dışarıya servis yapılıyor, Mustafa Balbay henüz adliyeden ayrılmadan evvel Mustafa Balbay’ın ifadeleri malum medyaya servis yapıldı, malum medya beni Başbakan yapacaklardı diye Mustafa Balbay’ın ikrarda bulunduğunu söyledi, şimdi hazırlık tahkikatı aleni son tahkikat aslında aleni sizin burada yapacağınız şey Adalet Bakanıda bu duruşma salonunun duruşma salonu olmadığı anlamına gelen söz söyledi, burada yargısız infaza muruz kalan tüm sanıkların kendilerine atılan isnatlarla ilgili söylediklerinin kamu oyuna yansıması gerekir, suçluluğu hükmen tespit edilinceye kadar kişi masum sayılır ise Anayasa hükmü ise bu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi bunu böyle söylüyorsa rejimi değiştirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürecek tutumda davranıştan sakınmak kamu davasının aleni olduğu kuralını yaşama geçirmek başta size ve sizin üyelerinize düşen bir görev yargısız ve yargılamasız infaza lütfen aleniyeti sağlamak suretiyle duruşmanın fiziki koşulları uygun bir mekanda devamını sağlamak suretiyle lütfen yargısız infaza daha fazla müsaade etmeyiniz , cezaevinde duruşma yapılması görülmüş, duyulmuş şey değildir, cezaevi cezaların infaz edildiği bir yerdir , henüz hüküm tesis edilmedi, burada duruşma yapılması Adalete saygı kuralları ile bağdaşmıyor lütfen bu koşulları oluşturma konusunda idarenin harekete geçmesini sağlayın, dedi.

Sanık Aydın Gergin müdafii Av. Vahdettin Erdem söz istedi, verildi:Ben bu sıraya oturamıyorum bile, yarın ifadeler alınmaya başlanınca not tutacağım, bilgisayarımı açacağım, kitabımı dahi açamıyorum,bir mevzuatı, sayın savcılar orada oturuyorlar ben burayadım, silahların eşitliği bumudur kendime masa istiyorum, diğer arkadaşlara masa istiyorum, kitabımızı, dosyamızı koyacak not alacak silahların eşitliği bu mudur , sayın savcılar orada ben burada tiyatromu izliyorum, sinema mı seyretmeye geldim, masa istiyorum, burada yargılama yapılamaz,dedi.

Şükriye Oyur, Hasbike Pamuk, Gülbahar Sızlanan, Selma Tanrıkulu, Mehmet Nail Aydın müdafii Av. Oya Aydın söz istedi, verildi:Bugün buraya girerken bir katılma dilekçesi verdim, mahkemeniz diğer katılma dilekçelerine ilişkin mütalaa okunduktan sonra ara vererek dönüşte bazı ara kararları açıkladı, benim dilekçemle ilgili de red kararı verdi oysa CMK 238’de katılma usulünde çok açık bir biçimde katılma talebi alındıktan sonra katılma talebi ile ilgili olarak hem Cumhuriyet savcısının hem de ilgili sanık ve müdafiinin görüşünün alınması gerektiği belirtilmektedir, benim dilekçem çok yetersiz bir zamanda sizin tarafınızdan değerlendirilip karar verildi, arada muhtemelen savcı heyetle bulunamayacağı için savcı hiç dilekçemi görmedi, oysa mahkemeniz diğer gerekçelerle diğer katılma talebi reddine dair gerekçelerle dilekçemi reddettiğini söyledi, ben dilekçemde özellikle de burada bulunan ve yargılanan örgütün lideri sayılan Veli Küçük ile ilgili olarak Velik Küçük’ün kurucusu olduğu Jitem aracılığı ile işlenen cinayetlerden bu iddianamede söz edildiğini, iddianamede 1999 öncesi bu örgütün kurulduğu ve çok sayıda cinayet ve katliam işlendiğinin belirtildiğini, tamamı kamu emekçileri sendikaları konfederasyonunun üyesi olan müvekkillerimin yakınlarınında bu biçimde öldürülmüş olabileceklerini ileri sürerek katılma dilekçesi verdim, bu nedenle duruşma açılmadan sanığın ve savcının görüşü alınmadan katılma talebimin reddinin hukuka aykırı olduğunu belirtiyor , duruşma açıldıktan sonra yeniden değerlendirilmesini talep ediyorum, dedi.

Av. Özkan Yücel söz istedi, verildi: 20.10.2008 tarihinde açmış olduğunuz oturumda bir takım sataşmaların gerçekleştiğini biz sayın mahkemeye iletmiştik, aynı durum burada bulunan Yalnız 4 tane 5 tane müdahil vekili arkadaşa sürekli her celsede

Esas No: 2008/209 sayfa:16

devam edecekse bu hususta mahkemenizin bir tedbir alması gerektiği tartışılmaz, burada biz bulunma gerekçemizi açıklarken bu davanın adil bir yargılanmayla sonuçlandırılması , adil bir sonuca ulaşması, suçlu olanların var ise cezalarının tespit edilmesi eğer masum olanlar varsa bunlarında beraat etmesi bizimde amaçlarımızdan biridir, müdahil koltuğunda oturuyor olmamız bu davada gerçekleşecek hukuka aykırılıkların Ya da sanık hakları ihlalinin hoş görmemiz sonucunu doğurmaz bunu bu salonda herkez bilsin , sanık vekili arkadaşlarda bu nedenle müdahil vekillerine yönelik her türlü söz söylerken her türlü müdahalede bulunurken , karşılarındakinin kendileri gibi meslektaşları bulunduğunu unutmamaları gerektiği kanaatindeyiz, biz bu salona gelirken , evet , meslektaşlarımız talepte bulundu duruşmanın açılıp açılmadığı konusunda katılıyoruz, evet meslektaşlarımız talepte bulundu bu salonda bu duruşma olmaz diye bizde katılıyoruz , evet , söz verirken savunma hakkını kullandırırken , tutuksuz sanıkların dışarı olmanın vicahilik ilkesine en başta aykırı olduğunu söylediler bizde katılıyoruz, çünkü bir hukukçunun bunlara katılmaması diye bir şey mümkün değildir, ama biz burada her mikrofonu elimize aldığımızda söyleyeceğimiz sözün ne olduğuna bakılmaksızın meslektaşlarımız tarafından saldırıya uğrayacaksak , eğer meslektaşlarımız burada davanın diğer tarafı olan yargılamanın sacayağının bir tarafı olan iddia makamını müdahillerin suçtan var ise bir suçtan zarar görmüş insanların vekillerinin bulunmasına hazmedemiyorlarsa bilsinler biz gitmiyeceğiz , gideceklerse kendileri gitsinler çünkü biz müvekkillerimizin haklarını savunmak için buradayız çünkü biz yasanın bize verdiği görevi yerine getiriyoruz, böyle bir saldırıyı hem seyircilerden , şuana kadar bütün meslektaşlarım çok şey söylediler çok şey konuştular bu söylediklerinin bir çoğunu bizde hukuk mantığı içerisinde bunların doğru olduğunu söylüyoruz, bu mahkemenin bu salondan alınması gerektiği konusunda meslektaşlarımla hemfikiriz, bu davanın temel unsuru bu davada yargılanan şey Kontr Gerilla faaliyetleridir, dedi.

Duruşmaya saat 13.30’da devam edilmek üzere öğlen arası verildi.

Celse açıldı, duruşmaya öğlen arası olarak verilen birbuçuk saatlik aradan sonra kaldığı yerden devam olundu.

Sabah ki oturumda hazır bulunan tutuklu sanıklar , zapta geçen tüm sanıklar müdafiileri ve müdahale talebinde bulunan müdafiilerin tamamı sabahki oturumdaki şekilyle huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu.

İddianamenin kabulu kararı bu oturumda okundu.

İddianamenin mahkememizce 25.07.2008 tarihinde CMK’nun 170. maddesindeki unsurları taşıdığı anlaşılmakla aynı yasanın 175/1 .maddesi gereğince kabul edildiği anlaşıldı.

Sabah ki oturumda ve de 20.10.2008 tarihli oturumda iddianamenin kabulu kararı okunmadığından bahisle yapılan işlemlerin usul yasasına uygun olmadığı, bunların yok sayılması gerektidiği yönünde bir kısım sanıklar ve müdahil vekillerinin taleplerinin zapta geçirildiği, bunların vaki taleplerinde daha önce mahkemece yapılan işlemlerin bu nedenden dolayı yok farzedilip bu konularda yeniden işlem yapılmasına karar verilmesinin istenildiği, sabah ki oturumda ileri sürüldüğü anlaşıldığından bu konuyu konuşan mahkeme heyeti, mahkemenin başladığı 20.10.2008 günlü oturumda yapılan işlemlerde bu oturumda, bu oturumun sabah ki bölümünde verilmesine karar verilen ara kararlarının okunması sırasında yarıda kesilen, kesilmek zorunda bırakılan ara kararları ile ilgili yeniden heyet şeklinde toplandı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

Gerek yetkisizlik itirazlarının gerek reddi hakim taleplerinin gerek görevsizlik itirazlarına ve gerekse müdahale taleplerinin kovuşturmanın her aşamasında yapılabileceği ki bunlardan sadece yetkisizlik itirazının iddianamenin okunmasından

Esas No: 2008/209 sayfa:17

önce yapılmasının gerektiğinin yasa hükmü olduğunun açıkça belirlendiği, yani bu tür taleplerin karara bağlanmasının yasaların ilgili maddelerinde açık bir şekilde ortaya konduğu,

Yetkisizlik itirazı dışındaki diğer kararların duruşmanın başlamasına kararlar hakkında karar verilmesi için duruşmanın başlamasına gerek olmadığı, iddianamenin kabulunden sonra kovuşturmanın başladığı kovuşturma evresinin başladığı ve bu aşamadan sonra iddianamenin kabulunden sonra ki aşama olarak yetkisizlik kararı dışındaki tüm talepler hakkında mahkemece karar verilebileceği dikkate alınarak 23.10.2008 tarihli duruşmanın sabah ki oturumunda ve duruşmaya başlamadan yapılan 20.10.2008 tarihli işlemlerin aynen geçerli olduğuna,bunların geçersiz olduğu yönünde vaki taleplerin tümünün REDDİNE,

Bugünkü sabah ki oturumda açıklanmaya çalışıldığı sırada bazı müdafiilerin araya girmek suretiyle engelledikleri ara kararlarında Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi ve yayıncısı olan Cumhuriyet Vakfı ve Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.ş isimli tüzel kişiliklerin iddianame içeriği dikkate alındığında suçtan zarar görmüş oldukları anlaşıldığından ve bununla ilgili iddianamede sevk maddesi düzenlendiğinden adları geçen tüzel kişiliklerin CMK.nun 237 . maddesi gereğince davaya katılan, müdafiilerin de katılan vekili olarak DURUŞMAYA KABULLÜRENE,

Yine davaya katılma talebinde bulunan Şebnem Korur Fincancı’nın iddia ettiği mağduriyetleri ile ilgili genel bir sevk maddesi düzenlenmiş olması ve bu dosya kapsamı gözönünde bulundurulduğunda bu durumda ilgilinin suçtan zarar görmüş olma ihtimalinin söz konusu olabileceği dikkate alınarak CMK 237 ve devamı maddeleri gereğince Şebnem Korur Fincancı’nın davaya katılan ve müdafiilerin katılan vekili olarak duruşmaya KABULLERİNE,

Bu oturumda dilekçe ile davaya müdahil olarak talebinde bulunan ve bu konuda iddia makamının da mütalaasını yazılı olarak dilekçeye sevdettiği, Şükriye Oyur, Hasbike Pamuk , Gülbahar Sızlanan , Selma Tanrıkulu , Mehmet Nail Aydın ve müdafiilerinin dilekçe ile vaki anlatımlarla ilgili dosyamız sanıklarına yönelik doğrudan suçlayıcı herhangi bir sevk maddesi bulunmadığı vede iddia makamının mütalaasındaki açıklamalarda dikkate alındığında suçtan zarar gördüğüne dair dosyada yeterli açıklık görülmediğinden bu yönde vaki müdahale talebinin REDDİNE,

Bireysel müdahale talebinde bulunan Akın Birdal ve müdafiilerinin vaki taleplerinin yine dosyada bu taleple ilgili sanıklara yönelik herhangi bir suçlama ve sevk maddesi getirilmediğinden bu yöndeki vaki talebin REDDİNE,

Yine bireysel müdahale talebinde bulunan Sait Şili’nin babası Mehmet Ali Şili ile ilgili dosyanın dosya sanıklarına yönelik bu aşamada herhangi bir suçlayıcı sevk maddesi bulunmadığından ve iddia makamının mütalasındaki gerekçelerde dikkate alınarak bu yöndeki vaki talebin REDDİNE,

İddianamede ismi geçen sanıklara katılma talebinde bulunan kişilerle ilgili olarak herhangi bir suçlama getirilmediği gibi bu yönde bir sevk maddeside düzenlenmediği anlaşıldığından Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi ve müdafiilerinin , İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Başkanlığı ve müdafiilerinin , Hukukçular Dernegi Başkanlığının , Ahmet Türk , Osman Baydemir , Sebahat Tuncel ve Akın Birdal ve müdafiilerinin , Dicle Anter, Şükran Aydın , Mehmet Ata Deniz, Yakup Tanış , Pervin Buldan , Cihan Sancar ve müdafiilerinin ayrı ayrı vakii davaya katılma taleplerinin REDDİNE,

Her ne kadar bir kısım İşçi Parti Başkan ve yönetici konumdaki sanıklar ve müdafiileri tarafından dosyanın tefrik edilerek Yargıtay C. Başsavcılığı ve Anayasa mahkemesine gönderilmesi talep edilmiş ise de, iddianamede bahsedilen eylemler içeriği ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin kuruluş ve yargılanma usulu hakkındaki kanununun 18/4-5 . maddesi gereği Anayasa mahkemesinin yetkisinin siyasi partilerin

Esas No: 2008/209 sayfa:18

mal edinim ve gelir durumu ile ilgili davalara bakmakla ve kapatılmasını gerektirir siyasi faaliyetlerini kapatılma kararı bakımından yargılanmakla sınırlı olduğu dikkate alındığında bu yöndeki vaki talebinin REDDİNE,

Bir kısım sanıklar ve müdafiileri tarafından bu davaya bakma yetkisinin bulunmadığı itirazı yapılmış ise de, iddianamedeki anlatış biçimi ile sanıklara isnat edilen eylemlerin işlendikleri ve dellillerin elde edildiği yerler ile bahsi geçen örgütün merkez yapısı dikkate alındığında bu yönde vaki taleplerin REDDİNE,

Her ne kadar sanık Kemal Kerinçsiz tarafından müdafiilik görevini icra etme ve müdafii yanında bulunma talep edilmiş ise de, sanık Kemal Kerinçsiz hakkında müvekkili Muzaffer Tekin ile aynı suçtan kovuşturma açılmış olması ve bundan öte sanık Kemal Kerinçsiz’in halen bu suçlardan tutuklu olup , özgürlüğünden yoksun bulunması dikkate alındığında serbest bir ortamda icra edilmesi gereken ve duruşma salonun içinde olduğu gibi dışarda belli yükümlükler yüklenen müdafiilik görevinin yürütülmesinde fiili olanaksızlıklar bulunduğundan vaki talebinin REDDİNE,

Sanık İlhan Selçuk müdafiilerinin ve bir kısım diğer sanık müdafiilerinin dilekçelerinde belirttikleri ve geçen oturumda ki bu oturum 20.10.2008 tarihli oturumdur,bu durumda mahkemece verilen yargılamanın bu duruşma salonunda yapılması ve sanıkların iki bölüm halinde yargılamalarının, sorgulamalarının yapılması şeklindeki ara kararlarından dönülmesi yönünde vaki talepleri bu aşamada sanıkların yaklaşık birbuçuk yıldan beri tutuklu olup halen yargıç tarafına çıkartılmadıkları ve sorguların halen alınamamış olması, bu taleplerin yerine getirilmesi halinde bu aşamada istenen şartlara haiz duruşma salonunların yapılabilmesinin uzunca bir zaman alacağı dikkate alındığında bu hale göre böyle bir uygulamanın bu aşamada sanıkların haklarına adil yargılamalarına engel olabileceği düşüncesi ile bu aşamada yargılamanın bu safhalarının bu yerde yapılmasına aksi yöndeki vaki taleplerin reddine, oybirliğine karar verildi, açıklandı, açık yargılamaya devam olundu.

Bu arada müdahilliğine karar verilen Şebnem Korur Fincancı müdafiilerinin beş avukattan teşekkül ettiği , sanık müdafiilerinin üçle sınırlandırıldığı , bu durumun sanıklar müdafiiler tarafından itiraz konusu yapıldığı anlaşılmakla , bu konuda görüşü sorulan İDDİA MAKAMI : Salon darlığı dikkate alınarak aynı uygulamanın müdahil vekilleri içinde uygulanması kamu adına talep olunur dedi.

Müdahil vekili Av. Özkan Yücel söz istedi, verildi: Sayın Başkanın bu üç kişi ile sınırlandırma konusundaki kararınıza biz sanık vekilleri açısında da bir sorun yaratacağı düşünmüş olup, bu şekilde karşılık vermiştik, , sanık vekillerinden sanık müdafiillerinden bizim sayımızın sınırlandırılması konusundaki talebi anlayabilmek mümkün değil, bir tane müdahil kabul ettiniz, şu anda topu topu 5 kişiyiz müdafii olarak , bu salonda aşırı bir kalabalığa yol açmayacaktır, orda bir boşaltık, burdan kalkan müdafiiler oradaki yere oturabilecek durumdadır şu anda şu anda salonda bir izdiham Ya da bir olumsuzluk yaratacak durumda değiliz, bu nedenle üçle sınırlamak bize çok anlamlı gelmiyor, bu konuda sanık müdafiilerinin itirazınıda anlamak mümkün değil, mahkememizin bu konudaki bir müdahil için böyle bir üçle sınırlama uygulamasını da anlamak mümkün değildir, bu da savunma hakkımızı sınırlayacağı inancındayız, bu konuda şuan burada bulunan 5 vekil arkadaşım katılması yönünde karar verilmesini gerektiğini düşünüyoruz,dedi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

20.10.2008 tarihli oturumda verilen ara karar gereğince tüm sanıkların mevcut şartlar dikkate alındığında sayısal zorluklar ve duruşma salonunun konumu gözönünde bulundurulduğundan her sanık için üç müdafii ile sınırlandırma yapıldığı anlaşıldığından eşitlik ilkesi dikkate alındığında haklarında müdahale kararı verilen daha doğrusu katılma kararı verilen gerçek ve tüzel kişilerin üçer müdafii ile huzurda temsillerine oybirliğiyle karar verildi, açıklandı,açık yargılamaya devam olundu.
Esas No: 2008/209 sayfa:19

Sanık Hikmet Çiçek vekili Av. Osman Aydın Şahin söz istedi , verildi: Müdahil vekkileri açısından uygun görülmeyip de bizden terk etmemizi istediğimiz yere yerleştirilecekler peki müdahil vekilleri açısından uygun bulunmayan yer bizim açımızdan uygun hale gelmiş oluyor, yani şu anda biz salonunu mu terk edeceğiz onu anlayamadım,Niçin yerimizden kaldırılıyoruz ,onu anlayamadım, dedi.

Sanık Hikmet Çiçek vekili Av. Hüseyin Gökçe Aslan söz istedi, verildi: Şimdi siz arkadaşımı kaldırdığınız takdirde Hikmet Çiçek’in avukatının biri o köşede olacak , biri burda olacak biz bu kararınızı doğru bulmuyoruz,dedi.

Sanık Vedat Yenerer müdafii Av. Vural Ergül soruldu: 17 aydır tutuklu bulunan sanıklar hürriyetlerinden ziyadesi ile yoksun bırakılmışlar , bir an önce duruşma başlasın ve tahliyeye ilişkin verilecek kararla hürriyetlerine kavuşsun istiyoruz, bu hepimizin ortak amacı ama burada hiçbir hukuki temeli olmadığına inandığım maksatlı hukuka , ahlaka aykırı talepleri ile haklarını kötüye kullanan dünden beri marada çıkaran birtakım meslektaşlarımızın artık susmalarını,burda tutuklu bulunan sanıkların hürriyetlerinin daha fazla gaspına imkan sağlamamalarını , bir an önce duruşmanın esasına geçilmesini talep ediyorum, ve bu noktada terbiyesizlik yapan kimse terbiyeye davet ediyorum, çünkü bu bir terbiyesizliktir, hakkın kötüye kullanılmasıdır, dedi.

Bu arada İsmail Yıldız müdafii olduğunu söyleyen Av. Dursun Yassıkaya’nın geldiği görülmekle huzurdaki yerine alındı,

Ve yine sanık Sami Hoştan vekili Av. Fatih Volkan’ın da geldiği görülmekle huzurdaki yerine alındı.

Hazır sanıkların kimliklerinin tespitine geçildi.

1-Sanık OKTAY YILDIRIM: MEHMET Oğlu SAFİYE'den olma, 28/09/1971 doğumlu, ERZURUM ili, OLUR ilçesi, KÖPRÜBAŞI KÖYÜ nüfusa kayıtlı , evli, 2 çocuklu, üniversite mezunu, sabıkasız, Türk silahlı kuvvetleri harp malülü sıfatı ile emekli, Çamlık Mah. Bolelli Sitesi D/8 Çekmeköy Ümraniye/ İSTANBUL adresinde ailesiyle birlikte ikamet eder, Emekli Sandığı ve Oyak’dan emekli, aylık ortalama gelirinin 1100 ytl olduğunu beyan eder ,

2-Sanık MEHMET DEMİRTAŞ: ZİYA Oğlu FATMA'dan olma, 14/10/1973 doğumlu, TRABZON ili, OF ilçesi, YUKARIKIŞLACIK köyü nüfusa kayıtlı ,İstiklal Mah. Mihraç Sok. No.14 D.10 Ümraniye/ İSTANBUL adresinde ailesiyle birlikte ikamet eder. Evli, 2 çocuklu, lise terk, ticaretle uğraşır , sabıkasız, Nakliye firması olduğunu, yolcu taşımacılığı,alım-satım-Emlak-ticaret yaptığını, aylık gelirinin 4-5000 YTL. Olduğunu,Bağkurlu olduğunu beyan eder.

3-Sanık MUZAFFER TEKİN: SALİH RACİ Oğlu HANDAN'den olma, 28/10/1950 doğumlu,KatipKasım Mahallesi Eminönü İstanbul nüfusuna kayıtlı olduğunu, Doktor Erkin Cad. Bahar Apt. No 2 D 13 Göztepe Kadıköy İstanbul Merkez/ İSTANBUL adresinde ailesi ile birlikte ikamet ettiğini,Evli, 1 çocuklu,Yüksekokul ve Kara Harp okulu mezunu olduğunu, sabıkasız , Sigortadan Emekli ve Emekli Sandığındanda gazi maaşı aldığını,aylık ortalama gelirinin 1500 YTL. Olduğunu, SSK’na bağlı olduğunu beyan eder.

4-Sanık MAHMUT ÖZTÜRK: ALİ Oğlu SAİME'den olma, 01/01/1962 doğumlu, ORDU ili, ÇAMAŞ ilçesi, SÖKEN köyü, nüfusa kayıtlı Esenşehir Mah. 19 Mayıs Cad. Deniz Apt 27/14 Ümraniye/ İSTANBUL adresinde ailesiyle birlikte ikamet eder. Evli, 3 çocuklu,Yüksekokul mezunu ,sabıkasız, aylık ortalama gelirinin 850 YTL. Olduğunu, Emekli Sandığından asker emeklisi olduğunu beyan eder.

5-Sanık GAZİ GÜDER: MUHİTTİN Oğlu SEBAHAT'den olma, 06/03/1951 doğumlu, YALOVA ili, MERKEZ ilçesi, GÜNEYKÖY KÖYÜ nüfusa kayıtlı İçerenköy Mah. Karslı Ahmet Cad. 1. Aydınlık Sokak Yavcuzlar Apt. No. 19/3 İçerenköy Kadıköy/ İSTANBUL adresinde ikamet eder. Boşanmış, 2 çocuklu,Yüksekokul mezunu ve Master

Esas No: 2008/209 sayfa:20

Yüklə 291,66 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin