KENTİN GELİŞMESİ
540
541
KENTİN GELİŞMESİ
ATLAS UNIVERSE.L P l. A N
ITUUIEl
- ^ :
......
-:, .5^^"*v^"^*';V-v/^;>; ^SS^tö***^/^ * A vî\ • ı ı'*^fc^j&«
•••£• M»r««" • ' rt*rf*«", S, -/••"•' '^'^"d^fe8*^''''/^ ' 1rt**"*W- "S**-***"-*!*-™-^ : "-:
:^ -v • . ^^^^^slflsîii^î^l^-'^S^-^isr^:-:. ;••• :
' : -'-
«»...««i^fİ®?^ ..rtSlfp. ,>»":"•" .^
^i\'t^-^^%^^^âŞ-^^^^':'vW'^ K$ffp iî>?^^;S|v?^$îî«»^'»-^u%:5^^î^l^^^^t|Jl§!(i^''^^S ftiSslI^'fe^'•»'"••'•'••-•v^ '^-^'V
19. yy'ın sonlarına doğru Galata. Kulesi'nden istanbul panoraması (I). Sebab & Joaiüier/Nun Akbayar koleksiyonu
-.• " {}^J^"",i^»Jİ- "-•'" -\<'\ S/^.^:''~^^,K^f^*:^ --?.:-...,((:J,;,;.:,;:. .-;..-.,..,-.-;,,-,v_.-v--, ,,- --...-.,, ._.--. s._.-/^,,,/ v^,^ ^ ^ Ji_^,^ ,^;;.t ^v
< V >-'«»^»>^»şı|p%gp^s -
''•- ı- 'V -/« /^%X - ^'îfe A^^^^^^^ îfr^t^-'^j*
j C: mi Şp^îi^^psftCl^^ş^îr'ISsip^^ ••'L'x:-."I,v- ' ,;•'
ı : ( \ i%j\h^^^S^§s^^^1^^^^^^^^»^^Kİ?^fiai^S^^o'* ^«llWI^8llflîBiSfjSlii|s*S«5y^1 ıs^'"k s. :
i ''-«fl^tgP^^lSieöl'iîS ^^S r fr-~'«. - ,
-/^'^SSlSsiftİSSRIllS^^
liç'e bakan yamaçlarda yerleşme yoğunlaşmış, Boğazkesen Tophane ile birleşmiş, Cihangir yamaçları Fındıklı'ya doğru dolmaya başlamıştır. Teşvikiye'de(-*) 18. yy' m sonlarında bir mescit yapıldığına baka-
19. yy'ın sonlarına doğru Beyazıt Yangın Kulesi'nden istanbul panoraması (I). Sebab & Joaülier/Nuri Akbayar koleksiyonu
IK^-!-,y.'-;;>'-•.-, Yj^. " ,V -•?.^(,.1'i,\{^:-;-X^ , vfr.v>'j-^y v« ^,VJ\;V-.''>/_ v?!'t!vl>ir"V!?ii'vVL'= ' .?-., ?^3Şey5î,.lJ:l'*****?~* • ->,,:" •-- -
., /&Ş|««fe0'£fl\' l^!li>Jilifci;İ|l^;ll*^l|^l*İfe
• w^iySffl^^îO'^^^^S^SSft gs#?sl '':-^4'&Nj,r-cS'i?SsSS iüî?;fŞ-5s?-^î"'>«»
- 7/4ffe#ıBG? iî-"¥-£i5?S'iî' ^-'-J^m^Vcg fSfife'S S-^W^0=«^PİİÎ*l:h:"? •-'x:"Sİ*'*;;i
•>/•• ,^10i^î{iîi^^^^^
. iy^?jÖ^|^^»iâ^S^İ?^^^^İW'ffi^Î4~'"NSî' *; •-SiS'i*'fe!|*İ*>, 'Sf^V^^fîîlİŞ -
19. yy'a ait bir istanbul haritası (üstte) ve yangında yok olan mahalleleri (boş olan yerler) gösteren 1918 tarihli istanbul haritası. Atlas Üniversel, 1877/ F. Muhtar Katırcıoğlu koleksiyonu (üst), Doğan Kuban koleksiyonu
rak Beşiktaş'ın sırtlara doğru uzandığı da söylenebilir. Boğaziçi'nde gelişme deniz ulaşımına bağlı olarak hep kıyıdan yamaca doğru seyrekleşerek olmuştur. Bu "pat-tern", denizin yerine karayolu geçtiği za-
man bozulmuştur. Sadece Galata surları dışında Beyoğlu ve onun uzantısı olan mahalleler kentin gelişme dinamiğinin başka bir boyutuna işaret ederler.
18. yy'da İstanbul'a Batı'yı tümel bir vizyon olarak getiren yapıların başında kışlalar gelir. Bunların kent görünümüne katkıları, bugün gökdelenlerin yaptığı kadar, belki de daha fazlaydı. Büyük boyutlu ve yabancı üsluplarda inşa edilen bu askeri kışlalar 19. yy'ın kozmopolit başkentini görsel olarak hazırlamışlardır. 19. yy'ın yeni sarayları dışında, günümüzde bile İstanbul' un tümüyle Batılı en anıtsal yapıları, kışlalardır. I. Abdülhamid döneminde Cezayirli Hasan Paşa'mn(->) üç katlı, masif Kalyoncu Kışlası(-0, III. Selimin Halıcıoğlu'n-da yaptırdığı iki katlı çok gösterişli Hum-barahane, Tophane ve Selimiye kışlaları, Halil Paşa'nın Taksim'de yaptırdığı Topçu Kışlası, kentin uzak semtlerine, Kuleli'ye, Ayazağa'ya yaptırılan kışlalar, hem üslupları ve malzemeleri, hem de hiç alışılmamış boyutlarıyla İstanbul peyzajını tümüyle değiştirmişlerdir. Bunların hepsi eski hasbahçelerin, köşk ve kasırların, sarayların arsalarına, onları yok ederek, inşa edilmişlerdir. İstanbul'un alçak, yatay konut alanları, kubbe ve minare ile vurgulanmış kent peyzajında bunlar, imparatorluğu ayakta tutacağı varsayılan ordunun her şeyin üzerinde gelen önemini simgesel olarak da işaretleyen yapılardır. 19. yy'da yapılan kışlalar da aynı tasarım geleneğini sürdürürler.
İstanbul'un kentsel gelişme tarihinde bir diğer önemli öğe Lale Devri'nden bu yana Türk bahçe düzenlemesine saray tarafın-
dan sokulan Fransız saray bahçelerinden esinlenilen düzenlemelerdir, islam uygarlığı, su motifinin önemli rol oynadığı, geometrik kurgulu bahçe tasarımım Emevi ve Abbasi dönemlerinde anıtsal boyutlara u-laştırmıştı. Fakat Anadolu'da ve Osmanlı döneminde bunun yerini daha doğal, geometrik düzenini küçük köşk ve kasırlar çevresinde kuran, daha çok iki tarafı ağaçlı yol, havuz ve köşk motifleriyle yetinen bir bahçe anlayışı almıştır. İstanbul'daki hasbahçelerin Lale Devri'nin Sa'dâbâd tasarımına kadar, daha gelişmiş bir bahçe düzeni geliştirdiklerini görmüyoruz. Ne var ki bütün 18. yy boyunca yapılan saray bahçelerinden de yapılar gibi hiçbir örnek kalmamıştır.
III. Selim döneminde Batı'nın bilimsel ve teknolojik üstünlüğünü hazırlayan koşulları bilinçli olarak topluma mal etme çabalan yoğunlaşmıştır. Bu çağın İstanbul' unun fiziksel varlığının en tümel görsel betimlemesini sultanın ve kız kardeşi Hatice Sultan'ın mimarı Melling'in desenlerinde buluyoruz. Bu resimlerin yapıldığı sırada Boğaziçi dünyanın en güzel yerleşmelerinden biri olmalıdır. Suriçi ve Haliç de bu kentsel gösteriye, hiç olmazsa dışarıdan algılanan bir peyzaj olarak katılıyorlardı. Melling'in desenleri ve İstanbul'un bilimsel olarak çizilmiş ilk planı olan Kauffer' in(->) planını inceleyerek 19. yy'ın başında eşsiz bir fizyonomiye sahip kentin betimlemesini yapabiliyoruz.
III. Ahmed dönemine kadar tamir gören surlar, artık savunma için bir anlam taşı-
masa bile, varlıklarını sürdürüyorlardı. Konik çatılarını koruyan kuleleriyle Yedikule Hisarı kenti batı yönünde görsel olarak bitiriyordu. Marmara kıyılarında sur dışına taşan bir yerleşme yoktu. Topkapı Sarayı kıyıya setler ve kasırlarla iniyor; Saraybur-nu'ndaki sahilsaray ile yukarıdaki harem arasında büyük bahçeler bulunuyordu. Saray surlarının dışında bazı ünlü köşkler vardı. Saray mutfaklarının arkasındaki bahçelere de bazı köşkler serpiştirilmişti. Kentin Marmara'dan görünen siluetine saray ve Yedikule arasında, alçak ve sık bir konut dokusu üzerinde yükselen camiler e-gemendi. Kentin limandan algılanması daha farklıydı. Gerçi Haliç peyzajına yine büyük külliyelerin siluetleri egemense de Eminönü'nden başlayarak Halic'e doğru sıralanan iskeleler, kagir depolar, onların arkasında hanlar, kıyıda Yeni Cami, Rüs-tem Paşa gibi camiler, öte yakada surları ve limanı, iskeleleri ve kulesiyle Galata ve iki yaka arasında limanı dolduran yüzlerce, belki de binlerce kayık, pereme, ticaret gemisi, İstanbul'u her dönemde çekici yapan görkemli ve dinamik liman mekânını yaratıyordu.
Melling'in desenleri bu yoğun liman ak-tivitesinin Ayvansaray'a ve Galata yakasında tersanenin varlığı nedeniyle Kasımpaşa kıyılarına uzandığını gösteriyor.
Ayvansaray'dan sonra Eyüp'e kadar sa-. dece kıyılarda ince bir yalı sırası görünüyor. Fakat Eyüp yamaçlara uzanan bir yerleşme alanıdır. Halic'in diğer yakasında Kasımpaşa'da tersane, anıtsal kışlalar ve
depolar, büyük bir alanı kaplayarak kentin bu bölgesine, bugüne kadar uzanan büyük bir şantiye havası getirmişlerdir. Kasımpaşa semt olarak Piyale Paşa Camii'ne kadar uzandığı gibi yamaçlara da çıkmaktadır. Fakat Hasköy'den sonra Kâğıthane' ye kadar Aynalıkavak Kasrı'm ve Hasbah-çesi'ni de içeren bir yalıboyu yerleşmesi vardır. 18. yy'ın sonunda Halic'in bu yakasında yamaç ve tepeler bahçe ve korularla doludur.
Galata'mn Boğaz yönünde eski Tophane büyütülmüş ve kıyıya, çok büyük boyutlu topçu kışlaları yapılmıştır. Onların arkasında yabancı sefaretler ve onların büyük bahçeleri yerleşmiştir. Cihangir, Sıra-selviler, Fındıklı yamaçlarında seyrek yerleşme alanları oluşmuştur. Kıyıdaki yalı dizisinin arkasında Sıraselviler'le Beşiktaş a-rası, 18. yy'da henüz iskâna açılmamış, mezarlık ve bahçelerle dolu, doğal topografyasını koruyan bir alandır. Beşiktaş ise Viş-nezade'ye kadar genişlemiş büyük bir semttir.
Bugün bir "Boğaziçi uygarlığından söz ettiren kıyı yerleşmesi, Lale Devri'nde olduğu gibi, tümüyle aristokratik bir sayfiye niteliğindedir. Büyük sahilsaraylar, vadiler içindeki eski Boğaz köyleri arasında, onları birbirlerine bağlayan görkemli konut dizileri olarak uzanır. Bütün Boğaziçi bu saraylara hizmet etmektedir.
Boğaziçi'nde ulaşımın sadece denizden kayıklarla yapıldığı o dönemde, sahilsaraylar önde dar bir rıhtımla denize, arkada da tepelere kadar uzanan bahçelere sahipti-
Dostları ilə paylaş: |