Türkiye’de Çağdaş Anlamda


Trakya Paşaeli Müdafaa-İ Hukuk Cemiyeti / Yrd. Doç. Dr. Zekai Güner [s.637-645]



Yüklə 13,38 Mb.
səhifə67/106
tarix26.08.2018
ölçüsü13,38 Mb.
#74397
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   106

Trakya Paşaeli Müdafaa-İ Hukuk Cemiyeti / Yrd. Doç. Dr. Zekai Güner [s.637-645]


Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Alaplı Meslek Yüksek Okulu / Türkiye

Osmanlı Devleti’nin parçalanmak istendiği; İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edileceği, Doğu Anadolu’da da bir Ermenistan Devleti kurulmak istendiği, Batı ve Doğu Trakya’nın Bulgarlar ve Yunanlılara verileceği, Karadeniz kıyılarında Samsun-Trabzon bölgesinde Pontus Rum Devleti kurulmak istendiği, Kilikya’nın Türkiye’den alınacağı, Mondros Mütarekesi’nden sonra açık seçik ortaya çıkmıştı. 1919 yılının Ocak ayının başında çalışmalarına başlayan Paris Barış Konferansı’nın sürdüğü sıralarda gerek Avrupa basınından alınan haberler ve bunların Türk basınına yansımaları; gerekse haber ajanslarından alınan bilgilerden, bunların gerçekleşmek üzere olduğu anlaşılıyordu.

Bu gelişmeler karşısında Osmanlı Hükûmeti, acz içinde, yalnız “hey’et-i nasiha” adıyla heyetler göndererek halkı işgaller karşısında sükûnete ve işgallere direnmemeye çağırıyordu.

Yunanistan’a, Ermenistan’a Türk topraklarının verileceği haberleri Türk aydınlarını harekete geçirdi. Öncelikle bu ülkelere verilecek toprakların savunulmasını sağlamak için yurdun çeşitli bölgelerinde “Müdafaa-i Hukuk”, “Muhafaza-i Hukuk” ve “Reddi İlhak” adlarıyla cemiyetler kuruldu. Müdafaa-i Hukuk Mondros Mütarekesi’nin haksız uygulamalarıyla zulüm ve adaletsizlik baskısı altında ezilmek, sömürge halinde yaşatılmak suretiyle cezalandırılmak istenen Türklerin, millet olarak ve bu topluluğun siyasî ifadesi olan millî, bağımsız bir devlet kurarak yaşamak hakkını fiili bir mücadele sonunda elde etmesidir.

Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri önceleri, tarih, nüfus üstünlüğü haklarına dayanarak, propaganda yoluyla bölgelerinin kurtarılmasını amaçlıyordu. Bu cemiyetler belirli bir merkezi otorite ve birlik bulunmamasına, her cemiyet kendi bölgesinin kurtuluşu ile ilgili olmasına ve genel olarak silahlı mücadele değil, propaganda ve yayın yoluyla haklarını yurt ve dünya kamuoyuna anlatmak, Avrupa devletlerinin parlamento ve hükûmelerine haklı sesini duyurmak yolunu seçmişlerdir.

Cemiyetlerin kurulmasındaki temel duygu Türklük duygusudur. Temsil ettikleri bölgelerin tarih, coğrafya ve nüfusça Türklere ait olduğunu ispat etmek ve böylece Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılmamayı sağlamak gayesiyle kurulmuş cemiyetler, program ve beyannamelerinde görüldüğü gibi ilmî araştırma, istatistiki bilgi ile büyük devletlere haklı olduklarını kabul ettirmek için propaganda yolunu yeterli görüyorlardı. Programları vatanın bütünlüğü ve Türk milletinin bütünü düşünülerek hazırlanmamıştı. Taşıdıkları adlar bunu açıkça göstermektedir.

Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri bölge esasına göre kuruldukları ve siyasetle ilgili olmadıklarını ilan ettikleri için siyasî fırkalarla resmen bağlantılarının olmadığını belirterek, fırka mücadelelerine karışmak istemiyorlardı. Şu da bir gerçekti ki bu cemiyetlerin temelini İttihat ve Terakki mensupları oluşturuyordu. Fakat Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde “İttihatçılık”tan ayrılarak “Müdafaa-i Hukuk”un milliyetçilik duygusu çerçevesinde “Misak-ı Milli” sınırları içerisinde birleşebilmişlerdir.

Milli Mücadele’nin en önemli temellerinden birisi, halkın cemiyetler halinde teşkilâtlanarak kendi haklarını savunmaya başlamasıdır. Böylece halk, yani o toprakların sahipleri, kaderlerine kendileri sahip çıkarak geleceklerini de kendileri tayin etmek istemektedirler. İşte bu sebepledir ki halk Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerini kurarak, kongreler tertipleyerek İstanbul’a ve bütün dünyaya haklılıklarını açıklıyorlardı.

Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hey’et-i Osmaniyesi Cemiyetin Kuruluşu ve Beyannâmeleri

Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Mondros Andlaşması’nın, Yunan ve Bulgar Devletlerine tanıdığı imtiyaz ve haksızlıklar karşısında, Türk unsurunu harekete geçirmek ve teşkilandırmak üzere hakların Müdafaası amacıyla kurulmuş olan tek cemiyettir. Ayrıca Trakya -Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Batı ve Doğu Trakya’da çoğunluğu teşkil eden Türklerin haklarını, İtilâf Devletleri’ne karşı, barış yoluyla tanıtabilmek için; Türk unsurunun nüfus, ekonomi, kültür ve tarihi üstünlüğünü ortaya koymak, İtilâf Devletleri nezdinde diplomatik girişimlerde bulunmak, muhtıralar vermek, nüfus istatistikleri hazırlamak, harita, grafik ve broşürler hazırlayarak Trakya Türk’ünün haklı sesini dünyaya duyurmak için kurulmuş bir cemiyettir.

İlk kuruluş adı, “Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi” olan cemiyet, kuruluşundan (1 Aralık 1918) Büyük Edirne Kongresi (9 Mayıs-l3 Mayıs 1920) kararıyla “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” ile aynı çatı altında birleşmesine kadarki dönemde gelişen olaylar, çalışma konularımızı teşkil etmektedir

Birinci Dünya Savaşı’nın Osmanlı Devletin’nin mağlubiyetiyle sonuçlanması, Trakya Meselesini çok ağır şartlar alında gündeme getirmişti. Daha dün denilebilecek kadar kısa bir zaman önce Batı Trakya’nın kaybedilmesinden duyulan acı henüz unutulmamıştı. Hem siyaset adamları, hem de Trakya halkı yeni bir oldu-bitti ile Doğu Trakya’nın da elden çıkmasından korkuyorlardı. Bu tehlike o kadar kesin bir şekilde hissediliyordu ki, devletin en önemli şahsiyetlerinden olan Ahmet Rıza Bey, Çürüksulu Mahmut Paşa ve Ahmet İzzet Paşa kendilerini ziyaret eden Trakya Heyetine “Türkiye’de kalmayacağı anlaşılınca Trakya’nın bağımsızlığını ilan ediniz.” tavsiyesinde bulunmuşlardı.1 İşte bu şartlarda Trakyalılara memleketlerinin geleceğiyle yakından uğraşacak bir cemiyetin kurulması fikri İttihat ve Terakki Partisi yöneticilerinden, özellikle de Talat Paşa’nın önerisiyle, Trakya’nın olabilecek bir saldırı ve ilhakına direnmek üzere yeni bir teşkilâtlanmaya gidildi.

İstanbul’da, Edirne Milletvekili Faik (Kaltakkıran), Edirne Belediye Başkanı Şevket Bey, Avukat Şeref (Aykut) Bey, Tüccar Yolageldili Kasım Efendi’nin öncülüğüyle, Kasım Efendi’nin küçük Kınacıyan Hanı’ndaki yazıhanesinde 2 Kasım 1918’de toplanılarak “Trakya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adında bir cemiyet kurulması kararlaştırıldı. Avukat Şeref Bey’in teklifiyle Cemiyetin adı “Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” olarak değiştirildi.2

Fiilen kurulmuş olan bu cemiyetin Edirne Valiliği’ne verdiği kuruluş beyannamesinde cemiyetin resmi adı, “Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi” olarak değiştirilmiştir.3 Cemiyet böylece çalışmalarına başlamıştır.

Cemiyetin yayın organı olduğunu alt başlığından anladığımız “Trakya-Paşaeli Gazetesi”nin ilk sayısı 2 Aralık 1918’de yayına başlamıştır.4 Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi hakkından en güvenilir ve en önemli kaynağımız, Cemiyetin çıkardığı bu gazetedir. Sahibi ve Müdürü Mehmet Şeref (Aykut) Bey’dir.

Trakya-Paşaeli Gazetesi ilk sayısında cemiyetin programını yayımlamıştır.5 Cemiyet Programı İstanbul gazeteleri tarafından da yayımlanmıştır.6 Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi’nin programının tam metni şöyledir:

1. Trakya’nın Osmanlı Padişahlığındaki rabıta ve tamamiyet-i mülkiyesinin, temini maksadıyla “Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi” namında bir cemiyet teşkil edilmiştir.

2. Cemiyetin merkez-i idaresi Edirne şehridir.

3. Heyet-i idarenin itimadnâmesini haiz zevattan mürekkep irsal edeceği mes’ul murahhaslar vasıtasıyla memalik-i ecnebiyede ve payitahtta maksadını müdafaa edecektir.

4. Cemiyetin gayesi; Cemiyet-i Akvam nazariyesinin müessisi olan Wilson Prensiplerine riayetle memleketin hakk-ı hakimiyet ve tamamiyetini kanun dairesinde müdafaa ve istahsâldir.

5. Cemiyet bir reis ve on iki azâdan mürekkep bir heyet-i idare ile tedvir edilir.

6. Cemiyetin bütün teşebbüsatı senedât ve vesaik üzerine müesses olarak haricen ve dahilen neşriyat ve telkinat ile meşrû davasını ve tarihe müstenid olan hakkını müdafaa ve istihsâl eylemektir.

7. Cemiyetin Osmanlı Padişahlığında mevcut fırkalardan hiçbiriyle alâkası yoktur.

8. Cemiyet, kanun mucibince kendi tedarik edeceği menâfi ile tedvir-i mesâlih eyleyecektir.

9. Makâsıd-ı cemiyet olan Trakya birliği ve tamamiyetinin husuliyle cemiyet infisah edecektir.

10. Cemiyet kavanîn-i Devlet-i Aliye’ye tabî bir şahs-ı manevîdir.7

Cemiyetin kuruluş beyannâmesi, Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyeti adına, Reis; Edirne Müftüsü Mestan Efendi, Edirne Belediye reisi Şevket Bey, Maksut - Beyzâde Derviş Bey, Müftüzâde Cemal Bey, Nazmi Beyzâde İsmail Bey, Faik Bey, Doktor Rıfat Osman Bey, Mustafa Paşazâde Fethi Bey, Kumanlızâde Ömer Efendi, Mustafa Beyzâde Neyyir Bey, Yolageldili Kasım Efendi, Ali Seyfeddin Efendi ve Avukat Şeref Bey tarafından imzalanarak yayımlanmıştı.8 Beyannâmeyi sadeleştirerek cemiyetin kuruluş gayesini şöyle açıklayabiliriz:

Merkezi Edirne’de olmak üzere “Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet- i Osmaniyesi” namıyla bir cemiyet teşkil ettik. Gayesi: Garbî ve Şarkî eski Edirne Vilayetini teşkil eden Trakya’da yaşayan Türk, Ermeni, Rum, Musevi, Bulgar milletleri ile beraber bu gün Edirne Vilayetinde (1.094.371) nüfus-ı sakin olduğu halde bundan (615-720) miktarının Türk ve Müslüman olduğu nazar-ı dikkate alınınca Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) maddelerine nazaran vilayet sakinlerinin çeşitli unsurlara göre yarısından fazlasını Türk ırkı teşkil etmesi dikkate alındığında artık bizim şu Türk ve Müslüman davasını dünyada fazilete sahip bütün medeni milletlere karşı en yüksek, en gür sesimizle müdafaa etmekten başka yapacak bir işimiz kalmamıştır. İkinci beyannâme, “Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi”nin Edirne Merkez İdaresinin Trakyalılara hitaben yayımladığı beyannâmedir.9

Cemiyet bu beyannâmede özetle gayesini şöyle belirtmektedir:

Ecdadımızın celâlet yadigarı olarak, Avrupa’da elimizde yalnız Edirne vilayeti kalmış iken bu mübarek toprakların Müslüman olan mühim bir kısmı da kötü idare yüzünden Bulgar boyunduruğuna geçmiştir. Bu da yetmiyormuş gibi son zamanlarda payitahtın bekçisi olan yurdumuza göz diktiğini görmekten elem ve ısdırap duymaktayız. Türklerin gadre uğramış haklarını müdafaa etmek için “Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi” teşekkül etmiştir. Beyannâmenin, ilk bölümünden açıkça anlaşılacağı üzere cemiyetin bir Türk yurdu olduğunu, yirminci asrın geleceğine hakim olan medeni milletlere, Birinci Dünya Savaşı’nın galiplerine davasını belgelerle anlatmak ve bu yoldan Trakya halkının haklarını sadece tarih, kültür ve nüfus üstünlüğü haklarına dayanarak, deliller ve propaganda yoluyla bölgesinin Türklüğünü ispatla sorumlu saymıştır. İlk kuruluşunda Trakya’ya saldıracak dış düşmanlarına karşı, kurucuların silahla mücadele etmeyi düşünmedikleri anlaşılmaktadır.10

Cemiyet Beyannâmesinin ikinci kısmında “makasid-i vataniyesi nizamnâmesinin müeddi-i sarihinden buyurulacağı üzere Trakya birliğini meydana getirmekten ibarettir.” diyerek, hiçbir şüphe ve tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit etmiştir. Balkan Savaşlarından önce, Batı Trakya’yı teşkil eden Gümilcine ve Dedeağaç sancakları Edirne vilayetine bağlı idiler. Ahalisinin %85’i Türk olan Batı Trakya davasının, Doğu Trakya’nın mukadderatıyla birleştirilerek Trakya birliği parolası altında ele alınmasını istemekteydi.11

Beyannâmenin son bölümünde parti kavgalarından vazgeçilmesi istemekte, memlekette mevcut olan bütün cemiyet ve partilerden istifa edilerek yalnızca Trakya-Paşaeli Cemiyeti’ne tabî kalınması vurgulanmakta ve halkın bu gayeye ulaşana kadar Cemiyeti desteklemesi rica edilmektedir. Bu bölümden anlaşılacağı üzere, Trakya davası partiler üstü bir memleket meselesi olarak görülmektedir.

Cemiyet, Trakya davasını, partiler üstü bir memleket meselesi olarak ele almış olmakla beraber, gerçekte bu konuyu bütün milli Mücadele boyunca yürüttüğünü söyleyemeyiz. Cemiyetin, Hürriyet ve İtilâf Partisi mensuplarıyla halife taraftarlarının ve sahte şeriatçıların bozguncu tahriklerini önlemeye, tamamıyla muvaffak olduğunu söyleyemeyiz. Trakya-Paşaeli Cemiyeti’nin kuruluşu ve programını izahtan sonra şimdi teşkilâtına geçebiliriz.

Cemiyetin Teşkilâtı

Trakya-Paşaeli Cemiyeti’nin yapmış olduğu çalışmaları daha iyi anlayabilmek için cemiyetin teşkilâtının iyi bilinmesi gerekmektedir. Cemiyetin yayımladığı kuruluş beyannamesinden anlaşıldığı üzere, beyannameyi imzalamış on iki zat resmi kurucularıdır. Bu kurucular, cemiyetin ilk merkez heyetini teşkil etmişlerdir.

Merkez teşkilâtı şöyledir: Reis: Edirne Müftüsü Mestan Efendi. Azâlar: Edirne Belediye Reisi Şevket Bey, Maksud Beyzâde Derviş Bey, Müftüzâde Cemal Bey, Nazmi Beyzâde İsmail Bey, Faik Bey (Kaltakkıran), Doktor Rıfat Osman Bey, Mustafa Paşazâde Fethi Bey, Kumanlızâde Ömer Efendi, Mustafa Beyzâde Neyyir Bey. Azâ ve Veznedar: Yolageldili Kasım Efendi. Azâ ve Kâtip: Hafız Rıza Efendizâde Ali Seyfeddin (Tülümen) Efendi. Azâ ve Murahhas: Avukat Şeref Bey.12

Cemiyetin kuruluş döneminde İstanbul’daki siyasi cereyanlara göre cemiyet reislerinin değiştirilmesi ve İstanbul hükûmetinin ve onun emriyle hareket eden Trakya’daki mülkiye memurlarının zorluk çıkarmalarından cemiyet teşkilâtı, Trakya’da nahiye ve köylere kadar genişletilmiş fakat kuvvetlendirilememiştir. Kazalarda ise, cemiyetin idaresi bu görevi kimse üzerine almadığından müftülere bırakılmıştır.

Cemiyetin ilk reisi Edirne Müftüsü Mestan Efendi, birkaç ay sonra, bu vazifeden, cemiyetin yabancılarla ilişkilerini kolaylaştırmak düşüncesiyle istifa etmiştir. Reisliğe Dedeağaç konsolosu Şükrü Bey getirildi.13 Damat Ferit Paşa’nın ikinci defa sadarete gelişi sıralarında ise, Müftü Hilmi Efendi, Ali Rıza Paşa kabinesi döneminde 16 Ekim 1919 Edirne Kongresi kararıyla reisliğe, Edirne Belediye Reisi Şevket Bey seçilmişlerdir.

Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi, kuruluş döneminde her liva (Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Gelibolu) ikişerden sekiz kişilik (Altı yedek aza) merkez heyeti seçilmiştir. Cemiyetin şehir, kaza ve nahiyelere göre teşkilâtı şöyle idi:

İSTANBUL: Galip Bahtiyar (Göker) Bey, Hüseyin Sabri Bey, Nedim Bey, Faik (Kaltakkıran) Bey, Hüseyin Tahsin Bey,14

TEKİRDAĞI (Tekirdağ): Mümessil: Eşraftan Adil Beyefendi, Reis: Ömer Raci Efendi. Azâlar: Belediye Reisi Halis Bey, Emin Bey, Hacı Hüseyin Ağazâde Mehmet Efendi.15

ÇORLU: Mümessil: İhsan Bey. Reis: Müftü Şaban Sırrı Efendi, Eşraftan Münib Bey, Eşraftan Hulusi Beyzâde Ali Bey, Bakkal Mustafa Mazhar Efendi. Sandık Emini: Uncu Ahmet Efendi. Katip: Rüştiye Mektebi Başmuallimi Hüsnü Efendi.16

LALAPAŞA: Reis: Müftü Adem Vasfi Efendi. Reis: İmam Veli Efendi, Taşlı Müsellim Karyesinden Emin Ağa, Suleoğlu Hüseyin. Sandık Emini: Mehmet Efendi.17

LÜLEBURGAZ: Mümessil: Müftü Ömer Efendi. Reis: İmam Veli Efendi. Azâlar: Doktor Ahmet Bey, Mestan Efendizâde Enver Bey. Aza ve Veznedar: Belediye Reisi İsmail Efendi, Tüccardan Bakkal Berri Efendi, Tüccardan Bakkal Ali Haydar Efendi.18

MALKARA: Mümessil: Ali Bey. Heyet-i Maliye ve Reisi. Eşraftan Hacı Rakım Beyzade Ali Bey, Azâlar: Şeyh Ali Efendi, Müftü Kazım efendi. Sandık Emini: Şakir Efendi.19

UZUNKÖPRÜ: Mümessil: Eşraftan Hafız İsmail Efendizâde. Reis: Müftü Abdurrahim. Azâlar: Eşraftan Sofyalı Hüseyin, Abdullatif, Derviş Ahmed, Hacı Yunusoğlu Mustafa ve Dimetokalı Emin Beyzâde Ali Beyefendi.20

İPSALA: Mümessil: Hüseyin Efendi. Reis: Müftü Abdulkadir Efendi, Azâlar: Hüseyin Sadık, Yunus, Nizam ve Hüsnü Beyefendiler. Veznedar: Rıza Efendi.

SARAY: Mümessil: Emirzâde Sadık Bey. Reis: Müftü Ahmed Nuri Efendi. Azâlar: Saatçızâde Hüseyin Basri Efendi. Veznedar: Kırımızade: Kamil Efendi, Murad Giray ve Süleyman Beyler.

KIRKKİLİSE: Mümessil: Müftü Bahaeddin Efendi. Azalar: Eşraftan Zahid Bey, Muhiddin Bey, Doktor Fuad Bey, Cemal Bey, Avukat Şükrü Efendi, Eşraftan Hilmi Bey, Salim Efendi, Raif Bey, Bankacı Ahmed Efendi ve Hatip Mehmet Efendi.21

BABAESKİ: Hurşit Bey, Sultan Efendi, Şevket Bey, Adil Bey, Hüsnü Efendi, Hulusi Efendi.

HAVSA: Edip Bey, Recep Efendi, Hüsnü Efendi, Edhem Efendi, İbrahim Efendi, Naib Efendi, Ahmet Bey. (İpsala’yı vekâleten); PAVLI: Said Efendi, Mehmet Efendi. HAYRABOLU: Hafız Hasan Efendi, Osman Efendi, Zeynel Bey, Mehmed Tevfik Bey, İsmail Efendi. KAVAKLI: Şerif Efendi, Haydar Efendi. VIZE: Hurşid Efendi, Hüsnü Efendi. İNOZ (ENEZ): Arif Bey, Osman Bey. PINARHİSAR: Hasan Efendi, Emin Efendi, Mehmed Efendi. ÇATALCA: Cemal Bey, Osman Bey. ÇERKESKÖY: Molla Mehmed Efendi. KEŞAN: Müftü Raşit Efendi, Mehmed Adil Bey, Belediye Reisi Şevket Bey. İĞNEADA: Eşraftan İsmail Bey, Tüccardan Hacı Ali. GELİBOLU: Şevket ve Mestan Beyler. SARAYAKPINAR: Mustafa Bey.22

MAKSUTLU NAHİYESİ: Reis: Müderris Osman Efendi. Azâlar: Küneli Hacı Ahmed Ağa, Hacı İsmail Ağa. Veznedar: Kuvvetbeyli Molla Mehmed Efendi, Harmanlı’dan Recep Ağa, Karapınarlı Mıstık Ağa. ZALUF NAHİYESİ: Reis: Aslıhan’dan Hafız Süleyman Efendi. Azâ: Sazlı Malkoçtan Derviş Ağa. Veznedar: Yeniköylü Muhtar Ali Efendi, Çakmak’dan Hacı İsmail Efendizade Ali Efendi, Hamidler’den Şakir Ağa. ÖMERBEY NAHİYESİ (UZUNKÖPRÜ): Reis: Muhacir Kadköyünden Hatip Osman Efendi. Azâlar: Mandıra’dan Molla Hüsnü Efendi, Kırk Kavaklar’dan Hafız Şaban Efendi, Çongara’dan Nazaroğlu Mehmed Ağa. Azâ ve Veznedar: Hafız Şerif Efendi, Bıldır Karyesinden Said Ağa, Siyahiden Said Oğlu İbrahim Ağa, Sultanşahtan Salim Çavuş.23

Görüldüğü gibi Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi teşkilât olarak Trakya’nın il, ilçe ve nahiyelerine kadar sistemli bir şekilde teşkilâtlanmıştır. Bunlardan ayrı olarak cemiyetin Trakya dışında Adapazarı’nda da teşkilâtını kurduğunu görmekteyiz. Nitekim Balkan Savaşları (1912-1913) sonunda, Bulgarların yaptığı zulümler neticesinde yurtlarını bırakıp Anadolu’ya gelen Batı Trakya Türkleri, Adapazarı’nda, Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi’nin şubesini açmışlardır. Bu teşkilâtlanmayı, Adapazarı şubesi Reisi Hüseyin Hilmi Bey’in Trakya-Paşaeli Gazetesi’ne göndermiş olduğu ve gazetede neşredilen mektubundan anlamaktayız.24 Cemiyetin, Trakya ve Adapazarı’nda bu geniş teşkilâtı kurmasından sonra ilk icraatı, bölgedeki Bulgar ve Yunan tehdidine karşı aldığı tedbirler ve yaptığı çalışmalar olmuştur.

Cemiyetin Yaptığı Çalışmalar

Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi’nin kuruluşundan itibaren Ocak 1919 başına kadar geçen bir buçuk ay içinde bütün dikkat ve çalışmalarını Batı Trakya’ya çevirmişti. Doğu Trakya demiryolunun, Yunan taburları tarafından işgali (4 Kasım 1918) olayı ve Venezilos’un Paris Barış Konferansı’na verdiği meşhur muhtırasıyla,25 Trakya üzerindeki Yunan hırs ve emelleri ortaya çıkınca çalışmalar bu yöne kayacaktır. Cemiyetin Batı Trakya için, özellikle Gümülcine sancağında, Bulgarların Türklere karşı yaptıkları zulüm ve işkenceleri çok geniş olarak basın yoluyla protesto ettiğini, İstanbul gazetelerine verilen açıklamalarla büyük bir propaganda faaliyetlerine girdiğini görmekteyiz.

İstanbul basınına verilen uzunca iki açıklamada, Batı Trakya Türklerinin, 1912’den beri Bulgar idaresi altında uğradıkları zulüm ve imha siyaseti, şahıs, zaman ve yer gösterilerek anlatıldıktan sonra, bu bölge için tarafsız bir kontrol altında halk oylaması yapılması istenmektedir. Bu açıklamada Batı Trakya’nın tarih, milliyet, din, kültür ve ekonomik yönleriyle Türk olduğunu ispata çalışıyordu. Batı Trakya’da halk oylaması fikri de ilk önce cemiyet tarafından ortaya atılmıştı. Cemiyet, Batı Trakya’da 40.000 Bulgar ve 50.000 Rum’a karşılık 400.000 Türk bulunduğunu açıklıyordu.26

Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi gerek İstanbul’da Osmanlı devlet dairelerinin özellikle Erkân-ı Harbiye-i Umumiye, İç ve Dışişleri Bakanlıklarının yardımıyla, Doğu ve Batı Trakya’da meydana gelen baskı ve zulümleri kamuoyuna duyurabilmek için belgeler, grafikler ve haritalar hazırlayarak bunları yabancı devlet adamlarına, yerli ve yabancı gazetelere dağıtıyorlardı. Bundan başka cemiyet, Trakya-Paşaeli gazetesinde27 ve İstanbul’un milliyetçi Türk gazetelerinde de bunları yayımlatmaya çalışıyordu.

Türk Dünyası gazetesi Bulgar mezalimini28 yer, şahıs ve zaman göstererek canlı şekilde duyurmuştur.Trakya-Paşaeli Cemiyeti, Trakya’nın Türklüğünün ortaya konulması yanında Bulgar ve Rumların çevirdiği entrikaları gözler önüne serebilmek için yoğun bir belge faaliyetlerine başlamıştı.

İlk olarak Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi ve Bulgar Milli Meclisindeki Türk milletvekilleri tarafından, Sofya’daki yabancı devlet mümessillerine 18 Aralık 1918 tarihinde özel bir muhtıra verilmiştir.29

İkinci olarak, Amerika Cumhurbaşkanı Wilson’a gönderilmek için bir izahname yazılmıştır.30 Bu izahnamede, Bulgarlar tarafından gerçeklerin nasıl çarpıtıldığı kesin delillerle açıklanmakta ve Bulgar zulümleri bir defa daha dile getirilmektedir.

Üçüncü olarak, İstanbul’da bulunan İtilâf Devletleri mümessillerine Ocak 1919 tarihinde bir muhtıra verilmiştir.31

Dördüncü olarak, Trakya’nın geleceği ile ilgili kararların da verileceği Paris Barış Konferansı’ndan sızan haberlerde Trakya’nın Yunanistan’a verileceği söylentisi üzerine cemiyet tarafından 10 Eylül 1919 tarihli yine bir muhtıra gönderilmiştir.32

Son olarak Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi’nin yaptığı ilmî çalışmalara ait olarak haritalar çizilmiştir. Bu haritaların ilki, Edirne şehrine ait haritadır.33 Haritalar fetih tarihi olan 1361 ile 1919 yılları arasında Edirne’nin Osmanlı hakimiyeti altında genişleme derecesini kültür ve sanat eserlerini açıklamaktadır. Bir diğer haritada Trakya-Paşaeli Cemiyeti’nin verdiği esaslara göre İstanbul’da çizilip Galip Kemali Bey (Söylemezoğlu) tarafından Londra’da yayımlanan haritadır. Bu haritaya göre, Batı ve Doğu Trakya’daki nüfus çoğunluğu ve Türk ve Rumların sahip olduğu toprak nispeti Türklerin lehinedir.

Batı ve Doğu Trakya’da Türklerin hakları çok açık olarak meydanda iken galip devletler bu durumu, batı kamuoylarında özellikle Amerikalılardan saklamak, hatta İstanbul’un ve Osmanlı Devleti’nin dış dünya ile ilişkilerini kesmesine önem vermişlerdi. Türk’ün bu haklı davasını savunmaya yarayacak haberlerin dışarı sızmasını önledikleri gibi hiçbir heyetin dış seyahatine izin vermiyorlardı. Türkler, Avrupa kamuoyunu etkileyebilecek belgeleri ancak İstanbul’da bulunan İtilâf Devletleri Fevkalâde Yüksek Komiserlerine verebiliyorlardı. Önemli şahsiyetlerin dahi yurt dışı seyahatlerine müsaade etmiyorlardı. Trakya-Paşaeli Cemiyeti tarafından seçilen mümessiller, Trakya’nın hukukunu müdafaa etmek üzere Paris Barış Konferansı’na katılmak için yola çıkarıldılar.34

Bu heyette Trakya Milletvekili Kocabaş Arif, Mahmut Nedim, Bulgar Sobranyası Milletvekili Celâl (Perin) ve İskeçeli Hüseyin Sabri Bey bulunmakta idiler. Konferansa gidecek heyet, İstanbul’da Paris için vize alamamış ve İtalyan Sefareti Tercümanı Galli’nin yardımıyla ve İtalyan yatıyla 20 Mart 1919’da İstanbul’dan hareket etmiş ve Toranto üzerinden Roma’ya gidebilmişti. Heyet, Paris için Roma’da da vize alamamış ve üç ay kadar Roma’da kalarak Paris Barış Konferansı nezdinde temaslarda bulunmuş, bu temasları çok olumlu geçmiştir.35

Paris Barış Konferansı’na katılmak için Roma’ya kadar gidebilen Trakya-Paşaeli Cemiyeti Heyeti, Temmuz 1919 başında İstanbul’a dönmüştür. Murahhaslar, Roma’da bulundukları süre içinde İtalyan Dışişleri Bakanlığı’nda, ikinci ve üçüncü derecedeki memurlarla görüşebilmiş ve Trakya hakkında belge, broşür, grafik ve haritaları İtalyan gazetelerine ve İtalya’nın siyasi çevrelerine dağıtarak haklı davalarını duyurabilmeye çalışmışlardır.36

İtalya’nın Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyeti murahhaslarını Roma’ya götürmekle rakibi olan Yunanistan’ın Balkanlar’daki istiklâl politikasına elden geldiği kadar güçlük çıkarmak ve bu arada bundan kendileri için siyasi çıkar sağlamayı amaçladığı düşünülebilir. Heyet, memlekete dönerek ilk iş olarak Edirne’de birinci kongresini toplamış ve bölgenin geleceği hakkında birtakım tedbirler almayı daha uygun görmüştür.

Cemiyetin Kongreleri

Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi’nin başlıca beş kongre toplamış olduğu anlaşılmaktadır. Bu kongrelerin ilki 10 Temmuz 1919 Perşembe günü saat 14.00’te toplanan Trakya Kongresi’dir.37 Trakya Kongresi Merkez Teşkilâtı’nda açık bulunan reislik ve azâların yerine yenilerini seçmek, cemiyetin kuruluşundan beri yapmış olduğu çalışmaları anlatmak, takip ettiği hal ve hareketleri vatandaşlara anlatmak gereğini duyduğu için bir kongre toplamaya karar vermiştir. Bu kongreye merkez heyeti, mümessillikleri ve vilâyetin ileri gelen esnafı davet edilmiştir.

Merkez heyeti reisi Mestan Efendi sağlık sebebiyle istifasını sunmuş ve kongre başkanlığına şehbender Şükrü Bey’i önermiştir. Cemiyetçe, hazırladığı rapor okunmuştur. İlk celsenin bitiminden on dakika sonra ikinci celseye başlanmıştır. Müftü Bahaedden Efendi celsenin başında, yapmış olduğu değerli hizmet ve çalışmaları için cemiyetin ilk reisi Mestan Efendi’ye, kongre kararıyla teşekkür edilmesini önermiş ve ittifakla kabul edilmiştir. Cemiyetin yeni başkan ve üyelerinin tespiti için seçimlere geçilmiştir. Yapılan seçim sonucu aşağıdaki üyeler yeni merkez heyetini oluşturmuştur:

Reis: Hilmi Efendi. Azâlar: Belediye Reisi şevket Bey, Şehbender Şükrü Bey, Yakupefendizâde Derviş Bey, Ahmedefendizâde Cemal Bey, Müftüzâde Cemal Bey, Doktor Rıfat Osman Bey, Rasimbeyzâde Hacı İbrahim Bey, Reşitbeyzâde Ahmed Bey, Cezzarzâde şevki Bey, Nazmibeyzâde İsmail Bey, Avukat şeref Bey, Lüleburgazlı Avukat şevket Bey ve Bekir Efendizâde Hafız Mehmet Efendi seçilmişlerdir.

Seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra Müftü Hilmi Efendi tarafından dua okunarak kongre dağılmıştır. Bu kongre kararıyla İltilâf Devletleri mümesillerine telgraf çekilmesi karara bağlanmış ve kongre çalışmalarını tamamlamıştır.

Cemiyetin ikinci kongresi 16 Ekim 1919 günü, Edirne’de toplanmıştır. Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kongresi’nde şimdiye kadar yapılan işler hakkında bilgi vermekle beraber bundan sonra yapılması gerekli işler konuşulmuş, on altı kişi olmak üzere yeni bir heyeti merkeziye seçilmiş, Batı Trakya’nın Bulgar ve Yunan zulmü altında ezilmemesini, Doğu Trakya’da milli arzuyu takviye etmeyi kararlaştırılmıştı.

Bulgar ve Yunan işgaline bırakılan Trakya parçaları için İtilâf Devletleri nezdinde protesto telgrafları çekmek ve Batı Trakyalılara davalarında her yönden yardım etmek kararı alındı.38 Yunan taburlarının ve yerli Rum çetelerinin Doğu Trakya demiryollarını işgale ve Rumların tahrikleri sonucu, Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin bir dizi tedbirler almasını gerektirmiştir. Bu vesile ile 1920 yılının Ocak ayı ortalarında Cemiyet üçüncü kongresini toplamıştır. Edirne’de toplanan kongreye merkez heyeti ile kaza heyetlerinden birer üye katılmıştı. Bu kongrede, Trakya-Paşaeli Cemiyeti silâhlı milli teşkilât işini müzakere etmiş, Doğu Trakya’ya yapılabilecek saldırılara karşı milli bir savunma teşkilâtı kurmak, Yunanlıların ve yerli Rumların yapabilecekleri oldu-bittilere karşı uyanık bulunmak, Barış Konferansı’nın Doğu Trakya’yı Türk topraklarından ayıracak kararlarına karşı koymak üzere Doğu Trakya’da “Bekçi-Korucu” ismi altında 3.000 kişilik milli teşkilâtın kurulmasına karar verilmiştir. Ayrıca Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nden başka bir teşkilât, “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Edirne Heyet-i Muvakkatesi”nin ve şubelerinin kurulmasına karar verildi.39 Yukarıdaki kararların alınmasında, Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşa’nın Sivas Kongresi nizamnamesinin ekine göre, silâhlı milli müfrezeler kurulması ve I. kolordunun bu40 hususta âzami derecede gizli yardımda bulunması emri etkili olmuştur.

Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin bazı üyelerinin özellikle Tekirdağ’ın olumsuz tutumları, kolordu ve tümen komutanlarının kendi seferi ihtiyaçlarından fazla, milli teşkilâta verilecek silâh ve cephane olmamasından “Bekçi-Korucu” ismi ile kurulması düşünülen silahlı milli teşkilâtın İstanbul’un resmen işgaline (16 Mart 1920) ve I. kolordunun seferberlik ilanına kadar gerçekleşmediğini görmekteyiz. İstanbul’un işgali (16 Mart 1920) ve I. kolordu kumandanı Cafer Tayyar Paşa’nın seferberlik emrinden doğan durumu görüşmek üzere 31 Mart 1920 tarihinde Lüleburgaz’da bir kongre toplandı. Kongreye İstanbul’dan kaçabilen Trakya milletvekillerinden Şakir (Kesebir), Galip Bahtiyar, Hayreddin ve I. Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar Bey, Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Heyeti üyeleri, Edirne vilayetiyle (Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Gelibolu Sancakları) Çatalca Sancağı’nın her nahiyesinden çağırılıp gelebilen birer delegenin katılmasıyla 31 Mart 1920 günü toplanmıştı. Kongreye çağırılıp gelebilen delege sayısı 67 kişiydi. Tekirdağ Sancağı’ndan 55. Tümen Kumandan Vekili Cemil Bey’in ve Trakya -Paşaeli Merkez Heyeti’nin teşviklerine rağmen birkaç delege gelebilmişti.41

Lüleburgaz Kongresi’nde yapılan görüşmeler sonucunda kongreye katılanlarda “Her ihtimale karşı hazır olmak ve insanca yaşamak hakkımızı ve milli varlığımızı tasdik etmezlerse son vatan vazifemizi yapmak” düşüncesi hakim olmuştu. Kongre “Kötü sonuçlardan, Trakya’nın yok olacağına” inanmaktaydı. Bu şartlar altında Lüleburgaz Kongresi, oy birliğiyle, Trakya’nın kimin tarafından olursa olsun, yabancı işgaline ve içteki ihtilâl hareketlerine karşı, savunma ve mücadele kararını verdi. Lüleburgaz Kongresi’nde alınan bu çok önemli kararla, Trakya-Paşaeli Cemiyeti’nden ayrı olarak kurulan “Trakya Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Merkez Heyeti” adıyla yeni ve devamlı bir silahlı savunma teşkilâtı kuruyordu. Ayrıca alınan kararlar arasında önemli bir konuda Sivas Kongresi kararlarına uygun olarak yapılmış örgütlenmenin, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” ile olan ilişkisi kesilmiştir. Milliye Merkez Heyeti’ne bağlı olarak hareket edecekti.42

Kongre kararları incelendiğinde, dışarıdan ve içeriden gelebilecek her türlü etkiye karşı silahlı savunmanın yapılacağı ve bu savunmayı yapmakla yükümlü teşkilâtın “Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyeti” olduğu anlaşılmaktadır. Bu suretle kolordu kumandanı, Trakya’nın geleceğiyle ilgili kararları veren tek makam olmaktan çıkıyor, daha çok kararları uygulamakla yükümlü bir askeri kumandanlık oluyordu. Kongre, gerek katılanlar açısından gerekse Doğu Trakya’nın savunulması açısından çok önemli bir gelişmeydi. Aldığı kararlara bakıldığında Milli Mücadele içinde Trakya’nın Anadolu ile aynı görüşte olduğunu ortaya koymaktadır. Mustafa Kemal Paşa’ya kararlar acilen bildirilmişti.43

Büyük Millet Meclisi’nin açılması için yoğun hazırlık içinde bulunan Mustafa Kemal Paşa “Trakyalıların, yurt savunmasında gösterdikleri gayreti takdir ettiğini, müzakerelerin safhalarını ve Ankara’da toplanacak meclis için Edirne vilayetinden seçilecek olan milletvekillerinin sür’atle gönderilmesini” gönderdiği cevabî telgrafla istemekteydi.44

Lüleburgaz Kongresi’nde oluşturulan “Trakya Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Heyet-i Merkeziyesi” Edirne’de yeni bir kongre toplama çabası içinde iken, dışarıda Osmanlı Devleti aleyhine önemli gelişmeler oluyordu. “San-Remo Konferansı” (24 Nisan 1920) adı altında İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan devletleri arasında Osmanlı İmparatorluğu paylaşılıyordu. San-Remo’da Osmanlı barış andlaşmasının esasları kararlaştırılırken hiçbir Osmanlı heyetinin fikri ve görüşünün alınmasına lüzum görülmemişti. Bu konferans Trakya meselesi hakkındaki isabetsiz ve haksız kararlar verilirken, uydurma ve haksız birtakım istatistikleri öne sürerek Trakya’yı Türk Devleti’nden koparmayı amaçlıyordu.45 San-Remo Konferansı’nda kararlaştırılan Türk barış şartları hakkında basında çıkan haberler çok endişe vericiydi. Trakya Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Heyet-i Merkeziyesi, bu önemli dış gelişmeler karşısında, Lüleburgaz Kongresi kararlarına göre, Trakya’nın savunmasından sorumlu ve savunma ile ilgili her türlü tedbiri almaya yetkili en büyük siyasi güçtü. San-Remo Konferansı’nda Edirne vilayetinin Yunanistan’a verilmesinin kararlaştırıldığı söylentileri gelir gelmez “Trakya Müdafaa-i Hukuk-ı Heyet-i Merkeziyesi” böyle bir durumda silahlı savunmada bulunmak için halkın desteğini kazanmak istedi. Bu nedenle Lüleburgaz Kongresi’nin son maddesine dayanarak, Trakya mümessillerinden bir kongre toplayıp halkın direnme konusundaki fikirlerini yoklamak, buna dayanarak gereken tedbirleri almak istiyordu.

Büyük Edirne Kongresi’nden bir gün evvel, 8 Mayıs 1920 Cumartesi günü Sultan Selim Camii avlusunda yapılan büyük mitingde, toplumu heyecanlandıran ve kalpleri vatan müdafaası arzusuyla coşturan konuşmalar yapıldı. Edirne’nin Türk olarak kalacağı ve gerekirse, bu konuda her türlü çareye başvurulacağı yolunda ant içilmişti. Kongre ertesi gün 9 Mayıs 1920 Pazar günü Erkek Öğretmen Okulu konferans salonunda açıldı. Edirne vilâyetiyle Çatalca sancağından çağrılan 264 delegeden 236’sı kongre çalışmasına katılmıştı.46

Büyük Edirne Kongresi’ne Trakya’nın her bölgesinden gelen, her çeşit halk tabakasından iki yüzün üstünde delegenin katılmasıyla; Trakya’nın silahlı savunulması, Avrupa’ya gönderilecek üyelerin seçimi ve bunlara verilecek selâhiyetnâme konusu, cemiyetin adı üzerinde yapılan tartışmalar ve iki cemiyetin birleştirilmesi gibi Trakya’yı yakından ilgilendiren meseleler konuşulmuş ve yeni kararlar alınmıştı.47

Beş gün süren Edirne Kongresi’nde, Reis Şevket Bey tarafından ortaya konulan birleşme konusu reye konularak, “Trakya-Paşaeli Cemiyeti” ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” isimleri birleştirildi, “Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” unvanı kabul edildi. Böylece iki cemiyetin oy çokluğuyla birleştirilmesine karar verildi.

Kongre 13 Mayıs Perşembe günü saat 17.24’te karar suretini bütün üyelerin imzalamasıyla sona erdi. Büyük Edirne Kongresi;48 Edirne ve Çatalca meclis-i umûmîleri azâsıyla bütün belediyeleri rüesası ve müftülerinden ve her nâhiye namına müntehâb ikişer murahhastan ve Edirne’de mevcut kâffe-i Hey’at-ı siyâsîye mümessilleriyle Trakya-Paşaeli ve Müdafaa-i Hukuk Heyet-i Merkeziyeleri azâsından mürekkeben 9 Mayıs 1336 tarihinde Edirne’de akd ve ictimâ eden 217 kişilik büyük kongre, beş gün zarfınca icrâ-yı müzakereden sonra mevâdd-ı âtiyeyi taht-ı kararı almıştır.

1. Trakya, azim ve bir Türk ve Müslüman ekseriyetiyle meskûn olup câmia-i Osmaniye’den bittefrik Yunanistan’a verilmesi yolundaki tasavvuratı suret-i kat’iyede red eder.

2. Trakya’nın Yunanlılar tarafından işgaline ve bu maksadı teshil için dahilen vukûbulacak her türlü ihtilâl harekâtına karşı mukavemet ve müdafaa edilecektir.

3. Trakya Müdafaa-i Hukuk Teşkilâtı, müstakilden idare etmek üzere beş livâ namına üçer murahhastan mürekkep bir heyet-i merkeziye intihâp ve kabul olunmuştur. Liva namına intihâp olunan zevât bervech-i âtidir:

Edirne: Belediye Reisi Şevket Bey, Tüccardan Kasım Efendi, Ahırköylü Ahmet Bey.

Tekirdağ: Mebus-ı sâbık Faik Bey, Malkaralı Nazmi Bey, Saraylı Ali Naci Bey.

Gelibolu: Mebus-ı sâbık Şakir Bey, Baha Bey, Ekrem Bey.

Çatalca: Mebus-ı sâbık Hayreddin Bey, Halil Sadi Bey, Hüseyin Şevket Bey,

Kırkkilise: Lüleburgaz’dan Şevket Bey, Babaeskili Hamdi Bey, Kırkkiliseli Hamdi Bey.

Milli Kumandan sıfatıyla Miralay Cafer Bey heyet azâsındandır.

4. Trakya mukadderâtının istilzam edeceği bilcümle mukarrerât ve teşebbüsât-ı siyâsiyenin ân-ı lâzımında ittihâz ve icrâsında ve en son çare olmak üzere müracaât edilecek müdafaa-i fiiliyenin kâffe-i icabâtını şimdiden ihzâr ve temin ve müdafaanın zaman ve suret-icrâsı ve teferruat-ı saîresini tespit ve tayin husûsunda ve memleketin alel-ıtlak emri idaresinde heyet-i merkeziye selâhiyet-i kâmileye mâlik olup Trakya kuvve-i âliyesini temsil eder.

5. Trakya Hukuk ve menâfiini Avrupa’da müdafaa etmek üzere Galip Kemali, Galip Bahtiyar ve Salih Cevdet Beyler selâhiyet-i lâzimeyi hâiz murahhas intihab olunmuşlardır. Çorlulu Cezzarzâde Ziya Bey de heyet-i murahhasa beyânda bulunacaktır. iş bu mukarrerât heyet-i umumiye muvâcehesinde kabul ve imza olunmuştur.

Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyeti Osmaniyesi 1334

Trakyalıların Edirne Kongresi’nde silahlı savunma kararı almaları Mustafa Kemal Paşa tarafından takdirle karşılanmış, Cemiyet merkezine gönderdiği telgrafında bu memnuniyetini ve Trakya üzerindeki düşüncelerini belirtmiştir. Edirne Kongresi kararları incelendiğinde üzerinde önemle durulması gereken biri olumlu, diğeri olumsuz iki konu ortaya çıkmaktadır. Olumlu olanı, Anadolu’nun dışında Milli Mücadelemiz için çok önemli bir olay Trakya’daki Türk unsurunun herhangi bir düşman saldırısına silahla karşı koyma azmi ve kararlılığıdır. Kongrenin olumsuz yanı ise Osmanlı Murahhas Heyeti ile Trakya-Paşaeli Cemiyeti’nin Paris Barış Konferansı’na heyet göndermeleridir. Bu olay Anadolu’da gelişen Milli Mücadele’ye ve onun otoritesine ters düşen bir durumdu. Nitekim cemiyetin yapmış olduğu bu siyasi girişim başarısız olacaktır.

“Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi” kuruluşundan bir yıl sonra Sivas Kongresi kararlarına uyarak “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk cemiyeti’nin Trakya’daki teşkilâtını idare etmek vazifesini üzerine almıştır. Edirne Kongresi kararıyla iki cemiyet “Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında kesin olarak birleşmişlerdir. Vermiş olduğumuz bu açıklamalardan Trakya’da sanki iki ayrı cemiyet faaliyet gösteriyor şeklinde bir anlam çıkabilir. Kesinlikle iki ayrı cemiyet yoktur. Önce kurulmuş olan Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi, yayımlamış olduğu nizamname ve beyannamesine uygun gayesini gerçekleştirmek için giriştiği siyasi teşebbüslerde, serbestçe ve Anadolu’nun herhangi bir etkisi olmadan devam etmek için cemiyet adına ve yetkilerine sadık kalmayı uygun görmüştür. Bunun yanı sıra Müdafaa-i Hukuk vazifesini de üstlenmiştir. Gerçekte Trakya’da iki heyet ve iki teşkilât yoktur. Aynı cemiyetin bu birleşme neticesi olarak, bir “Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi” diğeri ise “Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında iki mühür kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışından bir ay gibi kısa bir zaman içinde, bütün Anadolu ile yakından temasa geçerek Milli Kurtuluş gayesiyle başladığı mücadelede fikir ve iş birliğinin esaslarını gerçekleştirmede başarılı olmuştu. Bu olay Trakya için de yeni bir devrin başlangıçı olmuştur. Bundan sonra Trakya işleri de yeni bir istikamete girmeye ve yeni bir anlam kazanmaya başlamıştır. Trakya’daki bu milli teşkilât Atatürk’ün gösterdiği yolda, bütün yurdu kapsayan Milli Mücadele’nin bir parçası haline girmek fırsatına kavuşmuştur. Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti bu büyük liderin idaresinde ve onun gösterdiği yolda Milli Mücadele’deki müstesna yerini almışt

1 Bıyıklıoğlu, Tevfik, Trakya’da Milli Mücadele, Ankara 1987, 1. c. S. 153-154.

2 Aynı eser, 1. c. s. 123-124, Edirne Vilâyeti Muhacirîn Müdürü Ali Seyfeddin Tülümen ve Batı Trakya Komitesi kurucularından Hüseyin Sabri Tüten ile yapılan konuşmalardan naklen.

3 Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi’nin resmen kuruluş tarihi, Nizamnâme ve Beyannamesini Edirne vilayetine teslim ettiği tarih olan 1 Aralık 1918 günüdür.

4 Trakya-Paşaeli Gazetesi, 2 Aralık 1918. no: 1.

5 Trakya-Paşaeli Gazetesi, 2 Aralık 1918. no: 1. Tasvir-i Efkâr, 7 Aralık 1918, no: 2583.

6 Tasvir-i Efkâr, 7 Aralık 1918, no: 2583; Vakit. 2 Aralık 1918. no: 399; Söz, 2 Aralık 1918, no: 20; Ati (İleri), 2 Aralık 1918, no: 324; Tarik, 2 Aralık 1918, no: 20; Alemdar, 2 Aralık 1918, no: 156-1556.

7 Trakya-Paşaeli 2 Aralık 1918. no: 1; Tasvir-i Efkâr, 7 Aralık 1918, no: 2583.

8 Cemiyetin kuruluş beyannâmesi, Trakya-Paşaeli Gazetesi’nin ilk nüshasına ek olarak verilmiş orijinalinden matbaada basılarak çoğaltılmış, üzerinde tarih kaydı yoktur. Cemiyet Programına uygun olarak Reis Mestan Efendi ve on iki aza tarafından oluşturulmuş idare heyeti imzalarıyla yayımlanmıştır. Tam metin için bk.: Trakya-Paşaeli 2 Aralık 1918 no:.

9 Bu beyanname, Bıyıklıoğlu’nun eserinde kuruluş beyannâmesi olarak verilmiştir. Tam metin için bkz. Trakya-Paşaeli, 10 Mart 1919, no: 15; Tevfik Bıyıklıoğlu, I. c. s. 130-131.

10 Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasi Partiler, İst. 1952, s. 479’da “Cemiyet Türk unsurunun fiili mukavemetini artırmak ve teşkilandırmak üzere Müdafaa-Hukuk (Tecavüze fiili mücadele) ve silâhla mukavemet gayesiyle kurulmuş ilk Cemiyettir.” Ahmet Bedevi Kuran, Osmanlı İmparatorluğu’nda İnkılâp Hareketleri ve Milli Mücâdele, İstanbul 1956, s. 623 de “Silahla mukavemet gayesine müsteniden kurulmuş ilk cemiyetlerden biridir “ şeklinde aynı görüş belirtilmiştir. Bu iki kaynakta cemiyetin silâhlı mücadele gayesiyle kurulduğunu hiçbir kaynak vermeden ileri sürmüşlerdir. Ancak Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi, kuruluşundan bir buçuk sene sonra topladığı Lüleburgaz Kongresinde (31 Mart 1920) silâhlı savunma kararı almıştı.

11 İsmail Suphi Soysallıoğlu, “Trakya Garben ve Şarken Baştan Başa İliklerine kadar Türk’tür Müslümandır”, Trakya-Paşaeli, 17 Mart 1919, no: 16.

12 Trakya-Paşaeli, 15 Temmuz 1919, no: 32.

13 Trakya-Paşaeli, 15 Temmuz 1919, no: 32 (Trakya Kongresi).

14 Trakya-Paşaeli, 16 Aralık 1918, no: 3. İstanbul heyeti adına gönderilen Telgrafta: “İstanbul’da Cağaloğlu’nda, cemiyet heyetinin teşkil edildiğini ve çalışmalara başlandığını memleketimizin yetiştirdiği bu hakimiyetli gençlerin memleketimizin hakk-ı meşrûlarını müdafaadaki kudretlerini ve muvafakiyetlerini Cenab-ı hak’tan dileriz” denilmektedir.

15 Trakya-Paşaeli, 30 Aralık 1918, no: 5.

16 Trakya-Paşaeli, 6 Ocak 1919 no: 6.

17 Trakya-Paşaeli, 16 Aralık 1918. no: 3.

18 Trakya-Paşaeli, 30 Aralık 1918, no: 5.

19 Trakya-Paşaeli, 6 Ocak 1919, no: 6.

20 Trakya-Paşaeli, 30 Aralık 1918, no: 5.

21 Trakya-Paşaeli, 30 Aralık 1918, no: 5.

22 Trakya-Paşaeli, 15 Temmuz 1919, no: 32.

23 Trakya-Paşaeli, 30 Aralık 1918, no: 5.

24 Hüseyin Hilmi Bey’in mektubu için bkz. Trakya-Paşaeli, 3 Şubat 1919 no: 10.

25 Muvakkit, 21 Ocak 1919, no: 448.

26 Vakit, 14 Aralık 1918, no: 411; 17 Aralık 1918, no: 414; 26 Aralık 1918, no: 423.

27 Ali Galip, Vesaik-i Resmiye’ye müstenid Bulgar Mezalimi (2) Trakya-Paşaeli, 30 aralık 1918, no: 5, Pomak Abdulkerim, Bulgar zulümleri, Trakya-Paşaeli, 13 Ocak 1919 no: 7; Bulgarların yeni Zulüm ve Şenaatleri, Trakya Paşaeli 10 Eylül 1919, no: 37 Garbî Trakya’da Yeni Bulgar Mezalimi Trakya-Paşaeli, 3 Ekim 1919, no: 40.

28 Türk Dünyası, 25 Ağustos 1919, no: 5 “Trakya’da Bulgar mezalimi Yeniden başladı”.

29 Trakya-Paşaeli, 27 Ocak 1919, no, 9; Bıyıklıoğlu, 1. c. s. 159-160, Abdürrahim Dede, Balkanlar’da Türk İstiklal Hareketleri, İst. 1978, s. 63-68; Yeni Gazete, 24 Ocak 1919, no: 56-1620; Tasvir-i Efkar, 24 Ocak 1919, no: 1-2631.

30 Trakya-Paşaeli, 11. 16 Aralık 1918, no: 2-3.

31 Trakya-Paşaeli, 13 Ocak 1919, no: 7.

32 Trakya-Paşaeli, 11 Eylül 1919, no: 667.

33 Edirne Vilayet Salnamesi, İstanbul 1309, Bıyıklıoğlu. II. c.

34 Trakya-Paşaeli, 24 Mart 1919, no: 17; Gazete’de sürmanşet olarak verilen haberde “Trakya’nın Hukuk-ı Milliye ve İslamiyesini müdafaa etmek üzere Paris Sulh Konferansı’na muteveccihen yola çıkmışlardır. Hakk-ı kavim ve kadimi her surette sabit olan Trakya Müslümanlarının hukukunu müdafaa hususunda siyasi mümessillerimizin muvaffakiyatına dua eyler cenab-ı muvaffakkü’l umurdan tevfikât-ı sübhaniye temenni eyleriz. Mevlâ selâmet versin” deniliyordu.

35 Trakya-Paşaeli 14 Mayıs 1919, no: 24; Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar c. 1, Ankara 1977, s. 146; Tayyip Gökbilgin, Milli Mücadele Başlarken, c. 11, Ankara 1965, s. 32.

36 Trakya-Paşaeli 15 Temmuz 1919, no: 32 (Trakya-Kongresi).

37 Trakya-Paşaeli, 15 Temmuz 1919, no: 32 (Trakya Kongresi) Geniş bilgi için bk. Güner Zekai, Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Kuruluşu ve Faaliyetleri (1 Aralık 1918-13 Mayıs 1920) Ankara 1998.

38 Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Şükrü Bey tarafından Mustafa Kemal Paşa’ya 8. 11. 1919 tarihli şifre telgraf, Nutuk III. c. ves. no: 295.

39 Bıyıklıoğlu, Trakya’da 1. c. s. 209-210’dan naklen 1. Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar Bey’in Heyet’i Temsiliye’ye 15 Şubat 1920 tarihli raporu.

40 Nutuk III. c. Ves. no: 247; Faik Reşit Unat. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kuruluşuna dair vesikalar, Tarih Vesikaları Dergisi s. 1.

41 Bıyıklıoğlu, Trakya’da 1. c. s. 216 (Gelibolu Mebusu Şakir Bey’in Edirne Kongresindeki beyanatı), Edirne Kongresi Tutanağı, T. İ. T. E. arşivi no: 29’4125, “Trakya-Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Merkez Heyeti’nin 7 Nisan 1920 kararı Merkez Heyeti Karar Defteri, Kasım Yolageldili Evrakı”.

42 Osman Nuri Peremeci, Edirne Tarihi, İst. 1940. s. 402.

43 Lüleburgaz Kongresi için bk. Bıyıklıoğlu, 1. c. s. 217-219; Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi, Ank. 1988, s. 146; Gotthard Jaeschke, s. 96; Fahri Belen, Türk Kurtuluş Savaşı Ank. 1983, s. 191; Sebahattin Selek, Anadolu İhtilali, s. 95, 97, 99: Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasi Partiler, s. 479-80; Kamil Erdeha, Milli Müc. Vilayetler… s. 434-35; Türk İstiklal Harbi, II. c. Batı Cephesi 2. kısım s. 257; Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar III. s. 80-82; Yurt Ansiklopedisi “Mütareke ve Milli Direnmede Edirne”, s. 2380-83.

44 Mustafa Kemal Paşa’nın direktifiyle Edirne Milletvekili olarak üç kişi seçilmiştir: Kazım (Karabekir) Paşa, İsmet (İnönü) Bey, Cafer Tayyar (Eğilmez) Bey. (T. B. M. M. Zabıt Ceridesi, I. Devre, c. 10, 6 Nisan - 20 Haziran 1921, Ank. 1958, s. 195).

45 San-Remo kararları ve Yunan Taarruz hazırlıkları için bkz. Kazım Özalp, Milli Mücadele 1919-1922, c. 1. Ank. 1988, s. 126-134.

46 İkdam, 9 Mayıs 1920, no: 8346. “Edirne’de bir ictima. Bu gün pazar günü Edirne’de Trakya’nın muhtelif cemaatlerinden, heyetlerinden muntehib azasından mürekkep bir meclis akd-ı içtima ederek Trakya’nın vaziyet-i hazırasını tedkik edeceklerdir. ” şeklinde duyurulmuştur.

47 Edirne Kongresi için bk. Bıyıklıoğlu, Trakya’da. l. c. s. 249-290; Tunaya s. 480; Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi, s. 164; Jaeschke s. 103, Erdeha, Mil. Müc. Vilayetler ve Valiler, s. 443-44; Türk İstiklal Harbi, II. c. Batı Cephesi, 2. Kasım, s. 258-59.

48 Edirne Kongresi Tutanağı. T. İ. T. E Arşivi, no: 29’44125, Bıyıklıoğlu I. c. s. 287-88.



Yüklə 13,38 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   106




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin