Valla cicim 5 kuruş için kıçını yırtmaya değdimi



Yüklə 1,3 Mb.
səhifə3/31
tarix27.07.2018
ölçüsü1,3 Mb.
#59855
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   31

Sen ne işe yaradın

Bektaşi ile hacı osmanlı zamanında ramazanda içki içerken yakalanırlar. Kadı yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini sorar bunlara. Hacı af diler şeytana uyduk kadı efendi der ve hacı ya idam cezası verir. Bektaşiye sıra gelir ve derki ben Kadı efendi ben gayri-müslümün bana oruç farz değil der. Kadı Bektaşiyi serbest bırakır.Bektaşi kadıya sorar kadı efendi ben de şeadet getirsem müslüman olsam arkadaşımı da bağışlar mısın? Kadı efendi düşünür gavuru müslüman yapmanın ona sağlayacağı sevabı hesap eder ve hacıyıda affeder. Kadının huzurundan ayrıldıktan sonra hoca şaşırararak bekaşiye sorar; Sen ne biçim adamsın be bir dinli oluyon bir dinsiz, sende iman yokmu bire münafık deyip azarlar. Bektaşimizde gavur oldum kendimi , müslüman oldum seni kurtardım. Peki sen ne işe yaradın?



İş iştir

Abraham Libemovitz sınıfındaki tek yahudi öğrenciydi. Ne iyi ki yaşadığı şehir nezih bir yerdi ve ırkçılık gibi sorunlar yoktu. Bir gün sınıfta öğretmen şöyle bir soru sordu:


- Evet çocuklar, dünyada gelmiş geçmiş en büyük insan kimdir? Bilene 20 dolar vereceğim. Bütün çocuklar tahmin etmeye başladı. Biri "George Washington ! Çünku ulusumuzun babasıdır!" dedi. Başka biri "Abraham Lincoln ! Çünkü köleliği kaldırdı !", bir diğeri; "Jan Dark ! Fransayı kurtardı !" Fakat öğretmen bu cevapları kabul etmemiş. Bu sırada Abraham parmak kaldırmış. Öğretmen sormuş; "Evet Abraham,sence dünyada gelmiş geçmiş en büyük insan kimdir?" - Nasıralı İsa.
- Bravo Abraham, aferim, gel al 20 dolarını.
Dersten sonra cevaptan çok memnun kalmış olan öğretmen Abrahama neden isa cevabını verdiğini sordu.
- Öğretmenim, aslına bakarsanız bence dünyadan gelmiş geçmiş en büyük insan Musadır ama...,iş iştir...

Kevser

İmam Hatip Lisesinde teftiş yapan bir müfettiş sınıfa girer.. Ders Kur'an-ı Kerim'dir. Bir öğrenciyi kaldırarak ismini sorar. Öğrenci:"Fatih" diye cevap verir.. Müfettiş : "Peki öyleyse yavrum Fatiha suresini oku bakalım.."..cocuk sureyi okur. Sıra başka bir öğrenciye gelmiştir. Mufettiş yine sorar.."İsmin ne çocuğum?"..çocuk cevap verir: "Yasin ama arkadaşlar kısaca Kevser derler "



Tedbirli olmaya çalışıyor

Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek;


'Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle'...der.
Ancak adamdan ses çıkmaz.
Papaz isteğini bir kez daha tekrarlar, ama hastanın sessizliği sürer.
Sonunda Papaz kızgın bir ifadeyle; 'Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyosun, bre gafil?' diye sorunca adam halsizce karşılık verir; 'Nereye gideceğim belli olmadan kimse hakkında kötü konuşmak istemiyorum.'

Kafir

Neyzen Tevfik sivri dilliliği ve içmesiyle bilinen bir sofuymuş.Yine herzamanki mekanında arkadaşlarıyla içiyormuş Oradan geçmekte olan katı dindar bir başka sofu arkadaşı Neyzen'i görmüş.Söylene söylene yanına gelmiş ve şöyle demiş:


-Ah Neyzen! iyi adamsın hoş adamsında, birde şu kafiri içmesen
Neyzen sofuya bıyık altından gülerek:
-Sen hiç merak etme aziz dostum. Ben bu kafiri önce ehli müslim yapıyorum, sonra içiyorum

Oğlumu Kaybettim

Hz. isa bir gun yolda perishan bir adam rastlamIsh.. derdini anlamak icin sormus - neyin var diye.. adam, aman sorma demis... -oglumu kaybettim onu arIyorum... isa, -peki oglunun ne gibi ozellikleri varI diye somus.... adam, -ellerinde ve ayaklarInda civi delikleri vardI demis.. isa, shok olmus ve adama sarIlIp haykIrmIsh -baba...! adam da isa ya sarılmış.... -pinokyo...!



Güzel için oruç bozulurmu ?

Bektaşiye bir gün sormuşlar...


Gelse bir dilberi ahu
Olsa savmı ramazan
Dilber-i ahumu efdaldir ,
yoksa savmı ramazan mı?
Bektaşi cevap verir:
Fırsatı fevketme zinhar...
Sür sefasın dilberin
Olur kazası savmın
Olmaz kazası dilberin....

ne sıklıkta

Erenlerden birine sormuslar


-'ne sıklıkla oruç tutarsın?'
-'ooo' demiş 'her sene kesin oruç tutarım'
-'peki ne sıklıkla namaz kılarsın?'
-'ooo' demiş 'çok sık. her hafta namaz kılarım'
-'peki' demişler ne sıklıkla alkol alırsın?'
-'ehh' demiş 'cok nadiren. akşamdaan akşama!'

Suç sende değil

Bektaşiler gene bir akşam iciyorlarmis. Havada sıcakmı sıcak yazın en sıcak ayı. Ekinlerin suya ihtiyaci var. İçerlerken arkadan birisi seslenmiş '' hocam ne olacak bizim tarlalarımızın hali? bizim için yağmur duasına çıksanda bize bereket yağdırsan''. demiş. Bektaşi ''tamam yarın içmeyelimde yağmur duasına çıkalım''demiş. sabahleyin erkenden bektaşi önde cemaati arkada giderken tarlaların yanına gelmişler. Bektaşi baslamış dua etmeye. Tam duanın ortasında''Allah'im bu tarla benim ''demiş duaya devam etmiş. Neyse duayı bitirdikten sonra herkes evlerine dağılmış. Bektaşininde arsası tam yolun yanındaymış yani çok kıymetliymiş. Bektaşide evine dönmüş. Akşam bir yağmur baslamış, ortalığı sel götüruyor durdurak bilmiyor. Bektaşinin arsasını sel almış götürmüş. Sabahleyin bektaşi yağmurun sevinciyle koşa koşa geliyor birde bakıyorki arsa yok!!! Bektaşi çok sinirlenmiş ellerini havaya kaldırmış ''Yok Allahm suç sende değil, sana o arsanın yerini söyleyen pezevenkte''demiş.



Sen en iyisini bilirsin

Nasrettin hoca bir gün köyden şehre giderken yorulmuş tarlanın kenarındaki Ceviz ağacının altında dinleneyim demiş.Şöyle bir etrafına bakınıp ağacın altına uzanmış. Ve şöyle düşünmüş.Ey Allah'ım gücüne sual olmaz amma,incecik kabak sapında kocaman kabak var, koskocaman ağaçta küçücük ceviz var, bu nasıl iş deyip uykuya dalmış.Ağaçtan bir ceviz hocanın kafasına düşüvermiş.Ve kafada ceviz büyüklüğünde bir şiş olmuş. Hoca hiddetle uyanmış ve Yarabbi sen en iyisini bilirsin demiş. Simdi o kabak ağaçta olsaydı benim halim ne olurdu.



Vaaz

Papazın biri vaaz verecekmiş ama çok heyecanlanıyormuş. Gitmiş baş papaza, papaz efendi ben vaaz vereceyim ama çok heyecanlanıyorum demiş.Papaz,o zaman git biraz şarap iç heyecanın geçer demiş. Adam,şarabı içmiş sonrada vaazı vermiş. Vaazdan sonra gitmiş papaza,demiş nasıldı papaz efendi beğendiniz mi? Papaz , "Güzeldi yavrum ama bazı hataların var."


1)Merdivenden yürüyerek ineceksin tırabzandan kaymayacaksın.
2)Duaların sonunda oleeeey değil, Amin diyeceksin.
3)En önemlisi de İsa Tanrı'nın oğlu sütçünün çocuğu değil.

Cehennem

Dört samimi arkadaş aynı arabada yolculuk ederken trafik kazasında ölürler. Azrail "Türk cehennemine mi yoksa avrupa cehennemine mi gitmek istersiniz?" diye sorar. "Fark nedir?" diye sorarlar. Azrail "Avrupa cehenneminde her gün bir kepçe Türk cehenneminde her gün bir kova bok yersiniz" der. Üç tanesi "biz Türk doğduk, Türk ölürüz" der. Bir tanesi ise uyanıktır, Avrupa cehennemini seçer. Ve aradan epey zaman geçer avrupa cehennemindeki adam artık kepçe kepçe yemekten bıkmıştır, arkadaşlarının durumunu merak eder, hallerini görmek için ziyarete gider. Oysa onlar şen şakrak gülerek karşılarlar onu. Dayanamaz sorar: "Ben bir kepçesini hazmedemezken siz her gün bir kova bok yiyip nasıl bu kadar neşeli olursunuz?" "Oğlum oğlum" derler "Burası Türk cehennemi, bir gün bok olur kova olmaz bir gün kova olur bok olmaz, 3 aydır bir bok yediğimiz yok!"



Yalansa

Abartıcı bir kişi olarak tanınan hattat İzzet Efendi bir dostuna:


- Dün gece sabaha kadar oturdum, bir Kur’an yazıp bitirdim, demiş.
Az sonra dostu söze girmiş :
- Geçen Ramazan’da Kandilli’ye, bir iftar yemeğine gidiyordum. Boğaziçi’nde öyle bir fırtına çıktı ki... Dalgalar bindiğim kayığı sahildeki minarelerin şerefelerine kadar çıkardı. Kayık dalgalar arasında sallanırken iftar oldu, toplar atıldı. Ben de sigaramı kandillerden yakıp orucumu bozdum.
Mustafa İzzet Efendi bağırmış :
-Yalan !..
-Yalansa, senin dün gece yazdığın Kur’an-ı Kerim çarpsın.

Elimden Geleni Yaptım

Kasabanın birinde kilisede pazar ayini sırasında kilisenin içinde olduğu kasabayı su basar. Sular kiliseye doğru ilerlemeye başlar.Herkes panik içinde koşuştururken Papaz'ın yerinde durduğunu gören insanlar Papaz'a gelmelerini söylerler.


Papaz onu Tanrı'nın koruyacağını söyler.
O anda sular yükselmeye başlar.Sular kiliseye girer.Rahip canını kurtarmak için 2. kata çıkar.Bir yandan da Papaz'a kaçmasını söyler.Papaz inadını devam ettirir.Sular 2. kata çıktığında pencerenin önünden bir kayık geçer.İçinde halktan bazı kişiler vardır.Papaz'a gelmesini söylerler ama Papaz yine inadını sürdürür.
'Tanrı beni korur'der.Sular çatıya çıktığında yine bir kayık geçer ve yine halktan bazıları kayığın içindedir Papaz'a gelmesini söylerler ama Papaz 'Tanrı beni korur'demeye devam eder.Sular çatıyıda aşınca Papaz çatıdaki direğe tutunur.Bu sefer tepeden bir helikopter geçer. İçinde yine halktan bazı kişiler vardır.Papaz'a gelmesini söylerler.Papaz yine
'Tanrı beni korur.'der. Ve ölür.
Tanrı'! nın huzuruna çıkar.Tanrıya 'Ben sana darıldım Tanrım. Ben senin huzurunda yıllarca çalıştım,sen beni öldürdün.'der.
Tanrı da 'asıl sen kendini öldürdün.Senin için 2 kayık 1 helikopter gönderdim daha ne yapayım.'der

ORUÇ

Ataist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş 'Evrim ne güzellikler yaratıyor!diye düşünüp mest oluyormuş birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışında ayının daha olduğunu farkediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki bir dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış, Tam vurmaya hazırlanırken adam "ALLAHIM! diye bağırmış. bir anda zaman durmuş ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş bir anda orman karramış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama;


"Yıllarca bana inanmadın,yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?"demiş.
Adam untanç içinde: Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki AYIYI DİNDAR yapabilirmisin." demiş
SES: peki " diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş.Nehir tekrakmaya baslamış herşey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesinide göge doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamış;
"ALLAHIM,senin rızkınla orucumu açıyorum, Hamdolsun bana verdiğin nimetlere...

Mucizeler

Bir Yahudi, bir Hristiyan ve bir Müslüman kimin daha çok dindar olduguna dair tartisiyorlarmis.


"Çölün ortasinda devemin üzerinde gidiyordum" demit Müslüman."Aniden, nereden geldigi belli olmayan çok büyük bir kum firtinasi koptu. Devemin yanina uzandim, deveyle birlikte kumlara daha çok gömüldükçe, gerçekten sonumun geldigini düsündüm. Ama, Allah 'a inancimi yitirmedim. Dua ettim, dua ettim ve aniden etrafimdaki on millik alanda firtyna durdu ve ben köyüme dönebildim.
Hristiyan , "Bir gün okyanusta küçük bir kayikta balik tutarken, dev bir firtina koptu. 2 metre boyunda dalgalar! Gerçekten sonumun geldiiini sandim. Tanri 'ya dua ettim, dua ettim ve sonra etrafimdaki on millik alanda firtina dindi, ben karaya çikabildim."
Yahudi anlatmaya baslamis. "New York sehrinin ortasindayken, yerde siyah bir çanta gördüm. Çantanin içine bakinca parayla dolu oldugunu gördüm. Cumartesi günü oldugundan ve bizim bu kutsal günümüzde paraya el sürmemiz yasak oldugu için, gerçekten sonumun geldigini düsündüm. Ama, inancimi yitirmedim. Dua ettim, dua ettim ve aniden, etrafimdaki on millik alanda "Sali" oldu.

BEN DE PEDERİM AMA

Bildiğiniz gibi bazı hristiyanlar papazlara 'Father-Peder-Baba' derler. Komünist rejim zamanında Rusya'dan zar zor kaçıp New York'a yeni gelen Salamon, metro'da bir papazın yanına oturmuş. O güne kadar hiç papaz görmediği için de sormuş


'Af edersiniz efendim, sizin gömleğinizin yakası neden ters?'
Papaz 'Çünkü ben bir pederim' demiş.
Salamon 'Ben de bir babayım ama gömleğimin yakası ters değil.
Neden siz yakanızı ters takıyorsunuz?' diye yine sormuş.
Papaz biraz düşünmüş ve 'Beyim ben bir çok insanın pederiyim' demiş.
Salamon 'Benim de çok çocuğum var. Tam dört kızım ve dört oğlum var. Ama yakam ters değil' diye cevap vermiş.
Papaz 'Ben yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca insanın babasıyım' deyince Salamon gülmüş ve
'Beyim' demiş 'Ben sizin yerinizde olsam yakamı ters takacağıma pantalonumu ters giyerdim'

MANASTIR HAYATI

Bir manastırda yaşayan üç rahibe oturmuş dedikodu yapıyorlarmış.


Birincisi 'Kızlar' demiş 'Geçen gün baş papazın odasını temizlerken bir sürü seks mecmuası buldum'.
Diğerleri 'Peki ne yaptın?' diye sorunca ilk rahibe 'Hiiç' demiş ne yapacağım hepsini çöpe attım'
İkinci rahibe anlatmaya başlamış 'Bende bir ay önce baş papaz efendinin odasını temizliyordum bir sürü prezervatif buldum'
İlk rahibe sormuş 'Peki sen prezervatifleri ne yaptın? Attın her halde'
İkinci rahibe 'Yok canım' demiş 'Hiç üşenmedim tek tek hepsini iğne ile deldim ve tekrar paketlerine koydum'
Bunu duyan üçüncü rahibe düşmüş bayılmış..

BİTSİN BU DAVA

Bektaşi'nin birine konuk gelecekmiş. Bektasi konuğu nasıl ağırlar... Elde yok, ayakta yok.. Mahçup olmak da istemiyor... Komşusu Yahudi'nin bir sürü keçisi varmış...Onlardan birini çaktırmadan alıp kesiyor... Ama çaktırmadığını sanan kendisi... Yahudi, ağacın arkasından gözlermiş durumu... Diyor ki kendi kendine, "Kadıya gitsem.. Kadı Müslüman, o Müslüman, ben Yahudi… Davayı kazanamam. Hadi kazandım, Bektaşi'nin nesi var ki, ondan alıp bana versin... Biz artık Allah'ın huzurunda hesaplaşırız... Yıllar geçiyor. Yahudi, Allah'ın huzurunda davacı oluyor, Bektaşi'den... Mahkeme kuruluyor..


Allah :
-Sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin, diyor Bektaşi'ye...
-Kesmedim, diyor Bektaşi...
-Ben gözlerimle gördum diyor, Yahudi..
-Allahım, diyor Bektaşi... Bir mahkemede bir adam hem şahit, hem davacı olamaz.
-Haklısın ama, diyor, Allah Ben her şeyi görürüm. Ben de gördüm, kestiğini...
-Allahım, diyor Bektaşi...Aynı mahkemede, hem şahit, hem hakim olunmaz...
-Gene haklısın, diyor Allah... O zaman getirin keçiyi ona soralım...
-Ne!... diyor Bektaşi... Keçi burada mı?...Ver onu o zaman bu Yahudi'ye...Bitsin bu dava..

Alacaklı

İstanbulun eski devirlerinde azınlıktan bir tüccar Jacob Efendi; nasıl olduysa müslüman bir tüccardan borç alır ve bir türlü ödemez. Haftaya, yok öbür haftaya derken bizimkini oyalayıp durur, sonunda bizimki Jacob Efendinin kapıya dayanır borcunu ödemesini ister. Öderdin ödemezdin derken bizimkinin kafası bozulur açık pencereden uzatır Jacobun kafayı dışari, geçer arkaya başlar bi güzel düzmeye.


O sırada pencereden öğle namazı için salına salına camiye giden imami gören Jacob efendi eli yüzü kan ter içinde, telaşla bağırır imama
-İmam efendiiiii, acele edesin be bre, öğle namazi vakti geçmek uzeredir. Okuyasin hemen su ezani.
İmam kaldırır kafayı pencereden kafası görünen Jacob Efendiye seslenir.
- Yahu Jacob Efendi, sana ne bizim ezan vaktinden. Müslüman olmadığına göre sana ne ezan vaktinden ?
Jacob efendi zar zor cevap verir:
-Öyle demeyesin be imam efendi, bizim de vardir icimizde bir parcacik muslumanlik !!!

KENDİNDE OLMAYANI

Bektaşi, camide namazdan sonra dua etmiş :


-Ey ulu Tanrım, bana bir rakı parası ver!
Yanında namazını bitiren softa da, ellerini kaldırmış :
-Rabbim, bana iman ver!
İki duayı da işiten hoca, Bektaşiye :
-Bak, herkes ne isitiyor Tanrı'dan, sen rakı parası. Utanmıyor musun?, demiş
. Bektaşi usulca :
-Ne yapalım hoca efendi, herkes kendisinde olmayanı ister, demiş.

Peşin Namaz

Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca :


-Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya...
Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam... Bektaşinin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş :
-Yahu bu ne uzun namaz böyle?
-Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim!
Bektaşi :
-Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza...
Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış :
-Erenler, senin namaz da uzun sürdü!
-Önümüzdeki haftanın namazını kıldım!
Hoca şaşırmış :
-Yahu olur mu böyle şey?
Bektaşi gülmüş :
-Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?

Trafik

Papazın biri bisiklet kullanırken polis bunu durdurmuş.


-Ehliyet ve ruhsat lütfen
papaz -ehliyetim yok ama cebimde incilim, sağ omuzumda isa, sol omuzumda iyi melek var demiş.
polis -hem ehliyetin yok hemde bisiklete üç kişi biniyorsun demiş

Papaz ile Zangoç

Papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça sormuş:


"Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?"
Zangoç'ta derin bir sessizlik...
lyice köpürmüş Papaz:
"Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun?"
"Hayır, buradan hiçbir şey duyulmuyor efendim!"
Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun..." Zangoç bıyık atından gülmüş; "İsterseniz yer değiştirelim, anlarsınız..." Yer değiştirmişler.
Bu kez Zangoç seslenmiş:
"Kilise için toplanan yardımları kim iç ediyor?" Papaz kendi kendine söylenmiş:
"Hakikaten yahu! Buradan hiçbir şey duyulmuyor."
ECZACI VE KIZI

BİR GUN KIZIN BIRI ERKEK ARKADASINA BU AKSAM BIZE GEL AILEMIZ MODERENDIR YEMEKTEN SONRADA DERS CALISMA BAHENESIYLE BIZIM ODAYA GECERIZ DEMIS COCUK HEYACANLANARAK HEMEN ECZANEYE KOSAR VE PREZERVATIF ISTER BUNUN UZERINE ECZACI aferin evladım bilincli olmak her zaman iyidir DİYEREK COCUGUN SIRTINI SIVAZLAR AKSAM OLUR COCUK KIPKIRMIZI SEKILDE ONUNU BAKAR KIZ ARKADASI BUNUN UZERINE valla senin bu kadar dindar oldugunu bilmiyordum hep basın onunde kıpkırmızısın DER bunun uzerıne cocukta VALLA BENDE SENIN BABANIN ECZACI OLDUGUNU BILMIYORDUM DER daha fazlası ıcın maıl atın


Sizleri biraz güldüre bildiysek ve sayfamızı beğendirebildiysek ne mutlu bize.
Sayfamızın devamlılığını diliyor ve bizlere yardımcı olmak istiyorsanız
 lütfen yukarıda bulunan reklama tıklayınız .Bütün gülücükler sizin olsun.

Şişman bir adamın karşısına bir gün bir cin çıkar. Cin 3 şey dile benden der. Adam şişman olduğu için ilk olarak ince olmak isterim der. İkinci olarakta şimdiye kadar kadınlardan hep uzak oldum, onlara yakın olmak isterim. Son olarakta hep uçmak isterdim onun içinde kanatlarım olsun isterim der. Cin peki der ve Adamı ince kanatlı bir orkit yapar.


Gön...:Erdal Açanal

Miami 'de üstü açık spor arabasıyla gezen sarışın afet'i trafik polisi durdurur. - Hanımefendi ehliyetinizi görebilirmiyim ? - Nedir o? - Hani araç kullanırken yanınızda taşımanız gereken belge,kredi kartı boyutlarında ve üzerinde resminiz olur. - Sarışın bayan çantasını aracın koltuğuna boşaltır ve ehliyeti bulur ve memura uzatır. - Hanımefendi ruhsatı görebilirmiyim ? - Oda ne ? - Tabiri caiz ise aracınızın kimlik kartı. Genelde torpido gözünde bulunur. - Bayan torpido gözünü bulur ruhsatı uzatır. - Trafik polisi evrakları alıp aracına biner ve merkezle telsiz bağlantısı kurar. Merkezdeki görevli memur aracı kullanan sarışın mı diye sorar ? - Evet - Peki süper bir mini eteği varmı ? - Evet - Göğüsleri gömleğinden taşıyor mu ? - Evet - O zaman sen ona doğru yaklaş ve fermuarını indir. - Polis memuru merkezdeki arkadaşına bağırarak böyle bir şey yapamayacağını söyler ama ısrarlara fazla dayanamaz. Sarışın bayanın yanına yaklaşıp fermuarını indirir.


- SARIŞIN BAYAN ÇÖK ŞAŞIRIR . YİNE Mİ ALKOL MUAYENESİ !!!!!!!!!!!!!!!!
Gön..:Just Smile

Temel ile Dursun çalışmaya Amerika’ya giderler bir süre sonra Temel dayanamayıp


- Dursun ya ben memleketi özledim bu yüzden iki haftalığına memlekete gideceğim söyleyeceğin varmı? der. Dursun selam söyle der.
Temel iki hafta sonra gelir. Dursun sorar.
- Memleketten haber getirdin mi? Temel de bir iyi bir kötü haberim var sana der. Dursun da ne olduğunu sorar. Temel de
- iyi o zaman önce kötüsünü söyleyeyim de peşinden iyisini söylerim moralin düzelir der.
- Oğlun ibne olmuş der. Bunu duyan Dursun çok üzülür ve sonra sorar.
- iyi haberin nedir?
Temel de
- Ama bir muamelesi var çok iyi
Gön..:Zafer Kılınç

Temel ile Dursun bir apartmanın ikinci katında beraber yaşıyorlarmış. Bunlar her gün birbirlerine eşek şakaları yaparlarmış. Derken Temel bir sabah uyandığında ne görsün üzerinde koca bir kütük haçen bu kütüğü kesin Dursun koymuştur üstüme demiş ve kütüğü camdan dışarı fırlatmış bide ne görsün kütük organına bağlı hemen kütüğün arkasından camdan fırlamış ve pat diye aşağıda kendisini bekleyen Dursunun önüne düşmüş aşağıda onu bekleyen Dursun ise gülerek - Ula Temel kütüğe bağlı aletini farkettin ama yatağa bağlı topların ne olacak!


Gön..:Kemal ALTINTAS

Bir barda insanlar oturmuş sohbet ederler, o sırada bir silah sesi duyulur, ve bir zenci bacağından vurulur. Ambulans gelir, ve zenciyi sedyeye yatırırlar. Doktor ve yardımcısı başlar zencinin pantalonunun paçasını kesmeye, ve bakarlar ki zencinin organı dizinden aşağı sarkmış. Birden doktor ve yardımcısı başlar gülmeye. Zenci der ki "Siz gülün, eğer sizlerde korksaydınız sizinki de küçülürdü."


Gön..:Halit Balıkçı

Küçük bir oda.Odada bir yatak.Yatakta yalnız bir kız. Birden yatağın yanındaki pencere açılıyor.İri kıyım bir zenci giriyor içeri...Yavaşça pencereden süzülüyor,yatağa yaklaşıyor. Gömleğinin düğmelerini çözüyor. Pazular şişkin,göğüs körük gibi inip kalkıyor. Zenci birkaç adım daha atıyor. Pantolonunu indiriyor. Tamamen çıplak kalıyor. Genç kız birden Ne istiyorsunuz benden?diye çığlığı basıyor. Zenci cevap veriyor. Ben mi ? Ben hiçbir şey istemiyorum. Hayal gören sizsiniz.

Çapkın bir sürücü çok güzel bir otostopçu kızı arabasına alır.Yolculuk bir ağaca bindirmekle son bulur.Yoldan geçen bir köylü kaza yerine gelir ve sürücüye: Ucuz atlatmışsınız.Arkadaşınız da öyle.Kız çayıra fırlamış ama sapasağlam..İki büklüm sürücü ağlamaya başlar.Evet o sapasağlam ama ben değilim.Gidin bakalım elinde tuttuğu ne?

Bir adam son günlerini yaşıyormuş. Uzuvları meleklerin huzuruna çıkmışlar.Göz saygıyla ayağa kalkmış, kibarca söze başlamış.-Efendim... Sizden bir ricam var.Emekliye ayrılmak istiyorum.Yetmiş yıldır görmekten yoruldum.Sırayla kulaklar,ayaklar söz alıp emekliliklerini istemiş.Derken arkadan çok kısık bir ses duyulmuş:- Asıl emeklilik benim hakkım!Melekler öfkeyle bağırmış.- Ayağa kalkıp konuşsana saygısız.- Ayağa kalkacak güçte olsam,emekliliğimi ister miydim hiç?

Bir çifçinin bir atı varmış bu at hiç gülmezmiş.Çiftçi bu durumdan para kazanmayı düşünmüş ve gazeteye ilan vermiş. Atımı güldürene 1000$ güldüremeyen 5$ verir diye.Kuyruklar oluşmuş gelen güldürememiş.Bir gün bir adam gelmiş ve adam ahırdan çıkarken at kahkahalarla gülüyormuş.Adam çiftçiden parayı almış ve gitmiş.Bu sefer çifçi hiç durmadan gülen atını ağlatan için ödül koymuş.Yine birçok kişiden sonra aynı adam gelmiş ve bu sefer at hüngür hüngür ağlamaya başlamış.Adam parayı almış giderken çiftçi meraktan sormuş.Nasıl bu atı güldürüp,ağlattın diye . Adam :Bak ilk geldiğimde atına dedim ki benimki seninki sinden büyüktür.At gülmeye başladı.İkinci geldiğimde ise çıkartıp gösterdim.....

Günlerden bir gün Genler ayaklanırlar."Bu prezervatif çıkalı hiç bir işe yaramıyoruz" derler.Bir gün aralarından biri öne çıkar ve "Arkadaşlar biz bu prezervatifi patlatıp amacımıza ulaşmalıyız" der.Savaş naraları atarak saldırıya geçerler fakat hepsi çarpıp ölür.Bu olay gelenek haline gelir ve nesiller boyu sürer ve hiç bir başarı elde edemezler.Günlerden bir gün aralarından biri yine öne çıkar ve "Arkadaşlar atalarımızdan kalan bu geleneği yerine getirmeliyiz ve bu sefer çok güçlendik artık amacımıza ulaşacağız" der. Savaş naralarıyla yine saldırıya geçerler ve en sonunda prezervatifi patlatırlar.Öndeki liderlerinden bağırarak bir ses gelir


"İmdat boka battık geri dönün !!!

Kör adam bir gün bir tane eğitimli köpek alır ve hemen çarşıya gezmeye çıkar.Trafik ışıklarının oraya geldiklerinde köpek durur.Fakat yeşil ışık yandığında karşıya geçmez.Bu böyle 4-5 ışık devam eder,köpek karşıya geçmediği gibi birde adamın bacağına işer.Bunun üstüne de kör çıkarıp köpeğe bir tane bisküvi verir. Çevrede bulunanlar da meraklı gözlerle kör adamı ve köpeğini seyrederler.Son olaydan sonra içlerinden birisi dayanamayıp körün yanına yaklaşır ve:kardeşim senin köpek yeşil ışık yandığı halde geçmedi,birde bacağına işedi üstüne üstlük birde sen kalkmış bu köpeğe bisküvi veriyorsun der. Körde şu cevabı verir: Ben onun ağzını tespit ediyorum,götüne koyacağım der.


Gönderen :Ercan Sukar

Adamın biri Amerika'daki restoranların birinde yemek yerken kaşığını yere düşürür. Hemen o anda garson cebinden bir kaşık çıkarır ve adamın düşen kaşığı ile değiştirir. Adam bundan çok memnun olur ve garsona kaşığı cebinde taşımanın iyi bir fikir olduğunu söyler.Garson restorana işleri programlayıcı bir elemanın alındığını ve kaşığı cepte taşımanın 40 saniye kazandırdığını söyler. Adamın gözüne garsonun pantolonundaki fermuarından sarkan bir ip çarpar ve sorar bu ne için der. Garson tuvalete girince bu ipi kullanıp organlarını çıkardıklarını ve tuvaletten çıkarken ellerini yıkamaya gerek kalmadığını ve bununda 1 dakika kazandırdığını söyler. Adam sorar peki işedikten sonra nasıl organınızı yerine koyuyorsunuz der. Garson şöyle cevaplar. "Arkadaşları bilemem ama ben size verdiğim o yedek kaşığı kullanıyorum.

Kadın göğsünden rahatsızmış ve bir röntgen mütehassısına gitmiş. Doktor __soyunun lütfen....demiş. Kadın : Beyefendi ben utanırım ışıkları kapatabilir misiniz acaba? diye sormuş.
Neyse doktor ışıkları kapatmış beş dakika sonra kadın sormuş: Doktor bey elbiselerimi nereye koyayım?


Yüklə 1,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin