(2)Buhari içecekler kitabında tahric etti rakam 5 bak: 7/196.
(3)Buhari ve Müslim tahric etti (Nevevi’nin Müslim şerhi: 13/149, Sahihi Buhari, Kitabul Eşribe: 6,(7/190).
(4)Nevevi’nin Müslim şerhi: 13/151.
(5)Sahihi Buhari Kitabul Eşribe: 5, (7/190) Neylül Evtar: 8/173).
(1) Buhari, Müslim tahric etti (Buhari Kitabul Eşribe), (7/190).
(2)Ahmed, Ebu Davud, Tirmizi (1873) tahric etti ve dedi ki:Bu hadis garibtir, babta Ebu Hureyre’den de hadis vardır.
(3)İbnu Ebi fieybe ve Abdurrazzak Musannef’inde tahric etti.
(4)Hadis Müslim’in şartı üzere sahihtir, Ahmed Müsned’de tahric etti.
(5)Sahihtir, Buhari haric cemaat tahric etti (Ahmed, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi (1876)Nesai, ibni Mace)(Neylül Evtar: 8/172).
(6) Hadis mütevatir, sekiz sahabeden rivayet olunmuştur (Nazmul Mütenasir S: 100). Cabir hadisini Ebu Davud, Tirmizi (18667, ibni Hibban, ibni Mace Tahric etti (Nasburraye: 4/301-302).
Ebu Davud ve Tirmizi tahric etti ve güzeldir dedi Ayşe (r.a.)Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Her sarhoşluk veren haramdır, Farakın1 haram ettiğinden bir avuçta haramdır”2 bir rivayette de: “Ondan ağız dolusu haramdır.”3 Ahmed bunu delil aldı ve mezhebi budur. Sahih değildir, diye hakkında:Bu adam abartmıştır. Nesai bu hadisi Sa’d bin EbiVakkas ve Abdullah bin Amr rivayetinden tahric etti, onlarda Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etti4 Peygamber (s.a.v.) başka vecihlerden de rivayet edildi, zikri uzun gider.
İbnu Aclan Amr bin fiuayb’tan rivayet etti, dedi ki:Ebu Vehbel Ceyşani anlattı,Yemen heyeti Peygamber (s.a.v.)’e geldi, ona Yemen’ede olan içeceklerden sordular, ona baldan yanılan bit’in ve arpadan yapılan mizr’in ismini verdiler. Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki:
“Ondan sarhoş oluyor musunuz?”
“Eğer çok içersek sarhoş oluyoruz” dediler, buyurdu ki:
“Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır” bunu Kadı İsmail tahric etti.5 Sahabe (r.a.)Peygamber (s.a.v.)’in:“Her sarhoşluk veren haramdır.” Sözünü delil getiriyordu, Peygamber (s.a.v.) döneminde ve daha sonra çıkan sarhoşluk verici çeşitlerinin haramlığını söylüyorlardı, ibni Abbas’a Bazak hakkında sorulduğu gibi, dedi ki:Muhammed (s.a.v.)Bazak’ı görmedi, sarhoşluk veren haramdır, bunu Buhari tahric etti6 sarhoşluk veriyorsa bu genel kelimeye dahil olduğuna işaret ediyor.
Bil ki aklı gideren sarhoşluk verici iki çeşiddir: Birincisi:kendisinde lezzet ve neşe olandır, bu içilmesi haram olan ikidir. Müsned’de7 Talkel Hanefi’den şöyle dediği rivayet edildi: “O peygamber (s.a.v.)’in yanında oturuyorken, ona bir adam dedi ki:S: 331
“Ey Allah’ın rasulü, yerimizde meyvelerimizden yaptığımız içecekler hakkıda görüşünüz nedir” (s.a.v.) buyurdu ki:
“Sarhoşluk vericiden soran kimdir, onu içme, müslüman kardeşine içirme, nefsimi kudreti elinde tutana yemin olsun ki -veya kendisiyle yemin edilenle yemin ederim ki- onun sarhoşluk lezzetini isteyerek onu kim içerse, kıyamet günü Allah ona (cennet) içkilerinden içirmez.”Alimlerden bir gurub dedi ki:İster bu içki camid, ister akıcı, ister yenilen, ister içilen, ister buğdaydan veya hurmadan, veya sütten olsun aynıdır, üzüm ve başkasından yapılan ve lezzeti ve sarhoşluk vericiliği için yenilen haşişeyide buna dahil ettiler.
Ebu Davud’un süneninde1 fiehr bin Havşeb, ümmü Seleme’den şöyle dediğini rivayet etti:Rasulullah (s.a.v.) her sarhoşluk veren ve gevşiklik verenden yasakladı”
İkincisi: Aklı giderip sarhoşluk veripte lezzeti bulunmayan şeydir, bence ve benzeri gibi (Hindistan’da yetişen bir bitki) Ashabımız dedi ki: Eğer tedavi ihtiyacından dolayı kulanırsa, kuvvetli zanne göre de selamet bulması ise caizdir.
Urve bin Zübeyr’den rivayet edildi ki: Ayağı kanser oldu ayağını kesmek istediler, ona doktorlar dedi ki:Aklın gidinceye kadar sana bir ilaç içireceğiz kesmenin acısını hissetmeyeceksin, bunun üzerine reddetti, ve dedi ki:Aklının ondan gittiği ve rabbini bilemeyince kadar içtiği bir halkın içeceği zannetmedim.2 Ondan şöyle dediği rivayet edildi: Benimle rabbimin zikri arasına giren şeyi içmem. Eğer bunun tedavi ihtiyacından başka bir gaye için kullansa kadı, ibnu Ukayl ve Muğni sahibi gibi ashabımızın çoğu dedi ki: Haramdır, çünkü o aklın gitmesine sebebtir, ihtiyaçta yoktur, sarhoşluk vericinin içilmesi haram kılınmıştır.
(1) Medine’de bilinen bir ölçektir, onaltı rıtılı kapsar.
(2)Hadis hasendir, Ahmed, Ebu Davud, Tirmizi; (1867) tahric etti ve dedi ki:Hadis hasendir (Neylül Evtar: 8/179.
(3)Hadis hasendir, ibni Hibban doğruladı, Ebu Davud ve Tirmizi tahric etti (1867).
(4) Hasendir, Nesai Sa’d ve ibni Amr’dan tahric etti.
(5) Hadisin isnadı zayıftır senedinde Ebu Vehb el-Ceyşani var (Deylem bin Hevşa’) İbni Hibban güvenilir gördü ibnul Kattan dedi ki:Hali meçhuldür (Mizanul İtidal: 4/585).
(6)Buhari Eşribe kitabında tahric etti; (23)(7/195)Bazak:Pişirilmiş içkidir.
(7)Ahmed ve Taberani tahric etti Heysemi Mecma’da (5)70) dedi ki: Ahmed’in adamları güvenilirdir. Yine ibni Ebi fieybe’de tahric etti.
(1) Ebu Davud Ümmü Seleme’den, yine Ahmed, Beyhaki, ibni Ebi fieybe tahric etti, fieyh bin Havşeb’in zayıflığı sebebiyle isnadı zayıftır (Camiul usul: 6/66.)
(2)İbni Asakir ve Zehebi Siyeru alemin nübelada (4/480) zikretti, kıssanın tamamlayıcısı: Testereyi sol ayağının üzerine koydu, onda bir his olduğunu duymak, onu kesince şöyle dedi:Eğer aldınsa, bıraktında, eğer bela verdinse afiyette verdin.
Hanş er Rahabi İkrime’den, o da ibni Abbas’dan merfu olarak rivayet etti -onda zayıflık vardır-: Kim aklını götüren bir içecek içerse, kebair kapılarında bir kapıya gelmiştir.”1
Onlardan bir taife dedi ki İbnu Ukayl Fünunda onlardandır: Bu haram olmaz, çünkü onda lezzet yoktur, içki kendisine şiddetli eğlence olduğundan haram olmaz, çünkü benc ve benzerinde neşe ve şiddet yoktur, çoğunluğun görüşü üzere: Bunu ihtiyaç dışında alsa, onunla sarhoş olsa ve karısını boşasa, boşamasının hükmü, sarhoşun boşamasının hükmüdür, bunu ashabımızın çoğu söyledi, ibni Hamid kadı ve fiafii’nin ashabı gibi Hanefiler dedi ki: Talakı gerçekleşmez, sebeb olarak onda lezzet olmayışını gösterdiler, bu onların haram kılmayışına delildir.
fiafiiler dedi ki: O haram kılınmıştır, onunla birlikte talakını gerçekleşmesi hususunda iki vecih vardır: Ahmed’in kelamın zahiri: Sarhoşun talakına zıd olarak talakı gerçekleşmez, bunu kadı tevil etti ve dedi ki: Bunu Hanefileri susturmak için dedi, inadığından dolayı değil, kelamın akış buna muhtemeldir hadde gelince içerisinde şiddet ve neşe bulunan sarhoşluk vericileri kullanmakla gerekli olur çünkü o nefsileri kendisine davet ediyor, had ondan azarlayıcı uzaklaştırcı olarak konuldu.
Kendisinde lezzet ve neşe olmaksızın sorhuşluk veren ise onda tazir dışında bir şey yoktur o ölü, domuz, yemek, kan içmek gibidir, çoğunu sarhoşluk verdiği şeyin azının haramlığı görüşünde olan alimlere göre, bunun çoğunu içene had vurulacağı görüşündedir, eğer tevil ederek helallığına itikad etse de böyledir, bu fiafii ve Ahmed’in görüşüdür Ebu Sevr buna muhaliftir, dedi ki: Tevilinden dolayı had vurulmaz, bu velisiz nikah gibidir, yine velisiz nikahlananın haddi hususunda hilaf vardır, fakat doğrusu ona had vurulmaz, onunla tevil ederek şıra (sarhoşluk ediciliği bulunan) içkiye onu ayıran ayrım yaptı, nebizin içimi haramlığı üzerinde icma bulunan içmeye vesiledir, velisiz nikah böyle değildir, çünkü o üzerinde icma bulunan zinaya ihtiyaç bırakmaz, ondan sakınmayı mucibtir. Ahmed’den ifade olunan şudur: Tevil ederek nebizi içene had vurulur. Çünkü tevili zayıftır, kendisinden haddi, savmaz, o Esram’ın rivayetinde dedi ki: Nebizi tevil ederek içene had vurulur, velev ki imama üç boşamayla havale edilmiş olsun, sonra da tevil ederek üç boşamayı bir kere de kullanmak bir boşamadır dese, imam da: O üç boşamadır, araları açılmaz (bir kerede üç bir sayılmaz) görüşünde olsa (yine böyledir) ve dedi ki: Bu onun gibi değildir, bunun durumu Allah’ın kitabı ve resulunun sünnetinde açıktır, içkinin haramlığı ve onların fadih içtikleri bildirildi, Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: “Her sarhoşluk veren haramdır” bu açıktır, kesin (üç) boşamasıda açıktır, bu insanların hakkında ihtilaf ettiği bir şeydir.
KIRKYEDİNCİHADİS
İnsanın yiyeceği Miktar
Mikdam bin Ma’dikerib’ten şöyle dediği rivayet edildi: Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Ademoğlu karnından daha şerli bir kab doldurmamıştır, Ademoğlu belini doğrultacağı lokmacıklar yeterlidir, ille de yiyecekse üçte birini yemeği, üçte biri içmesi üçte birini de nefsi için (boş) bıraksın” bunu imam Ahmed, Tirmizi, Nesai ve ibni Mace tahric etti, Tirmizi dedi ki: Hadis hasendir.1
Bu hadis sebibini zikriyle birlikte rivayet edildi, Ebu Kasım el-Beğavi muceminde Abdurrahman bin Murakka’dan rivayet etti, dedi ki: “Rasulullah (s.a.v.) meyvelerle yeşermişken Hayberi fethetti, insanlar meyveler arasına düştü ve onları humma kuşattı, Rasulullah (s.a.v.)’e şikayet ettiler Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Humma ölmün kılavuzudur (öncüsüdür) Allah’ın yeryüzündeki hapsidir o ateşten bir parçadır, siz yakaladığı zaman suyu şen denilen kaplarda (küçük su kabıdır onun içinde başkalarındakinden daha soğuk olur) soğutunuz, iki namaz arasında onu üzerinize dökünüz” akşamla ve yatsıyı kastediyor, dedi ki: Bunu yaptılar onlardan gitti, Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Dolduğu zaman Allah karından daha şerli bir kap yaratmaştır, ille de olacaksa üçte birini yemeniz, üçte birini içmeniz için, üçtebirinide hava için bırakınız.”2 Bu hadis bütün tıbbı toplayan bir asıldır.
(1) Bezzar Taberani Kebir’de, Ebu Ya’la tahric etti, Heysemi Mecma’da: (5/70) dedi ki senedinde Hubeyş bin Kays er Rahabi var, o zayıftır.
(1) Hadis hasen, sahihtir, Ahmed Tirmizi (2381) tahric etti ve dedi ki: Bu hadis hasen sahihtir, yine Nesai ibni Mace Taberani Kebir’de, Kudai fiihab’ta tahric etti, ibni Hibban doğruladı, Zehebi ikrar etti, ancak ibni Mace dedi ki: Ademoğlunun nefsi üstün gelirse, üçte biri yemek için... (Terğib ve Terhib: 3/136).
(2) Hadis zayıftır, Taberani Kebir’de, Beyheki Delail’ de, Kudai fiihab ta tahric etti senedinde Muhabber bin Harun var, meçhuldür.
Rivayet edildi ki: Doktor ibni Masiveyh Ebu Hayseme’nin kitabında bu hadisi okuyunca, dedi ki: Eğer insanlar bu kelimeleri kullansalar, hastalıklardan kurtulurlar hastaneler ve eczaneler atıl kalır, bunu söyledi, çünkü her hastalık ağır yemektendir, bazısı dedi ki: Her hastalığın temeli aşırı yemektir, merfu olarakta rivayet edildi, merfu luğu doğru değildir.1
Arab doktor Haris el Kelede dedi ki: Perhiz ilacın başıdır, çok yemek hastalığın başıdır, bazısı bunu ref etti, yine sahih değildir.2 Yine Haris dedi ki: Çölü ve çölün içindeki yırtıcıları helak eden şey: Hazımdan önce yemek üstüne yemektir.
Başkası dedi ki: Kabir ehline denilse ki:
“Sizin ecelinizin sebebi nedir?” Derlerdi ki:
“Çok yemektir, bu az yemenin menfaatlerinin bazısıdır, bedene uygunluğuna nisbeten olan faydasıdır.”
Kalbe nisbeten faydalarına ve menfaatlarına gelince az gıda kalbi inceltir, anlayışı kuvvetlendirir, nefsi kırar heva ve gadabı zayıflatır, çok gıda bunun zıddını yapar.
Hasan dedi ki: Ey Ademoğlu karnıyın üçte birine ye, üçte birine iç, üçte birine terket nefes alsın tefekkür etsin. Merzevi dedi ki: Ebu Abdullah, yani İmam Ahmed açlık ve fakirliği o kadar büyütüyordu ki, S: 335 ona dedim ki:
“Adam şehvetlerinin terkinde ecir alır mı?” Dedi ki:
“Nasıl ecir almaz ki” ibni Ömer diyor ki:
“Dört aydan beri doymadım.” Ebu Abdullah’a dedim ki:
“Adem doyduğu halde kalbinde rikkat (incelik, acıma hisse) bulur mu?” Dedi ki:
“Bu görüşte değilim” sonra Mervezi Ebu Abdullah’tan ibni Ömer’in bu sözün bir vecihle rivayet etti, ibni Sirine isnadıyla rivayet etti dedi ki: Bir adam ibni Ömer’e dedi ki: Sana cevariş getireyim mi?1 dedi ki:
“O hangi şeyedir?” Dedi ki:
“Yediğin zaman yemeği hazmettirir” dedi ki:
“Ben dört aydan beri doymadım ki, ben buna güç yetiremediğimden dolayı değil, fakat ben doymalarından fazla aç kalan kavmi idrak ettim.”2
Nafile isnadla dedi ki: Bir adam cevariş ile ibni Ömer’e geldi ve dedi ki:
“Bu nedir? Cevariştir, bununla yemek hazmedilir” dedi ki:
“Onunla ne yapacağım, bana bir ay gelp geçiyorda doymuyorum?”3
Bir adama isnadla dedi ki: İbni Ömer dedim ki:
“Etin zayıfladı, yaşın büyüdü, senin meclisinin adamları senin hakkını ve şerefini bilmiyorlar, eğer ehline kendilerine döndüğün zaman sana lütfedecekleri (ikram edecekleri) bir şey yapsalar olmaz mı” dedi ki:
“Yazıklar olsun, sana, vallahi onbir senin beri doymadım, on iki, on üç on dört sendin beri bir kere doymadım, aslı olayım ömrüm az kaldı.”4 Amr bin Esved el-Absi’ye isnadla rivyaet etti ki: fiımarıklık ve kibir korkusuyla doymayı çokça terkediyordu.4
İbni Ebiddünya açlık kitabında Rafie isnadla İbni Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti: Müslüman olduktan sonra doymadım.5 Muhammed bin Vasie isnadla şöyle dediği rivayet edildi: Kim yemeği az yerse, anlar, çok iyi anla, (zihni) safi olur ince (şefkatli) olur, çünkü çok yemek sahibini isteği çok şeyden ağırlaştırır.”5
(1) Ukayli Zayıflar da, ibni Adiy kalim de ibni Hibban mecruhinde Enes’ten merfu olarak tahric etti, senedinde Temim bin Necih vardır gerçekten zayıftır. Darekutni dedi ki: Doğruya en çok benzeyen bu Hasen Basri’nin sözündendir.
(2) Hafız Sehavi mekasıdul Hasene dedi ki: Peygamber (s.a.v.)’e raf’ı sahih değildir. Bilakis o Haris bin Kelede ve başkasının sözüdür, yine: “Karnı doldurmak derdin temeli perhiz devanın temelidir her bedene alıştığı şeyi yapın” rivayetin aslı yoktur.
(1) Bir çeşit tatlıdır yemeğin hazmına yardım eder.
(2) Ahmed zühd de tahric etti.
(3) Benzerini Ahmed Zühd’de tahric etti.
(4) Ahmed Zühd’de, Ebu Nuaym Hilye’de: (1/299) tahric etti.
(5) Ebu Nuaym Hilye’de: (5/156) tahric etti
(6) Taberani Kebir’de, Ebu Nuaym Hilye’de: 1/299 tahric etti.
(7) Ebu Nuaym Hilye’de (2/351) tahric etti.
Ebu Ubeyde el-Havvs’tan şöyle dediği rivayet edildi: Ölmün tokluğunda, hazzın açlığındadır, sen doyarsan ağırlaşırsın, uyursun, düşman senden imkan bulur, büyür, sen aç olursan düşman için gözetlemede olursun. Amr bin Kays’tan şöyle dedi rivayet edildi: “Karnınızı çok doldurmaktan sakınınız, çünkü o kalbi katılaştırır.”1
Seleme bin Said dedi ki: Eğer adam günahdan ayıplandığı gibi, karnını çok doyurmasından da ayıplanıyordu. Alimlerden birinin şöyle dediği rivayet edildi: Eğer karınlı isen nefsini hastalanıp zayıflamaya hazırla.2
İbnul E’rabi’den şöyle dediği rivayet edildi: Araplar diyordu ki:Karnı çok doymuş geceleyenin malına zarar gelmiştir. Ebu Süleymanı Darani’den şöyle dediği rivayet edildi:Eğer dünya ve ahiret ihtiyaçlarından birini istedinse, onu elde edinceye kadar yeme, çünkü yemek aklı değiştirir.
Malik bin Dinar’dan şöyle dediği rivayet edildi:Mümi’nin en büyük tasası karnı olmamalıdır, üstün gelende şehveti olmamalıdır. Dedi ki: Hasan bin Abdurrahman bana anlattı dedi ki: Hasan veya başkası dedi ki:Babanız Adem’in belası yemekten idi ve bu sizin kıyamete kadar belanızdır (imtihanınızdır.) Dedi ki: Deniliyordu ki:Kim karnına sahib olursa bütün salih amellere de sahip olur. Deniliyordu ki: Hikmet dolu midede yerleşmez. Abdul Aziz bin Ebi Davud’dan şöyle dediği rivayet edildi: Deniliyordu ki:Az yemek hayırlara sürat göstermeye yardımdır, Kusem el-Abid’den şöyle dediği rivayet edildi:Deniliyordu ki: Kişinin yemesi az olunca kalbi incelir ve gözleri yaşarır.
Abdullah bin Merzuk’tan şöyle dediği rivayet edildi:açlık devam ettikçe kibir görmedik, Ebu Abdurrahman el-Ömer’i ona dedi ki:
“Senin yanında bunun devamı nedir?” Dedi ki:
“Devamı Ebediyyen doymamandır” dedi ki:
“Dünyada olan kimse buna nasıl güç yetirebilir?” dedi ki:Velayet ehline ve Allah’ın kendisine itaata muvaffak kıldığı kimseye bu ne kolaydır ey bu Abdurrahman, o gibi kimse doyma miktarından az yer, bu açlığın devamıdır.
337 Bu söz Hasan’ı Basri sahabından birine bir yemek veripte, ashabının kendisine: Yemeye güç yetiremeyinceye kadar yedim demesi üzerine söylediği şu söze benzer Sübhanellah müslüman yemeye güç yetiremeyinceye kadar yemez.1 Yine Ebi İmran el-Cüveni’ye isnatla şöyle dediği rivayet edildi:Deniliyordu ki: Kim kalbinin nurlanılmasını severse yemeği az olsun. Osman bin Zaide’den şöyle dediği rivayet edildi: Süfyanı Sevri’ye yazdı ki: Cisminin sağlıklı olmasını istiyorsan, uykunu azalt, yemeği az ye.2 İbnus Semmak’tan şöyle dediği rivayet edildi. Bir adam kardeşiyle yalnız kaldı, dedi ki: Ey kardeşim, biz Allah’a karşı bizi aç bırakmayacağı kadar değersiziz, çünkü o evliyasını aç bırakır. Abdullah binEbul Ferec’ten şöyle dediği rivayet edildi: Ebu Said et Temimiye dedim ki:
“Korkan doyar mı?” Dedi ki:
“Hayır” dedim ki:
“Müştak (iştiyaklı, özlemli) doyar mı?”.
“Hayır” dedi. Rabah el Kaysi’den Ona bir yiyecek yekleştırıldı, onda yedi, ona denildi ki: Çoğalt, doyduğun görüşünde değilim, bir saha attı (bağırdı) ve dedi ki: Dünya günlerinde nasıl doyarım, günahkarların yiyeceği zakkum karşımdı? Adam yemeği önünden kaldırdı ve dedi ki: Sen bir şeyde, biz bir şeydeyiz.3
Mervezi dedi ki: Bir adam bana dedi ki: Ahmedi kastederek şu nimetlenen nerede, ona dedim ki: O nasıl nimetlenir? dedi ki: Yiyecek ekmek bulamıyormu? Kendisine yanaşıp ilişki kuracağı karısı yok mu? Bunu Ebu Abdullah’a (imam Ahmed’e) zikrettim, dedi ki: Doğru söyledi, istirca yapmaya başladı (İnna lillahi ve inna ileyhi raciun demeye başladı) ve dedi ki: Biz doyuyoruz. Bişr bin Haris dedi ki: Beş seneden beri oymadım ve dedi ki: Adama helalinden bir gün doyması gerekmez (yakışmaz), çünkü helalden doyarsa, nefsi onu harama çağırır, bu pisliklerden nasıl kurtulacak?
(1) Benzerini Süfyanı Sevri’den Ebu Nuaym Hilye’de (7/36) tahric etti.
(1)Ahmed Zühd’de tahric etti.
(2)Ebu Nuaym Hilye’de (7/7) tahric etti.
(3)Rabah bin Amr el Kaysi’den ebu Nuaym Hilye’de tahric etti (6/194).
İbrahim bin Edhem dedi ki:Kim karnını zaptederse dinini de zapteder, kim açlığına sahib olursa salih ahlaka da sahib olur, çünkü Allah’ın masiyeti açlıktan uzaktır, tokluğa yakındır, tokluk kalbi öldürür, ferah, şımarıklık ve gülme ondan olur. Sabit el Bünani dedi ki: Bize ulaştı ki, iblis (Allah’ın laneti üzerine olsun)Zekeriyya oğlu Yahya Aleyhisselama zuhur etti (göründü) üzerinde her şey asılı gördü, Yahya (a.s.) ona dedi ki:
“Ey iblis üzerinde asılı gördüğüm şeyler nedir?” Dedi ki:
“Bunlar Ademoğluna isabet ettiğim şehvetlerdir” dedi ki:
“Orada benim için birşey var mı?” dedi ki:
“Belki doymuşsundur, bizde seni namaz ve zikirden ağırlaştırmışızdır” dedi ki:
“Bundan başka?”
“Hayır” dedi, dedi ki:
“Allah’a söz veriyorum kanımı ebediyyen doyurmayacağım” dedi ki: İblis leanehullah dedi ki:
“Bende Allah’a söz veriyorum ebediyyen hiçbir müslümana nasihat etmeyeceğim.”1
Ebu Süleyman Darani dedi ki: Nefis acıkır ve susarsa kalb bafileşir ve incelir, doyar ve suya kanarsa kalb körelir.2 Ve dedi ki: 3Dünyanın anahtarı tokluk, ahiretin anahtarı açlıktır, dünya ve ahirette her hayrın aslı: Allah’tan korkmaktır çünkü Allah dünyayı kendinden korkanada korkmayana da veriyor, hakkın yanında biriktirilmiş hazineler vardır, onu ancak sevdiğine özel verir, akşam yemeğimden bir lokmayı terketmem onu yememden bana daha sevimlidir, sonrada gecenin başından sonuna kadar kıyam ederim(gece ederim).
Yahya bin Hasan el Huşeni dedi ki:Kim göz yaşını çoğaltıp kalbini inceltmek istrese, kanının yarısını yiyip içsin. Ahmed bin Ebil Havari dedi ki: Bunu Ebu Süleymana anlattım, dedi ki: Hadis geldi: “Üçte bir yemek, üçte bir içmek.” Ben onların nefislerini hesaba çektiği ve altıda bir kar ettikleri görüşündeyim.4 Muhammed bin Nadr el-Harisi dedi ki: Açlık takvaya götürür, aşırı tokluk aynen kibire götürdüğü gibi5 fiabi’den şöyle dediği rivayet edildi: Bir kez hariç on altı seneden beri doymadı, çünkü tokluk bedeni ağırlaştırır, zekayı giderir, uykuyu getirir, sahibini ibadetten zayıflatır.6
Peygamber (s.a.v.)Mikdam hadisinde az yemeyi mendub kıldı, buyurdu ki:“Ademoğluna belini doğrultacak lokmacıklar yeterlidir.” S: 339 Sahihayn de şöyle buyurduğu rivayet edildi: “Mümin bir bağırsağa, kafir yedi bağırsağa yer.”1 Murad şudur: Mümin şeriat adabıyla yer ve bir bağırsağın içerisine yer, kafir şehvet gereği, kibir gereği yer yedi bağırsağın içini dolduracak şekilde yer, Peygamber (s.a.v.) az yemekle birlikte, yemeğin birazı yetinip kalanına başkasını tercih etmeyi mendub kıldı, buyurdu ki:“Bir kişinin yemeği ikiye, ikinin yemeği üçe, üçün yemeği dörde yeter.”2 Peygamber (s.a.v.)’in Mikdam hadisinde zikrettiği gibi en güzeli mü’minin üçte birini yemesi, üçte çok içmek üçte bire (midenin) içmesi, üçte birini de nefesi için bırakmasıdır, çünkü çok içmek uykuyu getirir, yemeği bozar.
Süflan dedi ki:Her istediğinde su içme, içmezsen uyku gelmez.3 Selefin bazısı dedi ki: İsrail oğulları içerisinde ibadet eden gençler vardı, iftar anında birisi ayağa kalktı ve dedi ki: Çok yemeyeniz, çok içersiniz, çok uyursunuz, çok zarar edersiniz. Peygamber (s.a.v.) ve ashabı çok acıkıyorlardı, ve çok içmiyorlardı, şehvetten dolayı yemeyi azaltıyorlardı, bu yemeğin bulunmamasından dolayı değildi, ancak Allah rasulüne hallerin en mükemmelini ve en üstününü seçmiştir. Bunun için ibni Ömer buna benzemeye çalışıyor, yemeğe de gücü yettiği halde, böyleydi, kendinden önce babasıda böyleydi. Sahihayn’de Ayşe (r.a.) dedi ki:“Muhammed (s.a.v.) ailesi Medine’ye geleliden beri üç gece arka arkaya buğday ekmeğiyle doymadı, ölünceye kadar böyle oldu.”Müslim’in rivayetin dedi ki: “Rasulullah (s.a.v.) ölünceye kadar iki gün peşpeşe arpa ekmeğinden doymadı.”4
(1)Ebu Nuaym Hilye’de tahric etti (2/328-329).
(2)Hilye: 9/266.
(3) Hilye: 9/259.
(4)Hilye: 8/318.
(5) Hilye: 8/222.
(6)Ebu Nuaym Hilye’de (9/127), Beyhaki Adabuş fiafii’de, S: 106 tahric etti.
(1) Sahihtir, Malik, Ahmed, Buhari, Müslim, Tirmizi (1820) İbni Mace Ebu Hureyre’den, Buhari, Ahmed, Müslim, Tirmizi, (1819), ibni Mace, İbni Ömer’den, Müslim Cabir’den, Müslim ve ibni Mace Ebu Musa’dan (Camiul usul: 8/256 ve sonrası, Mecmauz zevaid: 5/31-33 Camius sağir: 2/184.
(2)Sahihtir, Ebu Hureyre’den Malik Buhari, Müslim, Tirmizi; (1821) “Birin yemeği ikiye ikinin yemeği dörde dördün yemeği sekize yeterlidir” lafzıyla tahric etti Tirmizi yine (1821) ibni Ömer’den tahric etti (Camiul usul 8/258).
(3)Ebu Nuaym Hilye’de: (7/18).
(4)Hadis sahihtir, Ayşe’den, Buhari, Müslim, Benzerini Malik, Buhari, Müslim, Ebu Davud Tirmizi, Nesai Abbas bin Rabia’dan tahric etti (Camiul usul: 4/153-156.)
Buhari Ebu Hureyre’den tahric etti:Peygamber (s.a.v.) vefat edinceye kadar üç gün yemeğe doymadı.Ondan şöyle dediği rivayet edildi: “Peygamber (s.a.v.) arpa ekmeğinden doymadan dünyadan çıktı.”1 Müslim’in sahihinde2 Ömer’den rivayet edildi:O hutbe okudu ve dünyadan insanlara isabet eden (elde ettikleri şeyi) söyledi ve dedi ki:Rasulullah (s.a.v.)’i gün boyu (açlıktan) kıvranıyor gördüm, karnını doyuracak kötü hurma bulamıyordu. Tirmizi ve ibni Mace Enes’ten tahric etti, Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki:“Allah yolunda kimsenin olmayacağı şekilde eziyet gördüm, Allah için kimsenin korkutulmayacağı şekilde korkutuldum, benim üzerimden üç gün üç gece geçti ve benim için Bilal’in koltuğunun altında getirdiği şeyden başka bir şey olmadı.”3 Bunu ibni Mace4 Süleyman bin Burada isnadıyla şöyle dediğini tahric etti:“Rasulullah (s.a.v.) bize geldi, üç gece kaldık, üç gece yemeğe güç yetemiyorduk veya yetiremiyordu.”Ebu Hureyre’ye isnadıyla şöyle dediğini tahric etti:Rasulullah (s.a.v.)’e sıcak yemek getirildi, yedi ve buyurdu ki: “Elhamduluillah karnıma şu şu günden beri sıcak yemek girmedi.”5 Allah ve Rasulü şehvetlere tabi olanı kınadı, Allah teala buyurdu ki: (Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler. Ancak tevbe eden, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir.) (Meryem: 19/59-60) Peygamber (s.a.v.)’den sahih olarak şöyle buyurduğu rivayet edildi: “Asırların en hayırlısı benim asrım, sonra onların peşinden gelenler, sonra onların peşinden gelenlerdir, sona şahit tutulmadıkları halde şahidlik eden, adak yapıp yerine getirmeyen bir kavim gelir, onlar içinde şişmanlık zuhur eder.”7
Dostları ilə paylaş: |