Musa İsrafil oġlı Adilov Zémfira Nadirovna Vérdiéva Faranġiz Mamédali kızı Aġaééa



Yüklə 4,99 Mb.
səhifə42/44
tarix01.11.2017
ölçüsü4,99 Mb.
#26589
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   44
    Bu səhifədəki naviqasiya:
  • (ieġli

Ç

ÇEM — Kemiyyet katéġoriyası formalarından biri olub, nsimlerde ayrı-ayrı eşyaların çoħluğunu, fé'llerde iş ve hereketin çoħlu subyékte meħsusluğunu bildirir. Distributiv çem — Başġa eşyalarla ayrı-ayrılıġda elaġedar olan çoħlu eşyaları bildirmek üçün; her eşyanın özü ile elaġedar eş-yaları ayırmaġ üçün işlenen çemlik. Oturanlar ağızlarını açıb ġulaġ asır, razılıġla başlarını terpedirdiler (E. Sadıġ). Mübaliğe çemi — Nitġe ħüsusi ehemiyyet vérmek üçün, danışanın müeyyen ġüvve ile, kolléktivle elaġedar olduğunu bildirmek üçün -birinçi şeħs tek yérine cem evezliyinin ve müvafiġ fé'l forma-sının işledilmesi. Bizim bu dünyada ne malımız var... (M. P. Va-ġif). tariħ prolétar ad vérdi bize (S. Vurğun). Müellif cemi — Birinci şeħsin teki evezine (daha çoħ Yazılı dilde) tevazökar-lıġ elameti olaraġ birinci şeħsin ceminin işlenmesi. Yuħarıda kösterdik ki... İrelide ġéyd étdiyimiz kimi... Nezaket cemi — Bir şeħse müraçiet éderken ikinci şeħs cem şeħs evezliyinin işlen-mesi. İndi siz déyin körüm... temteraġlılıġ cemi — Kéçmiş heyat terzi ile elaġedar hökmdarların işletdiyi «biz» («men» me'na-sında) ve onlara müracietle déyilen «siz» evezlikleri ve müva-fiġ fé'l formaları. Buyruġ sizinkidir, adil hökmdar (S. Vurğun). teħmini çem — teħmini şekilde ve ġéyri-deġiġ suretde sıra say-larını işletmekle müeyyen zaman anlayışı bildirme. Esrimizin ellinni illerinde. 1920—1930-çu illerde.

ÇEM ADLAR — Cem şekilçili be'zi ħüsusi adların esas ve vahid formaları. toponimler: Amérika Birleşmiş Ştatları; Ġafġaz sıra dağları, Zznkezur dağları, talış dağları; Bağlar (st). Néft daşları; nesil ve ġebile adları: Ağġoyunlular, Ata-beyler, Ġaraġoyunlular, Beħtiyariler, Efşarlar, Ġaçarlar, Sefe-vildR, Roşnövlar, Burbonlar; aile adları: Paşalılar, Rzalı-lar, Vekilevlar, Ħelilovlar, tendirekirenler, Etyémezler; itti-faġ ve müessise adları: «Üçler» (ittafaġ), Yollar idaresi, Saħsı ġablar z-du; Ħrononimler: Orta esrler; eser adları: «Mürafie vjilleri», «Atalar ve oğullar», «Düyünler», «Alpşşstler», «26-lar», «Künler ve körüşler», «Közeren onaġlar», «Adamlar ée taléler», «Aġılmışlar», «Zirveler» ve s.

CİNKİLTİLİLEŞME — Müeyyen şeraptle elaġedar ve ya samitlerin meħrec é'tibarı ile zeifleme méyline müvafiġ terzde kar samitlerin öz çinkiltili ġarşılıġları ile evez olunması.

CİNKİLTİLİ SAMİtLER — Ses téllerinip ġpsmen kerkin-

liyi ve titremesi ile yaranan ve buna kére de seda ġarışıġ kuy

vasitesile teleffüz édilep samitler: [b], [v], [ġ], [ğ], [d], [t],

(y) (k) [ç].

Orta mekteblerde adeten sonor samitler de cinkiltnli samit-ler sırasında te'lim édilir. halbuki sonor sesleri sırf sedalı seslerdir, cinkiltili (habéle kar) samitler ise küylü seslerdir.

CİNS KATÉĠORİYASI — tebii ve ya bioloji cins anlayışı dünya dillerinde en müħtelif vasitelerle ifade édilir. Adeten, şeħs bildirzn en müħtelif vasitelerle ifade édilir. Adeten, şeħs bildiren isimler, habéle be'zi héyvan, ġuş, heşerat adı olan isimler tebii cinsi ile ferġlenir. Son tedġiġatlardan me'lum ol-muşdur ki, esasen ov héyvanları ve teserrüfat ehemiyyetli év héy-vanları tebii cins baħımından ferġlendirilnr.

Sözlerin ifade étdiyi varlıġların cinsi o sözlerin léksik "me'nasına esasen müeyyen édilir ve supplétiv yolla ifade olunur. Ata-ana, baba-nene, ġardaş-baçı, oğul-ġız, emi-Sibi, dayı-ħala, ħoruz-toyuġ, ġoç-ġoyun, teke-kéçi.

Sözün kişi ve ġadın cinsine mensubluğu morfoloji yolla, ħüsusi şekilçiler vasitesile bildirilir: AğayévAğayéva, Mem-medov Memmedova, uçitélh uçitélhnş^a, héhġéġ héhġéġhġ.

Cinsi mensubiyyeti bildirmek üçün ħüsusn léksik vahidlerden de istifade édilir. Meselen, türk dillerinde bu meġsedle érkekdişi, kişiġadın (arvad) sözleri işledilir. türk dillerinde béle ħüsusi léksik vahidler prépozitiv mövġédedirse, İndonéziya dilinde postpozitiv mövġédedir. Ħ::pdi dilinde kişi cinspni bil-dirmek üçün sözlerin evveline «nar» («kişi» ve ya «érkek» dé-mekdir), ġadın cinsini bildirmek üçün yéne de söz evveline «mada» («dişi» démekdir) sözleri artırılır. («Nar» ve «mada» Azerbaycan dilindeki ner ve maya sözlerine oħşayır).

Cins katéġoriyası ħüsusi ġrammatik katéġoriyadır. Bu katé-ġoriya müvafiġ dilin butün isimlerini ehate édir ve o isimlerin uzlaşdıġları sözlerle birleşme şeklinde tezahür édir. Meselen. •stol ve ruka sözlerinin ġrammatik cinsi onların sifetlerle ve ya evezliklerle birleşmesinde (bu birleşme zamanı) aşkara çıħır: boġatıp stol, bélaç ruka, etot stol, zta ruka.

Ġrammatik cins katéġoriyası héç de bütün diller üçün seciy-yevi déyildir. Meselen, türk dillerinde, fin-uġor dillerinde, Çin-tibét dillerinde cins katéġoriyası yoħdur. Bu ġrammatik katéġoriya Hind-Avropa dilleri, Sami dilleri, dravid dilleri üçün seciyyevi-dir. Esrimizin evvellerinda dilçiler kösterirdiler ki, isimlerin kişi ve ya ġadın cinsine mensubluğunda bir ġanunauyğunluġ yoħdur ve bu mensubiyyet iħtiyari olub motivleşmemişdir. Meselen, A. Méyé ġrammatik cins katéġoriyasında mentiġ olmadığını söy-leynrdi. Lakin o dövrde, esasen Hind-Avropa ve Sami dilleri öy-renilmişdi. hemin dillerin matériallarına esaslanmaġda A. Méyé haġlı idi. Lakin sonralar dilçiler Hind-Avropa ve Sami dille-rinde ferġli dil ailelerine daħil olan dilleri öyrenmeye baş-ladılar, ye'ni Şimali Amérika Hindularının dilleri, Afrikada Bantu dilleri, bir sıra Şerġ dilleri matérialları esasında cins katéġoriyası etraflı tedġiġ olundu. Bundan elave evveller öyre-nilen Hind-Avropa ve Sami dillerinin faktları da daha derinden ve etraflı nezerden kéçirildi. Neticede, tedġiġatçılar béle bir re'ye keldiler ki, ġrammatik ciıs katéġoriyası, cinslerin kişi, ġadın ve orta cins şeklinde ferġlendirilen en'enevi çerçivesin-den kenara çıħır, bu katéġoriya daha kénişdir, bir sıra me'nalar mecmuyundan ibaretdir. Afrika Bantu dillerinde (meselen, Sua-hili dili) isimlere meħsus éle adlar ġrupu var ki, onlar yalnız1 uzlaşma vasitesile ferġlenir ve démeli, ġrammatik cinse oħşa-yır. Uzaġ Şerġin bir sıra dillerinde ġrammatik cins katéġoriya-sı yoħdur. Burada isimler «canlı»—«çansız» ve ya «şeħs»—«ġéyri-şeħs» ġarşılaşdırılması esasında oppozisiya teşkil édirler. Meselen, Yapon dilinde canlı-cansızlıġ anlayışını ifade étmek üçün isim cemde olmalı ve bu isimle birlikde eşyanın yérini (yérleşmesini) kösteren fé'ller işledilmelidir. Çin dilinin ġrammatik ġuruluşunda cins katéġoriyası yoħdur. Lakin burada şeħs ve ġéyri-şeħs esasında olan ġarşılaşdırma mühum rol oy-nayır.

Uzaġ Şerġ dillerinde olan bu canlı—cansız, şeħs—ġéyri-şeħs katéġoriyaları hemin diller üçün isimlerin ħüsusi ġrammatik ka-téġoriyasıdır.

Bélelikle, bir sıra dillerde cins ġrammatik katéġoriyasınık iki sistémi müeyyen édilmiş olur: a) canlı— cansız, şeħs—ġéyri-şeħs ġrammémlerinin ġarşılaşdırılması sistémi ve b) kişi cinsi—ġadın cinsi— orta cins ġrammémlerinin ġarşılaşdırılna-sı sistémi.

Hind-Avropa dilleri matérialları esasında ġrammatik çpns canlı / kişi

(şeħs) \ ġadın

Cins


cansız (ġéyri-şeħs)

orta


nezeriyyesini tedġiġ éden A. Méyé kösterilen her iki sistémi bir-leşdirmeyin mümkün olduğunu sübut étmişdir.

Canlı—cansız, habéle şeħs—ġéyri-şeħs ġarşılaşdırması mü-vafiġ sözlerin ifade étdiyi eşyalarla elaġedardır ve sémaitikaça motivleşmişdir.

Bes şeħs bildirmeyen isimlerin ġadın ve ya kişi cinsina aid édilmesi neye esaslanır?

Elbette, ġrammatik cins katéġoriyasının formalaşması ve inkişafının müeyyen ékstralinġvistik esası vardır. Sözlerin cinsler üzre ġruplaşması insanların dünya haġġında tesevvürlerinin deyişilmesi ile bağlıdır (iısanın ġedim totémist tesevvürü animistik, antropomorfik tesevvürlerle evez olunur), insan te-fekkürünün inkişafı nle, tefekkürün ümumileşdirme ve abstrakt-laşdırma ġabiliyyeti ile bağlıdır, insan cemiyyetinde ictimai münasibetler seciyyesi ile elaġedardır. Meselen, antropomorfizm-le elaġedar insanlar tebiet hadiselerini şeħslendirirler.

Be'zen béle mülahize yürüdurler ki, kuya şeħs bildirmeyen isimlerin kişi ve ġadın cinslerine bölünmesi ibtidai insan-larda emek bölküsünün cinslere ve yaşa köre ferġlenmesi ile elaġedar olmuşdur. İbtidai dövrlerde be'zi işleri yalnız kişi-ler, be'zi işleri ise yalnız ġadınlar körürdüler. (İndi de «kişi işi», «ġadın işi» ifadeleri işlekdir). Kişilerin emeyi ile elaġedar olan bütün eşyalar bir cür dil elameti ile işare ve ifade olunurdu (habéle kişilerin éz adları da bu elametle ferġ-lendirilirdi), ġadın emeyi ile elaġedar olanlar, habéle ġadın adları başġa dil elameti ile ġéyd olunub ferġlendirilirdi. ted-ricen, birinciler kişi cinsine, ikinçiler ise ġadın cinsine meħ-sus nsimler kimi derk olunmağa başlanmışdır. teserrüfat heyatı ile bilavasite elaġedar olmayan eşyalar héç bir dil elameti ile ġéyd édilmirdi, néytral ġalırdı, orta cins kimi derk édilirdi. Bu orta cinse teserrüfatda feallıġ köstere bilmeyen çanlılar, hetta şeħsler de aid édilirdi. tedricen kişi ve ġadın emoyi ara-sında ferġler silinmiş ve bununla elaġedar eşyaların (ve dé-meli, adlarının da) kişi cinsine ve ya ġadın cinsine mensublu-ğuna köre kösterilmesi éhtiyacı aradan ġalħmışdır. Dil ise en'eneni davam étdirmiş, kéçmişde cinslere köre aparılan böl-künü yaşatmışdır. • Ġrammatik cins katéġoriyasına malik olan dillerde bu katéġoriyanın hecmi héç de éyni déyildir. Béle ki, ġrammatik cins katéġoriyası be'zi dillerde «kişi cinsi», «ġadın cinsi» ġrammémlerinin ġarşılaşdırılması esasında méydana ke-lirse (ħindi, urdu dilleri), be'zilerinde «kişi cinsi» — «ġadın cinsi» — «orta cins» ġrammémlerinin ġarşılaşdırılması ile yaranır (rus dili, alman dili ve s).

Ġrammatik cins katéġoriyası tariħen müeyyen deyişikliklere uğramışdır. Meselen, ġedim inkilis, ġedim Hind ve ġedim İran dillerinde üç ġrammémin (kişi cinsi, ġadın cinsi, orta cins) ġarşılaşdırılmasına esaslanan ġrammatik cins katéġorıyası ol-muşdur. Müasir inkilis dilinde cins daha ġrammatik katéġoriya déyildir, isimlerin cinsi mensubiyyeti ise sémantik prinsipe esas-lanır. Ye'ni şeħs bildiren isimler eks étdirdiyi şeħsin cinsin-den asılı olaraġ kişi ve ya ġadın cinsi kimi işlenir ve bunlar hé («on») ve zhé («ona») evezliklerine uyğun kelir, nitġde hemin sözlerle evezlenir. Ġalan (şeħs bildirmeyen) isimler, o cümleden héyvan adları da orta cinse aid édilir. Nitġde İ («ono») evezliyi ile evezlenir. İnkilis dilinde sözler déyil, eşyalar cinse köre tesnif édilir.

Rus dilinde ise isimler mohz morfoloji elametlerine köre üç cinse bölünür ve bu bölküde sözlerin sémantikası nezerz alın-mır. Eker inkilis dilinde cinsler sémantik esasda ferġlenirse, rus dilinde cinslerin ferġlenmesi morfoloji prinsipe esaslanır.

Esası ġalın samitle biten ve adlıġ halın tekinde sıfır sonluğu olan sözler kişi cinsine (nos, vħod, trud, ġlaġol, ħléb, dom ve s). sonluğu -a, -a olan nskmler ġadın cinsine (kniġa, strana, zémln, ġolova, voda ve s), sonluğu -o, -é olan isimler orta cinse (moré^ polé, okno, védro, zérkalo ve s.) daħil édilir.

Rus diline ħas olan bu morfoloji prinsip vaħtile Hind ve İran dillarinde de esas rol oynamışdır. Meselen, sanskrit di-linde esası -a ile bitei sözler kişi cinsi ve ya orta cinsi, ^sası -e ile bitenler yalnız ġadın cinsini bildirirdi. Ġrammatik ç;yns katéġoriyasının bütün inkişafı tariħinde ékstralinġvistik cehetler éz te'sirini köstermişdir.

COĞRAFİ TARAZLAŞDIRILMA — Bir dilden başġasına tedricen kéçidi bu dillerin coğrafi veziyyeti ile (erazi yaħın-lığı) elaġedar izah éden nezeriyye.

Béle bir nezeriyye Hüġo Şuħardt (1842—1927) terefindei 1869-cu ilde ireli sürülmüş ve 1870-ci ilde onun univérsitét mü-hazirelerinde esaslandırılmışdır. Şuħardtın nezeriyyesi onun müellimi A. Şléyħére, ħüsusen onun «kénéoloji ağac» nezeriyye-sine ġarşı yöneldil.mişdir.

CÜMLE — 1. Bir ve ya bnr iéçe sözün ġrammatpk cehetden bir-leşmesinden ibaret, ifade étdiyi mezmun ve intonasiyasına köre bitkin olan en böyük nitġ vahidi. Cümle ünsiyyet vahidi olmaġla yanaşı, hem de fikrin ifade ve formalaşması vahididir ki, dil. ile tefekkürün vehdeti de burada tezahür édir. Cümle mentiġi hökmle ġarşılıġlı elaġededir, lakin onun éyni déyildir: her bkr hökm cümle formasında ifade olunur, lakin her cür cümle hökm hésab édilmir. Béle ki, cümle sual, emr, nida ve s. ifade étdiyk halda, müvafiġ cümleler hökm déyildir. her bir hékm, hele Aris-totélin ğésterdiyi kimp, neyi ise ya iġrar édir, ya da pnkar. Diğer-torefden, cümle hem de pnsan hissleri ile, insan iradesn il» elaġedar olub, onların ifadesine ħidmet édir. Cümlenin ġramma-tik esasını prédikativlik teşkil édir. Prédikativlik anlayı-şına zaman katéġoriyası, şeħs katéġoriyası, modallıġ katéġoriya-sı, kommunikativ intonasiya daħildir.. Dilçilnkde cümlenin ümu-mi-meġbul te'rifi yoħdur. Cümleye iki yüz elliden artıġ te'rif vérilmiş ve bunların héç biri hamı terefinden ġebul édilme-mişdir. Cümleni mentiġi esasda şerh étmişler. Bu baħımdan cümle «sözlerde ifade olunan hékm» lésab édilmişdir. Meitiġn te'rife köre, kuya meıtiġi katéġoriya ve anlayışlar dilde éynila eks olunur. Cümleni psiħoloji esasda da şerh étmişlar. Bu ba-ħımdan cümle psiħoloji hékmün sözlerde nfadesi hésab édilmiş-dir. Psiħoloji te'rifi ireli süren A. A. Potébnya késterirdi ki, cümlenin esas elameti fé'lin şeħs formasında işledilmesinden ibaretdir. Cümleni formal-ġrammatik esasda şerh édenler de ol-muşdur. Meselen, F. F. Fortunatov cümleni söz birleşmesinin bir növü hrsab étmişdir. hemin cereyanın nümayendeleri cümle üzvlerini ıorfoloji cehetden şerh édir, onları nitġ hisseleri kimi seçiyyelendirirler. Akadémik V. V. Vinoġradov çümleni struk-tur-sémantik esasda şerh éderek yazmışdır: «Cümle fikri formalaşdırma, fikri ifade étme ve me'lumat vérme işinde başlıca vasite olub, müvafiġ dilin ġrammatnkası osasında formalaşa» bitkin nitġ vahididir».



Cümlelerin tesnifinde de vahid, ümumi bir fikir yoħdur. En meşhur tesnif aşağıdakı prinsipler esasında aparılan tesnifdir: 1) Obyéktiv aleme münasibete körz: tesdiġ cümle, in-k a r (i) ç ü m l e. 2) Danışanın meġsedine köre: n e ġ l i c ü m-l e, s u a l ç ü m l e s i, e m r ç ü m l e s i. 3) tarkibine köre: sade cümle, mürekkeb cümle. 4) teşkilédim merkez-lerinin miġdarına köre: tekterkibli cümle, cütter-k i b l i ç ü m l e; 5) İkincidereceli üzvlerin iştirak édib-étme-mesina köre: kéniş cümle, müħteser cümle. 6. Müvafiġ cümlenin strukturu baħımından bütün zeruri üzvlerin ve ya üzv-lerden bir ġisminin iştirak édib-étmemasine köre t a m c ü m-l e, y a r ı m ç ı ġ c ü m l e.

CÜMLEDE SÖZLERİN SIRASI — Sintaktik, üslubi ve me'-naça zhzmiyyetine köre cümle üzvlerinin ġarşılıġlı şekilde yér-leşdirilmesi, sıralanması. Sintaktpk ehzmiyyeti ondan ibaret-dir ki, cümle üzvünün yérinden asılı olaraġ onun sintaktik funk-siyası da deyişir. «Yaħşı telebe yaħşı oħuyur»—çümlesinde éyni «yaħşı» sözü ismin zvvelinde te'yin, fé'lin evvelinde zerflik vezifesinde çıħış étmişdir. İsıii adlıġ halı ile ġéyri-müeyyek te'sirlik halı omonim formalar olduğundan buplarıi işlendikleri cümlelerde evvel keleni mübteda, sonra keleni ise vasitesiz tamamlıġ funksiyasında işlenir. Ovçu ayı öldürüb Ayı oéçu öldürüb. Üslubi çzhetden zhzmiyyeti budur ki, sözlerin adi (müs-teġim) sırası müeyyzn bediilikle ve ya psiħoloji meġsedle elaġe-dar deyişdirile biler. Bu hal invérsiya adlanır. Sözlerin adi (müsteġim) sırası—Her hansı (ieġli, sual, z?lr) cümlede elaġedar cümle üzvlerinin en çoħ vzrdiş olunmuş sırası. Müħteser çümlede adi sıra béledir ki, evvel mübteda, sonra ħeber kelir. Kéniş cümlede ħeber sonda, mübteda cümlenin ya evvelinde, ya ortasında kz-lir, tamamlıġlar mübtedadai sonra, ħeberden ezvel, te'yinler te'-yinlenznden evvzl, zerflikler ħeboriı zvvelinde işlenir. Cümlede zerfliklerin yéri—terzi-höreket ve keşpyet zerflikleri adeten fé'li ħebere (vz ya diğer fé'li üzvz) aid olub, ondan zvvel kz-; f. Zġmap zarfiliklerinin yéri (be'zileri istisna olmaġla) esa-sen serbestdir. Yér, sebeb ve meġsed zerflikleri mübtedadan sonra, ħeberden evvel kelir. Şert ve ġarşılıġ-küzeşt zarflikleri, adeten ħüsusileşmiş tepkiblerle ifade olunduğundan mübtedadan sonra, ħeberden ve ikinçi dereceli üzvlerden evvel, ya da bütün üzvlerden, hetta mübtedadan da evvel kzlir. Cümlode mübteda v» ħeberin yéri — Cümlenin baş üzvleri arasında uzlaşma elaġesi vardır ve uzlaşma zlaġesinz köre tabé teraf hzmişe tabéédici terefden sonra keldkyine köre mübteda bir ġayda olaraġ ħebzrden evvel kelir. Émosional nitġde ve şé'r dilinde bu sıra pozula biler. Cümlede tamamlığıp yéri -,- İdare zlaġesinz köre tamamlıġ tabé üzvdür ve hemişe idare édiçi üzzden evvel kelir. Vasiteli ve müzyyzn vasitesiz tamamlıġların çümlede yéri nisbeten ser-best olduğu halda, ġéyri-müeyyen vasitesnz tamamlıġ hemişe ida-rzédici üzvün yanında olur. Émosional nitġde ve şġ'rde tamam-lığ idare édiçi üzvden sonraya da kéçirile biler. Cümlede te'yin-lerin yéri — te']in hemişe te'yin étdiyi üzvün evvzliide yérleşir. Bir néçe hemcins olmayan (ġéyri-hemcins) te'yinlerin sırası mü-eyyenlik zo ya ġéyri-müeyyznlik anlayışı ile elaġedardır. Béle ki, ġéyri-müeyyonlik bildiren te'yinler te'yiilenene daha yaħın yérleşir, hemcins olmayan te'yinlerden isimler te'yinleneno daha yaħıi olur, sifetler ġismen aralı (isimlerin evvelinde), saylar bnr az da aralı (sifatlarin evvelinde) yérleşir; telebe ġız saoısaç telebe ġız üç sarısaç telebe ġız.

CÜMLELERİN NİSBİ TABÉLİLİYİ Cümlelerin nisbp sözlerin kömeyi ile elaġelenme, birleşme üsulu.

CÜMLELERİN TABÉLİLİYİ — Ġabéli bağlayıçılar ve bağ-layıcı (funksiyasıida işlenen) sözlerin kömeyi ile cümlelerin bir-biri ile elaġelenmesi. 0, yaşça ġoça olsa da, fikri, (Yuşüşısi çavandır, éle bil ki, menim yaşımdadır (M. İbrahimov). Ġarı-nın ġulağı çalmışdı ki, ġızı Şahmara almaġ isteyirler (B. Bay-ramov). Ardıçıl tabélilik — Birinçi budaġ cümlesi baş cümle-ye, ikinci budaġ cümlesi birinci budaġ cümleye, üçüncüsü ikinciye, ve s. aid olan tabélilik. Komponéntleri ardıcıl birleşen tabéli mürekkeb cümleler ardıçıl tabélilik üzre birleşir. Ġarşılıġ-lı tabélilik — tabéli mürekkeb cümlenin her iki komponéntinin bir-birinden ikiterefli asılılığı. Béle sintaktik vahidlerde hisseler arasında elaġe vasiteleri léksik-sintaktik seciyyelidir. Éle danışırsan ki, éle bid héç neden ħdbzrin yoħdur. Bir közğl-dir, bir közeldir ki, ta ne déyim («Narıllar»). Nisbi tabélilik — Budaġ cümlenin baş cümleye bağlanmasında nisbi (nisbi-sual evez-likleri) evezlik, habéle nisbi evezlik funksiyasında çıħış éden diğer sözler (işare, ġéyri-müeyyen, te'yin evezlikleri, be'zi zerf-ler) iştirak éden tabélilik. İndiki zamaida her kes oħumadı, neüzen billah héyöan kimi bir şéydir (Ç. Cabbarlı). Ona kim iħtiyar vérib, ġapımızı kesib bizi söysün (B. Bayramov).

CÜMLELERİN TESNİFİ — Nezerde tutulan prinsipden ası-lı olaraġ cümlelerin müħtelif tipler üzre ġruplaşdırılması.



Ħarici aleme münasibetine köre tesdiġ ve inkar cümleleri, ifade meġsedine köre neġli, sual ve emr cümleleri ferġlendiri-lir. Bu cümlelerden her biri müvafiġ émosional çalar kesb édib, ħüsusi intonasiya ile teleffüz édildikde nida cümlesi seçiyye-sinde çıħış édir. Cümlenin esasını teşkil éden baş üzvlerden birinip ve ya her ikisinip iştirak édib-étmemesinden asılı ola-raġ tjterkibli ve çütterkibli cümleler ferġlenir. İkinci dera-celi üzvlerin iştirak édib-étmemesinden asılı olaraġ kéniş ve ħteser cümleler ferġlenir. Fikri ifade étmek üçün zeruri olan bütün üzvlerin iştirak étdiyi cümleler bütöv, bu üzvlerden biri ve ya bir néçesi iştirak étmediyi cümleler yarımçıġ hésab olu-nur. Sintaktik cehetden üzvlenme prinsipine köre cümleler üzv-lenen (üzvlerine ayrıla bilen) ve üzvlenmeyen kimi tesnif édilir. CÜMLENİN AKtUAL ÜZVLENMESİ — Dilçilikde «cümle-nin aktual üzvlenmesi» términi ile yanaşı, «kommunikativ üzv-lenme», «kontékstual üzvlenme», «téma ve réma üzre üzvlenme», «cümlenin funksional pérspéktivi», «cümlenen aktual pérspékti-vi» términleri de éyni anlayışı bildirmek üçün işledilir. Kommunikativ ġrammatika (sintaksis) baħımından ireli sürülon cümlenin aktual üzvlenmesi anlayışı cümlenin en"enevi-formal üzvlenmesine (formal ġrammatikaya) ġarşı ġoyulur. Rus sovét dil-çisi K- Ġ. Kruşélnitskaya aktual üzvlenmenin (ve ya «söylem» üzv-. lenmesinin) komponéntlarini «me'lum olan» ve «yéni» términleri ile ifade étmişdir. Bu dil hadisesinin mahiyyeti béledir ki, éyni «formal-ġrammatik cümle» söz sırası, vurğu ve intonasiyadan asılı olaraġ çoħ müħtelif anlamların ifadesi üçün işlene biler. her bir kommunikativ dil vahidi (cümle) iki hissedei—téma ve rémadan teşkil olunur. téma danışan ve dinleyene me'lum olan şéydir, söhbetin, vérilen me'lumatın prédmétidir, başġa sözle, cümlede ne haġġında söhbet kédirse, o, témadır. Cümleden meġsed héç de téma déyil, téma me'lum olandır, onsuz da me'lumdur. Cüm-leden meġsed bu me'lum olan téma haġġında yéni me'lumat vérmekdir. Cümlenin bu ikinci, esas hissesi, vérilene yéni me'lumat réma adlanır («réma» «prédikat» démekdir). Bélelikle, me'lumatın esas mezmunu rémadır. Réma cümlenin kommunikativ merkezidir. her bir kommunikativ vahidin bu iki hissesi daha bir sıra términ-lerle ifade édilir: mentiġi subyékt ve mentiġi prédikat, psiħolo-ji subyékt ve psiħoloji prédikat, anlam subyékti ve anlam prédi-katı, esas (çıħış nöġtesi) ve nüve, tématlk hissi ve yéni, me'lum olanve s. Démeli, téma ve réma üzre üzvlenmeye aktual üzvlenme déyilnr, çünki hemin metnde ve mehz hemin anda danışan (ve ya yazan) üçün bu üzvlenme zeruri ve ehemiyyetlidir, aktualdır. Çünki danışan şeħs konkrét şeraitle elaġedar müħtelif kommunikativ meġsed küde biler. Buna köre de éyni sintaktik terkibe malik çüm-lelerin aktual üzvlenmesi müħtelif ola bilir. Aktual üzvlenme mentiġi-ġrammatik baħımdan üzvlenmedir. Sintaksisin başlıca vahidi olan cümleni iki seviyyede: konstruktiv-sintaktik (formal ġrammatikada olduğu kimi) ve kommunikativ-sintaktik (aktual üzvlenme) kötürüb öyrenmek mümkündür. hemin anlayışları İ. F. Vardul «poténsial sintaktik» ve «aktual sintaktik» (seviyye) términleri ile eks étdirmişdir ki, indi dilçilikde bu términler daha çoħ işlenir. Dilde iki sintaktik seviyyenin ol-masını İ. F. Vardul onunla esaslandırır ki, ifade édilen fi-kirden ve danışanın meġsedinden asılı olaraġ metn müħtelnf şekilde üzvlenmeli olur. Poténsial sintaktik seviyyeli vahidler nominativ seçiyyeye malikdir, yalnız adlandırır, neyi ise bil-dirir, ifade édir. Aktual sintaktik vahidler kommunikativ seciy-yelidir, müeyyen informasiya (me'lumat) vérir, hem de bu infor-masiyanın meġsedini nezere almış olur. her bir réal metn eslin-de aktual sintaktik vahidler aħınından ibaretdir ve bu metnin iitonasiyasından serf-nezer édildikde poténsial sintaktik seviy-yede vahidler alına biler. Démeli, özlüyünde, poténsial-sintaktik vahidler intonasiyasız sintaktik vahidler olub, intonasiyalı (suprasintaktik) aktual sintaktik vahidlere ġarşı ġoyulur. İnto-nasiyanın başlıca funksiyalarından biri metni aktual üzvlere bölmesidir. İntonasiyalı vahidlerde aktual üzvlenme tebiidir. Lakin intonasiyadan serf-nezer étdikde — déyek ki, metni telef-füz étmeyib yazdıġda éyni metn müħtelif şekilde üzvlene bildiyi üçün aktual üzvlenmesini müeyyenleşdirmek çetinleşir. Yazılmış parçanın néçe üzvlendiyini bilmek üçün ümumi kontékst, bütév metnin intonasiyası nezerde tutulmalıdır. Forıal (ve ya formal ġrammatik) üzvlenme intonasiya ile elaġedar déyildir. İntonasiya sintaktik yoħ, suprasintaktik hadisedir. Ona köre héç de bütün sintaktik vahidler (sintaksémler, cümle üzvleri, te'yini söz bir-leşmeleri ve s.) intonasiya ile elaġedar déyildir. İntonasiya sayesinde neinki sözler toplusu ve ya söz bnrleşmeleri, hetta ay-rı-ayrı sözler de cümle funksiyası kesb éde biler. Cümlede men-tiġi vurğunun yéri her defe deyişdikde yéni şekilde üzvlenme (téma ve rémaya bölünme) baş vérir. hemin vurğu ile ferġlenen hisse metnin en mühüm hissosi olur, mentiġi ve ya psiħoloji pré-dikat hésab édilir, ġalan hisse bu prédikatın subyéktidir. İnto-nasnya ile yanaşı, cümlenin aktual üzvlenmesinde söz sırası da mühüm rol oynayır.

CÜMLENİN BAŞ ÜZVLERİ —Cütterkibli cümlenin esasını teşkil éden ve bir-birile prédikativ elaġede olan cümle üzvleri: mübteda ve ħeber.



Yüklə 4,99 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin