Tefsir Görüşlerinin Özellikleri
Tefsir kitaplarında Zeyd b. Eslem’den nakledilmiş konuların çoğu, genellikle sade ve delil Kur’an-ı Kerim’den bir kelime veya cümlenin maksadını beyan etmeye dönüktür. Örnek vermek gerekirse:
“خَافِضَةٌ رَّافِعَةٌ”1040 ayeti konusunda şöyle dediği nakledilmiştir:
“من انخفض یومئذ لم یرتفع ابدا و من ارتفع لم ینخفض ابدا”1041 “O gün (kıyamet günü mertebesi) aşağıda olan kimse(nin mertebesi) asla yükselmeyecek, O gün (kıyamet günü mertebesi) yüksek olan(ın mertebesi) asla aşağı inmeyecek.”
“عُرُبًا أَتْرَابًا”1042 ayetindeki “عُرُبً” kelimesinin manasını açıklarken ondan şöyle nakledilmiştir: “العربة هی الحسنة الکلام”1043 “Urube, güzel kelam sahibi ve hoş sözlü kadındır.” Yani cennetlik kadınların özelliklerinden biri olan “عُرُبًا” kelimesini “عربة”nin çoğulu kabul etmiş ve ona hoş sözlü ve güzel kelam sahibi kadın manası vermiştir.
“عَن صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ”1044 ayetinin manasını beyan ederken ondan şöyle nakledilmiştir: “یصلون ریاء و لیس الصلاة من شأنهم”1045 “Gösteriş olsun diye namaz kılarlar, namaz onların şanından değildir (ehl-i namaz değildirler)”.
“وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ”1046 ayetini tefsir ederken ondan şöyle nakledilmiştir: “اولئک المنافقون ظهرت الصلاة فصلوها و خفیت الزکاة فمنعوها”1047 “Onlar münafıklardır. Aşikar olan namazı yerine getirir, gizli olan zekatı ise menederlerdi.” “وَلاَ تَقْرَبُواْ مَالَ الْيَتِيمِ إِلاَّ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ”1048 ayetinin tefsirinde “ أَشُدَّ” kelimesini “حلم” (büluğ ve erkeklik seviyesine ulaşmak) kelimesi manası verdiği nakledilmiştir.1049
Kur’an’ın kelime veya cümlelerine dair onun diğer tefsir görüşleri için dipnottaki kaynaklara bakılabilir.1050
Bazı yerlerde, muhtevası açık olan bazı kelimelerin manası için hiçbir izah ve delil ortaya koymadığı rivayetler nakledilmiştir. Misal olarak “يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْأَبْصَارُ”1051 ayetinin tefsirinde “یوما” kelimesini kıyamet günü olarak tefsir ettiği nakledilmiştir.1052
“لَا يَسْتَوِي مِنكُم مَّنْ أَنفَقَ مِن قَبْلِ الْفَتْحِ وَقَاتَلَ”1053 ayetinin tefsirinde ondan, burada kasdedilenin Mekke’nin fethi olduğu nakledilmiştir1054 ama herhangi delil ve şahit zikretmemiştir.
“قَدْ مَكَرَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَأَتَى اللّهُ بُنْيَانَهُم مِّنَ الْقَوَاعِدِ فَخَرَّ عَلَيْهِمُ السَّقْفُ مِن فَوْقِهِمْ”1055
ayetinin tefsirinde ondan, üzerlerine tavanın çöktüğü kişilerden maksadın Nemrud b. Ken’an olduğu nakledilmiştir.1056
Bazı yerlerde ondan bazı ayetlerin nüzul sebebi rivayet edilmiştir. Örneğin Şeyh Tusi Tibyan’da “خُذْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ صَدَقَةً”1057 ayetinin tefsirini yaparken bu ayet için Ferra ve başkalarından nüzul sebebi naklettikten sonra şöyle demiştir:
Bu, İbn Abbas, Zeyd b. Eslem... ‘den rivayet edilmiştir. Bu nüzul sebebi şöyledir: Tevbe etmiş olan kişiler Peygamber’e dedi ki: “Mallarımızdan neyi istiyorsan alabilirsin.” Allah Rasülü (s.a.a) şöyle buyurdu: [Allah tarafından] bana izin verilmedikçe bunu yapamam.” Bunun üzerine Allah “خُذْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ صَدَقَةً” ayetini indirdi. Peygamber onların bazı mallarını aldı ve gerisini [onlar için] bıraktı.1058
Bazı yerlerde de ondan, ayetin nüzul ortamı, yani ayetin haklarında indiği kişiler nakledilmiştir. Örneğin “تُرْجِي مَن تَشَاء مِنْهُنَّ وَتُؤْوِي إِلَيْكَ مَن تَشَاء”1059
ayetinin tefsirinde şöyle dediği nakledilmiştir:
“نزلت فی الاتی وهبن نافسهن فقال الله له تزوج من شئت منهن و اترک من شئت”1060
“Bu ayet, kendilerini [Peygamber’e] hibe eden kadınlar hakkında nazil olmuştur. Bunun üzerine Allah Hazret’e şöyle buyurdu: İçlerinden hangisini istiyorsan onunla evlen, hangisini istiyorsan bırak.”
Ondan nakledilen bazı tefsirlerden bir tür Kur’an’ı Kur’an’la tefsir metodu göze çarpmaktadır. Mesela “آتَاكُمْ'>وَآتُوهُم مِّن مَّالِ اللَّهِ الَّذِي آتَاكُمْ”1061 ayetinin tefsirinde ondan şöyle nakledilmiştir:
“ذلک علی الولاة یعطوهم من الزکاة یقول الله و فی الرقاب”1062 “Bu (azat edilmeleri için özel anlaşma yapılan kölelere mal verilmesi), zekâttan onlara vermesi gereken velilerin görevidir. Çünkü [Allah, zekâtın harcanacağı yerleri açıklarken] şöyle buyurmaktadır: Köleler[in azat edilmesi]” Bu tefsirde, ayetin talimatının, zekattan mekatib (sözleşme yapılmış) kölelere vermesi gereken velilere yönelik olduğunu beyan etmek için sadakaların (zekatlar) harcama yerlerinden birini köleleri azat etmek olarak belirten “إِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاء وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا وَالْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِي الرِّقَابِ”1063 ayetine istinat etmiştir. Bu, Kur’an’ı Kur’an’la tefsir babındandır. Gerçi bu istinat tartışmaya açıktır. Çünkü ayetteki “وَآتُوهُم مِّن مَّالِ اللَّهِ الَّذِي آتَاكُمْ” hitabının velilere ve “مَّالِ اللَّهِ”nin de zekata özgü olduğuna dair bir delalet yoktur. Zekatın harcanma yerlerinden birinin köleleri azat etmek olduğu ama aynı zamanda ayette Allah’ın, varlıklı kişileri şahsi mallarından kölelere mali yardımda bulunmaya teşvik ettiğini anlamaya ne mani vardır? Kaldı ki “ آتَاكُمْ” ifadesi, ayetin zâhirini şahsi mallardan mali yardıma özgü hale getirmekte ve kapsamına zekatın girmesine engel olmaktadır. Siyak da “آتُوهُم” hitabının köle sahiplerine yönelik olmasını gerektirmektedir. Öyleyse onlara mahsus bir durum yoksa bile en azından onları kapsamına aldığı gayet açıktır. Fakat bu istinatların kendisi, Kur’an’ı Kur’an’la tefsirin epey eski bir geçmişi olduğunu göstermektedir.
Dostları ilə paylaş: |