Münafıkların 50 Alameti


- Misak Verdikten Sonra Allah’ın Ahdini Bozarlar



Yüklə 324,53 Kb.
səhifə13/16
tarix30.07.2018
ölçüsü324,53 Kb.
#63458
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16

34- Misak Verdikten Sonra Allah’ın Ahdini Bozarlar

35- Allah’ın Riayet Edilmesini Emrettiği Şeyleri Terk Ederler:


Allah Teala Buyurur ki; “Allah'a verdikleri sözü kuvvetle pekiştirdikten sonra bozanlar, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) terk edenler ve yeryüzünde fesat çıkaranlar; işte lânet onlar içindir. Ve kötü yurt (cehennem) onlarındır.”(Ra’d 25)

İbn Kesir der ki; “Ebul-Âliye, “Allah'a verdikleri sözü kuvvetle pekiştirdikten sonra bozanlar...” ayeti hakkında der ki: “Bunlar; münafıklardaki altı haslettir. Onlar, insanlara karşı güçlü olduklarında bu huylarını açığa vururlar: Konuştukları zaman yalan söyler, bir vaatte bulunduklarında vaatlerinden yerine getirmezler, kendilerine güvenildiği zaman ihanet eder, anlaştıktan sonra Allah'ın ahdini bozarlar. Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini ayırırlar ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar.

Eğer onlara karşı güçlü olunursa; o zaman da şu üç huyu açığa vururlar: Konuştuklarında yalan söyler, bir şey vaat ettiklerinde yerine getirmezler ve kendilerine güvenildiği zaman ihanet ederler.”

36- Ensar’a Buğz Etmek:


Enes radıyallahu anh’den rivayet edilen sahih hadiste Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur;

Ensarı sevmek imanın alametidir ve Ensar’a buğz etmek nifakın alametidir.”

Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ashabına buğz eden Münafıklar, genel anlamda bütün sahabelere, özel anlamda Ensar’a buğz ederek bunu şu ana kadar devam ettirmektedirler. Bu nifak alameti, Rafızîlerde, onların benzeri felsefecilerde, kelamcılarda veya zındıklarda mevcut olup devam etmektedir.

37- Allah’ın Yolundan Alıkoymak:


İmanlarını izhar etmek yoluyla bazı Müslümanların güvenini kazanırlar, sonra da Allah yolundan alıkoymaya kalkarlar. Allah Teala’nın buyurduğu gibi;

Yeminlerini kalkan yapıp Allah’ın yoluna engel oldular. Onların yaptıkları ne kötüdür!”(Münafikun 2)

Onlar yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan alıkoydular. Bu yüzden onlara küçük düşürücü bir azap vardır.”(Mücadele 16)

Allah yolundan, kötülüğü emrederek ve iyiliği yasaklayarak alıkoydukları daha önce geçmişti. Cihaddan ve Allah yolunda savaşmaktan alıkoymaları da böyledir. Yine mescid yapmak, fakirlere, muhtaçlara mal ulaştırmak gibi hayırlı amellerin önünde durarak fakirlerin buna ihtiyacı olmadığını veya onların gereksiz harcamalar yaptığını, fakirlerin başka yerlerden yardımlar aldığını öne sürerler. Bu engellemelerinin bir şekli de, insanları kitap, kaset, dergi, faydalı dersler gibi yararlarına olacak şeylerden yüz çevirtmeleridir. İnsanları âlimlerden ilim öğrenmekten alıkoyarlar. Veya ilim ehline münafıkların metotlarını, Müslümanları kandırdıkları laiklik, demokrasi, hürriyet, eşitlik, kardeşlik vs. gibi sloganlarla işledikleri kusurlarını sormalarına engel olurlar.

Alıkoymanın şekli; cihada engel olmaktır. Allah Teala’nın şu kavlinde olduğu gibi;

Allah, içinizden (savaştan) alıkoyanları ve yandaşlarına: "Bize katılın" diyenleri gerçekten biliyor. Zaten bunların pek azı savaşa gelir.”(Ahzab 18)

Yine onların alıkoyma şekillerinden birisi de Kitap ve Sünnet ile hükmetmeye engel olmaktır; “Onlara: Allah'ın indirdiğine (Kitab'a) ve Resûl'e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.”(Nisa 61)

38- Hevalarına (Arzularına) Tabi Olurlar:


Allah Teala buyurur ki; “Bunlar, Allah'ın kalplerini mühürlediği, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir.”(Muhammed 16)

el-Hasen (el-Basrî) “Hevasını ilah edineni gördün mü?”(Furkan 43) ayeti hakkında dedi ki; “Bu, Münafığın durumudur. Hevasının gösterdiği her yola gider.”

Onlarda ne disiplin görürsün ne de Kitap ve sünnete icabet. Kitap ve sünnetten ayrılan hakkındaki tehdide rağmen hevasına uyar. Onların şehvetlerinin ve hevalarının önünde bütün bunlar ne öne geçirir, ne de geri bırakır. Allah kalplerini bununla mühürlemiş, onları saptırmış, hakkı görecek gözlerini kör etmiştir. Kulaklarına hakkı işitmemeleri için ağırlık konulmuştur. Onlar hastadır, Allah da hastalıklarını artırmıştır. Allah saptırdıktan sonra onları kim hidayet edebilir?!

39- Yapmadıkları Şeylerle Övülmeyi İsterler:


Bu konuda Allah Azze ve Celle şöyle buyurur; “Sanma ki ettiklerine sevinen, yapmadıkları ile övülmek isteyenler, evet, sanma ki onlar azaptan kurtulacaklardır. Onlar için elem verici bir azap vardır.”(Al-i İmran 188)

Sahihayn’de Ebu Said radıyallahu anh’den rivayet edilir; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem harbe çıktığında münafıklardan bir kısmı geride kalır ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e muhalefet ederek oturup kalmalarıyla sevinirlerdi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem harpten döndüğünde, o'na özür beyan ederek yemin ederler ve yapmadıkları şeylerle övülmek isterlerdi.”


40- Müminlere Kötülük Çemberi Kurmak:


Allah Azze ve Celle buyurmuştur ki; “Sizi gözetleyip duranlar, eğer size Allah'tan bir zafer (nasib) olursa, "Sizinle beraber değil miydik?" derler. Kâfirlerin (zaferden) bir nasipleri olursa (bu sefer de onlara), "Sizi yenip (öldürebileceğimiz halde öldürmeyip) müminlerden korumadık mı?" derler. Artık Allah kıyamet gününde aranızda hükmedecektir ve kâfirler için müminler aleyhine asla bir yol vermeyecektir.”(Nisa 141)

41- Dinde Şüphe Etmek:


Münafıkların en bariz alametlerinden birisi, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile gelen Allah’ın davetinin doğruluğu hakkında şüphe etmeleridir. Onların bu şüphesi süreklidir. Üzerinde oldukları şüpheyi destekleyen bir ipucu gördüklerinde hemen şüpheden küfre çıkarlar. Bunun için Allah Teala şöyle buyurmuştur; “Onların kalplerinde hastalık vardır ve Allah da hastalıklarını artırmıştır.”(Bakara 10) yani şüphe hastalığı vardır.

İnsanlardan kimi Allah'a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüz çevirir). O, dünyasını da, ahiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir.”(Hac 11)

Abdurrahman Bin Zeyd Bin Eslem şöyle demiştir; “O, (ayette kastedilen) münafıktır. Eğer dünyası onun için düzgün olursa ibadete devam eder, eğer dünyası onun için bozulur ve değişirse yüzüstü dönüp gider, ibadete ancak dünyası için uygun gelecek şeylerde devam ederdi. Ona bir musibet, bir zorluk, bir deneme ve darlık gelirse; dinini terk eder ve küfre dönerdi.”


Yüklə 324,53 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin