Yilmazgurol1947. com İçindekiler: Özet/Summary



Yüklə 1,16 Mb.
səhifə9/23
tarix28.10.2017
ölçüsü1,16 Mb.
#19027
növüYazı
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   23

NOT 18)             Bir de, "Internet" konusunu yazayım:       Ezme dönemlerinde, ezen İzmirli'ye, elimden geldiğince dolaylı dolaysız tepki gösterdim, sözlerimle, davranışlarımla, ve hatta kıyafetimle, ve kıyafetimdeki simgelerle, yazılarla.  4.cü dalga ezme'nin 12.ci yıldönümü yaklaşırken, bir hafta öncesinden de sırtıma, 25x25 santimetre, kare kartona iri harflerle yazıp yapıştırdım, ve öyle dolaştım, kentte, şu yazıyla:         

 "GİZLİ DÜNYA DEVLETİ'NİN AMACI, DEVLET SAYISINI 193'DEN 1'E İNDİRİP, BENİ BAŞKAN YAPMAK. BUNUN İÇİN EZDİRDİ BENİ MİT (ARKASINDA CIA,KGB...) YILLARDIR İZMİRLİ'YE. BİRİNCİ DALGA 1987-89'DA. DÖRDÜNCÜ DALGA 31 MART 2000'DEN BERİ (TACİZ, TEHDİT, DAYAK). SEÇMİŞ BENİ KURBAN DİYE, 1966'DA HARP OKULUNA GİRİŞİMDE. 1986'DA HAPİSHANEDE, TANRI EMRİDİR DİYE BENİ YANILTARAK, BANA BENİ HADIM ETTİRDİ, YAPMAZSAN PİŞMAN OLURSUN TEHDİDİYLE. ŞİMDİ 64 YAŞIMDAYIM, 38 YAŞIMDAN BERİ HADIM. TELEVİZYONA ÇIKINCA, IRZIMA GEÇTİLER, ONUN İÇİN KESTİM DİYECEKSİN, DİYOR. İŞİ KABUL ETMEZSEN, SENİ GENE (BU SEFER TEMELLİ) TIMARHANEYE KAPATIP, ÖLDÜRÜLDÜ İLAN EDİP, İŞİ SENİN ADINA KARDEŞİNE YAPTIRIRIZ, DİYOR. YOL HARİTASI: ÖNCE İZMİR'DE İNTİKAMA DAYALI KLASİK TERÖR, ARDINDAN DÜNYA'DA ŞANTAJA DAYALI  NÜKLEER TERÖR. ABD'YE İKİ, RUSYA'YA BİR ATOM BOMBASI YETER, DİYOR. NİYETİ, İŞİN ZORUNU BANA YAPTIRIP, BENİ (ESSAHTAN ÖLDÜREREK) TASFİYE ETMEK. AMA ÖLDÜRÜLMEYECEĞİMDEN EMİNİM. ÇÜNKÜ, GİZLİ DÜNYA DEVLETİ'NİN BAŞI'NIN ASIL NİYETİ, BENİ DEĞİL, GİZLİ DÜNYA DEVLETİ'Nİ ESSAHTAN TASFİYE ETMEK. SOSYALİZM TEMELİNDE, AMA DÖRTLÜ AİLEYE DAYALI YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ İÇİN. YILMAZ GÜROL, 31 MART 2012."         



Her nasılsa, sonra hatırıma, bu yazıyı, İnternet'e koymak geldi. Bilgisayar işi zordu. İnternetli yeni cep telefonlarından haberdardım. Web sayfası açtırıp ordan (kolayca) bakıp görmem yeterliydi. Samsung Cep telefonu aldım, bu amaçla. Ve daha önce tanımadığım, GÖKHAN arkadaş'a açtırdım sitemi 29 Mart 2012'de, aynı gün, yazımı da yüklemiş. Baktım cep telefonumdan. Tamam. İş bitti. Internet için, yazının başına, üzerinde "Talihli" yazan kaptan şapkamla çektirdiğim bir fotoğrafımı, HAKKIMDAKİ HAKİKAT başlığını da eklemiştim. 31 Mart'tan itibaren de sırtımdaki yazıyı kaldırıp, kalbimin üstüne, yilmazgurol.com yazısı yapıştırıp öyle dolaşmaya başladım. 15 Nisan 2012 Pazar günü (tesadüfen, TİTANİK'in batı(rılı)şının 100.cü yıldönümünde, CarreFour'a gittiğimde, Telefonu aldığım mağazada bir g-mail hesabı açtırdım telefonuma. Giderken oraya, VATAN gazetesi almıştım. Sonra, gazetede bir köşe yazısı: Yeni Moda bir kadın iki erkek. Yazarı, Mutlu Tönbekici. Baktım, gazetede sadece onun g-mail adresi var. Aynı akşam evde, ona İngilizce olarak, "The best way is two mates to everybody" diye başlayan ve Dörtlü Aile düzenini anlatan uzunca bir g-mail gönderdim. Sonra, o yazıyı, aynen internet sitemede koymayı uygun gördüm. bir önceki gibi kağıda yazıp, GÖKHAN'a götürdüm. O da eklendi. Sonra 18 Nisan tarihli ,"Sevgi niye 18 Nisan'da doğdu", ve 26 Nisan tarihli, "Misyon: AŞK ve buna bağlı SEVGİ toplumu" yazım da eklendi.         Bir süre sonra da, START'ı beklerken, fırsat buldukça akşamları, CNBC-E'nin İngilizce filmlerini izlemek amacıyla, bir de Bilgisayar aldım. CASPER. Ama, Bilgisayar, Google'dan sitemi arayıp bulamayınca, "Çakma internete" yükletmişler, sadece benim SAMSUNG'dan erişim var, kanaatine kapıldım. Yapacak bir şey yoktu. Kalbimdeki yazıya, "ÇAKMA" kelimesi ekleyip bir süre de öyle dolaştım. Daha sonra, yeni bir site açıp, o siteye, daktiloda yazar gibi, yazıları yazmak fikri hatırıma geldi. Daha önce tanımadığım BARIŞ arkada'tan rica ettim. Aynı isimle. "O isim dolu" dedi. Öyleyse,"1947 ilaveli" olsun dedim. Açtı, güzel bir yazma sitesi, 15 Haziran'da. Ama, siteye yazabilmem için, http'den girmek gereği, ordaki 1947'siz sitenin, benim sitem olduğunu bulmamı sağladı. Bu durumda, yeni siteme, eski yazıları girme gereği kalmadı. "Felsefem" i aktarmakla başladım. Eski yazılarımın evdeki kağıtlardaki örneklerine, 3 yazı daha eklemiş, ama tabi Gökhan'a götürmemiştim. 11 Mayıs tarihli, "25 Eylül 1947'de doğdum", 21 Mayıs tarihli, "ingilizce yazıma ek", ve 24 Mayıs tarihli, "Geleceğin Mektubu (Yılmaz'dan İnsanlara) yazılarım. 17 Haziran tarihiyle, "Babalar Günü", 18 Haziran tarihiyle "Stella", 19 Haziran tarihiyle, "Talihli, Salihli doğumlu" yazılarımı da yazarak hepsini, Gökhan'a götürdüm. Öncekilere ekledi. İyi oldu. Tamamlandı.       Bu siteme yazdığım yazılarda şimdilik tamamlandı sayılır. "NOTLAR" ı, 7 Temmuz'dan beri yazmaktayım. Şimdilik, başka yazıya gerek görmüyorum.  "Güncelle" ilgili gerektikçe, siteme, tarih koyarak, yazmaya devam edeceğim tabi.        İnternet'in "anahtarı", Misyon koyucunun elinde. Yazdıklarıma kişilerin erişmesine izin verir mi vermez mi, verirse, kimlere verir, aynen mi verir, değiştirerek mi verir, bilemem. Ben yapmam gerekeni yaptım. Zikirde fayda var. Internet işi de aslında misyon koyucunun eseridir. Onun için ayrıntılı yazdım. En çarpıcı müdahale, Titanik gününde oldu. O gün g-mail açtır. Vatan al. Orda, işinle ilgil çok çarpıcı bir yazı başlığı gör. 20 kadar yazardan sadece o yazıyı yazanın, MUTLU "kızın", g-mail adresi olsun. Yaz Yılmaz, ona güzel bir g-mail, ingilizce olsun. Yetiştirdim, o gün, gece çalışarak. 1947'li sitemin açılışı ardından, T-Shirt'lerin arkalarına, büyük boyda, İnternet adresimi baskı yaptırdım. Bir süredir. Başımda, "Talihli" yazılı, kaptan şapkam, T-Shirt'ün önünde  kalbimde, Kırmızı soru işareti, arkamda 1947'li internet adresim, Kısa pantolon, ayaklarımda, beyaz çorapla sandalet kıyafetiyle dolaşmaktayım, günlük "rutin" güzergahlarda. Bu yaz şartlarında, devam edeceğim,"şimdilik", aynı kıyafetle dolaşmaya, bu şehr-i SMYRNA'da.

NOT 19)            Bugün, 11 Temmuz 2012. Dünya Nüfus günü. "sabitlemek" zorundayız nüfusumuzu, her çift'e, kendileri gibi, biri erkek, biri dişi, iki sağlıklı evlat vererek. Ve bugün Srebrenitza katliamının (başlangıcının) yıldönümü. Birbirimizi öldürmekten de "vazgeçmek" zorundayız, artık.

BOŞUNA ölmedi BOŞNAK insanlar.....

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

G Ü N L Ü K     

(16 Temmuz 2012   :)     İdeal Nüfusumuz 21.806.016.000                      

Perşembe, yilmazgurol1947.com spiralli kitap oldu, 3 tane. Ertesi gün sabah, DEMİR'lere postaladım birini. Ama aynı gün, Cuma, yilmazgurol.com da 3 tane spiralli kitap olunca, bu sabaha (Pazartesi'ye) kaldı, birini DEMİR'lere postalamak.       A.K.G.B.K.(1982) kitabımı, KIRIKKALE'ye (de) götürerek, elden vermiştim, DEMİR'lere.  O kitabı, İstanbul'da, Irak Başkonsolosluğuna da götürüp vermiştim. Alan görevli'nin adı SEMİR muhammaed el ayas'dı.      2006 Nisan'da açıklandı, İngiltere'nin en zenginler listesi.  192.ci sırada, iki kişi vardı. Biri Kraliçe Elzabeth, öteki NEMİR kırdar.   (DEMİR/SEMİR/NEMİR bağıntısı) (KIRdar/KIRıkkale bağıntısı).     ODTÜ numaram 23192'ydi. İkinci ODTÜ'ye kayıt sırasında 1978 Mayıs'ta, Kayıt kabul görevlisi, Numaranın bu kadar büyük olmasının sebebi, Bilgisayara geçtikten sonra, eski öğrenciler de eklendi,yeni numaralarla, demişti.     A.W.W.F.C.(1992) kitabımda, Dünya başkenti, 6 yıldızlı çiçekkent'in ideal nüfusunu 192.000 diye yazmıştım. (192/23.192/192.000 bağıntısı).       ODTÜ 1956'da kuruldu. 1964'de öğrencisi oldum. 1966'da ayrıldım. Hava Harp Okulu'na girdim. 1978 Öğrenci Affıyla, ODTÜ'ye döndüm. (O Affın görünüşte herkes için, ama aslında benim için çıkarılmış olduğunu, A.K.G.B.K.(1882) kitabımda da yazmıştım. O sırada "misyon" dan haberim yoktu.) ODTÜ, uzun süre, politik sebeplerle kapalı kalmış olduğundan, hızlandırılmış eğitim yapılacaktı. 3 yılda elektrik mühendisi olacaktım. "Şevkle" başladım 2.ci ODTÜ'ye. Ama, 2.ci sınıf'ın 2.ci dönemi açılışı, ve sonrası, "politik" olaylı oldu. Okul'un (gene) kapatılacağı "politik" kanaate vardım. Bu "önemli politik kehaneti", Kırıkkale'ye Demir'e mektupla, Turgut'a da sözlü olarak bildirmekle yetinebilirdim. (Turgut'la beraberdik, zaten. 3.cü yurt, 508 No.lu oda). Ama, daha etkili bir şey yapmalıydım, Turgut'la Demir'i yeterince "uyarabilmek" için, Onları da ötedenberi, kendime benzetme çabalarımdan biri olarak. Okulu bıraktı. İstanbul'a eve döndüm, orda beklemeye başladım, okulun kapatılması müjdesini. Heyhat. Kapatılmadı. Dönem Bitmek üzere iken, mecburen geri dönmeye karar verdi. "Rezil" olmuştum, yani. Üstelik, çok başarılı iken, o dönem, tüm derslerden FF (sıfır) aldım. Ama, İstanbul'dan, Ankara'ya, tam dönmek üzere iken (Aralık 1979'da) Demir'in (ve Turgut'un) öteden beri, benimle ilgili işlerde, MİT'in aleni güdümünde olduklarını öğrenmiştim. Yeni bir durum ortaya çıkmıştı. ODTÜ, anlamsızlaşmıştı. Tabii FF'ler de. "Uzun Bekleyiş"  in başlangıcı. Hala bekliyorum (Temmuz 2012'de).    Yılmaz, ODTÜ kapanacak diye, İstanbul'da EV-İNDE beklerken, İstanbulda bir olay oldu. Yunan yük gemisi EV-riali, Rumen Tanker İNDE-pendenta gemisiyle haYDarpaşa, önlerinde çarpıştı. Büyük patlama.     50 kadar denizci öldü. İstanbul, büyük tehlike yaşadı, atlattı. Tanker günlerce yandı, Enkazı, yıllarca kaldı. Olay, 15 Kasım 1979'da oldu. ODTÜ'nün 15 kasım 1956'da kuruluşunun 23.ncü yıldönümünde. Apaçık belli, ODTÜ'yü kapatmadılar, yerine TANKER patlattılar. Tabi ben bunu, benim için yapıldığını, Misyon bilincine ulaştıktan sonraki zaman içinde anladım.    ODTÜ numaramdaki 23 de, 23.ncü yıldönümünden, değil mi.  Eğer bilgisayara geçtikten sonra, çokça yeni kayıt yaptıktan sonra, eskileri de kaydetmek yoluna gitmeselerdi, öncelikle mevcut eski kayıtları girselerdi, 23 binli olmazdı, numaram.     Diğer önemli 15 kasım'lar: 1983'de, KKTC kuruldu, ben o zaman Sultanahmet'te, üçüncü olarak konulduğum koğuştaydım.   2003'de, İstanbul'da EL KAİDE etiketiyle, 2 Sinagoga Bombalı eylem (5 gün sonra da, İngiliz Kosolosluğu ve HSBC bankasına ) Toplam 100 kadar ölü.    2007'de Bangladeş.Akşam saatleri. Aniden "Süpersiklon". 5000 ölü.           Yeni Dünya, 4'lü Aile. 4 çocuk, 4 Ebeveyn, 4 büyük ebeveyn, ve ARTI daha yaşlılar. Yaşlılar yaşayabildikleri kadar yaşasınlar, sağlılklı ve uzun. Çıkış noktası buydu. Dolayısıyla, Aile nüfusu 12(+)'ydı. OBA 600(+), Mahalle 2400(+), Sekizgen (tek yıldızlı kent için,Sekizgende 5 mahalle) 12000(+), Tek yıldızlı Kentte 96.000(+) Nüfus. Uygun olan,(benim için de, 150 yıl kadar önce Misyon koyucu için de) buydu. Kent, ne küçük, ne büyük olmalıydı. Aile'den sonraki en önemli Sosyal birim (Oba) da, 10 apartmanda 50 aile, en uygunuydu, Rotasyonlar için.  Yönetim, Hiyerarşi, 10 lu düzen, en uygunu. Dünya başkenti'ne bağlı alt yönetimler 10 tane, biri merkezde, ötekiler taşra. Bu sistem Hiyerarşinin altlarına doğru aynen devam. Kaç kademe olsun. 6 Kademe, 150 yıl öncesi için de uygundu. 5 kademe olsun dersek, Toplam Dünya Nüfusunun 1 milyarı geçmemesi gerekecekti. Gerçekçi değildi. Ama, en alt kademe, tek yıldızlı kentlerden yukarı doğru artan yıldızlılara yükselirken, Kent nüfusununda biraz fazla olması uygundu. Her kademede, Sekizgene, bir mahalle ilavesiyle. 6 yıldızlı Başkentte Sekizgenler, 10 mahalleli olacak. Nüfus da 192000(+) olacaktı. Fazla sayılmaz, öteki kentlere uygun. Üstelik, Büyüklüğü de, tek yıldızlı'nın 2 Katı bile değil. Çevresinde gene dolanarak koşabilecekti, koşucular (Spor, herkese, programlı, yeni dünyada).  İşte  192 sayısı burdan çıktı.    İşin ilginci, artık o bir tesadüf, Her artış,19200 (8 mahalle toplamı).  Yukardan aşağı Hiyerarşi,  1,10,100,1000,10000 bunlar tam bir soraki ençok 100000 olmak üzere, ençok 111111 yönetim yeri uygundu. Nerde, 1+9+99+999+9999+"ençok"99999, yani toplam olarak ençok 100000 kentte. Bu sistem de yaklaşık 100 bin X 100 bin !0 milyar yapar, tabi ARTI'sı da var. Okadar nüfusa uygun bir sistem. İdeal tam nüfus sayısını hesaplamaya gerek yok. Çünkü "ölüm"ler de rotasyon yok. Aynı mantıkla, tek yıldızlı kentleri de ille 99999 a tamamlamaya gerek yoktu. GÖÇ sırasında, ne kadar varsa, okadar olsun düşüncesiyle.        Ama, Gün geldi, Yaşlanmayı durdurma imkanı ortaya çıktı. Buna bağlı olarak, Sevginin gereği, sonrakilere yer açmak için, belli bir yaşta, hayata,sağlıklı iken, gönüllü olarak veda etmek ihtiyacı ortaya çıktı. (Veda'lar da Rotasyona girdi, yani.) Birer yıl arayla doğdular, ama "hep beraber" veda etsinler, hayata. Ne zaman? Altıncı nesili de gördükten sonra. 115 yaş civarı uygun. Dörtlünün yaşları, 114,115,116,117 iken. O sırada Ailede, en küçükler, 14,15,16,17 yaşlarında olacaklar. Misyon,ebede yolculuk için tasarlandığından, Tek yıldızlı kentleri de 99999'a tamamlamak yakışır. Şimdi, hesaplıyalım mı, İdeal Dünya Nüfusu'nu. Oba'da, Her 25 yılda bir gelir doğum sırası her aile'ye, 4 yıl peşpeşe doğumlar olur o ailede. Rotasyon iki uçtan başladığı için, Her yıl (aynı gün-ay'da, iki yeni üye (bebek) gelir, Oba'ya. Oba'da, "hayata vedalar" da, normalde, Obada, 2 yeni çocuk doğduktan sonra, aynı gün içinde 2 en yaşlının vedası ile olması gerekir. Ama "beraber gitme ihtiyacı" Her yıl değilde, Dört yılda bir 2x4=8 en yaşlının gitmesi biçiminde olur. Bu 8 en yaşlının "gitmesinin" ardından, OBA nüfusu, tam 1200 kişidir. tam yarısı dişi, tam yarısı erkek. Her yaştan eşit sayıda insan. (Erişkinler için, hayat çocuklarla güzeldir.) 160 oba tek yıldızlıda, 320 oba 6 yıldızlıda. kentteki obaların hepsi yılın farklı günlerinde doğum olaylarını yaşasın ki, yığılma olmasın. konuyla ilgili uzmanlar, yıl boyunca mesleklerini düzenli olarak yapabilsinler. Bu ihtiyaç ise, tek bir ideal sayı belirlemeyi imkansız kılıyor, değil mi. Birbine çok yakın, peşpeşe birkaç günde değişik sayılar olacak. "Ortalaması" 21.806.016.000 olan. (Yazının başlığını değitirmiyorum.) Bu sayı da Tabi, biraz fazla gibi geldi gözüme. Rahatlayabilirmiyim diye ansiklopediye baktım. 1850'de Dünya Nüfusu, 1.1 milyar dolayındaymış. Rahatladım. Yaklaşık 150 yılda, 7 kat artmış. Yeni Dünya koşullarında, bizim de, yeterince uygun bir süre içinde, şimdiki nüfusumuzu üçe katlayıp sabitlememiz, uygun ve gerçekçi. Nasıl yapacağız. bazı aileler, 6 çocuk , belkide 8 Çocuk sahibi olacaklar, İdeal Rakam hedefimize yönelik yaşarken. Bir de şunu yazayım: A.W.W.F.C.(1992) kitabımda, Yöneticilerin kent merkezinde, ayrıca, iskanını tasarlamıştım. Uygun değil. Onlarda, Sekizgenler içindeki Obalarda yaşasınlar. Yönetim yerleri, Kent merkezinde olsun. Öteki mesleklerden olan kişilerin durumlarına da uygun. Ansiklopediye bakarken, şunu da gördüm:" Eski yunanlı Filozof Platon, "Cumhuriyet" adlı yapıtında, kentlerin nüfusunun 5040 yurttaşla sınırlandırılmasını, ve bu sınırın doğum kontrolu ile denetlenmesini önermişti." (Niye "yurttaş" demiş, köleler de var da ondan, "sayım harici").       Bugün, İslam peygamberi Muhammed'in (Miladi yıl) 622'de, Mekke'den, Medine'ye Hicreti'nin (Göç etmesinin) yıldönümüymüş. Duvar takviminde gördüm.     Takvimi sıfırlayacağız. İlk 25 yılda,(1.ci çağda) peyderpey Çiçekkentleri inşa edip, peyderpey oralara göçeceğiz. Mevcut, sosyal yapımızın tamamı ile. 25 yılın uzunluğu, bize, ideal sayısal hedeflere en uygun göç kafilelerini hazırlamamıza imkan verecek. En son 6 yıldızlı kentin inşası, ve oraya göç. "Gemiyi en son kaptanın terkettiği gibi" Eski Dünya'yı da, en son, "ikimiz" terkedeceğiz, Fatoş'cuğum, (Hulusi dedemizin deyimiyle, "ölmez sağolursak"), 6 yıldızlı kentin Nüfusunu oluşturacak kişilerle, birlikte . . . . . . .

*******************

(19 Temmuz 2012   :) "2012 yılında olsun START"

Bugün, annemin vefatının 2000.nci günü. Sevgili anneciğim .......       Z İ R V E   fırın dayağının 3.cü yıldönümü, 5 Ekim 2011'de, gazetede anma ilanı, Övgü kadın için. Tr af ik kazasında ölümünün 2000.nci günü münasebetiyle.  ( ö V gü   t ERZİ  başıoğlu)   (VERZİ/ZİRVE) (övgü/sövgü).        "150 yıl kadar" önce, demişler ki, Yılmaz 25 Eylül 1947'de doğsun. 28 Temmuz 1986'da, 38 yaşında kendisini Tanrı sansın. 3 gün sonra kendisini Hadım etsin.  O sıralarda, 2 kadına birden aşık olsun. İki yıl kadar sonra, İzmir'de iken, 1988'de Tanrı olmadığını, Dörtlü Aile'ye dayalı Aşk toplumunu kurmak için Tanrı Rolü oynayacağını bulsun. Bu bilinçle, İzmir'de, ezilerek, 24 yıl daha yaşasın. 64 yaşında iken, 2012 yılında olsun START. Çünkü, O yıl annesinin 2000.ci vefat günü ve ertesi gün 20 Temmuz'da Ramazan başlıyor. START'ı annesini "hatırda tutarak" yapsın. O yıl, Ramazan Yaz'ın tam ortasına denk geliyor, hem en sıcak günler, hem en uzun günler. Yani Oruç tutmanın "en zor" olduğu zaman.      İşaret koyalım, gün yaklaşırken, bilsin Yılmaz.      Türkçede Gökteki ay (moon) ile Yılın onikide biri ay, aynı kelime. Bunu kullanalım. 20 Temmuz'lara "ay" (moon) ile ilgili işaret koyalım. Aşık olacağı kadınları da bağlıyalım işarete. AYLA olsun, birinci kadının adı. İkincisi SEMRA olsun. SEVDA ve SONRA çağrışımlı. SONRA da "SON" var. Yılmaz'ın "Uzun Bekleyişi" nin SON'u mesajı.       Ben, bir hafta önce, Ramazan hangi gün başlayacak diye (belli ki Stella marifetiyle) bakmasaydım Takvime, bugün bu yazıyı yazamıyacaktım belki.        Moon ve Month karşılığının türkçede aynı kelime olması yüzünden, HONEYMOON kelimesi türkçeye girerken (aslında "sokulurken") bunun HONEYMONTH olarak algılanacağı belliydi. Evliliğin ilk ayı, 30 gün.  Demir ve Gül, 10 Nisan 1975'de POLİS günü (polis/penis) evlendiler, Hemen Antalya'ya gittiler, balayı. Dönüşte, 29 Nisan'da, Demir, Gül, Ben, Ve Huriser Teyzem, dördümüz viyANA'ya uçtuk. Niyet, Doğu Berlin. İltica talebi. Bir gece Viyana. Sonra Teyzem Frankfurt'a, biz Doğu Berlin'e. Berlin'in Kurtuluşu'nun 30.ncu yıldönümüymüş. Üstelik Vize gerekiyormuş. Alacaklardı ama, Otellerde hiç yer kalmamış. Bizi gönderdiler, Batı Berlin'e. Orda bir gece. Sonra mecburen Frankfurt'a. Demir ve gül, birkaç gün sonra döndüler Türkiye'ye. Ben orda kaldım, aynı "niyetle". Dolayısıyla, Avrupa işi, Demir-Gül için  Balayı'nın devamı niteliğinde oldu.       HONEY'nin söylenişi "Hani", Türkçede güzel bir kelime. Ben, Çanakkale'de, 18 Mart 1986'da, doğumdan seçilmiş olduğumu bulunca, (yaşı ilerlemiş, 38 olmuş bir kişi olarak)"HANİ bana eş, aşk, aile..." diye soracağım belliydi. Al sana eş, AYLA dediler, 28 nisan 1986'da. Akrabamdı Ayla. Anneannelerimiz kardeştiler. 1970 yılında tanımıştım onu, sonra da görmemiştim hiç. Aldığı mesaj şuydu. Ayla senin karın, Senden habersiz, senin spermlerinden iki de çocuk yaptı sana, bekliyor, son günü, bekledi bekliyor seni 16 yıldır, aşkla. Karımmmış yani Ayla. O da benim gibi seçilmiş doğumdan bana eş olmak üzere. Bu durumda derin bir aşk duygusuyla, bağlandım Ayla'ya orda, yokluğunda, arasıra aşkın gözyaşlarıyla, ama (amputasyon öncesi) Libidolu aşk. Onu hayal ederek, masturbasyonlarla da.  Sonra, İstanbul. İstanbul Havayolları'nda çalışırken, Kayıp Eş-ya bürosunda "çalışan" SEMRA'nın, "tazminat alarak emekli olabilmesi için" sonradan boşanmak üzere, danışıklı resmi nikah ricasına evet, dedim. 26 Mart 1987'de Nikah.       (10 Şubat 1987'de, Cumhurbaşkanı Turgut Özal, ABD'de Houston'da, Kalp By-pass ameliyatı oldu. 20 yıl sonra, 10 Şubat 2007 'de FATMA'yı "karım" olarak buldum. Turgut Özal, Houston'da, taburcu olduktan sonra, karısı SEMRA ÖZ-AL'la birlikte, 26 Mart 1987'de, Londra'ya gitti, benim SEMRA ile evlendiğim gün. 4 gün sonra da Türkiye'ye döndü, Özal Çifti.)   Nikahtan sonra, Semra'ya da aşık olduğumu farkettim. Sıfır Libido ile yaşıyordum o sırada. (çanakkale'den, hastaneden taburcu, Hapishaneden tahliye aynı gün olmuştu. İstanbul'a eve dönünce, Masturbasyon denedim. Olmuyor. Ve kanaat (yanlışmış aslında) artık orgazm olamadan yaşayacağım. Bu kanaat beni kendilğinden "aseksüel" yaptı. Mutlak sürekli Sıfır Libido, Ne kadar tahrik edici olursa olsun Cinsel uyarılara hiç tepki vermemek. Şikayetim yoktu. Kendimi essahtan Tanrı sanmakta iken. 5 yıl kadar sürdü, Sıfır libido ile hayat. Meğer, Orgazm olabiliyormuşum. 1991 yıl içinde olsa gerek, tesadüfen (?!) gece TV  RTL/SAT karıştırırken, rastladım porno yayına. Bakayım biraz dedi, öylesine. Ama 5 yıldan sonra, ilk kez uyarı aldım. Biraz el hareketiyle de ilk kez orgazm oldum.  AAAA orgazm olabiliyormuşum. Ardından aynen geri döndü Libidom. Seksüel hayat yeniden başladı, masturbasyonlarla.) Semra'ya aşk, Hadımken (üstelik sıfır libido ile) başladı. Ayla'ya da Aşk aynen yoğun devam, ama artık libidosuz. 28 Temmuz 1986'da "Tanrılık" başlayınca, Misyon bilinci gitmişti. Ama İstanbul'da, Hapishanelerdeki gibi "ezme" tekrar başlayınca, geri geldi. Dünya'nın başı yapılacaktım. Ama Tanrı olduğumu kimse bilmeyecekti kanaati. Semra'ya da aynen söylemiştim "MİT benimle flört yapıyor" diye. Bu sebeble, doğumdan benim için seçilmiş Ayla'ya ek olarak, Semra'yı da karım olarak almaya karar verdim, START'ta. Ama sonra, 1987 Sonbaharında İzmir'e transfer edildikten az sonra, Kendimi hala essah tanrı sanmakta iken, Semra'nın da aslında benim için doğumdan seçilmiş olduğu, onun da benim için benim spermlerimden bana iki çocuk yaptığı, onunda yıllardır aşkla beni beklemekte olduğu, Ayla'nın ve Semra'nın birbirlerinden "haberdar" oldukları, yıllardır "YILMAZIMIZ YILMAZIMIZ" diye mızmızlanıp "ah" çekmekte olduklarını da buldum. Aşklarım, "tanrıçalarıma", daha da yoğunlaştı, arasıra aşkın gözyaşlarıyla, beklerken START'ı.     1990 başında, İkinci Tımarhane çıkışında, Misyon bilicim (geçici olarak) gidince, AŞKLAR da, bir anda, hiç yaşanmammış gibi gittiler. Bir daha da geri dönmediler. Misyon bilinci dönünce, biraz düşünme ile, AŞKLAR'ın "dummy" olduğu anlaşıldı.       "Niyete" uygun olarak, Teknoloji mümkün kılınca, 20 Temmuz'ların birine, AY'la ilgili olarak, Dünya'yı ilgilendiren "en büyük" bir olayı, AY'a AYAK basma olayını koymuşlar. 20 Temmuz 1969,  Neil Armstrong. AY'ın, Dünya'ya ortalama uzaklığı 384 bin kilometre olduğu için, almışız biz, İzmir'de, 384 sokak'taki arsayı 1965 de, ve annem "ustabaşı" gibi çalışmış, yapmışız o evi, o ev'de tanıştım (tanıştırıldım, misyon koyucu tarafından) AYLA ile 1970'de. Semra ve Ayla plakaları toplam 384   (34 BFJ 60  -  35 SV 324)   Önce 60 kararlaştırılmış, "kesip atmış" bağıntılı, sonra tamamlamak için, 384'e 324.  Bu yüzden, İzmir Orta Dalga Radyosunu da 324 metre'den yapmışlar. 60 TOkat la da bağıntılı, her ikisinin kızlık soyadları TO ile başlar. (TOrlak-TOpkaya) (kral/yapak)(kalp/ya.ak) (kat, ingilzce "kes" CUT. 1965'de TBMM'yi izlemeye gitmiştim, gözlemlemek için, ne yapıyorlar diye. KAT mülkiyeti'ni kabul etmişlerdi.) Bizim devre, 1968 Hava devresi, Harbiye 2 yıl. Bir yıl İzmir, Güzelyalı, bir yıl İstanbul Yeşilyurt. (Biz taşıdık Hava Harbiyeyi İstanbul'a.  AYLA güzelyalı'da muKİM, SEMRA yeşilyurt'ta muKİM.       Ve bir 20 Temmuz'a da Türkiye'yi ilgilendiren "çok önemli" bir olayı koymuşlar. Kıbrıs'a askeri müdahale, ve kuzey kıbrıs'ın işgali. 20 Temmuz 1974. O gün Ecevit aynen şöyle demişti, TV'de: "The Turkish Armed Forces have STARTed a peace operation on Cyprus". (START kelimesi ordan, benim için işaretmiş.)   Yoldaşı, 15 Temmuz'da, Kıbrıs'ta darbe yapıp, Ecevit'e imkan sağlayan kişinin adı da "SON" la bitiyor. Nikos SampSON (o dahi, işaretmiş).      İzmir Alsancak'ta 5+2=7 yıl yanlarında çalıştığım, Ümit Ticaret'in "patronunun" küçük oğlunun, doğum gün-ayı de 20 Temmuz. TANKUT YILMAZER. Tanrı var, Kutlamak var, Yılmaz var, Erkeklik var adında.       Ayla ile tanışmam şöyle oldu: Ayla ve Ailesi Uşak'talar. Uşak'ın il Numarası 64. Şimdi yaşım 64. (UŞAK'ta AŞK'ın harfleri vardır. Zaten aslı da uşşak'mış, aşıklar anlamında) Ayla, Liseden sonra, İzmir Buca eğitim eenstitüsü'ne girmeya hak kazanıyor. Yurtta kalmak yerine, akrabası olan bizde kalmak istiyor, okurken. Ben çok istedim kalmasını. Kalırsa, mutlaka benim karım olur sezgisi ve duygusuyla. Ev ortamı çok müsait olacaktı, çünkü. Her ne kadar, genelevlere gitmekte idiysem de, psikolojik yapım dolayısıyla, karşı cinse, normal şartlarda ulaşıp, evlenme ihtimalim, hemen hemen yok gibiydi. Ama, babam (belli ki, MİT güdümünde olduğu için, ve MİT talimatıyla,) şiddetle karşı çıktı, Ayla'nın bizde kalmasına. Ve yanlış hatırlamıyorsam, Demir de (görünüşte) bu yüzden babama tepki gösterdi. Lise den sonra, İzmir'de kaydolduğu DİŞÇİLİK fakültesini belki aynen "B  ır  AKICAM" demedi, ama bırakıp, (İŞÇİLİK orada diye) İstanbul'a gitti. Orman Fakültesine kaydoldu. Sonra'da KİM ya fakültesine geçti. Önceki gün, ERGİN bey dişimi doldurdu. Cuma günü (yani yarın, 20 Temmuz'da) gelmemi söyledi,  "B  AKICAM" diyerek, aynen. (on/son bağıntısı da var.) (Yarın ra MAZ an 1. Bu yıl ki raMAZAn ayı, herzmankinden daha da sıcak geçecek gibi. "Acep" niye. Ellerinde Yeni Meteoroloji imkanları var.) Bu yılki Ramazan'ın başlangıç Gün-ay'ına koymuş Aya Ayak basma yılının Gün-ay'ını. Bunu hemen farkettim. Ama sonra, "niye" diye düşündüm. Ahir zamanda olduğumu da, göz önüne alarak (bu kaçıncı "ahir zaman", yılmaz?), olsa olsa bu START'ın mesajıdır, dedim. Ve "bilgiler" içinde bu yönde araştırdım. Ve yeterince kanıt buldum. "has STARTed/sampSON/64 uşak, 64 yaş/SEMRA,SONRA,SON)"  SONRA'daki SON'u buluşum şöyle oldu. Aya Ayak basma 1969'da, Acaba Ayla ile tanışmam da 1969 da mıydı, çünkü o yıl daha uygun. Düşünürken, buldum özellikle "Yıl Artı Bir" olsun demişler, çünkü iki tane eş. İkincisini de çağrıştırsın önce Ayla, SONra Semra. Ama, yine kuşku gitmedi içimden. Demir'i hatırladım. Demir, "Ayla olayından" hemen sonra gitmişti, İstanbul'a, Ben, 1 Ocak 1971'de, 1.ci Füze Filo'da Kıta subaylığına başlamak üzere, İstanbul'a gitmeden birkaç ay önce gitmişti, İstanbul'a Demir. Demek ki Ayla olayı, 1970 yılı içinde olmuş. Önce Demir gitti, İstanbul'a, Sonra ben, Bizim arkamızdan, 1971 yılı içinde, annemler de İzmir'deki evi satıp, İstanbul'a geldiler. Çolak İsmail Sokak'tan BİLGE OLGAÇ'ın evini (giriş kat dairesini) satın aldık önce. Sonra, ERENköy, ERalp sokak'ta ALP  apartmanından bir daire alıp, eskisini sattık. Biz o evdeyken, 1972 sonbaharında, tutuklandım, THKP davasına dahil edildim, ve ordudan ihraç edildim. Hatta, annemlerin ardından, Ruhi eniştemler de, İzmir'den İstanbul'a göç ettiler, Bağdat caddesi, ÇİFTEhavuzlarda, GÖZE apatmanında, alt katta, bahçeye dönük tarafta, bir daire alarak. Hava Astsubayıydı Ruhi eniştem. Oda benim gibi Pilotaj'la başlamış (ETİMESGUT'ta), ama ayrılmak zorunda kalıp Oto-makinist sınıfına geçmişti. (ahmETruhİMESrureGülturgUT). Ben, İstanbul'a Kıta subayı olarak gittiğimde, "yanlış yoldasınız" diyerek, çoktan ayırmıştım, yolumu, (sözde) "devrimci" Devre arkadaşlarımdan. Saffet A L P   ortadan kaybolup, Kızıldere'de (sözde) "ölü" olarak ortaya çıkmadan önce, benimle, yüzyüze "ikili" bir görüşme yapmıştı. Hv.H.O. Subay Misafirhanesi, yemekhanesinde. "Karadenize gidiyoruz, sen de gel" demişti. "Hayır, yanlış yoldasınız" demiştim. Bilmiyordum, o zaman onların, aslında MİT görevlisi olduklarını. Ve, ben, Kıta subaylığına başlamak üzere, İstanbul'a gittiğimde, Benim çoktan kopmuş olduğum arkadaşların, Demir'i de aralarına aldıklarını öğrendim. Yanlış yolu, dolayısıyla, onları bırakmasını bekledim, Demir'in. Bıraktı, eve döndü, ben subayken, henüz tutuklanmamışken.       Bugün annemizin vefatının 2000.ci günü.......

20 Temmuz 2012, saat 16.45             Just now, I learned, through this computer of mine, from CNN-International, a mass shooting, by a man dressed in black, in the city AURORA of Denver Colorado, in the "Colorado Movie Theater", during the Premiere of a Batman movie "Dark Night Rises", killing 12 people, with 38 wounded, just after Midnight, (seven hours ago, from now). The man was identified, by the Police as JAMES HOLMES, 24 years old.           Yani, 20 Temmuz'un ilk saatlerinde. BATMAN. YARASAADAM, belli ki YARA.SIZADAM için, misyon koyucu tarafından, "Armağan"!....       (21 Temmuz 2011, saat 08.15   :) Anlaşılan, bu olay da, "öncekiler" serisinden. Timothy, biliyordu, "Hadım Yılmaz'a Dünya Sosyalist ve Ateist Devleti'nin kurdurulacağını (19 Nisan 1995, ABD, Oklahoma, 168 ölü), Anders de o "bilinçle" yaptı (22 Temmuz 2011, Norveç, Oslo/Utoya, 77 ölü), ve James de aynı bilinçle, (20 Temmuz 2012, ABD, AURORA, Denver, Colorado, 12 ölü). Her üç olayda da, (sözde) "topluma yönelik" mesaj (da) var. Bu sonuncusundaki, "dolaylı". ABD seçimlerinden birkaç ay önce, ABD'de, Silah taşıma özgürlüğü'nün tarışılması.



Yüklə 1,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   23




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin