Uygur Devletleri



Yüklə 6,37 Mb.
səhifə10/49
tarix17.11.2018
ölçüsü6,37 Mb.
#83145
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   49

Bu hadiseden sonra imparator, Bilge Kagan’a yakınlık göstermeye başlamıştı. Ling-chou’yu ziyaret ettikten sonra evlilik işini tamamlayacaktı. Gelişen durumdan gayet memnun kalan kağan Bilge, öğünerek etrafındakilere, kendilerinin Töles boyu olduklarını imparatorun onu kağan yaptığını, prenses dahi verdiğini, üstelik arabasıyla ziyarete geldiğini, kendisinin en şerefli kişi olduğunu söylüyordu. Arkasından vergiler artırmasıyla koyun ve atları çoğaldı, Bazı devlet adamları onu tahrik ederek Sir Tarduşlar ile T’ang ’ın aynı seviyede olduklarını dolayısıyla saraya gitmemesi gerektiğini, eğer malların çoğunun çeyiz için verilmesi halinde halkının üzüleceğini söylüyorlardı. Bilge ise buna karşı çıkıyor ve T’ang imparatoruna karşı gelemeyeceğini ileri sürüyordu.

Bundan sonra imparator T’ai-tsung’a yabancı kavimler vergi sunduğu sırada Sir Tarduşlar bir şey sunmadılar. Çünkü at ve koyunlarının çoğu ölmüştü. Onlardan vergi gelmeyişine kızan imparator seyahatini durdurmuş ve yeni müzakerelere koyulmuşlardı. Devlet adamları onların vergi getirmemesinin Çin için bir hafiflik sayılacağını ve bundan sonra diğer kavimlere kötü örnek olacağının ileri sürerek imparatora evliliğin reddedilmesini tavsiye ettiler. O da tavsiyeleri kabul ederek evlilik işinden vazgeçti.

Çinli prensesle evliliğin gerçekleşmemesi üzerine, Sir Tarduşlar düşmanca tavır takındılar. T’u-li Şad, Ting-hsiang’a hücum ettirildi. Daha sonra gelişecek olaylardan bunun sadece ufak bir tehdit olduğunu anlıyoruz. Çünkü arkasından elçi gönderen Bilge Kagan, Korelilerle Çin arasında yapılan savaşta yardımcı olmak istediklerini bildirdi. İmparator onun bu teşebbüsünü şüphe ile karşıladı. Kendilerinin doğuda bulunmalarından faydalanarak tekrar Çin sınırlarına hücum edeceklerini tahmin ediyordu. Bu arada Koreliler, kendilerine tabi Mo-ho adlı Moğol boyu vasıtasıyla Sir Tarduşlarla ittifak yapmak için teklifte bulundular. Fakat, Bilge Kagan, Çin’e yaklaşmak istiyordu. Bunun için Korelilerle herhangi bir ittifaka yanaşmadı. Aynı sırada hastalanan Bilge Kagan, fazla yaşamadı ve öldü. İmparator T’ai-tsung, kurban keserek onun yas törenlerine uydu (645).355

Sir Tarduşlar onun ölümü üzerine ülkelerini ikiye böldüler. Bilge’nin kadınlarından birinin oğlu Ye-mang’ın T’u-li-shih unvanıyla ülkelerinin doğu tarafını, onun yeğeninin oğlu Pa-chuo’nun Lü Yabgu Kagan olarak batı tarafını idare etmesine karar vermişlerdi. Ye-mang Pai-tao bölgesine gelerek Çin’in askeri hizmetine girdiğini bildirdi ise de diğer devlet adamları onu Lü Yabgu’ya şikayet ettiler. Onun yaptığı sürpriz saldırı sonrası Ye-mang öldürüldü ve ülkenin tek hakimi olarak Lü Yabgu, Hsie-li-chü-li-shih-hsie-shao-to-mi (il küllüg Şad shao-to-mi) unvanını aldı. Bu sırada Çin ordusunun çoğu kuzey doğuda Liao bölgesinde savaşta iken fırsattan yararlanmak isteyerek, Çin sınırlarına hücum etti. Çin imparatoru yine savunma savaşı için önlemler aldı. Tao Tsung, Shuo-chou’ya, Hsie Wan-ch’e ile A-shih-na She-er, Sheng-chou’ya, Sa-hu Wu-jen, Ling-chou’ya mevzilenmeleri için gönderdiler. Chih-ssu-shih-li ile Çin idaresindeki Göktürkler Çin Seddinin dışında kanatlara ayrılarak boynuz gibi olmuşlardı. Bu hazırlıkların büyüklüğünü öğrenen Sir Tarduşlar geri çekildiler.

Sir Tarduş ülkesinde tek başına hakim olan ve Çin’e dahi en kuvvetli zamanlarında akın yapabilen Lü Yabgu Kagan, ülkesinde huzurlu bir idareyi tesis edemedi. Bunun sebebi kendisinin ihtiras sahibi olması idi. Babası zamanındaki değerli vezirlerin çoğunu öldürttü. Arta kalanları da bundan huzursuz idiler. Ayrıca şadlardan A-p’o ile Çinlilerin gönderdiği elçi doğudaki Mo-ho’ların bölgesinde buluştular. Arkasından aralarından çıkan iç savaşta netice alınamadı. Bazı devlet adamları Çinlilerin A-p’o’nun tarafını tutması yüzünden onların askerlerinin geldiğini zannetmeleri üzerine halk endişeye kapıldı ve Lü Yabgu’yu terketmeye başladı. Neticede asker sayısı iyice azalan Lü Yabgu, on kadar süvariyle A-shih-na Shih-chien’e sığınmak üzere yola çıktı. Fakat yolda Uygurlar tarafından öldürüldü. Ailesi tamamen katledildi. Elli altmış bin kadar ahalisi Doğu Türkistan’da küçük devletçiklere sığındı. Bilge Kagan’ın ağabeyinin oğlu Tuo-mo-chih geride kalanlar tarafında İ-t’e-wu-shih Kagan unvanıyla hükümdar yapıldı. Bu arada Çin İmparatoruna elçi göndererek aslında Ötüken’de yerleşmek istediklerini bildirdiler. Çin İmparatoru Ts’ui Tun-li ile Li Shih-chi’ye onları güvenli ve pasif bir halde yerleştirme görevi verdi. Böylece onların ülkeleri yeniden tesis edildi. Tuo-mo-chih, Sir Tarduşların başına geçince eskisi gibi çok sayıda küçük Töles boyu gelip ona itaat ediyorlardı.

Bu durum Çinlileri yeniden endişeye sevketti. Özellikle imparator ani bir Sir Tarduş saldırısından korkuyordu. Li Shih-chi onların üzerine gönderildi. Kendisine verilen emre göre teslim olanlara bir şey yapılamayacak, karşı gelenler ise öldürülecek idi. O, Tuo-mo-chih’nin bulunduğu yere vardığında Sir Tarduş hükümdarı çok şaşırmıştı. Tuo-mo-chih teslim olacağının söyledi ise de gizlice Çinlilere baksın yapmayı düşünüyordu. Fakat, Çinli kumandan onun asıl niyetini öğrenince hücuma geçti ve beş-altı bin kişiyi öldürdü. Yaşlı genç otuz bin kişiyi de yakalamıştı. Bu arada Hsiao Ssu-ye adlı bir elçinin Uygurlara gönderildiğini duyan Tuo-mo-chih, gidip adı geçen elçiye teslim oldu. Çin başkentine gitti, orada Sağ muhafızları generali tayin edildi. Ayrıca orada ikamet etmesi için tarla sunulmuştu.

Sir Tarduşlar yıkıldıktan sonra Chi’pi, Uygur gibi on bir Töles boyu Çin İmparatoruyla temasa geçerek itaatlerini bildirdiler. Sir Tarduşlardan arta kalan A-p’o Ta-kan (tarkan-tarhan)’ı yendi ve binden fazla baş kestikten sonra iki yüz li kuzeye sürdü. 650 yılında Sir Tarduşlardan arta kalan bir kısım Çinli kumandan tarafından Çin’e getirildi ve Ch’i-t’an Chou’da yerleştirildiler.356

669 yılında Sir Tarduşlardan arta kalanlar Çin hakimiyetine karşı isyan ettiler. Ötüken bölgesindeki bu ayaklanmayı T’ang hanedanı imparatoru Kao-tsung, Göktürklere bir ferman gönderip, onlara hücum ettirmek suretiyle bastırdı.357

Ta-hanlar

Ta-han’lar, Chü’lerin kuzeyinde otururlardı. Çok koyun ve ata sahip oldukları vurgulanmıştır. İnsanları iri ve uzundur. Chü’lerle birlikte Kırgızlarla, Chien-hai’ın (Kem Irmağı olabilir) kenarında otururlar. Bunların hepsi eskiden gelmemişlerdi. 649-650’li yıllarda Çin sarayına samur ve at sundular. Bazen bir kere tekrar Çin sarayına gittikleri ifade edilmiştir.358

Tarduşlar

II. Göktürk Devleti’nin kuruluşu esnasında millet düzenlenirken Töles ve Tarduşların adından bahsedilmektedir.359 Milletin yeniden bir araya getirilip teşkilatlanması anlatılırken Taruş ve Töles adlarının zikredilmesi onların 552-630 yılları arasında oynadıkları tarihî rolün öneminden dolayıdır. II. Göktürk Devleti Dönemi’nde 682’den sonra Tölesler doğuda Tarduşlar batıdadır. Dolayısıyla İrtiş Irmağı taraflarında olduklarını tahmin ediyoruz.360

692’de Kapgan Kagan olduktan sonraki teşkilatlanmada ise Bilge, Tarduşların üzerine şad olarak tayin edildi.361 732 yılında Kül Tegin’in cenaze törenine katılanlardan birinin adı da Tarduş İnançu Çor idi.362

Tarduş boyunun adı yazıtlarda dolaylı olarak kaydedilmiştir. 696-97 yıllarında Kırgızların bulunduğu yere baskın yapan Tonyukuk daha sonra hanımının ölümü üzerine Kapgan geri dönünce tek komutan kalmıştı. 698’de İnel ve Bilge’nin katılımıyla Yarış ovasına doğru ilerlemiştir. İşte Kapgan’ın yeni yaptığı bu tayin sırasında Tarduş Şad’ın adı geçmektedir.363 Söz konusu Tarduş Şad’ın Bilge olduğu bilinmektedir. Daha sonra savaş kazanılınca On Oklar (Türgişler), Tarduş Şad’a doğru kovalanılmıştır (699)364

Kül Çor adlı bir Türk beyinin adına dikilen ve 716 tarihli olduğu tahmin edilen İhe Hüşotu Yazıtı’nda da Tarduşların adı geçmektedir. Buna göre Kül Çor veya Kül İç Çor, tarduş halkını idare ediyordu.365

Bayan Çor, kağan olduktan sonra sıklıkla diğer boylarla kendine bağlamak için savaşıyordu. 749’lu yıllarda Tatarlarla savaştıktan sora iki oğluna yabgu ve şad unvanlarını verip Tarduşların üzerine idare için göndermişti.366 Hoytu Tamır Yazıtlarının Tarduşlara ait olduğu sanılmaktadır. Yine Kül Çor unvanlı Tarduş idarecisinin Beşbalık’a karşı düzenlenen seferde kazandığı başarılar anlatılmaktadır.367

Tokuz Oguzlar (Dokuz Oğuz-Chiou-hsing)

Dokuz Oğuz kavramı, 626 yılını takiben Doğu Göktürk Devleti’nin zayıflaması üzerine yukarıda açıklamaya çalıştığımız Töles boyları grubunun Tola Irmağı civarı ve Kerulen’e doğru yani Doğu Göktürk ülkesinin doğu kısmında yaşayanların kaynaklarda zikrediliş şeklidir. Genelde Dokuz Oğuz boyları şu isimleri taşıyorlardı: P’u-ku (Bugu), Hun (Qun), Bayırku (Pa-ye-ku), Tonra (T’ung-lo), Ssu-chie, Ch’i-pi, A-pu-sse. Ku-lun-wu-ku, Ediz (A-tie).368

Söz konusu bu boylar adlarının başlığı altında kaynakların bilgi verdiği ölçüde eserimizde incelenmiştir. Özellikle Doğu Göktürk Devleti’nin yıkılışı sonucu Çin ile temas kurmuşlar ve çeşitli askerî valilik unvanları almışlardır.369

679 yılında Çin’deki T’ang hanedanına karşı başlayan Göktürk istiklâl hareketinin başarıya ulaştıktan sonra öncelikle Dokuz Oğuz boylarıyla çarpışacağı tabii idi. Bu yüzden Orhun Yazıtlarında da çok sık bahsedilen Dokuz Oğuz-Göktürk mücadeleleri çok sıklıkla meydana gelmiştir.370

Uygur Devleti’nin 742’den itibaren Ötüken merkezli olarak yükselmesi Dokuz Oğuzların onlara bağlanmasına sebep olmuştur. Bundan sonra Uygurların bir parçası durumunda hayatlarına devam edeceklerdir.371 Nitekim Uygur Devleti bu yüzden İslâm kaynaklarında Dokuz Oğuzlar (Tokuz Guz) şeklinde kaydedilmiştir.372

II. Göktürk Devleti’nin kuruluşu sırasında Dokuz Oğuzların kağanı Kutlug ve Tonyukuk’a karşı Çinliler, Kıtanlarla irtibata geçerek az sayıdaki Göktürk halkının geliştiğini, kağanlarının cesur olduğunu, sözcülerinin cesur olduğunu, onların var oldukça Çinlileri ve Kıtanları öldüreceklerini söyledi. Sonra ittifak teklif etti. Ancak, daha önce harekete geçen Tonyukuk, Kök Öng Irmağını aştıktan sonra orduyu Ötüken Dağlarına doğru sevk etti. İngek Gölü ile Tola Irmağı’ndan Oğuzlar altı bin kişilik ordu ile üzerlerine geldi. Tonyukuk’un asker sayısı iki bin idi. Neticede Dokuz Oğuzlar büyük bir bozguna uğradılar.373 Bundan sonra Oğuzların hepsi gidip, Kutlug Kagan’a bağlandı.

Bilge Kagan’ın milletine hitabında kendi sözünü işitmesi gerekenler arasında Dokuz Oğuz beyleri ve halkının da adı zikredilmektedir.374 Onun ifadesine göre Dokuz Oğuzlar, Göktürk Devleti’nin önemli unsurlarından biridir. Daha sonra II. Göktürk Devleti’nin kuruluşu ve gelişmesinde Kutlug Kagan’ın mücadele ettiği boylar arasında görülürler. Bu kez de Baz Kagan’ı, Kırgızlar, Kurıkanlar, Otuz Tatarlar, Kıtanlar ve Tatabılarla birlikte adları geçmektedir. Ancak, dikkat çekici nokta ilk zikredilişlerinde olduğu gibi bodun kavramıyla birlikte anılmalarıdır.375 Bu da Dokuz Oğuzların tek bir boydan oluşmadıklarını kalabalık bir kitle halinde yaşadıklarını göstermektedir.376

714 yılında Karluklar ve Basmılların isyanı, Bilge Kagan tarafından bastırıldıktan sonra onun kendinden gördüğü Dokuz Oğuzlar da düşman olmuşlardı.

Bilge Kagan, bunu “Gök ile yer arasındaki karışıklık sebebiyle ödlerine hased girdiği için düşman oldular” şeklinde açıklamaktadır. Onlarla bir yılda dört kez savaşan Bilge, Togu Balık’ta, Antargu’da, Çuş Irmağı başında ve Ezgenti Kadız’da çarpışıp, hepsini hezimete uğratmıştır.377 716 yılında Dokuz Oğuzlar yerlerine yurtlarını bırakıp Çin’e doğru gittiler.378

Taçam adlı bir Türk beyine ait olduğu sanılan Ongin Yazıtında da Dokuz Oğuzlardan bahis vardır.379 Yine onlarla savaşılmış devlete tâbi olmaları sağlanmıştır.

716’lı yıllarda Kül Çor isimli bir Türk beyi adına dikilen İhe Hüşotu Yazıtı’nda da Dokuz Oğuzlar anlatılmaktadır. Buna göre Dokuz Oğuzlarla yedi kez savaşmıştı.380

Dokuz Oğuzların, Bayan Çor Kagan ile de mücadeleleri söz konusudur. Şine Usu Yazıtı’nda, Dokuz Oğuzlar üzerinde yüz yıl hakim olunup idare edildikleri yazılmaktadır.381 Bayan Çor Kagan’ın kendisi de Uygur Devleti’nin yükselişi sırasında Dokuz Oğuzların hepsini toplamıştır.382 Bayan Çor’un 751 yılında da Dokuz Oğuzlarla mücadele ettiğini görüyoruz.383 Bu esnada Dokuz Oğuzlar, Anı Irmağı kıyısında oturup Kırgızlarla ve Çiklerle ittifak yapmışlardı.

İslâm kaynaklarında da Dokuz Oğuzlar hakkında bilgiler vardır. Mesela Hududül-alem’e göre kuzeylerinde Kırgızlarla komşu olup nüfus bakımından en kalabalık Türk ülkesi idi. Yazları ve kışları kendilerine uygun topraklara göç ederlerdi. Ülkelerinden güzel misk, siyah, kırmızı ve çizgili tilki kürkleri, gri sincap, samur, kakum, fenek, sabica kürkleri, hutüv boynuzları, yak öküzü derileri gelirdi. En önemli hayvanları koyun, at ve sığır idi. Türklerin en zenginleri bunlardı. Ayrıca onlara ait on yedi yer isminden bahsedilmektedir384

To-lan-kelar

Bu boy 647 yılından önce tarihî kaynaklarda görülmez. Söz konusu tarihte Sir Tarduşların kurduğu siyasi gücün yıkılması üzerine ortaya çıktı. Tola Irmağının kenarında yaşıyorlardı. On bin iyi yetişmiş asker çıkarabiliyorlardı. Hiç Çin ile temas kurmadıkları halde bahsettiğimiz tarihten sonra T’ang imparatorluğu tarafından tanındılar. Onların idarecisi (erkin) Mo (bey?) Uygurlarla birlikte Çin sarayına gitmiştir. 650 yılından sonra Doğu Göktürk ülkesinde yapılan teşkilatlanmada Yen-jan askeri valiliği sınırları içinde yer aldılar. Onların reisinin unvanı sağ büyük generali idi. O ölünce Sai-fu, büyük ilteber unvanıyla askeri valiliği devam ettirdi.385

Tu-polar

Tu-po’lara aynı zamanda Tu-p’o da derler. Onların toprakları kuzeyde Hsiao-hai ile, batıda Kırgızlar ile güneyde Uygurlar ile sınırlıdır. Üç boya ayrılmışlardır. Her biri kendini idare eder. Onların geleneğinde yıl zaman yoktur. Kendileri hakkında başka şu bilgiler kayıtlıdır: Otları toplayıp kulübe yaparlar. Ziraati bilmezler. Topraklarında yüzlerce ot vardır. Bunların kökünü toplayarak yemek yaparlar. Kuş, balık, yabani hayvan yakalayıp yiyecek yaparlar. Samur kürk ve geyik derisi elbiseleri vardır.

Yoksullar yakaladıkları kuşların tüyünü elbise yaparlar. Evlenirken zenginler at sunar. Fakirler ise geyik derisi ile ot kökü verirler. Ölüleri ağaç kutu ile dağın içine ya da ağaçların üzerine koyarlar. Gömerken ağlayıp inlerler, Göktürklerle aynıdır.

Cezalandırma yoktur. Mal çalanlar çaldıkları malın iki katını geri öderler. 648 yılında Kurıkanların saraya gelmesi sebebiyle onlar da elçi gönderip, Çin ile ilişki kurdular.386

Tongralar (T’ung-lo)

Tonra boyu, 603 yılı dolaylarına ait verilen listelerde adlarına rastlanan önemli boylardandır. Tola Irmağı civarında P’u-ku, Wei-ho, Bayırku, Fu-lo gibi sayıca kuvvetli boylar arasında idiler.387 Ancak, daha sonra Sir Tarduşlara bağlanmışlardı. Tonra’ların Göktürklerle aynı geleneklere sahip oldukları bildirilmiştir. Sir Tarduşların kuzeyinde To-lan-ko’ların doğusunda bulunuyorlardı. Çin başkentine mesafeleri on yedi bin beş yüz li olup, durumları iyi idi. Otuz bin asker çıkarıyor durumda gösterilmeleri onların kuvvetine işaret etmektedir. 628 yılında Doğu Göktürk Devleti’nin zayıflayıp yıkılmaya yüz tutması üzerine serbest kalıp Çin sarayına elçi gönderdiler. Bundan uzun zaman sonra kendiliklerinden Çin’e tâbi olmayı rica ettiler. Onların ikametleri için Kuei-lin askerî valiliği ihdas edildi. Reisleri ilteber Shih-chien Çor’a Sol ling büyük generalliği tevcih edilip, askerî vali makamına tayin edildi.

682 yılında II. Göktürk Devleti kurulduğunda Tonyukuk’a Oğuzlardan bir kaçak (küräg) gelip, Dokuz Oğuzların üzerine yeni bir kağanın çıktığını ve söz konusu kağanın Çin’e General Ku’yu gönderirken, Kıtanların üzerine Tongra Eşim adlı bir elçiyi Göktürklere karşı ittifak için yollamıştır.388 Buradan hareketle Tongraların bu sırada kesinlikle Dokuz Oğuzların içinde bulunduğunu anlayabiliriz.

716 yılında II. Göktürk kağanlığına kaşı başlayan seri isyanlarda Tongraların adı geçmektedir. Kül Tegin, Karluklar, Azlar, İzgiller, Dokuz Oğuzlar, Edizler, Oğuzlarla savaşıp, her birinin isyanını teker teker bastırdıktan sonra Tonga Tegin’in cenaze töreni sırasında Tongralardan bir grup yiğit on eri öldürmüşlerdi.389

742 yılında reisleri A-pu-sse on binden fazla çadır ahalisiyle gidip Çin’e teslim oldu. Shuo-fang’da ikamet ettirildiler, Sarı Irmağın güneyindeki topraklar onların ihtiyaçlarını karşılamak üzere verildiği gibi on binlerce top kumaş bağışlandı. Onların yüzünden He-ch’ü’deki topraklar boşaldı.

On sene sonra isyan ettiler Bütün kabile boyları nehirden geçirttirilerek çölün kuzeyine döndüler. Arkasından Uygurlar tarafından yıkıldılar ve haklı etrafa dağıldı. A-pu-sse, sonradan Karluklara sığındı. Pei-t’ing özel idarecisi Ch’eng-ch’ien-li onunla konuşup Çin’e teslim olması için ikna etti. Neticede götürüldüğü Çin başkentinde öldürüldü.

Aradan zaman geçip An-lu-shan isyan ettiğinde onun askerlerini yağmalayıp kullandı. Unvanı Ye-luo-ho olan birisi onların bir grubun başında görülmektedir. Ye-luo-ho konuşması becerikli biri olarak tanınmıştı.390

Tuhsiler


Tuhsiler, Çigillerin batısında İli Irmağı kıyılarında yaşıyorlardı. Batı sınırları Çu ırmağının ağzına kadar olan bölgeye uzanıyordu. Suyâb, Biglilig, Urkeş, Lâzine ve Ferahiye adlı şehir ve köyleri bulunuyordu.391

Karlukların bir alt boyu olarak görülen Tuhsiler, Hududül-alem’de Tuhs, Kaşgarlı ve Mervezî’de Tuhsî şeklinde geçmektedir.392 Bu devirde Tuhsîlere ait olduğu bildirilen Suyâb, Batı Göktürkleri ve Türgişlerin de önemli bir merkezi idi. Tuhsîler vaktinde Suyâb’dan yirmi bin süvarî çıktığı bildirilmiştir.393 Biglilig adlı köyden ise oranın beyinin Yınal Tigin unvanını taşıdığı, üç bin atlıya kumanda ettiğine dair kayıt vardır.394 Daha sonra Tohsılar (Tuhsiler) hakkında bilgi veren Kaşgarlı ise Tohsıların sadece İli Irmağı kıyısındaki Kubaş’ta oturduklarını yazmaktadır. Ona göre en doğru dili Yağmalarla birlikte Tohsılar konuşmaktadır. Buna da Hakaniye Türkçesi adı verilmektedir.395 Kaşgarlı’dan sonra kaynaklarda Tohsı ya da Tuhsî adı görülmemektedir.

Türgişler

Türgişler, Batı Göktürk ülkesinde 635 yılını takip eden yıllarda muhtelif siyasî olaylarda yeni boy teşkilatlanmaları sırasında tarih sahnesine çıkmış bir boydur. Daha sonraki gelişmelerden, onların Batı Göktürk hanedanından geldiği anlaşılmaktadır. 634 yılında kağan olan Işbara ülkesini on boya bölmüş, her boya birer ok verilmiş, bundan sonra unvanları On Şad ve On Ok şeklinde söylenmeye başlamıştı.396 Akabinde beş boya Beş Tuo-lu, diğer beşine ise Nu-shih-pi adları verildi. Beş Tuo-lu, çorluklar halinde tesis edilmiş ve Tokmak (suei-ye)’ın doğusunda oturmuştu. Sağ yani batı grubu oluşturan Nu-shih-pi’ler ise erkinlikler halinde teşkilatlandırılıp Tokmak’ın batısında ikamet edeceklerdi. Bu teşkilatlanmadan sonra genel olarak ortaya çıkan boylar On Ok (On Boy) adıyla zikredildiler.397

A-shih-na Ho-lu, 651’den sonra Batı Göktürk ülkesinde yeniden hakim olmuş, akabinde merkezini Ming-bulak’a naklederek, 15 sene önce yeni teşkilatlanmayla oluşan Beş Tuo-lu ve Nu-shih-pi boylarını idare altına almıştı. İşte bu sırada Beş Tuo-lu boyu arasında ilk defa Türgiş adından bahsedilmektedir. Buna göre Tuo-lu boyu grubunun içinde Türgiş Ho-lo-shih Çor tarafından idare edilen bir boy vardı ve Ebinor’a dökülen Borotala ırmağı civarında bulunuyordu.

Diğer On Ok boyları ise Tuo-lu’lardan Ch’u-mu-k’un Çor, Imıl Irmağı civarında, Hu-lu-wu Chü Çor, Ayar Göl’ün güneyinde, She-she-t’i-tun Çor, Ebinor yakınlarında Shu-ni-shih Ch’u-pan Çor, Yıldız vadisinde oturuyordu. Çu ırmağının batısında yaşan Beş Nu-shih-pi boyu ise A-hsi-chie Ch’üe Erkin, Ke-shu Ch’üe Erkin, Pa-sai-kan shao-po Erkin, A-hsi-chie Ni-shu Erkin ve Ke-shu-ch’u-pan Erkin idi.398

659 yılında Batı Göktürk ülkesinde A-shih-na Ho-lu’nun uzun süren bağımsızlık mücadelesini kaybetmesinden sonra Çinliler tam anlamıyla Tanrı Dağlarının kuzey ve güneyindeki sahalara hakim olmuşlardı. Bu sırada Ch’u-mu-k’un boyu Fu-yen Askerî valiliği olurken Türgişlerin Suo-ho-mo-he boyu Wen-lu askerî valiliği adını aldı. Yine Türgişlerin A-li-shih boyu Ch’i-shan askerî valiliği adını aldı.399 Batı Göktürklerinin siyasî olarak tam anlamıyla tarih sahnesinden kalkmasıyla meydana gelen otorite boşluğunda yavaş yavaş Türgişler ön plana çıkıyordu.

Sonraki zamanlarda Batı Kabileleri (On Ok) gittikçe zayıflıyorlardı. Tuo-lu ve Nu-shih-pi gibi iki ana boy grubunun insanları dağıldı. Batı Göktürk hanedanından gelen A-shih-na She-er ve A-shih-na Pu-chen’ın oğulları Yüan-ch’ing ve Börü Şad Çinliler tarafından generallik unvanları ile ödüllendirildiler. Bunlar kendi aralarında kağan olabilmek için mücadele ediyorlardı. 686 yılında kağan tayin edilen Börü Şad Hu-se-lo’ya karşılık Yüan-ch’ing’e işten el çektirilmişti. Börü Şad’ın unvanı Chie-chung-shih-chu Kagan idi.

692 yılında Batı Göktürk boyları A-shih-na Suei-tsu adında birini kağan ilân ettiler. Bu hükümdar Tibetlilerle ve Çinli general Wu-wei-tao idarecisi Wang Hsiao-chie ile Ling-ch’üan (soğuk pınar)’da Ta-ling-ku (Büyük tepe vadisi)’da savaştı ve bozguna uğrattı. Bu arada Tokmak’ın idarecisi Han Ssu-chung Ni-shu Erkin, Göktürk Shih-chih-han ve Hu-lu gibileri bozguna uğrattı. Arkasından Tibetlilerin Ni-shu-mei-ssu kalesini işgal etti.

696 yılında II. Göktürk Devleti’ni kudretinin zirvesine çıkaran Kapgan Kagan’a karşı Kırgızlar, Çinliler ve Türgişler ittifak yapmışlardı. Kırgızlar, 696-697 kışında mağlup edilirek, devlete bağlandıktan sonra Türgişlerin üzerine büyük bir sefer tertip edildi. Ancak, bu sırada hatunu öldüğü için Kapgan, onun cenaze törenine katılmak üzere geri döndü. Yapılan yeni tayine göre orduya Tonyukuk, İnel Kagan ve Tarduşların şadı Bilge kumanda edecekti. Dolayısıyla Göktürkler Türgiş-On Ok ülkesine doğru büyük bir sefere hazırlanıyorlardı. Ordu Altayları aşıp Yarış ovasına ilerledi ve Bolçu’da400 Türgişleri ağır bir hezimete uğrattı. Önce Altaylarda mevzilenen ordunun kumandanları gerekli savaş planlarını yaptılar. Yarış ovasında toplanan Türgiş ordusunun sayısının yüz bin civarında olduğu bildirilmektedir. Göktürk ordusundan kat kat daha fazla oldukları halde yenildiler. Savaşı Tonyukuk ve İnel idare etmiş, Tarduş Şad’ı Bilge başka bir mevkide mevzilenmişti. Türgişlerin kağanı esir düştüğü gibi yabgu ve şadları öldürülmüştü. Yakalanan elli asker On Ok beylerinin bulunduğu yere gönderilmiş ve halklarının büyük kısmının teslim olmaları sağlanmıştı. Az bir grup ise batıya doğru kaçmayı başarmıştı. Bundan sonra Göktürk ordusu On Ok ordusu ile Demir Kapı’ya kadar yapılan sefere katıldı.401 Türgiş halkı Bilge tarafından kendi halkı olarak gösterilmiş ve hatalı hareket ettiği için çok ızdırab çektikleri vurgulanmıştı.402 Bundan sonra Maveraünnehir’e kadar (Kengü Tarban) her taraf Göktürk hakimiyetine girmiştir.403

699 yılında Börü Şad Hu-se-lo batı orduları baş kumandanı olup bu bölgeleri pasifize etmekle görevlendirildi. Aynı sıralarda Wu-chih-le liderliğindeki Türgişler çok kuvvetlenince, Hu-se-le, Çin’den ülkesine geri dönmeye cesaret edememişti. Kendisi Ch’ang-an’da öldüğü gibi yanındaki 60-70 bin kişi Çin’in içlerine nakledilmişti. Oğlu Huai-tao Sağ muhafızları generali tayin edildi.404

702 yılında Batı Göktürkleri neslinden gelen A-shih-na Hsien, Sağ cesur muhafızları generali ve Hsing-hsi-wang Kaganın yerine On Okları idare etmek ve Çin kontrolünde tutmakla vazifelendirildi. Beşbalık Büyük Valisi de olmuştu. 704 yılında Huai-tao, Meng-ch’ih genel valisi tayin edildi. Bu arada Hsien, Chi-hsi (çölün batısı) özel idarecisi olmuştu. On Ok boylarından Tou-tan isyan etti. Hsien, ona saldırıp bozguna uğratıp, kesik başını Çin sarayına ulaştırdı. Tokmak’ın batısındaki otuz bin kişiden müteşekkil boyları kendine itaat ettirdi ve Çin sarayı tarafından bir mektupla kutlandı. Karluk, Shu-ni ve Hu-wu gibi üç boy da Çin’e itaat ettiler. Bunun üzerine Kapgan Kagan tarafından yağmalandılar, Çin’in Orta Asya’daki tayinli memuru olan A-shih-na Hsien ve Beşbalık genel valisi T’ang Chia-huei ve diğerleri Kapgan’a boynuz gibi saldırdılar. En sonunda Türgişler gizlice sınırlara gelip, Çin sarayına kabullerini Hsien’den rica ettiler. Ancak, imparator Hsüan-tsung buna müsaade etmedi. Çinli generallerden Wang Huei, onları itaate alma özel memuru tayin edildi. Türgiş valisi Ch’e-pi-shih Çor Su-lu, devlete sadık dük unvanıyla ödüllendirildi. Sonra Türgişler, Po-han (Yaka Arık) ve Ta-shih-ch’eng’ı (Aksu) kuşattılar. Dört garnizonu ele geçirmeye niyetli idiler. Çinli general T’ang Chia-huei ve Kuca genel askeri valisi olarak Üç Kabile Karluklarla ve A-shih-na Hsien’le onlara saldırdılar. İmparator, Türgişleri tamamen sıkı bir kontrol altına almak için plan yapılmasın emredeceği sırada Ying ve Ting isimli vezirler “Türgişlerle Karlukların savaştıklarını kuzeyin yabancılarının karşılıklı savaşarak zayıfladıklarını ve Çin’den oraya gidilmesine gerek olmadığını büyük olanın yaralanacağını küçük olanın yıkılacağını her durumun Çin’in menfaatine olduğunu, Wang Huei’in sefere çıkıp onları askeri işlerle çözülemeyeceğini” söylediler. A-shih-na Hsien, Suo-ke’nın kuvvetlenmesi üzerine ülkesinde kontrolü kaybetti ve Ch’ang-an’a dönüp orada öldü.

Türgişlerden T’u-huo-hsien yenilince Huai-tao’nın oğlu On Ok Kaganı oldu. Kendisine Meng-ch’ih askeri valiliği ve Çin yüksek makamlarından üç tane sunuldu. Hanımına Liang-kuo Fu-jen’lık ve Chiao-he Prensesliği tevcih edildi. Hsin, Suei-ye’deki Chü-lang şehrine vardığında Türgiş Baga Tarkan tarafından öldürüldü. Chiao-ho prensesi ve onun oğlu Chung-hsiao perişan olup döndüler. Neticede Batı Göktürk hanedanının varlığı tamamen ortadan kalktı.

Wu-chih-le, Batı Göktürklerinden temayüz eden bir başka Türgiş lideri idi. 659’dan sonra Batı Göktürklerinde mevcut iki kağan gidip Çin’in hizmetine girince başsız kalan ülkede Wu-chih-le, önce Hu-se-lo’ya bağlı olarak Baga Tarkan unvanını aldı. Fakat, onun kötü idaresine karşı halkın hoşnutsuzluğu üzerine boylar Wu-chih-le’nın yanında toplanmaya başladı. Neticede Türgişler çok kuvvetlendi. Her birine 7 bin asker verdiği gibi yirmi valilik kurdu Suei-ye’nin kuzeybatısında mevzilendi. Arkasından Suei-ye’yi alarak merkezini ortaya taşıdı ve Suei-ye Çayına büyük merkez adını verdi. İli Irmağı kenarındaki Ying-yüe’yi küçük merkez yaptı.

Kuzey toprakları Doğu Göktürk ülkesine kadar uzanıyor, bütün Soğd’lular ve Beşbalık’ı kaplıyordu. Kısacası Hu-se-lo’nun idare ettiği Batı Göktürk topraklarına hükmediyordu. 699 yılında oğlu Che-nu’yu Çin sarayına gönderdi. O sırada Kapgan Kagan idaresindeki II. Göktürk Devleti’ne karşı çok zor durumda kalan T’ang hanedanı İmparatoriçesi Wu, Türgiş elçisine gayet iyi davranmış ve derin hürmette bulunmuştu. 706 yılında Wu-chih-le’ya Huai-te bölgesi prensliği gibi yüksek bir Çin unvanı sundu. Aynı yılın sonunda Wu-chih-le öldü.405

Yerine oğlu Suo-ke geçti. Suo-ke daha önce Wen-lu-chou askeri valiliği yapmış ve Çinlilerden Sol cesur muhafızlar generalliği ve bazı asalet unvanları almıştı. Askerlerinin sayısı üç yüz bine ulaştığında Çinliler On Ok kağanı A-shih-na Huai-tao özel elçi olarak gönderdi ve çin sarayındaki kızlardan dört tane gönderdi. 708 yılında Çin sarayına elçi gönderdiğinde imparator Chung-tsung, sarayın önünde Türgiş elçisini karşıladı.

On bin kişiden oluşan iki süvari birliği ile refakat ettirerek huzuruna kabul ettirdi ve olağanüstü ihsanlarda bulundu. Aniden kumandanlarından Kül Çor Chung-chie ile arası açılmış askerleri karşılıklı savaşmışlardı. Aralarındaki savaşlardan netice alınamayınca, Suo-ke Çin sarayına Kül Çor Chung-chie’nin suçunu bildirdi ve Çin sarayına girilmesine müsaade etti. Chung-chie, bin altın ile başbakan Tsung Ch’u-k’o ve diğerlerine hediye vererek ve Tibetlilerin saldırtılarak Suo-ke’nın cezalandırılmasını rapor ettiler. Bundan sonra Chung-chie, Feng Chia-pin ile işbirliği yaparak Suo-ke’ya karşı isyan etti. Suo-ke, onları yendi ve Feng Chia-pin’i öldürdü. Ayrıca Suo-ke’nın kardeşi Che-nu, ordularını harekete geçirip Çin sınırlarına akın yaptı

Türgişleri her yönden güçlendiren Suo-ko’nın başı bunun akabinde kardeşi Che-nu ile derde girdi. Che-nu, kendi idare ettiği boyların sayısının azlığı üzerine doğudaki II. Göktürk Devleti hükümdarı Kapgan’a itaat etti. Üstelik ona ağabeyine karşı yapılacak bir seferde rehberlik edeceğini bildirdi. Kapgan Kagan, Che-nu’nun teklifini kabul etti. Onu arkada bırakıp yirmi bin askerle Suo-ke’ya hücum etti ve yakaladı. Kagan dönüşte her iki kardeşe “siz ağabey kardeş birlikte idare edemediniz. Nasıl bana sadakatla bağlı kalırsınız?” diyerek ikisini de öldürdü (710).

Kapgan Kagan’ın aşırı sert zalimce idaresine karşı patlak veren isyanlara Türgişler de katılmışlardı. 711’de Yine Altay Dağlarını aşarak, İrtiş Irmağını geçerek, Bolçu’da Türgiş ordusunu Bilge ve Kül Tegin kardeşler bastılar. Kaganları orada ölürken, yine halkı Göktürklere teslim oldu. Hatta, Kül Tegin onların içindeki Az valisini kendi eli ile yakalamıştı. Teslim olan Türgiş halkı Tabar’da yerleştirildi.406 Bundan sonra Göktürk ordusu ileri harekata devam etmiş Seyhun boylarına çekilen Kara Türgişler Kül Tegin tarafından mağlup edilmişti.407

Türgişlerin hakim olduğu sahada 715 yılında bir başka bey ortaya çıkıyordu. Ch’e-pi-shih-su-lu adındaki bu bey arta kalan Türgiş kitlelerinin etrafında toplamış ve kendini kağan ilan etmişti. Onun insanları idaresindeki olağanüstü yeteneği sayesinde kendisine bağlananların sayısı hızla arttı ve kısa zamanda iki yüz bin kişiye ulaştı. Batı ülkelerinin kahramanı (hakimi) oldu. 717 yılında Çin sarayıyla temas kurdu. Çinliler kendisine Sağ Muhafızları Generalliği ve Türgiş Askerî valisi gibi unvanlar verdiler. Arkasından Wang Huei isimli bir elçi Su-lu’ya bazı Çin unvanları ve nakış işlemeli bir gömlek ile altın işlemeli bir kemer ve balık şeklinde 7 kese vermekle görevlendirildi. Ertesi yıl Çinliler yine ona İtaatkâr ve Sadık Kagan unvanlarını tevcih etti. İmparator, daha önce Çin’e sığınmış eski batı Göktürklerden Ashih-na Huai-tao’nın kızı ile Su-lu’yu evlendirdi.

721 yılında Türgiş ordu kumandanlarından birinin adı İslâm kaynaklarında Kür-Sûl (Kül Çor) olarak yazılmıştır.408

Bilge Kagan kızını Türgiş kağanının kızına vermiş, onun kızını kendi oğluna eş olarak almıştı.409 Böylece akrabalık ilişkilerini güçlendirerek onları kendine yakınlaştırmıştı. 732 yılında tertiplenen Kül Tegin’in cenaze törenine Bilge’nin oğlu (damadı) Türgiş kağanından Makaraç Tamgacı gelmişti.410 Ayrıca Bilge Kül Tegin Yazıtı’nda yazdırdıklarının On Ok oğullarının (Türgiş) tarafından da görülmesini özellikle istemektedir.411

719 yılında Su-lu Kagan, Tokmak’ı Çinlilerin elinde kurtardı. Aynı yılın sonunda Türgişler genç atları satmak üzere Kuca’ya girdiler. Gelini götüren elçiler Genel Askerî Vali Tu Hsien’in yanında söz konusu prensesin teklifleri iletince Tu Hsien kızarak “A-shih-na kızına bana kuralları öğretme cesaretini kim verdi” dedi. Onun elçileri cevap veremedi. Su-lu kızdı. Tibetlilerle gizlice anlaşarak askerleriyle dört garnizonu yağmaladı412 ve Kuca’yı kuşattı. Tu Hsien, Çin’e gitti. Chao İ-cheng, aynı Kuca’ya genel askeri vali olarak gönderildi. Uzun süre orada kalan yeni vali ilk çıkışı yaptı fakat, yine mağlup oldu. Su-lu insanların hayvanlarına el koydu ve tahıl ambarlarını talan etti. Tu Hsien’in Çin’e geri döndüğünü duyunca geri çekildi.

Bundan sonra Ye-chih-a-pu-ssu isimli bir elçiyi Çin’e göndermişti. Aynı sırada II. Göktürk Devleti’nin elçisi de T’ang merkezinde idi. İmparator Hsüan-tsung, Türgişlerin küçük ülke olduğunu ayrıca Göktürklere vassal durumda bulunduklarını bu yüzden birinci mevkide oturamayacaklarını söyledi. Su-lu’nun elçisi dedi ki “eğlence benim için tertip edildi, ikinci sırada oturmam mümkün değil”. Sonra doğuda ve batıda iki çadır kuruldu ve Su-lu’nun elçisi batındakinde ikamet edip eğlenebildi.

Su-lu, önceleri adil temiz karakterinden ötürü savaşlarda kazandığı ganimetleri halkına dağıtıyordu. Dolayısıyla herkes ve bütün kabileler memnuniyetlerinden gidip ona itaat ediyorlardı. Neticede güçlerini birleştiriyorlardı. Aynı zamanda Tibetlilerin ve Göktürklerin kızı ile evlenmiş, böylece üç devletin kızı aynı anda Hatun olmuş, çok sayıda çocuk Yabgu olmuştu. Sonra yıllarında iyice yıpranmış ve yorgun düşmüştü. Bu yüzden ganimetleri halkı arasında adil bir şekilde dağıtamıyordu. Dolayısıyla halkı hoşnutsuz oldu. Ayrıca hastalanmış bir eli felç olup iş göremez olmuştu. Neticede büyük şeflerden Baga Tarkan ve To-mo-chih’nın boyları kuvvetlenip zenginleşti. Ayrıca bu boyların insanları Suo-ko’dan gelenler Sarı kabileler, Su-lu’dan gelenler Kara kabileler diye adlandırılıyorlardı. Kendi aralarında çekememezlik vardı.

Aniden bir gece Baga Tarkan ve Tou-mo-chih Su-lu Kagan’a saldırıp öldürdüler. Tou-mo-chih tekrar Baga Tarkan’a karşı gelip Su-lu’nun oğlu T’u-huo-hsien-ku Çor’u kağan olarak tahta geçirdi. Yeni kağan Suei-ye’de oturmaya başladı. Kara kabilelerin kağanı Er-wei ise Talas Kalesi’nde yerine aldı beraberce Baga Tarkan’a karşı savaştılar.

Çinliler fırsattan istifade derhal devreye girdiler ve imparator, Kai Chia-yün adlı bir devlet adamını Fergana ve Türgişlerin bölgesine gönderdi. Baga Tarkan ile Çinli kumandan, Taşkent hakimi Bagatur Tudun, Keş hakimi Se-chin-t’i birlikte Su-lu’nun oğlu T’u-huo-hsien Kagan’a saldırdılar (739 yılı).413 Tokmak’taki bu savaşta Türgiş kağanı ağır bir darbe yedi. Kagan T’u-huo-hsien ve kardeşi Tun Apa Yabgu savaş meydanından kaçtılarsa da neticede yakalandılar. Başka bir ordu Kaşgar hakimi ve Fergana hakimi Arslan idaresinde, Talas’a hücum edip Kara Kabile kağanının kardeşi Po-se’yı öldürdüler. Ye-chien kalesine girdiler. Burada Su-lu’nun hatununu ve Er-wei’in hatununu yakaladılar ve döndüler. Savaşlarda perişan olan on binlerce insana yiyecek verildiği gibi hepsi Fergana’ya bağlandı. Bütün ülkeler Çin’e tâbi olmuşlardı.

Bundan sonra Ch’u-mu-k’un’ların reisi Fu-yen Kül Çor gibi boylar Çin imparatoruna mektup göndererek teşekkür ettiler. 740 yılında esir kağan, Kai Chia-yün tarafından Çin’e götürülmüş ve imparator tarafından idam edilmeyip affedildi. Üstelik kendisine ve kardeşine çeşitli Çin unvanları tevcih edildi.

Bütün entrikaları çevirerek Türgiş Devleti’nin çatırdamasına yol açan Baga Tarkan, kağan olamamıştı. Çinliler A-shih-na Huai-tao’nın oğlu Hsin’i On Ok Kagan’ı tayin ettiler. Buna kızan Baga Tarkan “Su-lu’nun öldürülmesi benim başarım, şimdi Hsin kağan oldu neden?” diyor ve boylarıyla isyana hazırlanıyordu. Bunun üzerine imparator tekrar Kai Chia-yün’ü vaziyeti tetkik etmekle vazifelendirmişti. Baga Tarkan imparatorun gözüne girebilmek için karısını ve çocuklarını, idarecilerini, önde gelen adamlarını yanına alarak gelip Çin imparatoruna bağlılığını bildirdi. Bunun üzerine halkını idare etmesi emredildi.

Birkaç yıl sonra Hsin yeniden kağan tayin edildi ve korunmasına Çinliler tarafından asker gönderilirdi. Askerleriyle gönderildi. Ancak, Chü-lang’a varırken Bagatur tarafından öldürüldü. Bagatur kendini kağan ilân etti. Kuca özel idarecisi Fu-meng-ling-ch’a ona saldırıp öldürdü. Büyük sancak Tou-mo-chih Kül Erkin Üç Kabile Yabgu’su oldu.

742 yılında Türgiş boyu Kara Kabile’den İl Etmiş Kutlug Bilge kağan oldu. Defalarca Çin’e elçi gönderip vergi sundu. On iki yıl sonra Kara kabile’nin başında Teng-li İ-lo-mi-shih isminde biri kağan oldu. Ona da Çinliler unvan verdiler.

Şine Usu Yazıtı’na göre 747 yılından önce Üç Karlukları mağlup eden Bayan Çor, onların batıda On Oklar, yani Türgişlere sığınmasına yol açmıştı.414 Daha sonra yine Karluk ve Türgişler onun tarafından mağlup edilmişlerdir.415

756 yılından sonra Türgişler zayıfladı. Sarı ve kara Kabileler kendi kağanlarını tahtlara geçirip karşılıklı savaştılar. Çin’de çok problemler olduğu için idare edilemediler. 759’da Kara Kabile kağanı A-to Pei-lo Çin sarayına adam gönderebildi. 766’dan sonra Karluklar çok kuvvetlendiğinde batıya doğru hareket edip Suei-ye Çayında ikamet ettiler.

Her iki kabile de azaldı. Karluklara ve Hu -se-lo’nun geride akalan boyları Uygurlara bağlandı. T’e-p’ang -le Karaşar’da ikamete başladı ve yabguluğunu ilân etti. Geride kalan başka boylar Chin-so Tepesine sığındılar ve iki yüz bin bin kişiye ulaştılar.416

Hoytu Tamır Yazıtlarında da Türgiş adı iki yerde geçmektedir. Herhalde Türgişlerin üzerine yapılan seferler anlatılmaktadır.417

Tuba Yazıtı’nın (III) 3. satırında da Türgiş adı zikredilmiştir. Buna göre Türgiş ilinin içinde Ezgene 26 yaşında iken öldürülmüştür.418

702-756 yıllları arasında Türgişlerin batı sınırı Sir Derya’ya kadar uzanmıştır.419

Türgişler hakkında Tibet kaynakları da bilgi vermektedir.420

Türkmenler

Eserini 985’te yazan El-Mukaddesî’de Oğuz ve Karluklardan tamamen ayrı bir Türkmen grubundan söz edilmektedir. Buna göre Türkmenler İsficâb ile Balasagun arasında yaşıyorlardı. İsficâb’ın doğusundaki Berûket ve Bulaç adlı kasabalar Türkmenlere karşı uç şehirleridir. Aynı müellife göre Türkmenler korkularından Müslüman olmuşlardı ve melikleri İsficâb hakimine hediyeler gönderiyorlardı.421 Sayılarının az önemsiz olduğu görülüyor.

Türkmen meliki ordu adlı kasabada oturuyordu. Kaşgarlıda Ordu şehri hakkında bilgi verip onun Balasagun yakınında olduğunu söylemektedir.422 İbn Hurdadbih’deki konaklarla ilgili listede Ordu şehri 13. Konak olarak geçmektedir. 15. Konak Suyab, 16. Konak Barshan’dır. Medinetü Hakanı Türgişi (Türgiş Hakanının şehri) olarak da gösterilmiştir.423

Yağmalar


İlk defa Kaşgar ile kuzeyindeki Narın Irmağı arasındaki bölgede yaşadıkları sırada tarih sahnesinde görünen Yağmalar, kalabalık bir topluluk olarak nitelendirilmiştir. Bin yedi yüz oymakları olduğu dahi bildirilmiştir. Doğusunda Dokuz Oğuz ülkesi, güneyinde Kuça nehrine karışan Huland nehri ve batısında Karluk sınırları bulunurdu. Silahları mükemmel idi ve güçlü savaşçı insanlar şeklinde tanınıyorlardı. Hükümdarları Toquz Guz (Dokuz Oğuz) oğullarından idi. Kaşgar ile birlikte Artuç ve Hirgilî adlı köyleri bulunuyordu.424

Yağmalar, bağlı oldukları Toquz Guzlardan kaçıp Karluklara sığındılar. Fakat, Karluklar onlara yardım konusunda bir şey yapamadı.425

Uygurlara ait Taryat Terhin kitabesinde Yağmalar bir topluluk adı olarak gösterilmektedir.426 Bu kitabede (753-756 arasında dikildiği tahmin edilmektedir), Uygur hükümdarı Bayan Çor’un kumandanı Bilge Kutlug tarkan Sengün sefere katılmıştır. Yağmalar, Lumçişi ile birlikte Uygurlara bağlanmıştır Mücmelüt-tevarih’te ise yağmaların hükümdarlarına Buğra Han denildiği kaydedilmiştir.427

Kaşgarlı Mahmud ise Türklerden bir topluluk olarak gösterdiği Yağmaları Kara Yağma şeklinde yazmıştır.428 Başka bir yerde Tohsılarla Yağmaların dillerinin en doğru Türkçe olduğundan bahsetmiştir.429 Karahanlıların kurucularının Yağmalar olduğu belirtilmiştir (Kara Yağma-Kara Han).430

DİPNOTLAR

1 SC 110\ s/2893; HS 94A, s. 3753; B. Ögel, Büyük Hun İmparatorluğu Tarihi, Ankara 1981, s. 75; Aynı müel., İlk Töles Boyları, Belleten 48, 1948, s. 795; W. Eberhard, Çin’in Şimal Komşuları, Ankara 1942, s. 70-71; K. Czegledy, Turan Kavimlerinin Göçü (terc/G/Karaagaç), İstanbul 1999, s. 19.

2 W. M. McGovern, The Early Empires of Central Asia, Newyork 1939, s. 118-120; Tuan L’en-ch’en, Siung-nu Memleketi Tusındakı Dinglingder, Tanım Tarmaqtarı, Almatı 1988. s. 121 vd.

3 SC 110, s. 2894; HS 94A, s. 3754 vd.

4 HS 74, s. 3003; HS 94A, s. 3781; Ögel, Büyük Hun İmp, …I, s. 384, II, s. 5-76.

5 HHS 89, s. 2950.

6 Nan Ch’i Shu 59, 1a-b.

7 Maenchen-Helfen, The Ting-ling, HJAS, 1939, s. 83.

8 K. Czegledy, 19-21, 48, 49, 56, 57.

9 SC 110, s. 2893; SKC 30, s. 862, 863;

10 Gy. Moravcsik, Byzantino-Turcica, s. 89, 152, 189 vd. 196, 198, 228.

11 A. N. Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki Türk Kavim ve Devletleri, Ankara 1992, s. 110-118; Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s. 189.

12 Sabarlar için ayrıca bkz. Gy. Moravcsik, aynı eser, I, s. 39 vd, II, s. 223 vd.; Kafesoğlu, s. 148 vd.; L. Rasonyi, Tarihte Türklük, s. 63, 65; Czegledy, s. 21; Ş. Baştav, Sabir Türkleri, Belleten, 17-18, 1942, s. 59 vd.

13 Ögel, Büyük Hun İmparatorluğu, I, s. 491-493.

14 K. Enoki, The Yüe-chih-Scythians İdentity A hypothesis, Studia Asiatica, s, 25; Ögel, Çin Kaynaklarına Göre Wu-sun’lar ve Siyasi Sınırları Hakkında Bazı Problemler, DTCF, VI-4 1948, s. 259-278.

15 HS 96B, s. 3901; Ling Han, U-sun jane onın Batıs Han Patşalığımen karımkatınası, Tanım Tarmaqtarı, Almatı 1998, s. 97-98.

16 SC 123, s. 3169; HS 96B, s. 3902.

17 SC 123, s. 3170; HS 96B, s. 3903.

18 HS 96B, s. 2904; Ling Han, s. 102; McGovern, 188-189.

19 SC 123, s. 3172.

20 K. A. Akişev, K Probleme Proishojdeniya Nomadizma v Aridnoy zone Drevnego Kazahstana, Poiski i roskopki v Kazahstane, Almatı 1972, s. 42-43, S. İ., Rudenko, Kultura Naseleniya Sentralnogo Altaya v Skifskoe Vremya, Moskva-Leningrad 1960, s. 176-177; Qazaqstan Tarihi, Almatı 1996, I, 250-257, 260-264.

21 Wei Shu, 2259-2260, 2267.

22 Ma Yong and Sunyutang, The Western Regions under the Hsiung-nu and the Han, History of Civilisation of Central Asia, Paris 1994, s. 233.

23 WS 103, s. 2307; PS 98, s. 3270.

24 WS 103, s. 2308; PS 98, 3271-3272.

25 B. Ögel, İlk Töles Boyları, s. 818.

26 WS 103, 2311-2312; PS 98 s. 3275.

27 Bütün bu bilgilerin bulunduğu metinler PS 98’de ve WS 103’te kaydedilmiştir. Ayrıca bkz. K. Salgarulı, Dunhu-Kaoçı, Almatı 1999, s. 78-82.

28 Bkz. W. Eberhard, Çinin Şimal Komşuları, Ankara 1942, s. 79; İstoriya Sibiri, I, Moskova 1968, s. 266; Czegledy, aynı eser, s. 57 vd.; Hsüe Tsung-cheng, aynı eser, s. 372-273; D. Christian, aynı eser, s. 250-251.

29 Töles boylarını anlatan diğer kaynaklardan T’ung Tien 199-1080; Wen-hsien T’ung-k’ao 344-2698 a, b; Ts’e-fu-Yüan-kuei 956-33-34’da ve Suei Shu 84 ile Pei Shih 99’da müstakil Töles bölümleri vardır.

30 Chou Shu 50, s. 907.

31 A. Taşağıl, Gök-Türkler, Ankara 1995, s. 16-18.

32 Töles adı, Orhun Abidelerinde sadece Bilge Kagan kitabesinde iki yerde zikredilmiştir. “Halkı atalarımın dedelerimin töresince (yeniden) yaratmış (ve eğitmiş) Töles ve Tardus halklarını o vakit düzenlemiş (doğu satır 12); babam Türk Bilge Kagan tahta oturduğunda şimdiki Türk beyleri batıdaki Tarduş beyleri, Kül Çor başta olmak üzere Şadapıt beyler, Apa tarkan (Güney satır 13), bkz. T. Tegin, Orhun Yazıtları, Ankara 1988, s. 41-55.

33 Chiou T’ang Shu 194’de kaydedilmiş olan Töles bölümü, Suei Shu ve Pei Shih’ya göre farklıdır. Burada boyların adı zikredildikten sonra onların kuvvetlenmesi anlatılmaktadır. Bu Doğu ve Batı Gök-Türk devletlerinin zayıflayıp, Çin nüfuzuna girdiği devreye tesadüf etmektedir.

34 Chiou T’ang Shu 199, s. 5343-5345.

35 Urug, aileler birliği anlamına gelmektedir, Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s. 202; A. Donuk, Eski Türk Devletlerinde Askeri-İdari Unvan ve Terimler, İstanbul 1988, s. 89-90.

36 Töleslerin en önemli bölgesinin Kerulen nehri havzası ile Baykal Gölü’nün güneyinin gösterilmesini (Yao Ta-chung, Ku-tai pei-hsi Chung-kuo, Tai-pei 1981, s. 170 vd. ) pek isabetli bulmuyoruz. Çünkü kaynaklardan anlaşıldığı üzere doğuda Kerulen nehrinden batıda Hazar Denizi’ne kadar çok geniş bir alana yayılan Töles boylarının Çin’e yakın olanlarından daha fazla ve önemle bahsedilmesi normal karşılanmalıdır. Ayrıca yine metinlerden anlaşılacağı üzere batı taraflarında daha çok boy bulunmakta idi.

37 Bu boy daha sonra Uygur Devleti’nin kurulmasında büyük rol oynayacaktır. Tafsilatlı bilgi için bkz. G. Çandarlıoğlu, Ötüken Bölgesindeki Büyük Uygur Kağanlığı, (İ. Ü. Ed. Fak. yayınlanmamış doçentlik tezi, 1972), s. 2, 15 vd.

38 Kabile isimlerinin bazılarının Türkçelerinin açıklanması için bkz. M. Mori, On Chi-li-fa (Eltabar/eltebir and Chi-chin (İrkin) of the T’ie-le Tribes, Acta Asiatica, 9, 1965, s. 31-36.

39 Bayırku boyu özellikle II. Gök-Türk Devleti döneminde önemli rol oynayacaktır, bkz. E. Chavannes, Documents sur les Tou-kioue Occidentaux, Paris 1941, s. 74, 89.

40 Erkin unvanının tarihi gelişimi için bkz. A. Donuk, aynı eser, s. 15.

41 İzgil=Ssu-chie için bkz. Mori, aynı eser, s. 43; Ayrıca Eberhard, Ssu-chie’nin Türkçesinin Sikari olduğunu söylemektedir (bkz. s. 154).

42 Bu bölge yani Tanrı Dağlarının kuzey silsileleri Batı Gök-Türklerinin merkezliğini yapmıştır, Altındağ, Ektag vb. isimlerle zikredilmiştir.

43 Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s. 90; Czegledy, aynı yer.

44 KT, doğu 4; BK, doğu 5; ayrıca bkz. B. Ögel, “Gök-Türk Yazıtlarının Apurımları ve Fu-lin Problemi”, Belleten, 33, 195, s. 70.

45 Ş. Baştav, Sabir Türkleri, Belleten, 17-18, 1942, s. 59 vd.

46 Bu olayın tafsilatı için bkz. Suei Shu 67; ayrıca A. Taşağıl, Gök-Türk Ülkesine Gelen Çinli Elçilerin Raporlarına Göre Gök-Türk-Çin İlişkileri (552-630), (İ. Ü. Sos Bil. Ens. Yayınlanmamış Yüksek Lisans tezi, 1989), s. 79-80; aynı müel. Töles Boylarının Coğrafi dağılımına Bir bakış, MSÜ Fen-Ed. Fak. Dergisi, sayı 1, 1991.

47 Çin imparatoru T’ai-tsung, bir mektupla Ch’iao Shih-wang’ı kurt başlı sancakla elçilik vazifesiyle Sir Tarduşlardan İ-nan’a elçi olarak gönderip onu kagan olarak tanıdığını bildirmişti, CTS 194, s. 5344.

48 Taşağıl, Gök-Türkler, s. 70-85.

49 BK, G, 13.

50 BK, D, 12.

51 Şine Usu, K, 1.

52 A. Temir, Moğolların Gizli Tarihi, Ankara 1986, s. 139, 160.

53 BK D5; KT D4.

54 K. Czegledy, s. 48-75; B. Ögel, Gök-Türk Yazıtlarının Apurımları ve Fu-lin Problemi, s. 71 vd.; L. Rasony, Tarihte Türklük, s. 79 vd. Kafesoğlu, s. 152-154; A. N. Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki Türk Kavim ve Devletleri, Ankara 1992, s. 25.

55 Wei Shu 102.

56 Czegledy, aynı eser, s. 48-57; Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü, s. 81.

57 Czegledy, s. 70; Kafesoğlu, aynı eser, s. 84.

58 DLT, I, s. 139.

59 TPHYC 198, s. 743.

60 TT 1081a; WHTK 2699b; TPHYC 198, 743.

61 not 30.

62 HTS 217B, s. 6143; TT, aynı yer.

63 Taşağıl, Kapgan, Belleten, 218, s. 67, 68.

64 TT, aynı yer ve de HTS 217B, aynı yer.

65 HTS 217B, aynı yer.

66 KT K 5, 6.

67 BK D1.

68 Bkz. H. N. Orkun, Eski Türk Yazıtları, Ankara 1987, s. 490, 491.

69 T, 23, 24.

70 KT D, 19, 20; BK D, 16, 17.

71 KT D, 38; BK D, 26.

72 KT K, 2, 3.

73 TT 1081a; WHTK 2699a; TPHYC 198, 737.

74 not 36 ve 37.

75 Bu bilgi sadece HTS 217B, s. 6140’da bulunmaktadır.

76 TT 1081a; WHTK 2699a; HTS 217B, s. 6140; TPHYC 198, s. 737; Hsüe Tsung-cheng, s. 228.

77 Tu-tu-fu.

78 HTS 217B, s. 6140.

79 Taşağıl, Kutlug Kagan ve II. Gök-Türk Devleti’nin Kuruluşu, Bir Dergisi, s. 232 vd.

80 KT D, 34; L. Bazin, Les Calendriers…, s. 226; Kafesoğlu, s. 113.

81 Liu, aynı eser, I, s. 171, 223; L. Bazin, s. 234.

82 Taşağıl, Kapgan…, s. 70.

83 KT G 4; BK K, 3.

84 HTS aynı yer; WHTK 2699a.

85 TPHYC 198, s. 737’de ise altmış bin insan olarak bildirilmiştir. Bu rakam daha doğru olabilir.

86 Bekletilen yıl sayısı HTS 217B’de üç yıl, WHTK ve TT’de iki yıl olarak belirtilmiştir.

87 TPHYC 198, s. 738; HTS 217B, s. 6140.

88 Bkz. SS 84, s. 1879, 1880; PS 99, s. 3203-4. Ayrıca bkz. Taşağıl, Töles…, s. 234-244.

89 TT 1083; WHTK 2717c.

90 Chavannes, Additionalles., s. 19; Salman, Basmıllar ve Beşbalık bölgesinin Diğer kabileleri, Marmara Üniv. Türklük Araştırmaları Dergisi, sayı 6, 1991, s. 166.

91 BK D, 25; ayrıca bkz. H. Salman, “Basmıllar ve Beşbalık Bölgesinin Diğer Türk Kabileleri”, s. 165 vd.

92 Tafsilatlı bilgi için bkz. Taşağıl, “Gök-Türklerin Sonu ve Belgeleri”, Belleten, 236, s. 26-29; D. Sinor, The Cambridge History of İnner Asia, Cambridge 1990, s. 313.

93 A-shih-na adının burada kullanıması çok ilginçtir. Bu durum bize Basmılların Gök-Türk hanedanlığı ile olan yakınlığını sorusunu akla getirmektedir.

94 HTS 217B, 6143-44; WHTK 2717c.

95 Şine Usu, G, 4.

96 Şine Usu G, 5.

97 Şine Usu G, 7.

98 Şine Usu, G 12, 13, B, 2.

99 DLT, I, s. 459.

100 DLT, II, s. 312, III, s. 356; O. Pritsak, Karahanlılar mad., İA, VI, s. 260; Salman, aynı eser, s. 177, 178.

101 Z. V. Togan, Umumî Türk Tarihine Giriş, İstanbul 1980, s. 144.

102 TT aynı yer; WHTK 2717c.

103 Hudud’ül-Alem, s. 96; Sümer, Oğuzlar, s. 38.

104 Sümer, aynı yer.

105 DLT, I, s. 379; Şeşen, İslâm Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri, s. 27.

106 Sümer, aynı eser, s. 38.

107 DLT, I, s. 28, 30, 381; Şeşen, s. 27.

108 DLT, I, s. 497, Şeşen, s. 28.

109 not 37 ve ayrıca TPHYC 198, s. 742’ sadece Ch’i-pi’lerin asker sayısının 2 bin olduğu bildirilmiş, TT 1081b’de ise üç bin şeklinde ifade edilmiştir.

110 Taşağıl, Gök-Türkler, s. 88-92.

111 PS aynı yer; SS aynı yer.

112 HTS 217B, s. 6142; WHTK 2699b.

113 HTS 217B, s. 6146; WHTK 2699b; TT 1081b.

114 Hududül-alem, s. 98-99; Şeşen, s. 66.

115 Mukaddesî, 274, 275’ten naklen Sümer, s. 36.

116 DLT, I, s. 393-394; Şeşen, s. 27.

117 İbnül-Esir, İslam Tarihi (terc. A. Özaydın), X, İstanbul, s. 155; Sümer, s. 36.

118 F. Köprülü, “Kay Kabilesi hakkında Yeni notlar”, Belleten, VIII, 31 (1944), s. 444-452; Sümer, s. 37;.

119 DLT, I, s. 294.

120 Şine Usu, G, 11.

121 BK, D, 26.

122 Şine Usu, D, 7.

123 Şine Usu, D, 10, 11.

124 Şine Usu, G, 2.

125 Kafesoğlu, aynı eser, s. 177.

126 Sümer, aynı eser, s. 22.

127 Sümer, s. 40.

128 F. Köprülü, Halaç mad, İA, V/1, s. 112-113; Sümer, aynı yer.

129 PS 99 aynı yer; SS aynı yer.

130 HTS 217B, s. 6145.

131 TT 1081a; WHTK 2699b.

132 PS 99 s. 3303; SS 84, s. 1879.

133 HTS 217B s. 6141.

134 Kafesoğlu, Harezmşahlar Devleti Tarihi, Ankara 1984, s. 7, 40-42, 52, 53, 130, 131 vs.; Barthold, Moğol İstilasına kadar T ürkistan (terc. H. D. Yıldız), İstanbul 1981, s. 510.

135 DLT, III, s. 379; Kanglıların 13. yüzyıldaki durumu hakkında ayrıca bkz. Cuveynî, s. 36, 145, 188, 305, 315, 337, 341, 381.

136 HTS 217B, s. 6143.

137 TFYK 964, 1b; CTS 199B, s. 5344, ayrıca bkz. Taşağıl, Gök-Türkler, s. 80.

138 WHTK 22725a; HTS 217B, s. 6143.

139 WHTK 2725a.

140 CTS 194B, s. 5181; HTS 215B, s. 6057; TT 1077b; Liu İ-t’ang, Hsin T’ang Shu Hsi T’u-chüe Chüan K’ao-chu, PC, 14 1983, s. 177; Salman, VII. ve X. Asırlar Arasında Önemli Türk Boylarından Karluklar ve Karluk Devleti, Türk Dünyası Araştırmaları, 15, Aralık, 1981, s. 170.

141 TT 1077a.

142 TT 1073c; CTS 194A, s. 5165; HTS 215A, s. 6040, 6041; TFYK 986, 1a; TCTC 198, s. 6250; 199, s. 6262, 6265, 6271, 6272; WHTK 2691; Liu, I, s. 155, 207, 210; Chang Jen-t’ang, s. 116-118; Liu İ-t’ang, “T’u-chüe Chüan Shih-hsi-k’ao”, PC, s. 49-50.

143 J. Hamilton, “Toquz Oguz et On Uighur”, Journal Asiatique, 1962, s. 33-54; M. Mori, “On Chi-li-fa (Eltäbar/eltabir) and (İrkin) of the T’ie-le Tribes”, Acta Asiatica, 9, Tokyo 1965, s. 53 vd. Taşağıl, Gök-Türkler II, s. 41-47.

144 HTS 217B, s. 6143; WHTK 2725b; Chavannes, 33, 67n2; Salman, s. 173.

145 Chavannes., Documents., s. 62; Salman, Kar1uk, s. 73; Taşağıl, Gök-Türkler II, s. 70.

146 CTS 109, s. 3293.

147 HTS 215B, s. 6060; Taşağıl, Gök-Türkler II, s. 72.

148 Salman, s. 175.

149 TT 198, 1073a; WHTK 2691b; HTS 215A, s. 6042.

150 Tu-lu’lardan Hu-lu-wu, Shu-ni-she kabileleri.

151 TFYK; Chavannes, notes, s. 29.

152 Taşağıl, Kapgan, s. 69.

153 Liu Mau-tsai, I, s. 258; Chavannes, Notes, s. 30-31.

154 KT, K, 2-4.

155 TFYK 964, 11b, 12a.

156 Chavannes, Documents, s. 284.

157 BK, D; 38.

158 TFYK 975, 8b; Chavannes, Notes, s. 48; Salman, s. 184.

159 Lin En-hsien, s. 10, 29; Taşağıl, “Gök-Türklerin Sonu ve Belgeleri”, Belleten, sayı 236, 1999, s. 24-29.

160 HTS 215B, s. 6054 vd.; TCTC 215, s. 6809 vd.

161 Karabalasagun Yazıtı, 5; B. Ögel, Şine Usu Yazıtın Tarihi Önemi, s. 363.

162 Şine Usu Yazıtı, G, 2; Ögel, aynı eser, s. 373.

163 Şine Usu Yazıtı, G, 1, 2.

164 Şine Usu Yazıtı, G, 3.

165 Şine Usu Yazıtı, G, 7.

166 Şine Usu, G, 10, 12.

167 Şine Usu, B, 1.

168 Şine Usu, B, 2.

169 TFYK 971, 15b; Chavannes, Notes, s. 76.

170 TFYK 971, 18a; Chavannes, Notes, s. 84.

171 TFYK; Chavannes, Notes, s. 90.

172 Chavannes, s. 305; Lin En-hsien, s. 302.

173 Z. V. Togan, “Eftalitlerin Menşeî Meselesi, “İTED, IV, 1-2, 1964, s. 58; Salman, “Karluk…”, s. 189.

174 Bu konuda ayrıca bkz. Qazaqstan Tarihı, Almatı, s. 307.

175 Chavannes, Documents, s. 142.

176 V. Barthold, Türkistan, s. 252; H. D. Yıldız, “Talas Savaşı Hakkında Bazı Düşünceler, s. 71-82; D. M. Dunlop, “A New Source of İnformation on the Battle of Talas or Atlakh”, UAJbhr, 36, 3-4s. 326-330.

177 İbn el-Esir, V, 365; H. A. R. Gibb, Orta Asyada Arap Fütuhatı (türk. terc. ) İstanbul 1930, s. 80; Salman, “Karluk. ”, s. 191; Qazaqstan Tarihı, s. 307; P. B. Golden, “The Turkic Steppe in Early Samanid Times”, The Cambridge. s. 343, 348.

178 Hudud’ül-Alem, s. 288; Togan, Eftalitlerin Menşeî Meselesi, s. 60; Pritsak, Karahanlılar mad., İA, s. 268; Salman, Karluk., s. 192-193.

179 Kafesoğlu, aynı eser, s. 138-139.

180 Ayrıca bkz. Chavannes, Documents…, s. 85; O. Pritsak, Von den Karluk den Karachaniden, s. 270; Salman, s. 194, 195.

181 Donuk, aynı eser, s. 11.

182 Hudud’ül-Alem, s. 287.

183 aynı eser, s. 98.

184 H. Hoffmann, Die Qarluq in der Tibetischen Literatur, Oriens, sayı 3 (1950) s. 199 vd.; P. B. Golden, the Turkic steps., s. 350; Salman, Karluk…s, 200, 201.

185 V. Bucher, Samaniler mad. İA, s. 140; Barthold, Türkistan, s. 285; R. R. Arat, Karluk mad., İA; Smagulov, Grigoryev, İtenov, Oçerk po istorii srednevekogo Turkestana, Almatı s. 9-12; K. M. Baypakov, Srednevekovie goroda Kazahstana, Almatı, 1998, s. 84.

186 Salman, s. 199.

187 Hudud’ül-Alem, s. 97, 98; Gerdizî, s. 256, 257’den Şeşen, s. 63, 64.

188 G. Le. Strange, The Lands of Eastern Caliphate, Cambridge, 1905, s. 482.

189 Donuk, s. 32.

190 Pritsak, Karahanlılar mad., İA; Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s. 139.

191 E. Merçil, “Sebük Tegin’in Pendnamesi”, İTED, VI, 1-2, 1975, s. 222-227.

192 İbnül-Esir, XI, s. 80-84; Atamelik Cuveynî, Tarih-i Cihan-guşa (terc. M. Öztürk), Ankara 1999, s. 305; Kafesoğlu aynı eser, s. 140; R. R. Arat, Karluk mad; İA, VI, s. 351 vd.

193 Kafesoğlu, Harezmşahlar, s. 52 vd.; Köymen, Büyük Selçuklu Devleti, II, Ankara 1954 s. 326-329; E. Merçil, İlk Müslüman Türk Devletleri, s. 69.

194 Hudud’ül Alem, s. 101.

195 İbn’ül Esir, IX, s. 232-233; O. Pritsak, Karahanlı mad’s İA, VI, s. 256; L. Rasony, Tarihte Türklük, s. 137; R. R. Arat, Kıpçak mad’. İA, VI, s. 714.

196 DLT, I, s. 494; Şeşen, s. 28; P. B. Golden, s. 277 vd.

197 G. Moravcsik, Byzantino-Turcica, II, s. 148 vd. Kafesoğlu, s. 175; Kurat, Peçenek Tarihi, s. 183; L. Rasony, Tarihte Türklük, s. 136, 137; S. M. Ahincanov, Kıpçaki, Almatı 1995, s. 4 vd.

198 J. Marquart, Über das volkstum der Komanen, Berlin 1914; L. Rasony, aynı eser, s. 138.

199 Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki Türk Kavim ve Devletleri, s. 70.

200 Ahincanov, s. s. 155, 156.

201 Kurat, aynı eser, s. 73.

202 Mesela bkz. L. Ligeti, Kırgız İsminin Menşei, Türkiyat Mecmuası, I, 1925, s. 231-249; L. Bazin, Les Calendriers Turc Ancien et Mediavaux, Lille 1974, s. 103; E. G. Pulleyblank, The Name of the Kirghiz, Central Asiatic Journal, 34, 1990, s. 98-109.

203 SC 110, s. 2893 HS 94A, s. 3753.

204 HS 94B, s. 3800; HTS 215B, 6149; WHTK 2724a; TC 6729c.

205 CS 50, s. 909.

206 CTS 194A, s. 5165; HTS 215A, s. 6041.

207 WHTK 2724a, b; TC aynı yer; HTS 217Bs. 6149-6159.

208 WHTK 2724b.

209 2724a, b.

210 SS 84, s. 1879; PS 99, s. 3303.

211 TFYK 996, 6a.

212 W. Barthold, Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler, İstanbul 1927, s. vd; Eberhard, aynı eser, s. 67-70; A. P. Okladnikov, Ancient Population of Siberia and its Cultures, Massachusetts 1959, s. 41.

213 CS 50, 907 vd.; SS 84, s. 1864; PS 99, s. 3285 vd.

214 aynı yer.

215 CS 50, s. 909; TT 1068a; WHTK 1867b; TFYK 997, 2a; ayrıca bkz. Liu, I, s. 15 vd.; A. Taşağıl, Gök-Türkler, s. 26.

216 Bu konuda daha fazla bilgi için bkz. B. Ögel, İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, s. 7-28.

217 Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s. 47-48.

218 SC 110, s. 2893; HS 94A, s. 3753.

219 HS 94B, s. 3800.

220 HTS 217B, s. 6149; TC 6729c; WHTK 2687a.

221 Li Ling’in biyografisi HS 54, s. 2450-58’de bulunmaktadır.

222 CS 50 s. 908; PS 99, s. 3285; TT 1067c.

223 TCTC 166, s. 5140; CS 50, s. 908; PS 99, s. 3285; TT 1067c.

224 L. Ligeti, Bilinmeyen İç Asya (trc. S. Karatay), Ankara 1986, s. 66.

225 KT, doğu, 4 ve BK, doğu, 5.

226 CTS 194A, s. 5165; HTS 215A, s. 6041.

227 HTS 217B, s. 6149; TC 6729c; WHTK 2724c.

228 HTS 217B, s. 6149-50; WHTK 2724c.

229 TFYK 997, 14a; TCTC 246.

230 Bu hadiselerin teferruatı için bkz. Li Te-yü, s. 47 vd.

231 TCTC 246: gönderilen elçinin adı T’a-pu-he-tsu idi ve bu elçi Çinlilere şöyle dedi: “Daha önce T’ai-he prensesi size teslim etmek için Tu-lü-shih-he ve diğerlerini göndermiştik. Fakat, şimdiye kadar onlardan hiç haber gelmedi. Onlar sarayınıza kadar varabildi mi? Yoksa kötü adamlar tarafından yakalandılar mı? Bunun hakkında hiçbir şay bilmiyoruz. Şimdi biz ordularımızı göndererek aramaya çalışıyoruz. İster göğe çıkmış olsunlar, isterse yerin dibine girmiş olsunlar, biz onları muhakkak arayıp bulacağız. Bundan başka Kara Irmak (He-le ch’uan)’a göçüp Uygurların eski memleketlerinde oturacağız. Ayrıca onların hakimiyetleri altında bulunan Kuca, Beşbalık Ta-tan gibi beş kabilenin yerlerini elde edeceğiz”.

232 CTS 18A; HTS 217B, s. 6150. Bu arada HTS göst. yer de Chu-wu’nun kabile adı (soyadı), He-su’nun ise He-cesur, Suo’nun-sol olduğu şeklinde ve tam olarak çok cesur ve sol tarafından ok atan bir şahsiyet şeklinde enteresan bir açıklama vardır.

233 Bu konuda bkz. Tsai Wen-shen, 155-159; TCTC 247.

234 TCTC 247.

235 TFYK 994, 1b.

236 TFYK 980, 19b; Tsai Wen-shen, s. 164-172; TCTC 247; CTS 18B; HTS 217B, s. 6150.

237 HTS 217B, 6150; TCTC 248.

238 HTS 217B, s. 6150; TCTC 248.

239 TFYK 965, 15a; TCTC 248; CTS 18B; HTS 217, s. 6150.

240 CTS 195A; TCTC 248; HTS 217B, s. 6150.

241 TCTC 250.

242 TCTC 250.

243 HTS 217B, s. 6150, 6151.

244 KT, D, 4, 14, 15, 17, 18, 21, 24, 25, 36, K, 13; BK, D, 5, 12, 15, 17, 20, 26; T, I, 2, 4, 5, 6, Suci 1-11; Şine Usu 10.

245 KT, D, 17-18; BK, D, 15, 17; T, I, 3, 4, 6, 5.

246 KT, D, 25; BK, D, 20.

247 KT, D, 35, 36; BK, D, 26, 27. Ayrıca bkz. R. Giraud, L’empire Des Turcs Celestes, Paris 1960, s. 175; L. Bazin, aynı eser, s. 226.

248 KT, K, 13.

249 Şine Usu, doğu, 10; ayrıca bkz. Ögel, Şine Usu Yazıtı’nın Tarihi Önemi, Belleten, sayı 59, 1951, s. 361-379; G. Çandarlıoğlu, Ötüken Bölgesindeki Büyük Uygur Kağanlığı (İ. Ü. yayınlanmamış doç. Tezi) İstanbul 1972, s. 26.

250 Suci, 1-11.

251 Orkun, s. 234 vd.; Çandarlıoğlu, aynı eser, s. 126.

252 Hudud’ül-Alem, s. 96-97; Gerdizî, Zeynül ahbarı; s. 260-261; Avfî, Camii ül Hikâyât, s. 488’tan Şeşen, 63, 64, 75, 91.

253 DLT, I, 381; Şeşen, s. 28.

254 TT 200.

255 TT aynı yer; TPHYC 199, s. 727.

256 Qazaqstan Tarihı, s. 322.

257 Gerdizî, Zeyn’ül-ahbar’dan naklen, Şeşen, s. 73.

258 R. Şeşen, İbn Fazlan Seyahatname, s. 90, 91.

259 Arslonva F. H. -Klaştorny S. G., “Runiçeskaya nadpis na zerkale iz verhnego priirtişya”, Tyurkologiçeskii Sbornik, 1972, Moskova 1973, s. 306-315.

260 J. Marquart, Über das volkstum Der Komanen, Berlin 1914; A. N. Kurat, Peçenek Tarihi, İstanbul s. 191.

261 Bilge, D, 26; Şine Usu, D, 7, 11; Kafesoğlu. s. 177.

262 Şeşen, s. 66; Ahincanov, Qıpçaki, s. 154 vd.

263 Gerdizi’den naklen, Şeşen, s. 73; ayrıca F. Sümer, Kimek mad., İA, VI, s. 809-810; E. Buharalı, Kimek Hakanlığı, Tarihte Türk Devletleri, I, Ankara 1987, s. 263.

264 Moğolların Gizli Tarihi, s. 54, 55, 143.

265 Hudud’ül Alem, s. 100.

266 Mervezî’den naklen Sümer, s. 42; Şeşen, İbn Fazlan, s. 104-105.

267 Hudud’ül-Alem, s. 100; Şeşen, s. 67.

268 Mücmelüt-Tevarih’ten Buharalı, aynı eser, s. 264.

269 Mervezî, ’den Şeşen, aynı eser, s. 104.

270 V. Minorsky, Sharaf al-zaman Tahir Marvazî on China, The Turks and İndia, London 1942, s. 18; P. B: Golden, s. 279; G. Çandarlıoğlu, Sarı Uygurlar ve Kansu Bölgesi Kabileleri, Tai-pei 1967, s. 43,

271 DLT, I, s. 325.

272 Kafesoğlu, Harezmşahlar Devleti, s. 40, 131; Köprülü, Harizmşahlar, İA, V/1, s. 265-296.

273 DLT, III, s. 29; Şeşen, s. 28.

274 WHTK 2725c.

275 HTS 217B, s. 6144; WHTK 2724a.

276 TT 108?; TPHYC 200, s. 748.

277 Asker sayısı TPHYC 200, 748’de 4 bin 500 olarak belirtilmiştir.

278 TT 1080.

279 TT 1080; TPHYC, s. 748.

280 HTS 217B, s. 6144-45.

281 HTS 217B, s. 6144, 6145; WHTK 2724a.

282 KT, D4; BK, D5.

283 WHTK 2725c.

284 DLT, III, s. 183; Sümer, s. 39; Şeşen, s. 27.

285 T, 7.

286 T, 9-10, 12, 15.

287 T, 15-18.

288 T, 49.

289 T, 22.

290 KT, K, 6; BK, D, 32.

291 KT, K, 6-13; BK D, D, 29-31.

292 BK, D, 32-34; KT, K, 8.

293 BK, D, 23; KT, D, 28.

294 KT, D, 28; BK, D, 23.

295 Ongin, 5.

296 BK, D, 23; KT, D, 28.

297 Şine Usu, G, 8.

298 Barlık, I, 2; Orkun, s. 471.

299 Sümer, s. 14; Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü, s. 141; ayrıca DLT, I, s. 37, 48; A. Caferoğlu, Türk Dili Tarihi, I, s. 134. Diğer görüşleri ileri sürenler P. Pelliot, T’oung Pao, 1930, s. 256-257 (uguz, oguz, agız-ilk süt; J. Marquart, Über das volkstum der komanen, Berlin 1914, s. 37, 201 (oq+u+z= oklu adam); P. A. Boodberg, 1939, (ugur>oguz= boynuz); D. Sinor, OğuzDestanı üzerine Bazı mülahazalar, TDED, IV, 1-2, s. 1-14 (Oguz=öküz=ögüz); L. Bazin, Notes sur les Mots Ogu et Turk, Oriens, 1953, VI, s. 315; J. Hamilton, JA, 1962, s. 23-25 (klan-oguş).

300 TT 1078c; Chavannes, Documents, s. 67, 68, 271; Taşağıl, Gök-Türkler, II, s. 71 vd.; Salman, Türgişler, Ankara 1998, s. 12, 13 vd.

301 Kafesoğlu, s. 143; Sümer, s. 49.

302 Bkz. Salman, Türgişler, s. 12-94; ayrıca Barthold, Türkistan, s. 258.

303 İbn Hurdadbih’ten naklen Şeşen, s. 154, 184; Sümer, s. 46; Kafesoğlu, s. 144.

304 İstahrî’den naklen Şeşen, s. 155; Sümer, s. 46.

305 Oğuz şehirlerinin kalıntıları vesair eserleri için bkz. T. Qongıratbaev, Ertedegi Eskertişter, Almatı 1996, s. 68-155.

306 Dede Korkut destanları için bkz. B. Ögel, Türk Mitolojisi, I, Ankara, 1993; II, Ankara 1995; Korkut Ata, Almatı 1999; M. Ergin, Dede Korkut Kitabı, İstanbul 1981.

307 Bkz. H. N. Orkun, Eski Türk Yazıtları, s. 623.

308 Şine, D, 1, 3, B, 8.

309 Gerdizî’den naklen Sümer, s. 60.

310 İbn’ül-Esir, IX, s. 362; ayrıca bkz. Barthold, Türkistan, s. 339-340.

311 F. Sümer, Oğuzlara Ait Destanî Mahiyette Eserler, s. 381.

312 O. Pritsak, Der untergang des Reiches des Oguzischen Yabgu’dan naklen Kafesoğlu, s. 145; Sümer, Oğuzlar, s. 65, s. 145; P. B: Golden, aynı eser, s. 361-362.

313 24 Oğuz boyunun listeleri ve değerlendirilmeleri için bkz. Sümer, aynı eser, s. 163-267 ve de Ögel, Türk Mitolojisi, I, s. 327, 354.

314 K. Bela, XI-XII. Asırlarda Uzlar ve komanların tarihine Dair (terc. H. Z. Koşay), Belleten 1944, sayı 29, s. 119-136; A. N. Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki., s. 65-68; aynı müel., Pe-

çenek Tarihi, s. 155-188; Kafesoğlu, s. 173; Sümer, s. 67; P. B. Golden, “The Oguz (Torki) in the South Russian Steppes”, The Cambridge History of Early inner Asia, s. 275.

315 HTS 217B, s. 6146.

316 TPHYC 200, 763.

317 WHTK 2725b; TPHYC 200, 763; TT 1081.

318 TT 200; TPHYC 200, s. 763; HTS 217B, s. 6146; WHTK 2725b.

319 TT 1081; WHTK 2725b; TPHYC 200, 763, 764; HTS 217B, s. 6146.

320 PS 99 aynı yer; SS 84, 1880.

321 HTS 217B, s. 6140; WHTK 2698c; TT 1080c; TPHYC 198, s. 734; ayrıca J. Hamilton, aynı eser, s. 27, 54 n. 19. n20; E. Pulleyblank, Some Remarks on the Toquzoghuz Problem, s. 39 vd; Liu, II, s. 592.

322 W. Eberhard, Birkaç Eski Türk Unvanı Hakkında, s. 337; Donuk, s. 10.

323 HTS 217B, s. 6140; WHTK 2725c.

324 TT 1081b; HTS 217B, s. 6145; WHTK 2699b.

325 A. N. Kurat, Peçenek Tarihi, s. 30; Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s. 169; F. Sümer Oğuzlar, s. 44; Şeşen, s. 67.

326 Taşağıl, Gök-Türkler II, s. 65-66.

327 Kurat, Peçenek., s. 32. 33. 43-44; F. Sümer, Oğuzlar, s. 44.

328 DLT, I; s. 488; Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s. 169.

329 Şeşen, İbn Fadlan, s. 45.

330 Hudud’ül Alem, s. 101; Gerdizî, Zeyn ül ahbar, s. 272’den ve Avf î, Camii ül Hikâyât’tan Şeşen, s. 81, 93.

331 Nagy Szent-Miklos hazinesi hakkında bkz. H. N. Orkun, Eski Türk Yazıtları, Ankara 1987, s. 375-399.

332 DLT, I, s. 488; Şeşen, s. 28.

333 Sha-t’o’ların burada ele aldığımız devresi hakkında Çin kaynaklarındaki bilgiler, HTS 218, s. 6153-6155 ve de WHTK 2723, a, b, c, /2724a’da bulunmaktadır.

334 G. Çandarlıoğlu, Sarı Uygurlar ve Kansu Bölgesi Kabileleri., 14, 76, 77 vd.

335 Bu konuda daha fazla bilgi için bkz. W. Eberhard, Çin Tarihi, Ankara 1987, s. 230-231; Wu Hsing-tung, Beş Sülale Çağında Sha-t’o’ların Çin Toplumuna Etkileri, Taipei 1970, s. 20-27; Hou Lin-po, T’ang Tai i-ti Pien-huan shih-lüe, s. 191-194.

336 BK, D, 1.

337 T, 3, 11, 60, 61, 62.

338 PS 99, s. 3303; SS 84, s. 1879.

339 HTS 217B, s. 6146; Hsüe Tsung-cheng, T’u-chüe Shih, Pekin 1992, s. 227, 371-377.

340 KT, K, 3, 4.

341 HTS 217B, s. 6134; Hsüe Tsung-cheng, aynı eser, s. 404 vd.

342 TT 1080b; TPHYC, 198, s. 697; WHTK 2698b.

343 CS 50, s. 908; SS 84, s. 1879-80; PS 99, s. 33030; Liu, I, s. 127-128; Taşağıl, Gök-Türkler, s. 16 vd.; Lin En-hsien, T’u-chüe Yen-chiou., Tai-pei 1988, s. 1 vd.

344 SS 84, s. 1876-77; PS 99, s. 3300.

345 CS 50, s. 908; SS 1879-1880; PS 99, s. 3303 ve de CTS 199B, s. 5343-44.

346 CS 50, s. 908; SS 1879-1880; PS 99, s. 3303 ve de CTS 199B, s. 5343-44.

347 HTS 217B, s. 6134.

348 HTS aynı yer.

349 B. Ögel, Uygur Devletinin Teşekkülü ve Yükseliş Devri, Belleten, 75, 1955, s. 336. Fakat, Ögel, bu konuyla ilgili HTS’deki metinlere müracaat etmemiştir.

350 CTS 199B, s. 5344; HTS 217B, s. 6135. ayrıca bkz. Ögel, Uygur Devletinin., s. 337, Hou Lin-po, aynı eser, s. 85, 86 vd.

351 Tu-wei-chien Dağındaki merkezin Togu Balık şehri olduğu konusunda bkz. Ögel, Uygurların Menşe Efsanesi, DTCF, VI, 1-2, 1948, s. 19; unvan açıklamaları için bkz. Mori, aynı makale, 32-40. CTS 3, s. 43.

352 CTS 3, s. 43; TT 1080b; TPHYC 198, s. 697; WHTK 2698b.

353 CTS 3, s. 53; HTS 2, s. 41; HTS 217B, s. 6136; CTS 199B, s. 5345; TCTC 196, s. 6171, 6172.

354 CTS 3, s. 55; HTS 217B, s. 5137; Liu, I, 153, 155, 204, 206.

355 CTS 3, s. 58; HTS 217B, s. 6137, 6138; TT 1080b, c; TPYC 198, s. 697-699; WHTK 2698b, c.

356 Bu bilgilerin en teferruatlı bulundukları metinler HTS 217B, s. 6134-6139 ve CTS 199B, s. 5345-5349’da kayıtlıdır. HTS’deki Sir Tarduş bölümünün kısmen tercümesi için bkz. Chavannes, s. 94-96.

357 TPHYC 198, s. 699.

358 HTS 217B, s. 6146.

359 KT, D, 13; BK, D, 12.

360 BK, G, 13.

361 KT, D, 17; BK, D, 15.

362 KT, K, 13.

363 T, 31.

364 T, 41.

365 İhe Hüşotu, D, 14.

366 Şine Usu, D, 6, 7.

367 Hoytu Tamır, 3.

368 Liu, II, s. 592; J. Hamilton, “Toquz Oguz.”, s. 23-63; M. Mori, aynı eser; Kafesoğlu, s. 123, 124; Ö. İzgi, Uygurların Siyasî ve Kültürel Tarihi, 1987, s. 13; Taşağıl, Gök-Türkler II; aynı müel, Töles Boylarının Coğrafi Dağılımına Bir Bakış, s. 234-243.

369 Liu, II, s. 592; J. Hamilton, “Toquz Oguz”, s. 23-63; M. Mori, aynı eser; Ö. İzgi, Uygurların Siyasî ve Kültürel Tarihi, 1987, s. 13; Taşağıl, Gök-Türkler II, s. 41-47.

370 Taşağıl, II. Gök-Türk Devleti’nin Kuruluşu, s. 227-243.

371 Bu konuda tafsilen bkz. E. G. Puleyblank, “Some Remarks on the Tokuzoghuz Problem”, UAJbr, 1956, 28, 35; J. Hamilton, aynı eser, s. 13-63; C. Mackerras, The Uighurs, The Cambridge Earl History of İnner Asia, s. 320.

372 V. Minorsky, Tamim İbn Bahr’s Journey to the Uyghurs, BSOAS, 1948, s. 281 vd.; diğer İslâm kaynakları için bkz. Şeşen, s. 17, 19, 20-23, 42-45, 58, 60, 61-65 vs., 72 vd. 100 vd. 134 vd. 143 vd., 163.

373 T, 9; ayrıca kz. Taşağıl, Kutlug Kagan ve II. Gök-Türk Devleti’nin Kuruluşu, s. 234-236.

374 KT, G, 2; BK, D, 1.

375 Tokuz Oguz Budun, ayrıca bkz. Hsüe Tsung-cheng, T’u-chüe Shih, s. 226.

376 KT, D, 14; BK, D, 12.

377 BK, D, 29-31; KT, K, 4.

378 BK, D, 35.

379 Ongin, G, 6; H. N. Orkun, 128, 129.

380 İhe Hüşotu, D, 16.

381 Şine Usu, K, 3.

382 Şine Usu, K, 5.

383 Şine Usu, D, 10 vd.

384 Hudud’ül-Alem, s. 94, 95; Şeşen, s. 61, 62.

385 TT 1081a; WHTK 2699b; HTS 217B, s. 6142.

386 TT 1081a; HTS 217B, s. 6144; WHTK 2699a.

387 PS 99, s. 3303; SS 84 1879.

388 T, 8, 9.

389 KT, K, 7; BK, D, 31.

390 TT 1080c; HTS 217B, s. 6140-41; WHTK 2699a; TPHYC 198, s. 736.

391 F. Sümer, Eski Türklerde Şehircilik, s. 15-17, 75, 81, 82.

392 Sümer, s. 37; Şeşen, 28.

393 Hudud’ül-Alem, s. 99.

394 Aynı eser.

395 DLT I, s. 32.

396 CTS 194B, s. 5184; HTS 215B, s. 6059; Chavannes, Documents., s. 21, 24, 47; Salman, Türgiş., s. 4 vd.; Taşağıl, Gök-Türkler, II, s. 66 vd.

397 Taşağıl, aynı eser, s. 67; Chavannes, aynı yer; Liou İ-t’ang, Hsin T’ang Shu T’u-chüe chüan k’ao-chu, PC, sayı 14, s. 206, 207 vd.

398 Chavannes, s. 34, 60; Salman, Türgiş. s. 8; Taşağıl, Gök-Türkler, II, s. 71.

399 Bu sırada diğer Türk boyların valiliklere ayrılması konusunda bkz. Taşağıl, Gök-Türkler, II, s. 75; Hsüe Tsung-cheng, aynı eser, s. 404-414.

400 Urungu Gölünün güneybatısında Tokoi kasabası.

401 T, 29-43.

402 KT, D, 18, 19; BK, D, 16.

403 KT, D, 21; BK, D, 18; ayrıca bkz. Klyaştorny, Orhon Abidelerinde Kengü Kavmi Yer Adı, s. 92-96; Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü, s. 111; R. Giraud, s. 45.

404 HTS 215B, s. 6065; WHTK 2697c.; Hsüe Tsung-cheng, s. 629 vd.

405 Liou İ-t’ang, T’u-chüe K’o-han Shih-hsi-k’ao, PC 7, s. 81.

406 KT, D, 36-38; BK D, 27, 28.

407 KT, D, 39-40; L. Bazin, Calendriers, s. 228; Hsüe Tsung-cheng, aynı eser, s. 650 vd.

408 Kafeoğlu, s. 213; Donuk, s. 14.

409 BK, K, 9, 10.

410 KT, K, 13.

411 BK, K, 15.

412 Dört garnizon Kuca, Hoten, Kaşgar, Tokmak kale-şehirleri bu konuda ayrıca bkz. Chavannes, s. 114; H. Salman, Çin İmparatorluğu’nun Batı ülkelerine Karşı Tesis Ettiği Askerî Hat (Dört Garnizon), Belleten, 211, 1991s. 921.

413 Liou İ-t’ang, aynı eser, s. 82; D. Christian, aynı eser, s. 262.

414 Şine Usu, K, 11.

415 Şine Usu, G, 5.

416 HTS 215B, s. 6066-6069.

417 Hoytu Tamır, III, 2, IV, 3.

418 Tuba, III, 3.

419 S: G: Klyaştorny, Drevnetyurksie Runiçeskie pamyatniki kak istoçnik po istorii sredney Azii, Moskova 1964, s. 139-140; E. Smagulov, F. Grigorev, A. İtenov, Oçerki srednevekogo Turkestana, Almatı, 1999, s. 8.

420G. Uray, “The Old Tibetan Sources of History of Central Asia up to 751 A: D: A survey,”, Proglemena to the Sources on the History of Pre-İslamic Central Asia, Budapest 1979, s. 275-303.

421 Sümer, s. 39.

422 DLT, I, s. 124.

423 İbn Hurdadbih’ten naklen F. Sümer, Eski Türklerde Şehircilik, s. 72-75.

424 Hudud’ül-Alem, s. 95; Sümer, s. 38; Şeşen, 63.

425 Gerdizî’ s. 260’tan, Sümer, s. 38.

426 T. Tekin, aynı makale, s. 807-811; S. G. Klyaştorny, Doğu Türkistan ve Ordubalık Kaganları, (terc. B. Atsız), Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, sayı 103, 1996, s. 15, 16.

427 Sümer, s. 38.

428 DLT, III, s. 34.

429 DLT, I, s. 30.

430 Sümer, s. 38.

KAYNAKLAR

Ahincanov, S. M., Kıpçaki, Almatı 1995.

Ahmetbeyoğlu, A., Grek Seyyahı Priskos’a Göre (V. asır) Avrupa Hunları, İstanbul 1995.

Akişev, K. A, “ K Probleme Proishojdeniya Nomadizma v Aridnoy zone drevnego Kazahstana”, Poiski i roskopki v Kazahstane, Almatı 1972.

Akişev, K. A, Kuşaev, G. A., Drevnyaya Kultura Sakov i Usuney Dolinı reki İli, Almatı 1963.

Arat, R. R., Karluk mad., İA, VI.

Arat, R. R., Kıpçak mad., İA, VI.

Arslanova, F. H. Klyaştorny, S. G., Runiçeskaya nadpis na zekrale iz verhnego priirtişya”, Tyurkologiçeskii Sbornik, 1972 (Moskova 1973).

Atamelik Cuveynî, Tarih-i Cihan-guşa (terc. M. Öztürk), Ankara 1999.

Barthold, W., Moğol İstilasına Kadar Türkistan (terc. H. D. Yıldız), İstanbul 1981.

Barthold, W, Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler, İstanbul 1927.

Baştav, Ş., “Sabir Türkleri”, Belleten, 17-18, 1942.

Baypakov, K. M., Srednevekovie goroda Kazakstana, Almatı 1998.

Bazin, L., “Notes sur les mots Oguz et Türk”, Oriens, VI. 2, 1953.

Bazin, L., Les Calendriers Turcs anciens et medievaux, Lille 1974.

Bela, K., “X-XII Asırlarda Uzlar ve Komanların Tarihine Dair” (terc. H. Z. Koşay), Belleten, 29, 1944.

Bucher, V. F., “Samanîler Mad.”, İA,

Buharalı, E., “Kimek Hakanlığı”, Tarihte Türk Devletleri, I, Ankara 1987.

Caferoğlu, A., Türk Dili Tarihi, I, İstanbul 1958.

Chavannes, E., Documents sur les Tou-kiue Occidentaux, Paris 1941.

Chavannes, E., Notes Additional sur les Tou-kiue (turc) Occidentaux, Paris 1941.

Christian, D., A History of Russia, Central Asia and Mongolia, Oxford 1998.

Czegledy, K., Turan Kavimlerinin Göçü (terc. G. Karaağaç), İstanbul 1999.

Czegledy, K., “On the Numerical composition of Ancient Turkish Tribal Confedaration”, Acta Orientalia, 25, 1972.

Çandarlıoğlu, G., Ötüken Bölgesindeki Büyük Uygur Kağanlığı (İst. Ed. Fak. yayınlanmamış doçentlik tezi), İstanbul 1972.

Çandarlıoğlu, G., Sarı Uygurlar ve Kansu Bölgesi Kabileleri, Tai-pei 1967.

De Groot, M., Die Hunnen der vorchristlichen Zeit, Berlin Leipzig, 1921.

Donuk, A., Eski Türk Devletlerinde Askerî İdarî Unvan ve Terimler, İstanbul 1988.

Dunlop, “A New Source of İnformation on the Battle of Talas or Atlakh”, UAJhb, 3-4, 36.

Eberhard, W., Çin’in Şimal Komşuları, Ankara 1942.

Eberhard, W., “Birkaç Eski Türk Unvanı Hakkında”, Belleten, 35, 1945.

Eberhard, W., “Çin Kaynaklarına Göre Orta ve Garbî Asya Halklarının Medeniyeti”, Türkiyat Mecmuası, VII-VIII, 1942.

Eberhard, W., Çin Tarihi, Ankara 1987.

Eberhard, W., “Şato Türklerinin Kültür Tarihine Dair”, Belleten 41, 1947.

Enoki, K., “On the Nationality of the Ephtalites”, Studia Asiatica, Tokyo 1998.

Ergin, M., Dede Korkut Kitabı, İstanbul 1981.

Esin, E., İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi ve İslama Giriş, İstanbul 1978.

Fan Kuo-chien, Pei Wei Yü Juan-juan Kuan-hsi Yen-chiou, T’ai-pei 1988.

Franke, O., Geschichte des chinesischen Reiches, Berlin 1930, II, 1936.

Giraud, R., L’empire des Turc Celestes, Paris 1960.

Gibb, H. A. R., Orta Asyada Arap Fütuhatı (Türkçe terc. ), İstanbul 1930.

Golden, P. B., “The Turkic Steppe in Early Samanid Times” The Cambridge History of Early İnner Asia, Cambridge 1990.

Golden, P: B: Golden, “The Oguz (Torki) in the South Russian Steppes”, The Cambridge History of Early İnner Asia, Cambridge 1990.

Gökalp, C., Göktürk Devleti’nin kuruluşundan Cengiz’in zuhuruna kadar Altaylarda ve İç Moğolistan’da ki Kabilelerı (Ank. Üniv. DTCF yayınlanmamış doktora tezi), Ankara 1967.

Hamilton, J., “Toquz Oghuz et On Uygur”, JA, CCL, 1, 1962.

Hamilton, J., Les Ouighours a L’epoque des Cinq Dynasties d’apres les documents chinois, Paris 1955.

Hirth, F., “The Story of Chang Kien, China’s Pioneer in Western Asia”, Journal of the American Oriental Society, vol. 37, 1917.

Hoffman, H., Die Qarluq in der Tibetischen Literatür, Oriens, 3, 1950.

Hou Lin-po, T’ang Tai İ-ti Pien-huan Shih-lüe, Tai-pei 1979.

Hsüe Tsung-cheng, T’u-chüe Shih, Pekin 1992.

Hudud’ül-Alem (ing. terc. V. Minorsky), London 1937.

İbn’ül-Esir, İslam Tarihi (terc. A. Özaydın), İstanbul 199.

İstoriya Sibiri (komisyon), I. Leningrad 1968.

İzgi, Ö., Uygurların Siyasî ve Kültürel Tarihi, Ankara 1987.

Kafesoğlu, İ, Türk Millî Kültürü, İstanbul 1987.

Kafesoğlu, Harezmşahlar Devleti Tarihi, Ankara 1987.

Kaşgarlı Mahmud, Divân-u Lugat-it Türk. (Besim Atalay Tercümesi)Ankara, 1939-1943.

Klyaştorny, S. G., “Orhun Abidelerinde Kengü Kavmi Yer Adı”, Belleten, 69, 1954.

Klyaştorny, A propos des nots Sogd Bärçäkär Buqaraq ulys de l’inscription de kul Teghin, CAJ, III, 4, 1958.

Klyaştorny, S. G., “Orhun Yazıtlarına Göre Orta Asya Milletlerinin Araplara karşı Mücadelelerine Dair”, Belleten, 104, 1962.

Klyaştorny, S. G., Drevnetyurksie Rinçeskie Pamyatniki kak İstoçnik po istorii sredney azii, Moskova 1964.

Klyaştorny, S. G., “Doğu Türkistan ve Ordubalık Kaganları (terc. B. Atsız), Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, 103, 1996.

Korkut Ata (komisyon), Almatı 1999.

Köprülü, F., “Kay Kabilesi Hakkında Yeni Notlar”, Belleten, VII, 31, 1944.

Köprülü, F., Halaç mad., İA, V/1, s. 112-113.

Köprülü, F., Harizmşahlar, İA, V/I.

Köymen, M. A., Büyük Selçuklu Devleti, II, Ankara 1954.

Kurat, A. N., Karadenizin Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara 1972.

Kurat, A. N., Peçenek Tarihi, İstanbul 1937.

Kyunar, N. V., Kitayskie İzvestiya o Narodah Yujnoy sibiri, Tsentralnoy Azzii İ Dalnego Vostoka, Moskova 1961.

LeStange, G., The Lands of Eastern Caliphate, Cambridge 1905.

Ligeti, L., Bilinmeyen İç Asya (terc. S. Karatay), Ankara 1986.

Ligeti, L., “Kırgız İsminin Menşei”, Türkiyat Mecmuası, I, 1925.

Lin En-hsien, T’u-chüe Yen-chiou, T’ai-pei 1988.

Ling Han, “ U-sun Jane onın Batıs Han Patşalıgımen karım-katnası”, Tanım Tarmaqtarı, Almatı 1998.

Liou İ-t’ang, “Huei-ho Ko-le K’o-han Yen-chiou”, PC, 16, 1985.

Liou İ-t’ang, “Hsin T’ang Shu Hsi T’u-chüe Chüan K’ao-chu,” PC, 14, 1983.

Liou İ-t’ang, “T’u-chü Chüan Shih-hsi-k’ao”, PC, 12, 1981.

Liu Mau-tsai, Die chinesischen Nachrichten zur Geschichte der Ost-Türken, I-II, Wiesbaden 1969.

Mackerras, C., “The Uighurs”, The Cambridge History of Early İnner Asia, Cambridge 1990.

Maenchen-Helfen, O., “The Ting-ling”, HJAS, 4, 1939.

Malov, S. E., Eniseyskaya pismennost Tyurkov, Mosk. Len. 1952,

Marquart, J., Über das volkstum Der Komanen, Berlin 1914.

Ma Yong and Sun Yutang, “The Western Regions Under the Hsiung-nu and the Han”, History of Civilations of Central Asia, Paris 1994.

McGovern, W. M., The Early Empires of Central Asia, Newyork 1939.

Merçil, E., “Sebük Tegin’in Pendnamesi”, İTED, VI, 1-2, 1975.

Merçil, E., İlk Müslüman Türk Devletleri, Ankara 19.

Minorsky, V., Sharaf al-zaman Tahir Marvazî on China, The Turks and İndia, London 1942.

Minorsky, V., “Tamim ibn Bahr’s Journey to the Uighurs”, BSOAS, 1948.

Moğolların Gizli Tarihi (terc. A. temir), Ankara 1986.

Moravscik, Gy., Byzantino-Turcica, I, II, Budapest 1958.

Mori, M., “The Account of the Tingling in His-jung-chuan of the Weilio”, Toyo Gakuho, sayı 30 (1950).

Mori, M., “On Chi-li-fa (eltäber/eltebir) and Chi-chin (İrkin) of T’ie-le Tribes, Acta Asiatica 9, 1965.

Okladnikov, A. P., Ancient Population of Siberia and its Cultures, Massachusetts, 1959.

Onat, A., “Çin Türkistan İlişkilerinin Başlangıcı Hakkında Bazı Bilgiler”, Belleten, 211.

Orkun, H. N., Eski Türk Yazıtları, Ankara 1987.

Ögel, B., Büyük Hun İmparatorluğu, Ankara 1981.

Ögel, B., “İlk Töles Boyları”, Belleten, sayı 48, 1948.

Ögel, B., “Gök-Türk Yazıtlarının Apurımları ve Fu-lin Problemi”, Belleten, 33, 1945.

Ögel, B., “Çin kaynaklarına Göre Wu-sun’lar ve Siyasî Sınırları Hakkında Problemler” DTCF, IV, 4, 1948.

Ögel, B., “Doğu Gök-Türkleri Hakkında Vesikalar ve Notlar”, Belleten, 81, 1957.

Ögel, B., İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, Ankara 1962.

Ögel, B., Türk Mitolojisi, I, Ankara 1987.

Ögel, B., “Şine Usu Yazıtı’nın Tarihi Önemi”, Belleten, 59, 1951.

Ögel, B., “Uygur Devleti’nin Teşekkülü ve Yükseliş Devri”, Belleten, 75, 1955.

Ögel, B., “Uygurların Menşe Efsanesi”, DTCF, VI, 1-2, 1948.

Patkanoff, “Über das Volk der Sabiren”, Keleti Szemle, I, 1900.

Pritsak, O., Von den Karluk den Karachaniden, Zeitschrift der Morgenländischen Gesellscaft, 101, 1951.

Pritsak, O., Karluk mad; İA, IV.

Pritsak, O., Der Untergang des Reiches des Oguzischen Yabgu, M. F. Köprülü Armağanı, İstanbul 1953.

Pulleyblank, E. G., “The Name of the Kirghiz”, Central Asiatic Journal, 34, 1990.

Pulleyblank, E. G., “Some Remarks on the Toquzoghuz Problem”, UAJhb., XXVIII, 1-2, 1956.

Pulleyblank, E. G., “The Wu-sun and Sakas and the Yüe-chih Migration”, BSOAS, 33, 1970.

Qazaqstan Tarihi (komisyon), Almatı 1996.

Qongratbaev, T., Ertedegi Eskertişter, Almatı 1996.

Rasony, L., Tarihte Türklük, Ankara 1971.

Rudenko, S. İ., Kultura Naseleniya Sentralnogo Altaya v Skifskoe Vremya, Mosk., Len. 1960.

Salgarulı, K., Dunhu-Kaoçı, Almatı 1999.

Salman, H., “Çin İmparatorluğunun Batı Ülkelerine karşı Tesis Ettiği Askerî Hat (Dört Garnizon), Belleten, 211, 1991.

Salman, H., “VII-X. Asırlar Arasında Önemli Türk Boylarından Karluklar ve Karluk Devleti”, Türk Dünyası Araştırmaları, 15, Aralık, 1981.

Salman, H., Türgişler, Ankara 1998.

Salman, H., “Basmıllar ve Beşbalık Bölgesinin Diğer Türk Boyları”, Marmara Üniversitesi, Türklük Araştırmaları Dergisi, 6, 1990.

Sinor, D., The Cambridge History of Early İnner Asia, Cambridge 1990.

Smagulov, E., Grigoryev, F., İtenov, A., Oçerk po istorii srednevekogo Turkestana, Almatı 1999.

Su Pei-hai, “Han Patşalıgı Devirindegi U-sundardın köne Mekeni Turalı”, Tanım Tarmaqtarı, Almatı 1998.

Sümer, F., Oğuzlar, İstanbul 1992.

Sümer, F., Kimek mad, İA, VI.

Sümer, F., “Oğuzlara Ait Destanı Mahiyette Eserler”, DTCF Dergisi, XVIII, 3-4 1961.

Sümer, F., Eski Türklerde Şehircilik, Ankara, 1994.

Şeşen, R., İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri, Ankara 1985.

Şeşen, R., İbn Fazlan Seyahatname, İstanbul 1995.

T’ang Ch’i, “Preliminary İnterpretation of terms from the Toba (Tabgaç) Language Recorded in the Nan Ch’i Shu”, Pien-cheng, IV, 1973.

Taşağıl, A., Gök-Türk Ülkesine Gelen Çinli Elçilerin Raporlarına Göre Gök-Türk.

Çin ilişkileri (552-630), (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) İstanbul, 1989.

Taşağıl, A., Gök-Türkler, Ankara 1995.

Taşağıl, A, Gök-Türkler II, Ankara 1999.

Taşağıl, A., “Kapgan Kagan” Belleten, 217, 1995.

Taşağıl, A., “Kutlug Kagan ve II. Gök-Türk Devleti’nin Kuruluşu”, Bir Dergisi, 4, 1995.

Taşağıl, A., “552-627 Yılları Arasında Töles Boylarının Coğrafi Dağılımına bir Bakış”, Mimar Sinan Üniv., Fen-Ed. Fak. Dergisi, 1, İstanbul 1992.

Taşağıl, A., “Gök-Türklerin Sonu ve Belgeleri”, Belleten, 236, 1999.

Tekin, T., Orhon Yazıtları, Ankara 1988.

Tekin, T., Tunyukuk Yazıtı, Ankara 1994.

Togan, Z. V., “Eftalitlerin Menşei Meselesi”, İTED, IV, 1-2, 1964.

Tsai Wen-shen, Li Te-yü’nün Mektuplarına Göre Uygurlar, Tai-pei 1967.

Tuan Lien-ch’en, “Siung-nu Memleketi Tusındagı Dinglingder”, Tanım Tarmaqtarı, Almatı 1998.

Türkeli, C., Çin Kaynaklarına Göre Hunların Ataları (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensititüsü yayınlanmamış doktora tezi), İstanbul 1990.

Uray, G., “The Old Tibetan Sources of History of Central Asia up to 751 A. D: A Survey”, Proglemena to the Sources on the History of Pre-İslamic central Asia, Budapest 1979.

Wu Hsing-tung, Beş Sülale Çağında Sha-t’o’ların Çin Toplumuna Etkileri, Tai-pei 1970.

Yao Ta-chung, Ku-tai pei-si Chung-kuo, T’ai-pei 1981.

Yıldız, H. D., “Talas Savaşı Hakkında Bazı Düşünceler”, Edb. Fak. 50. yıl Armağanı, İstanbul 1979.

Zuev, Yu. A., “K Voprosu o vzaimootneşeniyah Usuney i Kantszumi s gunnami i Kitaem” İzv. AN. Kaz. SSR, ser. obşestv. Nauk vıp. 2, 1957.

Zuev, Yu A., “K Etniçeskoy istorii Usuney,” Trudı İİAE AN. Ka. SSR, Almatı 1960. T. 8.

ÇİN KAYNAKLARI

Shih Chi =SC (Ting-wen Shu Chü yayınevi, Tai-pei 1979 baskısı).

Han Shu =HS (Ting-wen Shu Chü yayınevi, Tai-pei 1979 baskısı).

Hou Han Shu=HHS (Ting-wen Shu Chü yayınevi, Tai-pei 1979 baskısı).

San Kuo Chih=SKC (Ting-wen Shu-chü yayınevi, Tai-pei 1979 baskısı).

Liang Shu=LS (Ting-wen Shu-chü yayınevi, Tai-pei 1978 baskısı).

Wei Shu = WS (Ting-wen Shu-chü yayınevi, Tai-pei 1975 baskısı).

Chou Shu=CS (Ting-wen Shu-chü yayınevi, Tai-pei, 1987).

Pei Shih=PS (Ting-wen Shu-chü yayınevi, Tai-pei, 1987).

Suei Shu= SS (Ting-wen Shu-chü yayınevi, Tai-pei, 1987).

Pei Ch’i Shu=PCS (Ting-wen Shu-chü yayınevi, Tai-pei, 1987).

Chiou T’ang Shu=CTS (Ting-wen Shu-chü yayınevi, Tai-pei, 1985).

Hsin T’ang Shu=HTS (Ting-wen Shu-chü yayınevi, Tai-pei, 1985).

Wu Tai Shih= WTS (Ting-wen Shu-chü yayınevi, Tai-pei, 1985).

T’ung Tien=TT (Shang-wu baskısı, Shang-hai, 1935).

Tsu-chih T’ung-chien=TCTC (Hua-shih yayınevi, T’ai-pei 1987).

Ts’e-fu Yüan-kuei= TFYK (Chung-hua Shu-chü yayın evi, T’ai-pei, 1981).

Wen-hsien T’ung-k’ao=WHTK (Shang-wu yayınevi 1935, Shang-hai baskısı).

T’ung Chih=TC (Shang-wu yayınevi 1935, Shang-hai baskısı).

T’ai-p’ing Huan-yü Chi=TPHYC (Ts’un Ch’en-mien yayını Pekin, 1955).



Yüklə 6,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   49




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin