Allah 'tır, önder ise Muhammed. Ve kıyamet günü batıl yolda olanlar hüsranda olacaktır."1
EBU BEKİR'İN ZEKAT VERMEYEN MÜSLÜMANLARI KATLETMESİ
Buhari, Sahih'inin "Dinden Dönenlerden Tevbe Etmelerini İstemek Kitabı"nda, Müslim de, Sahih'inin "İman Kitabı"nda Ebu Hureyre' den şöyle nakleder:
"Resulullah vefat ettikten sonra, Ebu Bekir halife olup Araplardan bazıları kafir olunca, Ömer dedi ki: "Ey Ebu Bekir! Sen halkla niçin savaşıyorsun? Halbuki Resulullah (s.a.a.) buyurmuştur ki: "Ben, halk "La ilahe illallah" diyene kadar onlarla savaşmakla görevliyim. Kim "La ilahe illallah" derse, malı ve canını benden korumuş olur. Ama eğer bir hakkı zayi etmiş olursa, o başka. Allah da onu hesaba çeker."
Ebu Bekir dedi ki: "Vallahi, kim namaz ile zekatı birbirinden ayırırsa (namaz kıldığı halde zekat vermezse), onu öldüreceğim. Çünkü zekat, mala taalluk eden bir haktır. Vallahi, eğer Resulullah (s.a.a.) zamanında verdikleri zekatın az bir miktarını da olsa bana ödemezlerse, onlarla savaşacağım."
Ömer der ki: "Allah'a andolsun ki ben, Allah'ın, Ebu Bekir'in göğsünü savaşmak için genişlettiğini hissettim ve Ebu Bekir'in haklı olduğunu anladım."2
Ebu Bekir ve Ömer'den böyle bir şey asla yadsınmamalıdır. Çünkü daha önce de Ebu Bekir ve Ömer, Hz. Fatıma'nın evini, içindeki biat etmeyen sahabilerle birlikte
-----------------------------
1- Ahmed bin Ebi Tahir, Belağat'un-Nisa, s. 17.
2- Sahih-i Buhari, c. 9, s. 19; Sahih-i Müslim, c. 1, s. 51, h. 20.
270/ Zikir Ehline Sorun
yakma tehdidini savurmuşlardı.1 Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin ve biatten kaçınan seçkin sahabileri yakmakla tehdit eden kimseler için, zekat vermekten çekinen Müslümanları öldürmek çok kolay bir iştir. Peygamber'in tertemiz Ehl-i Beyti ve ashabın seçkinlerine böyle davranan kimseler, çöl Araplarına ne yapmazlar ki?! Kaldı ki biatten kaçınanlar, Resulullah'ın (s.a.a.) nassı ile hilafetin kendi hakları olduğu görüşündeydiler. Resulullah'tan herhangi bir nassın olmadığını iddia ederek işin şura ile halledilmesi gerektiğini farz etsek dahi, onlara (biatten kaçınanlara) itiraz ve eleştiri hakkını teslim etmeliyiz.. Bütün bunlara rağmen, Hz. Fatıma'nın evini yakmak tehdidinde bulundukları rivayetlerle sabittir. Eğer Hz. Ali, Müslümanların kanının dökülmemesi ve İslam ümmetinin birliğinin korunması için, teslim olup ashabına da biat etmek için evden çıkma emrini vermeseydi, hiç kuşkusuz, onları yakacaklardı.
Artık Fatıma'tüz-Zehra dünyadan göçmüş, Ali de görünüşte bile olsa onlarla sulh etmişti ve her şey onların istediği gibi yürüyordu. Bu yüzden, Peygamberlerinden sonra neler olup bittiğini ve niçin Peygamber'in tayin ettiği şahıs değil de başka bir şahsın2 hilafet makamında oturduğunu öğrenmek isteyen ve bu nedenle de zekat vermekten kaçınan Medine dışındaki bazı kabilelere asla tahammül edemezlerdi.
--------------------------
1- İbn-i Kuteybe, el-İmame ve's-Siyase, c. I, s. 19; el-Ikd'ül- Ferid, c. 4, s. 259 - 260; Muhtasar-u Ebi'l-Peda, c. 1, s. 156; Tarih-i Taberi, c. 3, s. 202.
2- Ömer; Ebu Bekir'in, düşünüp taşınmadan alınan ani bir kararla hilafete getirildiğini söyler. Bkz. Sahih-i Buhari, c. 7, s. 208 - 209, Muharip Kafirler ve Mürtetler Kitabı; el-Milel ve'n-Nihel, c. 1, s. 30.
İlk Üç Halife Hakkında /271
Dolayısıyla, Ebu Bekir ve hükümetinin, suçsuz Müslümanları katledip, saygınlıklarını gözetmemesine, kadınlarını ve çocuklarını esir almasına şaşırmamak gerekir. Tarihçiler yazarlar ki: Ebu Bekir; Halid bin Velid'i Süleym Oğulları kabilesine gönderdi; o da onları yaktı.1 Sonra onu Yemame'ye ve Temim Oğullarına gönderdi. Halid, onları hile ile aldattıktan sonra ellerini bağlayıp kılıçla boyunlarını vurdu ve Resulullah'ın (s.a.a.) güvenip de kavminde zekat toplaması için tayin ettiği yüce sahabi Malik bin Nüveyre'yi öldürüp aynı gece karısına tecavüz etti. La havle ve la kuvvete illa billah'il-Aliyy'il-Azim.
Malik ve kavminin hiçbir suçu yoktu. Onlar, Resulullah'ın (s.a.a.) vefatından sonra meydana gelen acı olayları, Hz. Ali'nin hilafetten uzaklaştırılmasını, Hz. Fatıma'ya yapılan zulümleri, Hz. Fatıma'nın hilafeti gasp edenlere karşı gazaplı olarak dünyadan göçtüğünü, Ensar'ın büyüğü Sa'd bin Ubede'nin biatten çıkıp muhalefete geçtiğini duymuş ve Ebu Bekir'e biatin sıhhatinde şüpheye düşmüşlerdi ve bu nedenle de olayların netleşmesini bekleyerek zekat vermekten kaçınmışlardı. Ama halife ve yandaşları hemen hükmü vermiş, erkeklerini öldürmüş, kadınları ve çocuklarını esir almışlardı ki, kimse hilafete itiraz veya muhalefet etmeye cesaret edemesin.
Doğrusu; Ebu Bekir'in kendisi bile hatasını itiraf ettiği halde2 yine de bazılarının, Ebu Bekir'i ve hükümetini savu-
-------------------
1- Muhibbuddin Taberi, er-Riyaz'un-Nazıra, c.l, s. 149.
2- Ebu Bekir, daha sonra Malik bin Nüveyre'nin kardeşi Mütmim' den özür dilemiş ve beytülmaldan onun diyetini ödeyerek; "Halid içtihat edip yanılmıştır." demişti. Bkz. Tarih-i Taberi, c.3, s. 276 - 278; el-Eğani, c. 15, s. 298 - 302.
272/ Zikir Ehline Sorun
narak Ömer'in; "Allah'a andolsun ki ben, Allah'ın, Ebu Bekir'in göğsünü savaşmak için genişlettiğini hissettim ve Ebu Bekir'in haklı olduğunu anladım." şeklindeki sözünü tekrarlamalarına şaşmamak elde değil!
Acaba Ömer' e; neye dayanarak Müslümanlarla savaşmanın caiz olduğuna kanaat getirdiğini sorabilir miyiz?! Kendisi, Resulullah'ın (s.a.a.) "La ilahe illallah" diyen birini öldürmeyi haram ettiğini söylemiyor mu?! Ve bu hadisi delil göstererek Ebu Bekir'e karşı çıkmamış mıydı?! Nasıl oluyor da ansızın karar değiştirerek Ebu Bekir'in haklı olduğuna kanaat getirerek Müslümanların katledilmesine rıza gösteriyor?! Allah'ın, Ebu Bekir'in göğsünü genişlettiğini gördüğü için mi?! Bu göğüs genişliği nasıl bir genişlikmiş acaba?! Yalnız Ömer mi görmüş, bu göğüs genişliğini?! Eğer bu göğüs genişliği, mecazi anlamda manevi bir genişlikse, Allah Teala, Resulünün diliyle açıklanmış olan hükümlerine muhalefet eden kimselere böyle bir göğüs genişliği verir mi acaba?! Yani, Allah Teala, bir taraftan Resulünün diliyle "La ilahe illallah" diyenin öldürülmesini haram ediyor, diğer taraftan Ebu Bekir ile Ömer'in onları öldürmeleri için göğüslerini mi genişletiyor?! Yoksa, Resulullah'tan (s.a.a.) sonra Ebu Bekir ile Ömer' e vahiy mi nazil olmuştu?! Hayır, hayır! Onlar, kendi siyası çıkarları için içtihat ederek Allah'ın hükümlerini ayaklar altına almışlardı.
Ebu Bekir'i savunanların; "Onlar (Malik ve kavmi) İslam dininden çıkmışlardı ve bu yüzden öldürülmeleri gerekiyordu." doğrultusundaki iddiaları doğru değildir. Tarihten azıcık haberi olanlar, onların İslam' dan çıkmadıklarını, fakat zekat vermekten kaçındıklarını bilirler. Onlar, Halid
Dostları ilə paylaş: |