Biri şöyle bir şiir söyledi:
Hizmet etmek için rabbine sevgi sahibi ol sevenler sevdiklerine hizmetkardırlar.
Başkası da şöyle bir şiir söyledi:
Sevenin sevgi isteğinden başka bir şeyi yoktur seven herhalde yener.
Nafilelerden kulun Allah’a yaklaştığı şeylerin en büyüğü Kuran okumak, onu anlayarak tefekkür ve tedebbürle dinlemektir.
Habab bin Eret bir adama dedi ki: Gücün yettiğince Allah’a yaklaş, bil ki sen Ona Onun kelamından daha sevimli bir şeyle yaklaşamazsın1 Tirmizi de2 Ebu Ümame’den merfu olarak rivayet edildi ki: “Allah’a kul Ondan çıkan (kelamı) gibi birşeyle yaklaşmamıştır” Kuran’ı kastediyor, sevenler yanında sevdiklerinin sözünden daha tatlı birşey yoktur, S: 228 O onların kalblerinin lezzeti ve isteklerinin en son noktasıdır.
Osman dedi ki:Eğer sizin kalbleriniz temizlenmiş olsaydı, Rabbinizin kelamına doymazdınız1 ibni Mesud dedi ki:Kim Kuran’ı severse Allah’ı ve rasulünü sever2 ariflerin biri müride dedi ki:
“Kuran ezberliyor musun?”
“Hayır” dedi,
“Allah’a dilediği imdat ne acaibtir!Kuran’ı ezberlemeyen mürid neyle nimetlenecek, Rabbine neyle yakaracak?”
Bazısı Kuran’ı çokça okuyor, sonra başka bir şeyle meşgul olup ta Kuran okuyamadığı zaman rüyada kendine şöyle diyen birini görüyordu: Beni sevdiğini zannediyorsan kitabıma niye cefa ettin. Ondaki benim lalif azarımı düşünmedin mi. Dil ve kalble yapılan çok zikir de böyledir (Allah’a yaklaştırır). Bezzar’ın Müsned’inde3 Muaz’dan şöyle dediği rivayet edildi:
“Ey Allah’ın Rasulü bana amellerin en üstünü ve Allah’a en yakın olanını bildir” dedim, buyurdu ki:
“Dilin Allah’ın zikriyle yaş olduğu halde ölmendir.”
Sahih hadiste Peygamber (s.a.v.)’den rivayet edildi ki:“Allah Teala buyuruyor ki:Ben kulumun zannıylayım, beni zikredince onunla beraberim, beni kendi nefsinde zikrederse, onu kendi nefsimde zikrederim, beni bir topluluk içinde zikrerse onlardan daha hayırlı bir topluluk içinde onu zikrederim.”4
Diğer bir hadiste: “Kulum beni zikrederse ve dudakları benimle hareket ederse ben kulumla beraberim.”5
(1)Hakim tahric etti ve doğruladı.
(2)Hadisin isnadı zayıftır, Ahmed, Taberani Kebir’de tahric etti, Ala bin Haris’ten dolayı zayıftır. Tirmizi: (2913)iki tarikten tahric etti birincisi zayıf bir senetle Bekir bin Huneys’ten tahric etti, o da Leys bin Ebi Süleym’den, o da Zeyd bin Ertad’dan, o da Ebu Ümame’den rivayet etti, Ebu Ümame’den önceki adamlar zayıftırlar, Tirmizi dedi ki:Bekir bin Huneys hakkında ibni Mübarek konuştu ve onu ömrünün sonunda terketti. İkincisi:Zeyd bin Ertat’dan, o da Cübeyr bin Nüfeyr’den, o da Peygamber (s.a.v.)’den mürsel olarak rivayet etti, senedinde Ala bin Haris var, karıştırmayala itham edildi.
(1)Ahmed, Ebu Nuaym Hilye’de:(7/300)munkatı bir isnatla Süfyan bin Uyeyne tarikiyle tahric etti, tamamlayıcısı şudur: “Üzerime Allah’ın kelamına -mushafta- bakmaksızın ne gece ne de gündüzün geçmesini sevmem.”
(2)Sabit eserdir, Taberani tahric etti, Heysemi Mecma’da: (7/165) dedi ki:Adamları güvenilirdir.
(3)Bezzar tahric etti, Heysemi Mecma’da: (10/74) dedi ki: İsnadı güzeldir, Taberani bir çok isnatlarla tahric etti, birinde:Halid bin Yezid bin Abdurrahman bin Ebi Malik var onu bir topluluk zayıfladı, Ebu Zür’a ed-Dimeşki ve başkası kuvvetli saydı, geri kalan adamlar güvenilirdir, yine ibni Hibban sahihinde tahric etti. (Terğib ve terhib: 2/395).
(4)Sahihtir, Ebu Hureyre’den Ahmed, Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai, ibni Mace, ibni Hibban tahric etti (Terğib ve Terhib: 2/393).
(5)Sahihtir Ebu Hureyre’den Ahmed, ibni Mace: “O beni a beraberim ve dudakları benimle hareket edince (beraberim)” ibni Hibban sahihinde tahric etti (Terğib ve Terhib: 2/394).
Allah azze ve celle buyurdu ki: (Beni zikredin, sizi zikredeyim) (Bakara: 2/152) Peygamber (s.a.v.) tekbir ve tehille seslerini yükseltenleri duyunca, -bir seferdeyken-onlara dedi ki:“Siz ne sağıra ne de gaibe dua ediyorsunuz, işiten ve yakın olana dua ediyorsunuz, o sizinle beraberdir.”
Bir rivvayette de: “O size bineklerinizin boyunlarından daha yakındır.”2 Ahbabını (sevdiklerini ve evliyasını sevmekte bundandır, onun uğrunda düşmanlarına düşmanlıkta bunlardandır. Ebu Davud’un süneninde Ömer (r.a.) dedi ki:Allah’ın kulların öyle insanlar var ki, onlar ne peygamberdirler ne de şehiddirler, Allah katındaki mertebelerinden dolayı onlara peygamberler ve şehidler gıbta ederler, derler ki:
“Ey Allah’ın Rasulu onlar kimdir” buyurdu ki:
“Aralarında akrabalık olmaksızın Allah’ın ruhuyla birbirini seven topluluktur ve bunların aralarında mal alış verişi de yoktur, vallahi onların yüzleri nurdur, onlar nurdan minberler üzerindedirler, insanlar korkarken onlar korkmazlar, insanlar üzülürken onlar üzülmezler” sonra şu ayeti okudu:(Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de.)(Yunus: 10/62)3
Bunun benzeri Ebu Malik el-Eşari’den rivayet edildi, o da Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Allah’a yakınlıklarından ve makamlarından dolayı onlara peygamberler gıpta eder.”4 Müsned’de5 Amr bin Cemuh Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Kul açık imanı Allah için sevinceye, Allah için buğzedinceye kadar bulamaz, Allah için sevince ve Allah için buğzedince Allah’dan dostluğa hak kazanır, kullarımdan benim velilerim ve yaratıklarımdan bnim sevdiklerim benim zikrimle zikrolunanlar, onların zikriyle benim zikroluduğum kimselerdir.”
Mürteiş soruldu ki:
“Sevgiye nasıl nail olunur!”dedi ki:
“Allah’ın velilerini dost edinmek, düşmanlarını düşman edinmekle” S:230 bunun aslı muvamfakattır.1 Zühd de2 imam Ahmed Ata bin Yesar’ın şöyle dediğini rivayet tti:Msua (a.s.) dedi ki:
“Ya Rab arşın gölgesinde gölgelendirdiğin ehlin kimdir?” buyurdu ki:
“Ya Musa, onlar elleri beri (başkasına eziyeti olmayan) kalbleri temiz, benim celalim ile birbirlerini sevenlerdir, onlar ben zikrolunduğum zaman beni zikrederler, onlar zikrolunursa ben de onlarla zikrolunurum, hoşlanılmayan durumlarda abdestini tam alırlar, atmacaların yuvalarına döndüğü gibi zikrime dönerler, çocuğun insanların sevgisine alaka duyduğu gibi sevgime alaka duyarlar, kaplana harbedildiği zaman kızdığı gibi, bana harb helal görüldüğü zaman kızarlar.”
“Onu sevince işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum.” Bazı rivayetlerdi: “Aklettiği kalbi, konuştuğu dili olurum.”Bununla murad, kim farzlarla, sonra nafilelerle Allah’a yaklaşmaya gayret gösterirse, Allah onu yaklaştırır ve onu iman derecesinden ihsan derecesine yükseltir ve o Allah’a huzur ve murakabe ile ibadet eder, sanki onu görüyor, kalbi Allah’ın sevgisi, marifeti, azameti, korkusu, heybeti, icalli, dostluğu, şevki ile dolar, hatta kalbindeki bu marifet gözle görülür olur, denildi ki: Kalbte yerleşmiştir onu imar eder onu unutmam ve zikrederim. Kulağımdan ve gözümden kayboldu kalbimin derinlikleri onu görüyor.
Fudayl bin İyad dedi ki:Allah Teala buyuruyor ki:“Beni sevdiğini iddia edipte, benden gafil uyuyan yalan söyledi, her seven sevdiğiyle yalnız kalmak istemez mi? İşte ben beni sevenleri bilirim, onlar beni iki gözleri arasında bilirler, bana görerek hitap derler, huzurla benimle konuşlurlar, yarın cennetlerimde onların gözlelerini aydınlatacağım.”
Seven, yaklaşanların kalbinde bu kalbleri onunla doluncaya kadar devam eder, kalblerinde onda başkası kalmaz, azaları ancak kalblerindeki şeye göre hareket eder, ona uygun hareket eder, onun hali gibi olana denildi ki:Kalbinde Allah’tan başka birşey kalmadı, murad onun marifeti, sevgisi ve zikridir.
(2) Sahihtir, Ebu Musa el-Eşari’den Buhari, Müslim, Tirmizi ve Ebu Davud tahric etti Camiulusul: 5/16.
(3) Hadis Ömer’den munkatı bir isnatla Ebu Davud, Ebu Nuaym tarafından Hilye’de: (1/5) Amr bin Cerir tarikiyle o da Ömer’den rivayet etti. Yine Ebu Hureyre’den sahih bir isnatla rivayet edildi, bunu Nesai, ibni Hibban yakın bir lafızla tahric etti. (Terğib ve Terhib: 4/20).
(4)Ahmed, Ebu Ya’la güzel bir isnatla tahric etti, Hakim de tahric etti ve dedi ki:İsnaddı sahihtir. (Terğib ve Terhib:4/22.
(5)Zayıftır, Ahmed, ibni Ebiddünya tahric etti, Heysemi Mecma’da dedi ki:(1/89) Seneidnde Rüşdin bin Sa’d var o zayıftır.
(1)Bunu Sülemi Tabakatı Sufiyye’de zikretti.
(2) Ahmed Zühd’de Ata’an tahric etti ve ibni Ebiddünya ve Ebu Nuaym Hilye’de: (3/222) Zeyd bin Eslem’den tahric etti.
Bu manada İsraili meşhur bir eser vardır, Allah buyuruyor ki:“Ben göklerime ve yeryüzüme sığmadım, fakat mümin kulumun kalbine sığdım.”1 Ariflerin bazısı dedi ki:Ondan sakının, o çok ğayurdur (kıskanç) kulunun kalbinde kendinden başkasını görmek istemez. Bu manada bazısı dedi ki: Gönlümde insanlar için yer yok orada senin sevgin ziyade hatta onu doldurdu diğeri de dedi ki: Kalbim onların sevgisince kalıba konuldu onun sevgisinin dışında orada yer yok bu manaya işaret ederek Peygamber (s.a.v.)Medine’ye gelince hutbesinde buyurdu ki:“Allah’ı bütün kalbinizle seviniz” bunu ibni İshak “Siyret”inde zikretti2 ne zaman kalb onun azametiyle dolsa, bu onun dışındakileri siler, kul için nefsi ve hevası ve mevlasının istediğinden başka bir şey kalmaz, o zaman kul ancak onun zikriyle konuşur, onun emriyle hareket eder, konuşursa Allah ile, dinlerse onunla dinler, bakarsa onunla bakar, tutarsa onunla tutar işte:“Onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum” sözünden murad budur.
Kim bundan başka şeye işaret ediyorsa hulul ve ittihad (Allah’ın onda birleşmesi ve ona girmesi) gibi küfür manaya işaret ediyordur, Allah ve Rasulü bu ikisinden beridir. Bundan dolayı selefin bazısı Süleyman et Teymi gibisi diyordu ki:Allah’a isyan edilmesi iyi değildir. Seleften bir kadın çocuklarına tavsiye etti ve onlara dedi ki:Allah sevgisini ve itaatını adet edinin, çünkü müttakiler taatla üfletlenirler, ondan başkasıyla azaları vahşilerişir, eğer melun (şeytan) onlara bir masiyetle belirse masiyetutanarak geçer ve onlar ona itiraz ederler.
Bu manada Ali bin Ebi Talib’in sözü vardır:Biz Ömer’in şeytanının ona bir suç emretmekten korktuğunun görüşündeyiz3 S:232 Daha önce bunun özel tevhid sırlarından olduğuna işaret ettik. Çünkü La ilahe illallah’ın manası:Ondan başkası sevme, ümit etme, korkma ve itatta ilah edilemez, kalbte tam tevhid gerçekleşirse orada Allah’ın sevdiğinden başkasının sevgisi kalmaz, onun hoşnutsuzluğunun dışında hoşnutsuzluk kalmaz, kimin hali böyle olura azaları ancak Allah’a itaata yönelir günahlar ancak Allah’ın sevdiğini sevmemekten veya sevmediğini sevmekten kaynaklanır, bu da Allah’ın sevgi ve korkusunun önüne nefsin hevasını geçirmekle olur, bu da vacip olan tevhidi yaralar, kul bazı farzları yerine getirmede ve haramları terketmede tefrite düşer, kimin kalbinde Allah’ın tevhidi gerçekleşirse onun için Allah yolundaki ve onu razı edecek şeyin sıkıntısı kalır.
Merfu olarak şu hadis varid oldu: “Kim tasası Allah’tan başkası olarak sabahlarsa, Allah’tan değildir.”2 İmam Ahmed Übey bin Kab’tan mevkuf şöyle dediğini tahric etti:Kim en büyük tasası Allah’tan başkası olarak sabahlarsa, Allah değildir.”Ariflerin biri dedi ki:Kim sana onun velisinin ondan başka tasası var derse onu doğrulama. Davudu Tai gece şöyle nida ediyordu:senin tasan beni tasaslardan atıl (tembel) bıraktı, benimle isteklerim arasına girdi, sana bakmaya şevkim lezzetlerimden daha sağlamdır, benimle şehvetlerim arasında girmiştir, ey cömert ben senin hapishanende istenilenim.3
(1)Iraki tahric etti ve dedi ki:Onun için bir asıl görmedim, ibni Teymiye de böyle dedi:bu İsrailiyatta zikredildi, Peygamber (s.a.v.)’den bilinen bir isnadı yoktur. Manası:Kalbi bana imanla sevgiyle ve benim marifetimle genişledi. (Mekasıdul hasene, Sehavi S: 373).
(2) Yine ibni İshak tarikiyle Beyheki Delailün nübüvve de tahric etti fakat mürseldir.
(1)İbnül Cevzi’nin Ömer’in menakıbına bak.
(2)Hadis uydurmadır. Hakim ibni Mesud’dan tahric etti, senedinde İshak bin Bişr Adem var, Zehebi dedi ki:Zannediyorum ki haber uydurmadır. (Feyzul Kadir: 6/67)Ebu Nuaym Hilye’de:(3/48)Enes bin Malik’ten tahric etti, senedinde Vehb bin Raşid var, o münkerdir, ibni Hibban böyle dedi, Ferkad es-Sindi zayıftır.
(3)Ebu Nuaym Hilye’de zikretti: (7/357).
Bu manada bazısı diyor ki: Dediler ki:bizi bırakıp başkasıyla meşgul oldu, bize bedel birini seçti bu unutan hainin fiilidir. Sizin muhabbetinizi bırakıp sizi hatırlamaksızın nasıl kalbimi meşgu ederim ey benim bütün meşguliyetlerim; “Eğer benden isterse ona veririm, bana sığınırsa onu korurum” başka bir rivayette:
“Eğer bana dua ederse ona icabet ederim, benden isterse ona veririm” Yani: Bu sevilen yaklaşmış kimsenin Allah katında Allah’tan bir şey istediği zaman kendine vereceği, sığındığı zaman koruyacağı, dua edince icabet edeceği özel bir yeri var, Allah katında değerinden dolayı duası kabul olunan oluyor, selefi salihin çoğu duanın isabetiyle biliniyordu, sahih rivayet edildi ki: Nasr kızı Rubeyyi bir cariyenin ön iki dişini kırdı, onlara noksanın kıymetiyle telafisini teklif ettiler, kabul etmediler, affı talep ettiler kabul etmediler, Rasulullah (s.a.v.) aralarında kısasla hükmetti, Nadr oğlu Enes dedi ki: Rübeyyi’nin ön iki dişini kırıyor musun? Seni hak ile gönderen yemin olsun ki onun ön iki dişini kırmayacaksın, bunun üzerine kavim razı oldular ve noksanın bedelini aldılar, Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Allah’ın kullarından öyle kimseler var ki, Allah üzerine yemin etse yemininde onu temize çıkarır.”1
Hakim’in sahihinde2 Enes’ten, o da Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğu rivayet edildi: “Nice zayıf, zayıf düşürülmüş iki eski elbiseli kimse vardır ki eğer Allah üzerine yemin etse Allah onu temize çıkarır, Bera bin Malik onlardandır.” Bera müşriklerden bir toplulukla karşılaştı, müslümanlar ona dedi ki:
“Rabbine yemin et” dedi ki:
“Ya Rab sana yemin ediyorum ki omuzlarını bize bağışlayacaksın (bizi galip edeceksin)” bu dua üzerine onları Allah galip etti, sonra başka bir kere yine karşılaştılar dediler ki:
“Rabbine yemin et” dedi ki:
“Ya rab sana yemin ettim ki bizi galip kılıp, beni peygamberine kavuştur” bunun üzerine Allah onları üstün kıldı ve Bera öldürüldü. İbniEbiddünya3 rivayet etti ki Numan bin Kavkal Uhud günü dedi ki: “Allah’ım senin üzerine yemin ediyorum ki, ben öldürülüp cennete gireceğim” bunun üzerine öldürüldü. Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: “Numan Allah’a yemin etti, (Allah) onu (yemininde) temize çıkardı.
Ebu Nuaym Said’den isnatla rivayet etti: Abdullah bin Cahş Uhud günü dedi ki: Ya Rab yarın düşmanla karşılaşınca beni kendisiyle savaşacağım, kendisi de benimle savaşacak, sonra kulağımı ve burnumu kesecek savaşta şiddetli, öfkesi şiddetli bir adamla karşılaştır, yarın (kıyamette) senin huzuruna gelirsem, dersin.“Ey Abdullah senin burnunu ve kulağını kim kesti?”
S:234. Bende: Senin ve Rasulünün yolunda derim sende doğru söyledin, dersin. Said dedi ki: Gündüzün sonunda onunla karşılaştım burnu ve kulağı bir ipte asılıydı.1
Sad bin EbiVakkas’ın duası kabul olunurdu, bir adam ona yalan isnat etti, bunun üzerine (Sad) dedi ki: Allah’ım eğer o yalancı esir gözünü kör et ve ömrünü uzun et, fitnelere maruz et, bunun üzerine adama bütün bunların hepsi isabet etti, sokaklarda komşulara diyordu ki: Yaşlı, ihtiyar, imtihan olunmuş, bana Sad’ın duası isabet etti.2
Ali’ye söven bir adam işitti ve ona beddua etti, henüz yerinden ayrılmamıştı ki ürkmüş bir deve iki ayağıyla öldürene kadar onu çiğnedi.2 Said bin Zeyd’in karısı Sad’ın arazisi hususunda Sad’la çekişti, araziyi kendinden aldığını iddia etti, (Sad) dedi ki:Allah’ım eğer yalancıysa gözünü kör et ve arazisinde öldür, bunun üzerine gözü kör oldu, bir gece arazisinden yürürken içinde ki kuyuya düştü ve öldü.4
Ala bin Hadrami bir yolculuktaydı susadılar, bunun üzerine namaz kıldı ve dedi ki: Ey Allah’ım, ey Alim, ey Halim, ey Aliy, ey Aziz biz senin kullarınızız, senin yolunda düşmanlarınla savaşıyoruz, bizi bir yağmurla sula, ondan içelim ve abdest alalım, o yağmurda bizden başkasına nasip verme, az bir şey yürüdüler fışkıran bir yağmur suyu buldular, içtiler ve kaplarını doldurdular, sonra yürüdüler, arkadaşlarının bazısı nehrin yerine döndü bir şey göremedi, sanki yerinde hiç su olmamış gibiydi.5 Enes bin Malik Basra’da arazisinin susuzluğundan şikayet etti, abdest aldı iki rekat namaz kıldı ve dua etti, bunun üzerine yağmur geldi ve arazisini suladı, yağmur arazisinden başka yere çok az dışında gitmedi.6
Ebu Musa el-Eşari zamanında Basra’da kamıştan evler yandı ortada yanmamış bir kamış ev kaldı.
(1)Enes bin Nadr’dan sahih bir hadistir, Buhari, Müslim, Ebu Davud,Nesai, İbni Mace tahric etti (Camiul usul: 11/16-17).
(2)Sahihtir, Hakim tahric etti ve doğruladı, Zehebi teyid etti. Tirmizi tahric etti. (Enes bin Malik’ten) 3853, lafzı şudur: “Nice saçı dağınık, tozlu ehemmiyet verilmeyen eski iki elbiseli kimse vardır ki, eğer Allah’a yemin etse Allah onu temize çıkarır, Bera bin Malik onlardandır.”Tirmizi dedi ki: Bu vecihten bu hadis hasen,s ahihtir.
(3)Daveti icabet olunanlar kitabında tahric etti, rakam: 22.
(1) Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: 1/109.
(2)Buhari Cabir Semure’den tahric etti. Camiul usul: 10/12.
(3)Eser sahihtir, İbni Ebiddünya ve Taberani Kebir’de tahric etti, Heysemi Mecma’da dedi ki: (9/154)Adamlar, sahih rivayet adamlarıdır.
(4) Müslim sahihinde tahric etti.
(5) İbni Ebiddünya ve Ebu Nuaym hilyede tahric etti: 1/7 ve sonrası.
(6) İbni Ebiddünya ve ibni Sad tabakatında tahric etti.
Ebu Musa kamış ev sahibine dedi ki:
“Senin kamış evinin durumu nedir ki yanmadı?”Dedi ki:
“Ben onu yakmayacağı üzerine Allah’a yemin ettim”Ebu Musa dedi ki:
“Ben Rasulullah’ı (s.a.v.) işittim buyuruyor ki:“Ümmetimde başları tozlu, elbiseleri kirli adamlar vardır ki, eğer Allah’a yemin etseler, (Allah) onları temize çıkarır.”1
Ebu Müslim el-Havlani duasının kabulüyle meşhurdu, geyiğe rastlıyordu, çocuklar ona bizim için Allah’a dua ette bu geyiği bize hapsetsin, bunun üzerine dua ediyor ve Allah onu hapsediyor, hatta elleriyle onu tutuyorlar.2
Bir kadına beddua etti, bunun üzerine gözü anında kör oldu, kadın ona geldi Allah hakkı için ona seslendi ve dilekte bulundu, bunun üzerine ona acıdı ve Allah’a dua etti, Allah ona görmesini geri verdi aynı haline kadın geri döndü.3
Bir adam Mutarrif bin Abdullah bin fiihhir’e yalan isnat etti, bunun üzerine ona dedi ki: Eğer yalancıysan Allah senin ölümünü acele etsin, bunun üzerine adam olduğu yerde öldü.4 Haricilerden bir adam Hasan’ı Basri’nin meclisine geliyor ve onlara eziyet veriyordu, eziyeti artınca Hasan dedi ki:Allah’ım sen onun ettiği eziyeti bildin, dilediğin şekilde bizi ondan kurtar, adam ayaktayken yere düştü ancak evine tabutu üzerinde ölü olarak taşındı.5
Sıla bin Eşyem bir seferdeydi, katırı yüküyle birlikte gitti, insanlarda yolculuğa koyuldu, bunun üzerine kalktı namaz kıldı ve dedi ki:Allah’ım sana yemin ediyorum ki bana katırımı yüküyle birlikte geri vereceksin, bunun üzerine katır geldi önünde durdu.6
Bir keresinde Beriyyetü Kafrı Fica’daydı, Allah’tan yemek istedi arkasında bir öğün (yemek sesi) işitti, bir de baktı kibir elbise veya bir bez içinde bir zenbil S: 236 Taze hurma vardı, ondan yedi elbise de karısı Muaze el Adeviyye’nin yanında kaldı, o da saliha kadınlardandı.1
Muhammed bin Münkedir bir savaştaydı, arkadaşlarından bir adam ona dedi ki:
“Toplanmış taze hurma canım istiyor” ibnil Münkedir dedi ki:
“Rabbinizden yedirmesini isteyin size yedirsin, o kudretlidir” kavim dua etti, az bir şey yürüdüler ipli bir zenbil gördüler, taze hurmanın en iyisiydi, kavmin bazısı dedi ki:
“Keşke bal olsaydı” İbnil Münkedir dedi ki:
“Size toplanmış taze hurmayı yedirmeye gücü yeten balı yedirmeyede gücü yeter, ondan yedirmesini isteyiniz” bunun üzerine dua ettiler, az birşey yürüdüler, yol üzerinde bal kutusu buldular, indiler ve yediler.3
Habib el-Acemi Ebu Muhammed duasının kabulüyle bilinirdi, kafası kel bir çocuk için dua etti, ağladı ve göz yaşlarıyla çocuğun başını sildi, kalkmadan çocuğun başı karardı, insanların en güzel saçlısı haline döndü.4
Müzmin hastalığa tutulmuş bir adam sedyeyle getirildi, onun için dua etti, adam iki ayağı üzerine kalktı, sedyesini de boynunda taşıdı ve ailesine döndü.6 Açlık zamanında (kıtlık) çok yiyecek satın aldı ve miskinlere sadaka verdi, sonra biraz poşetler bağladı, yatağının altına koydu, sonra Allah’a dua etti, yemek sahibleri parasını istemeye geldiler, bu poşetleri çıkardı, bir de ne görsünler dirhemlerle dolu, onu saydılar baktılar ki tam alacakları kadar var ve alacaklarını onlara verdi.7
Bir adam onunla çok eğleniyordu, bunun üzerine Habib ona beddua etti ve adam baras hastalığına (alaca) yakalandı8 bir keresinde Malik bin Dinar’ın yanındaydı.
(1)Hadisin isnadı zayıftır, ibni Ebiddünya Evliya’da tahric etti.
(2)Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: 2/129.
(3)Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: 2/130.
(4)İbni Ebiddünya Mücabud’da ve kitabında tahric ettirakam: 92.
(6) Geçen merci rakam: 55.
(1)İbni Ebiddünya Mücabud’da ve de tahric etti rakam: 56.
(2) Mücabud Da’ve de, Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti: 3/151.
(3)Mücabud Dave’de tahric etti rakam: 96.
(4)Mücabud Dave rakam: 97.
(5)Geçen merci rakam: 97.
(6)Geçen merci rakam: 99, Hilye: 6/150.
(7)Mücabud dave rakam: 124.
Bir adam ona geldi, Malik’in dağıttığı dirhemlerden dolayı Malik’e kaba davrandı, bu iş uzayınca, Habib iki elini göğe kaldırdı ve dedi ki:Ey Allah’ım bu bizi seni anmaktan alıkoydu, dilediğin şekilde bizi ondan rahatlat, bunun üzerine adam yüz üstü ölü olarak düştü.1
Bir topluluk Allah yolunda bir savaşa çıktı, bazılarının eşeği vardı, eşek öldü arkadaşları yolculuğa devam etti, o zat kalktı, abdest aldı, namaz kıldı ve dedi ki:Allah’ım senin yolunda mücahid olarak ve senin rızanı isteyerek çıktım, ben şahidim sen ölüleri diriltiyorsun, kabirdekileri geri diriliyorsun, benim eşeğimi de dirilt, eşeğe gitti ve ona vurdu, eşek ayağa kalktı, kulaklarını salladı, ona bindi ve arkadaşlarına yetişti, sonra eşeği Kufe’de sattı.2
Bir topluluk Allah için çıktı, onlara şiddetli bir soğuk isabet etti, hatta nerde ise öleceklerdi, yanlarında büyük bir ağaç vardı, Allah’a dua ettiler, birden yandı, elbiselerini kuruttular, onunla ısındılar, ta güneş doğdu, ve ayrıldılar, güneş eski haline döndü.
Ebu Kılabe oruçlu hacca çıktı, yaz günü arkadaşları öne geçti, ona şiddetli bir susuzluk isabet etti, dedi ki:Allah’ım orucumu açmaksızın sen benim susuzluğumu gidermeye kadirsin, bunun üzerine bir bulut onu gölgelendirdi, onun üzerine yağmur yağdırdı, elbisesi ıslandı, ondan susuzluk gitti, indi havuzlar yaptı ve onu doldurdu, arkadaşları ona geldiler ve içtiler, arkadaşlarına bu yağmurdan hiç isabet etmedi3 bunun benzeri çoktur, sıralamak uzun sürer.
Dua kabul olunanların çoğu seleftendir, onlar belalara sabrediyordu, onun sevabını tercih ediyordu, ondan kurtulmak için dua etmiyordu. Rivayet edildi ki: Sad bin Ebi Vakkas insanların kendini dua kabulüyle bilmesi için onlar için dua ediyordu, ona denildi ki:
“Gözü kör olmuştu, gözün için Allah’a dua etsen” bunun üzerine dedi ki:
“Allah’ın kaderi benim gözümden bana daha sevimlidir.”
S:238 Biri cüzzama tutuldu, ona denildi ki:
“Bize senin Allah’ın ismi azamını bildiğin haberi ulaştı, sana gelen bu hastalığı gidermesi için Allah’tan istekte bulunsan?” Dedi ki:
“Ey kardeşimin oğlu beni o imtihan ediyor, ben ondan geri bana vermesini hoş görmüyorum.” İbrahim et-Teymi’ye denildi ki: -o Haccac’ın hapsindeydi-
“Keşke Allah’a dua etsen” dedi ki:
“Hakkında ecir alacağım şey için benden onu gidermesi ona dua etmekten hoşlanmıyorum.”
Yine Said bin Cübeyr öldürene kadar Haccac’ın eziyetine sabretti ve duası kabul olunan biriydi, sesiyle namaza kalktığı bir horozu vardı, bir gece vaktinde ötmedi, Said namaza kalkmadı, bu ona ağır geldi, dedi ki:Ona ne olmuş? Allah onun sesini kessin, horoz bundan sonra ötmedi, annesi ona dedi ki: Ey oğulcuğum bundan sonra hiçbir şeye beddua etme.1 Rabia’ya Allah katında değeri olan bir zikredildi ki:
Dostları ilə paylaş: |