Nevevi Kırk Hadis Şerhi



Yüklə 2,71 Mb.
səhifə32/57
tarix17.12.2017
ölçüsü2,71 Mb.
#35128
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   57

(2) Hadis sahihtir Tirmizi ve ibni Mace Sehl’den, Ebu Davud Cabir’den tahric etti: (Camiu’l Usul: 5/256 Irakinin ihya tahrici: 3/193. Beyrut baskısı).

(3) Tirmizi ve ibni Mace tahric ve ibni Mace tahric etti, musannifin zikretiği gibi garibtir.

(4) Ahmed “Zühd”’de tahric etti s: 18.

(8) Ebu Nuaym Hilye’de irad etti 3/232).

Kim böyle olursa dünyada gerçekten zahid olur, insanların en zengini olur, hatta dünyada bir şeyi olmasa bile böyledir, Ammar (r.a)’ın dediği gibi: Vaiz olarak ölüm, zenginlik olarak yakin, meşguliyet olarak ibadet yeter.1

İbni Misud (r.a.) dedi ki: Allah’ın kızdığı şeylerle insanlardan hoşnut olman Allah’ın rızkına karşı kimseyi övmemen, Allah’ın vermediği şeyden dolayı bir kimseyi kınamaman yakindir. Çünkü Allah’ın rızkını hırs edeninhırsı getirmez, hoşlanmayanın hoşlanmaması o rızkı geri çevirmez, Allah ilmi, adaleti ve hikmetiyle ruhu, ferahı yakin ve rızada kılmıştır, sıkıntı ve üzüntüyü kızgınlık ve şüphede kılmıştır.2 Mürsel bir hadiste:Peygamber (s.a.v.) şu duayı ediyordu:“Ey Allah’ım senden kalbime yerleşmiş bir iman istiyorum, sadık bir lisan istiyorum ta ki bana ayırdığın rızkı engelleyecek olmadığını bileyim, bana ayırdığın rızık ile beni razı kıl.”3

Ata el-Horasani meclisinden kalkmadan şöyle diyordu:“Allah’ım bize senin yakinini ver ta ki dünya musibetleri bize küçük gelsin, bilelim ki bize ancak senin yazdığın isabet ediyor, bu rızıktan da ancak bize taksim ettiğin geliyor.”4 İbni Abbas’tan merfu olarak bize şu rivayet edildi:“İnsanların en zengini olması kimi sevindirirse, Allah’takine kendi elinden daha fazla güvensin.”5 İkincisi:Kulun dünyasında malının, çocuğunun ve bundan başka şeyinin gitmesiyle bir musibete uğradığı zaman dünyada kendinden giden şeyin geri kendisinde kalmasını arzuladığından daha fazla bu musibetin sevabına rağbet etmesidir, bu da yine yakinin mükemmelliğinden kaynaklanır.

(S:95) İbni Ömer (r.a.)’den rivayet edildi, Peygamber (s.a.v.) duasında şöyle diyordu:“Allah’ım bizimle senin masiyetlerin arasına girecek (masiyetlere engel olacak) korkundan bize de ver, bizi cennetine ulaştıracak taatından ver, dünya musibetlerini bize küçük kılacak yakinden ver.”6 Ali bin Ebi Talib’in dediği gibi bu dünyada zühdün ve ona az rağbet etmenin alametlerindendir: Kim dünyada zahid olursa musibetler ona hafif gelir. Üçüncüsü:Hak hususunda kul yanında kendini övende kınayanda eşit olmalıdır. Bu da dünyada zühdün, onun hakir oluşunun ona az rağbet edişin alametlerindendir, çünkü kimin yanında dünya büyük olursa övülmeyi tercih eder kınanmayı sevmez, belki de kınanma korkusuyla birçok hakkı terkeder ve övülme için birçok metinin kalbinden düştüğüne delildir, hak sevgisinin kalbini doldurduğuna ve mevlasının razı olduğu şeylerin kalbini doldurduğuna delildir, ibni Mesud (r.a.) dedi ki:Yakin Allah’ın kızmasıyla insanları razı etmemendir.

Allah kendi yolunda cihad edip kınayanın kınamasından korkmayanları övdü. Seleften zühdün tefsiri hakkında başka ibareler de rivayet edildi, hepsi de daha öncekine dönüyor, Hasan’ın şu sözü gibi: Zahid birini gördüğü zaman şöyle diyendir:Bu benden daha üstündür, bu gerçekte zahidin şu manaya geldiği anlamına geliyor:O nefsinin övülüp yüceltilmesi hususunda zahiddir, bunun için için denilir ki:Başkanlıkta zahid olmak olmak (ona göz dikmemek, arzulamamk) altın ve gümüşte zahid olmaktan daha şiddetlidir (zordur)7 Kim kalbinden riyaset (baş olma) ve insanlardan yukarda olma sevgisini çıkarırsa o gerçek zahiddir, bu insanın yanında kendini övende kınayanda eşit olur. Vehb bin el-Verd rahimehullah dedi ki:Dünyada zahdilik, dünyada kaybolana üzülmemen, sana gelene de sevinmemendir,8 ibni’s Semmak rahimehullah dedi ki:fiu kimse zahidliği açık kimsedir. Dünyanın kendine yönelmesi de, arka dönmesi de o kulun yanında eşittir, fazlalığı da noksanlığı da eşittir, musibet hali de, bir musibet olmadığı hali de eşittir.


(1) Ondan ibni Ebi’d Dünya; “Yakin”’de zikretti, fakat senedinde meçhul vardır.

(2) İbni Ebi’d Dünya; “Yakin”’de rivayet etti, senedi munkatıdır.

(3) İbni Ebi’d Dünya; “Yakin”de tahric etti adamları güvenilirdir.

(5) Hadis merfudur Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: 3/218 ve sonrası, şu lafızla tahric etti:“Kim insanların en zengini olmayı severse, Allah’takine kendi elindekinden daha fazla güven içinde olsun...”Yine Hakim, Kudai; “Müsnedü’ş fiihab”’da Beyhaki: “Zühd’de” tahric etti, isnadı zayıftır. Taberani’nin Evsat’ta tahric ettiği Ebu’d Derda hadisinde şöyldir; “... fakat dünyada zahidlik kendi elindekine Allah’ta bulunandan daha fazla güvenmemendir”(Mecmaü’z Zevaid: 10/286).

(6) Hadis hasendir, Tirmizi tahric etti (3497) ve dedi ki:Hasen, garibtir. Nesai’de ve Hakim’de tahric etti ve doğruladı. (Camiu’l Usul: 5/84).

(7) Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: (8/238).Yusuf bin Esbat’tan tahric etti, şu lafızla tahric etti:“Riyasette zühd, dünyada zühdden daha şiddetlidir.”

(8) Ebu Nuaym Hilye’de Vüheyb bin el-Verd el-Mekki’den tahric etti: (8/140).

-Zannediyorum imam Ahmed- soruldu ki:

“Beraberinde mal bulunan zahid olur mu?”Dedi ki:

“Eğer fazlalığı ile sevinmiyor, eksilmesiyle üzülmüyorsa o zahiddir.” Zühri zahidden soruldu, dedi ki: “Haram sabrına üstün gelmeyendir ve helal şükründen kendini alıkoymayandır1 bu da öncekine yakındır, çünkü manası zahid dünyada harama gücü yettiği halde sabredip yapmayandır, helal işte olursa kendisini şükürden engellemez, bilakis Allah’a şükür eder.” Ahmed bin Ebi’l Havari rahimehullah dedi ki:Süfyan bin Uyeyne’ye dedim ki:

“Dünyada zahid kimdir?”Dedi ki:

“Kendisine nimet verilince şükreden, bela verilince saberedendir” dedim ki:

“Ey Ebu Muhammed kendisine nimet verilince şükreden, bela verilince sabreden ve nimeti hapseden nasıl zahid olur?”Dedi ki:

“Sus, nimetler kendisini şükürden, belalar kendisini sabırdan engellemeyen kimse zahiddir.”2 Rasia dedi ki:Zahidlik eşyayı hakkıyla toplayıp, hakkıyla geri koymaktır.3 Süfyanı Sevri rahimehulah dedi ki:Dünyada zühd kısa emeldir, kaba yemek ve aba giymekle değildir. Ve dedi ki:Selefin dualarından şu da vardı:Allah’ım bizi dünyada zahid kıl ve zühdü bizde genişlet, bizden geri çevirme, bize onu arzu lattır.

Yine imam Ahmed’de şöyle dedi:Dünyada zühd:Kısa emeldir, bir keresinde de dedi ki:Kısa emel ve insanların elindekinden ümit kesmektir. Kısa emel Allah sevgisini ve O’na kavuşmayı gerekli kılar, dünyadan çıkmayı gerekli kılar, uzun emel orada kalmayı gerektirir, kimin emeli kısa olursa, dünyada kalmayı sevmez, bu zühdün ve dünyadan yüz çevirmenin son noktasıdır, ibni Uyeyne buna şu ayetle delil getirdi:((Ey Muhammed onlara) de ki:fiayet (iddia ettiğiniz gibi) ahiret yurdu Allah katında diğer insanlara değilde yalnızca size aitse ve bu iddianızda doğru iseniz haydi ölümü temenni edin. Onlar, kendi elleriyle önceden yaptıkları işler (günah ve isyanları) sebebiyle hiçbir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Allah zalimleri iyi bilir. Yemin olsun ki, sen onları yaşamaya karşı insanların en düşkünü olarak bulursun.) (Bakara: 2/94-96)

(S:97) İbni Ebi’d Dünya Dahhak bin Müzahim’e isnatla şöyle dediğini rivayet etti:“Peygamber (s.a.v.)’e bir adam geldi ve dedi ki:

“Ey Allah’ın Resulü insanların en zahidi kimdir?”Buyurdu ki:

“Kabri ve belayı unutmayan, dünyanın süsünü terkeden baki olanı fani olana tercih eden, yarını kendi günlerinden saymayan ve nefsini ölü sayandır” bu mürseldir.5 Selefin bir çoğu zühdü kısımlara ayırdılar:Bir kısmı dedi ki:fiirkte ve Allah’tan başkasına tapılan şeyde zühd, sonra bütün haram ve masiyetlerde zühd, sonra helalde zühd, bu da zühdün en aşağısıdır. Bu kısımdan ilk iki zühd farzdır, üçüncüsü: Farz değildir, çünkü farzların en büyüğü şirkte zühddür, sonra bütün masiyetlerde zühddür. Bikr el-Müzeni kardeşleri için şöyle dua ediyordu:Allah bizi ve sizi kendisine haram ve günahlara imkan veripte kendisini Allah’ın gördüğünü bilip onu terk eden kimsenin zühdüyle zühdlendirsin.

İbni’l Mübarek dedi ki:Selam bin Ebi Muti dedi ki:Zahid üç şekil üzeredir, Birincisi:Söz ve fiilini Allah için yapıp, onunla dünyadan bir şey istememesidir. İkincisi:Düşgün olmayanı terkedip salih amel işlemektir. Üçüncüsü: Helalda zühd ancak bu birinci dereceyi zühd kıldı. Amel ve sözde ihlasa zıt olan gösteriş küçük şirktir, ona sevkeden dünyada övülmektir, ehli yanında öne geçmektir, bu da yükselme sevgisi ve riyasetin (baş olma) sevgisini bir çeşitidir.

İbrahim bin Edhem dedi ki: Zühd üç sınıftır: Farz zühd, fazilet zühd ve selamet zühddür. Farz zühd ise haramda zühddür, fazilet zühd ise: Helalda zühddür, selamet zühd ise: fiüphelililerde zühddür.7

İnsanlar özellikle haramdan zühd edip fazla mübahlardan zühd etmeyene zahid isminin hak olup olmadığında ihtilaf etti.
(1) (Ebu Nuaym Hilye’de şu lafızla tahric etti (7/287). “Helal şükrüne galip gelmeyen, haram da sabrına galip gelmeyendir.”

(2) Süfyan’dan Ebu Nuaym Hilye’de: (7/237) tahric etti.

(3) Ebu Nuaym Hilye’de: (3/259) Rabia bin Ebu Abdurrahman’dan.

(5) Yine İbniEbi fieybe Musannef’inde tahric etti.

(6) Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: 6/188.

(7) Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: (8/26, 10/13) zikredilen lafız onuncu cüzdekidir).

Bu konuda iki görüş vardır, birincisi: Bununla zahid ismini hak eder, bunun zikri Zühri, ibni Uyeyne ve başkasından daha önce geçti. İkincisi:Fazla mübahlara zühdü olmadıkça zühd ismini alamaz, bu arif alimlerden bir gurubun görüşüdür, hatta bazısı dedi ki:Bu halis mübah zühdü yitirildiği için zühd yoktur, bu Yusuf bin Esbat1 ve başkasının görüşüdür, bunda nazar vardır. Yunus bin Ubeyd diyordu ki: Dünyanın kıymeti nedir ki, onda zahid olan övülsün Ebu Süleymanı Darani dedi ki:Irak’ta zühd konusunda bize ihtilaf ettiler, bir kısmı dedi ki:Zühd insanlarla karşılaşmayı terketmektir, bazısı dedi ki:fiehvetlerin terkiyledir, bazısı dedi ki:Çirkin şeyleri terketmektir, herbirinin sözü birbirine yakındır dedi ki:Ben de seni Allah’tan alıkoyan şeyi terketmendir görüşünü savunuyorum.2 Ebu Süleyman’ın bu dediği güzeldir, bu zühdün bütün manalarını ve çeşitlerini topluyor. Bil ki kitap ve sünnette dünyanın kınanması kıyamete kadar birbiri ardınca gelen gece gündüz gibi zamana ait değildir, çünkü Allah Teala o ikisini (gece ve gündüzü)Allah’ı hatırlayıp şükretmeyi murad edenler için birbiri ardınca kılmıştır.

İsa (a.s.)’ın şöyle dediği rivayet edilir:Bu gece ve gündüz iki depodur, bu ikisine ne koyduğunuza bakınız. Aleyhissalü vesselam buyuruyor ki:“Gece yaratıldığı şey için amel ediniz, gündüz yaratıldığı şey için amel ediniz.”Mücahid dedi ki:Hergün Ademoğluna der ki:Sana bu gün geldim, bu günden sonra da dönmeyeceğim, ben de ne yaptığına bak, o gün geçirilirse dürülür, sonra üzerine mühür vurulur, kıyamet günü Allah açıncaya kadar bir açılmaz, her gecede böyle der3 selefin bir şöyle bir şiir söyledi: Dünya ancak cennet ve cehenneme yoldur geceler insanın ticaret yeri günler pazar yeridir.

(S:99) Kımama Allah’ın insanlara beşik ve mesken kıldığı yeryüzüne de değildir, oradaki dağlar, denizler, nehirler ve madenlere de değildir, orada yetiştirdiği bitki ve ağaçlara da değildir, orada yaydığı hayvanlar ve başka şeylere de değildir, bütün bunlar insanların menfaatları olan Allah’ın nimetleridir, insanlar için onlarda ibretler ve Allah’ın birlik, kudret ve büyüklüğüne karşı deliller vardır, kınama ancak dünyada Ademoğlunun yaptığı fiillerdir, çünkü fiillerinin çoğunluğu neticesi övülmemiş şekilde gerçekleşiyor, veya sonuçta zarar verecek veya menfaatsiz geiyor, Allah Teala buyurdu ki:(Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve aranızda daha çok mal ve evlat sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider, sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün) (Hadid: 57/20)

Ademoğlu dünyada iki kısımdır:Birincisi:Kullar için dünyadan sonra sevap ve ceza için bir yerin olmasını inkar edenler, bunlar Allah Teala’nın haklarında şöyle buyurduğu kimselerdir:(Huzurumuza çıkacaklarını beklemeyenler, dünya hayatına razı olup onunla rahat bulanlar ve ayetlerimizden gafil olanlar yok mu, işte onların kazanmaka oldukları (günahlar) yüzünden varacakları yer ateştir) (Yunus: 10/7-8)

Onların gayretli dünyadan istifade, ölmeden önce lezzetleriyle ganimetlenmektir, Allah Teala buyurdu ki:(İnkar edenler ise (dünyadan) faydalanrlar, hayvanların yediği gibi yerler. Onların yeri ateştir) (Muhammed: 47/12).

Onlardan bazısı dünyada zühdü emreder, çünkü çokça dünyalığın sıkıntı ve keder getirdiğini görür ve der ki:Nefsin alakası çoğaldıkça ölüm anında ondan ayrılmak nefse acı verir, bu onların dünyada zühdlerinin son noktasıdır. İkinci kısım:Sevap ve ceza için bir diyarın varlığını kabul edenler, bunlar müslümanların şeriatına bağlı olan kimselerdir, bunlar üç kısma ayrılırlar, nefsine zulmedenler, orta halli olanlar ve hayırlara koşanlar, önde gidenlerdir, nefislerine zulmedenler çoğunluktur, dünya süsüyle beraberdirler, dünyayı helal olmayan yönden kazanırlar, uygun olmayan yerde kullanırlar, dünya en büyük gayesi olmuştur, onunla razı olur, onun için kızar, onun için dostluk, onun için düşmanlık eder, bunlar oyun, eğlence süs, övünme ve çokluk sahibi olma arzusundadırlar, hepsi de dünyadan maksadın ne olduğunu bilmemiştir, ahiret yurdu için azık edinilecek yolculuk yeri olduğunu bilmemişlerdir.


(1) Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: 8/238.

(2) Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: 9/258.

(3) Mücahid’den Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: 3/292.

Her ne kadar mücmel iman ile inanıyorlarsa da tafsilatlı olarak bilmiyorlar, dünyada Allah’ı bilenlerin tattığını tadamıyorlar, dünyada tadılan şeyler ahirette depolananların bir nümunesidir. Onlardan orta halli olanlar dünyadan mübah yönden istifade eder, farzlarını yerine getirir gerekliden fazlasını nefsi için tutar, dünya şehvetlerinden istifade eder (helal yönden) bunlara zahid ismi verileceği hususunda ihtilaf edildi, bu hususta onlara bir ceza yoktur, ancak dünyada genişlikleri nisbetinde ahirette derecelerinden eksiltilir. İbni Ömer dedi ki:Kul dünyadan birşey elde ederse Allahkatında derecelerinden eksilir her ne kadar cömertte olsa böyledir, bunu ibni Ebi’d Dünya güzel bir isnatla tahric etti,1 merfu olarak Ayşe (r.a.)’den de rivayet edildi, isnadında nazar vardır.

İmam Ahmed Zühd kitabında isnadıyla rivayet etti ki: Bir adam Muaviye’nin huzuruna girdi, Muaviye ona bir elbise giydirdi, sonra adam çıktı sahabeden EbuMesudel Ensari ve bir adama uğradı, birisi dedi ki:Onu (elbiseyi) iyiliklerinden al, diğeri de dedi ki:Onu güzel şeylerinden al.Ömer’e isnatla şöyle dediğini rivayet etti:Eğer iyiliklerinden eksilmeyeceğini bilseydim size yumuşak davranarak aranıza karışırdım, fakat Allah azze ve celleyi bir kavmi ayıplayarak şöyle buyurduğunu işittim:(Dünyadaki hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız, onların zevkini sürdünüz.) (Ahkaf: 46/20). Fudayl bin İyad dedi ki:Dilersen dünyadan az istifade et, dilersen çok sen ancak torbandan alıyorsun, buna şu şahittir, Allah kullarına fazla dünya şehvetlerini, onun süsünü haram kıldı, onu onlar için ahirete biriktirdi, buna şu ayetle merdivenleri gümüşten yapardık. Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları koltukları da (hep gümüşten yapardık)(S: 101) (Ve onları zinetlere boğardık. Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise, Rabbinin katında Allah’ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.) (Zuhruf: 43/33-35)

Sahih olarak Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğu rivayet edildi:“Kim dünyada ipek giyerse ahirette giyemez.”2 ve: “Kim dünyada iki içerse ahirette içemez.”3 ve buyurdu ki: “İpek, dibac (ipek karışımlı kumaş) giymeyiniz altın ve gümüş kaplardan içmeyiniz, o ikisinin tabaklarından yemeyiniz, çünkü o dünyada onların, ahirette ise sizindir.”4 Vehb dedi ki: Allah azze ve celle Musa (a.s.)’a buyurdu ki:Ben evliyalarımı dünya nimetlerinden ve genişliğinden uzaklaştırıyorum, aynen şefkatli çobanın develerini insan ve hayvan pisliklerinden uzaklaştırıldığı gibi (böyle yapıyorum), bu onların benim yanımda alçaklıklarından dolayı değildir, fakat dünya yaralamamış şekilde tam selametli olarak benim ikramımdan nasiblerini alsınlar diye böyle yapıyorum. Buna Tirmizi’nin Katade bin Numan’dan tahric ettiği Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu hadis şahittir: “Allah bir kulu severse onu dünyadan korur, sizden birinizin hastasını sudan koruduğu bir kulu severse onu dünyadan korur, sizden birinizin hastasını sudan koruduğu gibi korur.”6 Müslim’in sahihinde Abdullah bin Amr (r.a.)’dan Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu riayet ettiği tahric edildi: “Dünya müminin zindanı, kafirinde cennetidir.”Allah izniyle hayırlarda önde gidenlere gelince onlar dünyadan muradın ne olduğunu anladılar, gereğince amel ettiler, Allah kimin ameli daha güzel diye imtihan etmek için kullarını bu dünyaya yerleştirmiş olduğunu bildiler.


(1)İbni Ebi’dDünya güzel bir isnatla ibni Ömer (r.a.)’den tahric etti, Ayşe’den merfu olarak rivayet edildi, hafız Münziri Terğib ve Terhib’de dedi ki:(4/163). Mevkuf daha sahihtir, yine mevkuf olarak Hennad bin Seriy “Zühd”’de tahric etti, ibni Ebi fieybe Musannef’inde, Ebu Nuaym Hilye’de: (1/306) tahric etti.

(2) Hadis sahihtir, Enes’ten Ahmed, Buhari, Müslim, Nesai ve ibni Mace tahric etti (Camiu’s Sağir), (Camiu’l Usul: 11/285).

(3) Hadis sahihtir, ibni Ömer’den Malik, Ahmed, Buhari, Müslim, Nesai ve ibni Mace tahric etti (Camiu’s Sağir.)

(4) Hadis sahihtir, Huzeyfe bin Yeman’dan Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai ve ibni Mace tahric etti (Camiu’l Usul: 1/282, 11/285).

(5)Hadis sahihtir, Tirmizi, Hakim tahric etti, doğruladı ve ibni Hibban tahric etti.

(6) Hadis sahihtir, Ahmed, Müslim, Tirmizi, ibni Mace Ebu Hureyre’den, Taberani ve Hakim Selman’dan, Bezzar ibni Ömer’den tahric etti (Camiu’s Sağir, Camiul usul: 5/255).

Allah Teala buyurdu ki: (O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, arşı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratadır) (Hud: 11/7) ve buyurdu ki:(O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır.) (Mülk: 67/2) Selefin bazısı dedi ki:Hangisi dünyada daha zahid ve ahirete daha arzulu diye, dünyadaki güzelliği imtihan vesilesi kıldı, ta ki kim onunla beraber durup ona meylediyor ve kim de bu şekilde değil ona baksın, Allah Teala buyurdu ki:(Biz insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi dünyanın kendine mahsus bir zinet yaptık) (Kehf: 18/7) sonra onun kesileceğini ve yok olacağını açıkladı: ((Bununla beraber) biz oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız) (Kehf: 18/8) Dünyadan bana ne, benimle dünyanın misali bir ağaç gölgesinde kaylule (öğle uykusu) yapan sonra terkedip giden binekli gibidir.”6

“Sahabeden bir topluluğa dünyadan edinecekleri şeyin yolcu azığı gibi olmasını tavsiye etti”, Selaman, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Ebu Zer ve Ayşe (r.a.)7 onlardandır (S: 103) ibni Ömer’e:(Dünyada kendisini bir garib veya yolun bir tarafından diğer tarafına geçen gibi olmasını ve nefsini kabir ehlinden saymasını tavsiye etti.”1 Bu derecenin ehli iki kısımdır:Dünyada sadece ihtiyacıyla yetinenle, zahidlerden çoğunun hali budur. Nefsin kuvvet kazanması için bazan mübah şehvetleri kullananlarda ikinci kısımdır, Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki:“Dünyanızdan bana kadın, güzel koku sevdirildi, gözümün nuru namazda kılındı.”Bunu Ahmed veNesai Enes’ten tahric etti,2 imam Ahmed3 Ayşe (r.a.)’den şöyle dediğini tahric etti:“Peygamber (s.a.v.) dünyadan kadın, güzel koku ve yemeği seviyordu kadın ve güzel kokudan istifade etti, yemekten istifade etmedi.”

Vehb dedi ki:Davud (a.s.) ehlinin hikmetinde yazılıdır ki:Akıllının dört saatten gafil olmaması gerekir:Nefsini hesaba çekeceği saat, Rabbine fısıldayacağı saat, kendisine ayıplarını bildiren kardeşleriyle karşılaşma saat, kendisine ayıplarını bildiren kardeşleriyle karşılaşma saati, nefsi ve lezzetleriyle başbaşa kaldığı saattir, bunu helal ve az yapacak, çünkü bu saat diğer saatlara yardımcıdır, kalbleri odaklaştırır, yani rahatlatır, ne zaman Allah’a itaatta kuvvet kazanacağı mübah şehvetlerini kullansa, onun bu şehvetleri sevaplanacağı bir itaat olur, Muaz (r.a.)’ın dediği gibi:Ben gece kıyamımın ecrini beklediğim gibi uykumun da ecrini bekliyorum, yani uykusuyla gecenin sonunda kıyama niyet ediyor, kıyamının sevabını beklediği gibi uykusunun da sevabını bekliyor, bazısı mübah olan şehvetlerinden istifade ettiği zaman kardeşlerine de verirdi. İbni’l Mübarek’in bir şeye iştah duyuğu zaman bazı ashabı da iştah duyuncaya ve onlarla beraber yiyinceye kadar yemeği rivayet edilir.
(5) İbni Abbas’tan Ahmed, ibni Hibban sahihinde, Beyhaki, Taberani Kebir’de ve Hakim tahric etti, ibni Mesud’dan Ahmed, Tirmizi, ibni Mace, Hakim, Beyda tahric etti sahihtir (Terğib ve Terhib: 4/198-199, Camiu’s Sağir, tahricü ehadisi ihya: 3/205).

(6) Selman’dan Ahmed, ibni Hibban, Abdurrezzak, Taberani Kebir’de, Kudai“Müsnedü’ş fiihab”’da Ebu Nuaym Hilye’de:(1/195-197) sahihtir, Hakim, Zehebi ve ibni Hibban doğruladı. Ayşe’den Tirmizi: (1781, 6/85) tahric etti ve dedi ki:Bu hadis garibtir, yine Ebu Nuaym tahric etti, Hakim doğru buldu, Zehebi zayıf buldu, Habbab bin Eret’ten Ebu Ya’la ve Taberani güzel bir isnatla tahric etti, ve dedi ki:Bu hadis garibtir, yine Ebu Nuaym tahric etti, Hakim doğru buldu, Zehebi zayıf buldu, Habbab bin Eret’ten Ebu Ya’la ve Taberani güzel bir isnatla tahric etti, ibni Ebi fieybe ve Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti:(1/360)(Mecmaü’z Zevaid: 10/253-254, Terğib ve Terhib: 4/222-223).

(1) Buhari merfu olarak ibni Ömer’den şu lafızla tahric etti:“Dünyada sanki sen bir garib veya yolun bir tarafından öbür tarafına geçen kimse gibi ol” bu geçen kırkıncı hadistir, musannifin zikrettiği bu lafızla Ahmed, ibni Mace ibni Ömer’den Leys bin Ebi Süleym tarikiyle tahric etti, zayıftır.

(2)Hadis sahihtir, Hakim dedi ki:Müslim’in şartı üzere sahihtir, Hafız Iraki dedi ki:İsnadı güzeldir, ibni Hacer dedi ki:Hasendir,Süyuti de buna mütebaat etti, Ahmed, Nesai Hakim, Beyhaki Sünen’de Enes’ten tahric etti (Camiu’s Sağir ve Feyzu’l Kadir, Camiu’l Usul: 5/431, 10/244, tahricü ehadisil ihya: 3/208).

(3)Ahmed Mmüsnette tahric etti, zayıftır, içerisinde meçhul adam var.

Bir şeye iştah duyduğu zaman bir misafir çağırırdı, Evzai’nin şöyle dediği zikredilir: Üç zümrenin yediklerine hesap yoktur. Sahur yapan, iftar ederken oruçlu ve misafirin yemeğidir. Hasan dedi ki: Dünyada senin menfaatine olan şeyleri talep etmen dünyayı vesmen demek değilir, ihtiyacını giderecek şeyi terketmen dünyadan zühd değildir, kim dünyayı sever ve dünya kendini sevindirirse kalbinden ahiret korkusu gider. Said bin Cübeyr dedi ki:Aldatma metaı seni ahiret isteğinden alıkoyandır, seni oyalayıp alıkoymayan aldatma metaı değildir, fakat daha hayırlısına ulaşma metaıdır. Yahya bin Muaz er-Razi dedi ki:Hayatımı kazanacağım yiyeceğin takdir edildiği ve ahiretimi kazanacağım taat içerisinde bulunan dünyayı nasıl sevmiyeyim. Ebu Safvan er-Raini -ariflerden idi-’yesoruldu:

“Kuran’da Allah’ın kınayıp akıllıların kaçınması gereken dünya nedir?”Dedi ki:

“Dünyada dünyayı isteyerek elde ettiğin şey kınanmıştır, ahireti isteyerek elde ettiğin şey o kısımdan değildir.” Hasan rahimehullah dedi ki: fiu dünya diyarı mümin için ne güzeldir, o azıcık alışır, oradan cennete gideceği azığını alır, kafir ve münafık için bu dünya ne kötüdür, onlar gecelerini zayi eder, azığı da cehennemdir.

Eyfa bin Abdu’l Kelai dedi ki:Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki:“Cennet ehli cennete, cehennem ehli cehenneme girince Allah buyurur ki:

“Ey cennet ehli yeryüzünde kaç sene kaldınız” derler ki:

“Bir gün veya bir günün birazı kadar” Allah buyurur ki:

“Bir veya birazında ne güzel ticaret ettiniz, rahmetim, rızam ve cennetim sizedir, orada ebedi kalınız” sonra cehennem ehline buyurur ki:

“Yeryüzünde kaç sene kaldınız?”Derler ki:

“Bir gün veya birazı kadar” buyurur ki:

“Bir gün veya birazında ne kötü ticaret ettiniz, kızgınlığım, ateşim sizedir orada ebedi kalınız”1 Hakim2 AbdulCabbar bin Vehb’den tahric etti ki, o dedi ki:Bize Sad bin Tarık babasından haber verdi ki, o da Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Dünya diyarı (S: 105) Rabbini razı edinceye kadar ahireti için azıklanan için ne güzeldir, ahiretinden kendisine yüz çevirten, rabbinin rızasını kazanmaktan alıkoyan için dünya ne kötüdür, kul Allah dünyanın canını alsın dediği zaman dünya der ki:“Allah canını alsın rabbı için bize asi kıldı” Hakim dedi ki:“İsnadı sahihtir, bunu Ukayli de tahric etti ve Abdul Cabbar bin Vehb meçhuldür, hadisi gayrı mahfuzdur” dedi.


Yüklə 2,71 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   57




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin