ÜSTÜn yetenekli Çocuklar



Yüklə 2,52 Mb.
səhifə39/43
tarix15.01.2018
ölçüsü2,52 Mb.
#37978
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   43

Farklılığı kabul etme

Tüm anne babaların, özellikle bizim kültürümüzde sıkça sergilediği yanlışlardan birisi çocuklarını akranlarıyla ya da birbirleriyle kıyaslamaktır. Üstün yetenekli, yani doğası gereği öbür çocuklardan bazı açılardan farklı olan bu tür çocuklar kendi üstünlüklerinin yadırganmasına ve zaman zaman da bu yüzden dezavantajlı duruma düşmeye, hatta cezalandırılmaya katlanmak zorunda kalırlar. Çevrenin baskısının daha belirleyici olduğu küçük yaşlarda ve ergenlikte bu durum yeteneklerin söndürülmesi, baskı altında tutulması ya da başka kanallara yönlendirilmesi gibi durumlara yol açabilir. Her çocuk türünün ve gelişim aşamalarının ve içinde yaşadığı kültürün özelliklerini sergiler. Ancak her çocuk bunu başka başka yollarla, biçimlerle yaşar. Bu anlamda herkes özgündür, tam anlamıyla kimse kimseye benzemez. Bu farklılık varolmanın kanıtıdır. Üstün yeteneklilerin daha da farklı varolma mücadelesinde aileye düşen görev, tezahür biçimi ne olursa olsun bu farklılığı gerçekçi biçimde görmek ve elden geldiğince yönlendirerek gelişmesine katkıda bulunmaktır.


Yapılandırma, sınırlar çizme

Üstünlüklerinin farkına varan ve çevrelerindeki kişileri şu ya da bu yolu kullanarak yönlendirebileceklerini gören üstün yeteneklilerin sınırlarını görme ihtiyacı vardır. Hem kendi güçlerinin sınırlarını hem de çevrenin kabul sınırlarını sınamak isterler. Bu sınama işi günün birinde kendilerinden daha üstün yetenekli birisi ile karşılaşıncaya ya da iyi yapılandırılmış, yani sınırları iyi çizilmiş işlerde başarısızlığı tanıyıncaya kadar gider. Bu nokta, özellikle küçük ve dar çevrelerde büyümüş üstün yeteneklilerde ergenliği de aşan çağlara kadar uzayabilir. Gerçekçi zorluklarla (challenges) ve Dabrowski’nin deyişiyle (Dabrowski, 199?) “olumlu çözülme” (positive disintegration) ile pekiştirilmeden gelişen sahte özbenlik ve bunu izleyen hayal kırıklıkları üstün yetenklileri zor çocuk yapan sorunların başında gelir. Üstün yetenekliler okullarında biraraya gelen cocukların en çok kişiliklerinin bu yönüne ilişkin sancılarından kurtulma fırsatı buldukları için bu tür okullardan hoşnut kaldıkları yaygın bir gözlemdir. Bu tür yerlerde herkes birbirinin bir yönde ve bir yere kadar “haddini bilmesine” yardımcı olur. Haddini bilmek kendini bilmektir ve üstün yeteneklilerin buna çok ihtiyacı vardır. Ailedeki bireyleri yetenekleri ne olursa olsun, bazı kuralların konması, bunlara uyulması, uymayanların bunun sonuçlarına katlanması kaçınılmazdır. Eğer bu kurallar üstün yeteneklisi de dahil olmak üzere aile bireylerinin tümünün katkısıyla, tartışılıp, uzlaşılarak alınmışsa uygulanmaları daha kolaylaşır. Uygulanamamaktaysa, çocuk sınırlarını sınama işini başka ortamlara taşır. Yapılandırmanın bir önemli tamamlayıcısı da ailenin çocukla ilgili beklentilerinin düzeyinin yüksek olması ve çocuğun da bunu bilmesidir. Üstün yetenek daha çok sorumluluk ve çabayı da beraberinde getiren bir özelliktir. Çocuğun bunun bilindiğini bilmesi önemlidir. Atasözündeki gibi “büyük dağın karı fazla olur”.


Bir usta öğretici, bir “mentor” bulma

Çucuğun yetenek alanında onu iten iyi anlayan, bir anlamda o işin ustası olan bir yetişkinle çalışması ya da çocuğun kendisine rol modeli alabileceği nitelikte bir yetişkinle iletişim içine girmesi onun gelişimini hızlandırır ve yönlendirir. Bu kişi aile ya da dost çevresinden bir yetişkin olabileceği gibi, zamanı ve emeği profesyonelce sağlanan bir usta ya da uzman olabilir. Özellikle, kütüphane, atelye, öğrenme merkezi ya da klüp gibi hobi mekanları bulunmayan bizimki gibi kültürlerde işten anlayan birilerinin yardımını almak yerindedir. Bu kişinin uzmanlık alanındaki üstünlüğünün yanısıra, kişilik özellikleri, dünyaya bakışı, çocukla paylaştığı değerleri açısından da aileye ve çocuğa yakın olması tercih edilmelidir. Bloom, (Boom, 1985) çocuğun yaşı ve ustalık derecesi arttıkça, dostça ve oyunla yaklaşan öğreticiden, teknik beceriyi öne çıkartan ustaya ve nihayet mükemmelin peşinde koşan zirvedeki mentora doğru ilerleyen bir örüntü saptamıştır. Ülkemizde büyük ailede çocuğun “ona çekmiş” diye tanımlandığı bir akrabanın, daha küçük ailede ise büyükanne ya da büyükbabanın bu işi üstlendiğini ve doğal olarak ancak kendi sınırları içinde çocuğa katkıda bulunabildiklerini gözlemekteyiz.


Diğer üstün yeteneklilerle ve aileleri ile dayanışma

Okuldan ya da özel eğitim kurumlarından yardım alamadığı için kendilerini yalnız, yalıtılmış ve çaresiz hisseden ailelerin yapabileceği en yararlı işlerden birisi kendileri gibi sorunlar yaşamakta olan diğer üstün yeteneklilerle çocuklarını tanıştırmak, aileleriyle kendilerinin tanışmasıdır. Çoğu kez kez sorunların yalnızca kendi çocuklarına özgü olmayıp, belli ölçülerde başkalarının da benzer sorunlarının bilinmesi bile rahatlatıcıdır. Ortak çözüm yolları bulunabilir. Yaratılan sinerjiden hem çocuklar hem de aileler yararlanabilir. Üstün yeteneklilerin haklarını korumak özellikle başlangıçta pek çok ülkede önce ailelerin mücadele etmek zorunda kaldığı bir uğraşı olmuştur. Bu tür mücadelede kavgacı olmaktan ve kurumları karşı taraf gibi görmekten çok, sorun çözmeye çalışan ortaklar olarak davranmanın daha çok işe yarayacağı söylenebilir. Ülkemizde sınırlı da olsa etkinliğini sürdüren Türkiye Üstün Yetenekli Çocukları Eğitim Vakfı (TÜYÇEV) bu amaçla kullanılabilir ya da İstanbul dışında yerel küçük, resmi ya da özel gruplaşmalara gidilebilir. Milli Eğitim Bakanlığı ve tek tek okul müdürlerinin basını da devreye sokan bu tür gruplaşmalar karşısında daha kolay işbirliğine yanaştıkları yaygın bir kanıdır.


AİLENİN DESTEKLEYEBİLECEĞİ ZENGİNLEŞTİRME ETKİNLİKLERİ

Zenginleştirme ya da zenginleştirimiş etkinlikler gibi kavramlar sık sık yanlış anlaşılmakta, bu kavramlara ailenin zenginliği ile, para ile satın alınacak oyuncak, malzeme, özel paralı eğitim olanakları gibi maddi zenginliğe ilişkin anlamlar yüklenmektedir. Oysa kastedilen yaşantıların zenginleştirilmesidir. Yani, farklı mekanlar, nesneler, kişilerle etkileşim; anlamlı ve kritik, çocuğun gelişiminin o anında önemli yaşantılarla karşılaşma şansıdır. Bazan maddi imkanları son derece geniş ailelerin çocuklarının yaşantı açısından son derece yoksul, kısıtlanmış, aşırı korunmuş ve yalıtılmış ortamlarda bulunduklarını gözlemek mümkün. Bunun tam karşıtı olarak, sınırlı maddi olanakları olan, ancak geniş aile desteği, güvenli çevrenin varlığı ya da ana babanın yapıcı ve bazan cesurca desteği ile çocukların yaşadıklarını zenginleştirme fırsatını yakaladıkları görülmektedir. Beklenmedik durumlarla karşılaşma, uyum ve başetme becerileri geliştirme, neleri ne kadar yapabileceklerini kestirme, kendine güvenmeyi ve bu konuda gerçekçi olmayı başarma, üstün yetenekliler için küçük yaştan itibaren temel eğitimlerinin kaçınılmaz bir parçasıdır. Ülkemizde yapılan araştırmalar (Şahin, 1995), kendine saygı ve özgüven açısından üstün yeteneklilerin normal çocuklardan daha düşük düzeyde bulunduğuna işaret etmektedir. Bu durum, örneklemdeki çocukların kendileri ile ilgili yüksek beklenti ve standartları ile açıklanabilirse de bu tür yaşantılardan mahrum bırakılmasının da söz konusu güven eksikliğine katkıda bulunduğu düşünülebilir.

İnsanın doğanın bir parçası olduğu gerçeğini kentin koşuşmacalı günlük yaşamında unutan ana babalar, çocuklarını en büyük ve iyi bir öğreticiden yoksun bıraktıklarının çoğu kez farkında bile değildir. Oysa doğa, insanın terbiyesinde büyüyen bahçesi, çiftliği ile ya da ormanı, dağı, denizi ile, evcil ya da vahşi hayvanı ile çocuğun yaşamın temel konularını ve değerlerini öğreneceği mükemmel bir ortamdır. Öyle ki, kritik gelişme dönemlerinde doğadan kopuk büyüyen çocuklarda bu yoksunluğun tüm yaşamı etkileyebilecek bir yabancılaşmaya yol açabildiği ve telafisinin çok zor olduğu söylenebilir. Ailenin yaşadığı yer ve koşulları ne olursa olsun, çocuğun doğa ile ilişkisi sağlanmalı, bu ilişkinin nereye kadar gidebileceğine çocuğun ilgisine bakarak karar verilmelidir. Doğa ile ilişki kendi başına bir zekâ türü olmanın ötesinde tüm zekâ biçimlerinin gelişimi için bir önkoşuldur.
SONUÇ

Tıpkı öteki özel eğitime muhtaç çocuklar gibi üstün yetenekliler de ülkemizde uygun eğitim ortamı bulamayan çocuklar grubundadır. Bu bir tür eğitim dışı bırakılmanın bedelini öncelikle çocuklar sonra da aileleri, öğretmenleri ve bazen da bunların yakınında bulunan diğer kişiler ödemektedir. Ülkemiz eğitimcileri, ekonomistleri ve yöneticileri neyin bedelini ödemekte olduklarının muhasebesini yapacak yeterlikte değildir. Besbelli bu hesabın yapılması ve faturanın ödenmesi gelecek nesillere miras olarak bırakılmaktadır.


Üstün Yetenekli Çocuklar Aileleri ve Sorunları, EDUSER Yayınları, Ankara, 2001
REFERENCES

Davis, G. & Rimm, S. (1998). Education of the gifted and talented. USA, MA: Allyn and Bacon.

Freeman, J. (1993). Parents and families in nurturing giftednes and talent. Bulunduğu eser: Heller, Kurt A., Mönks, Franz J. & Passow, Harry A., (eds.) International handbook of research and development of giftedness and talent. (669-683). Oxford: Pergamon.

MEB. (1999) Sayısal veriler milli eğitim. Ankara.

Sowden, P. & Christian, L. (1999). Parenting the young gifted child: supportive behaviors. Roeper Review, 21:3, 215-221.

Rimm, S. (1996). Parenting for achievement. Roeper Review, 19:1, 57-5

Wechsler, D. (1991). WI SC-III: Wechsler Intelligence Scale for Children (3rd ed.) New York: Psychological Corporation.

Gardner, H. (1993). Multiple intelligenses. New York: Basic Books.

Gardner, H. (1999) Çoklu zekâ: Görüşmeler ve makaleler. İstanbul: ENKA Okulları Yayınları.

Renzulli, J. S. (1986). The three ring conception of giftedness: A developmental model for creative productivity. Bulunduğu eser: R. J. Stenberg & J. E. Davidson (Eds.) Conceptions of giftedness (pp. 53-92). Cambridge, MA: Cambridge University Press.

Sternberg, R. J. (1997). A triarchic view of giftedness: Theory and practice. Bulunduğu eser: N. Colangelo & G.A. Davis (Eds.), Handbook of gifted education (2nd ed., pp. 43-53). Boston: Allyn & Bacon.

Marland, S. (1972). The eduaction of the gifted and talented. Vol. 1 Report to the U. S. Congress by the U.S. Commissoner of education. Washington D. C.: Government Printing Office.

Davis, G. & Rimm, S. (1998). Education of the gifted and talented. MA: Allyn and Bacon.

George, D. (1995). Gifted education: Identification and provision. Great Britain: David Falcon Publishers.

Jackson, N. & Klei. (1997). E. Gifted performance on young children. Bulunduğu eser: N. Colangelo & G. Davis (Eds.). MA: Allyn and Bacon.

Hany, E. (1995). Teachers cognitive process of identifying gifted students. Bulunduğu eser: M. Katzko & F. Mönks (Eds.). Nurturing talent: Individual needs and social ability. Netherlands: Van Gorcum.

Robinson, N. (1993). Identifying and nurturing gifted, very young children. Bulunduğu eser

Gilheany, S. (1995). The Irısh center for talented youth. Bulunduğu eser: M. Katzko & F. Mönks (Eds.). Nurturing talent: Individual need and social ability. The Netherlands: Van Gocum.

VanTassel-Baska, J. (1986). Acceleration. Bulunduğu eser: C. Maker (Ed.), Critical issues in gifted education. Rockville, MD: Aspen Publihers.

Grigorenko, E. & Clinkenbeard, P. (1994). An inside view of gifted education in Russia. Roeper Review. 16:3, pp.167-171.

Braggett, E. (1993). Programs and practices for idetifying and nurturing giftedness and Talent in Australia and New Zealand.. Bulunduğu eser:: K. Heller, F. Mönks & H. Passow (Eds.). International handbook of research and development of giftedness and talent. pp. 815-832. Great Britain: Pergamon Press.

Freeman, J. (1992). Education of the gifted in a changing Europe. Roeper Review. 14:4, pp.198-200.

George, D. (1992). Gifted education in England. Roeper Review. 14:4, pp. 201-203.

Urban, C. & Sekowski, (1993). A. Programs and practices for identifying and nurturing giftedness and talent in Europe. Bulunduğu eser: K. Heller, F. Mönks & H. Paaow (Eds.). International handbook of research and development of giftedness and talent. pp. 779-796. Great Britain: Pergamon Press.

Girgorenko, El & Clinkenbeard, P. (1994). An inside view of gifted education in Russia. Roeper Review. 16:3, pp.167-176.

Frydenberg, E. & O’mullane, A. (2000). Nurturing talent in the Australian context: A reflective approach. Roeper Review. 22:2, pp. 78-85.

Milgram, R. (2000). Idetifying and Enhacing Talent in Israil: A high national priority. Roeper Review. 22:2, pp.108-110.

Baykal, İ. (1953). Enderun mektebi tarihi. İstanbul: İstanbul Fethi Derneği Neşriyatı.

Miller, B. (1931). Beyond the sublime port. New Haven: Yale University Press.

Miller, B. (1941). The palace school of Muhammed the Conquerer. Cambridge: Harvard University Press.

Uzunçarşılı, İ.(1945).Osmanlı devletinin saray teşkilatı.Ankara:Türk Tarih Kurumu Basımevi.

Akarsu, F. (1992). Enderun: The palace school for the gifted.

Akkanat, H. (1999). Türkiye’de özel yetenekli çocuklar için ne yapılıyor? World Council for Gifted and Talented Children tarafından düzenlenen “Gifted and talented: A challenge for the new millenium “ başlıklı 13. Dünya Konferansına sunulan bildiri. İstanbul: 2-6 Ağustos.

Davaslıgil, Ü. (2000). Üstün ve özel yetenekli çocuklara ilişkin alt komsyonu. 1. İstanbul çocuk kurultayı, İstanbul çocuk raporu. İstanbul: İstanbul Çocuk Vakfı Yayınları. pp.456-464.

Akarsu, F. (2000). A learning model for İstanbul science and art center (BİLSEM). Gifted international. Fall issue, 2000. (baskıda).

Şahin, A. (1995). The relationship between family structuren and self esteem in gifted children. Bulunduğu eser: M. Katzko. Mönks (Eds.) Nurturing talent. The Netherlands: Van Gorcum.

Bloom, B. (1985). Developing talent in young people. New York: Ballantine Books.

Ross, P. (1993). National excellence. Washigton D. C.: U. S. Government Priting Office.

Üstün Çocuklara Sahip Ailelerin Eğitimi

Ümit DAVASLIGİL*

Çocuklarda sağlıklı bir gelişimin gerçekleştirilmesinde ailelerin rolü büyüktür. Genelde, sorunlu çocuklar sorunlu ailelerden geldiği gibi, sıhhatli bir şekilde gelişen çocuklar da kendi aralarında olumlu etkileşim içinde olan ve çocuk yetiştirme kurallarını doğru uygulayan sıhhatli ailelerden gelmektedir. Bu nedenle, aileler çocuk yetiştirme konusunda eğitilmelidirler. Hele yaşıtlarından farklı özellikler gösteren zekâca üstün ve yetenekli çocuklara sahip aileler, aşağıda belirtilen noktalar çerçevesinde aydınlatılmaya bir kat daha fazla gereksinim duyarlar.

Çocukların merakının giderilmesi - Üstün çocukların önemli özelliklerinden biri meraktır. Bazen yetişkinler çocuklarının sorularını yanıtlamakta zorluğa uğrayabilirler. Böyle durumlarda çocuğa karşı tepkisiz kalmak yerine, çocuklarının gereksinimini karşılayacak başka çözüm yolları bulmalıdırlar. Öreğin; kitaplardan, ansiklopedilerden, dost ve uzman kişilerden yararlanmak gibi. Böylece çocuklarda niçin, sorusunun yerleşmesine neden olacak ve yaşam boyunca sürekli daha iyiyi, gerçeği arama çabaları için zemin hazırlanmış olacaktır.

Anne-babaların iyi dinleyiciler olmaları - İyi birer dinleyici olarak da anne-babalar üstün çocuklarına destek sağlayabilirler, çünkü bu tür çocuklar, düşüncelerini, değerlendirmelerini, çıkardıkları sonuçları diğer yaşıtlarına oranla daha fazla anne-babalarına aktarma ihtiyacı içindedirler. Sürekli çalışan beyinlere sahip bu tür çocuklar gün boyunca birçok bilgi toplarlar. Analiz ve değerlendirmelerini yaparak, topladıkları bu bilgilerin tam bir özümlemesini yapma amacıyla, bunları ortaya koyma gereksinimi duyarlar. İşte anne-babalar çocuklarını dinleyerek, bu bilgilerini toparlamalarına fırsat vermiş olurlar, çünkü konuştukça, daha fazla bağlantı kurma, açık kalan noktaları ortaya çıkarma, çözümlere ulaşma fırsatları yaratılmış olur.

Çocukların tepkilerine duyarlı davranma - Yetişkinin çocuğunun tepkilerine karşı duyarlı davranması, yani daha bebeklik döneminde çocuğun seslendirmelerine yetişkinin sözel tepkilerde bulunması, daha sonraları, çocuğun ilgisini yoğunlaştırdığı konularla ilgili açıklamalar getirip ek bilgiler vermesi, en ufak başarısını ödüllendirmesi, yasakların nedeninin açıklayıp alternatif yollar bulunmasında rehberlik etmesi hem çocuğun kendine olan güveninin artması hem de öğrenme atılımlarının desteklenmesi bakımından yararlıdır.

Gelişim yüzlerinin aynı hızda gelişmediği gerçeği - Üstünlerdeki bütün gelişim yüzlerinin aynı hızda gelişmediği gerçeğini de unutmamalıdır. Çoğu kez zihinsel gelişim sosyal ve duygusal gelişimden daha ileridedir. Anne-babaların çocuklarının bu ileri zihinsel düzeylerinden haberdar olmalarında ve çocuklarıyla bu düzeyde etkileşime geçerek uyarıcı zihinsel bir çevreye olan gereksinimlerini karşılamalarında yarar vardır, çünkü bunun tersi bir durumda çocuklarının duyacağı endişe ve kırıklığı ancak bu şekilde önleyebilirler.

Anne-babalar çocuklarının sosyal düzeylerini yargılarken, zihinsel gelişimlerim değerlendirirken kullandıkları yüksek kriterlere baş vururlarsa, çocuklarına iç çatışma ve gereksiz gerginlik için zemin hazırlamış olabilirler. Aynı şekilde, anne-babalar çocuklarını duygusal gelişimlerini değerlendirirken de bu tutumlarını sürdürür ve duygusal yönden onların gerçektekinden daha olgun olduklarını düşünürlerse, çocuklarını duygusal bakımdan kaldıramayacakları sorun ve durumların yükü altında bırakabilirler. Zekâ düzeylerinin yüksek olmasının, büyürken karşılaşacakları sorunların çözümünde onlara artı bir özellik kazandırmayacağını ve onların hâlâ çocuk olduklarını akıllardan çıkartmamalıdır. Aslında süper zihinsel kavrayışları, ileri sözcük bilgileri ve usa vurma güçleri karşısında, anne babaların böyle bir yanılgıya düşmeleri çok kolaydır. Anne-babaların bu konuda gereğinden fazla beklenti içinde olmamaları için, bu alanla ilgili kavramların, durumların vb.inin bütün uzantılarını, kapsamlarını çocuklarının kavrayıp kavrayamadıklarını durup düşünmelerinde ve duygusal olarak durumu kabul etmeye hazır olup olmadıklarını değerlendirmelerinde yarar vardır.

Mükemmelliyetçilik - Üstün çocuklar ilgi alanları ve duygusal konularla ilgili olarak mükemmelliyetçilik arayışı içindedirler. Çoğu kez bu alanlarda kendilerine koydukları satandartlar anne-babalarının, öğretmenlerinin ve toplumun standardlarının çok üstündedir. Bu durumda anne-babaların çocuklarına olan sevgilerinin, onların üretkenliklerinden, başarılarından ayrı olarak, yani herhangi bir koşula bağlı olmaksızın daima var olduğunu tekrarlamalarında ve bunu çocuklarına hissettirmelerinde yarar vardır. Böylece onların benlik saygılarını, ‘sevgiye değer bir varlık’ şeklinde yapılandırmalarına yardımcı olabilirler.

Mükemmelliyetçilik eğilimi ya gelişme ya da acı üreten bir araç gibidir. Bu eğilim bireyin kendisine odaklandığı zaman kişiyi olağanüstü başarıya götürebilir, fakat diğerlerine odaklanmışsa, genellikle yersiz beklentilere, hayâlkırıklığına ve nefrete sürükleyebilir. Eğer mükemmeliyetçilik tekrar tekrar denemek anlamında ele alınırsa, başarıya götürebilir. Ama eğer bu eğilim paralize olma, kaçınma davranışları veya endişe duyguları ile sonuçlanırsa, başarısızlıktan kaçınmak imkansızlaşır. Mükemmelliyetçilik geleceğe yönelik ele alınırsa, kişiyi daha iyi bir yaşam mücadelesi içine sokar, ama eğer geçmişe yönelik olarak ele alınırsa, kişiyi yapmış olduğu yanlışlardan aşırı ürken bir duruma getirebilir. Mükemmelliyetçiliğin olumsuz yönlerinden bazıları yanlışlardan korkma, bu korkunun ilerideki çabaları engellemesi, kendi standardlarını diğerlerine empoze etme ve birçok alanda aynı anda mükemmel olma çabasına girmedir.


Ailelerin kendilerinin ve çocuklarının mükemmelliyetçilik eğilimleriyle başa çıkmaya yarayacak bazı ipuçları:

• Bu eğilimlerini anne-baba kabul etmeli ve çocuklarının kırıklık duygularını anlayışla karşılamalıdırlar. Kendilerinin de sık sık bu duyguya kapıldıklarını ve nasıl başettiklerini çocuklarıyla paylaşmalıdırlar.

• Böyle bir özelliğin yararlı bir amaca hizmet edebileceği bilincine ulaşabilmelidirler. Bazen ulaşılmaları mümkün olmadığında üzüntü yaratsalar da, ideallerin ve yüksek standardların yararlı olduğunu hem kendilerine hem de çocuklarına hatırlatmalıdırlar.

• Anne-babalar her alanda mükemmelliyetçilik arayışı içinde olmak yerine, kendileri için gerçekten önemli olan etkinliklerde bu arayışa girmelidirler. Çocuklarının hiçbir kimsenin her alanda mükemmel olamayacağı gerçeğini anlamalarına ve kendilerine öncelikler koymaları gereğini kavramalarına yardımcı olmalıdırlar.

• Anne-babalar çocuklarının ilk atılımları başarısız olsa da, mücadeleyi bırakmamaları için onları cesaretlendirmelidirler. Deneye deneye hedeflerine daha yakınlaşacaklarını, yüksek standardlara ulaşmalarının zaman ve çaba gerektireceğini onlara hatırlatmalı ve yaşamdan örnekler vermelidirler.

• Anne-babalar başarısızlıkla karşılaşınca, kendilerini cezalandırmak yerine, enerjilerini gelecekteki başarılarına odaklamalıdırlar. Kendilerini yanlışlarıyla kabul eden bir yetişkin modelini çocuklarına örneklemelidirler. Eğer çocuklar anne-babalarını ara ara mükemmeliyetçi olmayan örnekler sergileyen bireyler olarak görmezler, yanlışların insan doğasının doğal bir parçası olduğu şeklinde bir açıklamayla karşılaşmazlar ve yanlışlardan ders almaları konusunda yetişkinlerden yardım görmezlerse, kendi yanlışlarını kabullenme konusunda tabii ki zorlanırlar.

• Mükemmel olma eğiliminin iyi yönleri olduğu gibi kötü yönlerinin de olduğu gerçeğini anne-babalar çocuklarına açıklamalıdırlar. Bu eğilimi nasıl kullanacağımız konusunda seçim yapabiliriz. Yanlış yapma korkusuyla bu eğilimin bizi ya etkisiz hâle getirmesine izin veririz ya da daha ideal bir dünyanın yaratılması konusunda itici bir güç olarak onu kabul ederiz.

Çift işlevli sosyal etkileşim - Anne-babalar sosyal gelişim evrelerine göre çocuklarının sosyal gelişimlerini desteklemelidirler. Eğer üstün çocuğa yaşıtlarıyla etkileşim içinde olma fırsatı verilmezse, sosyalleşme açısından uyumsuzluk beklenebilir. Çoğu zaman üstün çocuklar yalnız çocuklar olarak karşımıza çıkarlar. Onların yalnızlığı koşulların bir ürünüdür. Yalnızlık öğrenilmiş bir davranıştır ve nedenleri çeşitlidir. Temelde, çocuğun kişisel gereksinimleri ve toplumun baskısı arasındaki çatışmadan kaynaklanır. Toplum üstün çocukların üstün zekâlarının bedelini ödemelerini ister. Örneğin, bir üstün çocuğun itirafları şöyledir:

“Üstün olmamın getirdiği bir sorun, arkadaşlarımın beni kıskanmaları, beni farklı olarak düşünmeleri. Ben kesinlikle kendimin onlardan daha iyi olduğum şeklinde algılanmamı istemiyorum. Aynı şekilde öğretmenlerimin de öyle düşünmelerini istemiyorum. Öyle düşünmeleri benim kendimi yalnız ve farklı hissetmeme neden oluyor.”

İşte anne-babalar bu tür çocuklarının bu alanda sorunlar yaşamamaları için, onların zihinsel düzeyde iletişim kuracakları ve aynı zamanda da sosyal etkileşim içinde olacakları bir arkadaş grubuna sahip olmaları konusunda imkânlar yaratmalıdırlar. Eğer bu iki işlevi aynı arkadaş grubu karşılayamıyorsa, o zaman iki farklı arkadaş grubuna gereksinim vardır. Gruplardan biri zihinsel yönden bu tür çocukları tatmin edebilmeli, üstünlüğün getirdiği yükü hissettirmemeli ve onların paylaşım ve özdeşim içinde olabilecekleri, kendilerine benzer yaşıtlarından oluşmalıdır.

Diğer taraftan üstün çocukların, izciliği, kamp yaşamım, dans ve sporu içeren sosyal yaşlarına uygun grup etkinliklerine de gereksinimleri vardır. İşte aileler bu çocukların küçük yaşlardan itibaren zihinsel ve sosyal yönden gereksinimlerini karşılayacak bir arkadaş çevresi yaratmakta başarısız olurlarsa, arkadaşları tarafından farklı ve acaip olarak damgalanabilirler. Böyle bir damgalanmayı içselleştirme riski taşıyan bu çocukların toplumdan kopma olasılıkları artar.

Harekete dayalı becerilerin geliştirilmesi - Anne-babaların, gelişim evrelerine uygun olarak, çocuklarının psiko-motor becerilerinin gelişimini de teşvik etmelerinde yarar vardır. Sık sık harekî becerilerin üstünlerde beklenen düzeyde gelişmediğine rastlanır, çünkü anne-babalar genellikle zihinsel üstünlüğün üzerinde dururlar ve spor, dans, oyun için gerekli basit harekî becerilerin geliştirilmesi için fırsat yaratmazlar. Bunun sonucunda da çocuklar gülünç duruma düşmemek amacıyla, çeşitli spor, dans ve oyunları denemekte isteksiz kalırlar ve normal yaşıtlarıyla ortak bir noktada buluşma olasılıklarını azaltırlar.


Yüklə 2,52 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin